A Bold Plan to Transform Access to the US Social Safety Net | Amanda Renteria | TED

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Ramazan Şen

My dad's first lesson to me was,

Babamın bana öğrettiği ilk ders şuydu:

"Look people in the eye, mi hija,

“İnsanların gözünün içine bak, kızım

make sure people see you and you see them."

ve insanların seni gördüğünden ve senin de onları gördüğünden emin ol.”

He has been a proud janitor, farm worker, shoe shiner,

O her daim gururlu bir hademe, çiftçi, ayakkabı boyacısı,

home builder and small business owner.

inşaat ustası ve küçük esnaf olmuştur.

He has seen the world from so many different lenses

Şu zamana kadar dünyayı o kadar çok farklı mercekten görmüş ki

and has lots of stories to tell.

anlatacak bir sürü hikayesi var.

But there's one I've never been able to get out of my head.

Ama aklımdan çıkaramadığım bir hikayesi var.

A story when my dad was a young kid.

Babamın küçük bir çocuk olduğu zamana ait bir hikaye.

He and my tio Milo knew exactly when the trucks would come in.

O ve amcam Milo, kamyonların tam olarak ne zaman geleceğini bilirdi.

Under the freeway, just as the sun set,

Otobanın altında, güneş daha yeni batmışken

they jumped the fence to get into the dump.

çöplüğe girmek için çitten atlıyorlar.

And as they waited for the trucks,

Kamyonları beklerken de

kimin en iyi yiyeceği bulacağına dair iddiaya giriyorlar.

they'd make bets on who would find the best food.

An uneaten apple they could clean,

Temizleyebilecekleri yenmemiş bir elma,

a perfect banana, sometimes a candy bar or a wrapped sandwich.

mükemmel bir muz, bazen bir şeker ya da paketli bir sandviç.

And then they'd grab whatever they could find,

Sonra da ne bulurlarsa alırlar

and save the very best to bring home

ve en iyilerini daha küçük kardeşlerine vermek üzere eve getirirlerdi.

to their even younger brothers and sisters.

I hate that story.

Bu hikâyeden nefret ediyorum.

But I share it

Fakat paylaşıyorum

because we can't solve what we can't see.

çünkü göremediğimiz şeyi çözemeyiz.

In 1936,

1936′da

this image of the migrant mother

göçmen annenin bu resmi

captured the living conditions in the West,

Batı’daki yaşam koşullarını yansıtıyordu

showing lawmakers what people were going through.

ve meclis üyelerine insanların yaşadıklarını gösteriyordu.

After it published,

Resim yayımlandıktan sonra,

the United States government sent 20,000 pounds of food,

ABD hükümeti 9.071 kilogram gıda gönderdi

and that image solidified support

ve bu resim Amerika’daki ilk güvenlik ağı programına desteği arttırdı.

for the very first safety-net programs in America.

Yet still today, more than 37 million Americans are still living in poverty.

Fakat bugün 37 milyondan fazla Amerikalı hâlâ yoksulluk çekiyor.

One in six kids.

Altı çocuktan biri.

As a student of economics and a career public servant,

Bir iktisat öğrencisi ve kamu görevlisi olarak

I know we've been at this for a long time.

uzun zamandır bu konuyu tartıştığımızı biliyorum.

But it's my work today that has given me the hope

Fakat bugünkü işim

yoksulluğu sonunda bitirebileceğimizin umudunu bana verdi.

that we can finally end poverty as we know it.

And here's why.

İşte bu da nedeni.

Right now, there are 80 public benefit programs

Şu anda ülke çapında 80 kamu yararı programı bulunuyor,

all across the country,

intended to provide critical anti-poverty resources.

önemli yoksulluk karşıtı kaynaklar temin etmeyi amaçlıyorlar.

Yet an estimated 60 billion dollars in benefits

Fakat gelirdeki yaklaşık 60 milyar dolar

go unclaimed every year.

her yıl sahipsiz çıkıyor.

Sixty billion.

Altmış milyar.

I believe, in large part, due to complicated,

Bana kalırsa bunun nedeni hizmet ettikleri insanları görmek için tasarlanmamış

outdated systems

that weren't designed to see the people they serve.

karmaşık, eski sistemlerden dolayı.

I want you to imagine for a moment that you lost your job,

İşinizi kaybettiğinizi

ve eve nasıl ekmek götüreceğinizi bilmediğinizi hayal etmenizi istiyorum.

and you don't know how you're going to put food on the table.

But you hear about this government program that can help.

Ama sonra bu hükümet programını duyuyorsunuz

ve başvuru sürecine başlıyorsunuz.

And you begin the process of applying.

Fark ettiğiniz ilk şey,

The first thing you realize is

interneti olan tek şeyiniz olan telefonunuzdan başvuramadığınız oluyor

you can't do it on the only online connection you have, your phone,

because the only way to apply online is through a desktop computer.

ve çevrimiçi başvuru yapmak için masaüstü bir bilgisayar gerekiyor.

So you head to the community library, you go through screen after screen,

Bu yüzden halk kütüphanesine gidip sayfa üstüne sayfa atlıyor,

answering close to 200 questions,

200′e yakın soruyu cevaplıyor

wading through confusing instructions.

ve kafa karıştırıcı yönergeleri tamamlıyorsunuz.

It feels a little bit like a game of gotcha,

Adeta bir ebelemece oyunu gibi,

except your benefits are at risk.

alacağın yardımın risk altında olması dışında tabii.

Now, if you're from a place like my hometown,

Eğer benim memleketim gibi küçük, çiftçilik yapan bir kasabadan geliyorsanız

a small rural farming town,

there isn't an easily accessible public venue with desktop computers.

çoğu zaman masaüstü bilgisayarlara sahip halka açık bir yer yoktur,

So you have to find a ride to the nearest social services office,

dolayısıyla yaklaşık 48 km uzaklıktaki

en yakın sosyal hizmetler ofisine gitmenin bir yolunu bulmak zorundasınız.

maybe 30 miles away.

When you get there,

Oraya vardığınızda ise

you have to walk through metal detectors with two security guards,

başında iki güvenlik görevlisi duran metal detektörlerden,

past a long table of scattered paper forms into the main waiting room.

dağılmış formlarla dolu uzun bir masadan ana bekleme odasına geçmek zorundasınız.

It's loud, and there's a long line leading to that service counter.

İçerisi gürültülü

ve gişede uzun bir sıra var.

When you get to the front of it,

Sıra size geldiğinde ise

you're met with a thick, clouded sheet of bulletproof glass

sonunda size yardım edebilecek kişiden sizi ayıran

separating you from someone who could finally help.

buğulu, kalın ve kurşun geçirmez bir camla karşılaşıyorsunuz.

That has been the system in America for many communities like mine.

Amerika’da benimkisi gibi birçok toplumda işleyen sistem bu.

So it's no wonder that 14 million Americans aren't enrolled

Bu yüzden 14 milyon Amerikalının

gıda ve çocuk programlarına yazılmamasına

in child and food nutrition programs,

or that six million are missing health care benefits.

veya altı milyonun sağlık hizmetlerinden yararlanmamasına şaşmamak gerek.

Technology has changed almost every aspect of our lives.

Teknoloji hayatlarımızın neredeyse her yönünü değiştirdi.

It's made things faster, more efficient, automatic.

Her şeyi daha hızlı, daha etkili ve otomatik yaptı.

We need to do the same for people seeking benefits.

Yardım isteyen insanlar için de aynısını yapmalıyız.

I work for an organization called Code for America.

Code for America adında bir kuruluş için çalışıyorum.

We deploy human-centered technology,

İnsan merkezli bir teknoloji kullanıyoruz;

the kind that respects you from the start,

size en başından saygı duyan,

meets you where you are,

sizi dinleyen

provides an easy, positive experience.

ve olumlu bir deneyim sunan türden bir teknoloji.

And our research has shown

Araştırmalarımız gösteriyor ki aşmamız gereken dört unsur var.

there are four factors we need to overcome.

First, we know that far more people have access to the internet

Birincisi, daha fazla insanın masaüstü bir bilgisayardansa

telefonlarından internete erişimi olduğu.

on their phone than a desktop computer.

So applications should be online and mobile-friendly.

Bu yüzden başvurular çevrimiçi yapılıp mobil uyumlu olmalı.

Second, lots of people are falling off because the process is complicated.

İkincisi, birçok kişinin sürecin karışık olmasından dolayı

başvuruyu yarıda bırakmaları.

So applications need to be simple and easy to use.

Dolayısıyla başvurular kolay ve basit olmalı.

Third, we know that people who are eligible for one program,

Üçüncüsü de gıda yardımı gibi bir program için uygun olan kişilerin

like food assistance,

are pretty likely to be eligible for another, like health care.

sağlık hizmeti gibi başka bir yardıma daha ihtiyaç duyduğunu biliyoruz.

So let's combine processes where we can.

Bu yüzden bu işlemleri olabildiğince birleştirelim.

And finally, we know there are unseen heroes in government --

Son olarak da devlette gizli kahramanların olduğunu biliyoruz

caseworkers, social workers --

- sosyal hizmet görevlileri -

on the front lines, navigating old systems.

ön cephedeler ve bu eski sistemleri kullanıyorlar.

We can equip them with the data and tools to streamline their efforts.

Onları çabalarını kolaylaştıracak veri ve araçlarla donatabiliriz.

Here's what California's food assistance used to look like.

Kaliforniya’nın gıda yardımı eskiden böyle gözüküyordu.

183 questions, 51 pages of screens available only by desktop computer.

183 soru, sadece masaüstü bilgisayarla erişilebilen 51 sayfalık ekran.

We took that application and redesigned it.

Bu başvuruyu alıp yeniden tasarladık.

This is GetCalFresh,

Bu, GetCalFresh;

a mobile-first application available 24 hours a day

birçok dilde mevcut, günün 24 saati erişilebilen

in multiple languages, with chat support.

canlı desteği olan mobil cihaz öncelikli başvuru.

(Applause)

(Alkış)

California's food assistance application

Kaliforniya’nın gıda yardımı başvurusu,

went from one of the most complex in the nation

ülkedeki en karmaşık başvurulardan birinden

to being recognized as one of the easiest application experiences of any state.

en kolay başvurulardan birine dönüştü.

For 10 years we had been working with multiple states

10 yıldır birçok eyaletle beraber bunun gibi projeler üstünde çalışıyoruz,

on projects just like that,

showing the importance and potential of digital delivery of benefits.

dijital yardım başvurularının önemini ve potansiyelini gösteriyoruz.

And that's when the pandemic hit.

Sonra da pandemi vurdu.

And these images in West Valley, Utah; San Antonio, Texas;

Bu görüntüler West Valley, Utah; San Antonio, Teksas

Pittsburgh, Pennsylvania.

ve Pittsburgh, Pensilvanya’dan.

Parking lots filled with families waiting for food.

Otoparklar gıda bekleyen ailelerle dolu.

America could finally see what we had been seeing for a decade.

Amerika on yıldır şahit olduğumuz şeyi nihayet görebiliyordu.

The growing number of people in poverty and communities left out

Yoksulluk içindeki insanların artan sayısı

ve sorunlu sistemin neticesinde dışlanan toplumlar.

as a result of failing systems.

Our phone started ringing.

Telefonumuz çalmaya başladı.

From Washington to Maryland,

Washington’dan Maryland’e kadar

we helped states distribute 600 million dollars in benefits

eyaletlerin 600 milyon doları okul öğle yemeği programları için

to kids in school lunch programs.

çocuklara dağıtmasına yardım ettik.

Louisiana used our best practices tools in notifying people.

Louisiana, insanları bilgilendirmek için bizim en iyi uygulamalarımızı kullandı.

They proactively sent out more than 40 million texts to residents

Bölge sakinlerine önemli hizmetlere nasıl ulaşılacağı hakkında

erken davranarak 40 milyondan fazla mesaj gönderdiler.

on how to access critical services.

And in Minnesota, we developed an all-in-one application

Minnesota’da ise dokuz farklı güvenlik ağı yardımı için

for nine different safety-net benefits.

tek bir başvuru geliştirdik.

That can be completed in less than 14 minutes.

Hem de 14 dakikadan az bir sürede tamamlanabiliyor.

(Applause)

(Alkış)

Nearly 200,000 people immediately applied in the first six months.

Neredeyse 200.000 kişi ilk altı ay içinde hemen başvuru yaptı.

And for the first time ever,

İlk kez,

Minnesota's system integrated to reach all sovereign tribal nation members.

Minnesota’nın sistemi egemen tüm kabile üyelerine ulaşabilmeyi başardı.

(Applause)

(Alkış)

That's what is possible,

İşte bu mümkün

and this is the moment to keep going,

ve yola devam etmenin,

redesigning our safety net for a new time and a new age.

yeni bir zaman ve devir için güvenlik ağımızı yeniden tasarlama zamanı.

And we can do it all across the country, as governments reset.

Hükümetler değişse bile bunu tüm ülkede yapabiliriz.

Over the next seven years,

Sonraki yedi yıl boyunca,

we will partner to redesign systems to unlock 30 billion dollars in benefits

en az 15 eyalette uygun görülen 13 milyon insan için

for 13 million eligible people in at least 15 states.

30 milyar dolar kullanmak üzere sistemleri düzenlemek için iş birliği yapacağız.

We will bring data scientists and engineers,

Veri bilimcilerini ve mühendisleri

technologists and researchers together,

teknoloji uzmanları ve araştırmacılarla buluşturacağız,

sitting side by side with government teams.

devletin ekipleriyle yan yana oturacaklar.

And our Safety Net Innovation Lab will improve upon and share best practices

Güvenlik Ağı Yenileme Laboratuvarımız ise

her hükümet yararlanabilsin diye

so that every government can benefit.

en iyi uygulamaları geliştirecek ve paylaşacak.

Because at the heart of our audacious goal

Çünkü gözü pek hedefimizin temelinde,

is to show the world what’s possible when we use the best tools we have today:

bugün sahip olduğumuz en iyi araçları kullandığımızda

neyin mümkün olduğunu tüm dünyaya göstermek yatıyor:

human-centered technology and government.

insan merkezli bir teknoloji ve devlet.

So that families aren’t waiting in parking lots for resources.

Aileler otoparklarda beklemesinler diye

Or kids,

veya çocuklar,

growing up like my dad,

babam gibi büyüyen çocuklar

aren't searching for food by whatever means possible.

ne pahasına olursa olsun yemek aramasınlar diye.

Then, then we will see

Ondan sonra,

her çocuğun gerçek potansiyelini göreceğiz.

the true potential of every kid.

And that's the calling of this moment to redesign our systems

Herkesi, her bir insanı görmek için

sistemlerimizi yeniden tasarlama zamanı.

to see people, all people.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause and cheers)

(Alkış ve tezahürat)