Learn the English Phrases IT'S ABOUT TIME! and AHEAD OF TIME

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce

"It's about time."

"It's about time" deyimini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase that we say to someone

Bu, birine

when they finally arrive somewhere,

nihayet bir yere vardıklarında

or when they finally do something

veya sonunda yapmaları gereken bir şeyi yaptıklarında söylediğimiz bir cümledir

that they should have done.

.

Let's imagine that you're waiting for your brother

Diyelim ki kardeşinizi alışveriş merkezinde bekliyorsunuz

at the mall,

and he said he was gonna be there at one o'clock

ve o saat birde orada olacağını söyledi

and it's already 1:30.

ve saat çoktan 1:30 oldu.

When your brother arrives, you would probably say,

Ağabeyiniz geldiğinde, muhtemelen

"Oh, it's about time you got here.

"Oh, buraya gelme vaktiniz geldi. Alışveriş

It's about time that you got to the mall.

merkezine gitme vaktiniz geldi.

You said you were gonna be here earlier."

Daha önce burada olacağınızı söylemiştiniz" diyeceksiniz.

So it's definitely not a happy phrase

Yani zamanı geldi dediğimizde kesinlikle mutlu bir ifade değil

when we say it's about time.

.

We also use this to talk about

Bunu,

when someone does something in life

birisinin hayatta

that they should have done a long time ago.

uzun zaman önce yapması gereken bir şeyi yaptığı zaman hakkında konuşmak için de kullanırız.

You could say maybe your cousin never went to high school

Kuzenin belki liseye gitmedi

and finally got their high school diploma, you could say,

ve sonunda lise diplomasını aldı diyebilirsin,

"Oh, it's about time

"Oh,

that they got to their high school diploma."

lise diplomasını almalarının zamanı geldi" diyebilirsin.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer bir deyim de

is the phrase, "Ahead of time."

"Zamanından önce" deyimi.

When you do something ahead of time,

Bir şeyi vaktinden önce yaptığınızda, yapılması gereken zamandan daha

it means you do it earlier than when it needs to be done.

önce yaptığınız anlamına gelir .

When I get up and get ready to go to work,

Kalktığımda ve işe gitmek için hazırlandığımda,

I like to get a lot of things ready ahead of time.

birçok şeyi vaktinden önce hazırlamayı seviyorum.

I make sure my keys, and wallet,

Anahtarlarımın, cüzdanımın

and phone are by my computer, ready to go.

ve telefonumun bilgisayarımın yanında hazır olduğundan emin oluyorum.

I don't look for them the very moment I need to leave.

Ayrılmam gereken anda onları aramıyorum.

I like to have them ready ahead of time.

Onları önceden hazırlamayı seviyorum.

When Jen is preparing to go to market,

Jen pazara gitmeye hazırlanırken

she doesn't make all of the bouquets

tüm buketleri gitmesi gereken

just in the few minutes before she needs to leave.

birkaç dakika önce yapmaz.

She makes sure she has all of them ready ahead of time.

Hepsinin vaktinden önce hazır olduğundan emin olur.

She makes sure that they're all ready to go

well before she needs to have them ready.

Onları hazırlamasına gerek kalmadan önce hepsinin gitmeye hazır olduğundan emin olur. Bir kez daha

So to review, when you say to someone, "It's about time,"

gözden geçirecek olursak, birine "Zamanı geldi" dediğinizde,

you say it in a kind of a spirit of exasperation,

bunu bir tür bıkkınlık ruhuyla söylüyorsunuz,

you're exasperated.

çileden çıkıyorsunuz.

I'm not sure if you know that word, you should look it up,

Bu kelimeyi bildiğinden emin değilim, bir bakmalısın

but you say, "Oh, it's about time you got here."

ama "Oh, buraya gelme vaktin geldi" diyorsun. Her gün yerine

It's about time you started learning English every day,

her gün İngilizce öğrenmeye başlamanın zamanı geldi

instead of every other day.

.

I'm not sure if that's what you're doing,

Yaptığının bu olup olmadığından emin değilim,

but it might be a good idea.

ama bu iyi bir fikir olabilir.

And the second phrase is the phrase ahead of time.

Ve ikinci ifade, zamanın ilerisindeki ifadedir.

When you do something ahead of time,

Bir şeyi vaktinden önce yaptığınızda,

you do it before the time that it is needed.

onu ihtiyaç duyulan zamandan önce yaparsınız. Faturalarınızı vaktinden önce

It's always good to pay your bills ahead of time.

ödemek her zaman iyidir . Bir yere giderken

It's always good to arrive ahead of time

önceden varmak her zaman iyidir

when you go somewhere.

.

It's just a good idea.

Bu sadece iyi bir fikir.

It's better than being late, for sure.

Geç kalmaktan iyidir elbette.

But, hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama, hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Francisco.

Bu yorum Francisco'dan.

And Francisco, in French, says,

Ve Francisco, Fransızca,

(speaking french) in French.

(Fransızca konuşarak) Fransızca diyor.

And this is the French equivalent of the English phrase,

Ve bu, İngilizce

"Rain or shine."

"Rain or parlatıcı" ifadesinin Fransızca karşılığıdır.

So thanks, Francisco, for that.

Bunun için teşekkürler Francisco.

By the way, Francisco, from time to time,

Bu arada, Francisco zaman zaman

will tell me what the French version is of the phrase

bana bu ifadenin Fransızca versiyonunun ne olduğunu söyler

and I really appreciate that, Francisco, thank you.

ve gerçekten minnettarım , Francisco, teşekkürler.

My reply was this,

Cevabım şuydu,

we also have another phrase. that means the same thing,

bir deyimimiz daha var. bu neredeyse aynı anlama geliyor

almost, but it has a swear word in it,

, ama içinde bir küfür var

and the phrase is, "Come hell or high water."

ve " Cehenneme gel ya da yüksek su gel" ifadesi var.

So sometimes people will say they're going to do something,

Bu yüzden bazen insanlar bir şeyler yapacaklarını söyleyecekler,

come hell or high water.

cehennem ya da yüksek su.

Now again, the word hell is considered

Şimdi yine, cehennem kelimesi

a swear word in English, so be careful.

İngilizce'de küfür olarak kabul edilir, bu yüzden dikkatli olun.

But if someone says they're going to do something,

Ama birisi bir şey yapacağını söylerse,

come hell or high water, kicking my tripod here,

cehennem ya da yüksek su, tripodumu buraya tekmelemek,

it means they're definitely going to do it, okay?

kesinlikle yapacakları anlamına gelir , tamam mı?

If someone says, "I'm going to get,"

Birisi "alacağım" derse,

ah, let me see, I'm having trouble thinking

ah, bir bakayım,

of an example right now,

şu anda bir örnek düşünmekte zorlanıyorum,

"I'm going to drive this car for 10 years,

"Bu arabayı 10 yıl kullanacağım,

come hell or high water,"

cehennem ya da yüksek su, "

it means that you're going to do that,

no matter what happens.

Ne olursa olsun bunu yapacaksın demektir.

It means you're very determined to do it.

Bu, bunu yapmaya çok kararlı olduğun anlamına gelir.

Hey, I wanted to tilt you back a little bit here.

Hey, seni burada biraz geriye yatırmak istedim.

Very often, people will ask what these structures are

Çoğu zaman insanlar çiftliğimdeki bu yapıların ne olduğunu sorarlar

on my farm.

.

These are called silos.

Bunlara silo denir.

These used to be used to store grain

Bunlar, ailemin sahip olduğu hayvanlar için tahıl ve yem depolamak için kullanılıyordu

and forage for the animals that my parents had.

.

So when I was a kid,

Ben çocukken,

this one was full of corn,

bu mısırla doluydu

and this one was full of something we called haylage,

ve bu da kuru ot dediğimiz saman gibi bir şeyle doluydu

which is kind of like hay,

but when you put it in the silo, it gets,

ama onu siloya koyduğunuzda,

I think the oxygen gets used up

sanırım oksijen kullanılmış oluyor.

by the bacteria and preserves it.

bakteriler tarafından yukarı kaldırılır ve korunur.

I don't know all the scientific details,

Tüm bilimsel detayları bilmiyorum

but these are silos.

ama bunlar silolar.