Learn the English Phrases A MOMENT IN THE SUN and I'LL BE WITH YOU IN A MOMENT

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English phrase, a moment in the sun.

İngilizce deyimi, bir an güneşte öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When we talk about a moment in the sun,

Güneşte bir andan bahsettiğimizde,

we're talking about a time when you were

maybe a little bit famous for a day,

belki bir günlüğüne biraz ünlü olduğunuz bir zamandan bahsediyoruz,

a good example would be this.

iyi bir örnek bu olabilir.

A few years ago, someone came to market from the newspaper

Birkaç yıl önce, gazeteden biri markete geldi

and took a picture of Jen in her booth, selling flowers.

ve Jen'in standında çiçek satarken fotoğrafını çekti.

And then the following week,

Ve ertesi hafta,

Jen was on the front page of the town newspaper,

Jen şehir gazetesinin ön sayfasındaydı,

not a big newspaper, just a small newspaper,

büyük bir gazete değil, sadece küçük bir gazete,

but that was Jen's moment in the sun.

ama bu Jen'in güneşteki anıydı.

It was her moment for a few days

Birkaç günlüğüne

to be just a little bit famous.

biraz ünlü olma anıydı.

It was her moment for just a little while

for people to know who she was.

İnsanların onun kim olduğunu bilmesi için kısa bir süreliğine onun anıydı.

Maybe you'll have the same thing someday.

Belki bir gün aynı şeyi yaşarsın.

Maybe someone will take a picture of you somewhere

Belki birileri bir yerlerde senin fotoğrafını çeker

and you'll be in the newspaper for a day,

ve bir gün gazetede çıkarsın,

and you'll have your moment in the sun.

güneşte o anını yaşarsın.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer deyim ise

is the phrase, I'll be with you in a moment.

birazdan yanınızda olacağım deyimidir.

Did I spell this right?

Bunu doğru mu yazdım?

I'll be with you in a moment. Yes.

Birazdan yanında olacağım. Evet.

This is a phrase you often hear

Bu, bir yerde sırada beklerken sıklıkla duyduğunuz bir sözdür

when you're waiting in line somewhere.

.

Let's say I had to renew my driver's license,

Diyelim ki ehliyetimi yenilemem gerekiyordu ,

I would go to the renewal office.

yenileme ofisine giderdim.

And when I walked in the person at the desk might say,

Ve içeri girdiğimde masadaki kişi,

I'll be with you in a moment.

Birazdan yanınızda olacağım diyebilir.

What that means is that they're busy doing something else.

Bunun anlamı, başka bir şey yapmakla meşgul olmalarıdır.

And if you just wait a little while

Ve biraz beklerseniz,

they'll start to help you in just a little while.

kısa bir süre sonra size yardım etmeye başlayacaklar.

So it's a very common thing to hear,

Bu yüzden,

especially when you go somewhere

özellikle

like a license renewal bureau.

ruhsat yenileme bürosu gibi bir yere gittiğinizde bunu duymak çok yaygın bir şey.

You might hear it in a restaurant as well,

Bir restoranda da duyabilirsiniz,

if the server is really busy,

eğer sunucu çok meşgulse,

they might say just have a seat over here,

buraya oturun,

I'll be with you in a moment.

birazdan yanınızdayım diyebilirler.

So to review, when you have your moment in the sun

Yani gözden geçirmek gerekirse, güneşte bir anınız

when you have a moment in the sun,

olduğunda, güneşte bir anınız olduğunda,

it means that you're famous just for a little while.

bu sadece kısa bir süre için ünlü olduğunuz anlamına gelir.

And when someone says to you, I'll be with you in a moment

Ve biri size, birazdan yanınızda olacağım, dediğinde,

it means that they will help you or assist you

bu onların size yardım edecekleri veya çok

in just a little while.

kısa bir süre sonra size yardım edecekleri anlamına gelir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Snazzy,

Bu yorum Snazzy'den

and Snazzy says, my handwriting is quite good on paper

ve Snazzy diyor ki, el yazım kağıt üzerinde oldukça iyi

but when I write on a whiteboard with a marker,

ama beyaz tahtaya keçeli kalemle yazdığımda

it becomes horrible, interesting lesson, thanks.

korkunç, ilginç bir ders oluyor, teşekkürler.

And my response,

Ve cevabım,

I think if I needed to do more handwriting

bence daha fazla el yazısı yazmam gerekirse

it would be better.

daha iyi olur.

One of the problems is I'm just not used to it anymore.

Sorunlardan biri, artık buna alışkın olmamam.

So that is one of the problems. Isn't it?

Yani sorunlardan biri bu. değil mi Bir

When you're used to something it's easy to do

şeye alışınca yapmak kolaydır

but when you don't do it for a while

ama bir süre yapmadığınızda

you kind of aren't good at it anymore.

artık o konuda iyi değilsinizdir.

I guess that's the best way to describe it.

Sanırım bunu tarif etmenin en iyi yolu bu.

Hey, you can see behind me that I'm in town again

Hey, arkamda yeniden kasabada olduğumu görebilirsin

but what I wanted to show you is that if I turn,

ama sana göstermek istediğim şey, dönersem

across the road you'll actually see huge empty fields.

yolun karşısında gerçekten kocaman boş tarlalar göreceksin.

And the reason I wanted to come and make a video out here

Buraya gelip bir video yapmak istememin nedeni,

is because we're really close in Canada to the time

Kanada'da

when tractors and farm equipment will be out in the fields

traktörlerin ve tarım ekipmanlarının tarlalarda

starting to get ready to plant things.

bir şeyler ekmeye hazır hale geleceği zamana çok yakın olmamız.

In fact, you'll see equipment go by like that.

Aslında, ekipmanın bu şekilde geçtiğini göreceksiniz.

That might have been a whole bunch of seed.

Bu bir sürü tohum olabilirdi.

Actually, I'm not sure what that was, but anyways

Aslında, bunun ne olduğundan emin değilim, ama her neyse,

it is definitely dryer.

kesinlikle daha kuru.

We haven't had rain for almost a week.

Yaklaşık bir haftadır yağmur yağmadı.

The soil is starting to dry out

Toprak,

to the point where tractors can go on the fields.

traktörlerin tarlalara çıkabileceği noktaya kadar kurumaya başlıyor.

And soon what we'll see is people working up the soil

Ve yakında göreceğimiz şey, toprağı işleyen insanlar olacak

and we'll see people out planting crops.

ve insanların ekin ektiklerini göreceğiz.

So once again when I turn this way,

Yani bir kez daha bu tarafa döndüğümde,

you'll see that it looks like I'm in town.

şehirdeymişim gibi göründüğünü göreceksin.

But if I turn the other way,

Ama diğer tarafa dönersem, yolun

you'll see that right across the road is a large field.

tam karşısında geniş bir tarla olduğunu göreceksin. Her

So anyways, I'm looking forward to this.

neyse, bunu sabırsızlıkla bekliyorum.

I don't do my own planting at home.

Evde kendi ekimimi yapmıyorum.

My neighbor actually does it for me

Komşum aslında bunu benim için yapıyor

but he'll be coming in a few days

ama birkaç gün içinde gelip

and working up my field and planting my crops,

tarlamı düzenleyecek ve ekinlerimi ekecek,

actually crop.

aslında ekin.

I'm just growing soybeans this year.

Bu yıl sadece soya fasulyesi yetiştiriyorum.

So just one crop.

Yani sadece bir mahsul.

But anyways, I hope you enjoyed this little lesson.

Ama her neyse, umarım bu küçük dersten keyif almışsındır.

I think I'm finishing this one a bit early

Sanırım bunu biraz erken bitiriyorum

cuz I'm running out of things to talk about.

çünkü konuşacak şeylerim tükeniyor.

That's rare.

Bu nadirdir.

How is, how did that happen?

Nasıl oldu, nasıl oldu?

How did Bob the Canadian run outta stuff to talk about?

Kanadalı Bob nasıl oldu da konuşacak konu kalmadı?

Well, maybe I didn't.

Belki de yapmadım.

Anyways, I'll see you in a couple days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short lesson.

başka bir kısa dersle görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.