Learn the English Phrases TO LOOK FORWARD TO and TO LOOK BACK ON - An English Lesson with Subtitles

So, in English, when you look forward to something

Yani, İngilizce'de, bir şeyi sabırsızlıkla beklediğinizde,

it means that you're excited about it.

bu onun için heyecanlı olduğunuz anlamına gelir.

It means that you are happy

that something is going to happen.

Bir şey olacağı için mutlu olduğun anlamına gelir. Olacak bir şeyi

It means that you smile when you think about something

düşündüğünüzde gülümsediğiniz anlamına gelir

that is going to happen.

.

I look forward to a few things.

Birkaç şey için sabırsızlanıyorum.

I look forward to a day when I'm semi-retired,

Yarı emekli olduğum,

when I can work a little bit less.

biraz daha az çalışabileceğim bir günü iple çekiyorum.

I look forward to a time when COVID-19 is over,

COVID-19'un bittiği,

when we've found a virus.

bir virüs bulduğumuz zamanı dört gözle bekliyorum.

I hope that all the scientists in the world

Umarım dünyadaki tüm bilim adamları

are working hard on that,

bunun üzerinde sıkı çalışıyordur

and I appreciate that they are.

ve ben de öyle olduklarını takdir ediyorum.

You might look forward to a time

when you can speak English fluently.

Akıcı bir şekilde İngilizce konuşabileceğiniz bir zamanı sabırsızlıkla bekleyebilirsiniz.

Maybe you already do,

Belki zaten biliyorsun,

but maybe you are looking forward to a time

ama belki de

when you'll be able to speak English like a native speaker.

İngilizceyi anadilin gibi konuşabileceğin bir zamanı iple çekiyorsun.

So, in English, when you look forward to something

Yani, İngilizce'de, bir şeyi sabırsızlıkla beklediğinizde,

it means that you're excited about it.

bu onun için heyecanlı olduğunuz anlamına gelir.

When I was a lot younger,

Çok daha gençken,

I was always looking forward to any day

where I got to be with Jen.

Jen'le birlikte olabileceğim her günü dört gözle bekliyordum.

So, when you look forward to something,

Yani, bir şeyi sabırsızlıkla beklediğinizde,

it means that you smile

gülümsediğiniz

and think about how happy you'll be when it happens.

ve gerçekleştiğinde ne kadar mutlu olacağınızı düşündüğünüz anlamına gelir.

This doesn't have any emotion with it.

Bunda herhangi bir duygu yok. Geçmişten bahsederken

It's simply a phrase we use

kullandığımız bir tabir

when we are talking about the past.

.

So, if I say, I look back on my time at university fondly,

Yani üniversite zamanlarıma sevgiyle bakıyorum dersem, geriye dönüp

that means that when I look back,

baktığımda,

when I think about when I was younger,

gençliğimi düşündüğümde, üniversite

when I think about the time when I was at university,

yıllarımı düşündüğümde ,

it means that I smile when I think about it.

gülümserim demektir. ne zaman düşünsem

So, when you say that look back on something,

Yani, bir şeye dönüp bak dediğinde,

it simply means that you are remembering it.

bu basitçe onu hatırladığın anlamına gelir.

It doesn't mean that you are happy about it or sad about it.

Bu, onun hakkında mutlu olduğun veya onun hakkında üzgün olduğun anlamına gelmez.

You do need to add that emotion with other words.

Bu duyguyu başka kelimelerle eklemeniz gerekiyor.

So, it's not like the phrase look forward to

Yani, mutluluk duygusunun

where built into the phrase is the emotion of happiness.

ifadenin içine yerleştirildiği yerde sabırsızlıkla bekliyorum ifadesi gibi değil .

When you look back on something,

Bir şeye dönüp baktığınızda,

it's simply the act of remembering it.

bu sadece onu hatırlama eylemidir.

So, when I look back on my day in university,

Bu yüzden, üniversitedeki günüme dönüp baktığımda,

I think that I certainly had

kesinlikle

less responsibility than I do now.

şimdikinden daha az sorumluluğum olduğunu düşünüyorum.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I hope you have a good week.

Umarım iyi bir hafta geçirirsin.

I'll see you tomorrow with another small English lesson.

Yarın başka bir küçük İngilizce dersi ile görüşürüz.