Learn the English Phrases "to get a feel for" and "to feel like a million bucks"

In this English lesson, I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde,

learn the English phrase to get a feel for something.

bir şeyler hissetmen için İngilizce ifadeyi öğrenmene yardım etmek istedim.

When you get a feel for something, it means you do something

Bir şeyi hissettiğinizde,

until you know how to do it better.

onu nasıl daha iyi yapacağınızı öğrenene kadar bir şeyi yaptığınız anlamına gelir.

Here's a couple of examples.

İşte birkaç örnek.

When I first made a cake and I put icing on the cake,

İlk kek yaptığımda ve pastanın üzerine krema koyduğumda

I didn't do a very good job.

pek iyi bir iş çıkarmadım.

I needed to do it a few times to get a feel for it.

Bunu hissetmek için birkaç kez yapmam gerekiyordu.

When I was younger, I worked for my uncle

Ben daha gençken, amcamın yanında çalışıyordum

and he poured concrete and you would use a trowel

ve o beton döküyordu ve betonu düzleştirmek için mala kullanırdınız

to smooth out the concrete,

and it took a while to get a feel for it.

ve bunu hissetmek biraz zaman alırdı.

It took a while to learn how to do it well.

Nasıl iyi yapılacağını öğrenmek biraz zaman aldı.

So when you try to get a feel for something,

Yani bir şey için bir fikir edinmeye çalıştığınızda,

it means you're doing something that's new to you

bu sizin için yeni olan bir şey yaptığınız anlamına gelir

and you're going to do it over and over again

ve bunu gerçekten çok iyi

until you understand how to do it really, really well.

nasıl yapacağınızı anlayana kadar tekrar tekrar yapacaksınız .

The second phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

is the phrase to feel like a million bucks.

bir milyon dolar gibi hissetmek ifadesidir.

I feel like a million bucks today.

Bugün bir milyon dolar gibi hissediyorum.

I slept really good last night

Dün gece çok iyi uyudum

and I feel really, really good.

ve gerçekten çok iyi hissediyorum.

This is just one way that we describe

Bu,

when we're feeling energetic,

kendimizi enerjik hissettiğimizde,

when we're feeling well rested.

iyi dinlenmiş hissettiğimizde tarif ettiğimiz yollardan sadece bir tanesidir. Kendini

When you just feel really, really good,

gerçekten çok iyi hissettiğinde,

you say I feel like a million bucks.

kendimi bir milyon dolar gibi hissettiğimi söylüyorsun.

Often if you're sick and then when you start to feel better,

Genellikle hastaysanız ve sonra kendinizi daha iyi hissetmeye başladığınızda,

eventually you feel a lot better

sonunda çok daha iyi hissedersiniz

and you would say, I feel like a million bucks.

ve 'Kendimi bir milyon dolar gibi hissediyorum' dersiniz.

So to review, when you get a feel for something,

Yani gözden geçirmek gerekirse, bir şey hakkında bir fikir edindiğinizde,

it means you do it over and over again

bu,

until you're good at it.

o konuda iyi olana kadar onu tekrar tekrar yaptığınız anlamına gelir.

Maybe it's a task that you do with your hands.

Belki de ellerinle yaptığın bir iştir. Bundan bahsederken

I'm moving my hand a lot when I'm talking about this

elimi çok fazla hareket ettiriyorum

because there are a lot of things

çünkü

where you need to get a feel for it

like icing a cake or smoothing out fresh concrete.

bir pastayı dondurmak veya taze betonu düzleştirmek gibi hissetmeniz gereken pek çok şey var.

And when you say that you feel like a million bucks,

Ve bir milyon dolar gibi hissettiğini söylediğinde,

it means that you just feel really, really good.

bu kendini gerçekten çok iyi hissettiğin anlamına gelir .

You're having a good day.

İyi bir gün geçiriyorsun.

You're well rested and you just feel awesome.

İyice dinlenmişsin ve harika hissediyorsun. Kendinizi

You feel like a million bucks, but hey,

bir milyon dolar gibi hissediyorsunuz, ama hey,

let's look at a comment from a previous video.

önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Snazzy.

Bu yorum Snazzy'den.

The flowers are awesome.

Çiçekler harika.

I wish I could touch and feel them

Keşke onlara dokunabilseydim, hissedebilseydim

and probably smell them.

ve muhtemelen koklayabilseydim.

Amazing lesson as always.

Her zamanki gibi harika bir ders.

And my response, it's fun to see them,

Ve benim cevabım, onları görmek eğlenceli,

but it's also nice once they're all gone and it's December

ama aynı zamanda hepsi gittikten sonra da güzel ve Aralık ayı

and I'm just sitting in my warm house

ve ben sadece sıcak evimde oturmuş

watching the snow fall.

karın yağmasını izliyorum.

So thanks, Snazzy, for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Snazzy.

And I do truly mean that.

Ve bunu gerçekten kastediyorum.

We love flowers.

Çiçekleri seviyoruz.

We love growing the flowers.

Çiçek yetiştirmeyi seviyoruz.

We love harvesting and selling them,

Onları hasat etmeyi ve satmayı seviyoruz,

but after a long season, we do look forward

ancak uzun bir sezonun ardından,

to the time where we're just sitting in the house

evde

with our feet up, watching snow fall outside

ayaklarımızı uzatarak oturup dışarıda yağan karı izlediğimiz

and just enjoying the winter season.

ve sadece kış mevsiminin tadını çıkardığımız zamanı dört gözle bekliyoruz.

We don't want that yet though.

Yine de bunu henüz istemiyoruz.

Like I mentioned in my other videos,

Diğer videolarımda bahsettiğim gibi,

we do want flowers to keep growing for a few more weeks,

çiçeklerin birkaç hafta daha büyümesini istiyoruz

but certainly it is a nice feeling when it's all done

ama her şey bittiğinde kesinlikle güzel bir duygu

and we don't have to worry too much

ve dışarıda olup bitenler hakkında çok fazla endişelenmemize gerek yok

about what's happening outside

and we can just relax a little bit.

ve sadece yapabiliriz. biraz rahatla

Hey, I came to this creek last spring,

Hey, geçen bahar bu dereye geldim,

I'm trying to turn my camera around and it was flowing.

kameramı döndürmeye çalışıyorum ve akıyordu. Burada sahip oldukları

There was lots of water flowing over the little weir

küçük savağın üzerinden çok fazla su akıyordu

that they have here,

but you can see now there's just a tiny bit

,

ama şimdi gördüğünüz gibi sadece çok az bir

of water flowing.

su akıyor.

We've been getting quite a bit of rain.

Biraz yağmur yağmaya başladık. Bu

So I'm kind of surprised that it's not a torrent

yüzden

of water right now, but it certainly is drier

şu anda bir sel su olmamasına biraz şaşırdım, ama kesinlikle

than I expected.

beklediğimden daha kuru. Sezonun bu sonlarında olmasına

When it rains this much though

rağmen bu kadar çok yağmur yağdığında

this late in the season,

,

often that rain just goes into the ground.

genellikle bu yağmur sadece toprağa gider.

So often at this time of year,

Çoğu zaman yılın bu zamanında

the ground is really dry and it absorbs it.

zemin gerçekten kurudur ve onu emer. Köprüde

Can you hear my squeaky feet on the bridge?

gıcırdayan ayaklarımı duyabiliyor musun ?

But in the spring, the ground is saturated with water.

Ancak ilkbaharda zemin suya doyurulur.

So that doesn't happen as easily.

Yani bu o kadar kolay olmuyor.

So anyways, the creek not flowing very much at all.

Yani dere zaten pek akmıyor.

The water's actually a little bit scummy.

Su aslında biraz pis.

That would be a way that I would describe it.

Bu, onu tarif edeceğim bir yol olurdu.

Anyways, thanks for watching this lesson.

Her neyse, bu dersi izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple days with another one, bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz, hoşçakalın.