Learn the English Phrases THAT'S FINE WITH ME and I'M FINE WITH THAT

In this English lesson I wanted

Bu İngilizce dersinde

to help you learn the English phrase, that's fine with me.

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim , bu benim için sorun değil.

This is a phrase we use when we are saying

Bu,

that something is okay with us.

bizim için bir sorun olmadığını söylediğimizde kullandığımız bir ifadedir.

If my son was to say to me,

Oğlum bana

"Dad, I wanna go out with my friends tonight.

"Baba, bu gece arkadaşlarımla dışarı çıkmak istiyorum" dese

"Is that okay?"

I could say, "That's fine with me."

, " Önemli değil mi?" "Benim için sorun yok"

It basically means that, that's okay with me

diyebilirim.

if he does that.

Bunu

I won't be bothered if he does that, that's fine with me.

yaparsa rahatsız olmayacağım, benim için sorun yok. Bu gece

He can totally go out and see his friends tonight.

tamamen dışarı çıkıp arkadaşlarını görebilir.

Actually, he can't because there's COVID.

Aslında, COVID olduğu için göremez.

But if this was a normal world right now,

Ama şu anda bu normal bir dünya olsaydı

and my son wanted to go out with his friends,

ve oğlum arkadaşlarıyla dışarı çıkmak istedi,

I could say, "Hey, that's fine with me, go ahead."

"Hey, benim için sorun yok, devam et" diyebilirim.

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase,

I'm fine with that, which means exactly the same thing.

aynı şey.Ben ders çalışırken

If you don't mind having cats run by in the background

arka planda kedilerin koşturmasına aldırış etmiyorsanız

when I'm doing lessons, I'm fine with that too.

, ben de sorun değil.Temelde bu benim için

It basically means that that's okay with me,

sorun değil,

it doesn't bother me, I'm fine with that.

beni rahatsız etmiyor, ben bunda sorun yok. Vereceğim örnek

That wasn't the exact example I was going to give.

tam olarak bu değildi.

I was going to use the same example as before.

Öncekiyle aynı örneği kullanacaktım

I could say, if my son asked if he could go

hang out with his friends, I could say,

.

"Hey, I'm fine with that, no problem."

"Hey, bu benim için sorun değil."

I could also say, "That's fine with me."

"Benim için sorun değil" de diyebilirdim

And it would mean exactly the same thing.

ve bu tamamen aynı anlama gelirdi.

So I don't know if I need to review these phrases now,

Yani şimdi bu cümleleri incelemeye gerek var mı bilmiyorum

but let's do it anyways.

ama yine de yapalım.

If I say to someone, "That's fine with me,"

Birine "Benim için sorun yok" dersem, bu

it means that it doesn't bother me,

beni rahatsız etmiyor demektir,

it means that I'm okay if they do something,

bir şey yapmaları benim için sorun değil,

it's totally fine with me.

benim için tamamen sorun değil demektir.

At work, someone could say, "Do you mind if I use your chair

İş yerinde birisi, "Sen sınıfında ders anlatırken senin sandalyeni kullanmamın bir sakıncası var mı

"while you're teaching in your classroom?"

?"

I would say, "That's fine with me."

diyebilir, ben de "Benim için sorun

If someone came to the room and said,

"Can we take three desks out of your room?"

yok" derdim. Odandan üç masa mı çıkarıyorsun?"

I could say, "Oh, that's fine with me."

"Ah, benim için sorun yok"

Or I could say, "Yeah, I'm fine with that, no problem."

diyebilirim veya "Evet, sorun değil, sorun değil" diyebilirim.

So basically it just means that you're okay

with something someone else is doing.

başka birinin yaptığı bir şeyle tamam.

But, hey, let's look at a comment from the previous video.

Ama, hey, önceki videodan bir yoruma bakalım.

I actually forget who this comment's from.

Aslında bu yorumun kimden olduğunu unuttum.

I put it in my pocket earlier today.

Bugün erkenden cebime koydum.

This comment is from Xavier.

Bu yorum Xavier'den.

"Roughly a month ago, I took up learning how to brew coffee.

"Yaklaşık bir ay önce. , Kahve yapmayı öğrenmeye başladım.

"I would never have thought that brewing good coffee

" İyi kahve demlemenin "bu

"could be so hard, and sometimes I think of quitting

kadar zor olabileceğini" asla düşünmezdim ve bazen

"and just drinking bitter coffee again."

"bırakıp yeniden acı kahve içmeyi" düşünüyorum.

So that's, Xavier's talking about from the lesson

İşte bu, Xavier baktığımız dersten bahsediyor

where we looked at, to take something up

, bir şeyi ele almak,

which means to start doing something.

yani bir şeyler yapmaya başlamak.

My response was, "I'm actually experimenting

Yanıtım, " Aslında

"with drinking tea instead of coffee, so far, so good."

"kahve yerine çay içmeyi deniyorum , şimdiye kadar çok iyi."

So thanks Xavier for that comment.

Bu yorum için Xavier'e teşekkürler.

Yes, there are some really cool ways

Evet, gerçekten iyi kahve yapmanın gerçekten harika yolları var

to make really good coffee and there's some easy ways

ve bazı kolay yolları var.

to make really not so good coffee,

Gerçekten çok iyi olmayan kahve

or coffee that's a little bit bitter.

ya da biraz acı kahve yapmak için.

I've made a couple changes lately in my diet.

Son zamanlarda diyetimde birkaç değişiklik yaptım.

I've actually stopped drinking coffee

Aslında kahve içmeyi bıraktım

and I started drinking tea in the morning.

ve sabahları çay içmeye başladım.

I don't know why, I just thought I would make a change.

Neden bilmiyorum , Sadece bir değişiklik yapayım dedim.

Tea maybe is a bit better.

Çay belki biraz daha iyidir. Aslında

I've actually cut sugar out of my diet.

şekeri diyetimden çıkardım. Bu yüzden hiçbir

So I don't add sugar to anything.

şeye şeker eklemiyorum.

I'm just trying that for a bit,

Sadece bunu biraz deniyorum,

we'll see where it goes.

biz' Bakalım nereye varacak.

But I've been drinking tea more

Ama ben daha çok çay içiyorum

because I like tea without sugar,

çünkü şekersiz çayı

better than coffee without sugar.

şekersiz kahveden daha çok seviyorum. Bu

So I've been drinking tea a bit more.

yüzden biraz daha fazla çay içiyorum.

And then, yeah, Jen and I decided

Ve sonra, evet, Jen ve ben buna ihtiyacımız olduğuna karar verdik.

that we needed to be healthier.

daha sağlıklı olmak için.

We already are quite healthy.

Zaten oldukça sağlıklıyız.

We are very active people,

Çok aktif insanlarız

and I think we were eating fairly healthy food

ve bence oldukça sağlıklı yiyecekler yiyorduk

but my weight was slowly creeping up every winter

ama kilom her kış

and then throughout the summer, because Jen and I

ve ardından yaz boyunca yavaş yavaş artıyordu çünkü Jen ve ben

do a lot of really physical activity on the farm,

çok fazla gerçekten fiziksel egzersiz yapıyoruz. çiftlikte aktivite,

my weight would go down again.

kilom tekrar düşerdi.

So I thought I would try to get in good shape

Bu yüzden,

before the farming season started a little bit different

instead of letting the hard farm work

sıkı çiftlik işinin

help me get into shape,

şekle girmeme yardım etmesine izin vermek yerine, çiftçilik sezonu biraz farklı başlamadan önce iyi bir şekle girmeye çalışacağımı düşündüm,

I decided I need to lose a few pounds.

birkaç kilo vermem gerektiğine karar verdim.

I know we use kilograms in Canada

Kanada'da kilogram kullandığımızı biliyorum

but we still talk about pounds

ama kilo hakkında konuştuğumuzda hala kilo hakkında konuşuyoruz

when we talk about weight, I needed to lose a few pounds,

, birkaç kilo vermem gerekiyordu, bu

so I'm working hard on that.

yüzden bunun üzerinde çok çalışıyorum.

I think it's going well, I have more energy.

İyi gittiğini düşünüyorum, daha fazla enerjim var.

I'm eating less food, I'm eating better food,

Daha az yemek yiyorum, daha iyi yemek yiyorum

but I have way more energy now.

ama şimdi çok daha fazla enerjim var.

It's kind of interesting.

Bu biraz ilginç.

You would maybe have expected the opposite.

Belki de tam tersini beklerdin.

Anyways, Bob, the Canadian here,

Her neyse, buradaki Kanadalı Bob,

hope you're having a good day.

umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'll see you in a couple of days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.