Learn the English Phrases FOR GOOD and AS GOOD AS IT GETS

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

a particular use of the English phrase "for good."

İngilizce "for good" ifadesinin belirli bir kullanımını öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

In general terms, you can do things for good or for evil,

Genel olarak, bir şeyleri iyilik ya da kötülük için yapabilirsiniz

but that's not the meaning I want to talk about today.

ama bugün bahsetmek istediğim anlam bu değil. Kalıcı olan bir şeyden bahsetmek için

We also use the English phrase "for good"

İngilizce "iyilik için" ifadesini de kullanırız

to talk about something that's permanent.

.

Here are a few examples.

İşte birkaç örnek.

If someone said, "Does your brother still live with you?"

Birisi, " Kardeşin hâlâ seninle mi yaşıyor?"

You could respond and say, "No, he moved out for good."

Cevap verebilir ve "Hayır, temelli taşındı" diyebilirsiniz.

That means he moved out and he's not coming back.

Bu, taşındığı ve geri dönmeyeceği anlamına geliyor.

You could also say to someone,

Ayrıca birine

"Oh, are you still dating that girl?"

"Oh, o kızla hala çıkıyor musun?" diyebilirsin.

And the person could respond and say,

Ve kişi cevap verebilir ve şöyle diyebilir:

"No, we actually broke up,

"Hayır, aslında ayrıldık

"and we broke up for good."

"ve sonsuza dek ayrıldık."

That means that they have broken up and it's permanent.

Bu, ayrıldıkları anlamına gelir ve bu kalıcıdır.

So in English, when you use the phrase "for good,"

Yani İngilizce'de "sonsuza dek" ifadesini kullandığınızda, kalıcı

it can mean a situation that is permanent.

bir durum anlamına gelebilir .

"Did Joe move to France?"

"Joe Fransa'ya mı taşındı?" "

"Yep, he moved there for good."

Evet, sonsuza dek oraya taşındı."

That means he's not comin' back.

Bu, onun geri dönmeyeceği anlamına gelir. Bugün öğrenmenize yardımcı olmak

The other phrase I wanted to help you learn today

istediğim diğer bir

is the phrase "as good as it gets."

ifade, "as olabildiğince iyi."

This describes a situation

Bu,

that isn't going to get any better,

daha iyiye gitmeyecek

and probably isn't going to get any worse.

ve muhtemelen daha da kötüye gitmeyecek bir durumu anlatıyor.

It's as good as it can get.

Olabildiğince iyi.

So let's say, ah, let me think about this for a sec.

O halde diyelim ki, ah, bunun hakkında düşünmeme izin verin. bir saniye.

The road that I live on, they fix it every once in a while.

Yaşadığım yol, arada bir tamir ediyorlar.

I would love it if they would fix it

to be way better than it is,

Eskisinden çok daha iyi hale getirseler çok sevinirim

but this is about as good as it gets.

ama bu olabildiğince iyi.

This is about all I can expect

Bu yaklaşık

from the town that fixes my road.

yolumu tamir eden kasabadan tek bekleyebileceğim yol şu anda

The road right now is as good as it gets.

olabildiğince iyi.

That means it's not gonna get any better.

It's pretty much gonna be the same old road all the time

with a few holes here and there.

Orası.

That's about as good as it gets.

Bu olabildiğince iyi.

So it's not describing something as being amazing,

Yani bir şeyi harika olarak tanımlamıyor,

it's not describing something being really bad,

bir şeyi gerçekten kötü olarak tanımlamıyor,

but it's about as good as it gets,

ancak olabildiğince iyi,

as good as you could hope for.

umabileceğiniz kadar iyi.

So to review, if something is "for good,"

Yani gözden geçirmek, eğer bir şey "hayırlı" ise,

it can mean a permanent situation.

kalıcı bir durum anlamına gelebilir.

You could say, "He moved to France for good."

" Sürekli olarak Fransa'ya taşındı" diyebilirsiniz.

That means that he has moved to that country permanently.

Bu, o ülkeye kalıcı olarak taşındığı anlamına gelir.

And when you describe something

Ve bir şeyi

as being "as good as it gets,"

"olabildiğince iyi" olarak tanımladığınızda,

it simply means that it is in a situation or state,

bu basitçe onun bir durumda veya durumda olduğu

and it's not gonna get any better.

ve daha iyiye gitmeyeceği anlamına gelir.

It's kind of risen to the point

Öyle bir noktaya geldi ki,

where it's just not gonna get any better than what it is.

olduğundan daha iyi olmayacak.

I'm not explaining this one very well,

Bunu çok iyi açıklamıyorum

but hopefully you understood it.

ama umarım anlamışsındır.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Julia, and Julia says,

Bu yorum Julia'dan ve Julia,

"I hope I will still be really with it when I am 97.

"Umarım 97 yaşıma geldiğimde gerçekten onunla birlikte olurum" diyor.

"Age is not kind,

"but they say that learning a language is really helpful

"if you want to be with it for a long time."

"

And my response was, "One of my fears in life

Hayattaki korkularımdan biri şuydu:

"is that when I'm really old, I won't be very with it.

"Gerçekten yaşlandığımda, buna pek katlanmayacağım. "

"I hope aging is kind to me."

Umarım yaşlanmak bana karşı naziktir."

So thank you, Julia, for that comment.

Bu yüzden teşekkür ederim. , Julia, bu yorum için. Yorumunun

I only used the first part of your comment.

yalnızca ilk bölümünü kullandım. Yine de dün yorum

Thank you though, for leaving the comment yesterday.

bıraktığın için teşekkür ederim.

It was, and it was on the English lesson

Öyleydi ve İngilizce dersinde "

about the phrase "with it."

onunla" ifadesi hakkındaydı.

I'm a little afraid that as I get older,

Yaşlandıkça

I won't be as with it as I am now.

şimdiki gibi olamayacağımdan korkuyorum.Bilirsin

You know, life is kind of funny.

hayat biraz komik.Gençken

When you're young, you are very healthy.

çok sağlıklısın.Fiziksel olarak

You are physically healthy and your brain works really good,

sağlıklısın ve beynin gerçekten iyi çalışıyor ,

but you're maybe not very wise.

ama belki çok akıllı değilsin.

As you get older, you get wiser,

Yaşlandıkça daha akıllı oluyorsun

but physically you're not in as good a shape,

ama fiziksel olarak o kadar iyi durumda değilsin

and mentally, sometimes you can,

ve zihinsel olarak, bazen yapabilirsin,

things can deteriorate as well.

işler de kötüleşebilir.

When something deteriorates, it gets worse.

Bir şey kötüleştiğinde, kötüleşir. Daha da kötüsü,

So my biggest fear in life,

hayattaki en büyük korkum,

because I am a teacher and I use my brain so much,

çünkü ben bir öğretmenim ve beynimi çok fazla kullanıyorum, daha

is that I will later in life not be very with it.

sonra hayatta bununla pek ilgilenemeyeceğim.

I hope that aging is kind to me,

Umarım

as I said in the reply to the comment.

yoruma yanıtta söylediğim gibi yaşlanmak bana karşı naziktir.

I hope aging is kind to all of you as well.

Umarım yaşlanmak hepinize karşı naziktir.

I do find life to be very interesting

Hayatı

and curious that way,

bu şekilde çok ilginç ve meraklı buluyorum,

that as you get older, as you get to the point in life

yaşlandıkça,

where you are ready to enjoy life a lot more

hayattan daha fazla zevk almaya hazır olduğunuz bir noktaya geldiğinizde,

because you have less responsibilities,

daha az sorumluluğunuz olduğu için,

you also get a little bit physically weaker

aynı zamanda biraz fiziksel olarak da hareket ediyorsunuz. daha zayıf

and mentally weaker.

ve zihinsel olarak daha zayıf.

It doesn't seem fair, does it?

Adil görünmüyor, değil mi?

Anyways, I'll see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.