Lessons from the Past on Adapting to Climate Change | Laprisha Berry Daniels | TED

55,669 views ・ 2024-02-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nefise Zehra Bayar Gözden geçirme: Emel Çırakoğlu
00:08
Thank you, and welcome to Detroit.
0
8630
2502
Teşekkür ederim ve Detroit'e hoş geldiniz.
00:11
Has anyone told you how we greet each other here yet?
1
11132
2795
Birbirimizi burada nasıl selamladığımızı anlatan oldu mu?
00:15
“What up doe?”
2
15262
1376
“N'aber be?”
00:16
Not "what up, dog?"
3
16638
1376
“N’abıyon beya?” değil
00:18
“What up doe.”
4
18014
1168
“Nasılsın be.”
00:19
(Laughter)
5
19224
3211
(Kahkahalar)
00:22
Very well.
6
22477
1126
Çok iyi.
00:25
In Detroit, in 2021, we experienced a 100-year flood.
7
25230
6548
Detroit’te 2021 ’de 100 yılda görülmemiş bir sel yaşadık.
00:33
A rain event dumped seven inches of rain on Detroit.
8
33196
4505
Bir sel felaketinde Detroit’e bir karış yağmur yağdı.
00:38
Cars were stranded on highways,
9
38451
2461
Arabalar otoyollarda mahsur kaldı,
00:40
people were literally swimming and kayaking down residential streets.
10
40912
4380
insanlar kelimenin tam anlamıyla yerleşim yerlerinde yüzüyor, kanoya biniyorlardı.
00:45
Homes, businesses, infrastructure were inundated with heavy rainfall,
11
45625
5422
Evler, işletmeler, altyapı şiddetli yağışla doldu taştı ve bu da
00:51
resulting in over a billion dollars in flood damages.
12
51089
4421
bir milyar dolardan fazla sel hasarına neden oldu.
00:55
It was unlike anything we had seen before.
13
55969
2794
Daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyordu.
00:59
Wait a minute, that's not true.
14
59890
2043
Bir dakika ya, bu doğru değil.
01:02
Because, in 2014 ...
15
62767
2002
Çünkü 2014'te...
01:07
Detroit had a 100-year flood.
16
67022
1918
Detroit’te 100 yılın sel felaketi yaşandı.
01:10
Four to six inches of rain were dumped on Detroit.
17
70483
3838
Detroit’e yaklaşık bir karış yağmur yağdı.
01:14
Cars were stranded on highways,
18
74654
1961
Arabalar otoyollarda mahsur kaldı,
01:16
people were literally swimming and kayaking down residential streets.
19
76615
4379
insanlar kelimenin tam anlamıyla yerleşim yerlerinde yüzüyor, kanoya biniyorlardı.
01:21
Homes, businesses and infrastructure
20
81578
3420
Evler, işletmeler ve altyapı
01:25
were inundated with heavy rainfall
21
85832
2377
şiddetli yağışlarla doldu taştı
01:29
and sustained over a billion dollars in flood damages.
22
89336
3920
ve yağışlar bir milyar dolardan fazla sel hasarına neden oldu.
01:34
Now I'm no mathematician,
23
94090
2294
Bakın ben matematikçi değilim
01:36
but 2014 to 2021 is not 100 years.
24
96384
4588
ama 2014′ten 2021′e kadar da 100 yıl yok.
01:41
(Laughter)
25
101097
1126
(Kahkahalar)
01:42
I am a public health social worker,
26
102557
2378
Ben halk sağlığı sosyal hizmet uzmanıyım
01:44
and what that means is I focus on developing interventions
27
104976
5172
ve bu, bireylerin ve toplumların sağlığını ve refahını iyileştirmeye
01:50
that help to improve the health and well-being
28
110148
3212
yardımcı olacak müdahaleler geliştirmeye odaklandığım
01:53
of individuals and communities.
29
113360
1918
anlamına geliyor.
01:56
In particular, I'm concerned with preventing harm.
30
116029
3128
Özellikle de zararın önlenmesiyle ilgileniyorum.
01:59
I think there are ways that we can learn from the past
31
119491
3336
Yakın ve uzak gelecekteki iklim krizlerine hazırlanırken
02:02
in order to apply some lessons so that we do better when preparing
32
122869
4880
daha iyisini yapabilmemiz için geçmişten bazı dersler çıkarabileceğimiz
02:07
for near-future and distant-future climate crises.
33
127749
5881
yolların olduğunu düşünüyorum.
02:14
So let's start by thinking about the past.
34
134047
2210
Öyleyse geçmişi düşünerek başlayalım.
02:17
My grandparents were born and raised in a small town in the southern US,
35
137676
4671
Büyükannem ve büyükbabam ABD’nin güneyindeki küçük bir kasabada,
02:22
Boligee, Alabama.
36
142347
1376
Boligee, Alabama'da doğdu ve büyüdü.
02:25
They decided, like many families in the '50s,
37
145684
2419
Onlar da, 50′lerdeki birçok aile gibi, daha iyi bir yaşam
02:28
to leave the South and to move north,
38
148103
2252
sürdürmek için Güney’i terk etmeye
02:30
to pursue a better life.
39
150397
1668
ve kuzeye gitmeye karar verdiler.
02:32
In particular, my grandfather
40
152273
1794
Özellikle dedem tarım sektöründen
02:34
wanted to leave the agricultural industry and find work in the automotive industry.
41
154067
5130
ayrılmak ve otomotiv sektöründe iş bulmak istedi.
02:39
So my grandparents, Martha and Booker O'Neil,
42
159239
3670
Bu yüzden büyükannem ve büyükbabam Martha ve Booker O’Neil
02:42
packed up their four children, their hopes and dreams,
43
162951
3253
dört çocuklarını, umutlarını ve hayallerini, işlerini ve
02:46
their practices and prayers, their tried-and-true traditions,
44
166246
3628
dualarını, tecrübeyle sabit geleneklerini topladılar
02:49
and headed north.
45
169916
1335
ve kuzeye doğru yol aldılar.
02:52
Boligee was a small farming town with about nine surnames,
46
172210
5714
Boligee, yaklaşık dokuz farklı aileden, takriben 150 sakini olan
02:57
about 150 residents,
47
177924
2419
küçük bir çiftçi kasabasıydı
03:00
and the cows outnumbered the people.
48
180343
1877
ve inek sayısı insanlardan daha fazlaydı.
03:03
It was very different than Detroit.
49
183054
2419
Detroit'ten çok farklıydı.
03:05
Detroit was wildly different.
50
185473
1710
Detroit tamamen farklıydı.
03:07
At the time, it was the fifth-largest city in the US,
51
187225
3212
O zamanlar ABD'nin beşinci en büyük şehriydi,
03:10
so it had a little over a million residents,
52
190437
2877
bu yüzden bir milyondan biraz daha fazla sakini,
03:13
busy streets, an active nightlife.
53
193356
2586
işlek sokakları ve aktif bir gece hayatı vardı.
03:16
What they experienced when they came here
54
196359
2836
Buraya geldiklerinde yaşadıkları
03:19
could be considered, in some senses of the word,
55
199237
2628
bir başka deyişle iklim değişikliği
03:21
climate change.
56
201906
1168
olarak düşünülebilir.
03:23
I know that's different
57
203700
1168
Bu genellikle iklim değişikliğiyle ilgili
03:24
than how we usually think about climate change,
58
204868
2669
düşündüğümüzden farklı biliyorum fakat
03:27
but stay with me, I'll make sense of it as we go.
59
207579
2502
siz beni dinlemeye devam edin, birazdan bunu açıklayacağım.
03:31
When families moved here from the South,
60
211374
3420
Aileler Güney’den buraya taşındıklarında,
03:34
they experienced weather in ways that they never experienced it before,
61
214836
4671
hava durumunu daha önce hiç yaşamadıkları şekilde tecrübe ettiler,
03:39
a lot like what we're experiencing right now, across the globe, right?
62
219507
4338
tıpkı şu anda tüm dünyada yaşadığımız gibi, öyle değil mi?
03:43
They had to contend with snow in Detroit
63
223845
2920
Detroit’te karla ve alışık oldukları
03:46
and very short and mild summers
64
226765
2669
yaz sıcağıyla kıyaslanmayacak olan
03:49
that really didn't compare to the summer heat that they were used to.
65
229434
3337
çok kısa ve ılıman yazlarla mücadele etmek zorunda kaldılar.
03:52
There are two definitions of climate.
66
232771
1876
İklimin iki tanımı vardır.
03:54
The first is the one that we all expect to talk about
67
234647
2586
Bunlardan ilki, hepimizin bu zirvede
03:57
during this summit:
68
237275
1210
konuşmayı beklediği konu:
03:58
"Climate: the general weather conditions usually found in a particular place."
69
238526
4838
“İklim: belli bir yerde yaygın olarak bulunan genel hava koşulları.”
04:03
And then, there's another definition of climate
70
243490
2335
Bir de iklimin başka bir tanımı var ki,
04:05
that we'll get to later,
71
245867
1168
ona sonra değineceğiz
ve bunun iklim değişikliğini nasıl etkilediğini ele alacağız.
04:07
and talk about how that affects climate change.
72
247035
3253
04:11
For the first time ever,
73
251039
1710
Güney’den buraya gelen aileler
04:12
families that arrived here from the South were experiencing this new climate.
74
252791
4587
ilk kez böylesine yeni bir iklimle karşılaşıyorlardı.
04:18
And they had to have strategies in order to adjust to the new climate.
75
258213
4754
Yeni iklime uyum sağlamak için stratejileri olması gerekiyordu.
04:22
They used three key strategies --
76
262967
2586
Üç temel strateji kullandılar -
04:25
acceptance, aid and adaptation.
77
265553
4171
kabul, yardım ve uyum.
04:29
So first, acceptance.
78
269766
1585
Yani önce kabul.
04:31
They had to acknowledge
79
271392
1293
Havayı geçmişte
04:32
that they would not experience the weather the same way they had in the past.
80
272727
4588
yaşadıkları gibi deneyimleyemeyeceklerini kabul etmek zorunda kaldılar.
04:37
They had to recognize that they could not deny, avoid or alter it.
81
277440
6882
İnkar edemeyeceklerini, önleyemeyeceklerini veya
değiştiremeyeceklerini, kabul etmeleri gerekiyordu.
04:45
As we do a better job of accepting that this is our new climate,
82
285490
5047
Bunun yeni iklimimiz olduğunu kabul etme konusunu daha iyi becerirsek; planlama,
04:50
then we could do a better job of planning, preparing, responding and recovering.
83
290578
5673
hazırlanma, müdahale, iyileşme konusunda daha iyi bir iş çıkarabiliriz.
04:56
We have to realize that climate change is not a distal threat.
84
296251
4880
İklim değişikliğinin uzak bir tehdit olmadığının farkına varmalıyız.
05:01
It is at our front doors,
85
301172
1835
Bu tehdit kapımızın önünde ya da
05:03
or in the case of Detroit during the floods,
86
303007
2795
Detroit’teki sel felaketinde olduğu gibi
05:05
in our basements.
87
305802
1376
bodrum katlarımızda.
05:07
The second strategy they used was aid.
88
307971
2919
Kullandıkları ikinci strateji yardımdı.
05:11
When folks arrived here in the city, they set up communities,
89
311724
3170
İnsanlar buraya şehre geldiklerinde, birbirlerine yardım edip destekledikleri
05:14
communities of mutual aid,
90
314894
2002
topluluklar kurdular,
05:16
where they helped and supported each other.
91
316896
2378
bunlar karşılıklı yardım topluluklarıydı.
05:20
They helped each other find housing, and jobs and land to grow food.
92
320066
3796
Birbirlerine ev, iş ve yiyecek sağlayacak arazi bulmalarında yardımcı oldular.
05:24
In part, our ability to adjust to climate change
93
324445
5005
Kısmen, iklim değişikliğine uyum sağlama yeteneğimiz
05:29
is reliant upon our willingness to support each other.
94
329492
4546
birbirimizi destekleme isteğimize bağlıdır.
05:34
In 2014 and 2021, when there were floods in Detroit,
95
334539
5047
2014 ve 2021'de Detroit'te sel olduğunda
05:39
residents responded.
96
339586
1835
sakinler müdahalede bulundu.
05:41
Neighbors, congregations, friends responded,
97
341421
3336
Komşular, cemaatler, arkadaşlar;
05:44
when government was not nimble enough
98
344757
2920
hükümet topluluk üyelerinin kritik ihtiyaçlarına cevap verecek
05:47
to respond to the critical needs of community members.
99
347677
3212
kadar çevik olmadığında müdahale etti.
05:51
The third way that they survived this new climate was adaptation.
100
351598
6172
Bu yeni iklimden kurtulmalarının üçüncü yolu uyumdu.
05:58
They had to recognize that it was important to invest
101
358313
2586
Bu yeni iklime uyum sağlamak için ihtiyaç duyacakları
06:00
in the tools that they would need in order to adapt to this new climate.
102
360899
4254
araçlara yatırım yapmanın önemli olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar.
06:05
They had to get shovels.
103
365195
2002
Kürek edinmek zorunda kaldılar.
06:07
They had to have sand and salt to deal with icy conditions,
104
367197
3878
Buzlu koşullarla başa çıkmak için kum ve tuza sahip olmaları gerekiyordu,
06:11
they had to cover their windows with plastic
105
371075
2586
soğuk rüzgarların içeri girmesini önlemek için pencerelerini
06:13
to keep the cold winds from coming in.
106
373703
2336
plastikle kapatmaları gerekiyordu.
06:16
We must take action to adapt
107
376039
1918
Mevcut ve yakın gelecekteki iklim değişikliğimize uyum sağlamak
06:17
for our current and near-future climate change,
108
377999
2961
için harekete geçmeliyiz
06:20
and it will take us all --
109
380960
1877
ve harekete hepimiz dahil olmalıyız
06:22
community members, community organizations,
110
382879
3587
topluluk üyeleri, toplum örgütleri,
06:26
business, industry, local government
111
386466
3462
iş dünyası, endüstri, yerel yönetimler
06:29
must come up with plans, and then put those plans into action.
112
389969
4838
planlar yapmalı ve sonra bu planları eyleme geçirmelidir.
06:34
In the '50s, many who migrated north
113
394807
3003
50′lerde kuzeye göç eden birçok kişi
06:37
thought that they would escape Jim Crow laws.
114
397852
3087
Jim Crow yasalarından kaçabileceklerini düşünüyordu.
06:42
What they found is a new form of racism in the North.
115
402482
4629
Buldukları şey, Kuzey’de yeni bir ırkçılık biçimiydi.
06:47
Bigotry, racism and discrimination
116
407612
4588
Bağnazlık, ırkçılık ve ayrımcılık, onların
06:52
limited their access to healthy housing,
117
412200
2919
sağlık hizmetlerine, en iyi muhitlere,
06:55
the best neighborhoods, the best jobs,
118
415161
2753
en iyi iş imkanlarına, siyasi güce vb.
06:57
political power, et cetera.
119
417914
2085
erişimlerini kısıtlıyordu.
06:59
In the '20s,
120
419999
1502
20′lerde,
07:01
the 2020s ...
121
421542
1627
2020′lerde...
07:03
bigotry, racism, discrimination
122
423878
3670
Bağnazlık, ırkçılık, ayrımcılık,
07:07
limit access to healthy housing, the best neighborhoods,
123
427548
3295
sağlık hizmetine erişimi yine kısıtlıyor, en iyi mahallelere
07:10
political power --
124
430885
1210
siyasi güce--
07:12
you know where I'm going with this.
125
432136
1836
nereye varacağımı anladınız siz.
07:14
It is important, then, that we pay attention
126
434597
2586
O halde iklimin ikinci tanımına
07:17
to the second definition of climate,
127
437183
2753
dikkat etmemiz önem arz ediyor
07:19
and that has to do with the social conditions
128
439978
2585
ve bu da iklim değişikliği konusunda ve
07:22
and political conditions
129
442605
1794
ilerleme kaydetmeye çalıştığımız
07:24
and feelings and opinions
130
444440
2253
diğer alanlarda önümüze çıkan
07:26
that get in the way of us making progress on climate change
131
446693
3753
sosyal koşullar, siyasi koşullar
07:30
and in other areas that we're trying to make progress in.
132
450488
2920
ve duygu ve düşüncelerle ilgili.
07:33
So the three strategies are acceptance, aid and adaptation.
133
453950
6298
Yani üç strateji kabul, yardım ve uyumdur.
07:40
When we're looking at climate change, we also have to be mindful
134
460832
4421
İklim değişikliğine bakarken, sosyal ve siyasi koşulların
07:45
of how social and political conditions can stifle progress
135
465295
4671
ilerlemeyi nasıl engelleyebileceğini ve iklim değişikliğine
07:50
and get in the way of our progress
136
470008
2961
hazırlanma ve planlama yolundaki ilerlememizin önüne
07:53
toward preparing and planning for climate change.
137
473011
4045
nasıl engel olabileceğini de göz önünde bulundurmalıyız.
07:57
Being thoughtful about how we apply these three key strategies
138
477056
4922
Geçmişte işe yarayan bu üç temel stratejiyi mevcut koşullarımıza
08:02
that worked in the past
139
482020
1293
nasıl uygulayacağımız konusunda
08:03
to our present circumstances,
140
483354
1835
düşünceli davranırken,
08:05
while remembering to center community voices
141
485231
3587
toplumun sesini merkeze almayı ve toplumun değerlerini onurlandırmayı
08:08
and experience and honor community assets
142
488818
2961
unutmamak başarı için yapabileceğimiz
08:11
is our best bet at success.
143
491779
2920
en akıllıca şeydir.
08:15
In 2014, it rained,
144
495658
3295
2014′te sel oldu
08:18
and we were surprised and not prepared.
145
498953
3128
şaşırdık ve hazırlıklı değildik.
08:22
In 2021,
146
502206
2169
2021′de
08:24
we weren't that surprised,
147
504375
2336
o kadar da şaşırmadık
08:26
but still ill-prepared.
148
506711
1710
ama yine de hazırlıksız kaldık.
08:29
It's going to rain again, no surprise.
149
509047
2877
Yine yağmur yağacak, bu sürpriz değil.
08:32
We have to make sure that we're prepared.
150
512925
2670
Hazırbulunuşluğumuzdan emin olmalıyız.
08:35
We can be prepared for the next climate-related crisis,
151
515845
3545
İklim değişikliğinin mevcut gerçekliğimiz olduğunu kabul ederek,
08:39
by accepting that climate change is our current reality,
152
519390
5589
resmi ve gayri resmi karşılıklı yardım sistemleri
08:45
creating and supporting formal and informal systems of mutual aid,
153
525021
6673
oluşturarak ve destekleyerek, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi mevcut
08:51
and adapting our thinking and our actions to prepare
154
531736
3378
ve gelecekteki krizlere hazırlanmaya uyarlayarak
08:55
for current and future crises.
155
535156
2336
bir sonraki iklim krizine hazırlıklı olabiliriz.
08:57
Thank you.
156
537533
1126
Teşekkür ederim.
08:58
(Applause)
157
538701
4421
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7