Learn the English Phrases TO WALK AWAY WITH SOMETHING and TO GET AWAY WITH SOMETHING

In this English lesson, I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English phrase "to walk away with something".

"bir şeyle uzaklaşmak" İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now this phrase has two meanings.

Şimdi bu cümlenin iki anlamı var.

The first meaning means to win something easily.

Birinci anlamı bir şeyi kolayca kazanmak demektir.

Maybe if you think about your favorite football team,

Belki de en sevdiğiniz futbol takımını düşünürseniz,

if they won a game eight to one,

bir maç sekize bir kazanırlarsa,

we would say that they walked away with it,

that they walked away with the win.

galibiyetle uzaklaştıklarını söyleyebiliriz.

It was really easy for them to win.

Kazanmaları gerçekten çok kolaydı.

But this phrase also means,

Ama bu deyim aynı zamanda,

the phrase "to walk away with something"

"bir şeyle çekip gitmek" deyimi

also means to steal something.

aynı zamanda bir şey çalmak anlamına da gelir.

A few years ago, Jen and I had some flowers for sale

Birkaç yıl önce, Jen ve ben yol kenarındaki standımızda satılık çiçeklerimiz vardı

on our roadside stand.

. Dışarıda

We had a few bouquets out there and someone

birkaç buketimiz vardı ve biri

walked away with a few of them.

onlardan birkaçıyla uzaklaştı.

That means they came, they took the bouquets

Yani geldiler, buketleri aldılar

and they didn't pay for them.

ve parasını ödemediler.

So when you say someone walks away with something,

Yani birinin bir şeyle çekip gittiğini söylediğinizde,

it can mean that they've won something easily

bu onun kolayca bir şey kazandığı

or that they've stolen something.

veya bir şey çaldığı anlamına gelebilir.

So that's the meaning of that phrase.

Demek o cümlenin anlamı bu. Bugün size

The second phrase I wanted to teach you today is the phrase,

öğretmek istediğim ikinci deyim,

"to get away with something".

"bir şeyden paçayı sıyırmak" deyimidir.

When you get away with something,

Bir şeyden paçayı sıyırmak, yapmaman gereken

it means you do something you're not supposed to do,

bir şey yaptığın

and you don't get caught.

ve yakalanmadığın anlamına gelir.

Sometimes this happens at school.

Bazen bu okulda olur.

Sometimes students do things they're not supposed to do

Bazen öğrenciler yapmamaları gereken şeyler yaparlar

and they get away with it.

ve bundan paçayı sıyırırlar.

Maybe they cheat while they're taking a test

Belki sınava girerken kopya çekiyorlar

and the teacher doesn't catch them.

ve öğretmen onları yakalamıyor.

In that situation, we would say

Bu durumda,

that they're "getting away with it".

"bundan paçayı sıyırdıklarını" söyleyebiliriz. Yapmamaları gereken bir

They're doing something they're not supposed to do,

şey yapıyorlar

and no one is catching them doing it.

ve kimse onları bunu yaparken yakalamıyor.

Sometimes this happens when people walk away with something.

Bazen bu, insanlar bir şeyle uzaklaştığında olur.

They actually end up getting away with it

Sonunda bundan paçayı sıyırıyorlar

because no one actually catches them doing it.

çünkü kimse onları bunu yaparken yakalamıyor.

So to review, when you walk away with something,

Yani gözden geçirmek gerekirse, bir şeyi alıp gitmeniz,

it can mean that you won something easily,

bir şeyi kolayca kazandığınız

or it can mean that you stole something.

veya bir şey çaldığınız anlamına gelebilir.

Well, not you.

Well, hopefully you don't steal things.

Sen değil.

Umarım bir şeyler çalmazsın. Bir

I know you guys don't steal things.

şey çalmadığınızı biliyorum.

That wouldn't be good.

Bu iyi olmaz.

And to get away with something simply means

Ve bir şeyden paçayı sıyırmak, basitçe

to do something you're not supposed to do

yapmamanız gereken bir şeyi yapmak

and to not get caught, to not suffer the consequences

ve yakalanmamak,

of doing something you're not supposed to do.

yapmamanız gereken bir şeyi yapmanın sonuçlarına katlanmamak demektir. Bu arada, okulda

It does happen once in a while in school, by the way.

arada bir olur .

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Eugene.

Bu yorum Eugene'den.

Hi, Mr. Bob.

Merhaba, Bay Bob.

I am a little bit confused.

Biraz kafam karıştı. Yılın

Your favorite season of the year is winter,

en sevdiğiniz mevsimi kıştır,

but you want to be a bear and sleep through it.

ancak ayı olmak ve kış boyunca uyumak istersiniz.

You definitely should be a polar bear.

Kesinlikle bir kutup ayısı olmalısın.

And my response was this.

Ve cevabım şu oldu.

I like winter for two reasons.

Kışı iki nedenle severim. Karda dışarıda

It's really nice to be outside in the snow,

olmak gerçekten güzel

but it's also really nice to be inside in a cozy house.

ama aynı zamanda sıcacık bir evin içinde olmak da gerçekten güzel.

That's where the desire to sleep comes in.

İşte burada uyuma isteği devreye giriyor.

So yeah, I know it might sound a little bit confusing.

Yani evet, kulağa biraz kafa karıştırıcı gelebileceğini biliyorum.

It might sound confusing for someone

who says they like winter

Kışı sevdiğini söyleyen birinin

to then say that they want to be a bear and sleep,

ayı olup uyumak istediğini söylemesi kafa karıştırıcı gelebilir

but yes, there are two really cool things about winter.

ama evet, kış hakkında gerçekten harika iki şey var.

The first thing is it's awesome

İlk şey,

to be outside in all the snow.

tüm karda dışarıda olmak harika.

And the second thing is that it's really nice

Ve ikinci şey,

to be inside a really warm house, especially if you have

gerçekten sıcak bir evin içinde olmak gerçekten güzel , özellikle de

a wood stove or something else that heats the house

bir odun sobanız veya evi

in a way that makes it super warm and super cozy.

süper sıcak ve süper rahat yapacak şekilde ısıtan başka bir şey varsa.

Anyways, I wanted to, oh, by the way,

Her neyse, bu arada,

thank you Eugene, for that comment.

bu yorum için teşekkürler Eugene'e demek istedim.

By the way, I wanted to show you,

Bu arada, size göstermek istedim,

a few of you have expressed concern about the fact

birkaçınız

that I go for a walk every day.

her gün yürüyüşe çıkmamla ilgili endişelerini dile getirdi.

Let me spin you around.

Seni döndürmeme izin ver.

And that, that might be dangerous.

Ve bu tehlikeli olabilir.

But I just wanted to show you that

Ama ben sadece

this is the road that I walk on.

bu yolda yürüdüğümü göstermek istedim. Bu videoyu yapmak

I have been out here for about seven or eight minutes

için yaklaşık yedi sekiz dakikadır buradayım

making this video and no cars have come by.

ve hiç araba gelmedi.

This road is very, very quiet.

Bu yol çok, çok sessiz.

That's how we would describe this road.

Bu yolu böyle tarif edeceğiz.

There's hardly any traffic.

Neredeyse hiç trafik yok. Bu bölgede biraz sel olması dışında

It's a great road to walk on,

yürümek için harika bir yol

except it does flood in this area a little bit.

.

I like it because there's lots of nature.

Seviyorum çünkü çok fazla doğa var.

You can probably hear a bird behind me right now.

Muhtemelen şu anda arkamda bir kuş sesi duyabilirsiniz.

And if you look over here behind me,

Ve eğer şuraya, arkama bakarsanız,

there's a nice forest as well.

güzel bir orman da var.

So that's kind of cool because every once in a while

Bu harika çünkü arada bir

I will see squirrels.

sincap göreceğim.

I will see sometimes an, a raccoon.

Bazen bir rakun göreceğim.

I even saw a deer once when I was on my walk.

Hatta bir keresinde yürürken bir geyik görmüştüm .

So I walk where it's really, really safe,

Bu yüzden gerçekten çok güvenli olan yerlerde yürüyorum,

so no need to worry about my safety

yani her gün egzersiz yapmak için yürüyüşe çıktığımda güvenliğim konusunda endişelenmeme gerek yok

when I go for my walk for exercise each day.

.

Thanks for watching this little English lesson.

Bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple of days with another one. Bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz. Hoşçakal.