The Secret Ingredient of Business Success | Pete Stavros | TED

66,271 views ・ 2024-04-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hilal Takkeci Gözden geçirme: Eren Gokce
Yatırımcı olarak ilk işim 24 yaşındayken olmuştu,
00:04
My first job as an investor was when I was 24 years old,
0
4376
4087
00:08
and I'm almost 50 today, so that is half a lifetime ago.
1
8505
3712
bugün neredeyse 50 yaşındayım, yani hayatımın yarısı kadar önce.
Ama benden yapmam istenen ilk şeyi hâlâ net bir şekilde hatırlıyorum:
00:12
But I still clearly remember the first thing I was asked to do:
2
12217
3503
00:15
to oversee wire transfers related to the sale of a business,
3
15720
3963
Bir işletmenin satışıyla ilgili banka havalelerini denetlemek,
00:19
basically to make sure all the shareholders got their money.
4
19724
3295
kısacası tüm hissedarların paralarını aldıklarından emin olmak.
00:23
Any company, large or small, public or private,
5
23019
2545
Her şirketin, büyük, küçük, kamu ya da özel fark etmeksizin,
00:25
has shareholders who own the business.
6
25605
2378
işin bizzat sahibi olan hissedarları vardır.
00:28
And as the value of the company goes up,
7
28024
2336
Ve şirketin değeri arttıkça,
00:30
wealth is created for those who own shares.
8
30402
2669
hisse sahiplerinin varlıkları da artar.
00:33
Now at this company, ownership among the employees extended
9
33446
3295
Şimdi bu şirkette, çalışanlar arasındaki sahiplik,
00:36
from the very top position, the CEO,
10
36783
2586
en tepedeki CEO’dan,
00:39
to some mid-level roles like assistant treasurer.
11
39411
2544
sayman yardımcısı gibi daha orta düzey rollere kadar uzanır.
00:42
When I called the CEO to confirm his wire transfer
12
42289
2961
Banka havalesini teyit etmek için CEO’yu aradığımda,
00:45
it was a very matter-of-fact conversation.
13
45250
2419
gayet resmî bir konuşma olmuştu.
00:48
"Got the money, thanks a lot."
14
48295
1876
“Parayı aldım, çok teşekkürler.”
00:50
Click.
15
50213
1126
Çıkırt.
00:52
Now, when I called the assistant treasurer,
16
52048
2044
Sayman yardımcısını aradığımda ise
00:54
who was making a tiny fraction of what the CEO had made,
17
54092
3295
ki o CEO’nun kazandığının çok küçük bir kısmını alıyordu,
00:57
he was so overcome with emotion, he could barely find the words.
18
57387
3128
o kadar duygulanmıştı ki söyleyecek söz bulmakta zorlanmıştı.
Daha sonra, ağlamaklı bir sesli mesajla
01:01
And he later explained in a tearful voicemail
19
61433
2544
01:03
that his ownership payout
20
63977
1501
hisse sahiplik ödemesinin,
01:05
literally meant college education for his kids.
21
65478
2711
çocuklarının üniversite eğitimi anlamına geldiğini söylemişti.
01:09
So I wondered,
22
69524
1502
Ben de merak ettim,
01:11
what if everyone in a company had stock ownership,
23
71067
2920
bir şirketteki herkes yani sayman yardımcısından
01:13
not just to the assistant-treasurer level,
24
73987
2294
fabrika çalışanları, dağıtım merkezlerine kadar
01:16
but to the factory floor, distribution centers?
25
76281
3128
herkes hi̇sse sahi̇bi̇ olsaydı ne olurdu?
01:20
How might employees’ lives be impacted,
26
80201
2962
Çalışanların yaşamları nasıl etkilenir,
01:23
and how might the company and, in fact, the whole community be impacted?
27
83204
3421
dolayısıyla şirket ve aslında tüm toplum nasıl etkilenirdi?
01:27
These questions were not new to me.
28
87500
2086
Bu sorulara aşinaydım.
01:29
My dad had been asking them for decades.
29
89586
2586
Babam bu soruları uzun yıllardır soruyordu.
01:32
My father operated a road grader for a union construction company
30
92547
4046
Babam bir sendika inşaat şirketi için
01:36
in Chicago for 45 years.
31
96635
1751
45 yıl boyunca Chicago’da yol greyderi kullandı.
01:38
This is actually a picture of my dad in his road grader.
32
98428
2669
Bu tam da babamın yol greyderiyle çekilmiş bir resmi.
01:41
And my dad dreamt of worker ownership
33
101931
3546
Babam da işçi mülkiyetinin hayalini kurmuştu,
01:45
to address three things he didn't like about his job.
34
105518
3129
işiyle ilgili sevmediği üç şeyi halledebilecekti.
01:48
First, he couldn't build wealth on 20 dollars an hour.
35
108688
3504
İlk olarak, saatte 20 dolarla servet inşa edemezdi.
01:52
Second, he had no incentive to care about things an owner would focus on,
36
112233
4672
İkincisi, bir patronun odaklanacağı üretkenlik gibi şeylerle ilgilenmek için
01:56
things like productivity.
37
116946
1377
hiçbir güdüsü yoktu.
01:58
So he felt no sense of alignment.
38
118323
2002
Bu yüzden hiçbir bağlılık hissetmedi.
02:01
And third, he had no voice.
39
121618
1668
Üçüncüsü, sesi çıkmıyordu.
02:03
Without the right incentives in place,
40
123620
1835
Doğru teşvikler olmadığı sürece,
02:05
there was really no reason for management to listen to workers,
41
125497
3295
yönetimin çalışanları dinlemesi için hiçbir neden yoktu
02:08
and they didn't.
42
128792
1167
ve dinlemediler de.
02:11
And my dad's experience is certainly not unique.
43
131086
3003
Babamın yaşadıkları kesinlikle benzersiz değil.
02:15
Only a tiny percentage of workers are granted stock ownership
44
135965
3796
Çalışanların küçük bir yüzdesi şirketlerinde hisse senedi sahibi,
02:19
in their companies, and most workers have no wealth,
45
139761
3003
çoğu çalışan varlık sahibi bile değil,
02:22
and it is in fact stock ownership or the lack of it
46
142806
4254
hisse senedi sahipliği ya da bunun eksikliği,
02:27
that is by a mile the biggest driver of wealth inequality.
47
147060
4046
varlık eşitsizliğinin en büyük nedenidir.
02:32
Most employees feel their opinions don't count.
48
152273
2211
Çoğu çalışan fikirlerinin önemsenmediğini düşünür.
02:34
If you look at Gallup surveys,
49
154526
1459
Gallup anketlerine bakarsanız,
02:36
77 percent of employees globally are disengaged on the job.
50
156027
5506
dünya genelinde çalışanların %77′sinin işle bağının kopuk olduğunu görürsünüz.
02:42
18 percent literally hate the company that they work for.
51
162158
3546
%18′i çalıştıkları şirketten kelimenin tam anlamıyla nefret ediyor.
02:45
They're throwing the wrenches in the machines.
52
165704
2252
Tüm bunlar çarkın işlemesine taş koyuyor.
02:49
Today, I'm going to try to convince you that broadening employee stock ownership
53
169499
3795
Bugün size, çalışanların hisse senedi sahipliğini yaygınlaştırmanın
02:53
is the single most important thing that we can do to lift up workers
54
173336
3212
hem çalışanları hem de şirketleri güçlendirmek için yapabileceğimiz
02:56
and to make companies stronger, too.
55
176548
2127
en önemli şey olduğunu kanıtlamaya çalışacağım.
Bu bize gerçekten kapsayıcı ve sürdürülebilir
02:59
It could give us a form of capitalism that is actually inclusive
56
179008
4797
03:03
and sustainable.
57
183847
1251
bir kapitalizm modeli sunabilir.
03:05
And I believe it could literally change the economy.
58
185807
2502
Bunun kelimenin tam anlamıyla ekonomiyi değiştirebileceğine inanıyorum.
03:10
I've been pursuing this idea most of my adult life.
59
190145
2586
Yetişkinliğimin çoğunda bu fikri benimsedim.
03:13
25 years ago, as a graduate school student,
60
193189
2461
25 yıl önce, yüksek lisans öğrencisiyken,
03:15
I dove into the history of employee ownership,
61
195650
2211
çalışan sahipliğinin tarihini araştırdım
03:17
and I published a paper on the topic in 2002.
62
197861
2794
ve 2002 yılında bu konuda bir makale yayınladım.
03:21
Then, a handful of years later,
63
201197
1502
Birkaç yıl sonra,
03:22
I got my first real leadership position at the company I still work for, KKR.
64
202741
4546
hâlen çalıştığım KKR şirketinde ilk gerçek liderlik pozisyonumu aldım.
Ben de çoğunlukla imalat sektöründe faaliyet gösteren sanayi şirketlerine
03:28
And I was put in charge of investing in and improving industrial companies,
65
208413
4588
yatırım yapmak ve onları geliştirmekle görevlendirildim.
03:33
mostly manufacturing businesses.
66
213042
2002
03:35
And that was a great opportunity to start experimenting
67
215044
2920
Bu da hisse senedi sahipliğini tüm çalışanlarla paylaşmanın
03:37
with different ways of sharing stock ownership with all employees.
68
217964
4004
farklı yollarını denemeye başlamak için harika bir fırsat oldu.
03:42
Something we've now done with 44 different companies
69
222010
2669
Bunu 44 farklı şirketle
03:44
over the past 15 years.
70
224679
1835
son 15 yıldır yapıyoruz.
03:47
In our early efforts,
71
227348
2336
İlk denemelerimizde bazı başarılar elde ettik,
03:49
we had some success, but we made a lot of mistakes.
72
229684
2795
ancak birçok hata da yaptık.
03:52
The most important thing we got right
73
232812
1877
Doğru yaptığımız en önemli şey,
03:54
was making sure that stock ownership was free
74
234731
2335
hisse senedi sahipliğinin ücretsiz olmasını
ve işçiler için yevmiye ya da ödeneklerle
03:57
and incremental for workers,
75
237066
1460
03:58
not a trade for wages or other benefits.
76
238526
2503
bir takas değil, artımlı olmasını sağlamaktı.
Mesele, riski işgücünün üzerine yıkmak olamaz.
04:01
This could not be about shifting risk onto the workforce.
77
241070
3087
04:04
But we got plenty of things wrong.
78
244741
1752
Ama bir sürü şeyi yanlış yaptık.
04:07
We didn't communicate well.
79
247368
1377
İyi iletişim kuramadık.
04:08
So if I said something like,
80
248787
1668
Şayet söylediğim şey,
04:10
"We'd hope to sell a business in five years,"
81
250497
3336
“Bir işletmeyi beş yıl içinde satmayı ümit ediyoruz.” gibiyse
04:13
that often led to employees literally counting the days
82
253875
2836
o zaman çalışanlar, kelimenin tam anlamıyla ya gün sayıyor
04:16
or growing suspicious if things took longer.
83
256711
2461
ya da işler uzayınca şüpheye düşüyorlardı.
04:19
We didn't share our financial information
84
259589
2002
Finansal bilgilerimizi paylaşmadık,
04:21
so people didn't know how the business was doing,
85
261591
2294
böylece işler nasıl ilerliyor bilmiyorlardı.
04:23
nor did we ask them how they would run the business better.
86
263927
3336
Onlara işi nasıl daha iyi idare edebileceklerini de sormadık.
04:27
You see, ownership is about a lot more than just giving out stock.
87
267305
3795
Gördüğünüz gibi, hisse sahipliği sadece hisse vermekten çok daha fazlasıdır.
04:31
It's about trying to create a whole different type of culture,
88
271142
3420
Bu tamamen farklı bir kültür, bir nevi hisse sahibi olma kültürü
04:34
an ownership culture.
89
274604
1585
yaratmaya çalışmaktır.
Bunun iyi yapıldığında
04:37
Now let me share a story
90
277565
1168
04:38
of what this can look like when it's done well.
91
278775
2419
neye benzeyebileceğine dair bir hikâye paylaşayım.
04:41
In 2015, we invested in a company called CHI Overhead Doors.
92
281236
4754
2015 yılında CHI Overhead Doors adlı bir şirkete yatırım yaptık.
04:47
CHI is based in central Illinois, in Amish country,
93
287242
3378
CHI’nin merkezi İllinois’de, Amish bölgesinde bulunuyor
04:50
and the company makes overhead garage doors,
94
290662
2669
ve şirket üstten açılır garaj kapıları üretiyor,
04:53
like the one you see here in this picture.
95
293331
2169
tıpkı bu resimde gördüğünüz gibi kapılar yapıyor.
04:56
And CHI was a good business.
96
296125
1877
CHI iyi bir işti.
04:58
But from a worker morale standpoint,
97
298461
2419
Ama çalışanların morali bakımından,
05:00
it was very reminiscent of what I saw with my dad.
98
300922
2461
babamda gördüğüm şeyi çok andırıyordu.
05:03
Out of 800 employees, only 18 had stock ownership.
99
303967
3587
800 çalışandan sadece 18'inin hisse senedi sahipliği vardı.
Yani bu işi satın aldığımızda,
05:07
So that means when we bought the business,
100
307595
2002
çoğu insanın hiçbir şey kazanmayıp işlerine geri döndüğü,
05:09
most people got nothing and just went back to work,
101
309639
2628
05:12
and a small handful made many millions of dollars.
102
312308
2670
bir avuç insanın da milyonlarca dolar kazandığı anlamına gelir.
05:15
Employee engagement scores were absolutely dismal.
103
315520
2919
Çalışan bağlılığı puanları kesinlikle iç karartıcıydı.
05:18
Most people didn't even bother to respond to surveys.
104
318481
2795
Çoğu insan anketlere cevap verme zahmetine bile girmedi.
05:21
And this lack of alignment and engagement,
105
321860
3628
Bu uyum ve bağlılık eksikliğini,
05:25
you could see it in the business.
106
325488
1585
iş dünyasında görebilirsiniz.
05:27
It showed up in things like productivity, quality, scrap.
107
327115
4087
Bu durum, verimlilik, kalite, ıskarta gibi konularda kendini gösterdi.
05:31
People didn't always try to do their best.
108
331911
2002
İnsanlar her zaman ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmadı.
05:34
It took us a long time to change the culture,
109
334706
2377
Bu kültürü değiştirmek uzun zamanımızı aldı,
05:37
eight years.
110
337125
1209
tam sekiz yıl.
05:38
And it started with stock ownership.
111
338334
1752
Hisse sahipliği ile başladı.
05:40
So day one, all 800 employees were granted stock ownership
112
340128
4296
Böylece ilk gün, 800 çalışanın tamamına katılmaları için
05:44
so they would participate.
113
344465
1669
hisse senedi sahipliği verildi.
05:46
As the value of the company went up, through dividends along the way,
114
346175
3337
Hisseler şirketin değeri yükseldikçe, yol boyunca kâr payları yoluyla
05:49
and then at the end, when the business was sold.
115
349554
2586
ve sonunda iş satıldığında verildi.
05:52
When we announced this program,
116
352807
1502
Bu programı duyurduğumuzda
05:54
the employees were so excited, they gave me a gift.
117
354309
2836
çalışanlar o kadar heyecanlandılar ki bana bir hediye verdiler.
05:57
Which was a live chicken.
118
357937
1752
Canlı bir tavuk!
05:59
(Laughter)
119
359731
4754
(Kahkahalar)
06:04
Literally two guys on the factory floor came up and handed me a chicken.
120
364903
3712
Gerçekten de fabrikadan iki adam gelip bana bir tavuk uzattı.
06:08
(Laughter)
121
368656
1835
(Kahkahalar)
06:11
I awkwardly joked that I didn't have a crate,
122
371242
2670
Garip bir şekilde şakalaştım: Yanımda bir kutu yok,
06:13
and I wasn't sure I could carry a chicken on my flight back to New York.
123
373953
3754
New York’a dönüş uçağında yanımda bir tavukla uçabilir miyim emin değilim.
06:18
But this was about much more than just stock ownership.
124
378875
3295
Ancak bu sadece hisse senedi sahipliğinden çok daha fazlasıydı.
06:22
Employees were educated about the business,
125
382211
2002
Çalışanlar iş hakkında eğitildi,
06:24
they were kept informed.
126
384255
1669
onlar sürekli bilgilendirildi.
Her çeyrek dönemde bir kez herkesi bir araya getirdik,
06:26
Once a quarter we got everyone together and we talked openly
127
386633
3003
06:29
about what was working and what was not
128
389677
1961
neyin işe yarayıp neyin yaramadığını,
06:31
and where the business was headed,
129
391679
1669
işin nereye doğru gittiğini açıkça konuştuk
06:33
and we shared our financial information transparently.
130
393389
2586
ve finansal bilgilerimizi şeffaf bir şekilde paylaştık.
06:36
All 800 employee owners were given a voice.
131
396351
3044
800 çalışan sahibinin tamamına söz verildi.
06:39
As one example,
132
399979
1168
Örnek olarak,
06:41
they were provided with a million dollars annual budget
133
401189
2586
bu kişilere yıllık bir milyon dolarlık bütçe
06:43
to invest in their workplace any way they saw fit.
134
403775
2335
uygun gördükleri şekilde yatırım yapmaları için tahsis edildi.
06:46
They came up with the ideas,
135
406152
1376
Fikirler buldular,
06:47
they decided where the money went.
136
407528
1961
paranın nereye gittiğine karar verdiler.
06:49
And over the course of several years,
137
409530
1794
Birkaç yıl boyunca,
06:51
they voted in things like air conditioning for the manufacturing plant.
138
411324
4713
üretim tesisi için klima gibi konularda oy kullandılar.
06:56
One year they voted for new break rooms.
139
416829
2378
Bir yıl yeni dinlenme odaları için oy kullandılar.
Bir başka yıl, yerinde bir sağlık kliniği inşa edilmesini istediler.
07:00
Another year, they wanted an on-site health clinic built.
140
420041
3086
Bir diğeri, sağlıklı yiyecek seçenekleri sunan bir kafeterya.
07:04
And another, an on-site cafeteria with healthy food options.
141
424003
3796
Bunun çalışanlarla etkileşim kurmada harika bir yol olduğunu gördük,
07:08
We found this was a great way to engage with employees
142
428424
2711
07:11
because not only were you giving them a voice
143
431177
2795
böylece onlara sadece söz vermekle kalmadık,
07:14
but they could see their voice physically manifested in the workplace.
144
434013
3963
aynı zamanda seslerinin işyerinde fiziken dışa vurulduğunu görebildiler.
07:19
Employees were also provided free financial coaching
145
439143
3170
Çalışanlara ayrıca, ücretsiz finansal koçluk sağlandı,
07:22
so that as they received money,
146
442313
2336
ki böylece para kazandıkça
07:24
they could save and invest effectively.
147
444649
2586
etkin bir şekilde biriktirip yatırım yapabileceklerdi.
07:27
And I want to be very clear,
148
447610
1668
Şunu açıkça belirtmek isterim ki,
07:29
all of this benefited the company too.
149
449320
1919
tüm bunlar şirkete de fayda sağladı.
07:31
It's not like this was only good for workers.
150
451239
2294
Bu yalnızca işçiler için iyi bir şey değildi.
07:33
We saw quality improve, scrap went down, productivity boomed.
151
453908
3921
Kalitenin arttığını, ıskartanın azaldığını üretkenliğin arttığını gördük.
07:37
We became more responsive to customer demands,
152
457829
2878
Müşteri taleplerine daha duyarlı hâle geldik.
07:40
and we gained market share as a result.
153
460748
2211
Sonuç olarak pazar payı kazandık.
07:44
In fact, by the end of the journey,
154
464127
1710
Aslında, yolculuğun sonunda,
07:45
the financial results had improved so enormously
155
465837
3211
finansal sonuçlar o kadar muazzam şekilde gelişti ki
07:49
the company was worth ten times what it had been worth in 2015.
156
469048
4505
şirket 2015 yılındaki değerinin on katına ulaştı.
07:53
And to put that in perspective,
157
473594
1502
Bunu bir başka açıdan değerlendirmek gerekirse,
07:55
this was the single best investment for us at KKR since the 1980s.
158
475096
4046
bu bizim için KKR’de 80′lerden bu yana yapılan en iyi yatırımdı.
07:59
And this is with a company making garage doors.
159
479142
2377
Bu da bu garaj kapıları üreten bir şirketle gerçekleşti.
08:01
This is not like a high-flying technology business.
160
481811
3754
Bu havalarda uçan bir teknoloji işi değil.
08:06
When the company was sold,
161
486149
1293
Şirket satıldığında,
08:07
we gathered everyone in our main manufacturing plant in central Illinois.
162
487442
3837
herkesi İllinois’in merkezindeki ana üretim tesisimizde topladık.
08:11
We told them their jobs were safe,
163
491279
1668
Onlara işlerinin güvende olduğunu
08:12
and it was time for each of them to learn what they had earned from their ownership.
164
492989
4212
ve hisse sahipliğinden ne kazandıklarını öğrenme zamanı geldiğini söyledik.
08:17
The payouts were scaled based on length of employment.
165
497243
3128
Ödemeler çalışma süresine göre ölçeklendirildi.
08:20
With our most tenured factory workers
166
500913
2336
En uzun süreli fabrika çalışanlarımız,
08:23
earning six-and-a-half times their annual income,
167
503291
3170
yıllık gelirlerinin altı buçuk katını,
08:26
or a half a million dollars.
168
506502
1794
yani yarım milyon dolar kazanıyor.
08:28
We had truck drivers make 800,000 dollars.
169
508337
2920
Kamyon şoförlerimiz 800 bin dolar kazandılar.
08:31
So this was life-impacting amounts of money.
170
511257
2628
Yani bu, hayatınızı etkileyecek miktarda bir para.
08:35
And I could talk to you about it all day,
171
515136
1960
Bu konuda sizinle bütün gün konuşabilirim
08:37
but I won't get it across as well as the workers can themselves.
172
517096
3921
ama işçilerin kendileri kadar iyi anlatamam.
08:41
(Video) Person 1: He started out at 20,000,
173
521392
2044
(Video) 1. Kişi: 20.000 ile başladı
08:43
and then he went to the next amount and the next amount,
174
523436
2669
ve sonra bir sonraki değere ve bir sonrakine derken
08:46
and he kept going.
175
526105
1210
bu şekilde devam etti.
08:47
Person 2: I'm like, whoa!
176
527356
1210
2. Kişi: Ben şöyle dedim, vay!
08:48
Person 3: Holy smokes!
177
528566
1168
08:49
Person 4: Where is this going to lead?
178
529776
1835
3. Kişi: Vay canına!
4. Kişi: Nereye varacak bu iş?
08:51
PS: 40,000 dollars, 70,000 dollars.
179
531611
1960
Not: 40.000 dolar, 70.000 dolar.
08:53
Two-and-a-half times your annual pay.
180
533571
1835
Yıllık maaşınızın iki buçuk katı.
08:55
Three-and-a-half times, four-and-a-half times,
181
535406
2336
Üç buçuk katı, dört buçuk katı,
08:57
five-and-a-half times your annual pay.
182
537742
1835
yıllık maaşınızın beş buçuk katı.
09:00
Six-and-a-half times.
183
540995
1710
Altı buçuk katı.
09:03
Person 4: I just kept looking around at all the people around me
184
543706
3045
Kişi 4: Etrafımdaki insanlara bakıp,
09:06
thinking how much this was going to change everyone's lives.
185
546751
2836
bunun herkesin hayatını ne kadar değiştireceğini düşündüm.
09:09
Person 2: You sit there and you struggle, like, how am I going to pay for this?
186
549587
3754
2. Kişi: “Bunu nasıl ödeyeceğim?” diye düşünüyorsunuz.
09:13
Person 6: Just think about what this means for this area.
187
553341
2711
6. Kişi: Bunun bu çevre için ne anlama geldiğini bir düşünün.
09:16
Person 7: We’re out here, there’s a bunch of lower-income families
188
556052
3253
7. Kişi: Biz buradayken, maaş çekiyle geçinen
09:19
that live paycheck to paycheck.
189
559347
2043
bir grup düşük gelirli aile var.
09:21
Person 2: This will absolutely give us some comfort that, you know,
190
561390
4046
2. Kişi: Bu bize kesinlikle geleceğin daha iyi olacağı konusunda
09:25
the future is going to be OK.
191
565478
1585
biraz rahatlık verecek.
09:27
Person 8: It’s wonderful, I mean, it’s just freedom.
192
567105
2794
8. Kişi: Bu harika, demek istediğim, bu salt özgürlük.
09:29
I got freedom.
193
569899
1251
Özgürüm.
09:31
Person 10: This is what we did and we’re proud of it.
194
571484
2711
10. Kişi: Bunu biz yaptık ve bundan gurur duyuyoruz.
09:34
Person 11: Every cent that we get back, we earned.
195
574987
4463
11. Kişi: Kazandığımız her kuruşu geri alıyoruz.
09:40
Person 12: Without ownership, it is a job.
196
580785
2002
12. Kişi: Hak sahipliği olmadan, bu bir iştir.
09:42
You clock in, you clock out, you go home.
197
582829
2085
İşe girersin, çıkarsın, eve gidersin.
09:44
When you have ownership in the business, it changes everything.
198
584914
3462
İşletmede sahipliğiniz olduğunda, bu gidişatı değiştirir.
09:50
(Applause)
199
590211
6965
(Alkış)
09:57
PS: They deserve to be applauded because they earned it.
200
597718
3212
Not: Alkışlanmayı hak ediyorlar çünkü bunu kazandılar.
10:01
One of my favorite things in that ...
201
601973
1918
Bu konuda en sevdiğim şeylerden biri...
10:07
Audience: Don’t worry, we’re all crying.
202
607562
2419
Seyirci: Endişelenme, hepimiz ağlıyoruz.
10:10
(Laughter)
203
610022
1919
(Kahkahalar)
10:15
PS: Alright.
204
615319
1210
Not: Tamam.
10:16
I'll try and explain that again.
205
616529
1627
Tekrar açıklamaya çalışayım.
10:18
So when Cara said, “We earned this,” I love that sentiment,
206
618656
2878
Yani Cara, “Bunu hak ettik” dediğinde, bu duyguyu seviyorum,
10:21
because to me, that's ownership.
207
621534
1668
çünkü benim için, sahiplilik bu.
10:23
You know, they earned it, this wasn't a gift,
208
623244
2127
Bunu kazandılar, bu bir hediye değil,
10:25
it didn't happen by chance, they made it happen.
209
625371
2586
tesadüfen olmadı, bunu gerçekleştirdiler.
10:27
And it did change the community.
210
627999
2043
Ve bu da toplumu değiştirdi.
10:30
340 million dollars of wealth was injected into the community,
211
630084
3212
Topluma 340 milyon dolarlık servet kazandırıldı,
10:33
and it's forever changed.
212
633296
2043
toplum sonsuza dek değişti.
10:35
I mean, that type of wealth creation,
213
635381
2252
Yani, bu tür bir zenginlik yaratımı,
10:37
it can fundamentally shift a whole local economy.
214
637675
3462
bütün bir yerel ekonomiyi temelden değiştirebilir.
10:41
It means more tax revenue, better schools, new business formations,
215
641721
3628
Bu, daha fazla vergi geliri, daha iyi okullar, yeni iş oluşumları,
10:45
more restaurants in town.
216
645391
1335
şehirde daha fazla restoran anlamına gelir.
10:46
And it means dignified retirement for the employees.
217
646726
2794
Çalışanlar için onurlu bir emeklilik anlamına gelir.
10:51
So just imagine how different would the economy be
218
651522
2628
Ekonomi bu şekilde ne kadar farklı olur bir düşünün;
10:54
if every company operated in this way
219
654192
3086
tüm şirketler bu şekilde çalışsa,
10:57
and included all employees in decision-making and in wealth creation?
220
657320
5505
tüm çalışanlar karar alma süreçlerine ve varlık oluşturma sürecine dahil edilse?
11:03
What a different economy we would have.
221
663242
2211
Ne kadar farklı bir ekonomimiz olurdu.
11:07
When we sold the business, I got a second gift.
222
667371
2837
İşi sattığımızda ikinci bir hediye daha geldi.
11:10
A chicken.
223
670875
1168
Bir tavuk.
11:12
(Laughter)
224
672084
3420
(Kahkahalar)
Ama bu sefer bir kutuyla gelmişti ve üzerinde New York’a götürülmek üzere
11:16
But this time it was with a crate and it had a little tag
225
676047
2711
11:18
indicating it had been pre-checked back to New York City.
226
678758
2711
önceden kontrol edildiğini gösteren küçük bir etiket vardı.
11:21
(Laughter)
227
681469
2502
(Kahkahalar)
11:25
I wanted to stay married to my wife so I did not bring the chicken home.
228
685056
3420
Eşimle evli kalmak istediğim için tavuğu eve götürmedim.
11:29
But when I got home, my wife and I started talking
229
689435
2377
Eve döndüğümde, eşimle bu çalışan sahipliği fikrini
11:31
about how we could give this idea of employee ownership more scope.
230
691854
3420
nasıl daha geniş kapsamlı hâle getirebileceğimizi konuştuk.
11:35
And we decided to start a nonprofit called Ownership Works,
231
695566
3545
Ownership Work adlı kâr amacı gütmeyen bir kuruluş kurmaya karar verdik,
11:39
whose mission is to ignite a movement around employee ownership
232
699153
2961
Misyonu, çalışan sahipliği konusunda bir akım yaratmak
11:42
and to help CEOs and companies who want to go on this journey
233
702114
2920
ve bu yolda ilerlemek isteyen CEO’lara ve şirketlere yardımcı olmak.
11:45
because it is not easy.
234
705076
1668
Çünkü hiçte kolay değildi.
11:48
Our goal is to reach a million workers over the next 10 years
235
708287
3337
Hedefimiz önümüzdeki 10 yıl içinde bir milyon işçiye ulaşmak
11:51
and to create tens of billions of wealth for working families.
236
711666
3044
ve çalışan aileler için on milyarlarca servet yaratmaktır.
11:55
And we're already well on our way.
237
715586
1835
Biz zaten yolumuzda iyi gidiyoruz.
11:57
We've got line of sight to our first 250,000 workers being impacted,
238
717421
4463
Bu durumdan öncelikle 250.000 işçinin etkileneceğini
12:01
and our first 10 billion of wealth creation for working families.
239
721926
3295
ve işçi aileler için ilk 10 milyarlık servetin oluşmasını öngörüyoruz.
Ayrıca, çalışan sahipliğini savunan bir koalisyonla güçlerimizi birleştirdik.
12:06
We've also joined forces with a coalition of employee ownership advocates
240
726305
5047
Onlar yeni bir enerji ortaya koymak için bir araya gelen,
12:11
who have come together to put new energy
241
731352
2044
12:13
behind something called an ESOP,
242
733396
2168
ESOP veya Çalışan Hisse
12:15
or employee stock ownership plan.
243
735606
2252
Senedi Sahipliği Planı’nın arkasında.
12:17
The ESOP was created by Congress in the 1970s,
244
737858
3879
ESOP 1970′lerde Kongre tarafından kuruldu
12:21
and it gives companies tax incentives
245
741779
2002
ve şirketlere vergi teşviki sağlıyor.
12:23
in exchange for sharing stock ownership with workers.
246
743823
3462
Bunu, hisse sahipliğini işçilerle paylaşmaları karşlığında yapıyor.
12:27
Our goal, through a new organization called Expanding ESOPs,
247
747285
2961
Hedefimiz Expanding ESOPs adlı yeni bir kuruluş aracılığıyla,
12:30
is to pass legislation in the United States
248
750246
2961
Amerika’da ESOP’ların
12:33
to make ESOPs easier to form
249
753249
2878
özellikle büyük işletmelerde daha kolay ve hızlı oluşmasına olanak
12:36
and faster to form, particularly with larger businesses.
250
756168
3170
sağlayan mevzuatı yasa hâline getirmek.
12:39
It is going to take government support for this idea to really take off.
251
759380
3754
Bu fikrin gerçekten hayata geçmesi için hükûmet desteği gerekecek.
12:43
That's how we're going to get not one million new employee owners,
252
763175
3129
Bu şekilde bir milyon yeni çalışan sahibi yerine
12:46
but 30 million or 40 million.
253
766304
1501
30-40 milyon kişi elde edeceğiz.
12:48
When I talk about this idea and my passion for it,
254
768764
2378
Bu fikir ve ona olan tutkumdan bahsettiğimde,
her zaman aynı soruyu alıyorum: “Baban tüm bunlar hakkında ne düşünüyor?”
12:51
I always get the same question: “What does your dad think of all this?”
255
771142
3461
12:54
Well, you'd have to know my dad to appreciate this, but he says,
256
774603
3462
Bunu anlayabilmeniz için babamı tanımanız gerekir ama o
“Kahrolası niye bu kadar uzun sürdü?” diyor.
12:58
"What the hell took so long?"
257
778107
1418
12:59
(Laughter)
258
779525
1585
(Kahkahalar)
13:01
Thank you.
259
781152
1168
Teşekkür ederim.
13:02
(Cheers and applause)
260
782361
4463
(Tezahüratlar ve alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7