The Global Opportunity to Accelerate Africa's Sustainable Future | Vanessa Nakate | TED

25,972 views ・ 2022-11-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yağız Yanardağ Gözden geçirme: İlker ÖZBAŞ
00:04
Mary Robinson: Vanessa, thank you so much
0
4417
2002
Vanessa, bu TEDWomen söyleşisi için
00:06
for inviting us to your home here in Kampala, in Uganda,
1
6419
3587
bizi Uganda, Kampala’daki evine davet ettiğin için
00:10
for this TEDWomen conversation,
2
10048
2586
çok teşekkür ederim,
00:12
I really appreciate that.
3
12676
1209
bu çok değerli.
00:13
It's so much nicer to be in somebody's home
4
13885
2044
Birinin evinde sohbet etmek
00:15
having a conversation.
5
15971
1626
çok daha güzel.
00:17
So let's start with what prompted you
6
17597
3963
Öyleyse sizi iklim aktivisti olmaya,
00:21
or what brought you to become a climate activist,
7
21601
4505
iklim meselesini en başından beri farkında olmaya iten ya da sevk eden
00:26
to become aware of the climate issue from the beginning?
8
26147
2628
şeyle başlayalım?
00:28
You must have been very young, but you're still very young.
9
28817
2961
Çok genç olmalısınız, ama hala çok gençsiniz.
00:31
Vanessa Nakate: My journey started in 2018.
10
31820
2711
Yolculuğum 2018′de başladı.
00:34
That is when I started reading about the challenges
11
34531
3211
İşte o zaman ülkem Uganda’daki insanların
00:37
that the people in my country, Uganda, were facing.
12
37784
2836
karşılaştıkları zorlukları okumaya başladım.
00:40
And at that point,
13
40954
1168
Ve o noktada,
00:42
I found out that climate change was one of those challenges.
14
42163
4004
İklim değişikliğinin de bu zorluklardan biri olduğunu öğrendim.
00:46
And I remember in school
15
46167
1627
Ve okulda coğrafya dersinde
00:47
studying about climate change in geography class.
16
47836
2836
iklim değişikliği hakkında okuduğumu hatırlıyorum.
00:50
It never made me realize that it was actually an emergency
17
50714
4462
Bunun aslında acil bir durum ya da o sırada gerçekleşen bir şey olduğunu
00:55
or something that was happening at that time.
18
55176
2670
hiç fark etmedim.
Bu yüzden bu kadar çok insanın hayatını tehdit eden en büyük tehlikenin bu
00:58
So I was really surprised to find that it is the greatest threat
19
58179
3254
01:01
facing the lives of so many people.
20
61474
1919
olduğunu öğrenmek beni gerçekten şaşırttı.
01:03
MR: And what was it in 2018 that kind of prompted you?
21
63435
2919
Peki 2018′de sizi harekete geçiren şey neydi?
01:06
VN: I remember speaking to one of my uncles, Charles,
22
66396
3420
Amcalarımdan biri olan Charles ile konuştuğumu ve ona çok daha gençken
01:09
and asking him if he has seen any changes
23
69816
4004
ve şu anda herhangi bir değişiklik görüp görmediğini
01:13
from when he was much younger and right now.
24
73820
3128
sorduğumu hatırlıyorum.
01:16
And he explained to me that 20 years ago in a specific place,
25
76990
6256
Ve bana 20 yıl önce belirli bir yerde,
01:23
he mentioned in Mitanya
26
83246
1919
Mitanya’da belirli bir zamanda
01:25
that they would expect rains at a specific time.
27
85206
3504
yağmur beklediklerinden bahsetmişti.
01:28
But then he said now, 20 years later,
28
88752
3169
Ama şimdi, 20 yıl sonra,
01:31
that the farmers cannot tell when the rains would come.
29
91963
4797
çiftçilerin yağmurların ne zaman yağacağını bilemediklerini söyledi.
01:36
So he actually said there's been a change, but no one is talking about it.
30
96801
4797
Yani aslında bir değişiklik olduğunu ama kimsenin bundan bahsetmediğini söyledi.
01:41
So that really triggered me to start doing something about it.
31
101973
4129
Bu da bu konuda bir şeyler yapmaya başlamam için beni gerçekten tetikledi.
01:46
I didn't know what exactly I had to do,
32
106144
3837
Tam olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyordum
01:50
but after seeing Greta Thunberg from Sweden strike, I was really inspired.
33
110023
4838
ama İsveçli Greta Thunberg’in grevini gördükten sonra gerçekten ilham aldım.
01:54
MR: You saw those photographs of her in front of the Swedish parliament.
34
114903
3420
İsveç parlamentosu önünde çekilen fotoğraflarını gördünüz.
Evet, 2018′de, yıl sonuna doğru.
01:58
VN: Yes. In 2018, towards the end of the year.
35
118365
3003
02:01
So I was really inspired by her actions,
36
121951
2837
Bu yüzden onun eylemlerinden gerçekten ilham aldım
02:04
and I decided that I would start striking as well.
37
124829
3462
ve ben de grev yapmaya başlamaya karar verdim.
02:08
However, I was quite scared to go to the street.
38
128667
3712
Ancak sokağa çıkmaktan oldukça korkuyordum.
02:13
MR: Why were you scared?
39
133380
1793
Niçin korkuyordunuz?
02:15
VN: I think I've always been nervous to face people, so many people.
40
135215
5005
Sanırım insanlarla, çok fazla insanla yüzleşmek beni hep germiştir.
02:20
MR: Are you a bit shy?
41
140261
1335
Biraz utangaç mısınızdır?
02:21
VN: A bit, yes.
42
141638
1543
Evet, biraz.
02:23
Yeah, but I tend to manage it, I should say.
43
143723
5756
Evet, ama idare ediyorum diyebilirim.
02:29
MR: You were in Davos with Greta Thunberg
44
149521
2711
Davos’ta Greta Thunberg ve diğer bazı tanınmış
02:32
and some other well-known climate activists.
45
152232
2836
iklim aktivistleri ile birlikteydiniz.
02:35
And there was a photo taken, I think, of five of you,
46
155068
2878
Ve sanırım beşinizin çekildiği bir fotoğraf vardı
02:37
and the other four were white women, white young women,
47
157987
3921
ve diğer dördü de beyaz kadınlardı, beyaz genç kadınlar,
02:41
you were all very young.
48
161950
1376
hepiniz çok gençtiniz.
02:43
And you were cut out of the photograph.
49
163326
1919
Ve sen fotoğraftan çıkarıldın.
02:45
VN: Yes.
50
165245
1209
Evet.
02:46
MR: You could have just, you know, accepted that, but you didn’t.
51
166496
3086
Bunu öylece kabul edebilirdiniz, ama etmediniz.
02:49
Tell us about why, how you felt
52
169582
3295
Bize nedenini, nasıl hissettiğinizi ve sonra neden o şekilde
02:52
and then why you decided to react the way you did
53
172877
4046
tepki vermeye karar verdiğinizi ve ne yaptığınızı
02:56
and what you did.
54
176965
1251
anlatın.
02:58
VN: When I first saw the photograph, I was, of course, really frustrated
55
178550
4838
Fotoğrafı ilk gördüğümde elbette çok sinirlenmiştim
03:03
because I remember one of the messages
56
183430
2877
çünkü üzerinde durduğum mesajlardan birini hatırlıyorum
03:06
I really emphasized at that press conference
57
186349
2544
O basın toplantısında, dünyanın dört bir yanındaki
03:08
was the need to listen to the voices,
58
188893
2461
farklı aktivistlerin seslerine
03:11
you know, of different activists across the world.
59
191396
2336
kulak verilmesi gerektiği vurgulanmıştı.
03:13
MR: And suddenly, you were cut out.
60
193773
1710
Ve birden, fotoğraftan atılmıştın.
03:15
VN: Exactly.
61
195483
1168
Aynen öyle.
03:16
So it was quite disappointing to see and also frustrating for me.
62
196651
3921
Bu yüzden oldukça hayal kırıklığı yarattı ve benim için de sinir bozucuydu.
03:20
But also at that point,
63
200572
1209
Ancak bu noktada,
03:21
I just wanted to ask why I have been removed from the picture.
64
201781
4088
neden resimden çıkarıldığımı da sormak istedim.
03:25
And that's exactly what I did.
65
205869
1793
Ve ben de tam olarak bunu yaptım.
03:28
I asked why.
66
208079
1418
Nedenini sordum.
03:29
And that really gave me the opportunity to talk about, you know,
67
209497
4505
Bu da bana, örneğin iklim değişikliğinin ırksal adaletle
03:34
some of the intersections of climate change, for example,
68
214002
2711
kesiştiği noktalar hakkında
03:36
with racial justice.
69
216713
1501
konuşma fırsatı verdi.
03:38
MR: Talk about this big long word that we use, intersectionality.
70
218590
4671
Kullandığımız şu uzun kelimeden, yani kesişimsellikten bahsedin.
03:43
(Laughter)
71
223303
1334
(Gülüşmeler)
03:44
VN: Yeah, so when when we talk about intersectionality,
72
224637
3712
Evet, yani kesişimsellikten bahsettiğimizde,
03:48
it's just something that explains
73
228391
2044
bu sadece iklim değişikliğinin
03:50
that climate change is not just on its own.
74
230435
2419
tek başına olmadığını açıklayan bir şey.
03:52
Climate change is more than weather,
75
232854
1752
İklim değişikliği hava durumundan,
03:54
it's more than statistics,
76
234647
1335
istatistiklerden daha ötedir,
03:56
it's about the people.
77
236024
1293
insanlarla ilgilidir.
03:57
And when we bring in the conversation of intersectionality,
78
237358
3379
Kesişimsellik konusunu gündeme getirdiğimizde,
04:00
it makes us talk about, you know, things like poverty eradication.
79
240779
3712
yoksulluğun ortadan kaldırılması gibi konulardan bahsetmemizi sağlıyor.
04:04
It makes us talk about racial justice in our fight for climate justice.
80
244532
4797
İklim adaleti için verdiğimiz mücadelede
ırksal adalet hakkında da konuşmamızı sağlıyor.
04:09
MR: Yes.
81
249746
1168
Evet.
04:11
And you know, you’ve been the face on Time magazine.
82
251706
4546
Ve biliyorsun, Time dergisinin yüzü oldun.
04:16
You have reached very high visibility as a voice for Africa.
83
256294
5964
Afrika’nın sesi olarak çok ciddi bir tanınırlığa ulaştınız.
04:22
How has that been?
84
262300
1418
Bu nasıl oldu?
04:23
How has the journey for you been?
85
263760
2169
Sizin için bu süreç nasıldı?
04:25
How have you felt internally?
86
265970
2086
İçten içe nasıl hissettiniz?
04:28
How have you managed to cope with, you know, being well-known,
87
268097
4547
Tanınmış olmakla nasıl başa çıktınız, biliyorsunuz,
04:32
presumably you get lots of social media messages, lots of everything,
88
272685
3254
muhtemelen çok sayıda sosyal medya mesajı alıyorsunuz, pek çok şey
04:35
and maybe some of them are negative.
89
275980
1752
ve belki bazıları olumsuz.
04:37
How do you cope?
90
277732
1460
Nasıl başa çıkıyorsunuz?
04:39
VN: Well, I want to first of all say that, you know,
91
279234
3878
Öncelikle şunu söylemek isterim ki,
04:43
I'm not the voice of Africa,
92
283154
2211
ben Afrika’nın sesi değilim,
04:45
yeah, there are so many --
93
285406
2461
evet, çok fazla --
04:47
MR: You are one of the voices.
94
287909
1627
Siz de o seslerden birisiniz.
04:49
VN: Yes.
95
289577
1252
Evet.
04:51
And the publicity or the fame, if I should say that,
96
291120
6048
Ve tanıtım ya da şöhret, eğer bunu söylemem gerekirse,
04:57
comes with that.
97
297168
1251
bununla birlikte geliyor.
04:58
It can be both positive and also negative.
98
298419
3295
Olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabiliyor.
05:02
And negative, it can be, you know,
99
302048
2628
Olumsuz anlamda ise, yaptığınız şeyin gerçek olmadığını
05:04
the people who will say that what you're doing is not real
100
304676
3753
ya da iklim krizini abarttığınızı söyleyenler
05:08
or you're exaggerating the climate crisis
101
308471
3087
ya da size genç bir kadın olduğunuzu,
05:11
or people who tell you you're, you know,
102
311558
2544
sokakta durmak yerine
05:14
a young woman, you should get married instead of standing on the street.
103
314143
3587
evlenmeniz gerektiğini söyleyenler olabilir.
05:17
So it comes with all that.
104
317772
1710
Yani tüm bunlarla birlikte geliyor.
05:19
But one thing I realized that, you know,
105
319524
2586
Ama fark ettiğim bir şey var ki,
05:22
the one percent is the negativity,
106
322110
3295
o da yüzde birin olumsuzluk,
05:25
but the 99 percent,
107
325446
1502
yüzde 99′un ise
05:26
it's the support from different parts of the world.
108
326990
3545
dünyanın farklı yerlerinden gelen desteklerin olduğu.
05:30
So amidst all that, I look at the support from the different people.
109
330577
4963
Tüm bunların arasında, farklı insanlardan gelen desteğe bakıyorum.
05:35
MR: And you take steps to make sure
110
335582
2627
Ve kendi öz bakımınızın iyiye gittiğinden
05:38
that your own self-care is, you know, going well,
111
338251
4421
emin olmak için adımlar atarsınız, bilirsiniz, yaptığınız şeyde
05:42
that you've got a balance in what you're doing.
112
342714
2586
bir denge vardır.
05:45
VN: Yes.
113
345341
1377
Evet.
05:46
MR: What do you do?
114
346759
1168
Neler yaparsınız?
05:47
VN: Apart from the activism,
115
347969
1835
Aktivizmin yanı sıra,
05:49
I do many other things in my own personal life.
116
349846
2919
kendi özel hayatımda da pek çok şey yapıyorum.
05:53
One, like you've talked about, self-care, I really love to rest.
117
353725
3044
İlki, sizin de bahsettiğiniz gibi, kişisel bakım, dinlenmeyi çok seviyorum.
05:56
And many times for me, rest is actual sleep.
118
356769
2545
Çoğu zaman benim için dinlenme, gerçek uykudur.
05:59
(Laughter)
119
359355
1502
(Gülüşler)
06:00
Yes, so I really love to get good sleep.
120
360899
3545
Evet, bu yüzden uykumu iyi almayı çok seviyorum.
06:04
And literally everyone here at home knows that.
121
364485
3129
Ve kelimenin tam anlamıyla evinde olan herkes bunu biliyor.
06:08
And also, I love getting involved in church activities.
122
368031
3378
Ayrıca kilise etkinliklerine katılmayı da seviyorum.
06:11
Yes.
123
371993
1209
Evet.
06:13
MR: I know you've talked about
124
373202
2795
Kapitalizmin toprağın tahrip edilmesi,
06:15
capitalism as being part of a problem in degrading land
125
375997
4922
çıkarılması ve bozulması gibi konularda sorunun bir parçası olduğundan
06:20
and extracting and degrading, etc.
126
380960
4088
bahsettiğinizi biliyorum.
06:25
What kind of structures would you like to see in a broad sense?
127
385048
2961
Geniş anlamda ne tür yapılanmalar görmek istersiniz?
06:28
What kind of world would you like to see?
128
388051
2294
Ne tür bir dünya görmek istersiniz?
06:30
VN: Yes, I would like to see a kind of world that respects people,
129
390386
4964
Evet, insanlara saygı duyan ama aynı zamanda gezegene de saygı duyan
06:35
but also respects the planet as well.
130
395391
2586
bir dünya görmek istiyorum.
06:38
And it's important to note
131
398436
1460
İklim krizini ve insanların
06:39
that we are in a system that has created the climate crisis
132
399938
5171
karşı karşıya olduğu diğer pek çok zorluğu yaratan bir sistemin içinde
06:45
and many other challenges that people are facing.
133
405151
2920
olduğumuzu da unutmamak gerekir.
06:48
And when we demand for system change,
134
408112
3003
Ve sistemin değişmesini talep ettiğimizde,
06:51
we mean that the system actually has to change.
135
411115
2795
sistemin gerçekten değişmesi gerektiğini kastediyoruz.
06:53
We cannot solve, you know,
136
413952
2043
Şu anda yaşanmakta olan sorunları,
06:55
the problems that are happening right now
137
415995
2252
onları yaratan sistemle
06:58
with the very system that created them.
138
418289
2252
çözemeyiz.
07:00
So we need something new,
139
420583
1543
Dolayısıyla yeni bir şeye,
07:02
something that will ensure that people are protected
140
422126
2670
insanların ve gezegenin korunmasını sağlayacak
07:04
and the planet is protected as well.
141
424796
2335
bir şeye ihtiyacımız var.
07:07
When it comes to consumption,
142
427173
2336
Tüketim söz konusu olduğunda,
07:09
I think it's a place of governments
143
429550
2837
hükümetlerin şehirleri insanlar için daha sürdürülebilir
07:12
helping to make cities more sustainable for people.
144
432428
3379
hale getirmeye yardımcı olduğu yerler olduğunu düşünüyorum.
07:15
Because it could be transportation.
145
435848
2002
Çünkü bu ulaşım olabilir.
07:17
For example, when you're in a country within Europe,
146
437892
2920
Örneğin, Avrupa’da bir ülkede bulunduğunuzda,
07:20
you can very easily use the train to get to so many places
147
440812
3962
bazı yerlerde ya da bazı ülkelerde zor olabilecek
07:24
to even go through, I mean, get to another country,
148
444816
3962
başka bir ülkeye gitmek için bir treni bile
07:28
which may be difficult in some places or in some countries.
149
448820
4212
çok kolay bir şekilde kullanabilirsiniz.
07:33
So I think it's really a place of making our cities
150
453032
3087
Bence bu gerçekten de şehirlerimizi ve ülkelerimizi
07:36
and our countries more sustainable
151
456119
2294
daha sürdürülebilir hale getirmenin bir yolu;
07:38
so that people can live more sustainably
152
458454
2545
böylece insanlar gıda, ulaşım, giyim gibi
07:41
when it comes to, you know, food, when it comes to transportation,
153
461040
3796
konularda daha sürdürülebilir bir şekilde
07:44
when it comes to clothing itself.
154
464877
2461
yaşayabilecekler.
07:47
You know, the issue of population,
155
467338
2711
Biliyorsunuz, nüfus meselesi,
07:50
it is not the problem in our fight for the climate crisis.
156
470091
3420
iklim kriziyle olan mücadelemizdeki bir sorun değildir.
07:53
MR: I agree.
157
473511
1168
Katılıyorum.
07:54
VN: Because it's important to know that, you know,
158
474721
2335
Çünkü Afrika’nın çok büyük bir nüfusa
07:57
while Africa has a huge population,
159
477098
3086
sahip olmasına karşın, küresel emisyonların yüzde dördünden daha
08:00
it is responsible for less than four percent of the global emissions.
160
480226
4838
daha azından sorumlu olduğunu bilmek önemlidir.
08:05
And a family of maybe ten in Uganda
161
485064
3295
Uganda’daki belki on kişilik bir aile,
08:08
will emit way less than a family of four
162
488401
2961
Avrupa’daki bir ülkedeki dört kişilik bir aileden
08:11
in a country within Europe.
163
491404
1501
çok daha az salım yapacaktır.
08:12
So it's really a place of understanding who has caused this crisis
164
492947
4755
Bu yüzden, insanların daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamalarını sağlamak için
08:17
and what needs to be done to make people live more sustainably.
165
497744
4296
bu krize kimin neden olduğunu anlamaya yönelik bir yer.
08:22
MR: And you've turned the focus, which I want to do,
166
502707
3295
Ve benim de yapmak istediğim gibi odağı
08:26
on your continent, Africa.
167
506044
2877
kendi kıtanız olan Afrika’ya çevirdiniz.
08:30
There are so many crises at the moment.
168
510965
2044
Şu anda pek çok sayıda kriz yaşanıyor.
08:33
There is, you know, a food crisis, a fuel crisis,
169
513676
3128
Gıda krizi, yakıt krizi,
08:36
there was the COVID crisis
170
516846
1501
KOVID krizi var
08:38
and a lack of equitable access to vaccines.
171
518347
3170
ve aşılara eşit erişim eksikliği söz konusu.
08:41
And behind that, and there all the time,
172
521559
2336
Ve bunun arkasında, her zaman
08:43
and much earlier, has been the climate crisis.
173
523895
2919
ve çok daha önce, iklim krizi vardı.
08:46
So how do you want the conference that we're going to see,
174
526856
5923
Peki, Kasım ayında Mısır’da düzenlenecek olan
08:52
the African Conference in Egypt in November, COP27,
175
532820
4922
Afrika Konferansı COP27′yi nasıl değerlendiriyorsunuz?
08:57
how do you see the priorities?
176
537784
1459
Öncelikleri nasıl görüyorsunuz?
08:59
What do you want to see happen?
177
539243
1502
Ne olmasını istiyorsunuz?
09:00
VN: When it comes to loss and damage,
178
540787
1876
Kayıp ve hasar söz konusu olduğunda,
09:02
the climate crisis is pushing so many communities beyond adaptation.
179
542705
4755
iklim krizi pek çok toplumu uyum sağlamanın ötesine itiyor.
09:07
When, you know, a family loses a family member,
180
547460
3962
Bir aile, aile üyelerinden birini kaybettiğinde,
09:11
you can adapt to a loss of life.
181
551464
2002
can kaybına uyum sağlayabilirsiniz.
09:13
You know, you've talked about the food crisis,
182
553508
3003
Biliyorsunuz, örneğin Afrika Boynuzu’nda 20 milyondan fazla
09:16
for example, in the Horn of Africa
183
556511
1793
insanın gıdaya erişememesine
09:18
that has left more than 20 million people with no access to food.
184
558346
3879
neden olan gıda krizinden bahsettiniz.
09:22
You can’t adapt to starvation.
185
562266
2419
Açlığa uyum sağlayamazsınız.
09:24
You know, when islands are being washed away
186
564727
3170
Adalar sular altında kaldığında
09:27
and being submerged by flooding or by the rising sea levels,
187
567939
4421
ya da deniz seviyesi yükseldiğinde, kaybolan adalara
09:32
it’s evident that you can’t adapt to lost islands or to sinking coastlines.
188
572401
4880
ya da batan kıyı şeritlerine uyum sağlayamayacağınız açıktır.
09:37
So this is where loss and damage comes in.
189
577323
2252
İşte bu noktada kayıp ve hasar devreye giriyor.
09:40
MR: One of the things about development is, you know,
190
580243
5171
Kalkınma ile ilgili konulardan biri de, sanayileşmiş ülkelerin ekonomilerini
09:45
industrialized countries built their economies on fossil fuel.
191
585456
3253
fosil yakıtlar üzerine inşa etmiş olmalarıdır.
09:49
And African countries have wanted to go as green as possible,
192
589085
3920
Afrika ülkeleri de mümkün olduğunca çevreci olmak istediler
09:53
but they haven't got the investment and support.
193
593047
2628
ancak yatırım ve destek alamadılar.
09:55
And some countries want to go more into the gas they found
194
595716
3587
Ve bazı ülkeler buldukları gaza ya da buldukları kömüre,
09:59
or the coal they've found,
195
599345
2336
özellikle de son zamanlarda
10:01
in particular, gas more recently.
196
601722
1794
gaza daha fazla yönelmek istiyorlar.
10:03
And pipelines.
197
603516
1168
Ve boru hatlarına da.
Bu konu hakkında yazmıştınız.
10:05
You've written about this.
198
605059
1251
10:06
You feel very strongly about this as a young African climate activist.
199
606352
3712
Genç bir Afrikalı iklim aktivisti olarak bu konuda çok hassas olmalısınız.
10:10
Tell us more.
200
610106
1293
Biraz daha anlatın.
10:11
VN: Yes, there is a very big challenge
201
611440
2920
Evet, şu anda pek çok Afrika ülkesinin
10:14
that so many African nations are facing right now.
202
614402
3420
karşı karşıya olduğu çok büyük bir zorluk var.
10:17
There is a pressure to transition to renewable energy.
203
617864
4087
Yenilenebilir enerjiye geçiş için bir baskı söz konusu.
10:21
There's a pressure to lift people out of energy poverty.
204
621993
4212
Aynı zamanda insanları enerji sefaletinden kurtarmak için bir baskı söz konusu.
10:26
But then there is no climate finance to do that.
205
626205
3337
Ancak bunu yapmak için bir iklim finansmanı yok.
10:29
So what is happening is that fossil fuel companies
206
629584
3461
Yani fosil yakıt şirketleri
10:33
are coming with all these deals for the gas or for the oil
207
633087
5422
farklı ülkelerdeki gaz ya da petrol için tüm bu anlaşmalarla
10:38
in the different countries.
208
638551
1293
geliyorlar.
10:39
MR: Because they're finding it harder in other regions.
209
639886
2585
Çünkü diğer bölgelerde işleri daha zor.
Kesinlikle.
10:42
VN: Exactly.
210
642513
1168
10:43
But then if the climate finance that is very much needed
211
643681
3587
Ancak bu ulusların ihtiyaç duyduğu
10:47
by these nations is delayed,
212
647310
2168
iklim finansmanı gecikirse,
10:49
they are being pressured to lift their communities
213
649478
2420
toplumlarını enerji kıtlığından kurtarmak için
10:51
out of energy poverty.
214
651898
1626
baskı altında kalırlar.
10:53
So, you know, that's what makes the climate crisis more than weather.
215
653524
4505
İşte iklim krizini hava durumundan daha önemli kılan da bu.
10:58
So now there is an issue of energy poverty.
216
658070
2837
Yani şimdi bir enerji kıtlığı sorunu var.
11:00
And we know that millions of people across Africa
217
660948
2586
Ve Afrika’da milyonlarca insanın
11:03
have no access to electricity.
218
663576
2586
elektriğe erişimi olmadığını biliyoruz.
11:06
So that's why the demands of climate finance are very clear.
219
666162
3837
İşte bu yüzden iklim finansmanının talepleri çok nettir.
11:10
We need the money to help communities, those that are on the front lines,
220
670041
4462
Ön saflarda yer alan topluluklara yardım etmek, insanlara yardım etmek
11:14
to help people, to lift people out of energy poverty.
221
674503
4004
ve insanları enerji yoksulluğundan kurtarmak için paraya ihtiyacımız var.
11:18
But in a more cleaner way, while transitioning to renewable energy.
222
678549
3754
Ancak yenilenebilir enerjiye geçerken daha temiz bir yolla.
11:22
MR: Would you make any exception for, you know,
223
682303
3670
Geçici bir çözüm olarak, sadece geçiş dönemi için,
11:25
the possibility of clean cooking gas as a temporary, just transition
224
685973
5381
çözümlerden biri olarak temiz pişirme gazı olasılığı için herhangi bir
11:31
to help, as one of the solutions,
225
691354
2002
istisna yapar mısınız,
11:33
there are other solutions to clean cooking
226
693356
2043
sanırım temiz pişirme
11:35
or getting, you know, electricity into homes.
227
695441
3796
veya evlere elektrik götürmek için başka çözümler de var.
11:39
I'm just wondering, I mean,
228
699237
1960
Merak ediyorum,
11:41
are you of the view that there's no room at all,
229
701239
3586
hiç yer olmadığı görüşünde misiniz,
11:44
because many people feel
230
704867
2294
çünkü pek çok kişi gelişmekte olan ülkelerin
11:47
the developing countries should have some leeway.
231
707203
3837
biraz hareket alanı olması gerektiğini düşünüyor.
11:51
Because of the very reason you gave,
232
711040
2211
Tam da sizin öne sürdüğünüz sebepten dolayı,
11:53
Africa is such a low emitter internationally
233
713292
3087
Afrika bu kadar düşük bir uluslararası düzeyde yayıcıdır
11:56
and yet has real development needs.
234
716420
3170
yine de gerçek kalkınma ihtiyaçları vardır.
12:00
I'm not talking about new infrastructure.
235
720925
2711
Yeni bir altyapıdan söz etmiyorum.
12:03
I'm talking about getting to people who need clean cooking
236
723678
4296
Temiz yemek pişirmekten ya da evinde elektriğe ihtiyacı olan
12:08
or who need electricity in their home.
237
728015
2336
insanlara ulaşmaktan bahsediyorum.
12:11
VN: Well, I think that when it comes to, you know,
238
731060
2377
Bence konu temiz yemek pişirmeye
12:13
clean cooking and getting electricity to people,
239
733437
3295
ve insanlara elektrik ulaştırmaya geldiğinde,
12:16
still we have to take the renewable way.
240
736732
2545
yine de yenilenebilir yolu tercih etmeliyiz.
12:19
Unfortunately, gas is unsustainable,
241
739318
2753
Ne yazık ki gaz sürdürülebilir değildir
12:22
and it can be very harmful to so many people.
242
742113
3211
ve pek çok insan için çok zararlı olabilir.
12:25
I know that when climate finance is made available,
243
745366
3170
İklim finansmanı sağlandığında pek çok dönüşümün
12:28
a lot of transformation can be made.
244
748577
2461
gerçekleştirilebileceğini biliyorum.
12:31
I run a project that I started in 2019,
245
751080
3086
2019′da başladığım bir projeyi yürütüyorum
12:34
and it involves the installation of solar panels
246
754166
2628
ve Uganda’daki okullara güneş panelleri
12:36
and eco-friendly cook stoves in schools in Uganda.
247
756794
3086
ve çevre dostu ocakların kurulmasını içeriyor.
12:39
I don't have, you know, specific climate finance
248
759880
3295
Bu proje için gelen belirli bir iklim finansmanına sahip değilim,
12:43
that is coming in for that project,
249
763217
1960
ancak GoFundMe aracılığıyla
12:45
but it's been different people that are supporting,
250
765219
3212
çevrimiçi olarak destek veren
12:48
you know, online through our GoFundMe.
251
768472
2211
çeşitli insanlar oldu.
12:50
And we've done installations in 31 schools now.
252
770683
3128
Ve şu ana kadar 31 okulda kurulum yaptık.
12:53
They have access to electricity through solar.
253
773811
3086
Güneş enerjisi sayesinde elektriğe erişimleri var.
12:56
You know, they have access to clean cooking
254
776897
2169
Bilirsiniz, çevre dostu ocaklar aracılığıyla
12:59
through eco-friendly cook stoves.
255
779066
1752
temiz yemek pişirmeye erişimleri var.
13:00
So I think the solutions are available.
256
780860
2461
Bence çözümler mevcut.
13:03
We just need political will and money to be available.
257
783362
3671
Sadece siyasi iradeye ve paraya ihtiyacımız var.
13:07
MR: So you would even say, you know,
258
787074
4296
Yani, örneğin, özellikle kadınların temiz yemek pişirmeye daha fazla erişim seçeneği
13:11
that you wouldn't even have gas as a temporary, just transition solution
259
791370
6340
elde etmelerine yardımcı olmak için geçici, sadece bir geçiş çözümü olarak
13:17
to help women, for example, in particular,
260
797752
2294
gaz bile kullanmayacağınızı
13:20
to get more choices of access to clean cooking?
261
800046
3378
söyleyebilir misiniz?
13:23
VN: We cannot bring gas.
262
803466
1418
Gaz getiremeyiz.
13:24
I believe there are more sustainable ways to help women.
263
804884
3336
Kadınlara destek olmanın daha kalıcı yolları olduğuna inanıyorum.
13:28
MR: So you you are very firm.
264
808220
1418
Yani oldukça kararlısınız.
13:29
VN: Yes.
265
809638
1168
Evet.
13:30
MR: I'd love you to talk more
266
810848
1585
Daha hızlı hareket edersek
13:32
about the Africa that could be there
267
812475
3461
Afrika’da olabilecekler hakkında daha fazla
13:35
if we move more quickly.
268
815978
1668
konuşmanızı isterim.
13:38
What would it mean?
269
818397
1502
Bu ne anlama gelir?
13:39
How do you see, for example, in wetlands,
270
819899
3295
Örneğin sulak alanlarda, şehirlerde
13:43
how do you see it in terms of what would change in cities?
271
823235
3838
nelerin değişeceğini öngörüyorsunuz?
13:48
What would change, I mean, yes, there would be electricity in households,
272
828449
3629
Ne değişecekti, yani evet, evlerde elektrik olacaktı,
13:52
but how else could there be significant difference
273
832119
5256
ama başka nasıl işlerde ve daha iyi geçim kaynaklarında
13:57
in jobs as well as in better livelihoods?
274
837375
4879
önemli bir fark olabilirdi?
14:02
VN: Yeah, I'll start by sharing something I told a friend of mine
275
842797
5338
Evet, Avrupa’dayken bir arkadaşıma söylediğim
14:08
while I was in Europe,
276
848135
2169
bir şeyi paylaşarak başlayacağım,
14:10
and we were going to take the train from one country to another.
277
850346
4171
bir ülkeden diğerine trenle gidecektik.
14:14
And I told him that if I had lots of money right now,
278
854558
3796
Ben de ona, eğer şu anda çok param olsaydı,
14:18
I would take this public transportation to my country, Uganda, as well.
279
858396
4546
bu toplu taşıma araçlarını ülkem Uganda’ya da götürebileceğimi söyledim.
14:23
So I think those are some of the things
280
863275
2419
Bence bunlar, işler yoluna girmeye başlarsa
14:25
that we could see happen if things start moving.
281
865694
3462
gerçekleşebileceğini görebileceğimiz şeylerden bazıları.
14:29
To see that public transportation is made more accessible,
282
869198
5297
Toplu taşımanın insanlar için daha erişilebilir, daha uygun fiyatlı
14:34
is made more affordable
283
874537
1543
ve aynı zamanda
14:36
and also more sustainable for people.
284
876122
2502
daha sürdürülebilir hale getirildiğini görmek.
14:38
Because when public transportation is made, you know,
285
878624
2920
Çünkü toplu taşıma insanlar için sürdürülebilir
14:41
sustainable and affordable for people,
286
881585
1877
ve uygun fiyatlı hale getirildiğinde,
14:43
it moves things very fast
287
883504
1752
bir yerden başka bir yere kolayca
14:45
because you can easily move from one place to another,
288
885297
2878
ama mümkün olan en sürdürülebilir şekilde
14:48
but in the most sustainable way possible.
289
888217
2461
gidebildiğiniz için işler çok hızlı ilerler.
14:50
So I think that when things start moving, actual money,
290
890719
3921
Bence işler hareketlenmeye başladığında, esas para,
14:54
because here what we are talking about is political will
291
894682
3420
çünkü burada söz konusu olan siyasi irade ve iklim finansmanının
14:58
and making climate finance available.
292
898102
2836
kullanılabilir hale getirilmesidir.
15:00
This is what will enable African nations to build more sustainable cities.
293
900938
4671
Afrika ülkelerinin sürdürülebilir şehirler inşa etmesini sağlayacak olan da budur.
15:05
MR: Yeah, you mentioned the projects that you are working on
294
905609
3671
Evet, kırsal okullarda güneş panelleri ve daha iyi bir ocak sistemine
15:09
in rural schools
295
909280
2002
sahip olmak için
15:11
to have solar panels and a better cook stove system.
296
911323
6674
üzerinde çalıştığınız projelerden bahsettiniz.
15:18
What other projects that you know of or that you've seen
297
918497
4380
Bildiğiniz, gördüğünüz ya da duyduğunuz başka hangi projeler
15:22
or that you've heard of particularly excite you?
298
922918
3879
sizi özellikle heyecanlandırıyor?
15:26
VN: So this project is really to educate young people about trees
299
926797
5506
Dolayısıyla bu proje gerçekten de gençleri ağaçlar konusunda eğitmek
15:32
and also to grow these trees with them.
300
932344
2294
ve onlarla birlikte bu ağaçları yetiştirmek içindir.
15:35
So what I've seen with her project is that she teaches, you know,
301
935014
4296
Projesinde gördüğüm kadarıyla okullardaki öğrencilere sadece ağaç dikmeyi değil
15:39
the students in schools to not only plant but to also grow the trees.
302
939351
4880
aynı zamanda ağaç yetiştirmeyi de öğretiyor.
15:44
MR: To nurture them.
303
944273
1168
Onları beslemek için.
15:45
VN: Exactly, nurture them.
304
945483
1376
Kesinlikle, beslemek için.
15:46
So I think that is something that I find very exciting.
305
946859
4379
Bence bu çok heyecan verici bir şey.
15:51
And also here in Uganda, I've seen, you know,
306
951280
2211
Ayrıca burada, Uganda’da,
15:53
different activists during different tree-planting projects,
307
953532
3629
farklı ağaç dikme projeleri sırasında farklı aktivistler gördüm,
15:57
especially fruit trees,
308
957203
2085
özellikle meyve ağaçları,
15:59
to help the communities where they're taking these trees
309
959288
3337
bu ağaçları götürdükleri toplulukların sadece çevresel açıdan değil,
16:02
to not only have, you know, trees for environmental reasons,
310
962666
3546
aynı zamanda meyve ağaçları oldukları için gıda açısından da ağaçlara
16:06
but also for food because they are fruit trees.
311
966212
2669
sahip olmalarına yardımcı olmak için.
16:08
MR: And sometimes for health as well.
312
968881
1835
Ve bazen de sağlık için.
16:10
VN: Exactly, yes.
313
970716
1376
Kesinlikle, evet.
16:12
So those are some of the things that I have seen here
314
972092
3712
Burada gördüğüm ve bana ilham veren şeylerden
16:15
that are very inspiring.
315
975846
1585
bazıları bunlar.
16:18
I remember being in a conversation at COP26,
316
978057
3962
COP26′da bazı yerli liderlerle yaptığım
16:22
and it was with some Indigenous leaders.
317
982019
4213
söyleşileri hatırlıyorum.
16:26
And one of the leaders said that usually before they make decisions,
318
986774
5714
Liderlerden biri, genellikle karar almadan önce
16:32
they always sit in a community and ask themselves,
319
992530
3920
bir topluluk içinde oturup kendilerine
16:36
will this decision be good for the children?
320
996492
2794
“Bu karar çocuklar için iyi olacak mı?” diye sorduklarını söyledi.
16:39
And if they say no,
321
999995
1877
Ve eğer hayır derlerse,
16:41
there is a possibility that it could harm the children in this way,
322
1001914
4546
çocuklara bu şekilde zarar verme olasılığı vardır,
16:46
then that immediately would disqualify that decision.
323
1006502
5130
o zaman bu kararı derhal iptal edeceklerdir.
16:51
So I do agree that there is a place of choosing the decisions,
324
1011674
5005
Dolayısıyla, çocukların korunmasını veya gezegenin korunmasını sağlayacak
16:56
like, making decisions that will ensure that children are protected
325
1016720
4839
kararlar almak gibi kararları seçmenin
17:01
or the planet is protected.
326
1021600
2002
bir yeri olduğuna katılıyorum.
17:03
And also, just to add something, in scripture I've read
327
1023602
3379
Ayrıca, bir şey eklemek istiyorum, okuduğum kutsal metinde
17:06
that says, you know, I've given you a choice of life and death,
328
1026981
4212
şöyle yazıyor, biliyorsunuz, size yaşam ve ölüm arasında bir seçenek sundum,
17:11
so you choose between life and death.
329
1031193
2461
bu yüzden yaşam ve ölüm arasında bir seçim yapın.
17:13
So when I bring it to the climate crisis,
330
1033946
3503
Konuyu iklim krizine getirdiğimde,
17:17
we have a choice.
331
1037491
1585
bir seçeneğimiz var.
17:19
A choice to either walk into a world that is beneficial for all of us
332
1039118
5755
Ya hepimiz için faydalı olan bir dünyaya doğru yürümek
17:24
or a choice that will take us into the world
333
1044915
3170
ya da bizi daha önce bazı insanlara zarar verebilecek
17:28
that may harm some people earlier,
334
1048085
2336
ama sonunda herkesi etkileyecek
17:30
but in the end it would impact everyone.
335
1050462
3170
bir dünyaya götürecek bir seçim.
17:33
So I do agree that we must make a choice.
336
1053674
2753
Bu yüzden bir seçim yapmamız gerektiğine inanıyorum.
17:36
MR: But I like that wisdom
337
1056427
1668
Ancak gelecek nesilleri
17:38
that you shouldn't take decisions
338
1058095
2169
olumsuz etkileyebilecek kararlar almamanız
17:40
that may impact wrongly on future generations.
339
1060264
4171
gerektiği yönündeki anlayışı seviyorum.
17:44
This gets back to oil and gas in Africa.
340
1064476
3712
Bu da Afrika’daki petrol ve gaza geri dönmemize neden oluyor.
17:48
You know, it sounds, you know, short term,
341
1068647
3128
Bilirsiniz, kulağa kısa vadeli gibi geliyor
17:51
but it's not actually short term
342
1071817
1543
ama aslında kısa vadeli değil
17:53
because putting in that infrastructure will take some years.
343
1073402
2836
çünkü bu altyapıyı kurmak yıllar alacak.
17:56
And by that time, and then we know it's actually adding to the problem.
344
1076280
3587
Ve o zamana kadar, bunun aslında soruna katkıda bulunduğunu biliyoruz.
18:00
Yeah, so it's a kind of very,
345
1080451
3753
Evet, tüm eylemlerin gelecekteki etkilerini
18:04
very good point to think about the future impacts of all actions
346
1084246
5839
ve özellikle de dediğiniz gibi çocuklarımız ve torunlarımız üzerindeki
18:10
and the impact particularly on, as you say, children and grandchildren.
347
1090085
3671
etkilerini düşünmek çok ama çok iyi bir nokta.
18:14
VN: Yeah, I believe that all life on Earth is sacred,
348
1094506
3712
Evet, dünya üzerindeki tüm yaşamın kutsal olduğuna
18:18
and I believe that there is an intersection,
349
1098260
3670
ve gezegendeki tüm yaşamın bir kesişme noktası olduğuna
18:21
or interconnection of all life on the planet.
350
1101930
3671
ya da birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyorum.
18:25
And just to really add on that,
351
1105601
2377
Şunu da eklemek isterim ki,
18:27
in my tribe, I am a Muganda by tribe,
352
1107978
3587
benim kabilemde, ben kabile olarak bir Mugandayım,
18:31
we have different clans.
353
1111565
2002
farklı klanlarımız var.
18:33
And I mean, the Njovu clan, njovu means elephant.
354
1113609
3295
Mesela Njovu klanı, njovu fil demek.
18:37
So recently I got to learn that you know,
355
1117237
3212
Yakın zamanda öğrendiğime göre,
18:40
one of the reasons for putting the clans was to preserve wildlife.
356
1120491
4796
klanların kurulma nedenlerinden biri de vahşi yaşamı korumakmış.
18:46
And what happens with the clans
357
1126121
2419
Ve klanlarda olan şey,
18:48
it means if I'm in the elephant clan,
358
1128582
3003
eğer fil klanındaysam,
18:51
I can't eat an elephant.
359
1131585
2002
bir fili yiyemeyeceğim anlamına geliyor.
18:53
I cannot harm or kill an elephant.
360
1133629
3837
Bir file zarar veremem ya da onu öldüremem.
18:57
So it will be the same for another person who is maybe in a lion clan.
361
1137466
4713
Dolayısıyla, belki aslan klanında olan başka bir kişi için de aynı şey olacaktır.
19:02
And there are different clans,
362
1142221
2043
Ve farklı klanlar vardır,
19:04
you find that there are different clans of tree species
363
1144264
2962
ağaç türlerinin veya bitki türlerinin veya hayvanların
19:07
or plant species or animals or marine species.
364
1147267
4255
veya deniz türlerinin farklı klanları olduğunu görürsünüz.
19:11
And in that way,
365
1151563
1710
Ve bu şekilde,
19:13
that was the wisdom to preserve the different animals
366
1153273
4547
farklı hayvanları, farklı bitkileri ve farklı ağaçları korumanın
19:17
and the different plants and the different trees.
367
1157861
2920
erdemi buydu.
19:20
So I do believe that in a way there is a connection between, you know,
368
1160781
6006
Dolayısıyla, bir şekilde bu dünya’daki farklı yaşam türleri arasında
19:26
the different kinds of life on this Earth.
369
1166829
3253
bir bağlantı olduğuna inanıyorum.
19:30
MR: And what I wanted to ask you about is the importance, if you think so,
370
1170708
5338
Size sormak istediğim şey, kuşaklar arası sohbetin önemi hakkında
19:36
of intergenerational conversation.
371
1176088
2294
ne düşündüğünüz.
19:38
VN: So I do believe that we need an intergenerational conversation
372
1178424
5297
Dolayısıyla iklim krizini ele almak için nesiller arası bir konuşmaya ihtiyacımız
19:43
to address the climate crisis,
373
1183762
2127
olduğuna inanıyorum, çünkü ben
19:45
because I am not the first climate activist in the whole world.
374
1185931
4963
tüm dünyadaki ilk iklim aktivisti değilim.
19:50
And I know that, you know,
375
1190936
1627
Ve biliyorum ki, biliyorsunuz,
19:52
the movement is not the first movement in the whole world.
376
1192604
3379
bu hareket tüm dünyadaki ilk hareket değil.
19:56
I know that there have been people who have been organizing and mobilizing,
377
1196024
4755
Uzun yıllardır iklim adaleti ya da hepimiz için
20:00
you know, for so many years,
378
1200821
1919
daha iyi bir çevre talebiyle örgütlenen
20:02
demanding for, you know, climate justice or a better environment for all of us.
379
1202781
5673
ve harekete geçen insanlar olduğunu biliyorum.
20:08
I know that you've been doing incredible work as well,
380
1208495
3796
Sizin de çevre için inanılmaz işler
20:12
you know, for the environment.
381
1212291
1585
yaptığınızı biliyorum.
20:13
So I believe I have something to learn from you
382
1213917
5631
Bu yüzden sizden ve benden çok önce bu işe başlamış olan
20:19
and many other people
383
1219590
1710
diğer pek çok kişiden
20:21
who started this work way before I did.
384
1221341
3379
öğreneceğim şeyler olduğuna inanıyorum.
20:24
And I also believe there is a place for them to learn from me as well.
385
1224762
4337
Ayrıca onların da benden öğrenecekleri bir şeyler olduğuna inanıyorum.
20:29
So I think it's a place of bridging the different wisdoms
386
1229141
5922
Bence burası, eski neslin ve genç neslin
20:35
of the older generation and the younger generation
387
1235063
3337
farklı bilgelikleri arasında köprü kurarak
20:38
to come up with that one conversation.
388
1238400
2419
tek bir konuşma yapmak için uygun bir yer.
20:40
Because, you know,
389
1240861
1293
Çünkü biliyorsunuz,
20:42
the fight is not just for the younger generation.
390
1242196
4212
bu mücadele sadece genç nesil için değil.
20:46
The fight is for everyone.
391
1246450
1835
Bu mücadele herkes için.
20:48
MR: So Vanessa, how do you see the increasing climate shocks basically,
392
1248285
3962
Vanessa, temelde artan iklim şoklarının ve etkilerinin
20:52
and impacts impacting on the rights of people in African countries?
393
1252289
5172
Afrika ülkelerindeki insanların haklarını nasıl etkilediğini düşünüyorsun?
20:58
VN: I will first of all mention something I remember in school
394
1258045
4087
Öncelikle okulda haklar konusunda öğretilen
21:02
that was taught about rights.
395
1262174
2044
bir şeyden bahsedeceğim.
21:04
So being told that people have the right to clean air
396
1264259
3754
İnsanların temiz hava, su ya da barınma hakkına
21:08
or people have the right to water or to housing,
397
1268055
4212
sahip olduğu söyleniyor ve bunlar tam da
21:12
and these are the very things that the climate crisis is destroying.
398
1272267
5923
iklim krizinin yok ettiği şeyler.
21:18
When it comes to water sources,
399
1278232
2002
Su kaynakları söz konusu olduğunda,
21:20
we know that for so many people, so many communities,
400
1280234
3253
pek çok topluluğun kurak dönemler yaşadıklarında
21:23
when they experience dry spells,
401
1283487
2169
su aramak için
21:25
they have to walk long distances to look for water.
402
1285697
4296
uzun mesafeler yürümek zorundaka kaldıklarını biliyoruz.
21:30
And, you know, when it comes to housing,
403
1290327
2586
Barınma konusuna gelince,
21:32
we know that many people have lost their homes
404
1292955
3128
pek çok insanın sel ve toprak kaymaları nedeniyle
21:36
because of flooding, because of landslides.
405
1296124
2420
evlerini kaybettiğini biliyoruz.
21:38
We've had recent floods in Mbale region here in Uganda.
406
1298544
5588
Uganda’nın Mbale bölgesinde kısa süre önce sel felaketi yaşandı.
21:44
And thousands of people were displaced, and their homes were destroyed.
407
1304132
5631
Binlerce insan yerinden edildi ve evleri tahrip oldu.
21:49
So it's really a place of understanding
408
1309805
2794
Dolayısıyla,
okulda bize öğretilen hakların iklim krizinden
21:52
that the very rights that we were taught in school, you know,
409
1312599
4088
21:56
they are being affected by the climate crisis.
410
1316687
4129
etkilendiğinin anlaşıldığı bir yer burası.
22:00
Many times women are on the front lines of the climate crisis.
411
1320858
3878
Kadınlar çoğu zaman iklim krizinin ön saflarında yer almakta.
22:04
And this is because for many communities,
412
1324778
2836
Çünkü pek çok toplumda
22:07
women have the responsibilities of providing food,
413
1327656
3462
kadınlar ailelerine yiyecek ve su sağlama
22:11
providing water for their families.
414
1331118
1710
sorumluluğuna sahiptir.
22:12
MR: Many are farmers.
415
1332828
1209
Birçoğu çiftçi.
Aynen öyle. Yani, bilirsiniz, mahsuller
22:14
VN: Exactly. So when, you know, crops are drying
416
1334037
3546
22:17
because of, you know, too much heat,
417
1337624
2586
çok fazla sıcak nedeniyle kuruduğunda,
22:20
it's the women that are on those farms.
418
1340210
2628
çiftliklerde bununla başa çıkan yine kadınlardır.
22:23
When the farms are destroyed or washed away,
419
1343171
3421
Çiftlikler yıkıldığında ya da sular altında kaldığında,
22:26
it's the women that are impacted,
420
1346633
2503
bundan etkilenenler kadınlar oluyor,
22:29
they are the ones working on those farms.
421
1349177
2628
çünkü o çiftliklerde çalışanlar onlar.
22:31
When water systems dry out,
422
1351805
1543
Su kaynakları kuruduğunda,
22:33
it's women that have to walk very long distances.
423
1353348
3128
çok uzun mesafeleri yürümek zorunda kalanlar kadınlar oluyor.
22:36
For some communities, it's even worse for, you know, children,
424
1356476
4171
Bazı topluluklar için durum daha da vahim; çocuklar,
22:40
especially girls, who have to drop out of school.
425
1360689
3253
özellikle de kız çocukları okulu bırakmak zorunda kalıyor.
22:43
Some are forced into early marriages,
426
1363942
2878
Bazıları erken evliliğe zorlanıyor,
22:46
because their families can't take them to school anymore.
427
1366820
2836
çünkü aileleri onları artık okula götüremiyor.
22:49
And when they get them married off,
428
1369698
1835
Ve onları evlendirdiklerinde,
22:51
they expect a bride price
429
1371533
2002
iklim etkilerinden kurtulmalarına
22:53
that can help them recover from the climate impacts.
430
1373535
3337
yardımcı olabilecek bir başlık parası bekliyorlar.
22:56
So it's really evident
431
1376872
1251
Dolayısıyla iklim krizinin
22:58
that the climate crisis disproportionately affects so many girls
432
1378165
4254
Uganda, Afrika ve dünya genelinde çok sayıda kız çocuğunu
23:02
and so many women across Uganda,
433
1382461
3420
ve kadını orantısız bir şekilde etkilediği
23:05
across Africa and across the world.
434
1385881
2836
çok açık.
23:09
MR: I wonder what kind of message you would give
435
1389384
4171
Bu konuşmanın sonunda
23:13
you know, just at the end of this conversation,
436
1393597
3211
herkesin ne yapabileceğine dair
23:16
a final message of what action everybody can take.
437
1396808
3087
nasıl bir mesaj vereceğinizi merak ediyorum.
23:20
And now I'm not talking about Africa.
438
1400812
1794
Ve şimdi Afrika’dan bahsetmiyorum.
23:22
I'm actually talking more about the world
439
1402606
2002
Aslında daha çok, örneğin fosil yakıtlardan
23:24
that needs to move more quickly
440
1404650
3795
daha hızlı bir şekilde uzaklaşması gereken
23:28
out of fossil fuel, for example.
441
1408487
1668
bir dünyadan bahsediyorum.
23:30
But what message would you have
442
1410197
2836
Peki bu konuşmayı dinleyenler için
23:33
for those who are listening to this conversation?
443
1413033
3462
ne gibi bir mesaj verebilirsiniz?
23:36
VN: Yeah, I would first of all, say that many times, you know,
444
1416870
3962
Evet, öncelikle şunu söyleyebilirim ki iklim krizi çoğu zaman
23:40
the climate crisis seems very complex.
445
1420874
2920
çok karmaşık görünüyor.
23:43
And many people want to do something,
446
1423835
2378
Birçok insan bir şeyler yapmak istiyor,
23:46
but they don't know exactly what they can do.
447
1426254
2795
ancak tam olarak ne yapabileceklerini bilmiyorlar.
23:49
But there are so many things that can be done.
448
1429383
2419
Ancak yapılabilecek pek çok şey var.
23:51
And you know, we all won't do everything.
449
1431802
4921
Ve biliyorsunuz, hepimiz her şeyi yapamayız.
23:56
But it's finding that thing that will transform something.
450
1436765
3795
Ama asıl mesele, bir şeyi dönüştürecek o şeyi bulmaktır.
24:00
You know, no one is too small to make a difference
451
1440978
2335
Biliyorsunuz, kimse bir fark yaratmak için küçük değildir
24:03
and no action is too small to transform the world.
452
1443355
2419
ve hiçbir eylem de değişim için çok küçük değildir.
24:05
It's like we are all one body,
453
1445816
1960
Sanki hepimiz tek bir bedeniz
24:07
and every part of that body has different actions.
454
1447818
2836
ve bu bedenin her bir parçasının farklı işlevleri var.
24:10
So it's a place of finding your part and lot in the body and say,
455
1450696
3837
Yani bu, bedende kendi rolünüzü ve payınızı bulduğunuz ve “Ben bunu yapardım”
24:14
I would do this.
456
1454574
1127
dediğiniz bir yer.
24:15
That if you are in law,
457
1455742
1877
Hukukçuysanız,
24:17
we did an event about law together --
458
1457661
3128
birlikte hukukla ilgili bir etkinlik yaptık --
24:20
MR: Yes, at COP26.
459
1460831
1793
Evet, COP26′da.
24:22
VN: At COP26.
460
1462666
1209
COP26′da.
24:23
So if you are in law,
461
1463917
1668
Hukukçuysanız,
24:25
you can find your place in what you're doing
462
1465585
3045
bir avukat ya da yargıç olarak yaptığınız işte
24:28
that as a lawyer or as a judge,
463
1468672
2336
kendinize bir yer bulabilir,
24:31
you're going to support different activists
464
1471049
2002
farklı aktivistleri destekleyebilirsiniz
24:33
because you've seen activists take, you know,
465
1473093
2127
çünkü aktivistlerin
24:35
different cases to court in regards to climate issues.
466
1475220
4129
iklim sorunlarıyla ilgili farklı davaları mahkemeye taşıdıklarını görmüşsünüzdür.
24:39
That if you're a teacher,
467
1479683
1626
Öğretmenseniz,
24:41
you're going to use your space as a teacher in school
468
1481309
3129
okuldaki alanınızı öğrencilere öğretmek, onlara sadece
24:44
to teach the students,
469
1484479
1669
neler olduğunu değil,
24:46
to tell them not only about what is happening,
470
1486189
2753
neler yapabileceklerini de
24:48
but about what they can do.
471
1488942
1794
anlatmak için kullanırsınız.
24:50
So it's really a place of finding your part in the body
472
1490736
4337
Yani burası gerçekten de vücuttaki rolünüzü bulma
24:55
and just doing your part,
473
1495115
1710
ve üzerinize düşeni yapma yeridir,
24:56
because in the end,
474
1496825
1335
çünkü sonuçta
24:58
when we put all the different actions
475
1498201
2628
vücudun farklı üyelerinin tüm farklı eylemlerini
25:00
of the different members of the body,
476
1500829
1919
bir araya getirdiğimizde
25:02
we actually transform the whole world.
477
1502748
2127
aslında tüm dünyayı dönüştürmüş oluruz.
25:04
MR: Yeah.
478
1504916
1168
Evet.
25:06
Well, Vanessa, all I can say is I have really enjoyed this conversation.
479
1506084
3420
Vanessa, tek söyleyebileceğim bu sohbetten gerçekten keyif aldığımdır.
25:09
And I hope you have.
480
1509504
1168
Umarım sen de almışsındır.
25:10
VN: Yes, I have, thank you so much.
481
1510714
1793
Evet aldım, çok teşekkür ederim.
25:12
It was a lovely conversation, and I had so much to learn from you.
482
1512549
4338
Çok hoş bir sohbetti ve sizden öğreneceğim çok şey vardı.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7