Meaning of THE HARD WAY - A Really Short English Lesson with Subtitles

So in English when you learn something the hard way

Yani İngilizce'de bir şeyi zor yoldan öğrendiğinizde

or when you find something out the hard way

veya bir şeyi zor yoldan öğrendiğinizde

it means that you learn something in a way

bu, bir şeyi bazen hoş olmayan bir şekilde öğrendiğiniz anlamına gelir

that sometimes isn't pleasant.

.

You don't learn it from reading a book

Bunu bir kitap okuyarak

or having learn someone teaching you,

veya birinin size öğreterek öğrenerek öğrenmezsiniz,

you learn it the hard way.

zor yoldan öğrenirsiniz.

A really good example of this would be if you turn on

Buna çok güzel bir örnek,

a faucet at a sink and you're not sure if the faucet

bir lavabonun musluğunu açarsanız ve musluğun

is for hot water or cold water

sıcak mı yoksa soğuk mu olduğundan emin değilseniz, musluktan akan

and then you touch the stream of water

su akışına dokunursanız

that's coming out of the faucet and you burn your hand.

yanarsınız. senin elin.

We would say that you learned that the hard way,

Zor yoldan öğrendiğinizi söyleyebiliriz,

you learned which tap was the hot water tap the hard way

hangi musluğun sıcak su musluğu olduğunu zor yoldan öğrendiniz

because you were injured just a little bit

çünkü biraz yaralandınız

or because you put your hand into hot water.

veya elinizi sıcak suya soktuğunuz için.

So in life,

Bu yüzden hayatta,

it is always nice to learn things from other people

başka insanlardan bir şeyler öğrenmek

and to not always learn things the hard way.

ve her zaman zor yoldan öğrenmemek her zaman güzeldir.

That's not a nice way to learn things.

Bu, bir şeyler öğrenmenin hoş bir yolu değil.

Hey, sometimes people take the easy way out.

Hey, bazen insanlar kolay yolu seçerler.

So when you take the easy way out,

Yani kolay yolu seçtiğinizde, kendinize çok fazla iş yapmamak için

it means you do something so that it's not a lot of work

bir şeyler yaptığınız anlamına gelir

for yourself.

.

A good example of this would be maybe you are going

Buna iyi bir örnek, belki

to a party and you're supposed to bring some food

bir partiye gidiyorsunuz ve biraz yiyecek getirmeniz gerekiyor

and the idea is that you make some food at home,

ve fikir, evde biraz yemek yapmanız,

but instead of making food at home,

ancak evde yemek yapmak yerine

you take the easy way out and you just go to the store

kolay yolu seçmeniz ve sadece dükkana gidersin

and you buy some cake.

ve biraz pasta alırsın.

Sometimes when am really busy I often take the easy way out

Bazen gerçekten meşgul olduğumda genellikle kolay yolu seçerim

cause it's just easier.

çünkü bu daha kolay.