How Business Can Improve the World, Not Just the Bottom Line | Esha Chhabra | TED

47,618 views ・ 2024-03-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Selin Tüfekçi
00:04
Business as we know it has been focused on scale, growth,
0
4417
3379
Bildiğimiz şekliyle iş dünyası ölçek, büyüme,
00:07
productivity and maximizing profit.
1
7796
2377
üretkenlik ve kârı maksimize etmeye odaklanmıştır.
00:10
It's that hustle culture that we love, right?
2
10215
2419
Sevdiğimiz şey bu koşuşturma kültürü, değil mi?
00:12
The faster the growth, the better; the more money, the better.
3
12676
3336
Ne kadar hızlı büyüme, o kadar iyi; ne kadar çok para, o kadar iyi.
00:16
And yet that hasn't really worked.
4
16054
2336
Yine de bu gerçekten işe yaramadı.
00:18
I mean, the planet has clearly taken a hit,
5
18431
2837
Yani, gezegen açıkça bir darbe aldı,
00:21
but also, I think people are fed up
6
21268
2085
ama aynı zamanda bence insanlar bıktı
00:23
and seeking for more balance in their lives.
7
23395
2711
ve hayatlarında daha fazla denge arıyorlar.
00:26
So to rectify this, over the last few years,
8
26147
2586
Bunu düzeltmek için son birkaç yılda sürdürülebilir
00:28
we saw the rise of sustainable and mission-driven brands.
9
28775
3504
ve hizmet odaklı markaların yükselişine tanık olduk.
00:32
These were companies that started with a very simple model of:
10
32320
3128
Bunlar çok basit bir modelle başlayan şirketlerdi:
siz bir çift ayakkabı alın, biz de bir çift ayakkabı bağışlayalım.
00:35
you buy a pair of shoes, we'll donate a pair of shoes.
11
35490
3087
00:38
Then it became "we'll be conscious companies,"
12
38577
2585
Daha sonra “bilinçli şirketler olacağız”,
00:41
"we'll recycle our waste,"
13
41204
1543
atıklarımızı geri dönüştüreceğiz
00:42
and most recently, "we'll use carbon offsets."
14
42789
3378
ve en son olarak da karbon dengeleme kullanacağız.
00:47
Well, that’s all well-intentioned, and it truly is,
15
47127
4212
Bunların hepsi iyi niyetli ve gerçekten de öyle,
00:51
but sustainability has become more marketing than action, it seems.
16
51339
4421
ancak sürdürülebilirlik eylemden çok pazarlama haline gelmiş gibi görünüyor.
00:55
It hasn't really moved the needle on what is the core purpose of business
17
55802
5130
İş dünyasının temel amacı ve temel iş modelinin ne olduğu konusunda
01:00
and the core model of business.
18
60974
2336
gerçekten bir adım atılmadı.
01:03
So I see it as: it was a great step one, good effort,
19
63351
3963
Ben bunu şöyle görüyorum: Birinci adım harikaydı,
iyi bir çabaydı, ama şimdi ikinci adıma geçme zamanı.
01:07
but now it's time to move to step two.
20
67314
2836
01:10
And what is step two?
21
70191
1460
Peki ikinci adım nedir?
01:11
It's regenerative.
22
71651
1377
Rejeneratif.
01:13
You may have heard of the term.
23
73361
1585
Bu terimi duymuş olabilirsiniz.
01:14
It’s been all over the news lately, in Vogue, in New York Times,
24
74946
4171
Son zamanlarda Vogue’da, New York Times’ta,
Outside dergisinde haberlere konu oldu.
01:19
in Outside magazine.
25
79159
1460
01:20
These are just some headlines.
26
80660
1835
Bunlar sadece bazı başlıklar.
01:22
New York Times said it best, I think most succinctly.
27
82537
2920
New York Times en iyisini, bence en özlüsünü söylemiş.
01:25
“Regenerative: it’s like yoga, but for farmland.”
28
85457
3795
“Rejeneratif: yoga gibi, ama tarım arazileri için.”
01:29
(Laughter)
29
89294
1001
(Kahkahalar)
01:30
Not quite.
30
90295
1168
Pek sayılmaz.
01:32
So what is regenerative,
31
92714
1585
Peki, özellikle iş dünyası bağlamında
01:34
particularly in the context of business?
32
94299
3003
rejeneratif nedir?
01:37
Regenerative businesses are looking to restore,
33
97344
2711
Rejeneratif işletmeler, zor durumdaki toplumları,
01:40
revive and bring to life communities, industries and people that are struggling.
34
100055
5672
endüstrileri ve insanları restore etmeye,
canlandırmaya ve hayata döndürmeye çalışır.
01:45
It's actually much more than just a term.
35
105769
2294
Aslında bu bir terimden çok daha fazlası.
01:48
So I’ve been reporting for over 10 years on business,
36
108605
3295
Ben de 10 yılı aşkın bir süredir iş dünyası,
sosyal meseleler, çevre ve tüm bunların birbiriyle nasıl örtüştüğü üzerine
01:51
social issues and the environment and how all of that overlaps.
37
111941
3796
haberler yapıyorum.
01:56
I have seen my fair share of doom and gloom headlines.
38
116112
3128
Kendi payıma düşen kıyamet ve kasvet manşetlerini gördüm.
01:59
I think we can all agree we've got problems in the world.
39
119282
3504
Sanırım hepimiz dünyada sorunlarımız olduğu konusunda hemfikiriz.
02:02
But as I was doing this reporting,
40
122827
1836
Ancak bu haberciliği yaparken,
02:04
I kept meeting entrepreneurs
41
124704
1752
eldeki krizin ötesine bakan
02:06
that were really looking beyond the crisis at hand
42
126498
2919
ve çözümlere odaklanan girişimcilerle
02:09
and focusing on solutions.
43
129459
2211
tanışmaya devam ettim.
02:11
So I decided to write about their stories and their regenerative businesses,
44
131670
4462
Ben de bu girişimcilerin hikayelerini ve size X, Y ya da Z satarak
en çok parayı nasıl kazanırız sorusuyla
02:16
which don't start with this question
45
136132
1835
02:18
or intent of how do we make the most money by selling you X, Y or Z?
46
138009
4672
ya da niyetiyle yola çıkmayan yenileyici işlerini yazmaya karar verdim.
02:23
Rather, they ask a really simple question:
47
143056
2836
Bunun yerine, gerçekten basit bir soru soruyorlar:
02:25
What problem are we going to solve?
48
145934
2210
Hangi sorunu çözeceğiz?
02:28
What social and environmental problem are we going to solve?
49
148144
4255
Hangi sosyal ve çevresel sorunu çözeceğiz?
02:32
And so it's not about just selling you another great pair of jeans
50
152440
3128
Yani mesele size sadece bir başka harika kot pantolon,
02:35
or a great cup of coffee or a nice hotel stay,
51
155568
2753
harika bir fincan kahve ya da güzel bir otelde konaklama satmak değil,
02:38
unless all of that has impact embedded into it.
52
158321
4004
tabii bunların hepsinin içinde bir etki yatıyorsa.
02:42
In fact, I like to think of regenerative companies as a multi-tiered cake.
53
162367
4087
Aslında ben rejeneratif şirketleri
çok katmanlı bir pasta olarak düşünmeyi seviyorum.
02:46
It's layer upon layer upon layer of impact,
54
166454
2836
Katman katman etki var
02:49
which makes the whole thing enticing.
55
169332
2002
ve bu da her şeyi cazip kılıyor.
02:51
It's not just one thing you do off to the side
56
171334
2252
Bu sadece kenarda köşede yaptığınız bir şey
02:53
or one aspect of your company.
57
173628
1835
ya da şirketinizin bir yönü değil.
02:55
It's every tenet of the company is focused on impact.
58
175505
3629
Şirketin her ilkesi etkiye odaklanmıştır.
02:59
And so what are some of these tenets they might be thinking about?
59
179426
3128
Peki, düşünebilecekleri bu ilkelerden bazıları nelerdir?
03:02
Well, if you have a supply chain, if you're in manufacturing,
60
182595
2878
Eğer bir tedarik zinciriniz varsa, üretim yapıyorsanız,
03:05
you're definitely thinking about the environment
61
185473
2253
kesinlikle çevreyi ve bu tedarik zincirine
03:07
and the people that are involved in that supply chain.
62
187726
2544
dahil olan insanları düşünüyorsunuzdur.
Aslında onlar tedarik zinciriniz değil, ortaklarınızdır.
03:10
In fact, they're not your supply chain, they're your partners.
63
190311
2920
Hizmet sektöründeyseniz, evet,
03:13
If you're in the services industry, yes,
64
193231
1919
çevresel ayak izinizi düşünüyorsunuz
03:15
you're thinking about your environmental footprint,
65
195191
2419
ama aynı zamanda daha iyi bağlantılar kuruyor musunuz?
03:17
but also are you fostering better human connections?
66
197610
2461
Bu şirketi nasıl finanse edeceksiniz?
03:20
And how are you going to fund this company?
67
200071
2002
Çünkü aldığınız sermaye, gelecek yıllarda
03:22
Because the capital that you take on is going to determine
68
202073
2753
03:24
how you run the company for years to come.
69
204868
2377
şirketi nasıl yöneteceğinizi belirleyecek.
03:27
Are you open to employee ownership, profit-sharing?
70
207245
2961
Çalışan mülkiyetine, kâr paylaşımına açık mısınız?
03:30
That can have serious social impact in the world.
71
210206
3295
Bunun dünyada ciddi bir sosyal etkisi olabilir.
03:33
And most of all, are you inspiring and improving people's lives at work
72
213543
4171
Hepsinden önemlisi, iş yerinde insanlara ilham verip
hayatlarını iyileştiriyor musunuz,
03:37
or just keeping them afloat?
73
217756
1626
yoksa sadece ayakta mı tutuyorsunuz?
03:39
Because I think we can all agree that we want to be treated with respect
74
219424
3420
Çünkü sanırım bugünlerde hepimiz saygı görmek ve bir amaç doğrultusunda
03:42
and work with purpose these days.
75
222886
1585
çalışmak istediğimiz konusunda hemfikiriz.
03:44
So it's every hub and spoke of the company
76
224888
2669
Bu yüzden şirketin her yeri etkiyi düşünüyor,
03:47
is thinking about impact, not just one.
77
227599
3128
sadece bir tanesi değil.
03:51
And that’s why, when I turn to these entrepreneurs,
78
231478
2627
İşte bu yüzden bu girişimcilere dönüp
03:54
and I would ask them, "Well, what's your take on sustainability?"
79
234147
3128
“Sürdürülebilirlik konusunda görüşünüz nedir?” diye sorduğumda
03:57
They would sort of push back and say,
80
237275
1793
“Biz burada o kelimeyi pek kullanmıyoruz” diyerek
03:59
"We don't really use that word around here."
81
239110
2086
geri adım atıyorlardı.
04:01
It was almost as if they were allergic to it.
82
241196
2127
Sanki bu kelimeye alerjileri varmış gibiydi.
04:03
They said, "Because, what are we sustaining?
83
243323
2085
“Çünkü biz neyi sürdürüyoruz?
04:05
A broken system, the status quo?"
84
245408
2086
Bozuk bir sistemi mi, statükoyu mu?”
04:07
I mean, that's what it suggests, right?
85
247494
2127
Yani, akla getirdiği şey bu, değil mi?
04:10
Now regenerative is not a one-size-fits-all.
86
250079
2503
Şimdi rejeneratif herkese uyan tek bir beden değil.
04:12
For large global companies,
87
252624
1918
Büyük küresel şirketler için bu,
04:14
this is going to be a harder and slower transition
88
254542
2586
daha sonra tartışabileceğimiz nedenlerden dolayı
04:17
for reasons we can discuss afterwards.
89
257170
2419
daha zor ve daha yavaş bir geçiş olacaktır.
04:20
But for small- to medium-sized companies, it’s very doable.
90
260048
3712
Ancak küçük ve orta ölçekli şirketler için bu çok mümkün.
04:23
In fact, it's already happening.
91
263760
2335
Aslında, bu zaten gerçekleşiyor.
04:27
And so it's lovely to talk about all this in theory,
92
267180
2628
Tüm bunları teorik olarak konuşmak çok güzel,
04:29
but let's put it into context with some examples, shall we?
93
269808
3128
ancak gelin bunu bazı örneklerle bağlama oturtalım, olur mu?
04:33
You may have heard of the shoe brand Veja.
94
273311
2586
Ayakkabı markası Veja’yı duymuş olabilirsiniz.
04:35
They're quite popular these days,
95
275897
2085
Bugünlerde oldukça popülerler,
04:38
but 20 years ago, when they started,
96
278024
2628
ancak 20 yıl önce, başladıklarında,
04:40
the two French cofounders started with less than 20,000 Euros,
97
280693
3838
iki Fransız kurucu ortak 20.000 Euro’dan daha az bir parayla işe başladılar
04:44
and they had very little fashion experience.
98
284531
2502
ve çok az moda deneyimleri vardı.
04:47
And yes, they were selling shoes,
99
287075
1626
Evet, ayakkabı satıyorlardı
04:48
but they were looking to do something far more meaningful.
100
288701
3420
ama çok daha anlamlı bir şey yapmak istiyorlardı.
04:52
They wanted to preserve the Amazon,
101
292121
2044
Amazon’u korumak,
istihdam edilemeyeceği düşünülen insanları işe almak,
04:54
hire people that are considered unemployable,
102
294165
2670
04:56
regenerate soils and challenge the fashion industry as a whole.
103
296876
4213
toprakları yeniden canlandırmak ve
bir bütün olarak moda endüstrisine meydan okumak istiyorlardı.
05:01
So a few years ago, I had the opportunity to go down
104
301589
3379
Birkaç yıl önce Brezilya’daki Amazon’a gidip
05:05
and see one of their supply chains in the Amazon in Brazil.
105
305009
3629
tedarik zincirlerinden birini görme fırsatım oldu.
05:08
And it was beautiful and green and biodiverse.
106
308680
4129
Çok güzel, yeşil ve biyolojik çeşitliliği olan bir yerdi.
05:12
And the supply chain that I focused on was rubber.
107
312809
3879
Odaklandığım tedarik zinciri kauçuktu.
05:16
So Veja sources native rubber from the rubber trees in the Amazon
108
316688
3712
Veja ayakkabılarının tabanı için Amazon’daki kauçuk ağaçlarından
05:20
for the soles of their shoes.
109
320400
1793
doğal kauçuk elde ediyor.
05:22
These trees can harvest rubber for years, if not decades
110
322235
3045
Bu ağaçlardan onlarca yıl olmasa da
yıllarca kauçuk hasadı yapılabiliyor,
05:25
if it's done properly and it's done by rubber tappers.
111
325321
3546
tabii eğer düzgün bir şekilde
ve kauçuk toplayıcılarıyla yapılırsa.
05:28
These are individuals who live within the Amazon,
112
328908
3045
Bunlar Amazon’da yaşayan bireyler
05:31
and their other option for a livelihood is cattle farming.
113
331995
3587
ve geçimlerini sağlamak için diğer seçenekleri sığır yetiştiriciliği.
05:35
But thanks to Veja,
114
335623
1335
Ancak Veja sayesinde,
05:37
they were able to make the same amount of money,
115
337000
2752
kauçuk için ağaçları keserek
05:39
if not more money, tapping trees for rubber
116
339794
3670
sığır yetiştiriciliğinden kazanacakları paranın aynısını,
05:43
than they would be doing cattle farming.
117
343464
2086
hatta daha fazlasını kazanabiliyorlar.
05:45
And cattle farming requires you to level the land,
118
345592
3253
Sığır çiftçiliği, ağaçlardan kurtulmak için
05:48
to get rid of the trees.
119
348887
1418
araziyi düzleştirmenizi gerektiriyor.
05:50
Here, the trees get to stay upright.
120
350346
2127
Burada ağaçlar sağlam kalabiliyor.
05:52
This is an example of a regenerative design,
121
352765
2670
Bu, bir şirketin en başından itibaren çevreyi
05:55
where a company thinks about the environment
122
355476
2128
ve insanları düşündüğü rejeneratif bir tasarım örneğidir.
05:57
and its people from the beginning.
123
357604
2043
06:00
That rubber is then taken down to their factory
124
360273
2878
Bu kauçuk daha sonra Brezilya’nın güneyindeki
06:03
in the southern part of Brazil, in Porto Alegre,
125
363192
2795
Porto Alegre’de bulunan fabrikalarına götürülüyor
06:05
where it meets up with organic cotton that comes from another corner of Brazil
126
365987
3921
ve burada Brezilya’nın başka bir köşesinden gelen
organik pamukla buluşarak bir ayakkabıya dönüşüyor.
06:09
and is turned into a shoe.
127
369908
1876
06:12
That shoe then sails across the sea,
128
372201
3212
Bu ayakkabı daha sonra deniz yoluyla
06:15
and only by sea, to France.
129
375455
2502
ve sadece deniz yoluyla Fransa’ya ulaşıyor.
06:18
Now here again, Veja had an opportunity.
130
378333
2711
Şimdi burada Veja’nın yine bir fırsatı vardı.
06:21
They could have hired any fulfillment company to do their fulfillment.
131
381044
4379
Siparişlerini karşılaması için herhangi bir şirketi tutabilirlerdi.
Bunun yerine, kar amacı gütmeyen bir kuruluşla
06:25
Instead, they decided to partner with a nonprofit.
132
385423
2711
ortaklık kurmaya karar verdiler.
06:28
This nonprofit hires individuals that come from marginalized neighborhoods
133
388134
4046
Bu kuruluş, dışlanmış mahallelerden gelen
ve istihdam edilemeyeceği düşünülen bireyleri işe alıyor
06:32
and are considered unemployable,
134
392221
1544
06:33
and gives them a chance at a career.
135
393806
2128
ve onlara bir kariyer şansı veriyor.
06:35
Those individuals are responsible for shipping the shoes out to customers.
136
395975
4088
Bu kişiler ayakkabıların müşterilere gönderilmesinden sorumlu.
06:40
So it's layer upon layer of impact.
137
400104
2503
Yani bu, katman katman etkidir.
06:42
And one more.
138
402607
1418
Bir tane daha.
06:44
Veja decided early on
139
404025
1376
Veja, pazarlama oyununa
06:45
that they were not going to get so involved in the marketing game,
140
405401
3170
bu kadar dahil olmayacağına erken karar verdi,
06:48
so they don't pump loads of money into athletes
141
408613
2586
bu nedenle ayakkabılarını giymeleri için
sporculara, influencerlara ve modellere tonla para pompalamıyorlar.
06:51
and influencers and models to wear their shoes.
142
411240
2920
06:54
The money goes back to the supply chain.
143
414202
2377
Para tedarik zincirine geri dönüyor.
06:56
The materials cost more,
144
416579
1543
Malzemeler daha pahalı,
06:58
but the people who make it also get paid more.
145
418164
2961
ancak bunları üreten insanlara da daha fazla ödeme yapılıyor.
07:01
Every hub and spoke of the company --
146
421167
2294
Şirketin her merkezi ve kolu --
07:03
(Applause)
147
423503
3753
(Alkışlar)
07:08
Every hub and spoke of the company is thinking about impact.
148
428216
3295
Şirketin her merkezi ve kolu etki hakkında düşünüyor.
07:12
So making a shoe has a footprint on the planet
149
432053
3128
Yani bir ayakkabı üretmenin gezegen üzerinde bir ayak izi vardır
07:15
and no solution and no company is perfect,
150
435181
2085
ve hiçbir çözüm ve hiçbir şirket mükemmel değildir,
07:17
we can all acknowledge that.
151
437308
1835
bunu hepimiz kabul edebiliriz.
07:19
However, when we ask this question, can business do better?
152
439560
3129
Ancak şu soruyu sorduğumuzda, iş dünyası daha iyisini yapabilir mi?
07:22
Definitely.
153
442689
1167
Kesinlikle.
07:23
Here's just one example in fashion.
154
443898
2127
İşte modadan sadece bir örnek.
07:26
Looking beyond fashion,
155
446651
1335
Modanın ötesine baktığımızda,
07:28
what does regenerative business look like?
156
448027
3087
yenileyici işletmeler neye benziyor?
07:31
Well, some of them use employee ownership and profit-sharing.
157
451489
3462
Bazıları çalışan sahipliğini ve kar paylaşımını kullanıyor.
07:34
Here’s a company in Arizona called Technicians for Sustainability
158
454993
3712
Arizona’da Sürdürülebilirlik için Teknisyenler adında bir şirket var;
07:38
where the owner of the company realized early on
159
458746
2378
şirketin sahibi, çatılara güneş panelleri yerleştirenlerin
07:41
that the folks who are responsible for installing the solar panels
160
461124
3253
bu işi yaparken kişisel servet edinemeyeceklerini erkenden fark etmiş.
07:44
on the roofs
161
464419
1126
07:45
are not going to amass personal wealth doing that job.
162
465586
3003
07:48
So he opened up the profits of the company to his employees.
163
468631
2920
Bu yüzden şirketin kârını çalışanlarına açtı.
07:51
Today, 40 percent of the profits every year go to the employees.
164
471551
3670
Bugün, her yıl kârın yüzde 40′ı çalışanlara gidiyor.
07:55
And what's great about it is not only are they part
165
475221
2419
Bunun en güzel yanı,
07:57
of the transition to renewable energy,
166
477640
2336
sadece yenilenebilir enerjiye geçişin bir parçası olmaları değil,
08:00
but they're investing in the people that are making it happen.
167
480018
3128
aynı zamanda bunu gerçekleştiren insanlara yatırım yapmaları.
08:04
Regenerative companies think about waste differently.
168
484897
2503
Rejeneratif şirketler atıklar hakkında farklı düşünüyor.
08:07
They see it as an opportunity rather than a burden.
169
487400
2711
Bunu bir yükten ziyade bir fırsat olarak görüyorlar.
08:10
If you've been across the pond to the UK,
170
490153
2752
Eğer Birleşik Krallık’a gittiyseniz,
08:12
you know that the Brits love their ready-to-eat sandwiches.
171
492947
2795
İngilizlerin hazır sandviçleri ne kadar sevdiğini bilirsiniz.
08:15
You can find them on every corner shop.
172
495742
2210
Köşe başındaki her dükkanda bulabilirsiniz.
08:17
Well, to make those lovely sandwiches,
173
497952
1835
Bu güzel sandviçleri yapmak için
08:19
you have to unfortunately sacrifice the end slices of loaves
174
499829
3921
ne yazık ki somunların uç dilimlerini feda etmeniz gerekir
08:23
and so those end slices would often go to waste.
175
503750
2836
ve bu nedenle bu uç dilimler genellikle çöpe gider.
08:26
Well, a food waste entrepreneur and a social entrepreneur got together
176
506586
3837
Bir gıda atığı girişimcisi ve bir sosyal girişimci bir araya geldi
08:30
and said, "Why don't we turn it into beer?"
177
510465
2836
ve “Neden bunu biraya dönüştürmüyoruz?” dedi.
08:33
And that became Toast Ale.
178
513301
1668
Ortaya Toast Ale çıktı.
08:34
And so now Toast is available throughout the country in pubs,
179
514969
3128
Şimdi Toast ülke çapında barlarda,
restoranlarda ve marketlerde satılıyor.
08:38
restaurants and in grocery stores.
180
518139
1835
08:40
And they've gone one step further.
181
520433
2044
Bir adım daha ileri gittiler.
08:42
The profits of the company now go to a charity that's focused on food waste.
182
522518
4463
Kârları artık gıda israfına odaklanan bir hayır kurumuna gidiyor.
08:48
(Applause)
183
528316
4045
(Alkışlar)
08:52
And regenerative, the term you may have heard of,
184
532945
2294
Duymuş olabileceğiniz rejeneratif teriminin kökleri
08:55
has its roots in regenerative agriculture.
185
535281
2044
rejeneratif tarıma dayanıyor.
08:57
That's where it's being used most prominently these days.
186
537325
3044
Bugünlerde en çok kullanıldığı yer de burası.
09:00
Well, here's a gentleman, David Vetter,
187
540411
1877
İşte David Vetter adında bir beyefendi,
09:02
who's been doing it far before it was trendy.
188
542330
2836
moda olmadan çok önce bu işi yapıyordu.
09:05
He is the son of a military veteran-turned-farmer
189
545208
2919
Kendisi, Nebraska’nın mısır tarlalarında,
büyük tarımın ve geleneksel tarımın kalbinde yaşayan,
09:08
who lives in the cornfields of Nebraska,
190
548127
2169
09:10
in the heart of big ag and conventional ag.
191
550338
2669
çiftçiliğe dönmüş bir askeri gazinin oğlu.
09:13
But him and his dad decided early on
192
553049
1877
Ancak o ve babası,
09:14
that they would go down the route of regenerative organic farming.
193
554967
3129
rejeneratif organik tarım yoluna girmeye erkenden karar vermişler.
09:18
They grow regenerative organic grains.
194
558137
2503
Rejeneratif organik tahıl yetiştiriyorlar.
09:21
And if you talk to David, he will tell you,
195
561224
2419
David’le konuşursanız size şöyle diyecektir:
09:23
"Soil is something you grow crops in,
196
563643
2544
“Toprak içinde ürün yetiştirdiğiniz bir şeydir,
09:26
dirt is something you find under your bed.
197
566187
2377
toz yatağınızın altında bulduğunuz bir şeydir.
09:28
You ought to know the difference."
198
568606
1668
Aradaki farkı bilmeniz gerekir.”
09:30
There is a difference.
199
570274
1252
Arada bir fark var.
09:31
And as the company has grown and as the family has grown,
200
571984
2795
Şirket büyüdükçe ve aile de büyüdükçe,
09:34
the Vetters have also put a processing unit,
201
574779
2127
Vetter’lar tesislerine bir işleme ünitesi,
09:36
a mill on their facility,
202
576948
2419
bir değirmen de eklediler;
09:39
which now allows other farmers in the area who want to also do organic farming
203
579408
4046
bu da artık bölgede organik tarım yapmak isteyen diğer çiftçilerin de
09:43
to be able to get their products closer to the market.
204
583454
2961
ürünlerini pazara daha yakın hale getirebilmelerini sağlıyor.
09:46
If we can create these links,
205
586457
1418
Eğer bu bağlantıları kurabilirsek,
09:47
we can get these products closer to consumers.
206
587917
2753
bu ürünleri tüketicilere daha yakın hale getirebiliriz.
09:50
So these are just some examples.
207
590670
1626
Bunlar sadece bazı örnekler.
09:52
I mean, I could rattle on many more examples of these kinds of companies,
208
592296
3462
Yani, bu tür şirketlerden daha pek çok örnek verebilirim ama
09:55
but when I asked them fundamentally, "I said, OK guys, what's next?
209
595800
3920
onlara esasen şunu sorduğumda: “Tamam çocuklar, sırada ne var?
09:59
What do we have to do?"
210
599720
1419
Ne yapmamız gerekiyor?”
10:01
Many of them said to me one simple thing.
211
601597
2545
Birçoğu bana basit bir şey söyledi.
10:04
We have to tell these stories further and wider.
212
604142
2836
Bu hikayeleri daha fazla ve daha geniş kitlelere anlatmalıyız.
10:07
The cofounder of Veja said to me something
213
607019
2002
Veja’nın kurucu ortağı
bana oldukça dokunaklı olduğunu düşündüğüm bir şey söyledi.
10:09
that I thought was quite poignant.
214
609063
1627
10:10
He said, "We don't need Veja to be the next global ethical shoe brand.
215
610731
4213
“Veja’nın bir sonraki küresel etik ayakkabı markası
olmasına ihtiyacımız yok.
10:14
We need dozens of Vejas.
216
614944
2294
Düzinelerce Veja’ya ihtiyacımız var.
10:17
We need dozens in every industry, in every culture, in every geography.
217
617280
4963
Her sektörde, her kültürde, her coğrafyada
düzinelerce Veja’ya ihtiyacımız var.
10:22
Replication is the answer."
218
622285
2586
Cevap çoğalmaktır.”
10:26
And that brought up another conversation about scale.
219
626080
2961
Bu da ölçekle ilgili başka bir konuşmayı gündeme getirdi.
10:29
Many of the entrepreneurs said to me,
220
629041
1836
Girişimcilerin çoğu bana şöyle dedi:
10:30
"We don't all need to reach astronomical heights.
221
630918
2544
“Hepimizin astronomik boyutlara ulaşmasına gerek yok.
10:33
Not every company needs to be a global company.
222
633462
3003
Her şirketin küresel bir şirket olması gerekmiyor.
10:36
It should be OK to say we are good with this level of scale.
223
636507
4421
Bu ölçek seviyesinde iyiyiz demek sorun olmamalı.
10:40
This is enough."
224
640970
1627
Bu yeterli.”
10:43
And that fundamental question, of how much is enough,
225
643097
4296
Bu, ne kadarının yeterli olduğu sorusu,
10:47
has come up year after year in my reporting.
226
647435
2461
raporlarımda her yıl gündeme geliyor.
10:50
Ask yourselves personally how much stuff, house, food,
227
650396
3754
Kendinize kişisel olarak ne kadar eşya, ev, yiyecek,
10:54
consumption is enough.
228
654192
1626
tüketimin yeterli olduğunu sorun.
10:56
But also, as business leaders,
229
656110
2086
Ama aynı zamanda, iş dünyasının liderleri olarak,
10:58
how much growth, scale, profit is enough
230
658237
3253
bazen açgözlülüğümüzü ve egolarımızı beslemek için
11:01
to feed our greed and our egos sometimes.
231
661490
3546
ne kadar büyümenin, ölçeğin, kârın yeterli olduğunu da sorun.
11:05
So I leave you with this thought.
232
665786
1836
Bu yüzden sizi bu düşünceyle baş başa bırakıyorum.
11:08
We're all here, on this flying rock, for a moment in time.
233
668539
4380
Hepimiz burada, bu uçan kayanın üzerinde, zamanın bir anı için bulunuyoruz.
11:12
We can't take any of this stuff or any of this wealth with us.
234
672960
4380
Bu eşyaların ya da servetin hiçbirini yanımızda götüremeyiz.
11:17
So why not use this time to build businesses
235
677673
3212
Öyleyse neden bu zamanı kârın ötesinde düşünen
11:20
that think beyond profit?
236
680927
1710
işletmeler kurmak için kullanmayalım?
11:22
Why not build organizations
237
682637
1960
Neden çevreyi yok etmek yerine
11:24
that regenerate the environment instead of destroy it?
238
684639
2961
onu yeniden üreten kuruluşlar inşa etmeyelim?
11:27
Why not build organizations and companies that have a workforce
239
687975
3712
Neden insanlara işlem olarak değil insan olarak davranan
11:31
that treats people as humans and not as transactions?
240
691729
3462
bir işgücüne sahip kuruluşlar ve şirketler kurmayalım?
11:35
I think it's time that we really redefine business.
241
695942
3211
Bence iş dünyasını gerçekten yeniden tanımlamanın zamanı geldi.
11:39
Thank you.
242
699820
1168
Teşekkür ederim.
11:40
(Applause)
243
700988
2294
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7