Why Joy Is a State of Mind | Angélique Kidjo | TED

44,542 views ・ 2022-12-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tuba Kök Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
Femi Oke: I have a theory that Africans have this hotline to joy.
0
4459
5464
Femi Oke: Afrikalıların, neşeyle doğrudan bir bağlantıları
olduğuna dair bir teorim var.
Angélique Kidjo: Yaa, tabii ki!
00:10
Angélique Kidjo: Oh yeah.
1
10257
1293
00:11
FO: We greet each other, we welcome each other.
2
11550
2210
F.O.: Birbirimizi selamlar, buyur ederiz.
00:13
There's, within us as a continent,
3
13760
2544
Birbirimiz arasında, tüm bir kıtada büyük bir neşe var.
00:16
there is great joy.
4
16304
1877
00:18
AK: Absolutely.
5
18223
1168
A.K.: Kesinlikle!
00:19
It's a state of mind for us.
6
19391
1751
Bu bizim için bir düşünme biçimi;
00:21
It's either laugh or die.
7
21184
2711
ya güldün ya da öldün...
00:23
We don't have the choice.
8
23937
1585
Başka seçeneğimiz yok.
00:25
And that's where the proverbs come from,
9
25522
3420
İşte tüm o atasözlerinin, mimiklerin de kaynağı bu,
00:28
that's where all those mimic, sometime --
10
28984
3712
bu mesela, bazen bir aşağılama
00:32
can be an insult,
11
32737
1293
yerine geçerken bazen de “Çekil git şuradan,
00:34
or going, "Get out of here.
12
34072
1752
00:35
You're making a fool of yourself."
13
35824
2335
kendini aptal yerine koyuyorsun” demek olabilir.
00:38
Our body, we have signs.
14
38201
2169
Bedenlerimizde işaretler var bizim.
00:40
And we look at each other
15
40412
1751
Birbirimize bakarız,
00:42
and the situation ...
16
42163
1210
bir de duruma bakarız,
00:43
it might be a dire situation,
17
43373
1627
ki bu vahim bir durum da olabilir
00:45
and then we start laughing and go,
18
45041
1669
ve sonra gülmeye başlayıp
00:46
"Somebody make a huge mistake.
19
46751
2920
“Birileri büyük bir hata yapacak.
00:49
And you are in a ditch,
20
49713
1418
Çukura batmışsın ve çıkacak vaziyette değilsin.” deriz.
00:51
You can't even get yourself out."
21
51172
2002
00:53
And we laugh and we're happy at the same time.
22
53216
2461
Hem güleriz, hem de aynı zamanda sana yardım ederiz.
00:55
That's why I say it's a state of mind.
23
55719
2002
Bu yüzden işte bu bir düşünce biçimi diyorum.
00:58
FO: I have seen people watch you perform, and they’re in the audience,
24
58305
3837
F.O.: Senin sahneni izleyen insanlar görmüştüm.
01:02
they are mesmerized, they are smiling,
25
62183
2962
Dinleyenler arasında büyülenmişler, gülümsüyorlar, neşeliler.
01:05
they are joyful.
26
65186
1627
01:07
Do you have an awareness of what you are doing to your audience?
27
67272
4379
Dinleyenlerine ne yaptığının hiç farkında mısın sen?
01:12
AK: No, I don't have any awareness
28
72402
1627
A.K.: Hayır, hiç farkında değilim,
01:14
because for me, every concert is a start over.
29
74070
3462
çünkü benim için her bir konser yeniden başlamak gibi.
01:18
I never take any public for granted
30
78116
1793
Hiçbir konser seyircisini hafife almam,
01:19
because you never know what the concert is going to be.
31
79951
3295
çünkü konserin nasıl olacağını asla bilemezsin.
01:23
You can have plan in your head,
32
83288
1918
Kafanda bir planın olabilir,
01:25
you can have your set list and everything.
33
85248
2586
söylenecekler listen ve her şey olabilir.
01:27
It’s just to help you, it’s just like,
34
87876
2878
Bu sadece sana yardım etmek için,
01:30
a parameter that you put in there to be able to perform.
35
90795
3379
şovunu gerçekleştirebilesin diye koyduğun bir parametre gibi bir şey.
01:34
But what happens after that is out of your hands.
36
94507
3379
Ama bundan sonra ne olacağı, senin elinde olan bir şey değil.
01:37
That's the power of music.
37
97927
1669
İşte bu, müziğin gücü.
01:39
When I'm holding my microphone,
38
99638
2794
Mikrofunumu elime aldığım zaman,
01:42
for me, stage is my sanctuary.
39
102474
2002
benim için sahne bir mabed.
01:45
FO: I was looking up some of the comments people write
40
105769
3628
F.O.: Seni Youtube’da izlemiş insanların yazdığı bazı yorumlara bakıyordum.
01:49
when they watched you online on YouTube.
41
109439
2669
01:52
Now, normally I wouldn't do this, but this is fine.
42
112150
2419
Normalde bunu yapmazdım ama sorun değil.
01:54
This is not scary.
43
114569
1376
Korkacak bir şey yok.
01:55
"Pure love for Mama Angelique.
44
115987
2294
“Güzel enerji yumağı Angelique Ana’ya içten sevgiler...”
01:58
A beautiful ball of energy."
45
118281
2753
02:01
AK: (Laughs)
46
121076
2919
A.K.: (Gülüyor)
02:04
FO: You know what you're doing.
47
124037
2169
F.O.: Sen ne yaptığının gayet de farkındasın.
02:06
AK: Well, being on stage for me is the most important thing.
48
126706
5005
A.K.: Yani, sahnede olmak benim için en önemli şey.
Stüdyoda olmaktan nefret ediyorum,
02:12
I hate to be in studio,
49
132045
2210
ama yıllar içinde, sahnede olabilmek için, şovumu yapabilmek için
02:14
but I've had to learn throughout the years
50
134255
2753
02:17
that I need to be in the studio to be able to perform,
51
137008
3212
stüdyoda olmam gerektiğini anlamam gerekti.
02:20
to be on stage.
52
140261
1168
02:22
And that energy that we're talking about, the public give it to me.
53
142347
4421
Ve bu üzerine konuştuğumuz enerji, kalabalığın bana verdiği bir şey.
02:26
I can't keep it.
54
146768
1335
Onu ben tutamam.
02:28
If I keep it, I will explode.
55
148728
1418
Eğer tutarsam patlarım.
02:30
I mean, just face it.
56
150146
1418
Yani sadece bununla yüzleş.
02:31
And I can't sleep, like, when I finish a concert,
57
151564
2711
Ve uyuyamıyorum... Bazen bir konser bittikten sonra
02:34
it takes me like four hours for me to dwindle down
58
154275
3295
uykuya dalabilmek için zihnimi sakinletip yavaşlatmak
02:37
and to be able to sleep.
59
157612
1251
bazen dört saat sürüyor.
02:38
It’s terrible, because I’m wired up.
60
158863
2711
Bu çok berbat, çünkü yay gibi gerginim.
02:41
I don't need no drugs, I don't drink coffee.
61
161574
2253
Hiçbir uyuşturucuya ihtiyacım yok. Kahve içmem.
02:43
I don't drink alcohol, I don't take anything, I don't need it.
62
163868
2920
Alkol almam. Hiçbir şey kullanmam, ihtiyacım yok.
02:46
The music is my drug.
63
166788
1460
Müzik benim afyonum.
02:48
So therefore, when I'm onstage,
64
168289
3963
Bu sebeple, sahnedeyken,
02:52
I'm just trying to convey the happiness,
65
172293
4213
ben sadece mutluluğu, sevinci ve insan olarak her koşulda
02:56
the joy
66
176506
1835
hâkim olmamız gereken gücü
02:58
and the strength that we have as human beings
67
178383
3295
03:01
to prevail in every circumstance.
68
181720
2210
karşıya iletmeye çalışıyorum.
03:04
Because music has shown me,
69
184431
3586
Çünkü müzik bana, kalabalığın karşısına çıktığımda,
03:08
when I'm facing the public,
70
188059
2044
03:10
I see people from around the world,
71
190145
2419
dünyanın farklı yerlerinden, farklı renklerden ve muhtemelen
03:12
all different skin tones
72
192605
2253
03:14
and probably all people that speak different languages,
73
194899
3420
farklı dilleri konuşan insanlar görmenin seni daha mütevazı kıldığını gösterdi.
03:18
that makes you humble.
74
198361
1877
03:20
FO: And you've gone so beyond what would be expected of somebody
75
200280
5088
F.O.: Ve sen, senin profilindeki bir müzisyenden beklenenden
03:25
with your profile as a musician.
76
205410
2044
çok daha ötesine gittin.
03:27
You are not just a musician, you're not just an artist.
77
207454
2919
Sen sadece bir müzisyen değilsin, sadece bir sanatçı değilsin.
03:30
You are also an educator.
78
210415
1835
Sen aynı zamanda bir eğitimcisin de.
03:33
AK: Education is everything.
79
213376
1710
A.K.: Eğitim her şey!
03:36
And when I started this journey with my foundation Batonga,
80
216045
5339
Vakfım Batonga’yla bu yolculuğa çıktığımda,
03:41
one thing I have in mind is what my father always used to say.
81
221426
3086
kafamdaki şey, babamın hep söylediği bir şeydi:
03:45
An educated person is a peacemaker.
82
225013
3211
“Eğitimli insan, barışı getirendir.”
03:50
And it's true,
83
230018
1418
Ve bu doğru,
03:51
because when you are educated
84
231478
1418
eğitimli biriysen,
03:52
and understand the connectivity,
85
232896
3336
ve nesneler arasındaki bağlantıyı anlamışsan,
03:56
everything in the world we live in is connected, even us.
86
236232
3170
ki içinde yaşadığımız dünyada her şey birbirine bağlıdır, biz bile.
03:59
And if there's one thing we learned during the pandemic,
87
239944
3212
Ve bu pandemi zamanı öğrendiğimiz tek bir şey varsa
04:03
it's that we cannot live alone.
88
243156
1877
bu da yalnız yaşayamayacağımızdır.
04:05
Lockdown or not, it becomes a point where we need others
89
245617
3044
Karantina olsun olmasın, kendi insanlığımızı kutlamak için
04:08
to be able to celebrate our own humanity.
90
248703
3128
birbirimize ihtiyacımız olması önemli bir konu hâline geldi.
04:12
From the moment I started going to school, it triggered something in me.
91
252373
3838
Okula başladığım ilk günden itibaren bu içimdeki bir şeyi tetikledi.
04:16
Not only the curiosity, but I was thirsty of learning.
92
256544
3170
Sadece merak değil, öğrenmeye de açtım.
04:20
What can I learn every day?
93
260340
1751
Her gün ne öğrenebilirim?
04:22
And I would come home and I ask questions.
94
262091
2086
Ve eve gelir ve sorular sorardım.
04:24
And I'm lucky enough to have 10 brothers and sisters
95
264219
4004
Eve benden önce gelen on tane kardeşe sahip olacak kadar şanslıydım.
04:28
that come before.
96
268223
1209
04:29
Some of them have been there.
97
269432
1585
Bazıları, o yollardan geçmişti.
04:31
So if I ask questions, somebody's always going to answer me.
98
271059
2919
Yani ben bir soru sorduğumda, birileri muhakkak cevaplayacaktı.
04:34
And then I get to high school
99
274646
3795
Sonra liseye geçtim ve eğitimin başka bir boyutunu görmeye başladım.
04:38
and I start seeing a different side of education.
100
278483
2878
04:42
Because when I finished primary school,
101
282153
2544
Çünkü ilkokulu bitirdiğimde,
04:44
most of my girlfriends, we made plan.
102
284739
2669
çoğunluğu kız arkadaşlarımla, bir plan yaptık.
04:47
When we get to high school, we're going to do this and that.
103
287450
2836
Liseye geçince şunları bunları yapacağız falan...
04:50
Some of them disappeared from the radar.
104
290286
2294
Bazıları sırra kadem bastı.
04:53
And I’d be asking the question: “Why aren’t they here?”
105
293456
3629
Ve ben de, “Onlar niye burada değiller?” diye sordum.
04:57
Then, my girlfriend in the same street where I grew up,
106
297460
3420
Büyüdüğüm sokaktan, evimin tam karşısında oturan bir kız arkadaşım
05:00
right across my house,
107
300922
3921
liseye hiç başlamadı --
05:04
never make it to high --
108
304843
1209
05:06
And I'm like, "Dad, what is going on?"
109
306052
2586
Ve ben de, “Neler oluyor baba?” dedim.
05:08
And then he went and found out that she got married.
110
308638
2711
O da gitti ve arkadaşımın evlenmiş olduğunu öğrendi.
05:11
And I was --
111
311349
1168
Ve ben --
05:12
It was a day that I'm like,
112
312559
2002
“Ne olduğunu bile anlamadan
05:14
"Is it worth living, if at that age you're going to marry somebody
113
314602
3379
o yaşta biriyle evleneceksen
05:18
without me knowing what was going on?"
114
318022
2127
yaşamaya değer mi?” diye sorduğum gündü.
05:20
So to start my foundation, secondary school,
115
320692
2919
Ve, ortaokulun, bu küçük kızlara,
05:23
is to allow those young girls to buy time.
116
323611
4088
genç yaşta evlenip doğum yaparken yatakta ölmek yerine
bir geleceğe sahip olmak için, istedikleri geleceğe karar vermeleri için,
05:29
To have a future, to decide the future they want to have
117
329033
3212
05:32
instead of being married young
118
332287
2043
zaman kazandırması için vakfımı kurdum.
05:34
and end up dying on a delivering bed.
119
334372
3754
05:38
So for me, education not only
120
338710
3420
Yani, benim için eğitim
05:42
allowed us to understand the complexity of this world,
121
342171
4130
bu dünyanın karmaşıklığını anlamamıza izin vermekle kalmadı,
05:46
it also unleashed the power
122
346301
2877
aynı zamanda, haksızlığı, haklarımızı
05:49
that we have to understand when we stand in front of injustice,
123
349220
4922
neyin doğru, neyin yanlış olduğunu
05:54
our rights,
124
354183
1377
anlamamız gereken gücü de serbest bıraktı.
05:55
what is right and what is wrong.
125
355602
1793
05:58
And when it comes to women,
126
358271
1710
Ve kadınlara gelince,
06:00
especially in the continent of Africa,
127
360023
2794
özellikle Afrika kıtasında,
06:02
I start realizing that the vision of my father for women
128
362817
6131
babamın, kadınlar hakkındaki görüşünün, arkadaşlarımın babalarınınkinden
06:08
is totally different from the vision of the father of my friends.
129
368948
4380
tamamen farklı olduğunu fark etmeye başladım.
06:13
Because when I go to their home,
130
373369
2169
Çünkü arkadaşlarımın evine gittiğimde konuşamazdım,
06:15
I couldn't speak because it was not allowed.
131
375580
2085
çünkü buna izin verilmezdi.
06:17
You have to be given permission to speak.
132
377707
1960
Konuşman için izin verilmesi gerekirdi.
06:19
While in my house, you have something in your mind,
133
379667
2419
Benim evimde ise, kafanda bir şey varsa, açıkça söylersin.
06:22
go right ahead.
134
382128
1502
06:23
Somebody's going to answer you.
135
383671
1919
Birisi karşılık verir.
06:25
And I start seeing the differences, and I said,
136
385965
2211
Ve farklılıkları görmeye başlayıp dedim ki:
06:28
“How can we break this cycle
137
388176
3712
“Kadınların her zaman susmak zorunda kalıp erkeklerin, mantıksız bile olsa
06:31
of always women have to be the ones that get quiet
138
391930
4170
hep sesinin çıktığı bu döngüyü nasıl kırabiliriz?”
06:36
and men speak up even when they say nonsense.
139
396142
2544
06:40
FO: The Batonga Foundation, it creates opportunities for women and girls.
140
400647
4462
F.O.: Batonga Vakfı, kadınlar ve kız çocukları için fırsatlar yaratıyor.
06:45
It creates a future for them.
141
405109
2086
Onlar için bir gelecek yaratıyor.
06:47
It sounds easy, though, to say that:
142
407236
2211
Dile kolaymış gibi geliyor,
06:49
creates opportunities for women and girls, easy.
143
409489
2502
kadınlara, kız çocuklarına fırsatlar yaratmak... Çok Kolay!
06:51
But it's not.
144
411991
1335
Ama öyle değil.
06:53
Can you give us an example of your advocacy work
145
413910
5297
Bize aktivistlik çalışmalarına dair
başta zor olup ama üzerine çalıştıktan sonra
06:59
that has been difficult
146
419248
3170
07:02
but you've worked through it
147
422460
1752
öbür tarafında başarı ve mutluluk gördüğün bir örnek verir misin?
07:04
and you've seen success and happiness the other side?
148
424253
4046
07:09
AK: The hardest thing ...
149
429133
1585
A.K.: En zor olanı...
07:12
when I started was not being able to get the girl to speak.
150
432553
5131
İlk başladığımda, kızların ağzından tek laf alamıyordum.
07:19
It was breaking my heart.
151
439644
1710
Bu benim kalbimi kırıyordu.
07:21
"What is your name?"
152
441688
1167
“Adın ne?”
07:22
There's no answer, they look at you like.
153
442897
1960
Cevap yok. Ve sana böyle bakarlar.
07:26
And I’m like, “Why?
154
446192
1668
Ben de: “Neden?
07:29
Why? Tell me what you need.
155
449112
2335
Neden? Ne ihtiyacın var söyle bana.
07:31
I'm here to help.
156
451489
1543
Yardım etmek için buradayım.
07:33
I'm not going to tell you what to do."
157
453491
1877
Sana ne yapman gerektiğini söyleyecek değilim.”
07:36
From the day they realize
158
456786
5172
Orada, onların tercihlerini yargılamak için bulunmadığımı fark edip
07:42
and have confidence
159
462000
2836
bundan emin oldukları günden beri
07:44
that I'm not here to judge their choices,
160
464836
2460
07:47
some of them were already mothers.
161
467338
2002
birçoğu zaten anneydi.
07:51
And you have a lot of pride
162
471259
3003
Ve yoksul insanlarla konuşurken çok gurur duyarsın.
07:54
when you're talking to underprivileged people.
163
474303
3212
07:58
Because I decided from the get-go
164
478099
2878
Çünkü, en başından beri
08:00
to walk the dirt road where no one wants to go
165
480977
3628
kimsenin yürümek istemeyeceği çamurlu yoldan yürümeye karar verdim.
08:04
because that's where you have fewer opportunities.
166
484605
2586
Çünkü burası, en az fırsatın olduğu yerdir.
08:07
And I was not going to let those girls be marginalized and left in limbo.
167
487525
5881
Ve ben bu kızların ötekileştirilip arafta bırakılmasına izin vermeyecektim.
08:14
So from the moment they start speaking,
168
494532
3045
Böylece, benimle konuşmaya başladıkları ilk an,
08:17
to me,
169
497618
1961
08:19
is the moment I start seeing how we can move forward together.
170
499620
3587
birlikte nasıl daha ileri gidebileceğimizi gördüğüm andı.
08:24
So we start doing,
171
504333
3671
Dernek olarak, veriye ihtiyacımız var değil mi, diye başladık.
08:28
as an organization, we needed data, right?
172
508004
3754
08:32
Because I've done it ten years,
173
512508
1752
Çünkü, insanları liseye yollamayı
08:34
sending people to high school, they end up in university,
174
514302
3587
akabinde üniversite kazanmaları gibi şeyleri
08:37
all that kind of stuff.
175
517930
1669
on yıldır yapmaktaydım.
08:40
But I wanted to understand why
176
520099
2544
Ama kızların okulu bırakmasının nedenini ve nasılını anlamak istedim.
08:43
and the reason of the drop out of the girls.
177
523436
2461
08:46
So through that, we find out many different reasons.
178
526689
2544
Yani bu sayede, bir sürü sebep bulduk.
08:49
One of the reasons of the drop out is that in primary school,
179
529776
2961
İlkokulda okul bırakmaların sebeplerinden biri
08:52
the teachers were not good enough,
180
532737
1960
öğretmenlerin iyi olmaması,
08:54
so they didn’t have the tools to succeed in secondary school.
181
534739
3045
böylece ortaokulda başarılı olmak için gerekli araç gerecin olmaması.
08:58
And there's so much ammunition you can go through
182
538284
2294
Ve gözden geçireceğin pek çok teçhizat var.
09:00
when you appear to be a stupid person
183
540578
2878
Aptal gibi görünüyorsan, ki aptal değilsin sadece okul araç gerecin yok.
09:03
and you're not stupid, you just don't have the tools.
184
543456
2502
09:06
Then you drop out.
185
546000
1502
O zaman okulu bırakırsın.
09:07
Pregnancy, of course, and family poverty.
186
547543
2711
Ve gebelik tabii ki, ve ailelerin yoksulluğu...
09:11
And one thing that came out of that data collection
187
551547
3003
Ve bu veri toplamalardan çıkan tek şey,
09:14
is all of the girls say, “We need a safe space.
188
554592
4254
bütün kızların, “Güvenli bir alana ihtiyacımız var” demesiydi.
09:19
We need a place where we can talk to one another
189
559597
2878
“Birbirimizle konuşabileceğimiz, birlikte çalışabileceğimiz
09:22
and we can work together and support one another."
190
562517
3169
ve birbirimizi destekleyeceğimiz bir alana ihtiyacımız var.”
09:25
I said, "It's done."
191
565978
1418
Ben de, “Olmuş bilin” dedim.
09:27
So we start creating the girl club
192
567772
2336
Biz de kızlar kulübünü başlattık ve
09:30
and built a curriculum based on their need.
193
570149
3963
onların ihtiyaçlarını baz alan bir müfredat yazdık.
09:34
And they ask to be taught how to prevent rape.
194
574946
4421
Ve bizden, tecavüze nasıl engel olacaklarını öğretmemizi istediler.
09:39
How can they run away?
195
579867
1669
Nasıl kaçabileceklerini, nasıl bir şeyler yapabileceklerini...
09:41
How can they do things?
196
581994
1168
09:43
So we come up with simple thing.
197
583204
3712
Biz de basit bir çözümle geldik:
09:47
Don't go out when it's getting dark.
198
587834
2002
Hava karardığında dışarı çıkma.
09:50
When you're walking and you have a shadow behind you
199
590211
3545
Yürürken peşinde bir gölge hissedip rahatsızlık duyduğunda hiç başlama,
09:53
and you feel uncomfortable, don't start,
200
593798
1918
09:55
don't try to be courageous.
201
595716
1502
yiğitlik yapma, cüret etme. Kaç!
09:57
Don't try to be daring.
202
597260
1668
09:58
Run away.
203
598970
1251
10:00
And we prepared the village.
204
600263
1459
Ve köylüyü hazırladık.
10:01
If a girl comes to your house,
205
601764
2836
Eğer evinize bir kız çocuğu gelirse,
10:04
keep her there until the family member can come
206
604642
2461
ailesinden biri gelip onu alana dek kızı dışarı yollama.
10:07
because there's a danger in the street.
207
607103
1877
Çünkü sokaklar tehlikeli.
10:08
So we start the whole thing like that.
208
608980
1835
Yani böyle şeyler yapmaya başladık.
10:10
What is going on today
209
610857
2669
Bugün olan ve benim de gerçekten gurur duyduğum şey,
10:13
that I’m really proud of
210
613568
2168
10:15
is that those young girls
211
615778
3337
bu genç kızların birer girişimci olup istihdam yaratmaları.
10:19
are becoming entrepreneurs and creating jobs.
212
619157
3461
10:23
They are in total control of what they do with their money.
213
623953
3754
Paralarıyla ne yapacakları tamamen onların kontrolünde.
10:28
They decided they're going to save money.
214
628457
2503
Para biriktirmeye karar verenler kendileri, ben değilim.
10:31
It's not me.
215
631002
1251
10:32
For the children not to go through this again.
216
632295
2252
Çocuklar için, bunlar tekrar yaşanmasın diye.
10:35
What they want is to break the cycle of poverty.
217
635298
2711
Yapmak istedikleri, yoksulluk döngüsünü kırmak.
10:38
The next step that I'm taking
218
638467
1877
Benim atacağım ikinci adım,
10:40
is to go to the northern part of my country, Benin.
219
640386
2795
ülkem Benin’in kuzeyine gitmek.
10:44
The girls in Benin, at eight years old,
220
644807
2878
Benin’deki kızlar,
10:47
are sent to the man that's going to marry them home,
221
647685
3420
sekiz yaşlarındayken, evlensinler diye bir adama veriliyor
10:51
they become maids,
222
651105
2419
ve hizmetçi oluyorlar ta ki --
10:53
until they have --
223
653566
1627
Ve ben bu döngüyü kırmak istiyorum.
10:55
And I want to break that cycle.
224
655193
1584
10:56
I've been working hard.
225
656777
1335
Çok sıkı çalışıyorum.
10:58
I’ve been asking for help with this for so long.
226
658154
2335
Bunun için çok uzun zamandır yardım istiyorum.
11:02
We're going to start there with local organizations.
227
662074
3420
Orada yerel derneklerle başlayacağız.
11:05
We don't bring anybody from outside.
228
665494
2420
Dışarıdan kimseyi getirmeyeceğiz.
11:07
We work with the people that know the needs.
229
667955
2795
Biz gereksinimlerin ne olduğunu bilen insanlarla çalışırız.
11:10
We work with the village,
230
670791
1210
Köylüyle çalışırız,
11:12
the head of the villages, the mothers.
231
672001
3086
muhtarla, annelerle...
11:15
We want people to see for themselves the progress we are making
232
675129
3921
Biz, insanların, bizim onlar için yaptığımız çalışmaları
11:19
and for them, to allow them to listen to the kids
233
679050
2669
kendileri görsün istiyoruz ve
11:21
that they never do.
234
681761
1668
hiç kulak vermedikleri çocukları dinlesinler istiyoruz.
11:24
FO: What is the difference
235
684222
1251
F.O.: Bir neslin hayatını değiştirmekten aldığın keyfin,
11:25
between the pleasure you get from changing a generation's life
236
685473
6423
devasa bir etkinlikte sahne alırken kalabalık çıldırmışken
11:31
to the pleasure of being on stage at a major event, performing,
237
691938
6256
aldığın keyiften farkı ne?
Bu iki haz arasında nasıl bir fark var?
11:38
and the crowd is going wild?
238
698236
2377
11:40
What's the difference between that kind of joy?
239
700613
2669
11:44
AK: They are two totally different joys.
240
704492
2335
A.K.: Kesinlikle iki farklı türde keyif var.
11:48
The joy of seeing these girls
241
708120
5798
Bugün bu kızları, kendilerini açıkça ifade ederken görmenin,
11:53
being articulate today,
242
713918
2919
11:56
talking truth to power to the head of villages
243
716879
2711
köyün ileri gelenlerine gerçeği söylerken
“Kimse artık bize dokunamaz, kimsenin mememe dokunmaya hakkı yok,
11:59
telling them, "No one is touching us anymore.
244
719590
2670
12:02
No one have the right to touch my boob, no."
245
722260
2794
hayır!” derkenki görmenin sevinci...
12:05
And they're adamant.
246
725429
1794
Ve kararlılar da.
12:07
I mean, the joy at taking that is that finally,
247
727807
4880
Demek istediğim, buraya varabilmenin keyfi,
12:12
you can speak up with no danger.
248
732687
2711
artık tehlikesiz bir şekilde konuşabilmenizdir.
12:15
With no fear.
249
735398
1501
Korkmadan.
12:17
I mean, empowering people to that point
250
737358
3170
Yani, insanların bu raddeye kadar güçlenmelerini sağlamak,
12:20
makes me more humble.
251
740569
1127
beni daha mütevazı biri yapıyor.
12:21
I don't even know, sometimes I'm like,
252
741737
2169
Bazen, nasıl desem,
12:23
"Where is the hole that I can drive in and then disappear,
253
743948
2753
içine girip kaybolacağım bir delik olsa da onları yalnız bıraksam dediğim oluyor.
12:26
and let them be."
254
746701
1459
12:28
But they won't let me go.
255
748536
1293
Ama onlar beni bırakmıyorlar.
12:29
They say, "We want you to come and see us,
256
749829
2043
“Gelip bizi görmeni istiyoruz, sonra senden bir şey öğreniriz” diyorlar.
12:31
and then we learn from you."
257
751914
1377
12:33
But I learn more from those girls than I can ever learn from anybody.
258
753332
4088
Ama ben o kızlardan, hiç kimseden öğrenemeyeceğim kadar çok şey öğrendim.
12:38
The joy of being onstage is different,
259
758004
3128
Sahnede olmanın keyfi ise başka.
12:41
it's planting seeds worldwide
260
761132
3420
O, dünyanın her yerine, insanlar yapabilirliklerini görebilsin,
12:44
for people to see their capacity,
261
764552
2961
kapasitelerini fark edebilsin diye tohumlar ekmek.
12:47
what they are capable of.
262
767555
1501
12:49
How many times after concert people will come to me and say,
263
769098
3045
Kaç kere konser sonrası insanlar bana gelip dedi ki:
12:52
"Angelique, how can we help?"
264
772184
2044
“Angeliqué, nasıl yardımcı olabiliriz?”
12:54
And I'm like, "How can you help?
265
774729
1876
Ben de, “Nasıl mı yardımcı olabilirsiniz?
12:56
Come on.
266
776605
1627
Hadi canım...
12:58
Your neighbors.
267
778232
1210
Komşularınız...
12:59
Start looking at them.
268
779442
1793
Onlara bakmaktan başlayın.
13:01
You can volunteer your time for homework,
269
781277
2878
Ev ödevleri için gönüllü olarak zaman ayırabilirsin,
kendi ülkende yapabileceğin o kadar çok şey var ki...
13:04
there's so much you can do in your own country.
270
784196
2211
13:06
Don't think that Africa is just the country where we need help.
271
786449
3628
Yardıma ihtiyacımız olan tek yer Afrika gibi düşünme.
13:10
We don't need help.
272
790077
1543
Bizim yardıma ihtiyacımız yok.
13:11
We need collaboration."
273
791620
1711
İşbirliğine ihtiyacımız var.”
13:14
FO: Did you warm up your voice today?
274
794373
2336
F.O.: Bugün sesini prova ettin mi?
13:17
AK: Yes, I did.
275
797001
1293
A.K.: Evet, ettim.
13:19
FO: What do you sing to yourself to cheer yourself up?
276
799378
5547
F.O.: Kendini neşelendirmek için hangi şarkıyı söylersin?
Hangi şarkıyı söyleyip de,
13:24
What do you sing and is like,
277
804925
1502
13:26
"Oh, that was better than Prozac."
278
806427
2878
“Ah, bu Prozac’tan daha iyiydi” dersin?
13:30
AK: (Singing)
279
810181
4045
A.K.: (Şarkı söylüyor)
14:01
(Laughs)
280
841587
1251
(Gülüşmeler)
14:02
We can sit here for days.
281
842880
1668
Burada günlerce oturabiliriz.
F.O.: Sesini prova etmiş olmana çok sevindim.
14:06
FO: So glad you warmed up.
282
846133
1794
14:08
When you see your Grammys lined up,
283
848761
5672
Grammy ödüllerini peş peşe dizili, öyle ışıl ışıl ve göz alıcı gördüğünde,
14:14
and they're all shiny and extraordinary,
284
854475
2252
yani kaç tane olduklarını söylemeyeceğim bile, çünkü ne zaman saysam
14:16
I'm not even going to name how many, because every time I do,
285
856727
2920
14:19
you get more and then this chat will date,
286
859647
3336
daha fazla kazanıyorsun ve sohbet uzayacak,
14:23
so the many, multiple Grammys that you have won,
287
863025
4129
yani bu kazandığın çok sayıda Grammy ödülüne baktığında
14:27
when you look at them,
288
867196
1627
14:28
Do you, "Whoo!"
289
868864
1210
“Vay be!” diyor musun?
14:30
(Laughs)
290
870116
1543
(Gülüşmeler)
14:31
Does it feel good?
291
871700
1210
İyi hissettiriyor mu?
14:32
AK: It feels good.
292
872952
1293
A.K.: İyi hissettiriyor.
14:34
And at the same time, as I said before,
293
874286
4547
Ve aynı zamanda, daha önce de dediğim gibi,
14:38
it is a responsibility.
294
878874
1669
bu bir sorumluluk.
14:41
I mean, my work,
295
881627
2836
Yani, benim işim...
14:44
I've been nominated first time at the Grammys, it was in 1993, '94.
296
884463
4463
Grammy’ye ilk kez aday gösterildiğimde, sene 93-94′tü.
14:50
And the first Grammy I won was 2007.
297
890428
2502
Ve kazandığım ilk Grammy, 2007′deydi.
14:54
And I said to people,
298
894515
2127
Ve insanlara dedim ki,
14:56
don't take Grammy for granted.
299
896684
1960
Grammy’yi hafife almayın.
14:58
It's not about how many likes you have,
300
898686
3170
Kaç tane beğeniye sahip olduğun değil,
15:01
it's what you have to say.
301
901897
1544
ne söylemen gerektiği mesele.
15:03
What you are bringing to the table.
302
903858
1960
Masaya ne getirdiğin...
15:06
How you are impacting the world
303
906485
2544
Dünyaya nasıl bir etki bıraktığın
15:09
and how you are changing the music business as it is.
304
909071
3504
ve müzik sektörünü olduğu hâlden nasıl değiştirdiğin.
15:13
And for me,
305
913200
2711
Ve benim için bu sorumluluk,
15:15
that responsibility is always at the core of everything I do.
306
915911
3587
yaptığım her şeyin bel kemiği.
15:20
When I'm setting myself to write new songs,
307
920374
3337
Kendimi yeni bir şarkı yazmak için hazırladığımda,
15:23
I don't think about Grammys.
308
923711
1710
Grammy aklıma gelmez.
15:25
All I think about,
309
925463
1543
Tek düşündüğüm,
15:27
how this song would help people.
310
927047
2837
bu şarkının insanlara nasıl yardım edeceğidir.
15:30
What impact is it going to have?
311
930926
1961
Nasıl bir etki bırakacak?
15:34
FO: I know you plan.
312
934388
1710
F.O.: Plan yaptığını biliyorum.
15:36
I know you have ideas about what you want to do next.
313
936098
3796
Bir sonraki adımda ne yapacağına dair fikirlerin olduğunu biliyorum.
15:39
For many artists, it would be, you know,
314
939935
1961
Birçok sanatçı için, bilirsin ya,
15:41
how do you want to spend your sunset years?
315
941896
2377
“Kariyerinin son yıllarını nasıl değerlendimek istersin?” diye sorulur.
15:44
But you have extraordinary longevity in your family.
316
944315
3837
Ama senin kendi ailende, fevkalade bir uzun ömür var.
15:48
So you have another half a lifetime still to go.
317
948194
2919
Önünde bir yarım ömür daha var.
15:51
(Laughter)
318
951155
1168
(Gülüşmeler)
15:52
We are going to be going to 100-year-old Angélique Kidjo concert.
319
952364
4421
100 yaşındaki Angélique Kidjo konserine gidiyor olacağız,
15:56
And you're still going to be, "Let's go."
320
956827
2002
sen de hâlâ, kalk gidelim, modunda olacaksın.
15:58
AK: Yeah, I'll be running around.
321
958829
1585
A.K.: Tabii, etrafta koşturuyor olurum.
16:00
FO: So it feels kind of weird to talk about legacy.
322
960456
4838
F.O.: Eserlerinin mirası hakkında konuşmak biraz garip gelebilir.
16:05
But what do you want people who follow your work,
323
965294
4087
Ama senin işlerini takip eden, buna hayranlık duyan
16:09
admire your work, see joy in your work,
324
969423
4171
işindeki neşeyi gören insanların
16:13
what do you want them to take away from it?
325
973636
4754
bundan ne pay çıkarmasını istersin?
16:18
AK: Well, what I want people to take away from my work
326
978682
5256
A.K.: Yani... İnsanların benim çalışmalarımdan çıkarmasını istediğim pay,
16:23
is their own worth, people's worth.
327
983979
2836
onların kendi değeri, insanın değeridir.
16:28
We have too many people that think that they are worth nothing.
328
988025
3086
Hiçbir değeri olmadığını düşünen pek çok insanımız var.
16:31
And that hurts me.
329
991111
2503
Ve bu beni incitiyor.
16:35
And when you give birth to a child,
330
995115
5631
Bir doğum yaptığında,
16:40
when a human being is coming out of your body,
331
1000788
4004
vücudundan bir insan evladı çıktığında
16:44
everything changes.
332
1004833
1669
her şey değişir.
16:46
Priorities,
333
1006544
3003
Öncelikler, sorunlar...
16:49
what matters,
334
1009588
1293
Meselelerin özüne gitmeyi öğrenirsin.
16:50
you learn to go to the core of things.
335
1010881
2544
16:54
What I want people to remember is that
336
1014510
3503
İnsanların hatırlamasını istediğim şey,
16:58
you can fall beneath the Earth.
337
1018013
3587
en dibe de girsen,
17:02
But you always can rise.
338
1022601
2044
yine de yükselebileceğindir.
17:04
Does not matter how hard it is.
339
1024645
2294
Ne kadar zor olduğu hiç fark etmez.
17:06
Get up, and live your life.
340
1026939
2753
Ayağa kalk ve hayatını yaşa.
17:10
You know it, and that's how we roll.
341
1030359
2461
Sen bunu bilirsin. Bizim tarzımız bu.
17:14
FO: I love you.
342
1034113
1168
F.O.: Sana bayılıyorum.
17:15
AK: Me too.
343
1035322
1168
A.K.: Ben de sana.
17:16
Since the first time I met, it was a love story.
344
1036532
2627
İlk tanıştığımdan beri, bu bir aşk hikâyesiydi.
17:19
(Laughter)
345
1039201
1460
(Gülüşmeler)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7