Learn the English Phrases TOOTH AND NAIL and UNTIL THE BITTER END - An English Lesson with Subtitles

In today's English lesson,

Bugünün İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn

the English phrase tooth and nail.

İngilizce diş ve tırnak deyimini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is something we use to describe a fight

Bu, iki kişi arasındaki kavgayı anlatmak için kullandığımız bir şey

between two people.

. Birbirlerini yumrukladıkları

Not a fight where they're punching each other,

bir kavga değil ,

not a physical fight,

fiziksel bir kavga değil,

but maybe a court battle or just an argument.

belki bir mahkeme savaşı veya sadece bir tartışma.

And you say that someone fights tooth

Ve birisinin

and nail for something.

bir şey için dişe dişe mücadele ettiğini söylüyorsunuz.

When you fight tooth and nail for something,

Bir şey için dişinizle tırnağınızla savaştığınızda,

it means that you fight really, really hard for it.

bu onun için gerçekten ama gerçekten çok savaştığınız anlamına gelir.

A long time ago in this area,

Uzun zaman önce bu bölgede

they wanted to build windmills.

yel değirmenleri inşa etmek istediler.

They wanted to build wind turbines,

Rüzgar türbinleri inşa etmek istediler

and people fought tooth and nail against the wind turbines.

ve insanlar rüzgar türbinlerine karşı dişleriyle tırnağıyla savaştı.

They didn't want them to build them.

Onları inşa etmelerini istemediler.

They ended up losing, but they fought really hard.

Sonunda kaybettiler ama gerçekten çok mücadele ettiler.

They protested.

Protesto ettiler.

They were very, very angry,

Çok, çok kızgındılar

and they tried to get them to not build them.

ve onları inşa etmemelerini sağlamaya çalıştılar.

So they fought tooth and nails.

Bu yüzden dişleri ve tırnaklarıyla savaştılar.

They fought tooth and nail

against building the wind turbines.

Rüzgar türbinlerinin inşasına karşı dişleriyle tırnağıyla mücadele ettiler.

So when you fight tooth and nail for something,

Yani bir şey için dişinizle tırnağınızla savaştığınızda,

it means that you fight really, really hard for it.

bu onun için gerçekten çok ama çok sıkı savaştığınız anlamına gelir.

And then I have another phrase here.

Ve sonra burada başka bir cümlem var.

Sometimes when you fight with someone,

Bazen biriyle kavga ettiğinde,

you fight 'til the bitter end, or to the bitter end,

acı sona, acı sona

or until the bitter end.

ya da acı sona kadar savaşırsın.

I guess there's three ways to say it.

Sanırım bunu söylemenin üç yolu var.

Maybe if I talk again about the wind turbines,

Belki tekrar rüzgar türbinlerinden bahsedersem,

they fought 'til the bitter end, okay?

sonuna kadar savaştılar, tamam mı?

So for a couple of years, they were trying to fight

Bu yüzden birkaç yıl boyunca,

against having the wind turbines built,

rüzgar türbinlerinin inşa edilmesine karşı mücadele etmeye çalıştılar

and then eventually, they had no choice

ve sonunda, onları inşa etmelerine izin vermekten başka çareleri kalmadı

but to let them build them,

,

but they fought to the bitter end.

ama sonuna kadar savaştılar.

They fought until the bitter end.

Acı sona kadar savaştılar.

They fought 'til the bitter end.

Acı sona kadar savaştılar.

So when you fight tooth and nail for something,

Yani bir şey için dişe diş dövüştüğünüzde, bunun için

it means you fight really, really hard for it,

gerçekten çok ama çok sıkı dövüştüğünüz anlamına gelir

and when you fight until you can no longer fight anymore,

ve artık dövüşemeyecek hale gelene kadar dövüştüğünüzde ,

we say that you fought until the bitter end.

acı sona kadar dövüştüğünüzü söyleriz.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

You're learning English with me here on YouTube,

Benimle burada, YouTube'da,

or Facebook, or TikTok, or Instagram.

Facebook'ta, TikTok'ta veya Instagram'da İngilizce öğreniyorsunuz.

I'm not sure which one you are watching,

Hangisini izlediğinden emin değilim

but anyways, hope you're having a good day,

ama neyse, umarım iyi bir gün geçiriyorsundur,

and I'll be back with another English lesson tomorrow.

yarın başka bir İngilizce dersiyle döneceğim.