Learn the English Term CLASS CLOWN and the Phrase TO CATCH ON - An English Lesson with Subtitles

So in this English lesson,

O yüzden bu İngilizce dersinde

I wanted to teach you the English term class clown.

sizlere İngilizce dönem sınıf palyaçosunu öğretmek istedim.

A class clown is a student that is often

Bir sınıf palyaçosu, genellikle sınıfta yapması gereken şeyi yapmayan bir öğrencidir

not doing what they are supposed to be doing in a classroom.

.

A class clown is a student that often tells jokes,

Bir sınıf palyaçosu, bazen öğretmen pahasına olmak üzere sık sık şakalar yapan bir öğrencidir

sometimes at the expense of the teacher.

. Başkasının

When you do something at the expense of someone else,

pahasına bir şey yaptığınızda ,

it means that, well, you're doing it kind of

bu,

to make fun of them a little bit.

onunla biraz dalga geçmek için yaptığınız anlamına gelir.

So a class clown is a student in a class

Yani bir sınıf palyaçosu, sınıfta

who often tells jokes.

sık sık fıkralar anlatan bir öğrencidir.

They're often out of their desks,

Genellikle sıralarının dışındadırlar ve

making other students laugh by doing funny things.

komik şeyler yaparak diğer öğrencileri güldürürler.

Class clowns are very interesting.

Sınıf palyaçoları çok ilginçtir.

I think every classroom has one.

Sanırım her sınıfta bir tane var.

When I was a student in high school,

Lisede öğrenciyken

I was not the class clown,

sınıfın palyaçosu değildim

but I certainly know there were a lot of class clowns

ama öğrenciyken sınıfımda çok fazla sınıf palyaçosu olduğunu kesinlikle biliyorum

in my classes when I was a student.

. Size

The second phrase I wanted to teach you

öğretmek istediğim ikinci cümle,

is the phrase to catch on.

akılda tutulması gereken cümledir.

And this comes from being in a classroom as well,

Ve bu, aynı zamanda bir sınıfta olmaktan

or when you have something explained to you.

ya da size bir şey anlatıldığında ortaya çıkar.

If you don't understand something

Bir şeyi anlamazsanız

and someone explains it to you, eventually you catch on.

ve birisi size açıklarsa , sonunda anlarsınız.

Eventually you understand what they are explaining to you.

Sonunda sana ne anlatmak istediklerini anlıyorsun.

Eventually you understand what they are saying.

Sonunda ne dediklerini anlıyorsun.

So if you're listening

Yani dinliyorsanız

and someone is explaining something new,

ve birisi yeni bir şey açıklıyorsa,

eventually you will catch on.

sonunda anlayacaksınız.

If I explain this a number of times,

Bunu birkaç kez anlatırsam

and if I explain it in a number of different ways,

ve birkaç farklı şekilde açıklarsam,

I hope that eventually you will catch on.

sonunda anlayacağınızı umuyorum.

Eventually you will understand what I am talking about.

Sonunda neden bahsettiğimi anlayacaksın.

So again, a class clown

Yani yine, bir sınıf palyaçosu,

is just that funny student in a classroom.

sınıftaki o komik öğrencidir.

Some of you were probably class clowns

Bazılarınız gençken muhtemelen sınıf soytarılarıydınız

when you were younger.

.

Some of you may be weren't class clowns,

Bazılarınız sınıf palyaçoları olmayabilir,

but you certainly knew quite a few class clowns.

ama kesinlikle epeyce sınıf soytarıları tanıyordunuz.

And when you use the phrase to catch on,

Ve yakalamak için ifadeyi kullandığınızda,

it means that you understand something.

bir şeyi anladığınız anlamına gelir.

So if you explain something to me and I'm like,

Yani bana bir şey açıklarsan ve ben

"Ah, I get it." I've caught on.

"Ah, anladım" dersem. yakaladım Söylediklerini

I would say that I was able to catch on

anlayabildiğimi söyleyebilirim

to what you were saying.

.

Let's look at a comment from yesterday.

Dünkü bir yoruma bakalım.

This comment is from Zen J and Zen J says,

Bu yorum Zen J'den ve Zen J diyor ki,

"Hi, Bob, you said in this video,"

"Merhaba Bob, bu videoda,"

that would have been yesterday's video,

dünkü video olacaktı,

"the last little while and the last little bit.

"son kısa süre ve son kısacık.

"Could you please explain those phrases

"Lütfen bu cümleleri açıklar mısın

"and how to use them?"

" ve nasıl kullanılır?"

And my response was, "For sure,

Benim cevabım da "Tabii ki bir

"I'll use this comment in the next video

sonraki videoda bu yorumu kullanacağım

"and explain both of them."

ve ikisini de anlatacağım" oldu. Bu soru için

Well, thank you, Zen J, for that question.

teşekkürler Zen J.

That's a great question.

Bu harika bir soru.

That's a great comment to leave.

Bu bırakmak için harika bir yorum.

The phrase the last little while

Son küçük süre ifadesi,

simply refers to the last few hours

yalnızca son birkaç saati

or the last few days.

veya son birkaç günü ifade eder.

If I say, "You know, for the last little while,

" Son bir süredir,

"I've really been enjoying being outside

" dışarıda olmaktan gerçekten keyif alıyorum

"because the weather has been nice."

"çünkü hava güzel" dersem.

If I say, "For the last little bit,

"Son bir an için

"the weather has been really nice here in Canada,"

" Kanada'da hava gerçekten çok güzeldi" dersem,

it can mean just the last day,

bu sadece son gün,

maybe the last two days, maybe the last three days.

belki son iki gün, belki son üç gün anlamına gelebilir.

We often also just say, "You know,

Bilirsin,

"for the last little bit, I've just really liked the cats.

"son an için kedileri gerçekten çok sevdim.

"They've been really fun.

"Gerçekten çok eğlenceliydiler.

"They've been really nice to me during my videos.

" Videolarım sırasında bana çok iyi davrandılar.

"They haven't meowed a lot."

"Fazla miyavlamadılar." Bu

By the way, yesterday, that was a bird that was meowing.

arada dün bir kuşun miyavlamasıydı.

So when we use the phrase the last little while,

or the last little bit, it simply means, you know,

son küçük parça, basitçe, bilirsiniz,

the last day or two, or the most recent

son bir veya iki gün veya geçen en son

amount of time that has passed.

zaman anlamına gelir.Yani

So for the last little while,

son kısa bir süredir,

a lot of my lessons have been about school-related things

derslerimin çoğu okulla ilgili şeylerdi

because I'm back at school.

çünkü ben' Okula döndüm.

Anyways, thank you, Zen J, again, for that comment.

Her neyse, bu yorum için tekrar teşekkürler, Zen J.

That's awesome of you to leave one.

Bir tane bırakmanız harika. Bu

By the way, many of you left comments yesterday

arada, birçoğunuz dün, ben yaptığımda

with recommendations on how to prevent my glasses

gözlüklerimin buğulanmasını nasıl önleyebileceğime dair tavsiyeler içeren yorumlar bıraktınız.

from fogging up when I was wearing a mask.

maske takıyordu.

I think the best recommendation was

bence en iyi tavsiye

to simply wear the glasses is a little more forward.

gözlükleri biraz daha öne takmaktı.

That worked, actually.

bu işe yaradı aslında.

There was a recommendation that I just breathe less,

daha az nefes almam (

(laughs) or stop breathing.

gülüyor) veya nefes almayı bırakmam yönünde bir tavsiye vardı.

I think that was a joke, but I totally get it.

sanırım bu bir şakaydı , ama kesinlikle anlıyorum.

That was kinda funny as well,

Bu da biraz komikti

but thank you for all the suggestions.

ama tüm önerileriniz için teşekkür ederim.

I am gonna try the soap, as well,

Sabunu da deneyeceğim

and we'll see how that goes.

ve nasıl sonuçlanacağını göreceğiz.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler. Birkaç gün sonra

I'll see you with another short English lesson

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz

in a couple days.

.