The Architectural Mastermind Behind Modern Singapore | Liu Thai Ker | TED

38,911 views ・ 2022-03-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber:
0
0
7000
Çeviri: Emre Can Ercan Gözden geçirme: Esra Çakmak
00:03
A lot of people say, "Why didn't you continue
1
3540
2960
Çoğu kişi bana “Neden baban gibi ressam olmadın?” diye soruyor.
00:06
with your father's career as a painter?"
2
6500
2720
00:09
My answer to them is very simple: I’m also a painter.
3
9260
4520
Onlara ben de ressamım diyorum.
00:13
The only difference is that my father's painting
4
13820
3120
Ama babamın tabloları yalnızca birkaç metre kare iken
00:16
is only a few square meters in size.
5
16980
2600
benim eserim birkaç bin kilometrelik bir alana yayılıyor.
00:19
My painting is a few thousand kilometers in size.
6
19580
5040
00:24
That's the only difference.
7
24660
1400
Aradaki tek fark bu.
00:26
Singapore, when the British left us, in 1960,
8
26060
6640
İngilizler 1960′ta ayrıldığında Singapur sakinlerinin dörtte üçü
00:32
three out of four people lived in squatter areas.
9
32740
4640
gecekondu bölgelerinde yaşıyordu.
00:37
You probably don't even know what is a squatter area,
10
37380
2840
Muhtemelen bu bölgelerin neye benzediğini bile bilmiyorsunuz
00:40
but in those days, it was just all over town.
11
40220
3160
ama o günlerde şehrin her tarafına yayılmışlardı.
00:44
So the government of Singapore decided
12
44420
5840
Onun için Singapur hükûmeti
00:50
that, if we want to have a sustainable city,
13
50260
4440
bizden daha büyük diğer ülkelere ayak uyduracak
00:54
compatible with all the other, larger countries,
14
54740
4400
sürdürülebilir bir şehir istiyorsak
00:59
we must achieve excellence.
15
59140
2800
üstün başarıyı hedeflemenin gerekli olduğuna karar getirdi.
01:01
And one of the signs of removing backwardness
16
61980
4880
Geriye dönüklükten kurtulmanın işaretlerinden biri
01:06
is to remove the squatters and house everybody in housing.
17
66900
5600
gecekonduları kaldırıp herkese konut sağlamaktır.
01:12
And to do so, since the people in those days were very poor,
18
72500
4760
Bunu yapabilmek için o dönemde halk çok yoksul olduğundan
01:17
we then introduced public housing,
19
77260
2240
devletten mali destek alarak
01:19
to build subsidized housing --
20
79500
2680
sosyal konutlar inşa ettik.
01:22
good-quality housing, but subsidized,
21
82180
2880
Bunlar yüksek kaliteli ancak devlet destekli,
01:25
with affordable rental and affordable selling price.
22
85100
3720
uygun fiyatlarla kiralanabilen ya da satın alınabilen konutlardı.
01:28
That is a very important key to the transformation of Singapore.
23
88860
5560
Bu, Singapur’un dönüşümünde anahtar rolü oynayan bir projeydi.
01:34
So within 25 years, between 1960 and 1985,
24
94460
5720
Böylece 1960 ile 1985 arasındaki 25 yıl içerisinde
01:40
we actually got rid of all the squatters.
25
100220
3280
tüm gecekondulardan kurtulmayı
01:43
We housed every Singaporean into public housing,
26
103500
4440
ve tüm Singapurlulara sosyal
01:47
as well as, of course, private housing.
27
107980
2760
ya da özel konutlar sağlamayı başardık.
01:50
So that transformation is very thorough, very impressive.
28
110780
5240
Bu dönüşüm oldukça eksiksiz ve etkileyici bir biçimde gerçekleşerek
01:56
That's a remarkable story of Singapore.
29
116020
2600
harika bir Singapur hikâyesi oluşturdu.
01:59
If you want to plan a city, the first thing is to ask:
30
119060
3880
Bir şehir planlayacaksanız soracağınız ilk soru şu olmalı:
02:02
"How many people are we planning for"?
31
122980
2280
“Kaç kişi için planlama yapıyoruz?”
02:05
In 1990, when we were planning the city,
32
125260
2440
1990′da şehri planlarken
02:07
I proposed a plan for 100 years, to 2091.
33
127740
4880
100 yıl, yani 2091′e kadar sürecek bir plan önermiştim.
02:12
But nowadays, when I plan for other cities,
34
132980
3000
Ama bugünlerde diğer şehirler için çalışırken
02:16
I suggest that we plan up to 2070,
35
136020
4160
2070′e kadar planlama yapıyorum.
02:20
because beyond that, really,
36
140220
1880
Çünkü bu tarihin ötesinde
02:22
the whole world may have to control population growth,
37
142140
3360
dünya çapında nüfus artışının kontrol altına alınması gerekebilir.
02:25
so it's like planning for the ultimate population size,
38
145500
3640
Onun için bu, her şehir özgünlüğü hedeflediğinden
02:29
because every city wants the city to be unique.
39
149180
3360
nihai nüfus sayısına göre planlama yapmaya benziyor.
02:32
So, for Singapore and for cities I plan,
40
152580
4640
Dolayısıyla Singapur’da ve planladığım diğer şehirlerde
02:37
I look for the design gene of that locality,
41
157220
5040
mekâna özgün bir karakter vermek için
02:42
to give it its unique character.
42
162300
2600
onun tasarımsal genlerini inceliyorum.
02:44
Now, what are the key design genes?
43
164900
2920
Peki anahtar rolü oynayan tasarım genleri hangileridir?
02:47
You see, different localities have different characteristics.
44
167820
3560
Şimdi, farklı mekânlar farklı karakteristikler taşıyor.
02:51
For example, they have different climates --
45
171380
2960
Örneğin iklimleri farklı oluyor--
02:54
climates also affect planning and design --
46
174340
4040
iklimler aynı zamanda planlama ve tasarımı etkiliyor--
02:58
and they also have different customs,
47
178380
2320
âdetleri de farklı oluyor.
03:00
and that also affects what you put into the city plan or design.
48
180740
5520
Bu da plan ya da tasarımınıza neleri dahil edeceğinizi etkiliyor.
03:06
And also, some kind of architectural heritage.
49
186300
4240
Bunun yanı sıra mimari miraslar bulunuyor.
03:10
For example, in Southeast Asia, because of the strong sun,
50
190540
5360
Örneğin Güneydoğu Asya’da güneş ışığının şiddetinden dolayı
03:15
we never have very strong colors.
51
195940
3480
renkler asla parlak kalmıyor.
03:19
If you look at Malay villages, the colors are kind of pastel.
52
199460
5760
Mesela Maleyza’daki şehir evleri hep pastel renklerle boyanmıştır.
03:25
Why? Because if you paint very strong colors
53
205260
4040
Çünkü bu evleri parlak renklerle boyarsanız
03:29
on Malay village buildings,
54
209340
2360
sıcak güneşin altında
03:31
after a few years under the hot sun,
55
211700
2800
birkaç yıl kaldıktan sonra
03:34
they all turn into pastel colors.
56
214500
3160
pastel renklere bürünürler.
03:37
And the second is heritage.
57
217660
1880
İkinci önemli nokta ise miras.
03:39
As I mentioned earlier, every city has its own locality conditions.
58
219580
5840
Önceden bahsettiğim üzere her şehrin özgün mekânsal koşulları vardır.
03:45
So even though in Singapore we have shophouses,
59
225420
3720
O yüzden Singapur’da dükkânlar olsa da
03:49
our shophouse design
60
229140
2040
bizim dükkan tasarımlarımız ile
03:51
and the shophouse design in Malacca and Hong Kong,
61
231220
4080
Malakka ve Hong Kong’daki dükkân tasarımlarından
03:55
they're different, because of local influence.
62
235300
3120
yerel etkilerden dolayı farklılaşır.
03:58
So we must protect our own heritage,
63
238420
3120
Bizim kendi mirasımızı korumamız gerekir
04:01
and they are very, very unique.
64
241580
1920
çünkü bunlar son derece özgündür.
04:03
And the third thing,
65
243540
1400
Çok az sayıda kişinin
04:04
which very few people talk about,
66
244940
2240
değindiği üçüncü bir nokta da
04:07
is density.
67
247220
1120
kentsel yoğunluktur.
04:08
So as I mentioned earlier,
68
248700
2400
Önceden bahsettiğim üzere
04:11
the large city, we must have a higher density,
69
251140
3240
büyük şehirlerde yoğunluk yüksek tutulmalı
04:14
and make the design more grand.
70
254420
2520
ve tasarım daha ihtişamlı kılınmalıdır.
04:16
Small city, we have low density,
71
256940
2200
Küçük şehirlerdeyse yoğunluk düşük
04:19
make the design more romantic.
72
259140
2000
tasarım da daha romantik olmalıdır.
04:21
So if we pick the right density for the cities of different sizes,
73
261180
6880
Farklı boyutlardaki şehirlerde doğru yoğunluğu seçersek
04:28
when you arrive at a city,
74
268100
1720
bir şehre vardığımızda
04:29
without even looking at the buildings,
75
269820
2120
binalara bakmaya gereken kalmadan
04:31
you already know you're going into a different kind of city.
76
271940
3400
farklı bir tür şehre girdiğimizin farkında oluruz.
04:35
I told myself that despite the high-density building,
77
275380
4800
Ben binaların ve tasarladığımız şehrin
04:40
the high-density city that we plan,
78
280220
2280
yüksek yoğunluklu olmasının
04:42
we should not use high density as an excuse
79
282500
4440
iyi bir çevre yaratmayı engelleyen
04:46
for not creating a good environment.
80
286980
3320
bir durum olduğuna inanmıyorum.
04:50
So I told myself,
81
290300
1200
Bu yüzden kendime
04:51
"How can I live with a high-density policy,
82
291540
3800
“Yüksek yoğunluk tercih edip de güzel bir çevre yaratmak
04:55
and yet create a nice urban environment?"
83
295380
3880
nasıl başarılabilir?” diye sordum
04:59
It dawned on me that you can have a high-density city
84
299300
4160
ve satranç tahtasının kareli deseninden esinlenerek
05:03
with a nice environment
85
303500
1920
yüksek yoğunluklu bir şehrin
05:05
by using the Western chessboard idea.
86
305460
3800
güzel bir çevreye sahip olabileceğini fark ettim.
05:09
Because in the Western chessboard,
87
309300
2120
Çünkü satranç tahtasında
05:11
you have the black square and the white square alternating.
88
311420
3400
siyah ve beyaz kareler hep art arda gelir.
05:14
So if we put the [high-density] buildings in the black squares,
89
314860
5200
Böylece yüksek yoğunluklu binaları siyah,
05:20
then [in] the white square we’d put the parks or schools
90
320100
4200
parklar, okullar, AVM’ler vesaireyi
05:24
or low-rise shopping centers, and so on.
91
324340
4800
beyaz karelere koyduğunuz zaman
05:29
So in that case,
92
329180
1240
yüksek yoğunluğu
05:30
if you can disperse the high-density buildings
93
330460
3200
düşük yoğunluklu yapılarla hafifleterek
05:33
with a lower-density development,
94
333700
2240
onun bunaltıcı ağırlığını
05:35
you don't feel the oppressiveness of high density.
95
335980
3920
gidermiş olursunuz.
05:39
So in a new town, I plan it this way,
96
339940
2840
Yeni şehirleri bu şekilde planlıyorum.
05:42
and later, when I planned Singapore, the whole city,
97
342780
4040
Singapur’u planlarken ise bunu değişimli bir
05:46
I also alternate it.
98
346860
1920
yaklaşımla uygulamıştım.
05:48
For example,
99
348820
1240
Örnek olarak,
05:50
some of the historical area is naturally low-density,
100
350100
4240
tarihsel alanların bazıları doğal olarak düşük yoğunlukludur.
05:54
and not far from a historic area,
101
354380
3160
Buralardan fazla uzak olmayan
05:57
like Shenton Way,
102
357580
1280
Shenton Yolu gibi yerlerde
05:58
we allow high density.
103
358900
2000
yüksek yoğunluğa izin veriyoruz.
06:00
But when you are in Shenton Way, it doesn’t feel oppressive,
104
360940
3160
Ama Shenton Yolu’nda yürürken yapılar sizi bunaltmıyor
06:04
because if you just turn your head around,
105
364100
2040
çünkü kafanızı çevirdiğinizde
06:06
you see the sky.
106
366180
1160
gökyüzünü görüyorsunuz.
06:07
And that's how Singapore was planned.
107
367380
2200
Singapur işte böyle planlandı.
06:09
You don't actually go through miles and miles of high-rise buildings,
108
369620
3600
Yüksek katlı binalar kilometrelerce uzanmıyor.
06:13
you go a few miles, one or two miles.
109
373220
3160
Bunun yerine birkaç kilometrede bir
06:16
Then, you go to medium density, low density and higher density again.
110
376420
4600
yüksek yoğunluktan orta ve düşük yoğunluğa geçiş oluyor.
06:21
So that creates a variety of environments,
111
381060
3160
Bu da çevrelere çeşitlilik katarak
06:24
and actually makes the city a better city.
112
384260
4120
daha iyi bir şehir elde etmenizi sağlıyor.
06:28
I realized that we should not treat the city as one body.
113
388420
4680
Ayrıca şehri tek bir beden olarak görmemek gerektiğini fark ettim.
06:33
We must treat a city as a family.
114
393420
3160
O, bunun yerine bir aile olarak görülmeli.
06:36
In a family, you have grandparents,
115
396580
2800
Bir ailede büyük anne ve babalar
06:39
below that, you have several parents,
116
399420
2720
onların altında da ebeveynler olur.
06:42
and below each parent, you have several children.
117
402140
4240
Her ebeveynin altında evlatlar sıralanır.
06:46
So in a city like Singapore,
118
406380
2840
Bu yaklaşımı Singapur’u
06:49
I divided the city.
119
409220
2160
bölgelere ayırarak uyguladım.
06:51
Below that, I divide it into regions.
120
411380
1880
Böylece her bir bölge
06:53
Each region would have a population size of around a million people.
121
413300
4840
yaklaşık bir milyon kişilik bir nüfusa sahip oldu.
06:58
And below the region, I divide them into new towns.
122
418140
3400
Bu bölgeleri de yeni ilçelere böldüm.
07:01
Each new town will have a population size of around 150,000 to 200,000,
123
421540
5840
Her yeni ilçenin nüfusu 150.000 ile 200.000 arasında değişiyor,
07:07
occasionally up to 300,000 people.
124
427420
2760
bazen de 300.000 kişiyi buluyor.
07:10
And below the new town,
125
430220
1360
Yeni ilçelerin altında
07:11
we have neighborhoods;
126
431620
1280
semtler yer alıyor;
07:12
below the neighborhoods, we have precincts.
127
432940
2800
semtlerin altında ise mahalleler bulunuyor.
07:15
That's how Singapore was planned.
128
435740
1680
Singapur işte böyle planlandı.
07:17
You see, if you take a city like Singapore,
129
437420
3240
Şimdi, Singapur’da
07:20
it would take, for example,
130
440700
3560
en üst düzey ticaret merkezi
07:24
the highest level of commercial center is CBD,
131
444300
6880
şehrin orta kısmında yer alan
07:32
in the central part of Singapore.
132
452260
2400
merkezi iş alanıdır (MİA).
07:34
But in the region, I have regional centers.
133
454700
3360
Ancak onun çevresinde bölgesel merkezler bulunur.
07:38
It's one rank below the CBD.
134
458060
3800
Bunlar MİA’nın bir kademe altındadır.
07:41
And below the region, I have town centers,
135
461900
3040
Bunların bir kademe altında ise
07:44
in new towns.
136
464980
1160
yeni semtlerin
07:46
It's one rank below the regional center.
137
466140
2760
merkezleri yer alır.
07:48
and below the town centers are neighborhood centers.
138
468940
3800
Semt merkezlerinin altında da mahalle merkezleri vardır.
07:52
So if I live in a neighborhood,
139
472740
2760
Onun için bir mahalle sakiniyseniz
07:55
I want to buy a piece of soap,
140
475540
1880
ve sabun almak istiyorsanız
07:57
I don't have to go to CBD,
141
477460
1800
MİA’ya gitmeniz gerekmez.
07:59
I just walk to the neighborhood center.
142
479300
2000
Mahalle merkezine gidip
08:01
I can get it.
143
481340
1280
bir sabun alabilirsiniz.
08:02
But if I want to have,
144
482660
4040
Ama mesela özel bir kıyafet
08:06
maybe, a special dress,
145
486740
3560
almak istiyorsanız
08:10
I may have to go to a town center and get it.
146
490300
3240
semt merkezine gitmeniz gerekebilir.
08:13
So we actually cascade them in ranking.
147
493540
4320
Merkezleri böyle üst üste kademeli olarak dizdik.
08:17
And in a similar way,
148
497900
2600
Benzer şekilde
08:20
in a city, I would plan for hospitals in different regions.
149
500540
6560
hastaneler ile üniversiteleri farklı bölgelerde planlıyorum.
08:27
Universities in different regions.
150
507460
2280
Bölgelerin bir kademe altındaki
08:29
But below that, in new towns,
151
509780
1800
yeni semtlerde teknik okulları,
08:31
I would plan for a polytechnic.
152
511580
2120
onların altındaki mahallerdeyse
08:33
Below that, in neighborhoods,
153
513700
1480
liseleri ve ilkokulları
08:35
I'd plan for high schools, primary schools.
154
515220
2200
planlamayı tercih ediyorum.
08:37
So we cascade the functions, facilities and amenities
155
517460
5120
Böylece işlevleri, tesisleri ve kentsel imkânları aile rollerine göre,
08:42
according to different family members.
156
522620
3400
kademeli olarak tahsis ettik.
08:46
In other words, if you are a grandfather,
157
526020
4040
Başka bir deyişle bir dedeyseniz
08:50
you are very mature, you take care of the big issues.
158
530060
3760
çok olgun olduğunuzdan büyük işleri halledersiniz.
08:53
But when you are a father,
159
533860
2560
Baba iseniz
08:56
you are still mature,
160
536460
1320
yine olgun olursunuz
08:57
but you cannot take care of as many things as your grandfather.
161
537780
3760
ama dedeniz kadar fazla iş halledemezsiniz.
09:01
But if you are a son,
162
541540
1880
Eğer bir oğulsanız
09:03
you're not independent, you depend on your father and grandfather.
163
543420
4520
bağımsız olmadığınızdan babanıza ve dedenize bel bağladığınızdan
09:07
You can take care of only certain limited things.
164
547980
3080
yalnızca birkaç işe bakabilirsiniz.
09:11
So it's like, that's how a city should function.
165
551060
3720
Şehirler işte bu şekilde işlev görmelidir.
09:15
If we don't subdivide the city in this kind of manner,
166
555660
6720
Onları böyle kademelere bölmezsek
09:22
and we treat the city as one city,
167
562940
3360
ve bir bütün olarak ele alırsak
09:26
the problem is that it's like putting the weight
168
566300
4480
beş-altı kişilik bir yükü
09:30
of five or six people onto one person.
169
570780
4040
tek bir kişinin sırtına yüklemiş oluruz.
09:35
Now, what kind of person is he?
170
575220
2320
Peki bu nasıl bir kişi olur?
09:37
He cannot function, he can't move, you know?
171
577580
3920
O rahatça hareket edip işlev görebilir mi?
09:41
That's what I mean, by traffic jams.
172
581540
2280
Trafik tıkanıklığının da sebebi budur.
09:43
I'm quite worried about the fact that in today's world,
173
583860
5280
Her şeyin çok hızlı değiştiği günümüz dünyasında
09:49
when things are changing very fast,
174
589180
2760
insanlar bu durumu gerekçe gösterip
09:51
people say, "Well, we should not plan a city long-term,
175
591980
3440
“Uzun vadeli şehir planlaması yapmamak gerekir.
09:55
because things are changing very fast.
176
595460
2600
Çünkü bugün planladığın şeyler
09:58
What you plan today may be different tomorrow.
177
598100
2520
yarın farklı olabilir” dediğinde,
10:00
Just plan short-term."
178
600940
2280
endişelenmeden edemiyorum.
10:03
I totally cannot accept that,
179
603260
2720
Bu görüşe hiç katılmıyorum.
10:06
because a city is made up of concrete and steel.
180
606020
6680
Çünkü şehirler beton ve çelikle yapılır.
10:12
It's long-term.
181
612700
1160
Yani uzun vadelidirler.
10:14
You cannot say, "Oh, I built a 50-story building today,
182
614220
3880
Kişi “Bugün 50 katlı bir bina dikip
10:18
and I accept that five years later,
183
618140
2040
onu bundan beş sene sonra
10:20
I'll pull it down for changed circumstances."
184
620220
3200
durumlar değiştiğinde yıkarım,” diyemez.
10:23
It's not possible.
185
623460
1520
Bu mümkün değildir.
10:25
But on the other hand,
186
625020
1200
Ama öte yandan
10:26
you can ask, "How can we be sure
187
626260
3720
“İnşa ettiğimiz şeyin uzun süre dayanacağından
10:30
that whatever we build will last a long time?"
188
630020
3120
nasıl emin olabiliriz?” diye sorulabilir.
10:33
My answer is that if you spend time
189
633180
3680
Ben buna cevap olarak
10:36
studying the basic human needs of a city
190
636900
4800
bir şehrin sakinlerinin ve onun işgal ettiği arazinin
10:41
and also understanding the basic need of the land for the city,
191
641700
4480
temel ihtiyaçlarını inceleyip anlayarak
10:46
if you spend time studying that
192
646180
2800
buna uygun şekilde
10:48
and find out the answer and plan accordingly,
193
648980
4520
sonuçlar çıkarıp planlama yaparsanız, şehrinizin uzun bir süre
10:53
then the city should be able to last for a long time.
194
653500
3920
dayanacağını söyleyebilirim.
10:57
I just feel that there's too much noise, nowadays,
195
657780
5200
Bugün dünyanın çok hızlı değiştiğini
11:03
to say that the world is changing so fast,
196
663020
3440
ve değişime ayak uydurmak gerektiğini
11:06
and therefore, we have to go with the change.
197
666500
4680
söyleyen aşırı sayıda kişi bulunuyor.
11:11
And also, this belief that the more sexy-looking the city,
198
671220
6920
Ayrıca çoğusu şehir ne kadar çekici
11:18
if the plan has a crazy-looking road layout,
199
678140
5040
yol planı ve binaları da
11:23
crazy-looking buildings,
200
683220
2080
ne kadar ilginç ve değişik olursa
11:25
that would actually become creative.
201
685340
3680
o kadar yaratıcı olacağını düşünüyor.
11:29
I don't go for that,
202
689020
1200
Ben buna katılmıyorum.
11:30
because if you live in a city,
203
690220
3200
Çünkü bir şehirde yaşıyorsanız
11:33
what you want is calmness, legibility,
204
693420
6520
sakinliğin, düzenin ve istikrarlılığın yanı sıra
11:39
a sense of community, predictability.
205
699940
5760
bir topluluk duygusu ararsınız.
11:45
And we should never turn a city into a theme park.
206
705700
4720
O yüzden bir şehri asla eğlence parkına çevirmemek gerekir.
11:50
In other words,
207
710420
1160
Başka bir deyişle
11:51
despite the fact that we must be very disciplined,
208
711620
2880
planlama yaparken çok disiplinli çalışarak
11:54
and create calmness, tranquility and so on,
209
714500
3200
sakin ve dingin bir çevre yaratmak gerekse de
11:57
we still have to create a city that is enjoyable to live in,
210
717700
4200
bunun içinde yaşaması zevkli ve eğlenceli bir çevre
12:01
so it's fun.
211
721940
1200
olması lazım.
12:03
Now once you know what creates fun for the people,
212
723180
4040
Şehirde yaşamayı eğlenceli kılan şeyleri belirledikten sonra
12:07
then you identify the functions to serve the fun.
213
727220
4120
geriye bir tek bunları sunacak işlevleri sağlamak kalıyor.
12:11
“Fun” would include education, cultural activities and so on.
214
731380
5200
Burada “eğlence” eğitimi, kültürel aktiviteleri vs. içeriyor.
12:17
So then, you identify the functions,
215
737100
2440
Şimdi işlevleri belirledikten sonra
12:19
and once you identify the functions,
216
739580
2200
bunları karşılamak için
12:21
then you create a city form
217
741820
2160
uygun bir şehir biçimi
12:24
to satisfy the function.
218
744020
2160
oluşturuyorsunuz.
12:26
Form follows function follows fun is the guideline for me in city planning.
219
746260
6400
Bu yüzden planlarımda hep biçim işlevi, işlev de eğlenceyi takip ediyor.
12:32
And we must give them housing,
220
752700
2600
Ayrıyeten insanlara konutlar
12:35
we must give them commercial centers
221
755340
2960
ve iş yaratmalarını sağlayacak
12:38
so that they create jobs.
222
758300
1400
ticari merkezler vermeliyiz.
12:39
We must give them industry, and also schools, hospitals
223
759700
5400
Onlara endüstriyel binalar, okullar, hastaneler, polis merkezleri,
12:45
and even police stations and fire stations
224
765100
4680
itfaiye istasyonları ve spor kompleksleri
12:49
and sports complexes.
225
769780
2040
sağlamalıyız.
12:51
Because we want the city people to be able to lead a healthy life.
226
771860
5600
Çünkü şehrimizdeki insanların sağlıklı yaşayabilmesi lazım.
12:57
And also parks.
227
777820
2280
Parklar da gerekiyor.
13:00
So even a small, simple thing like parks:
228
780140
3080
Parklar gibi basit bir şeyi bile
13:03
we have parks at the city level;
229
783260
3000
kademe kademe planladık.
13:06
in the region, we have regional parks;
230
786260
2720
Yani şehir, bölge, semt
13:08
new towns, we have town parks;
231
788980
1800
ve mahalle gibi
13:10
neighborhoods have neighborhood parks;
232
790820
2400
farklı kademelerin
13:13
and in precincts, we have precinct parks.
233
793260
3160
kendi parkları bulunuyor.
13:16
And the location and size of each type of park
234
796420
4840
Her bir parkın konumu ile boyutunu
13:21
was also studied and kind of calibrated.
235
801300
4800
düşünüp taşınarak belirledik.
13:26
And that's how Singapore is seen as a garden city,
236
806140
3880
Singapur işte bu yüzden bir bahçe şehri
13:30
something to do with that.
237
810020
1320
olarak görülüyor.
13:31
All these things were identified as basic human needs
238
811380
4400
Biz bunların hepsini temel insan ihtiyaçları olarak saptayıp
13:35
and incorporated in the plan.
239
815780
3600
plana dahil ettik.
13:39
To plan a city well,
240
819380
2040
Bir şehri iyi planlamak için
13:41
I'd say you just have to remember three things.
241
821420
2760
şu üç şeye sahip olmalısınız:
13:44
To have a humanist's heart,
242
824180
2560
Bir hümanistin kalbine,
13:46
a scientist's head
243
826780
1760
bir bilimcinin beynine
13:48
and an artist's eyes.
244
828580
2040
ve bir sanatçının gözlerine.
13:51
"Humanist's heart" in the sense that you have to plan for people and land.
245
831100
5520
“Hümanistin kalbi”ne sahip olmak insanları ve araziyi düşünerek planlamayı
13:57
You have to create a plan
246
837220
1800
ve şehirde yaşanların
13:59
where people who live inside find the city liveable
247
839060
4560
onu yaşanabilir, toplumu da esnek görmesini
14:03
and also the society resilient.
248
843660
3480
sağlamayı ifade ediyor.
14:07
Land --
249
847540
1160
Araziye gelince --
14:08
you want to design a city where the land is highly functional
250
848740
6320
Şehri araziyi olabildiğince işlevsel ve ekolojik bakımdan sürdürülebilir
14:15
and also ecologically highly sustainable.
251
855100
3800
kılacak şekilde tasarlamak gerekir.
14:19
Now the scientist's head is that,
252
859540
3400
Bilimcinin beyni benim için
14:22
to my mind, a city is like a machine
253
862980
3040
şehri bir yaşam makinesi olarak
14:26
for living.
254
866060
1120
görmek demek.
14:28
Now to design a machine,
255
868060
2000
Şimdi bir makine tasarlamak için
14:30
you must know all the machine parts,
256
870060
2680
tüm makine bileşenlerini,
14:32
the sizes of each part,
257
872740
1920
bunların ebatlarını,
14:34
the number of the parts that you put together,
258
874700
3480
monte ettiğiniz bileşenlerin sayısını
14:38
and put them at the right places.
259
878220
2160
ve yerlerini bilmeniz gerekir.
14:40
So it is a very precise science.
260
880420
3040
Bu çok kesinlik gerektiren bir bilimdir.
14:43
It's not something you would just draw according to your fancy.
261
883500
5160
Yani bir şeyi akılda canlandırıp çizim yapmaya benzemez.
14:48
But to put this machine onto the land,
262
888660
4240
Şimdi makineyi araziye oturtmak için
14:52
we have to massage the machine
263
892940
2240
yerine güzelce uysun
14:55
so that when the machine is put on the land,
264
895180
3120
ve çevreyi yok etmesin diye
14:58
it would compliment nicely with the land
265
898300
3600
onu okşayarak istenen hâle
15:01
and would not destroy the land.
266
901940
2560
getirmeniz lazım.
15:04
And to help you understand that,
267
904500
2360
Bunu anlayabilmek için
15:06
you need to have an artist's eyes
268
906900
2800
bir sanatçının gözlerini taşımalı
15:09
to romance with the land.
269
909740
3160
ve araziye şefkatle bakmalısınız.
15:12
That's [what] I always keep in my mind when I plan a city.
270
912940
5800
Şehir planlarken işte bunları hep aklımda tutuyorum.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7