Learn the English Phrases TO BE IN HOT WATER and TO MUDDY THE WATER

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, sıcak suda olmak için

I wanted to help you learn the English phrase

İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim

to be in hot water.

.

We sometimes also say to get in hot water.

Bazen de sıcak suya girelim diyoruz.

When you are in hot water, you are in trouble.

Sıcak suda olduğunuzda, başınız belada demektir. Birine

When you lie to someone

yalan söylediğinde

and then they find out that you lied to them,

ve sonra ona yalan söylediğini öğrendiğinde, başın belaya

you might be in hot water.

girebilir .

If I was to say to Jen

Jen'e

that I was going out to visit a friend,

bir arkadaşımı ziyarete gideceğimi söylesem

and instead I went to the casino and started gambling,

ve bunun yerine kumarhaneye gidip kumar oynamaya başlasam,

if Jen found out, I would definitely be in hot water.

Jen öğrenirse kesinlikle başım belaya girerdi.

By the way, I would never do that. I would never lie to Jen.

Bu arada, bunu asla yapmam . Jen'e asla yalan söylemem.

That's just a bad thing to do when you're in a relationship.

Bu, bir ilişki içindeyken yapılacak kötü bir şey .

But certainly, when you do something

Ama kesinlikle,

that someone doesn't want you to do,

birinin yapmanızı istemediği bir şeyi yaptığınızda,

that person could certainly be annoyed with you

o kişi kesinlikle size kızabilir

and you would then be in hot water.

ve o zaman sıcak suya girersiniz. İçinde bulunulması

Not a good situation to be in.

iyi bir durum değil . Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim bir diğer deyim de

is the phrase to muddy the water.

suyu bulandırmak deyimi.

When you muddy the water, it's when there's a conversation

Suyu bulandırdığınızda, bir konuşma olduğu

and you introduce new information

ve

that makes everyone a little bit confused.

herkesin biraz kafasını karıştıran yeni bilgiler verdiğiniz zamandır.

Here's a good example.

İşte iyi bir örnek.

Let's say we were trying to figure out

Diyelim ki mutfak

who stole something from the kitchen cupboard.

dolabından kimin bir şey çaldığını bulmaya çalışıyoruz .

Well, stole is a strong word.

Çalmak güçlü bir kelime.

Who took something from the kitchen cupboard.

Kim mutfak dolabından bir şey aldı .

My example is usually the last cookie.

Örneğim genellikle son çerezdir.

We're trying to figure out who took the last cookie.

Son kurabiyeyi kimin aldığını bulmaya çalışıyoruz.

Well, if I said to my son,

Peki, oğluma

"Did you eat a cookie last night?"

"Dün gece kurabiye yedin mi?"

and then I said to my daughter,

sonra kızıma

"Did you eat a cookie last night?"

"Dün gece kurabiye yedin mi?" dedim.

and then if my other son started to talk

ve sonra diğer oğlum

about how much he likes brownies

kekleri ne kadar çok sevdiğini

and whether we should be buying brownies,

ve kek almamız gerekip gerekmediğini konuşmaya başlasa

and if we had brownies instead of cookies,

ve kurabiye yerine kek olsaydı,

then this wouldn't be a problem,

o zaman sorun olmaz,

I would say that he is starting to muddy the waters.

çamurlanmaya başladığını söylerdim sular. Şu anki sohbetle ilgisi olmayan

He's starting to introduce information

bilgiler sunmaya başlıyor

that has nothing to do with the current conversation,

and it's making everyone a little bit confused.

ve bu herkesin biraz kafasını karıştırıyor.

So he's starting to muddy the water.

Böylece suyu bulandırmaya başlıyor.

We also sometimes say, and I just said it,

Bazen suları bulandırmak için de söyleriz, ben de az önce söyledim

to muddy the waters.

.

Anyways, to review.

Her neyse, gözden geçirmek için.

When you are in hot water, if you are in hot water,

Sıcak sudaysanız, sıcak sudaysanız

or if you get in hot water,

veya sıcak suya girerseniz,

it means that you are in trouble of some kind,

bu,

usually because of something you did,

genellikle yaptığınız bir şey yüzünden,

maybe a lie or maybe just something that you did to someone.

belki bir yalandan veya belki de sadece yaptığınız bir şeyden dolayı bir tür belada olduğunuz anlamına gelir. birine.

And when you muddy the water,

Ve suyu bulandırdığınızda,

it means that you introduce information

that kind of confuses all the people

who are having a conversation or a discussion.

sohbet eden veya tartışan tüm insanların kafasını karıştıran bir bilgi sunmuş olursunuz.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Athanasios, and the comment is this.

Bu yorum Athanasios'tandır ve yorum şudur.

"Thanks for these useful phrases, Teacher Bob.

"Bu yararlı ifadeler için teşekkürler , Öğretmen Bob.

I have a funny feeling

that Teacher Bob is going to buy a pizza

Öğretmen Bob'un

for the whole family tomorrow at night.

yarın gece tüm aile için bir pizza alacağına dair garip bir his var.

LOL! Bon appetit, sir."

LOL! Afiyet olsun, efendim."

And my response is this.

Ve cevabım şudur.

"Your guess is very close,

"Tahmininiz çok yakın,

although it might actually be tonight,"

aslında bu gece olabilir", ki

which today is Friday, if you're watching this on Friday.

bunu Cuma günü izliyorsanız bugün Cuma.

"We usually buy pizza on Friday nights,

"Pizzayı genellikle

about two times per month.

ayda iki kez cuma akşamları alırız.

It's the most reasonably priced food from a restaurant."

Bir restoranın en makul fiyatlı yiyeceğidir."

So thanks, Athanasios.

Teşekkürler, Athanasios.

That was a great use of the phrase a funny feeling

Komik bir duygu ifadesinin

or the term a funny feeling,

veya komik bir duygu teriminin harika bir kullanımıydı,

but that was excellent.

ama bu mükemmeldi.

Yes, good job.

Evet, iyi iş. Arada bir yediğimiz

I was gonna talk a little bit about

pizzadan biraz bahsedecektim

the pizza that we get every once in a while.

.

I've talked about from time to time,

Zaman zaman,

that sometimes, about twice per month,

bazen ayda iki kez

we'll go and we'll buy pizza.

gidip pizza alacağımızdan bahsetmiştim. Diğer kanalımda

I get it from the restaurant

that I went into when I made my video

of how to speak English at a restaurant on my other channel,

bir restoranda İngilizce nasıl konuşulur videomu çekerken gittiğim restorandan alıyorum

because I feel like it's a good idea to support them.

çünkü onlara destek olmak iyi bir fikir gibi geliyor. Oldukça başarılı

They helped me make a video that was quite successful,

bir video çekmeme yardımcı oldular ,

so I like to go there and buy pizza at least twice a month,

bu yüzden oraya gidip ayda en az iki kez,

sometimes longer.

bazen daha uzun pizza almayı seviyorum.

And then we come home, and in the summer,

Sonra eve geliyoruz ve yazın pizzamızı yemek için

we sit at this picnic table to eat our pizza.

bu piknik masasına oturuyoruz . Bir yaz gecesi

It's always fun to sit under the shade of this tree

bu ağacın gölgesinde oturup

on a summer night

and to sit at this picnic table,

bu piknik masasına oturup

and have a little bite to eat.

bir şeyler atıştırmak her zaman keyiflidir.

I think I used the phrase a few times per month

Sanırım bu ifadeyi ayda birkaç kez

and a few times a month.

ve ayda birkaç kez kullandım.

I think we must use those interchangeably.

Bence bunları birbirinin yerine kullanmalıyız.

I should teach that someday.

Bunu bir gün öğretmeliyim.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

I hope you're having a great Friday,

Umarım harika bir Cuma geçiriyorsunuzdur

and I'll see you in a couple days

ve birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.