Learn the English Phrase MADE IN THE SHADE and the word SHADES

In this English lesson, I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English phrase made in the shade.

gölgede yapılan İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now there's two ways to say this.

Şimdi bunu söylemenin iki yolu var.

You can say, he has it made in the shade,

Gölgede yaptırdı

or he's got it made in the shade.

ya da gölgede yaptırdı diyebilirsiniz.

And when you say this about someone,

Ve biri hakkında bunu söylediğinde,

it means that they have lots of money

bu onun çok parası olduğu

and that life is really really nice for them.

ve hayatın onlar için gerçekten çok güzel olduğu anlamına gelir.

Maybe they've worked their entire life

Belki de hayatları boyunca çalıştılar

and now they're retired.

ve şimdi emekli oldular.

And they have enough money

Ve

to live really really comfortably.

gerçekten çok rahat yaşamak için yeterli paraları var.

You would say wow, he's got it made in the shade.

Vay canına gölgede yaptırmış diyeceksiniz.

Or he has it made in the shade right now

Ya da

because he has lots of money saved up,

birikmiş çok parası olduğu

and maybe he's getting lots of money from his pension.

ve belki de emekli maaşından çok para aldığı için gölgede yaptırmıştır.

Maybe you know someone who won the lottery,

Belki piyangoyu kazanan birini tanıyorsunuzdur

and you might say wow, they won the lottery,

ve vay canına, piyangoyu kazandılar,

they won $2 million, and now they have it made in the shade.

2 milyon dolar kazandılar ve şimdi gölgede bıraktılar diyebilirsiniz.

Or now they've got it made in the shade,

Ya da şimdi gölgede yaptırdılar,

which means they don't have to work anymore,

yani artık çalışmak zorunda değiller,

they don't have to worry about money anymore.

artık para konusunda endişelenmek zorunda değiller.

Basically, they have everything they need

Temel olarak,

to survive and to live a really comfortable

hayatta kalmak ve gerçekten rahat

and enjoyable life.

ve keyifli bir hayat yaşamak için ihtiyaç duydukları her şeye sahipler.

So, I don't have it made in the shade,

Yani gölgede yaptırmıyorum

but I am sitting in the shade.

ama gölgede oturuyorum.

And I just thought of this word, this isn't a phrase,

Ve şimdi aklıma şu kelime geldi, bu bir deyim değil,

normally I teach phrases on this channel,

normalde bu kanalda deyimler öğretiyorum

but in English the slang word for sunglasses is shades.

ama İngilizcede güneş gözlüğü argosu shade'dir.

Yesterday in my members-only video on my other channel,

Dün diğer kanalımdaki üyelere özel videomda,

I talked about how I had a pair of sunglasses

that I bought a number of years ago,

birkaç yıl önce aldığım bir güneş gözlüğüne nasıl sahip olduğumdan bahsetmiştim, bahsettiğim

this is the pair of sunglasses I was talking about.

güneş gözlüğü bu .

It's a little cracked, it's getting a little old,

Biraz çatlamış, biraz eskimiş

but they still work.

ama yine de çalışıyorlar.

In fact, this lens has a whole bunch of cracks in it,

Aslında, bu lensin içinde bir sürü çatlak var

but I still like it.

ama yine de hoşuma gidiyor.

So these are the shades that I wear almost on a daily basis.

Yani bunlar neredeyse günlük olarak giydiğim gölgeler.

So let's review, if you say that someone has

Şimdi tekrar gözden geçirelim, eğer biri

it made in the shade, or someone's got it made

gölgede yaptırdı ya da biri

in the shade, basically you're saying they have lots

gölgede yaptırdı derseniz, temel olarak onların çok

of money and they can live a really nice, comfortable life.

paraları olduğunu ve gerçekten güzel, rahat bir hayat yaşayabileceklerini söylüyorsunuz. Bir de

And if you are looking for your sunglasses,

güneş gözlüğü arıyorsanız güneş

you can say where are my shades?

gözlüğüm nerede diyebilirsiniz.

Hey, have you seen my shades?

Hey, güneşliğimi gördün mü?

Jen, have you seen my shades anywhere?

Jen, güneşliğimi herhangi bir yerde gördün mü?

That's actually exactly what I said yesterday,

Aslında dün tam olarak bunu söyledim

and they were actually on my head.

ve aslında kafamdaydılar. Her

So anyways, hopefully those two,

neyse, umarım o ikisi

or this phrase and this word were new for you,

veya bu ifade ve bu kelime sizin için yeniydi

and you were able to learn something new.

ve yeni bir şeyler öğrenebildiniz.

Let's look at a comment, my papers are blowing away here.

Bir yoruma bakalım, burada kağıtlarım uçuyor.

Let's read a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yorumu okuyalım.

This is from yesterday's video.

Bu dünkü videodan.

This is from Maz, and Maz says,

Bu Maz'dan ve Maz,

"If I had my time over again,

"Tekrar vaktim olsaydı,

"I would have liked to be homeschooled,

"Evde eğitim görmek isterdim,

"some of our teachers were too mean."

"öğretmenlerimizden bazıları çok kabaydı" diyor.

So yesterday's lesson, I talked about school again,

Dünkü derste yine okuldan,

back to school.

okula dönüşten bahsetmiştim.

Oh, actually maybe that wasn't yesterday.

Oh, aslında belki de o dün değildi.

Anyways, I forget yesterday's topic,

Her neyse, dünkü konuyu unuttum

but Maz basically is saying teachers were mean.

ama Maz temelde öğretmenlerin kaba olduğunu söylüyor.

My reply was one of the reasons I became

Cevabım, öğretmen olmamın nedenlerinden biri,

a teacher was because some of my teachers were mean as well.

bazı öğretmenlerimin de kötü olmasıydı.

I wanted to change things a bit.

Biraz bir şeyleri değiştirmek istedim.

So, this is actually quite true.

Yani, bu aslında oldukça doğru.

When I was in grade school, when I was in elementary school,

İlkokuldayken, ilkokuldayken,

grades one through eight, so that is about age six

birden sekize kadar olan sınıflar, yani

to about age 12 or 13 here in Canada.

burada Kanada'da yaklaşık altı yaşından 12 veya 13 yaşına kadar.

I had a few teachers who were not very kind.

Pek nazik olmayan birkaç öğretmenim vardı. Kötü olduklarında

I had a teacher who liked to hit kids

çocuklara sopayla vurmayı seven bir öğretmenim vardı

with a yard stick when they were bad.

.

I had another teacher who was just not very nice as well.

Pek iyi olmayan başka bir öğretmenim daha vardı.

They were very very mean people.

Çok çok kötü insanlardı.

In English, we would say they had no business being

İngilizce olarak, sınıfta işlerinin olmadığını söyleyebiliriz

in the classroom.

.

They did not have the right kind of personality

to be good teachers.

İyi öğretmenler olmak için doğru kişiliğe sahip değillerdi.

And it made me even as a young child,

Ve beni küçük bir çocukken bile

you might think I'm a very kind and pleasant person,

çok kibar ve hoş bir insan olduğumu düşünebilirsiniz

but these teachers made me very angry

ama bu öğretmenler beni çok kızdırdı

and very determined.

ve çok kararlı yaptı.

So later in life when I thought about becoming a teacher,

Bu yüzden, hayatımın ilerleyen dönemlerinde öğretmen olmayı düşündüğümde,

I knew that I would never be that kind of teacher,

asla böyle bir öğretmen olmayacağımı,

I would never be mean to students.

öğrencilere asla kötü davranmayacağımı biliyordum. Gerektiğinde

I am, how would you say, strict when I need to be.

katıyım, nasıl dersin?

And I'm very organized when I need to be.

Ve ihtiyacım olduğunda çok düzenliyimdir.

But I try to never ever be mean to students.

Ama asla öğrencilere kötü davranmamaya çalışıyorum.

I think you probably see that a little bit here

Muhtemelen bunu

on this YouTube channel.

bu YouTube kanalında biraz görmüşsünüzdür.

So if you're a teacher out there, be kind and teach all

Yani, orada bir öğretmenseniz , nazik olun ve tüm

of your students well.

öğrencilerinize iyi öğretin.