Learn the English Phrases RUFFLE A FEW FEATHERS and LIGHT AS A FEATHER

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

ruffle a few feathers.

ruffle a birkaç tüy İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

We also sometimes say, "Ruffle some feathers."

Ayrıca bazen "Tüyleri fırlatın" deriz.

When you ruffle a few feathers,

Birkaç tüyü karıştırdığınızda,

it means you're going to do something or say something

that's probably going to upset some people or bother them.

muhtemelen bazı insanları üzecek veya rahatsız edecek bir şey yapacağınız veya bir şey söyleyeceğiniz anlamına gelir.

If my boss at work said that everyone was getting a pay cut,

İşyerindeki patronum herkesin maaşında kesinti yapıldığını,

that we were all going to get paid less,

hepimizin daha az maaş alacağını söylese,

that would definitely ruffle a few feathers.

bu kesinlikle tüyleri diken diken ederdi .

A lot of my coworkers, and myself included,

would be very upset if my boss suddenly said

Patronum birdenbire

that everyone was getting a pay cut,

herkesin maaşında kesinti yapıldığını,

everyone's getting paid less after today,

bugünden sonra herkesin daha az maaş alacağını söylese, ben dahil birçok iş arkadaşım çok üzülürdü,

that would certainly ruffle a few feathers,

bu kesinlikle bazılarının tüylerini diken diken ederdi,

it would certainly upset quite a few people.

kesinlikle epeyce insanı üzerdi. .

It would probably upset everyone,

Muhtemelen herkesi üzerdi,

I think everyone would be upset

bence

if my boss said that.

patronum öyle dese herkes üzülürdü.

The second phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

is just the phrase light as a feather.

sadece tüy kadar hafif bir ifade. İkinci cümle için

I thought I'd use the word feather again

yine tüy kelimesini kullanayım dedim

for the second phrase.

.

This is the most common way

Bu,

to describe something or someone that's really light,

gerçekten hafif olan bir şeyi veya birini tanımlamanın en yaygın yolu,

we say they're light as a feather.

biz onlara tüy kadar hafif diyoruz.

Maybe there's a big bag of groceries in your car,

Belki arabanızda büyük bir bakkal çantası vardır

and you go to pick it up

ve onu almaya gidersiniz

and it actually isn't very heavy at all,

ve aslında hiç de ağır değildir,

you would describe it as saying,

"Wow, that's actually light as a feather,"

"Vay canına, bu aslında tüy kadar hafif" diye tarif edersiniz

because feathers, of course, I should've explained this,

çünkü tüyler, Elbette bunu açıklamalıydım,

feathers come from birds,

tüyler kuşlardan gelir,

like birds and chickens

kuşlar ve tavuklar gibi

and those kinds of animals have feathers,

ve bu tür hayvanların tüyleri vardır

and they're very, very light,

ve çok, çok hafiftirler,

so we often use the word feather

bu nedenle bir şeyden bahsederken genellikle tüy kelimesini kullanırız.

when we're talking about something that is very, very light.

bu çok, çok hafif.

Usually when it's unexpected,

Genellikle beklenmedik bir şey olduğunda,

when you think something's heavy and you pick it up,

bir şeyin ağır olduğunu düşündüğünüzde ve onu yerden kaldırdığınızda,

you could say, "Oh, wow, it's light as a feather."

"Oh, vay canına, tüy kadar hafif" diyebilirsiniz.

And we do describe people sometimes like this,

Ve bazen insanları böyle tanımlarız,

we could say, "Wow,"

"Vay canına" diyebiliriz,

you could pick up a small child, right,

küçük bir çocuğu elinize alabilirsiniz,

maybe your nephew or one of your kids,

belki yeğeninizi veya çocuklarınızdan birini

and you're like, "Wow, you're light as a feather,"

ve siz "Vay canına, bu kadar hafifsin" dersiniz. bir tüy",

basically saying they don't weigh very much.

temelde çok ağır olmadıklarını söylüyor.

Hey, to review, when you ruffle a few feathers,

Hey, gözden geçirmek için, birkaç tüyü karıştırdığınızda, birçok insanı üzen

it means you say or do something

bir şey söylediğiniz veya yaptığınız anlamına gelir

that upsets a lot of people,

and I think the example I gave was a really good one.

ve bence verdiğim örnek gerçekten iyi bir örnekti.

If your boss said that everyone

Patronunuz

is getting paid less starting next week,

önümüzdeki haftadan itibaren herkesin daha az maaş alacağını söylese,

that would ruffle a few feathers.

bu tüyleri diken diken eder.

And when you describe something or someone

Ve bir şeyi veya birini

as being light as a feather,

tüy kadar hafif olarak tanımladığınızda,

it means that they don't weigh very much,

bu onların çok ağır olmadığı anlamına gelir,

it means they're very, very light,

bu onların çok, çok hafif olduğu anlamına gelir

and we often describe a person or thing then

ve biz genellikle bir kişiyi veya şeyi

as being light as a feather.

tüy kadar hafif olarak tanımlarız. .

But, hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama, hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

Let me get the comment out here.

Yorumu buradan alayım.

This comment, ah, I don't know how to pronounce the name,

Bu yorum, ah, adını nasıl telaffuz edeceğimi bilmiyorum,

I should've looked this up, but I didn't.

buna bakmalıydım ama bakmadım.

I will do this later and I will put it on the screen,

Bunu daha sonra yapacağım ve ekrana koyacağım

but thank you for the comment anyways.

ama yine de yorum için teşekkür ederim.

The question, or the comment is this,

Soru veya yorum şu:

"I have one question for you today,

"Bugün size bir sorum var,

"do you especially make your videos' durations four minute?"

" videolarınızın süresini özellikle dört dakika mı yapıyorsunuz?"

Sorry, "Do you especially make

Pardon, "

"your videos' duration four minute and seven seconds?

Videolarınızın süresini özellikle" dört dakika yedi saniye mi yapıyorsunuz?

"Vast majority of your last videos have such a duration."

" Son videolarınızın büyük çoğunluğunun böyle bir süresi var." Ben de "

And my response was, "Yes,

Evet,

"I actually make them exactly four minutes long

aslında onları tam dört dakika uzunluğunda yapıyorum

"and then add the ending slides.

" ve ardından bitiş slaytlarını ekliyorum.

"I do this because I want the lesson

"Bunu yapıyorum çünkü dersin

"to be just the right size for quick viewing,

" hızlı görüntüleme için doğru boyutta olmasını

"but also giving a good amount of English learning."

" ve aynı zamanda iyi miktarda İngilizce öğrenmesini sağlamak istiyorum."

So yes, I like these videos to be exactly four minutes long.

Yani evet, bu videoların tam olarak dört dakika uzunluğunda olmasını seviyorum.

In fact, sometimes, a little secret here,

Aslında, bazen, burada küçük bir sır,

if I go over by one second or half a second,

eğer bir saniye veya yarım saniye geçersem,

I actually speed the video up a bit

videoyu

so that it fits in the four-minute mark.

dört dakikaya sığdırmak için biraz hızlandırırım.

And I do that specifically because this channel

Ve bunu özellikle yapıyorum çünkü bu kanal

is for people who want a short, brief English lesson,

kısa, kısa bir İngilizce dersi isteyenler için,

it has four parts, it's four minutes long,

dört bölümden oluşuyor, dört dakika uzunluğunda,

I teach one phrase, I teach another phrase,

bir cümle öğretiyorum, başka bir cümle öğretiyorum,

I respond to a comment

bir yoruma cevap veriyorum

and then I just talk about something randomly

ve sonra sadece konuşuyorum. sonunda hayatımla ilgili rastgele bir şey hakkında

at the end about my life,

and that's all it's meant to be.

ve olması gereken de bu.

And so I don't want it to be five,

Ve bu yüzden beş,

or six, or seven, or eight minutes,

altı, yedi veya sekiz dakika olmasını istemiyorum,

because I know a few of you,

çünkü birkaçınızı tanıyorum,

you watch it quickly on the way home,

eve giderken hızlıca izliyorsunuz,

maybe on the subway or on the train,

belki metroda veya trende,

some of you just watch it quick

bazılarınız

when you have a spare moment.

boş bir anınız olduğunda hızlıca izleyin.

So I want these lessons

Bu derslerin

to be exactly about four minutes long

tam olarak dört dakika uzunluğunda olmasını istiyorum

because I think that's just the right size,

çünkü bence bu tam doğru boyutta,

it's a bite size amount of English,

bir lokmalık İngilizce,

a bite-sized lesson.

bir lokmalık bir ders.

See you in a couple days with another one.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşmek üzere.