Learn the English Phrases PICTURE THIS! and OUT OF THE PICTURE

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, resimli İngilizce cümleyi

I wanted to help you learn the English phrase picture this.

öğrenmenize yardımcı olmak istedim .

This is a phrase we say

Bu,

before we're going to describe something to someone.

birine bir şeyi tarif etmeden önce söylediğimiz bir cümledir.

And when we want them to picture it in their minds,

Ve bunu zihinlerinde canlandırmalarını istediğimizde, onlara anlattığımızı

we want them to imagine they can see

gördüklerini hayal etmelerini istiyoruz

what we're describing to them.

.

So I could say to you picture this, you're in Canada,

Size bunu gözünüzde canlandırabilirim diyebilirim , Kanada'dasınız,

you're walking along the shore of a lake.

bir gölün kıyısında yürüyorsunuz. Sahilde yürürken

There's beautiful sand under your feet

ayaklarınızın altında güzel kumlar var

as you walk along the beach.

.

Because I said picture this, it means I want you to try,

Bunu hayal et dediğim için, denemeni

and see all of the things that I'm describing

ve anlattığım tüm şeyleri ben

in your mind as I'm saying them.

söylerken zihninde görmeni istiyorum anlamına geliyor.

By the way, you should come to Canada,

Bu arada, Kanada'ya gelmeli

and you should walk along a beach somewhere

ve bizim kıyılarımızdan birinde bir kumsalda yürüyüş yapmalısın

on one of our shores, I think you'd really, really enjoy it.

, bence bundan gerçekten çok zevk alacaksın.

So, but if I was telling you about it,

Yani, ama size bundan bahsediyor olsaydım, tarif etmeden

I would start by saying picture this before I described it.

önce bunu hayal edin diyerek başlardım. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim bir diğer cümle ise

is the phrase out of the picture.

resimden çıkan cümledir.

This is a phrase that we use to describe,

Bu, bazen artık ortalıkta olmayan bir kişiyi tanımlamak için kullandığımız bir ifadedir

sometimes a person who is no longer around.

.

Here's a good example.

İşte iyi bir örnek.

Let's say that my cousin was dating someone,

Diyelim ki kuzenim biriyle çıkıyordu

and then they broke up.

ve sonra ayrıldılar.

If someone said, where's your girlfriend?

Birisi, kız arkadaşın nerede? O,

He might say, oh, she's out of the picture.

oh, o resmin dışındaydı diyebilir.

Or if I said to my uncle and aunt,

Ya da amcam ve teyzeme,

hey, where's Joe's girlfriend, I haven't seen her lately.

hey, Joe'nun kız arkadaşı nerede, onu son zamanlarda görmedim desem.

They could say, oh, she's out of the picture.

Oh, o resmin dışındaydı diyebilirler.

That simply means that they're no longer dating,

Bu, artık çıkmadıkları anlamına gelir

and you probably won't see her around anymore.

ve muhtemelen onu artık görmeyeceksiniz.

Anyways, to review, when you say picture this,

Her neyse, gözden geçirecek olursak, bunu hayal edin derken,

you say this before you describe something,

bunu bir şeyi tarif etmeden önce söylüyorsunuz

so that people know they should try

ki insanlar

and picture it in their minds.

bunu zihinlerinde canlandırmaya çalışmaları gerektiğini bilsinler.

And when you say someone is out of the picture,

Ve birisinin ortadan kaybolduğunu söylediğinizde,

it means that they're no longer around,

bu onların artık ortalıkta olmadığı,

that you won't be seeing them.

onları görmeyeceğiniz anlamına gelir.

We often use this in a situation where people are dating,

Bunu genellikle insanların çıktığı

and then they break up.

ve sonra ayrıldıkları bir durumda kullanırız.

We say, oh no, he's out of the picture.

Oh hayır, o resmin dışında diyoruz.

You won't see him at family reunions anymore.

Artık onu aile toplantılarında görmeyeceksin.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Sun, I saw you wore a T-shirt,

Bu yorum Sun'dan, T-shirt giydiğini gördüm

but another YouTuber wore a down jacket in Canada.

ama Kanada'da başka bir YouTuber aşağı ceket giymişti.

And my response, it's a big country.

Benim yanıtım, burası büyük bir ülke.

If you go far enough north, it's still pretty cold.

Yeterince kuzeye gidersen, hala oldukça soğuk.

And it also depends on the time of day.

Ayrıca günün saatine de bağlıdır. Şu an olduğu gibi gün

When I'm out in the middle of the day like right now,

ortasında dışarıdayken saat

it is 9:15 in the morning.

sabah 9:15.

It's a little bit chilly still.

Hala biraz soğuk.

I'm actually a little bit cold,

even though I'm wearing a short sleeve shirt.

Kısa kollu bir gömlek giymeme rağmen aslında biraz üşüyorum.

But if you were in Ottawa,

Ama Ottawa'da olsaydınız

or if you were in one of our Northern cities

veya

like Edmonton, Alberta, it's probably even colder,

Edmonton, Alberta gibi Kuzey şehirlerimizden birinde olsaydınız, muhtemelen daha da soğuktur

and you would probably be wearing a jacket.

ve muhtemelen bir ceket giyiyor olurdunuz.

So it depends what part of the country you're in

Yani

at this time of year.

yılın bu zamanında ülkenin hangi bölgesinde olduğunuza bağlı.

Hey, I'm out here at one of our local soccer fields.

Hey, burada yerel futbol sahalarımızdan birindeyim.

Wow, the sun is really bright today.

Vay canına, bugün güneş gerçekten çok parlak.

I was going to make this video here.

Bu videoyu burada yapacaktım.

I was a little worried,

Biraz endişelendim

because they're mowing the lawn right now.

çünkü şu anda çimleri biçiyorlar.

So it's a little bit loud.

Bu yüzden biraz gürültülü.

I'm not sure if you can see them or hear them.

Onları görüp göremeyeceğinizden veya duyabildiğinizden emin değilim.

But this is where I used to play soccer

Ama burası

a long time ago when I was younger,

uzun zaman önce daha gençken futbol oynadığım yerdi,

when I was in my early 20s,

20'li yaşlarımın başındayken,

I was a soccer player for a few years.

birkaç yıl futbolcuydum.

I played defense.

Defans oynadım.

I might have mentioned this all to you before,

Tüm bunlardan sana daha önce bahsetmiş olabilirim,

but picture this, one time, I showed up to play a game,

ama şunu hayal et, bir keresinde bir oyun oynamak için gelmiştim

and there were only exactly enough players for us to play.

ve tam olarak bizim oynamamıza yetecek kadar oyuncu vardı. Hiç

We had no subs.

denizaltımız yoktu.

So I had to play defense

Bu yüzden

for two 45 minute halves with no break.

45 dakikalık iki devre boyunca hiç ara vermeden savunma yapmak zorunda kaldım. İçeri

There was no one to come in and take over.

girip devralacak kimse yoktu.

I was so tired.

Çok yorulmuştum. Hayatımda oynadığım

It was the most exhausting game

en yorucu oyundu

that I've ever played in my life.

.

It was certainly over the top.

Kesinlikle haddini aşmıştı.

Can you picture it though?

Yine de resmedebilir misin? Daha

Can you picture a younger Bob?

genç bir Bob hayal edebiliyor musun? O

I had a thinner face back then, and I was more fit.

zamanlar daha ince bir yüzüm vardı ve daha formdaydım.

Can you picture me running around on a soccer field

Beni bunun gibi bir futbol sahasında koşturup

just like this one,

trying desperately to stop the other team from winning?

diğer takımın kazanmasını çaresizce durdurmaya çalışırken hayal edebiliyor musun?

By the way, we did lose that day, or that night.

Bu arada, o gün ya da o gece kaybettik.

We just didn't have enough people,

Yeterince insanımız yoktu

and we just didn't have enough energy.

ve yeterli enerjimiz yoktu.

The other team had like four subs.

Diğer takımın dört tane yardımcısı vardı.

So how are you ever going to compete with that?

Peki bununla nasıl rekabet edeceksin?

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

I hope you enjoyed the view.

Umarım manzarayı beğenmişsinizdir.

I hope you enjoyed the lesson.

Umarım dersten keyif almışsındır.

I'll see you in a couple days with another one, bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz, hoşçakalın.