Learn the English Phrases IT MADE MY DAY and I'M NOT MADE OF MONEY

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

it made my day.

it was made my day İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

If I say to someone, "It made my day,"

Birine "Günümü güzelleştirdi" dersem,

I'm saying that something made me really happy

bir şeyin beni gerçekten mutlu ettiğini

and something made me smile.

ve bir şeyin beni gülümsettiğini söylüyorum.

Probably a great example would be this.

Muhtemelen harika bir örnek bu olurdu.

If someone sent me a birthday card,

Birisi bana bir doğum günü kartı gönderirse

and then later, I was talking to them,

ve daha sonra onlarla konuşurken

and they said, "Did you like the birthday card?"

" Doğum günü kartını beğendin mi?"

and I could say to them, "It made my day."

ve onlara "Günümü güzelleştirdi" diyebilirim.

Basically what I'm saying is

Temelde söylemek istediğim,

the birthday card made me happy.

doğum günü kartı beni mutlu etti.

The birthday card made me smile.

Doğum günü kartı beni gülümsetti.

It made my day.

Günümü güzelleştirdi.

I think when I watch the news,

Haberleri izlediğimde

and I see how crazy things are in the world,

ve dünyadaki şeylerin ne kadar çılgınca olduğunu gördüğümde, kendi

I always think to myself, it would be so nice

kendime hep düşünüyorum,

if everyone had something each day

herkesin her günü

that made their day for them,

onlar için günlerini güzelleştiren bir şeyleri olsa çok güzel olurdu

and then they could all be happy and say, "It made my day."

ve sonra hepsi mutlu olabilir ve "Günümü güzelleştirdi" deyin.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim de

is the phrase I'm not made of money. (laughs)

I'm not made of money deyimidir. (gülüyor)

This is a phrase that I sometimes say to my children.

Bu benim bazen çocuklarıma söylediğim bir söz. Sana

Do you realize that a lot of the phrases I teach you

öğrettiğim cümlelerin birçoğunun

are actually phrases I use when I'm talking to my children?

aslında çocuklarımla konuşurken kullandığım cümleler olduğunun farkında mısın ?

And when you say, "I'm not made of money,"

Ve "Param yok" dediğinde,

you say this to someone

bunu

who wants you to buy something for them.

kendisi için bir şey almanı isteyen birine söylüyorsun.

Often my children think I'm made of money,

Çoğu zaman çocuklarım benim zengin olduğumu düşünürler

and they want me to buy things for them,

ve onlar için bir şeyler almamı isterler

and 99% of the time, I say no.

ve %99 oranında hayır derim. Kendimi

I don't feel like a bad parent.

kötü bir ebeveyn gibi hissetmiyorum.

I actually think when I'm saying no,

Aslında hayır dediğimde

I think I'm being a good parent.

iyi bir ebeveyn olduğumu düşünüyorum.

So when you say to someone, "I'm not made of money,"

Yani birine "Param yok" dediğinizde,

basically what you're saying to them is

temelde ona

I don't have a lot of money and I can't buy that for you.

çok param yok ve bunu sizin için satın alamam diyorsunuz.

So sometimes my kids want a new toy,

Bu yüzden bazen çocuklarım yeni bir oyuncak isterler

or they want something new,

veya yeni bir şey isterler

and they'll come to me and ask if I can buy it,

ve bana gelip onu alıp alamayacağımı sorarlar

and I'll say, "Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa.

ve ben de "Vay, vay, vay, vay, vay.

I'm not buying that for you. I'm not made of money."

Bunu senin için almam . Param yok."

So to review, if you say to someone, "It made my day,"

Bu yüzden gözden geçirmek için, birine "Günümü güzelleştirdi" derseniz,

basically you're saying whatever the it is referring to,

temelde ne demek istiyorsa onu söylüyorsunuz,

you're saying that it made you happy,

bunun sizi mutlu ettiğini,

it made you smile, and it made you glad.

sizi gülümsettiğini ve sizi memnun ettiğini söylüyorsunuz.

And when you say to someone, "I'm not made of money,"

Ve birine, "Ben paradan ibaret değilim," dediğinde,

you're basically saying to them

aslında ona

that you don't have a lot of money

çok paran olmadığını

and you're not going to spend money on what they want.

ve onların istediği şeyler için para harcamayacağını söylüyorsun. Bir arkadaşınızla dışarıdayken

You could have this happen when you're out with a friend,

böyle bir şey yaşayabilirsiniz

and if your friend wants you to pay for their meal,

ve eğer arkadaşınız yemeğinin parasını ödemenizi isterse, "

"You could say, "Hey, whoa, whoa, whoa.

Hey, vay, vay, vay" diyebilirsiniz.

I'm not made of money.

Ben paradan yapılmadım.

Let's each pay for our own meals."

Her birimiz kendi yemeğimizin parasını ödeyelim."

But hey, let's look at a comment from another video.

Ama hey, başka bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Roberto.

Bu yorum Roberto'dan. Bu

By the way, Roberto leaves lots of really good comments,

arada, Roberto gerçekten çok iyi yorumlar bırakıyor

and I'm happy that I could choose one.

ve birini seçebildiğim için mutluyum.

Roberto says this.

Roberto şöyle diyor:

"Drop by in British English would mean pop in or pop over."

"İngiliz İngilizcesi'nde uğramak, uğramak veya uğramak anlamına gelir."

And my response was this.

Benim cevabım şu oldu.

I gave a lot of example sentences.

Bir sürü örnek cümle verdim.

"Yes, sometimes I pop in to see my mum.

"Evet, bazen annemi görmek için uğruyorum.

Sometimes I pop over to see my mum.

Bazen annemi görmek için uğruyorum.

Sometimes I stop by to see my mum.

Bazen annemi görmek için uğruyorum.

Sometimes I dropped by to see my mum.

Bazen annemi görmek için uğrardım.

All of those work and mean the same thing."

Bunların hepsi işe yarıyor ve aynı anlama geliyor."

By the way, I could also add,

Bu arada şunu da ekleyebilirim,

sometimes I stop in to see my mum.

bazen annemi görmek için uğrarım.

That would definitely work as well.

O da kesinlikle işe yarar.

So pop in, pop over, stop by, drop by, and stop in

O yüzden uğra, uğra, uğra, uğra ve Durmak

all mean almost exactly the same thing.

neredeyse aynı anlama gelir.

It means to visit someone.

Birini ziyaret etmek anlamına gelir.

Some them have the...

Bazılarında...

Might somewhat mean that it's unannounced.

Bir bakıma bunun habersiz olduğu anlamına gelebilir.

Like when you drop by, it can be unannounced.

Örneğin, uğradığınızda habersiz olabilir.

In English, when we say something is unannounced,

İngilizce'de, bir şey habersiz dediğimizde ,

it means you didn't tell someone

bu, birine

that you were going to do it.

bunu yapacağını söylemediğin anlamına geliyor.

But Roberto, thank you so much for leaving that.

Ama Roberto, bunu bıraktığın için çok teşekkür ederim.

By the way, I did want to just say a little more

Bu arada,

about the phrase it made my day.

günümü gün eden ifade hakkında biraz daha söylemek istedim.

I do wish the world just had a lot more

Ben Keşke dünyada günlerini güzelleştiren insanlar için çok daha fazla şey olsa

things happen for people that made their day.

.

I wish that there were more things every day

Keşke her gün

that made everybody smile,

herkesi gülümseten

and that made everybody a little happier.

ve bu herkesi biraz daha mutlu eden daha fazla şey olsaydı.

I have this wonderful job of teaching people,

İnsanlara öğretmek gibi harika bir işim var

and the vast majority of people I teach on YouTube

ve YouTube'da

and in real life

ve gerçek hayatta eğitim verdiğim insanların büyük çoğunluğu

appreciate what I do for them,

onlar için yaptıklarımı takdir ediyor

and so sometimes that makes my day.

ve bu yüzden bazen bu benim günümü güzelleştiriyor. İnsanlara yardım ettiğimi bilmek

It makes my day better knowing that I'm helping people.

günümü daha iyi hale getiriyor .

So I hope all of you can find something every day

Umarım hepiniz her gün

that makes your day,

gününüzü güzelleştiren,

something that makes you smile,

sizi gülümseten,

makes you happy, and makes you feel awesome.

mutlu eden ve harika hissettiren bir şey bulabilirsiniz.

Anyways, I'll see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.