Learn the English Phrases "in one shot" and "It's shot!"

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase in one shot.

İngilizce cümleyi tek seferde öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you do something in one shot,

Bir şeyi tek seferde yaptığınızda,

it means you are successful

the first time you attempt to do it.

onu ilk denemenizde başarılı oluyorsunuz demektir. İster inanın ister

Believe it or not, these short English lessons,

inanmayın, bu kısa İngilizce derslerini

I usually do them in one shot.

genellikle tek seferde yaparım.

Sometimes I fail.

Bazen başarısız oluyorum.

Sometimes I say something wrong

Bazen yanlış bir şey söylüyorum

or I mess up and I start again.

ya da her şeyi batırıyorum ve yeniden başlıyorum.

But usually, I make the video in one shot.

Ama genellikle videoyu tek seferde yaparım.

That means I hit record

Bu, rekora bastığım

and I talk for a full four minutes without stopping.

ve tam dört dakika boyunca hiç durmadan konuştuğum anlamına geliyor.

Usually I do it in one shot.

Genelde tek seferde yaparım.

One time I found a phone in my classroom

Bir keresinde sınıfımda bir telefon buldum

and I thought to myself,

ve kendi kendime düşündüm ki,

I should try and unlock this phone

to see who it belongs to.

kime ait olduğunu görmek için bu telefonun kilidini açmalıyım.

And so, I guessed the password in one shot.

Ve böylece, şifreyi tek seferde tahmin ettim.

I punched in one, two, three, four

Bir, iki, üç, dört tuşladım

and that was the person's password

ve bu kişinin şifresiydi

and the phone was unlocked.

ve telefonun kilidi açıldı.

I got it in one shot.

Tek vuruşta aldım.

The other phrase I want to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer cümle ise

is the phrase it's shot.

vurulduğu cümle.

When you say something is shot, it means it's broken.

Bir şeye vuruldu deyince kırılmış demektir.

It's completely useless.

Tamamen işe yaramaz.

This is my old phone.

Bu benim eski telefonum.

It's shot.

Vuruldu. Artık

It doesn't even turn on anymore.

açılmıyor bile.

In fact, the screen, only half the screen worked for a bit

Aslında, ekranın sadece yarısı biraz çalıştı

and then it just stopped working, it's shot.

ve sonra çalışmayı durdurdu, çekildi.

So when you say something is shot,

Yani bir şeye vuruldu deyince,

it means it's completely broken.

tamamen kırılmış demektir.

Our last van, not one of the two I have right now,

Şu anda sahip olduğum ikisinden biri olmayan son minibüsümüz,

we eventually got rid of because it was shot.

vurulduğu için sonunda kurtulduk.

It just didn't start anymore.

Artık başlamadı.

It was really starting to rust.

Gerçekten paslanmaya başlamıştı.

It was shot.

Vuruldu.

So to review, when you do something in one shot,

Yani gözden geçirmek gerekirse, bir şeyi tek seferde yaptığınızda, onu ilk denediğinizde

it means you do it the first time you try it,

yaparsınız ,

you succeed the first time you try it.

ilk denediğinizde başarırsınız demektir.

I think right now, I'm probably gonna be able

Sanırım şu anda, muhtemelen

to finish this video in one shot.

bu videoyu tek seferde bitirebileceğim.

Everything seems to be going really good.

Her şey gerçekten iyi gidiyor gibi görünüyor.

And when you say something is shot,

Ve bir şeyin vurulduğunu söylediğinde,

when you say ah, it's shot, hey, do you wanna buy my car?

ah, vurulduğunu söylediğinde, hey, arabamı almak ister misin?

I'm not buying your car.

Arabanı satın almayacağım.

It's shot.

Vuruldu.

That simply means it's no good anymore.

Bu sadece artık iyi olmadığı anlamına gelir.

It doesn't really work and it's not useful to anyone.

Gerçekten işe yaramıyor ve kimse için yararlı değil.

It's shot.

Vuruldu.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Noriko.

Bu yorum Noriko'dan.

It's a bit of a long one, here we go.

Biraz uzun oldu, başlıyoruz.

Hi, I'm always wondering

Merhaba,

when you usually upload a new video.

genellikle ne zaman yeni bir video yüklediğinizi merak ediyorum.

I mean, the time when you upload

Demek istediğim, yükleme yaptığınız zaman

is sometimes in the middle of the night there in Canada.

bazen Kanada'da gecenin bir yarısıdır.

Do you set a timer to upload a video automatically

Bir videoyu otomatik olarak yüklemek

or wake up before the crack of dawn?

veya şafaktan önce uyanmak için bir zamanlayıcı ayarlıyor musunuz?

I'm not tech savvy, so this question might be dumb.

Teknoloji meraklısı değilim, bu yüzden bu soru aptalca olabilir.

Anyways, thanks.

Her neyse, teşekkürler.

And my response, "Yes, that is correct.

Ve cevabım, "Evet, bu doğru.

I upload the video the day before

Videoyu bir gün önce yükledim

and I set it to go live at around 3:00 a.m. my time.

ve kendi saatimle sabah 3:00 civarında yayınlanacak şekilde ayarladım.

This gives me a bit of a buffer

Bu, ihtiyacım olan bir şey düşünmem ihtimaline karşı bana biraz tampon sağlıyor.

in case I think of something I need to change.

değiştirmek için.

It's also the time of day

Aynı zamanda, dünyanın dört bir yanındaki

when most English learners around the world watch videos.

İngilizce öğrenenlerin çoğunun video izlediği günün saati. Bu

So I don't, Noriko, get up at the crack of dawn."

yüzden, Noriko, sabahın köründe kalkmıyorum."

Thanks for that comment, by the way.

Bu arada yorum için teşekkürler.

I don't get up at the crack of dawn.

Şafak sökerken kalkmıyorum.

I am able to upload the video the day before.

Videoyu bir gün önce yükleyebildim.

On YouTube, I can set it to go live at a certain time.

YouTube'da, belirli bir zamanda canlı yayınlanacak şekilde ayarlayabilirim.

And when I looked at when most people

Ve dünyadaki çoğu insanın ne zaman

around the world are learning English,

İngilizce öğrendiğine baktığımda,

it's usually between 3:00 a.m.

genellikle sabah 3:00

and 3:00 p.m. in the afternoon.

ile öğleden sonra 3:00 arasındadır. öğleden sonra.

That seems to be the most popular time.

Bu en popüler zaman gibi görünüyor.

Sorry, I got, I think I just walked through a spider web.

Üzgünüm, anladım, sanırım az önce bir örümcek ağından geçtim.

That seems to be the most popular time

Bu,

to watch videos to learn English.

İngilizce öğrenmek için video izlemek için en popüler zaman gibi görünüyor.

Which makes sense.

Bu mantıklı.

Most of North America is awake

Kuzey Amerika'nın çoğu, dünyanın geri kalanından

at a different time than the rest of the world

farklı bir zamanda uyanık

and most people in North America already speak English,

ve Kuzey Amerika'daki çoğu insan zaten İngilizce konuşuyor, bu

so they don't need to really learn.

yüzden gerçekten öğrenmelerine gerek yok.

Hey, I'm gonna show you.

Hey, sana göstereceğim.

We are headed off to market today,

Bugün pazara gidiyoruz,

so Jen has a little cart of flowers here.

bu yüzden Jen'in burada küçük bir çiçek sepeti var. Geri

Let me back up.

çekileyim.

This is how Jen harvests flowers.

Jen çiçekleri böyle [ __ ].

So there's a nice bucket of zinnias here.

Yani burada bir kova dolusu zinya var. Ayrıca

And you can see there is a nice bucket

güzel bir kova ayçiçeği olduğunu da görebilirsiniz

of sunflowers as well.

.

Some with yellow centers,

Bazılarının merkezleri sarı,

some with darker centers

bazılarının merkezleri daha koyu

and kind of a nice maroon and yellow.

ve hoş bir bordo ve sarı.

And then, here's more of the traditional style.

Ve sonra, burada daha çok geleneksel tarz var.

That flower will open up by the way.

O çiçek bu arada açacak.

We usually cut our flowers when they're partially open,

Çiçeklerimizi genellikle kısmen açtıklarında keseriz

and then when people buy them,

ve sonra insanlar onları satın aldıklarında

they slowly open in their house.

evlerinde yavaş yavaş açarlar. Her

So anyways, market day,

neyse, pazar günü,

I'm heading to market with Jen today,

bugün Jen'le pazara gideceğim

but I'm just popping out to make a little English lesson

ama gitmeden önce biraz İngilizce dersi yapmak için dışarı çıkıyorum

before I go.

I think I did this one in one shot.

.

Sanırım bunu tek seferde yaptım.

Have a great week.

See you in a couple days with another one, bye.

İyi haftalar.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşmek üzere, hoşçakalın.