The Difference Between False Empathy and True Support | Chezare A. Warren | TED

71,043 views ・ 2024-06-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Bilal Aytekin Gözden geçirme: Şebnem Altundaş
00:04
Has anybody else been wearing glasses your entire life?
0
4459
4546
Hayatı boyunca gözlük takmış başka kimse var mı?
00:09
OK.
1
9631
1168
Tamamdır.
00:10
And if not you, perhaps you know someone who has.
2
10840
3879
Kendiniz değilse de belki böyle birini tanıyorsunuzdur.
00:15
Like, I cannot remember a time when I did not have these things, right?
3
15011
4004
Gözlük takmadığımı hatırlamıyorum ben, tamam mı?
00:19
Exhibit A.
4
19391
1126
Şekil A.
00:20
(Laughter)
5
20976
1876
(Kahkahalar)
00:22
And then -- ain't he cute?
6
22852
1877
Ne tatlı, değil mi?
00:24
And then I remember turning 25 many moons ago,
7
24771
5005
Çok zaman önce, 25 yaşına girdiğimde
00:29
and I had this fabulous birthday party being planned, right?
8
29776
3003
çok güzel bir doğum günü partisi hazırlıyorlardı, tamam mı?
00:32
Chicago, penthouse on a lake.
9
32821
2335
Chicago’da, göl kenarında çatı katı.
00:35
It was going to be gorgeous.
10
35156
1377
Muhteşem olacaktı.
00:36
And this is from that photo shoot.
11
36575
1626
Bu o günkü çekimlerden.
00:38
(Laughter)
12
38785
1293
(Kahkahalar)
00:40
You had to have a photo shoot.
13
40120
1460
Çekim olmazsa olmaz.
00:41
So I ordered these contacts
14
41580
2794
Lens sipariş etmişim.
00:44
because, you know, I'm going without glasses,
15
44374
2252
Gözlüksüz gideceğim ya.
00:46
but the contacts never come.
16
46668
1460
Ama lens bir türlü gelmiyor.
00:48
So I show up to the party, no contacts, no glasses.
17
48169
2837
Bu yüzden partiye bir gittim, ne gözlük var ne lens.
00:51
I can't see a doggone thing.
18
51006
1376
Bir halt göremiyorum.
00:52
(Laughter)
19
52382
1126
(Kahkahalar)
00:54
A for effort, but it was definitely a failed mission.
20
54050
2628
Takdire şayan bir çaba ama net bir mağlubiyet.
00:56
Nonetheless, here I am in my 40s
21
56678
3170
Her şeye rağmen, bugün karşınızda,
00:59
with my stylish but indispensable Coke bottles,
22
59889
2795
tarz olduğu kadar vazgeçilmez şişe dibi gözlükleri
01:02
helping me to see clearly
23
62726
1668
kendine ve etrafındakilere zarar vermesini önleyen kırklarında bir adam duruyor.
01:04
so that I'm not a danger to myself or anybody else.
24
64436
3253
01:08
Beyond wanting to share a picture of me as an adorable child
25
68231
4838
Tatlı bir çocukluk resmimi paylaşmak
01:13
or reminisce on my youth gone by,
26
73069
2336
veya uzak gençliğimi hatırlama isteğimin ötesinde,
01:15
all this talk about seeing reminds me of a very widely known
27
75447
4588
tüm bu görme muhabbeti bana çok yaygınca bilinen ama yanlış anlaşılan
01:20
but misunderstood concept: empathy.
28
80076
2628
bir kavramı hatırlatıyor: empati.
01:23
See, I've been studying empathy for the last 15 years.
29
83538
3337
On beş yıldır empati üzerine çalışıyorum.
01:26
And at its core, empathy is how we see plus what we see.
30
86916
4255
Özünde, empati neyi nasıl gördüğümüzdür.
01:31
How we see is rooted in our personal experience.
31
91212
2878
Nasıl gördüğümüz kişisel deneyimlere dayanır, özneldir.
01:34
It's subjective.
32
94132
1502
01:35
What we see is more objective.
33
95675
2878
Ne gördüğümüzse daha objektiftir.
01:38
It is a physical observation of a moment, a circumstance,
34
98595
3587
Bir an, durum veya koşulun bizi
01:42
a condition that invites us to act in some particular way.
35
102223
4046
belirli bir şekilde hareket etmeye davet eden fiziksel gözlemidir.
01:46
How we see, on the contrary,
36
106269
1585
Aksine nasıl gördüğümüzse tamamen kişiden kişiye değişebilecek inançlarımıza,
01:47
is more rooted in our personal beliefs and our value system,
37
107896
4379
01:52
and perhaps our technical knowledge,
38
112317
1835
değer sistemimize, hatta belki de teknik bilgimize dayanır.
01:54
all of which may vary from person to person.
39
114194
3128
01:58
I've learned over the years
40
118073
1918
Yıllar bana en doğru şekilde yapılmaya çalışılan empatinin bile
02:00
that earnest attempts at doing empathy the right way
41
120033
3462
02:03
can still land us in the wrong place.
42
123536
2419
yanlış bitebileceğini gösterdi.
02:07
While working on my PhD,
43
127040
1418
Doktoram esnasında
02:08
I was a full-time eighth grade math teacher
44
128500
2460
Chicago’nun güneyinde tam zamanlı 8. sınıf matematik öğretmeniydim.
02:11
on the South Side of Chicago.
45
131002
1669
02:13
So I would teach all day,
46
133129
1919
Bütün gün ders verir, derslerime girer, gece boyu da ders çalışırdım.
02:15
I would go to class and I would study all night.
47
135090
2627
02:17
Zero out of ten, do not recommend.
48
137759
2961
On üzerinden sıfır, tavsiye etmem.
02:20
(Laughter)
49
140762
1251
(Kahkahalar)
02:22
I was always tired.
50
142055
1793
Daima yorgundum.
02:23
Anyway, I remember my first semester of graduate school
51
143848
4505
Her neyse, doktoramın ilk dönemindeki bir derste
02:28
taking a class and reading a paper
52
148353
1710
Eileen O’Brien’in “Politikse Kişiseldir” makalesini okuduğumu hatırlıyorum.
02:30
called "The Political is Personal" by Eileen O'Brien.
53
150105
2877
02:32
In the paper, O'Brien describes white anti-racists
54
152982
2920
Makale, yardım etmeyi amaçladığı renkli insanlarla
02:35
who have a really difficult time building relationships
55
155902
2920
ilişki kurmakta inanılmaz zorlanan ırkçılık karşıtı beyazları anlatıyor.
02:38
with the people of color that they aim to help.
56
158822
2210
02:41
O'Brien insists that white folks and people of color
57
161074
3420
O’Brien, “algıdaki bu büyük farkın
02:44
in the United States are separated by this wide perception gap.
58
164494
3212
ABD’de beyazlarla renklileri ayırdığı” konusunda ısrar ediyor.
02:48
So white folks sort of think about racism as ending in 1960s
59
168289
3421
“Beyazlar ırkçılığın altmışlarda sona erdiğini düşünerek
02:51
and therefore see people of color as complaining and overreacting.
60
171710
3962
renkli insanların mızmızlandığını ve aşırı tepki verdiğini düşünüyor,
02:56
But people of color see continued racial discrimination.
61
176005
3421
fakat renkli insanlar hâlâ ırka dayalı ayrımcılıkla karşı karşıya.”
02:59
O'Brien is helping the reader to notice a fundamental divergence in perspective
62
179467
5130
O’Brien, ünlü hukukçu Richard Delgado’dan ödünç alarak “yanlış empati” adını verdiği
03:04
that she describes as false empathy,
63
184597
2378
temel bir perspektif farklılığını okuyucunun dikkatine sunuyor.
03:06
borrowing from heralded legal scholar Richard Delgado.
64
186975
4004
03:10
Essentially, false empathy is the failure of the empathizer
65
190979
4004
Esasen yanlış empati dediğimiz empati kuran kişinin
03:14
to see eye-to-eye with the individual for whom they aim to empathize.
66
194983
3378
kendini karşısındakinin yerine koymaktaki başarısızlığıdır.
03:18
These white anti-racists really thought of themselves
67
198862
2502
Bu ırkçılık karşıtı beyaz insanlar kendilerini
03:21
as more empathetic than they really were.
68
201406
2002
olduklarından daha empatik sanıyordu.
03:23
In fact, the people of color they aimed to help
69
203408
2878
Aslına bakılırsa yardım edecekleri renkli insanlar,
03:26
did not receive their benevolence and charity as help at all.
70
206286
3378
bunların hiçbir hayrını görmedi.
03:29
And in turn, these white anti-racists developed feelings of discontent
71
209664
3670
İş böyle olunca beyazlar hayal kırıklığı içinde memnuniyetsizleşmeye başladı.
03:33
and frustration
72
213376
1168
03:34
that O'Brien then describes as evidence of their false empathy.
73
214544
3754
O’Brien bunu yanlış empatinin kanıtı olarak gösteriyor.
03:39
Now, I remember reading that paper and thinking
74
219674
4421
Bu makaleyi okurken hep aklıma
03:44
a lot about my white colleagues who I taught with at the time in Chicago.
75
224095
4963
Chicago’da birlikte ders anlattığım beyaz meslektaşlarım geliyordu.
03:49
According to the National Center for Education Statistics,
76
229434
3712
Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi’ne göre,
03:53
white folks make up about 80 percent of the teacher workforce,
77
233188
3086
öğretmenlerin yaklaşık yüzde sekseni beyazken
03:56
while US student populations become increasingly diverse.
78
236316
3753
öğrenci nüfusu giderek daha çeşitli hale geliyor.
04:00
Less than 50 percent of all K-12 students are being identified as white.
79
240069
4505
İlk ve ortaöğrenim öğrencilerinin yüzde ellisinden azı beyaz sınıfında.
04:05
This really made me wonder if empathy, or perhaps false empathy,
80
245116
4922
Bu bana acaba meslektaşlarımın siyahi öğrencileriyle
04:10
could explain why my colleagues had such a difficult time
81
250079
3504
anlamlı ve destekleyici ilişkiler kurmakta
04:13
building positive,
82
253583
1501
bu kadar zorlanmasının sebebi bu olabilir mi diye düşündürdü.
04:15
substantive relationships with their Black students.
83
255126
2628
04:18
I watched as Black boys,
84
258379
3003
Biraz daha sabır ve özen isteyen siyahi çocukların
04:21
who needed more patience and more care,
85
261424
3420
ilgisiz ve kopuk öğrenciler olarak mimlendiğine
04:24
be mislabeled as disengaged and disinterested learners.
86
264844
3879
pek çok kez şahit oldum.
04:29
Now a young person who refuses to take off their headphones,
87
269641
4087
Ne görüyoruz? Kulaklıklarını çıkarmayı reddeden bir genç.
04:33
that's what we see.
88
273770
1501
04:35
Making sense of the reasons why
89
275897
2544
Nasıl görüyoruz? Bunu nasıl yorumluyorsak öyle.
04:38
is how we see.
90
278483
1126
04:40
We need both to drive what we do,
91
280193
2628
Bunların ikisinden de destek almamız gerek çünkü empati kendini icraatte gösterir.
04:42
because empathy is best expressed in the doing.
92
282821
2752
04:46
Like the white anti-racist in the O'Brien study,
93
286032
2377
O’Brien’ın ırkçılık karşıtı beyazları gibi
04:48
these teachers relationships tended to be fragile at best,
94
288451
3504
yetişkinlerle anlamlı ilişkiler kurmaktan başka çaresi olmayan
04:51
and too often nonexistent
95
291996
2253
bu gençlerle öğretmenlerin iletişimi
04:54
with a group of kids who desperately needed positive adult interactions.
96
294290
4046
en iyi ihtimalle gergin bir ip gibiydi, çoğu zaman ise hiç yoktu.
04:59
Now, I’m talking about education.
97
299087
3295
Ben eğitim diyorum
05:02
But all of us, no matter what your industry,
98
302924
3420
ama hangi sektörde olursak olalım hepimiz
05:06
on a quest to become a good and kind human being,
99
306344
3795
iyi ve nazik bir insan olmak istiyorsak
05:10
must stop to notice if false empathy is driving our interactions
100
310139
4630
bir durup azınlıklarla iletişimimizde yanlış empati yapıp yapmadığımızı
05:14
with diverse others.
101
314811
1251
gözden geçirmeliyiz.
05:16
OK, so I have to give you a few examples.
102
316855
2711
Tamam, size birkaç örnek vermem gerek.
05:20
False empathy is thinking you know more about other people's problems
103
320400
4087
Yanlış empati, başkalarının sorunlarını onlardan iyi bildiğinizi sanmaktır.
05:24
than they do.
104
324529
1293
05:26
It’s like meeting somebody from Flint, Michigan and saying,
105
326155
2795
Hiç susuz kalmamışsınız ama Michigan, Flint’li birine
05:28
"Oh my God, I know what it's like not to have something you need"
106
328950
3128
“İhtiyaçlarına erişememenin nasıl olduğunu bir de bana sor!” diyorsunuz.
05:32
when you've never been without clean water.
107
332120
2419
05:34
Not having something you need
108
334873
1793
İhtiyacınız olan bir şeye erişememek,
05:36
is not exactly the same thing as not having clean water.
109
336708
3378
temiz suya erişiminiz olmamasıyla bir değildir.
05:40
False empathy is like putting on your superhero cape.
110
340712
3003
Süper kahraman pelerini giymek gibi bir şey yanlış empati.
05:44
We see somebody in pain, we rush into action,
111
344424
2711
Acı çeken birini görüp dertlerinin kaynağını düşünmeden
05:47
shrouded in the spectacle of it all,
112
347176
1752
pelerinimiz kafamıza geçmiş, aceleyle olay yerine uçarız.
05:48
without ever stopping to query the source of their distress.
113
348970
3712
05:53
I hate to be the bearer of bad news,
114
353725
1835
Demeyeyim diyorum ama bazen birini kurtarabilmeniz
05:55
but sometimes saving them
115
355560
2711
05:58
may be more about you than it is about them.
116
358313
2544
o kişiden çok sizinle alakalıdır.
06:01
And false empathy is egotistical.
117
361774
2586
Yanlış empati kendini beğenmiş bir harekettir. Benmerkezcidir.
06:04
It is self-centered.
118
364360
1377
06:05
I love crab legs.
119
365737
1251
Yengeç bacağına bayılırım. (Kahkahalar)
06:06
(Laughter)
120
366988
1251
06:08
Can I just be honest?
121
368281
1168
Dürüst olayım mı? Denizden babam çıksa yerim.
06:10
I love seafood.
122
370199
1210
06:12
But false empathy is thinking I'm doing a really good thing
123
372160
3044
Ama yanlış empati, en sevdiğim restorana gidip
06:15
by going to my favorite restaurant
124
375246
1627
kabuklu canlılara alerjik partnerime en sevdiğim mekandan
06:16
and getting a pound of juicy crab legs
125
376915
2002
06:18
to take to a partner who has a shellfish allergy.
126
378958
2544
bir kilo yengeç bacağı alıp iyi yaptığımı sanmaktır.
06:22
Or buying an expensive gift for a child
127
382086
2670
Akşam eve geldiğinizde kanepede oturup
06:24
who would much rather have your attention on the couch after a long day.
128
384756
3461
ona ilgi göstermenizi isteyen çocuğa pahalı bir hediye vermektir.
06:28
I could go on, but what I'm trying to say
129
388551
1960
Bu böyle gider ama demek istediğim,
06:30
is that false empathy represents a conflict in perspective,
130
390553
3379
yanlış empati bir perspektif çatışmasını temsil eder.
06:33
and an earnest intention at anti-racism
131
393973
2544
Irkçılığa karşı veya yardımseverliğe dair en dürüst çabanız bile
06:36
and helping others
132
396559
1668
06:38
does not guarantee that your action will lead to the intended outcome,
133
398269
3671
yaptıklarınızın istediğiniz amaca varacağını da
06:41
or that we will achieve the relationships
134
401940
2002
hepimizin ilerlemek için ihtiyaç duyduğu ilişkileri yeşerteceği anlamına da gelmez.
06:43
that we all need to thrive.
135
403942
2419
06:46
I've learned in my research with teachers
136
406819
1961
Siyahi erkeklerle empati yapabilen öğretmenlerle araştırmalarımda gördüm ki
06:48
who demonstrate evidence of empathy with Black boys
137
408821
2419
06:51
that they don't wake up every day aiming to be empathetic.
138
411240
3087
bu insanlar her gün empati yapacağım diye yataktan kalkmıyor.
06:54
They try things, they fail, and they make mistakes.
139
414369
2961
Bir şey deniyorlar, olmuyor; hatalar da yapıyorlar.
06:57
They exercise humility and they try something else.
140
417330
2711
Alçakgönüllülükle yeni bir şey deniyorlar.
07:00
Some researchers might refer to that as perspective taking,
141
420083
3670
Bazı araştırmacılar buna “perspektif almak” diyor:
07:03
which is the ability to spontaneously adopt
142
423795
3378
bir başkasının psikolojik bakış açısını kendiliğinden benimseme yeteneği.
07:07
the psychological point of view of others.
143
427215
2169
07:09
So we know that perspective taking
144
429842
2002
Biliyoruz ki perspektif almak
07:11
substantially improves student-teacher relationships.
145
431886
2795
öğrenci-öğretmen ilişkilerini ciddi anlamda geliştiriyor.
07:14
That Black boys, who are otherwise cast aside,
146
434681
3461
Bir kenara atılacak siyahi çocuklar bir yerde öğretmenleri sorunlarına
07:18
feel seen and heard in classrooms
147
438142
2378
yenilikçi ve proaktif çözümler bulmaya gerçek bir özen gösterdiği için
07:20
where there is evidence of perspective taking,
148
440561
2461
07:23
in part because their teachers take a lot of care
149
443064
2920
perspektif almayı gördüğümüz sınıflarda
07:25
to develop innovative and proactive solutions to their problems.
150
445984
3503
görüldüklerini ve duyulduklarını hissediyorlar.
07:29
We know that perspective taking
151
449862
1877
Perspektif almak
07:31
can reduce instances of exclusionary discipline,
152
451739
3462
bilhassa siyahi çocuklar özelinde sayıca göze çarpan
07:35
which is an issue that is particularly salient for Black kids.
153
455201
3962
atılma vakalarını azaltabiliyor.
07:39
And we know that empathy training can reduce implicit bias.
154
459163
4672
Ayrıca, gizli önyargı, empati eğitimiyle bir parça ortadan kaldırılabiliyor.
07:44
So imagine for a second
155
464377
2210
Gelin, bir saniye için,
07:46
you come across someone who appears to be sad
156
466629
2544
üzgün görünen biriyle karşılaştığınızı ve bu kişiye destek olmak istediğinizi
07:49
and you want to offer them some support,
157
469215
2211
07:51
or you have a friend who approaches you for advice
158
471467
4505
ya da aşinalığınız olan bir konuda tavsiyenizi isteyen
07:55
on an issue for which you have some familiarity.
159
475972
3587
bir arkadaşınız olduğunu hayal edelim.
07:59
If you want to avoid false empathy, perhaps you start by stopping.
160
479600
4839
Yanlış empatiden kaçınacaksanız önce bir durursunuz belki.
08:04
Stop to observe the moment, right?
161
484731
3128
Durup olan biteni anlarsınız, değil mi?
08:07
Empathy requires heightened sensitivity to our ego.
162
487900
4171
Empati yapabilmek için egomuza iyice kulak vermemiz gerekir.
08:12
We all have an ego.
163
492572
1418
Hepimizin bir egosu var.
08:14
We just don't want that ego over determining how we see.
164
494449
3336
Sadece bu egonun bakış açımızı belirlemesini istemiyoruz.
08:18
So we have to learn to decenter ourselves as we listen.
165
498119
3837
O yüzden bir şey dinlerken merkeze kendimizi koymamayı öğrenmeliyiz.
08:22
Listening is an art.
166
502415
1501
Dinlemek bir sanat, ilim olduğu kadar bir perspektif alma eylemidir.
08:23
It's a discipline, but it's also an act of perspective taking.
167
503916
3379
08:27
We listen so that we can ask meaningful questions,
168
507754
2502
Anlamlı sorular ve söylemler üretmek, alçakgönüllü davranabilmek
08:30
engage in discourse,
169
510298
1626
08:31
exercise humility and simply be present.
170
511924
2628
ve anda kalabilmek için dinleriz. Perspektif almadan empati yapılmaz.
08:34
We cannot do empathy without perspective taking.
171
514927
3546
08:38
And finally, we have to do something.
172
518473
1835
Son olarak bir şey yapmalıyız. Harekete geçmeliyiz.
08:40
We have to act.
173
520308
1209
08:41
But we should not expect that just because we acted
174
521517
2670
Ama sırf harekete geçtik diye doğru olanı yapmış olmayı beklememeliyiz.
08:44
that it's going to be the right thing.
175
524228
1877
08:46
The feedback we get from that action
176
526147
2628
Aldığımız geri bildirimler takip eden etkileşimimizi yönlendirmeli.
08:48
should drive our subsequent interactions.
177
528775
2836
08:54
On the journey to understanding and interpretation,
178
534280
4671
Perspektif almak, anlama ve yorumlama yolculuğunda
08:58
it's a lot like our natural eyes.
179
538993
1710
yüzümüzdeki göze çok benzer. Zamanla büyür.
09:00
It grows with time.
180
540703
1919
09:03
As I grow older, my eyes evolve.
181
543122
2419
Yaşlandıkça gözlerim evrimleşti. Kullacağımız kelime bu: evrim.
09:05
That's what we'll call it.
182
545583
1251
09:06
They evolve.
183
546876
1168
09:08
And so I have to go, and I have to see the optometrist,
184
548336
2627
Gidip bir göz doktoruna görünürüm, cihazın önünde otururum
09:10
and I sit in front of that contraption
185
550963
1877
09:12
as they move the different lenses to check the clarity of my sight.
186
552840
4255
ve görüşümün netliğini kontrol etmek için farklı farklı lensleri hareket ettirirler.
09:17
They're doing that because they want to make sure
187
557470
2294
Bunda amaçları neyi nasıl gördüğümün
09:19
that how and what I see helps me to act
188
559806
2294
yaşadığım dünyayı iyileştirecek şekilde davranmam için
09:22
in a way that will make the world a better place
189
562141
2711
09:24
as I move through it.
190
564894
1543
bana yardımcı olmasını sağlamak.
09:26
Empathy is a lot like that prescription.
191
566813
2085
Empati gözlük reçetesine çok benzer.
09:29
So the next time you want to help,
192
569607
2169
O yüzden bir daha birine yardım etmek, birini iyileştirmek,
09:31
you want to heal,
193
571776
1209
09:33
you want to support or simply show up for someone,
194
573027
3420
desteklemek ya da sadece yanında olmak istediğinizde
09:36
try to make sure you're seeing with the right eyes.
195
576489
3253
doğru gözle bakmaya çalışın.
09:40
Thank you.
196
580409
1127
Teşekkürler.
09:41
(Applause)
197
581577
2461
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7