Speak With Me: 1 Hour LIVE English Speaking Practice

Vanessa Prothe: Hello, hello.  

Vanessa Prothe: Merhaba, merhaba.

Welcome to this live English lesson  here on the Speak English With Vanessa  

Speak English With Vanessa

YouTube channel. I'm so excited to celebrate with  you 4 million English learner subscribers from  

YouTube kanalındaki bu canlı İngilizce dersine hoş geldiniz. Dünyanın dört bir yanından İngilizce öğrenen 4 milyon aboneyi sizinle birlikte kutlamaktan dolayı çok heyecanlıyım

around the world. Thank you so much for joining  me today. Today, you're going to have the chance  

. Bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim . Bugün,

to speak American English, practice your speaking  skills, and the goal is to gain some confidence  

Amerikan İngilizcesi konuşma, konuşma becerilerinizi pratik etme şansına sahip olacaksınız ve amaç, dışarı

so that you can go out and speak in the real world  confidently and be yourself, express yourself the  

çıkıp gerçek dünyada güvenle konuşabilmeniz ve kendiniz olabilmeniz, kendinizi istediğiniz

way that you want to. So thank you so much for  taking your precious time today to join me live. 

gibi ifade edebilmeniz için biraz güven kazanmaktır. istediğiniz. Bu yüzden bugün değerli zamanınızı bana canlı katılmak üzere ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Today, we are going to be talking about your  English learning journey. That's something  

Bugün, İngilizce öğrenme yolculuğunuz hakkında konuşacağız. Bu,

that everyone here has in common. All of you are  learning English, so we all know what it's like to  

buradaki herkesin   ortak noktasıdır. Hepiniz İngilizce öğreniyorsunuz, dolayısıyla hepimiz

know very little in English, and then learn more,  and then learn more, and then feel disappointed or  

İngilizce'de çok az şey bilmenin ve ardından daha fazlasını öğrenmenin ve ardından daha fazlasını öğrenmenin ve ardından düşündüğümüz

frustrated because we're not doing as well as  we thought, and then get motivated again and  

kadar iyi olmadığımız için hayal kırıklığına uğramanın veya hüsrana uğramanın nasıl bir şey olduğunu biliyoruz ve sonra tekrar motive olun ve   daha

learn more and more. So I thought today, we could  talk about this and also encourage each other. 

fazlasını öğrenin. Ben de bugün bunun hakkında konuşabileceğimizi ve birbirimizi cesaretlendirebileceğimizi düşündüm.

As you can see, there are 4 million  subscribers on this channel, and right now  

Gördüğünüz gibi bu kanalda 4 milyon  abone var ve şu anda   canlı yayında bize

almost a thousand people who are joining  us live. So you are with your people,  

katılan yaklaşık bin kişi var . Dolayısıyla, kendi insanlarınızla,

the people who are on the same journey as you, I  hope you will feel connected and supported by me  

sizinle aynı yolculukta olan insanlarla birliktesiniz. Umarım benim   ve birbiriniz tarafından bağlı ve desteklenmiş hissedersiniz

and also by each other. Today I will be asking  some questions, I encourage you to write them  

. Bugün size bazı sorular soracağım. Bu soruları

down, the question and the answer in the chat box.  This will help you to stay active. I'm going to be  

, soruyu ve yanıtı sohbet kutusuna yazmanızı tavsiye ederim. Bu, aktif kalmanıza yardımcı olacaktır. Ben

writing as well, kind of old school classroom  style. And I also want to let you know that I  

de eski usul sınıf tarzında yazacağım . Ayrıca

have a free PDF for today's lesson. This is a free  worksheet with all of today's sample sentences,  

bugünün dersi için ücretsiz bir PDF'im olduğunu da bilmenizi isterim. Bu, günümüzün tüm örnek cümlelerini ve

all of the ideas. And you can answer my challenge  question at the bottom of that PDF worksheet. 

tüm fikirleri içeren ücretsiz bir çalışma sayfasıdır. Ve o PDF çalışma sayfasının alt kısmındaki meydan okuma sorumu yanıtlayabilirsiniz.

There's a link in the description where you  can download that free PDF worksheet. I hope  

Açıklamada, bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirebileceğiniz bir bağlantı vardır. Umarım

it will be useful to you, but please take notes  during this lesson. Of course, like always.  

sizin için yararlı olur, ancak lütfen bu ders sırasında not alın. Tabii ki, her zamanki gibi.

And I would love to say hello to those of you  who are here live with me. Awesome [inaudible  

Ve burada benimle yaşayanlara merhaba demek isterim. Müthiş [duyulmuyor

00:02:30] Spain. Welcome. Welcome. Thanks for  joining me. Well, we've got India, Brazil, Italy,  

00:02:30] İspanya. Hoş geldin. Hoş geldin. Bana katıldığınız için teşekkürler. Hindistan, Brezilya, İtalya

wonderful. Danielle from Italy, thanks for joining  me. Wonderful. Turkey, Brazil, Japan, Egypt,  

harika. İtalya'dan Danielle, bana katıldığınız için teşekkürler . Müthiş. Türkiye, Brezilya, Japonya, Mısır,

France, Iraq, Peru, Columbia, Argentina, Pakistan.  So many wonderful places around the world. 

Fransa, Irak, Peru, Kolombiya, Arjantin, Pakistan. Dünyada pek çok harika yer var.

So, no matter what your background is, you  are on an English learning journey. And  

Dolayısıyla, geçmişiniz ne olursa olsun, bir İngilizce öğrenme yolculuğundasınız. Ve

we are going to talk about it today. If you enjoy  today's lesson and want more speaking practice,  

bugün bunun hakkında konuşacağız. Bugünkü dersi beğendiyseniz ve daha fazla konuşma pratiği yapmak istiyorsanız,

I'd like to invite you to join me in my course,  The Fearless Fluency Club, where you can be  

sizi

motivated with thousands of other English learners  who speak together weekly. I'd like to offer you  

haftalık olarak birlikte konuşan binlerce İngilizce öğrenen kişiyle motive olabileceğiniz Korkusuz Akıcılık Kulübü kursuma katılmaya davet etmek istiyorum. Size

a $60 special discount for this course, but we  can talk about that at the end of this lesson.  

bu kurs için 60 $'lık özel bir indirim teklif etmek istiyorum, ancak bunun hakkında bu dersin sonunda konuşabiliriz.

I just want to thank you for joining me today. So, let's get started with a common question  

Bugün bana katıldığınız için teşekkür etmek istiyorum. O halde,

that when someone finds out that you are  interested in English they might ask you.  

birisi İngilizce ile ilgilendiğinizi öğrendiğinde size sorabilecekleri ortak bir soruyla başlayalım.

Take a look at this question. I have my clipboard  here today. I told you old school style.  

Bu soruya bir göz atın. Panom bugün burada. Sana eski okul tarzını söyledim.

I would like to know. I'm not sure. Maybe  this is backwards. We'll see. How long  

Bilmek isterim. Emin değilim. Belki bu geriye dönüktür. Göreceğiz. Ne zamandır

have you been learning English? Let me know if  this is flipped and we'll just go with the flow.  

ingilizce öğreniyorsun? Bu ters çevrilirse bana haber verin, biz de akışına bırakalım.

How long have you been learning English? This  question has a couple different answers, and I  

Ne zamandır ingilizce öğreniyorsun? Bu sorunun birkaç farklı yanıtı var ve

would like to know for you, what is true for you? All right. I see Clara says, One year,  

sizin için hangisinin doğru olduğunu öğrenmek isterim? Elbette. Clara'nın "Bir yıl,

four years, five, six years." Ryan says,  "Five months." Okay. So, I would like to know,  

dört yıl, beş, altı yıl" dediğini görüyorum." Ryan " Beş ay" diyor. Tamam.

can you put this in a full sentence? There's  a little trick here. The trick is, this verb  

Bunu tam bir cümleyle ifade edebilir misiniz? İşin püf noktası, bu fiil

is pretty complex, it is the present  perfect progressive. I try to say that  

oldukça karmaşıktır, şimdiki mükemmel ilericidir. Bunu

10 times. But the little trick here is, you  know what? We can just use the exact same  

10 kez söylemeye çalışıyorum. Ama buradaki küçük numara, biliyor musunuz? Tam olarak aynı

verb tense. So let's do that. Let me use one of  your answers here. I can see that Ava says she's  

fiil zamanını kullanabiliriz. O halde bunu yapalım . Burada yanıtlarınızdan birini kullanmama izin verin . Ava'nın

been learning English for three years, so let's  write this out here. I, can we use that same verb,  

üç yıldır İngilizce öğrendiğini söylediğini görebiliyorum, bu yüzden bunu buraya yazalım. Ben, aynı fiili kullanabilir miyiz,

and I challenge you to try to write your  sentence this exact same way, have been learning  

ve cümlenizi yazmaya çalışmanız için size meydan okuyorum tam olarak aynı şekilde

English, and here we have a special  word, for three years. Awesome. 

İngilizce öğreniyoruz ve burada üç yıldır özel bir kelimemiz var. Müthiş.

So, we added a lovely word four, and that is  the duration of time. So we often use four  

Böylece, güzel bir kelime olan dört ekledik ve bu süredir. Bu nedenle, İngilizce hakkında konuşmak için genellikle dört   kullanırız.

to talk about the duration. How long have you been  learning English? Let's use the same verb tense.  

süre. Ne kadar zamandır İngilizce öğreniyorsunuz? Aynı fiil zamanını kullanalım.

I have been learning English for three years.  Beautiful. Let me take a look at some of your  

Üç yıldır İngilizce öğreniyorum. Güzel. Cümlelerinizden bazılarına   bir göz atıp

sentences and see how you're doing. Hasha says,  "I have been learning English for three years  

nasıl yaptığınıza bakayım. Hasha, "Ben de üç yıldır İngilizce öğreniyorum   diyor

too." Wonderful. Maria says, "I've been  learning English for one year." Awesome.  

. Müthiş. Maria, " Bir yıldır İngilizce öğreniyorum" diyor. Mükemmel.

Daz says, "I've been learning English  for over four years." Cool. Cool. Thank  

Daz, " Dört yılı aşkın süredir İngilizce öğreniyorum" diyor. Serin. Serin.

you so much for being here with me. This is a  beautiful way to use this advanced verb tense. 

Burada benimle olduğunuz için çok teşekkür ederim. Bu, bu gelişmiş fiil zamanını kullanmanın güzel bir yoludur.

Now I see that Cheyenne has used this in a  leveled up way. Cheyenne said, "I've ..." With a  

Şimdi, Cheyenne'in bunu seviye atlamış bir şekilde kullandığını görüyorum. Cheyenne, "Ben..." dedi, bir

contraction. "I've been learning English for three  years." Very cool. This is an excellent way to  

kasılmayla. "Üç yıldır İngilizce öğreniyorum ." Çok havalı. Bu, hızlı İngilizce'yi anlamanın mükemmel bir yoludur

understand fast English because native speakers  use contractions all the time, but also to make  

çünkü anadili İngilizce olan kişiler her zaman kısaltmalar kullanır ve aynı zamanda

your English faster and more natural. We can  combine this and say, I've been learning English  

İngilizcenizi daha hızlı ve daha doğal hale getirir. Bunu birleştirerek üç yıldır İngilizce öğreniyorum diyebiliriz

for three years. So we're going to use this  with, I'll write it out here, a duration of time,  

. Yani bunu kullanacağız , buraya yazacağım, bir süre,

four, three years. So during that whole three  year process, you have been learning English. 

dört, üç yıl. Yani tüm bu üç yıllık süreç boyunca İngilizce öğreniyorsunuz.

Is there another way that we can answer this  question? I wonder how could we put a year here?  

Bu soruyu yanıtlamamızın başka bir yolu var mı ? Acaba buraya bir yılı nasıl koyabiliriz?

So, let's see, we have a great  sentence here. I've been learning  

Bakalım, burada harika bir cümlemiz var.

with 2019. Okay. So when we want to put a date,  this is exactly what we would like to learn next.  

2019 ile   öğreniyorum. Tamam. Dolayısıyla, bir tarih belirlemek istediğimizde bundan sonra tam olarak öğrenmek istediğimiz şey budur.

And that is, I'll write this out here for you.  When you want to talk about the starting point,  

Ve bu, bunu sizin için buraya yazacağım. Başlangıç ​​noktası hakkında konuşmak istediğinizde

maybe something dramatic happened. Maybe  you visited New York City and you thought,  

dramatik bir şey olmuş olabilir. Belki New York'u ziyaret ettiniz ve

"I'll be fine. I can probably just find someone  who speaks my native language. It'll be okay.  

"İyi olacağım. Muhtemelen kendi anadilimi konuşan birini bulabilirim. Sorun olmaz.

I can say hi and thanks." And then you get to New  York City and you think, "My goodness, this is not  

Merhaba ve teşekkürler diyebilirim." Sonra New York'a gidersiniz ve "Aman Tanrım, bu pek

working well. I need to change something." Let's say you could say, I have been  

iyi gitmiyor. Bir şeyi değiştirmem gerekiyor" diye düşünürsünüz. Diyelim ki

Learning English, and then  we need a different word. Can  

İngilizce öğreniyorum ve sonra farklı bir kelimeye ihtiyacımız var diyebilirsiniz. Bir

anyone guess what that next word needs  to be? English. Does anyone know? Since,  

sonraki kelimenin ne olması gerektiğini kimse tahmin edebilir mi ? İngilizce. Kimse biliyor mu?

Let's say 2019, when I visited New York City and  I realized, "Oh no, I need to learn more English."  

2019'dan beri, New York'u ziyaret ettiğimde "Ah hayır, daha fazla İngilizce öğrenmem gerekiyor" diye fark ettiğimden beri.

Yes. You got it. Paul said since. Mark said since.  Georgie said since. You've got it. Yes. So here,  

Evet. Anladın mı? Paul o zamandan beri dedi. Mark o zamandan beri dedi. Georgie o zamandan beri dedi. Sen ona sahipsin. Evet. Yani burada,

when we use since, we're talking about a starting  point. So before 2019, I did not learn English,  

beri kullandığımızda, bir başlangıç noktasından bahsediyoruz. Bu yüzden 2019'dan önce İngilizce öğrenmedim,

but because of that dramatic trip to New York  City, I decided, boom, my life is going to change,  

ancak New York  City'ye yaptığım o dramatik gezi nedeniyle , bum, hayatım değişecek,

I'm going to learn English. So, if you could say, I've  

İngilizce öğreneceğim. Yani,

been learning English since 2019. Let's take a  look at some of your sentences. So you already  

2019'dan beri İngilizce öğreniyorum diyebilirseniz. Şimdi bazı cümlelerinize bir göz atalım. Yani

told me how long you've been learning English  for, but can you tell me the starting point.  

bana   ne kadar süredir İngilizce öğrendiğinizi  söylediniz , ancak bana başlangıç ​​noktasını söyleyebilir misiniz?

You could use a date or you could use something  else. Like I've been learning English since  

Bir tarih kullanabilir veya başka bir şey kullanabilirsiniz . Sanki ilkokuldan beri İngilizce öğreniyorum

elementary. Did I spell that right? I did not.  Elementary school. All right. Sometimes it's hard  

. Doğru mu yazdım? Yapmadım. İlkokul. Elbette. Bazen

to speak and write at the same time. So we could  say this starting point, before elementary school,  

aynı anda hem konuşup hem de yazmak zordur. Yani bu başlangıç ​​noktası diyebiliriz, ilkokuldan önce

you didn't learn English, but  starting in elementary school  

İngilizce öğrenmediniz, ancak ilkokuldan başlayarak

until today, you have been learning English. So, I've been learning English since elementary  

bugüne kadar İngilizce öğreniyorsunuz. Yani, ilkokuldan beri İngilizce öğreniyorum

school. What was that starting point for  you? I'd like to take a look at some of  

. Sizin için bu başlangıç ​​noktası neydi ? Buradaki cümlelerinizden bazılarına bir göz atmak istiyorum,

your sentences here so that I can say them  out loud and we can also practice together.  

böylece onları yüksek sesle söyleyebilirim ve birlikte pratik de yapabiliriz.

Alpert says, "I've been learning English  since high school." Beautiful. That's often  

Alpert, " Liseden beri İngilizce öğreniyorum" diyor. Güzel. Bu genellikle

a starting point where we're introduced to  a new language or just new things in school.  

yeni bir dille veya okulda yeni şeylerle tanıştığımız bir başlangıç ​​noktasıdır.

Anish says, "I've been learning English  four, six years since elementary school."  

Anish, " İlkokuldan beri dört, altı yıldır İngilizce öğreniyorum" diyor.

Oh, beautiful way to combine both of these. So you are using the duration, four, you said  

Oh, bu ikisini birleştirmenin güzel yolu. Yani süreyi kullanıyorsunuz, dört,

six years, and then since elementary school.  Beautiful, great way to integrate both of those.  

altı yıl dediniz ve ardından ilkokuldan beri. Her ikisini de entegre etmenin güzel, harika bir yolu.

Rashme says, "I've been learning English since  I started learning Japanese." Okay. So you're  

Rashme, " Japonca öğrenmeye başladığımdan beri İngilizce öğreniyorum" diyor. Tamam aşkım. Yani

learning both English and Japanese now. And  this is a great way to use this advanced  

artık hem İngilizce hem de Japonca öğreniyorsunuz. Ve bu, bu gelişmiş fiil zamanını kullanmanın harika bir yoludur

verb tense. Beautiful, beautiful. Well,  let's take a look at a couple more sentences,  

. Güzel güzel. Peki, birkaç cümleye daha göz atalım

and I'd like to give you some more feedback before  we try to say this all together. Jastus says,  

ve bunu hep birlikte söylemeye çalışmadan önce size biraz daha geri bildirim vermek istiyorum . Jastus,

"I've been learning English since last year."  Beautiful way to talk about this starting point. 

"Geçen yıldan beri İngilizce öğreniyorum" diyor. Bu başlangıç ​​noktası hakkında konuşmanın güzel bir yolu.

I've been learning English since last year. Yamna  says, "I've been learning English since the end of  

Geçen yıldan beri İngilizce öğreniyorum. Yamna , "2020'nin sonundan beri İngilizce öğreniyorum

2020." Great. And just to let you know, with these  dates, especially starting in 2000, you can say  

" diyor. Harika. Ve bu tarihlerle, özellikle 2000'den başlayarak,

2020, no problem. Or you can say 2020. This is  great. So we've got a couple of different options.  

2020 diyebilirsiniz, sorun değil. Veya 2020 diyebilirsiniz. Bu harika. Yani birkaç farklı seçeneğimiz var.

Rajan says ... Oh, I'm sorry, your comment passed  by so quickly that I missed it. Rosari says,  

Rajan diyor ki... Ah, üzgünüm, yorumunuz o kadar hızlı geçti ki ben kaçırdım. Rosari,

"I've been studying English for a couple years."  Oh, so here we have another preposition that we  

"Birkaç yıldır İngilizce çalışıyorum" diyor. Oh, yani burada ekleyebileceğimiz başka bir edatımız var

can add. And that's talking about the duration  of time, for a couple years. Beautiful. 

. Ve bu, birkaç yıllık bir süreden bahsediyor. Güzel.

Gian Lucas says, "I've been learning English since  I was 10 years old." Wow. So you've had a lifetime  

Gian Lucas, "10 yaşımdan beri İngilizce öğreniyorum " diyor. Vay. Yani,

unless you're 11 years old, you've had a lifetime  of learning English. Very cool. Very cool.  

11 yaşında değilseniz, bir ömür İngilizce öğrenmişsinizdir. Çok havalı. Çok havalı.

Bonnie says, "I've been learning English since  I moved to New York." That's lovely. And you are  

Bonnie, " New York'a taşındığımdan beri İngilizce öğreniyorum" diyor. Bu çok şirin. Ve

using the past tense here. So you said I've been  learning English since, I'll write it out here, I  

burada geçmiş zamanı kullanıyorsunuz. O zamandan beri İngilizce öğrendiğimi söyledin, buraya yazacağım,

moved to New York. So this is something that  happened in the past, and that's a great way  

New York'a taşındım. Yani bu geçmişte olan bir şey ve bu cümlenin

to use the correct verb tense at the end of  this sentence, I moved to New York. Beautiful. 

sonunda doğru fiil zamanını kullanmanın harika bir yolu , New York'a taşındım. Güzel.

All right. Let me read a couple more of these,  and then we're going to say one of these sentences  

Elbette. Bunlardan birkaçını daha okuyayım ve sonra hep birlikte bu cümlelerden birini   söyleyeceğiz

altogether, everyone around the world, all 2000 of  us today. Evelyn says, "I've been learning English  

, dünyadaki herkes, bugün hepimiz 2000 kişi. Evelyn, "

since the pandemic started." So here you're  saying started with a past tense, beautiful way  

Pandemi başladığından beri   İngilizce öğreniyorum" diyor. Yani burada geçmiş zamanla başladığını söylüyorsun,

to use this. And I imagine you're not alone.  A lot of people have been learning English  

bunu kullanmanın güzel bir yolu. Ve yalnız olmadığını hayal ediyorum. Pandemi başladığından beri pek çok insan İngilizce öğreniyor

since the pandemic started, trying to find a  positive way to spend all of that crazy time. 

ve tüm bu çılgın zamanı geçirmenin olumlu bir yolunu bulmaya çalışıyor.

All right, before we go on to my second common  question that people often ask when we're talking  

Pekala, insanların

about our English learning journey, I'd like to  say a sentence altogether with everyone around  

İngilizce öğrenme yolculuğumuz hakkında konuşurken sıklıkla sordukları ikinci ortak soruma geçmeden önce, dünyadaki herkesle birlikte bir cümle söylemek istiyorum

the world. I'd like you to warm up your English  speaking muscles a little bit here. I've been  

. Burada İngilizce konuşan kaslarınızı biraz ısıtmanızı istiyorum.

reading your sentences, you've been writing your  sentences, you've been preparing your mind, but  

Cümlelerinizi   okuyorum, siz cümlelerinizi yazıyorsunuz , zihninizi hazırlıyorsunuz ama   bir

let's go to the next level and say them out loud. So, I would like everyone here ... I'm going  

sonraki aşamaya geçelim ve onları yüksek sesle söyleyelim. Bu yüzden herkesin burada olmasını istiyorum...

to write this in the chat box.  I'd like everyone here to say  

Bunu   sohbet kutusuna yazacağım. Buradaki herkesin

with the contraction, let's practice the  contraction. I've been learning English since, how  

kasılmayla birlikte, hadi kasılmayı çalışalım demesini istiyorum.

about this, I found Vanessa's channel. I  hope this has been an inspiration to you.  

Vanessa'nın kanalını bulduğumdan beri İngilizce öğreniyorum. Umarım bu size ilham kaynağı olmuştur.

Let's say this sentence altogether. Are you ready?  I've been learning English since I found Vanessa's  

Bu cümleyi hep birlikte söyleyelim. Hazır mısın? Vanessa'nın kanalını bulduğumdan beri İngilizce öğreniyorum

channel. So this was the starting point. Maybe it  was seven years ago when I first started, maybe it  

. Yani bu başlangıç ​​noktasıydı. İlk başladığımda belki yedi yıl önceydi, belki

was last month, but this was the starting point.  I've been learning English since I found Vanessa's  

geçen aydı ama başlangıç ​​noktası buydu. Vanessa'nın kanalını bulduğumdan beri İngilizce öğreniyorum

channel. I hope that's been helpful to you. All right, let's go on to our second conversation  

. Umarım bu sana yardımcı olmuştur. Pekala,

question that you will most likely be asked,  especially if someone else is interested in  

özellikle başka biri

learning English. I thought because there's  2000 people here watching right now, and  

İngilizce öğrenmekle ilgileniyorsa büyük olasılıkla size sorulacak olan ikinci sohbet sorumuzla devam edelim. Şu anda burada 2000 kişi izlediği için ve bundan sonra

more people will also watch the replay  after this, maybe 4 million people from  

tekrarı daha fazla kişi izleyeceği için, belki bu kanaldan 4 milyon kişi

this channel, let's help each other with this  question. I would like to know how do you  

, bu soruda birbirimize yardımcı olalım diye düşündüm . İngilizce'yi nasıl öğrendiğinizi öğrenmek istiyorum.

Learn English? So this is not a general  question. This is for you specifically,  

Yani bu genel bir soru değil. Bu özellikle sizin için,

what has helped you to learn English? In this way we can imagine giving someone advice.  

İngilizce öğrenmenize ne yardımcı oldu? Bu şekilde birine tavsiye vermeyi hayal edebiliriz.

Let's imagine here that David and Veronica  are talking, even though you're from all  

Burada David ve Veronica'nın konuştuğunu hayal edin , siz dünyanın  her yerinden olmanıza rağmen,

around the world, they're talking and  saying, "Oh, you're learning English too?  

"Ah, sen de mi İngilizce öğreniyorsun?

How do you learn English? What has worked for  you?" And you're trying to give each other  

İngilizceyi nasıl öğreniyorsun? Senin için ne işe yaradı ? " Ve birbirinize

some tips or advice. I'd like to know some of  your ideas and then we'll put it together in a  

bazı ipuçları veya tavsiyeler vermeye çalışıyorsunuz. Bazı fikirlerinizi öğrenmek isterim ve ardından

beautiful sentence using some advanced grammar and  yes, lovely verb tenses. All right. Let's see what  

bazı gelişmiş dilbilgisi ve evet, güzel fiil zamanları kullanarak bunları güzel bir cümlede bir araya getireceğiz. Elbette.

people have to say here. Amin says  podcast. Jenky, says songs. Cheyne says,  

İnsanların burada ne söyleyeceklerini görelim. Amin podcast diyor. Jenky, şarkılar söylüyor. Cheyne,

by hitting the books. Great expression.  That means to read a lot. Lovely. By  

kitaplara vurarak diyor. Harika ifade. Bu çok okumak demektir. Sevimli.

watching YouTube videos. Excellent. Excellent. Koch Chang says by watching movies. Lovely.  

YouTube videolarını izleyerek  . Harika. Harika. Koch Chang film izleyerek söylüyor. Sevimli.

Lovely. Okay, so let's take Amin's sentence  here about podcasts. We could say, I listen  

Sevimli. Tamam, Amin'in podcast'lerle ilgili cümlesini ele alalım . Podcast'leri dinliyorum diyebiliriz

to podcasts, and then we're going to add the  word to. What is your reason for listening to  

ve ardından şu kelimeyi ekleyeceğiz. Podcast'leri dinlemenizin nedeni nedir

podcasts? Hmm. Maybe to learn new vocabulary,  maybe to improve your listening skills. Maybe  

? Hmm. Belki yeni kelimeler öğrenmek için, belki de dinleme becerilerinizi geliştirmek için. Belki

just to have a fun time, and it happens to be in  English. So we could say, I listen to podcasts to  

sadece eğlenmek içindir ve bu İngilizcedir.

improve my listening skills, for example. 

Örneğin, dinleme becerilerimi geliştirmek için podcast dinliyorum diyebiliriz.

If you are an intermediate English  learner and you can understand mostly me,  

Orta düzeyde İngilizce öğreniyorsanız ve çoğunlukla beni anlıyorsanız

and you'd like to challenge yourself a bit, I  recommend the podcast Stuff You Should Know. It's  

ve kendinizi biraz zorlamak istiyorsanız, Bilmeniz Gerekenler podcast'ini öneririm.

an excellent podcast about tons of different  topics. They have short podcasts that are 15  

Tonlarca farklı konu hakkında mükemmel bir podcast . 15   dakikalık kısa podcast'leri var

minutes. They have longer episodes that are an  hour and the two guys chat back and forth a bit,  

. Bir saatlik daha uzun bölümleri var ve iki adam karşılıklı biraz sohbet ediyor

but they also stick to the subject. So it's  a great way to expand your vocabulary about a  

ama aynı zamanda konuya da bağlı kalıyorlar. İlginizi çekebilecek belirli bir konu hakkında kelime dağarcığınızı genişletmenin harika bir yolu

specific subject that you might be interested in. All right, let's take a look at this sentence.  

. Pekala, bu cümleye bir göz atalım.

I listen to podcasts to improve my listening  skills. First of all, while I'm talking about  

Dinleme becerilerimi geliştirmek için podcast dinliyorum . Öncelikle

this, I'd like you to reform your answers  using the sentence structure. First, we have a  

bundan   bahsederken, cevaplarınızı cümle yapısını kullanarak yeniden düzenlemenizi istiyorum. İlk olarak,

present simple verb tense, I listen, it's  not I'm listening. It's not I have listened.  

şimdiki basit fiil zamanımız var, dinliyorum, dinlemiyorum. Dinlediğim değil.

This is simply I listen. It's a habit, it's  something that you do regularly. I listen to  

Bu sadece dinliyorum. Bu bir alışkanlıktır, düzenli olarak yaptığınız bir şeydir.

podcasts, you could say, because I want to improve  my listening skills. That's okay. No problem. 

Podcast'leri dinliyorum çünkü dinleme becerilerimi geliştirmek istiyorum diyebilirsiniz . Sorun yok. Sorun değil.

But if you want to keep it short and simple,  oftentimes advanced English speakers will  

Ancak kısa ve basit tutmak istiyorsanız, çoğu zaman ileri düzey İngilizce konuşanlar

just say, to improve my listening skills.  I listen to podcasts. Why? Well, this is  

dinleme becerilerimi geliştirmek için sadece şunu söyleyecektir. Podcast dinliyorum. Neden?

the reason, to improve my listening skills.  Excellent advice. Let's take a look at a  

Dinleme becerilerimi geliştirmek için  sebep bu. Mükemmel tavsiye.

couple other of your sentences, and we'll try  to form them into this type of structure with  

Diğer birkaç cümlenize bir göz atalım ve onları bu tür bir yapıya dönüştürmeye çalışacağız

present simple, and then a reason  to. Let's see what you have to say. 

. Bakalım ne diyeceksin.

Dennis says, "I joined The Fearless  Fluency Club to become a fluent speaker."  

Dennis, " Akıcı bir konuşmacı olmak için The Fearless  Fluency Club'a katıldım" diyor.

Lovely. Well, I'll tell you more about The  Fearless Fluency Club at the end of this.  

Sevimli. Pekala, bunun sonunda size The Fearless Fluency Club hakkında daha fazla bilgi vereceğim.

Santosh says, "I learn English by watching movies,  YouTube and practicing it every day." Okay. So  

Santosh, "İngilizce'yi film izleyerek, YouTube izleyerek ve her gün pratik yaparak öğreniyorum" diyor. Tamam aşkım. Yani

here we're using this simple verb tense, I learn,  or we could say I watch movies. I watch movies  

burada bu basit fiil zamanını kullanıyoruz, öğreniyorum veya film izliyorum diyebiliriz.

to improve my daily English vocabulary. Great.  People use normal words, it's not academic,  

Günlük İngilizce kelime dağarcığımı geliştirmek için film   izliyorum. Harika. İnsanlar normal kelimeler kullanır, bu akademik değildir,

generally depending on the TV show or the  movie, but we could say, I watch movies to  

genellikle diziye veya filme göre değişir, ancak

learn real English. I watch movies  to improve my listening skills maybe,  

gerçek İngilizce öğrenmek için film izlerim diyebiliriz. Filmleri belki dinleme becerilerimi geliştirmek

or just to have a good time. Let's take  a look at some of your other sentences. 

veya sadece iyi vakit geçirmek için izliyorum. Diğer cümlelerinize bir göz atalım.

All right. I watch YouTube videos to expand  my vocabulary. Alberto, beautiful sentence.  

Elbette. Kelime dağarcığımı genişletmek için YouTube videoları izliyorum . Alberto, güzel cümle.

I watch YouTube videos. Why? What's the reason?  To expand my vocabulary. So here, this is just  

YouTube videoları izliyorum. Neden? Sebebi nedir? Kelime dağarcığımı genişletmek için. Yani burada, bu sadece

the ... we call that the infinitive. If you  want to deep dive into grammar, I know I've  

... biz buna mastar diyoruz. Dilbilgisi konusuna derinlemesine dalmak istiyorsanız,

been throwing around a lot of grammar words and  you guys are doing excellently. This is the real  

birçok dilbilgisi sözcüğünü etrafa saçtığımı ve sizin de mükemmel bir şekilde yaptığınızı biliyorum.

practical way to use it, to improve my English  skills or to understand more vocabulary. Lovely.  

İngilizce becerilerimi geliştirmek veya daha fazla kelime dağarcığı anlamak için onu kullanmanın gerçek   pratik yolu budur. Sevimli.

Veronica ask, "Could you repeat the podcast that  you mentioned?" Yes. The podcast that I mentioned  

Veronica, "Bahsettiğiniz podcast'i tekrar edebilir misiniz ?" diye soruyor. Evet. Bahsettiğim podcast'in

is called Stuff You Should Know. I'll write that  out here. Stuff You Should Know. Lovely podcast.  

adı Bilmeniz Gerekenler. Bunu buraya yazacağım. Bilmeniz Gerekenler Güzel podcast.

There's plenty of others as well, but  that's one that I enjoy listening to. 

Başka pek çok şarkı da var ama bu dinlemekten keyif aldığım bir parça.

Let's take a look at Natsennit says, "I listen  to YouTube videos." Okay maybe you listen to  

Natsennit'in "YouTube videoları dinliyorum" demesine bir göz atalım . Tamam belki

them or you watch them. I enjoy YouTube videos  to get used to real American English. Beautiful  

onları    dinlersin veya izlersin. Gerçek Amerikan İngilizcesine alışmak için YouTube videolarından keyif alıyorum. Güzel

sentence. I watch YouTube videos to get used  to, you're using to get used to as well. This  

cümle. YouTube videolarını alışmak için izliyorum , siz de alışmak için kullanıyorsunuz. Bu

means to feel more comfortable with something.  I need to get used to listening to fast English,  

bir şeyde daha rahat hissetmek anlamına gelir. Hızlı İngilizce dinlemeye alışmam gerekiyor,

not just stuff from a textbook, I need to get used  to real English. That's why you're here to learn  

yalnızca bir ders kitabından şeyler değil, gerçek İngilizceye alışmam gerekiyor. Bu nedenle,

how people really speak so that when you  visit New York City, like my example earlier,  

daha önce verdiğim örnekte olduğu gibi, New York'u ziyaret ettiğinizde

you're not shocked to be able to do this. Lovely. Prasad says, "I follow US vloggers to learn  

bunu yapabildiğiniz için şok olmayacak şekilde   insanların gerçekte nasıl konuştuğunu öğrenmek için buradasınız. Sevimli. Prasad, "Amerikan argosunu öğrenmek için ABD'li vloggerları takip ediyorum

American slang." Beautiful grammar. I love it. I  love it. I follow US vloggers to learn American  

" diyor. Güzel gramer. Bayıldım. Bayıldım. Amerikan argosunu öğrenmek için ABD'li vlogger'ları takip ediyorum

slang. Lovely. All right. Before we go to our  practice conversation together, I would like to  

. Sevimli. Elbette. Birlikte pratik sohbetimize gitmeden önce, hep

say one sentence altogether. No matter where  you are around the world, I hope that you can  

birlikte bir cümle söylemek istiyorum. Dünyanın neresinde olursanız olun, umarım

use those pronunciation speaking muscles, and I'm  going to write it out here. I watch YouTube videos  

bu telaffuz konuşma kaslarını kullanabilirsiniz ve ben de bunu buraya yazacağım.

to learn real English. Okay. I imagine this  is true for all of you, because you are here  

Gerçek İngilizce öğrenmek için   YouTube videoları izliyorum. Tamam aşkım. Bunun hepiniz için geçerli olduğunu düşünüyorum çünkü

right now on YouTube. I imagine you are probably  here so that you can learn real American English. 

şu anda burada   YouTube'dasınız. Muhtemelen gerçek Amerikan İngilizcesi öğrenmek için burada olduğunuzu hayal ediyorum.

So, let's say the sentence  altogether. Are you ready?  

O halde cümleyi hep birlikte söyleyelim. Hazır mısın?

I watch YouTube videos to learn real English. I  watch YouTube videos to learn real English. So if  

Gerçek İngilizce öğrenmek için YouTube videoları izliyorum. Gerçek İngilizce öğrenmek için YouTube videoları izliyorum. Yani

Nalitta was talking with Amad, two  of our friends who are here today,  

Nalitta, bugün burada bulunan iki  arkadaşımızla Amad ile konuşuyorsa

and Nalitta says, "Hey, how do you learn English?  Your English is great. What has worked for you?"  

ve Nalitta "Hey, İngilizceyi nasıl öğreniyorsun? İngilizcen harika. Senin için ne işe yaradı?"

He might say, "Oh, I watch YouTube videos." And  Nalitta might ask Amad, "Why do you do that?  

"Ah, YouTube videoları izliyorum" diyebilir. Ve Nalitta, Amad'a "Bunu neden yapıyorsun?

That seems like it takes a lot of time."  And he said, "Oh, I watch YouTube videos  

Bu çok zaman alıyor gibi görünüyor" diye sorabilir. Ve dedi ki, "Ah,

to learn real English. I decided not to study  textbooks, and YouTube has been the way to go. I  

gerçek İngilizce öğrenmek için YouTube videoları izliyorum . Ders kitaplarını çalışmamaya karar verdim ve yolum YouTube oldu.

watched YouTube to learn real English. Lovely. Let's read a couple more of these sentences.  

Gerçek İngilizce öğrenmek için YouTube izledim. Güzel. Bu cümlelerden birkaç tane daha okuyalım .   Paragrafları

I try to read some English textbooks to understand  paragraphs. Okay. So if your goal is to understand  

anlamak için bazı İngilizce ders kitaplarını okumaya çalışıyorum . Tamam. Yani amacınız

more academic English, or maybe you need to, or  you just want to improve your reading skills.  

daha fazla akademik İngilizce  anlamaksa veya belki buna ihtiyacınız varsa veya yalnızca okuma becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız.   Diyebilirsiniz ki,

Well, you might say, I try to read, try here is  our simple verb. Or we could just say, I read,  

deniyorum okuyun, deneyin basit fiilimizdir. Veya şöyle diyebiliriz, okudum,

I read some English textbooks, maybe medical  journals, maybe some academic journals or  

Bazı İngilizce ders kitapları, belki tıp dergileri, belki bazı akademik dergiler veya

books. I read some English books to ... Why?  What's the reason? To understand paragraphs,  

kitaplar. Bazı İngilizce kitaplar okudum... Neden? Sebebi nedir? Paragrafları anlamak,

to understand how Senate structure is formed. And  thank you for bringing this up because reading is  

Senato yapısının nasıl oluştuğunu anlamak için. Ve bunu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederiz çünkü okumak

an excellent way to boost your vocabulary. I think  it's a good way to have a fun time. Personally I  

kelime dağarcığınızı geliştirmenin harika bir yoludur. Bence eğlenmek için iyi bir yol. Şahsen

love to read, I have many videos on my channel  about reading, book recommendations, all of this. 

ben   okumayı seviyorum, kanalımda okuma, kitap önerileri ve tüm bunlar hakkında birçok video var.

So if you would like any of  those in the description of  

Yani,

almost all of my videos, there is a  link to my book recommendations. So,  

videolarımın neredeyse tamamının açıklamasında bunlardan herhangi birini isterseniz, kitap önerilerime giden bir bağlantı var. Dolayısıyla,

children's book recommendations, beginner,  adult book recommendations, nonfiction, American  

çocuk kitabı önerileri, başlangıç ​​seviyesi, yetişkin kitap önerileri, kurgu dışı,

books about life in the US, or American books,  if you're interested in the cultural side,  

ABD'deki yaşamla ilgili Amerikan   kitapları veya kültürel yönüyle ilgileniyorsanız Amerikan kitapları

I hope that will be just helping you to expand  your vocabulary and your interest in English.  

umarım bunlar yalnızca kelime dağarcığınızı ve bilgi dağarcığınızı genişletmenize yardımcı olur. İngilizceye ilgi.

When you immerse yourself, that's when you  have the best time and you improve the most. 

Kendinizi kaptırdığınız zaman, en iyi zamanınız olur ve kendinizi en iyi şekilde geliştirirsiniz.

All right, let's go on to our practice  conversation. What I would like you to do  

Pekala, pratik sohbetimize devam edelim .

for this part is, I'd like you to take a deep  breath wherever you are around the world,  

Bu kısım için   yapmanızı istediğim şey, dünyanın neresinde olursanız olun derin bir nefes almanızı istiyorum,

are you ready? Let's take a deep breath, will help  to calm your body and your mind. And I would like  

hazır mısınız? Derin bir nefes alalım, vücudunuzu ve zihninizi sakinleştirmeye yardımcı olacaktır. Ve

you to speak out loud during this part. Imagine  that we're having a conversation, whether that is  

bu kısımda yüksek sesle konuşmanızı istiyorum. Bir sohbet ettiğimizi hayal edin, ister

something that makes you feel excited or  something that makes you feel nervous,  

sizi heyecanlandıran, ister endişelendiren bir şey olsun,

let's do it together. Are you ready? Let's  take a deep breath. Maybe one more time. 

bunu birlikte yapalım. Hazır mısın? Derin bir nefes alalım. Belki bir kez daha.

Okay. Let's imagine this scene. You are visiting  New York, you're walking along the streets. You  

Tamam aşkım. Bu sahneyi hayal edelim. New York'u ziyaret ediyorsunuz, sokaklarda yürüyorsunuz.

decide to turn into Central Park. It's so green  and it's a beautiful day. The sky is blue and  

Central Park'a dönüşmeye karar verdiniz. Hava çok yeşil ve güzel bir gün. Gökyüzü mavi ve

you see someone throwing a frisbee. I love  to throw a frisbee. That's why I wrote this.  

birinin frizbi attığını görürsünüz. Frizbi atmayı severim. Bu yüzden bunu yazdım.

You see someone throwing a frisbee, and you  slowly walk up to that person because they  

Frizbi atan birini görüyorsunuz ve biraz tanıdık göründükleri için yavaşça o kişiye doğru yürüyorsunuz

look a little familiar, and then  you say, "Vanessa, is that you?"  

ve sonra "Vanessa, sen misin?" diyorsun.

And I turn to you and I say ... So this  is the beginning of our conversation,  

Ve sana dönüyorum ve diyorum ki... Yani bu konuşmamızın başlangıcı,

I'm going to be asking you a question and then  I'll pause, and I would like you to try to  

Size bir soru soracağım ve ardından ara vereceğim ve sizden

speak out loud and answer. After we go through  this, I'll go back and give you a sample answer  

yüksek sesle konuşup cevap vermeye çalışmanızı istiyorum . Bunu inceledikten sonra , geri dönüp size örnek bir yanıt vereceğim

so that you can just have an idea about what  you could say. But let's practice together. 

böylece ne söyleyeceğiniz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz . Ama birlikte pratik yapalım.

So I'm throwing the frisbee and you say, "Vanessa,  is that you?" And I turn to you and say, "Hi,  

Ben frizbi atıyorum ve sen "Vanessa, sen misin?" diyorsun. Ben de sana dönüp "Merhaba,

yeah, I'm Vanessa. What's your name?"  All right? I want you to say out loud,  

evet, ben Vanessa. Adın ne?" Elbette? Yüksek sesle,

you can say, "Hi, I'm Mark or hi, I'm Adith. Hi,  I'm Marie." So you can say this out loud and you  

"Merhaba, ben Mark veya merhaba, ben Adith. Merhaba, ben Marie" diyebilirsin. Yani bunu yüksek sesle söyleyebilir ve

can write it in the chat box as well. Are you  ready? "Hi. Yes, I'm Vanessa. What's your name?  

sohbet kutusuna da yazabilirsiniz. Hazır mısın? "Merhaba. Evet, ben Vanessa. Adın ne?

It's nice to meet you. Where are you from?"  So you can speak out loud. Tell me that  

Tanıştığımıza memnun oldum. Nerelisin?" Böylece yüksek sesle konuşabilirsiniz. Bunu bana   söyle

and write it in the chat box. "It's so  nice to meet you. Where are you from?  

ve sohbet kutusuna yaz. " Tanıştığıma çok çok memnun oldum. Nerelisin?

Oh, thank you so much for learning English with  me. How long have you been learning English?"  

Ah, benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim . Ne kadar zamandır İngilizce öğreniyorsun?"

This is your chance. So you can use, I've been  learning English since a time or you can use,  

Bu senin şansın. Yani kullanabilirsiniz, bir zamandan beri İngilizce öğreniyorum veya   Bir süredir

I've been learning English for a  duration of time. This is your chance  

İngilizce öğreniyorum . Bu,

to use this sentence structure. Let me ask you one more time.  

bu cümle yapısını kullanmak için   şansınız. Sana bir kez daha sorayım.

"Thanks so much for learning English with  me. How long have you been learning English?"  

"Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler . Ne zamandır İngilizce öğreniyorsun?"

I see here some great sentences. So  here Bonnie says, "I've been learning  

Burada harika cümleler görüyorum. Bonnie burada "

English since I moved to New York, about  seven years ago." Oh, this is your home.  

Yaklaşık yedi yıl önce New York'a taşındığımdan beri İngilizce öğreniyorum " diyor. Burası senin evin.

Venus says, "I've been learning English since  two years ago or four, two years." Elum says,  

Venüs, " İki yıldan beri veya dört, iki yıldan beri İngilizce öğreniyorum" diyor. Elum,

"I've been learning English since 2016." "Lovely.  Wow. That's great. I hope you're having a great  

"2016'dan beri İngilizce öğreniyorum" diyor. "Güzel. Vay canına. Bu harika. Umarım

time in New York. And I'm curious, how do  you learn English? Your English is awesome." 

New York'ta harika vakit geçiriyorsundur. Merak ediyorum, İngilizceyi nasıl öğreniyorsun? İngilizcen harika."

This is your chance to answer the  question. How do you learn English?  

Bu, soruyu yanıtlama şansınız . İngilizce nasıl öğrenirsin?

"Let me know. What's your secret. Your English  is awesome. What are you doing that's working,  

"Biliyorum. Sırrın ne. İngilizcen harika. İşe yarayan ne yapıyorsun,

I would love to know. For me, even  though I'm not an English learner,  

bilmek isterim. Benim için, İngilizce öğrenen biri olmamama rağmen,

this is something that I'm always curious  about. First of all, I am a language lover,  

bu her zaman merak ettiğim bir şeydir . Her şeyden önce, ben bir dil aşığıyım,

I'm also a lifelong French learner. So  maybe your tips will help me for French,  

Aynı zamanda ömür boyu Fransızca öğreniyorum. Yani ipuçlarınız bana Fransızca konusunda yardımcı olabilir,

but also as an English teacher, I always want  to know what works for my students so that I can  

ama aynı zamanda bir İngilizce öğretmeni olarak, öğrencilerim için neyin işe yaradığını her zaman bilmek isterim.

recommend that to other people, and just  so I can help my students more effectively.  

bunu   diğer insanlara önerebilirim ve sırf öğrencilerime daha etkili bir şekilde yardımcı olabilmek için.

So, I want to know, how do you learn English? What  do you do? Your English is awesome. Let me know." 

Peki, İngilizceyi nasıl öğreniyorsunuz? Ne  iş yapıyorsunuz? İngilizceniz harika. Bana bildirin."

It's your chance to say that out loud and  then I'll read it in the comments. Go ahead.  

Bunu yüksek sesle söyleme şansınız var, ardından yorumlarda okuyacağım. Devam etmek.

"I learn English by practicing it every day to  become a better speaker." Lovely. Eleanor says,  

" Daha iyi bir konuşmacı olmak için her gün pratik yaparak İngilizce öğreniyorum." Sevimli. Eleanor,

"I think and talk in English to improve my  confidence." So you think and you talk in English  

"Kendime güvenimi geliştirmek için İngilizce düşünüyor ve konuşuyorum " diyor. Yani İngilizce düşünüyor ve İngilizce konuşuyorsunuz

maybe to yourself to improve your English. This  is a lovely sentence. You know what? I'm going to  

belki İngilizcenizi geliştirmek için kendi kendinize. Bu güzel bir cümle. Biliyor musun?

write this out in the chat box here so that others  can see this as well. I think and talk to myself  

Başkalarının da görebilmesi için bunu buradaki sohbet kutusuna yazacağım . Geliştirmek için İngilizce düşünür ve kendi kendime konuşurum

in English to improve, let's say to grow,  that's a lovely verb, to grow my confidence. 

, hadi büyümek diyelim, bu güzel bir fiil, özgüvenimi artırmak için.

I know a lot of you do this when you  maybe are driving to work and you think,  

Çoğunuzun bunu işe arabayla giderken yaptığınızı biliyorum ve

"What do I need to do at work today?" Well, first  of all, I need to sign in and then I need to look  

"Bugün işte ne yapmam gerekiyor?" diye düşünüyorsunuz. Her şeyden önce, oturum açmam gerekiyor ve ardından kağıtlarıma bakmam gerekiyor

through my papers. And after that, I probably  have to go to a meeting, blah, blah, blah,  

. Ve ondan sonra, muhtemelen bir toplantıya gitmem gerekiyor, falan,

blah, blah. You talk about your day to yourself  in English. This is a beautiful way to start  

falan, falan. Kendi kendinize İngilizce olarak gününüz hakkında konuşursunuz . Bu, özgüveninizi artırmaya başlamak için harika bir yoldur

growing your confidence, especially if right now  you feel really nervous about speaking English to  

, özellikle de şu anda başka biriyle İngilizce konuşma konusunda gerçekten gergin hissediyorsanız

someone else. If you ran into me in Central Park  and you were so nervous that you just turned away  

. Central Park'ta bana rastladıysanız ve o kadar gerginseniz, arkanızı dönersiniz

and didn't speak with me. Well, this is a great  way to get started to speak just to yourself where  

ve benimle konuşmazsınız. Bu, kimsenin dinlemediği ve baskının olmadığı bir ortamda yalnızca kendi kendinize konuşmaya başlamak için harika bir yoldur

no one else is listening and there's no pressure. All right, let's continue with this conversation.  

. Pekala, bu sohbete devam edelim.

So I said, "I'm curious, how do you  learn English? Your English is awesome."  

Ben de "Merak ediyorum, İngilizceyi nasıl öğreniyorsunuz? İngilizceniz harika." dedim.

And you said, Zora says, "I watch YouTube  channels to improve my English skills." Great.  

Zora, " İngilizce becerilerimi geliştirmek için YouTube  kanallarını izliyorum" dediniz. Harika.

And I say, "Wow, you are really dedicated to  improving your English. Thanks for saying hi  

Ben de "Vay canına, kendinizi İngilizcenizi geliştirmeye gerçekten adadınız. Bana merhaba dediğiniz için teşekkürler

to me and keep up the great work with  English. I'll see you on YouTube. Bye."  

ve İngilizce ile harika çalışmaya devam edin . YouTube'da görüşürüz. Hoşçakalın."

Congratulations. First of all, you had  the confidence to speak and you did it.  

Tebrikler. Her şeyden önce, konuşacak özgüvene sahiptiniz ve bunu da yaptınız.

Now take a deep breath. We're going to do  this again a little bit faster. I'm going  

Şimdi derin bir nefes alın. Bunu tekrar biraz daha hızlı yapacağız.

to go through it. I'm not going to give any  explanations or tips, I'm just going to speak  

Üzerinden  geçeceğim. Herhangi bir açıklama veya ipucu vermeyeceğim, sadece konuşacağım

and ask you the questions in our conversation  and you'll have a chance to say it again. So,  

ve görüşmemizdeki soruları size soracağım ve tekrar söyleme şansınız olacak. Yani,

that was a practice. This is the real deal. You really see me throwing a frisbee and say, "Oh,  

bu bir alıştırmaydı. Gerçek anlaşma bu. Gerçekten beni frizbi atarken görüyorsunuz ve "Oh,

Vanessa, is that you?" And I say, "Hi.  Yes, I'm Vanessa. What's your name?  

Vanessa, sen misin?" Ben de "Merhaba. Evet, ben Vanessa. Adınız ne?

Oh, it's so nice to meet you. Where are you from?  

Ah, sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Nerelisiniz?

Thanks so much for learning English with  me. How long have you been learning English?  

Benimle  İngilizce öğrendiğiniz için çok teşekkürler . Ne zamandır İngilizce öğreniyorsunuz?

Wow, that's great. I hope you  have a good trip to New York.  

Vay canına , bu harika. Umarım New York'a iyi yolculuklar geçirirsiniz.

Now, I'm curious. How do you learn  English? Your English is awesome.  

Şimdi merak ediyorum. İngilizceyi nasıl  öğreniyorsunuz? İngilizceniz harika.   Vay canına. Kendinizi İngilizcenizi

Wow. You are really dedicated to improving your  English. Thanks so much for learning with me.  

geliştirmeye gerçekten adadınız . ile öğrendiğiniz için çok teşekkürler ben.

Keep up the great work with English, and I'll see  you on YouTube. Bye." You did it. And you walk  

İngilizce ile harika çalışmaya devam edin. YouTube'da görüşürüz. Hoşçakalın." Sen yaptın. Ve

away from that conversation and go, "I did it." I hope that helped you to use what you learned  

o sohbetten   uzaklaşıp "Ben yaptım" dersiniz. Umarım bu, bugün öğrendiklerinizi   kullanmanıza

today, grow your skills a little bit and to gain  some confidence because really that's the trick,  

, becerilerinizi biraz geliştirmenize ve  biraz güven kazanmanıza  yardımcı olmuştur çünkü gerçekten işin püf noktası budur,   kendinize

is when you have more confidence, it doesn't  matter if you know the perfect verb tense,  

daha fazla güvendiğiniz zaman, mükemmel fiil zamanını bilip bilmemeniz önemli değildir,

the perfect words to use. When you have the  confidence to be able to speak even just  

kullanmak için mükemmel kelimeler. Bu dersin başında

a little bit more than you had at the  beginning of this lesson, you'll be able  

sahip olduğunuzdan biraz daha fazla konuşabilecek özgüvene sahip olduğunuzda ,

to take those opportunities to speak, which will  eventually help you to grow your skills as well.  

konuşmak için bu fırsatları değerlendirebileceksiniz ve bu da sonunda becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.

So, I hope that this has helped you. And if speaking with someone makes  

Umarım bu size yardımcı olmuştur. Ve birisiyle konuşmak

you feel very nervous, this is very normal. I  recommend practice speaking with someone who  

sizi çok gergin hissettiriyorsa, bu çok normaldir. Size kendinizi rahat hissettiren biriyle konuşma pratiği yapmanızı öneririm

makes you feel comfortable. Maybe that's a teacher  at your school, maybe that's a friend, maybe it's  

. Belki bu okulunuzdaki bir öğretmendir , belki bu bir arkadaştır, belki

a coworker, maybe you have an American coworker  who is living in your country and you say, "Hey,  

bir iş arkadaşıdır, belki ülkenizde yaşayan Amerikalı bir iş arkadaşınız vardır ve "Hey,

do you want to get some coffee after work today?"  Or maybe not coffee if it's late at night.  

bugün işten sonra biraz kahve içmek ister misiniz?" Ya da gece geç saatlerde kahve içemezsin.

"Do you want to go get a drink after  work tonight?" And you spend some time  

"Bu akşam işten sonra bir şeyler içmeye gitmek ister misin ?" Ve

chatting together. This is kind of low  pressure, you're not giving a presentation,  

birlikte   sohbet ederek biraz zaman geçirirsiniz. Bu bir tür alçakgönüllülüktür, bir sunum yapmıyorsunuz,   seyahatiniz

you're not trying to book an important event for  your trip. You're just chatting with someone. 

için önemli bir etkinlik için rezervasyon yapmaya çalışmıyorsunuz . Sadece biriyle sohbet ediyorsun. Önce

Speak with someone who you feel comfortable with  first. Maybe that's just yourself speaking alone  

yanında rahat hissettiğiniz biriyle konuşun . Belki de

in your car, like I mentioned before, but when you  speak with someone who makes you feel comfortable,  

daha önce bahsettiğim gibi arabanızda tek başınıza konuşuyorsunuzdur, ancak sizi rahat hissettiren biriyle konuşmak

it can help you to grow your confidence. If  you don't have someone who you feel comfortable  

güveninizi artırmanıza yardımcı olabilir. Şu anda rahatça konuşabileceğiniz biri yoksa

speaking with right now, that's the question.  That's the big question. How can I find someone  

, soru bu. Büyük soru bu. Rahatça konuşabileceğim birini nasıl bulabilirim

who I can feel comfortable speaking with? Well,  let me say no one understands exactly how you feel  

? Pekala, başka bir İngilizce öğrenen dışında hiç kimsenin tam olarak nasıl hissettiğinizi anlamadığını söyleyeyim

except for another English learner. So when  English learners come together and speak together,  

. Dolayısıyla, İngilizce öğrenenler bir araya gelip birlikte konuştuklarında,

they understand exactly how each other are  feeling. "Oh, you feel nervous too?" "Yeah,  

birbirlerinin tam olarak nasıl hissettiğini anlarlar . "Ah, sen de gergin misin?" "Evet,

my heart is racing. Okay. Let's just take a  moment. Oh, I'm sorry. I said the wrong word."  

kalbim gümbür gümbür atıyor. Tamam. Bir dakika bekleyelim. Ah, üzgünüm. Yanlış kelimeyi söyledim."

"Oh, I'm sorry, I said the wrong word too." "Oh,  we both said the wrong word. Oh, it's okay. Yes." 

"Ah, özür dilerim, ben de yanlış kelimeyi söyledim." "Ah, ikimiz de yanlış kelime söyledik. Ah, sorun değil. Evet." İngilizce

When you speak with someone else who's learning  English, you can encourage each other and really  

öğrenen başka biriyle konuştuğunuzda birbirinizi cesaretlendirebilir ve

help each other. And that is something that my  thousands of students in The Fearless Fluency  

birbirinize gerçekten yardımcı olabilirsiniz. Ve bu, The Fearless Fluency

Club English course do, motivated English learners  speak together from around the world each week,  

Club English kursundaki binlerce öğrencimin yaptığı bir şeydir, motive olmuş İngilizce öğrenenler her hafta dünyanın dört bir yanından birlikte konuşurlar,

they practice English, but most importantly, they  encourage each other and help each other to speak  

İngilizce pratik yaparlar, ancak en önemlisi, birbirlerini cesaretlendirir ve birlikte konuşmalarına yardımcı olurlar

together. So, if you don't have anyone who you  feel like you could speak with comfortably,  

. Bu nedenle, rahat konuşabileceğiniz biri yoksa

I recommend joining the course and learning  real American English, will help you to speak  

kursa katılmanızı ve gerçek Amerikan İngilizcesi öğrenmenizi tavsiye ederim.

confidently, express yourself, and I think in the  end, help you to feel good about your progress. 

ilerlemeniz hakkında iyi hissedin.

Sometimes when you're an intermediate English  learner, you think, "I haven't been progressing.  

Bazen orta düzeyde İngilizce öğrenen biriyken "İlerleme kaydedemedim.

I've just been learning the same things.  And I just can't remember anything." So,  

Sadece aynı şeyleri öğreniyorum. Ve hiçbir şey hatırlayamıyorum" diye düşünürsünüz. Yani,

something needs to change. If you feel like, I  just reached, we call it a plateau. Well, that's  

bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Az önce ulaştım derseniz yayla diyoruz. Pekala, bu

kind of a sign that something needs to change.  If you have been, like everyone mentioned here,  

bir şeylerin değişmesi gerektiğine dair bir tür işaret. Burada adı geçen herkes gibi

listening to podcasts, watching movies, watching  my YouTube videos. Great. This has helped you to  

podcast dinlediyseniz, film izlediyseniz, YouTube videolarımı izlediyseniz. Harika. Bu,

get to that point. But now if it's plateaued or  leveled out, something needs to change to help  

o noktaya gelmenize   yardımcı oldu. Ancak şimdi, sabitlenmiş veya dengelenmişse, bir sonraki aşamaya geçmenize yardımcı olacak bir şeylerin değişmesi gerekir

you get to the next level. And usually that means  taking some big action, maybe something that makes  

. Ve bu genellikle büyük bir adım atmak anlamına gelir, belki

you feel a little bit nervous, some risk. And  usually that is speaking when it comes to English. 

sizi biraz gergin hissettiren bir şey, biraz risk. Ve  konu İngilizce olduğunda bu genellikle konuşmaktır.

So, I recommend if you don't have someone to speak  with, join us in The Fearless Fluency Club, we do  

Bu nedenle, konuşacak kimseniz yoksa The Fearless Fluency Club'da bize katılmanızı öneririm.

not learn classroom English, you will learn real  American English spoken by real American English  

Sınıf İngilizcesi öğrenmiyoruz, gerçek Amerikan İngilizcesi konuşanlar tarafından konuşulan gerçek Amerikan İngilizcesini öğreneceksiniz

speakers, and you'll learn real vocabulary so that  you don't waste your time with unimportant words.  

ve gerçek kelimeleri öğreneceksiniz. böylece önemsiz kelimelerle zamanınızı boşa harcamazsınız.

I know there are often lists that say, "Learn  5,000 English words right now in 10 minutes."  

Sıklıkla " Şu anda 10 dakikada 5.000 İngilizce kelime öğrenin" diyen listeler olduğunu biliyorum.

Do you think this is practical? Absolutely  not. Our brains were not meant for that  

Bunun pratik olduğunu düşünüyor musunuz? Kesinlikle hayır. Beynimiz bu

type of information, but in The Fearless  Fluency Club, you will learn real vocabulary,  

tür bilgiler için tasarlanmamıştır, ancak Korkusuz Akıcılık Kulübü'nde gerçek kelimeleri,

only the most important words that will help you  to express yourself in a lot of different topics. 

yalnızca kendinizi birçok farklı konuda ifade etmenize yardımcı olacak en önemli kelimeleri öğreneceksiniz.

You'll also learn real phrasal verbs so that  you can fluently use them in daily conversation.  

Ayrıca günlük konuşmalarda akıcı bir şekilde kullanabilmek için gerçek deyimsel fiilleri de öğreneceksiniz . Bir

If you have been learning English  on my YouTube channel for a while,  

süredir YouTube kanalımda İngilizce öğreniyorsanız,

you know that phrasal verbs are not just  useful in English, they are essential.  

deyimsel fiillerin İngilizce'de yalnızca yararlı olmadığını, aynı zamanda gerekli olduğunu da bilirsiniz.

They are everywhere. So, this will be an important  puzzle piece in your English learning journey.  

Onlar heryerde. Dolayısıyla bu, İngilizce öğrenme yolculuğunuzda önemli bir yapboz parçası olacaktır.

And you will also learn real American English  pronunciation so that you can speak naturally  

Ayrıca doğal   ve net bir şekilde konuşabilmek için gerçek Amerikan İngilizcesi telaffuzunu da öğreneceksiniz.

and clearly, this doesn't mean that you will  completely lose your native accent. That is  

Bu, ana aksanınızı  tamamen kaybedeceğiniz anlamına gelmez. Bu,

part of who you are. It shows people, "Hey, that  guy knows more than one language, that's awesome." 

kim olduğunuzun   bir parçasıdır. İnsanlara "Hey, bu adam birden fazla dil biliyor, bu harika."

But we will help you to be able to speak clearly,  which will also boost your confidence. Because  

Ancak net bir şekilde konuşabilmeniz için size yardımcı olacağız ve bu da kendinize olan güveninizi artıracaktır. Çünkü

I know when you're speaking and you try to say  something and the other person continues to say,  

ne zaman konuştuğunu biliyorum ve bir şey söylemeye çalışıyorsun ve diğer kişi

"Sorry, I didn't understand. What  was that? Can you say that again?"  

"Üzgünüm, anlamadım. O  neydi? Bunu tekrar söyleyebilir misin?"

That can be really frustrating because at least  for me, when that has happened to me in French,  

Bu gerçekten sinir bozucu olabilir çünkü en azından benim için, bu Fransızca başıma geldiğinde,

I feel like I know what I was trying  to say. Why can't they understand?  

ne söylemeye çalıştığımı biliyormuşum gibi hissediyorum . Neden anlamıyorlar?

Am I not saying it right? And you  just lose a lot of confidence. 

Doğru söylemiyor muyum? Ve kendinize olan güveninizi büyük ölçüde kaybedersiniz.

So when your pronunciation  is clear and understandable,  

Telaffuzunuz net ve anlaşılır olduğunda,

great, you can grow that confidence because  other people will be able to speak with you  

harika, bu güveni artırabilirsiniz çünkü diğer insanlar sizinle konuşabilecek

and they won't be constantly asking, "What'd  you say? What was that?" They'll just have  

ve sürekli olarak "Ne dediniz? O neydi?"

a good time talking with you. That makes them  feel good, makes you feel good. It's beautiful.  

Sizinle konuşurken iyi vakit geçirecekler. Bu onların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar, sizin de kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Bu güzel.

I was just saying that in The Fearless Fluency  Club, there is a chance to be able to speak  

Korkusuz Akıcılık Kulübü'nde

together and really feel connected to other people  in our community Facebook group. So we have a  

birlikte konuşabilme ve topluluk Facebook grubumuzdaki diğer insanlarla gerçekten bir bağ kurabilme şansı olduğunu söylüyordum . Yani bir

Facebook group, and each Sunday I give a  live Facebook lesson, just like this one.  

Facebook grubumuz var ve her Pazar tıpkı bunun gibi canlı bir Facebook dersi veriyorum.

So you are able to connect with me,  connect with other English learners.  

Böylece benimle, diğer İngilizce öğrenenlerle bağlantı kurabilirsiniz.

And it's a good chance to get feedback from  me because you're able to ask me questions  

Benden geri bildirim almak için iyi bir fırsat çünkü bana

each week, you can also contact me through email. But it feels like you are part of the community,  

her hafta soru sorabilirsiniz   ve benimle e-posta yoluyla da iletişime geçebilirsiniz. Ancak topluluğun bir parçası olduğunuzu hissediyor

and I think that this special piece of the  internet is a beautiful place. So I hope that  

ve bence internetin bu özel parçası güzel bir yer. Bu yüzden,

when you join The Fearless Fluency Club, you enjoy  being welcomed by thousands of motivated English  

The Fearless Fluency Club'a katıldığınızda, motive olmuş binlerce İngilizce öğrencisi tarafından karşılanmaktan keyif alacağınızı

learners, and you can start to speak together.  So, if you are ready to take your English to the  

ve birlikte konuşmaya başlayabileceğinizi umuyorum. İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız

next level, feel free to join me in The Fearless  Fluency Club. There is a link in the description  

, The Fearless  Fluency Club'da bana katılmaktan çekinmeyin . Açıklamada

to get a $60 discount. This is going to help you  join with less risk. I also offer a $30 or 30 day  

60 ABD doları indirim almak için bir bağlantı var. Bu, daha az riskle katılmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca 30 ABD doları veya 30 günlük

refund. No questions asked. So if you join the  course, get $60 off and you think, "Maybe this  

geri ödeme teklif ediyorum. Soru sorulmadı. Yani kursa katılırsanız , 60$ indirim kazanın ve "Belki bu

actually isn't for me." Just send me an email,  "Vanessa, sorry. I don't think this course is  

aslında bana göre değil" diye düşünürsünüz. Bana "Vanessa, üzgünüm. Bu kursun

for me." I'll say, "Okay, no problem. You have  a refund immediately. No hassle, no problems." 

bana uygun olduğunu düşünmüyorum." şeklinde bir e-posta göndermeniz yeterli. "Tamam, sorun değil. Hemen geri ödemeniz var. Zahmet yok, sorun yok" diyeceğim.

And I hope that it will provide a low risk  way for you to join the course, because  

Ve kursa katılmanız için düşük riskli bir yol sağlayacağını umuyorum , çünkü

I have no doubt, I am fully confident that  it will help you to improve your confidence,  

Güveninizi geliştirmenize,

express yourself and finally feel like you are  part of an English family where you can, yes,  

kendinizi ifade etmenize ve sonunda İngilizce'nin bir parçasıymışsınız gibi hissetmenize  yardımcı olacağından hiç şüphem yok, eminim. evet,

use your English that you love and that you can  take that into the real world. That's the goal.  

sevdiğiniz İngilizcenizi kullanabileceğiniz ve bunu gerçek dünyaya taşıyabileceğiniz bir aile. Amaç bu.

So there's a link in the description where you  can join The Fearless Fluency Club for $60 off.  

Açıklamada The Fearless Fluency Club'a 60$ indirimle katılabileceğiniz bir bağlantı var.

Yes. Thank you so much for writing this out in  the comment, Sivan. Wonderful, wonderful. Yes. 

Evet. Bunu yoruma yazdığın için çok teşekkür ederim Sivan. Harika harika. Evet.

Before we go today, I would like to thank you  for learning English with me and for celebrating  

Bugün gitmeden önce, benimle İngilizce öğrendiğin ve

4 million subscribers. How wonderful with this  live English lesson, I would like to know, before  

4 milyon aboneyi kutladığın için sana teşekkür etmek istiyorum. Bu canlı İngilizce dersinin ne kadar harika olduğunu bilmek isterim,

we go, if you have any questions for me, we have  about 10 minutes. So if you have any questions,  

gitmeden önce, bana herhangi bir sorunuz varsa, yaklaşık 10 dakikamız var. Herhangi bir sorunuz varsa

this is your chance. Yafi asked, "Would you  offer a scholarship for your English course?" So  

bu sizin şansınız. Yafi, " İngilizce kursunuz için burs verir misiniz?" diye sordu. Dolayısıyla

this discount is like a scholarship. This  is something from my pocket where I say,  

bu indirim bir burs gibidir. Bu cebimden,

"I'm going to give up this $60 and say,  you can join the course. No problem." And  

"Bu 60 dolardan vazgeçip kursa katılabilirsin diyeceğim. Sorun değil" dediğim bir şey. Ve   Kursa katılabilmenin

I hope it will be a low risk, wonderful  way to be able to join the course. 

düşük riskli, harika bir yolu olacağını umuyorum .

Mauricio has a question. Thank you, Mauricio for  

Mauricio'nun bir sorusu var. Teşekkürler, Mauricio para gönderebileceğiniz

using ... there is a super chat feature where  you can send money. Thank you. $5, very generous.  

bir süper sohbet özelliğini kullandığınız için . Teşekkür ederim. 5 dolar, çok cömert.

And ask me a question and it shows up nice and  green. Mauricio ask, "I choose some YouTube  

Ve bana bir soru sorun, güzel ve yeşil görünsün. Mauricio, "Bazı YouTube

videos and then I try to write subtitles for them  to improve my listening. Is this a good idea?"  

videoları seçiyorum ve ardından dinlememi geliştirmek için altyazı yazmaya çalışıyorum . Bu iyi bir fikir mi?"

This is a fabulous idea if you are writing the  subtitles in English. This type of practice is  

Altyazıları İngilizce yazıyorsanız bu harika bir fikir . Bu tür uygulamalara

called dictation. You're listening to something  and then you're writing it down exactly. 

dikte denir. Bir şey dinliyorsunuz ve sonra onu aynen yazıyorsunuz.

And the best way to do a dictation  is when you are listening to  

Ve dikte etmenin en iyi yolu,

real English, not something that is just from  a textbook, some real English conversations.  

yalnızca bir ders kitabından alınan bir şeyi değil, gerçek İngilizceyi , bazı gerçek İngilizce konuşmaları dinlemektir.

So maybe that's YouTube videos, maybe  it's your favorite podcast, real English,  

Belki bunlar YouTube videolarıdır, belki en sevdiğiniz podcast'tir, gerçek İngilizcedir

and you're writing down what they say, and there  is a good transcript. So you can go back and check  

ve onların söylediklerini yazıyorsunuz ve iyi bir transkript var. Böylece geri dönüp çalışmanızı  kontrol edebilirsiniz

your work. So for all of my YouTube videos,  for example, and a lot of videos on YouTube,  

. Örneğin, tüm YouTube videolarım ve YouTube'daki birçok video için   içerik

there is subtitles that the creator, so for me, I  put those subtitles in there. It's not automatic.  

oluşturucunun altyazıları var, bu yüzden benim için bu altyazıları oraya koydum. Otomatik değil.

It's not just AI. This is something that I have  checked to make sure it's accurate, 98% accurate. 

Sadece yapay zeka değil. Bu, doğruluğundan %98 oranında emin olmak için kontrol ettiğim bir şey.

So, after you write down the subtitles,  you can go back and check and say, "Oh,  

Yani, altyazıları yazdıktan sonra, geri dönüp kontrol edebilir ve "Ah,

I thought they said this, but really they said  this." That's like you becoming your own teacher.  

Bunu dediklerini düşünmüştüm, ama gerçekten bunu söylemişler." diyebilirsiniz. Bu, kendi öğretmenin olman gibi bir şey.

You were using those resources in a great way.  So, that is excellent idea. All right. I saw  

Bu kaynakları harika bir şekilde kullanıyordunuz. Yani, bu harika bir fikir. Elbette.

one other question here. Leander says, "Thank  you so much, you're amazing. I love you,  

Burada başka bir soru gördüm. Leander, " Çok teşekkür ederim, harikasın. Seni seviyorum,

you're the only person I can understand 90%." Oh,  Leander. Thank you so much for your super chat.  

%90 anlayabildiğim tek kişi sensin." Oh, Leander. Süper sohbetiniz için çok teşekkür ederim.

Awesome. And your kind comments. You know what? When I first started teaching  

Mükemmel. Ve nazik yorumlarınız. Biliyor musun? YouTube'da   İngilizce öğretmeye ilk başladığımda

English on YouTube, I was very surprised because  I heard this. A lot of people said, "Vanessa,  

çok şaşırdım çünkü bunu duydum. Pek çok insan, "Vanessa,

you're the only American I can understand.  Or you're the first native speaker that I  

anlayabildiğim tek Amerikalı sensin. Veya anlayabildiğim anadili olan ilk kişi sensin

can understand." I was just so surprised, and  it made me feel good because it's helping you.  

." Çok şaşırdım ve size yardımcı olduğu için kendimi iyi hissettim.

When you can understand you're growing your  confidence and you get excited, like you just  

Anladığınızda kendinize olan güveniniz artıyor ve az önce söylediğiniz gibi heyecanlanıyorsunuz

said, but I was surprised because I thought,  "Oh, I'm speaking pretty quickly, but people  

, ancak şaşırdım çünkü "Ah, oldukça hızlı konuşuyorum, ancak insanlar

can also understand, this is great." So, I'm  very glad to hear that. I want to make sure that  

da anlayabilir, bu harika" diye düşündüm. Bunu duyduğuma çok sevindim.

you can understand mostly what I'm saying. That's  excellent. So thank you so much for sharing that. 

Söylediklerimi çoğunlukla anladığınızdan   emin olmak istiyorum. Bu mükemmel. Bunu paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Nana says, "I'm getting tired  of studying English these days,  

Nana, " Bugünlerde İngilizce çalışmaktan yoruldum,

could you give me some motivation  please?" Yes, Nana. My motivation is this.  

bana biraz motivasyon verebilir misiniz lütfen?" Evet, Nana. Motivasyonum bu.

I encourage you to find a new way, it seems like  you need a change, find a new way to use English.  

Yeni bir yol bulmanızı tavsiye ediyorum, görünüşe göre bir değişikliğe ihtiyacınız var, İngilizceyi kullanmanın yeni bir yolunu bulun.

Maybe you're a big reader. Find a new book that  interests you. Maybe that means joining The  

Belki de büyük bir okuyucusun. İlginizi çeken yeni bir kitap bulun . Belki bu, The

Fearless Fluency Club, and being hugged warmly by  all of the people in the course that say, "Nana,  

Fearless Fluency Club'a katılmak ve kurstaki  "Nana,

you can do it. Yeah. Meet with me on Saturday,  we're having a Zoom call. Let's chat together." 

yapabilirsin. Evet. Cumartesi günü benimle buluş, Zoom görüşmesi yapıyoruz. birlikte."

Find a new way to use English. This is going to  spark your interest, but also it does something  

İngilizceyi kullanmanın yeni bir yolunu bulun. Bu ilginizi çekecek ama aynı zamanda beynimize biyolojik olarak da bir şeyler yapıyor

biologically to our brains. It produces some  more dopamine, some excitement for newness. So,  

. Biraz daha dopamin, yenilik için biraz heyecan üretir. Bu nedenle

absolutely decide you need to turn a page and  try something new. That is my motivation to you.  

bir sayfayı çevirmeniz ve yeni bir şey denemeniz gerektiğine kesinlikle karar verin. Sana olan motivasyonum bu.

Anna Paula, thank you so much for your kind  super chat. Anna Paula says, "Thank you so much,  

Anna Paula, nazik süper sohbetiniz için çok teşekkür ederim . Anna Paula, "

very much for helping me learn English. I'm  from Brazil." Thank you so much, Anna Paula,  

İngilizce öğrenmeme yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Ben Brezilyalıyım." Çok teşekkür ederim Anna Paula,

I would love to visit Brazil someday. I've heard  it is a beautiful place, gigantic country. Maybe I  

Bir gün Brezilya'yı ziyaret etmeyi çok isterim. Güzel bir yer, devasa bir ülke olduğunu duydum. Belki   her yeri

would need to spend like three months visiting  everywhere, but that would be fantastic. 

ziyaret ederek üç ay kadar harcamam gerekirdi , ama bu harika olurdu.

Vishvi says, "Could you explain a little  bit more about the club you just introduced  

Vishvi, "Az önce tanıttığınız kulüp

and how it works?" Yes. So, the link in the  description is for The Fearless Fluency Club,  

ve nasıl çalıştığı hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?" Evet. Açıklamadaki bağlantı The Fearless Fluency Club içindir

and there are three levels, beginner,  intermediate, and advanced. There's a  

ve başlangıç, orta ve ileri düzey olmak üzere üç seviye vardır.

little question to help you find the right level.  You can always change levels if you need to. This  

Doğru seviyeyi bulmanıza yardımcı olacak küçük bir soru var. Gerekirse seviyeleri her zaman değiştirebilirsiniz. Bu

is no hassle, you try the course and you think,  "I think I'm not beginner, I'm intermediate."  

zorluk çıkarmaz, kursu denersiniz ve "Sanırım başlangıç ​​düzeyinde değilim, orta düzeydeyim" diye düşünürsünüz.

Cool. Send me an email. I can help  you change for free. No problem.  

Serin. Bana bir eposta gönder. Ücretsiz olarak değiştirmenize yardımcı olabilirim. Sorun değil.

And you will have five months worth of  English lessons. There are five modules,  

Ve beş aylık İngilizce dersiniz olacak. Beş modül vardır,

I recommend studying one per month, and each  module you will meet a new native English speaker. 

Ayda bir çalışmanızı öneririm ve her modülde anadili İngilizce olan yeni bir kişiyle tanışacaksınız.

So I have a conversation with a native English  speaker for 30 minutes about a new topic,  

Bu yüzden, anadili İngilizce olan biriyle yeni bir konu hakkında 30 dakika boyunca sohbet ediyorum

and from that conversation, there is a  vocabulary video, a grammar lesson with  

ve bu sohbetten bir kelime videosu,

phrasal verbs pronunciation lesson, and you will  be able to, and there's quizzes for all of this,  

deyimsel fiillerin telaffuz dersini içeren bir gramer dersi var ve yapabileceksiniz ve herkes için sınavlar var bunun,

there's the Facebook group for all of this, but  each of those vocabulary words, each of those  

tüm bunlar için bir Facebook grubu var, ancak bu kelimelerin her biri, bu

phrasal verbs, and all of those pronunciation  points come from that conversation. So this is  

deyimsel fiillerin her biri ve tüm bu telaffuz noktaları o konuşmadan geliyor. Yani bunların

all coming from real English. And that's my  goal, is to really introduce you to real English,  

tamamı gerçek İngilizceden geliyor. Ve bu benim amacım, size gerçek İngilizceyi,

how real people will speak so that when you  visit New York City, you're not too shocked. 

gerçek insanların nasıl konuşacağını gerçekten tanıtmaktır, böylece New York'u ziyaret ettiğinizde çok fazla şok olmazsınız.

So, this is something that you can take into  the real world. And then you can go to the next  

Yani bu, gerçek dünyaya götürebileceğiniz bir şeydir . Ardından,

module where you'll meet another native English  speaker, having a conversation with me for 30  

anadili İngilizce olan başka bir kişiyle tanışacağınız ve benimle

minutes about another topic. And you'll learn all  that vocabulary, all those phrasal verbs, all that  

başka bir konu hakkında 30 dakika sohbet edeceğiniz bir sonraki modüle geçebilirsiniz. Ve tüm kelime dağarcığını, tüm bu deyimsel fiilleri, tüm

pronunciation, there's worksheets and exercises,  and plenty of ways that you're able to use that  

telaffuzu öğreneceksiniz, çalışma sayfaları ve alıştırmalar ve bu

information in the real world and practice it  so that you don't forget it. I hope that helps.  

bilgileri gerçek dünyada kullanabileceğiniz ve unutmamak için pratik yapabileceğiniz pek çok yol var BT. Umarım bu yardımcı olur.

Sylvia, thank you so much  for your kind generosity.  

Sylvia, nazik cömertliğin için çok teşekkür ederim.

Alberto, thank you so much for joining  me. Alberto says, "Good morning,  

Alberto, bana katıldığın için çok teşekkür ederim . Alberto, "Günaydın,

it's nice to see you live." Thank you so much for  joining me. I know that your time is so precious. 

sizi canlı görmek güzel" diyor. Bana katıldığınız için çok teşekkür ederim . Zamanınızın çok değerli olduğunu biliyorum.

Amin says, "Can we contact you via email in the  course?" Yes. I am always available via email.  

Amin, "Kursta sizinle e-posta yoluyla iletişim kurabilir miyiz ?" Evet. E-posta yoluyla her zaman ulaşılabilirim.

When you join my English course, you can email  me questions about the course material. You can  

İngilizce kursuma katıldığınızda, kurs materyalleriyle ilgili sorularınızı bana e-posta ile gönderebilirsiniz.

answer the homework questions and send them to me.  This could be written sentences. It could be audio  

Ev ödevi sorularını cevaplayabilir ve bana gönderebilirsiniz. Bu yazılı cümleler olabilir. Ses

sentences. You can record your voice and I'll give  you some pronunciation feedback. And this is all  

cümleleri olabilir. Sesini kaydedebilirsin, ben de sana bazı telaffuz geri bildirimleri veririm. Ve bunların tümü

related to the course material. So when you study  the course material, you say, "Hey, I was studying  

kurs materyaliyle ilgilidir. Yani ders materyalini incelediğinizde, "Hey, ben

module three about weddings, and I was trying  to figure out how I can use this phrase myself.  

düğünlerle ilgili üçüncü modülü çalışıyordum ve bu ifadeyi kendim nasıl kullanabileceğimi bulmaya çalışıyordum.

Here's a sentence. Did I say it correctly?" And  I can give you personal feedback about that. 

İşte bir cümle. Doğru mu söyledim?" Size bununla ilgili kişisel geri bildirimde bulunabilirim.

That is, I think, one of the biggest benefits  of joining a course compared to YouTube,  

Yani, YouTube'a kıyasla bir kursa katılmanın en büyük avantajlarından biri olduğunu düşünüyorum,

you can learn so much on YouTube, but  this can help you to have feedback,  

YouTube'da çok şey öğrenebilirsiniz, ancak bu, geri bildirim,

personal feedback, and be guided through the  material instead of learning this thing and  

kişisel geri bildirim almanıza ve bu şeyi öğrenmek yerine materyal boyunca yönlendirilmenize yardımcı olabilir. ve

then you learn that thing and then you  learn this thing, you're guided through  

sonra o şeyi öğrenirsiniz ve sonra bu şeyi öğrenirsiniz,

the material in a way that will help you to  really make progress and make steps forwards.  

gerçekten ilerleme kaydetmenize ve ileriye doğru adımlar atmanıza  yardımcı olacak  şekilde materyal boyunca yönlendirilirsiniz.

Novaya says, "I have a simple question. How are  you Vanessa? I love you." I'm doing very well.  

Novaya, "Basit bir sorum var. Nasılsın Vanessa? Seni seviyorum" diyor. Ben çok iyi yapıyorum.

I felt quite nervous at the beginning  of this live lesson because it has been  

Bu canlı dersin başında oldukça gergindim, çünkü

three years since, to use a lovely word, since  I last made a live lesson here on YouTube. 

güzel bir kelime kullanmak gerekirse, YouTube'da en son canlı ders verdiğimden bu yana üç yıl geçti.

So I'm a little bit out of practice, but I hope  that this was interesting and useful to you.  

Bu yüzden biraz pratiğim kalmadı ama umarım bu sizin için ilginç ve yararlı olmuştur.

Hoziah says, "Are there Zoom classes? How can I  participate?" Yes. So, each week students organize  

Hoziah, "Zoom dersleri var mı? Nasıl katılabilirim?" diyor. Evet. Bu nedenle, öğrenciler her hafta bireysel olarak

Zoom calls, Google Hangouts, WhatsApp calls,  Skype calls individually. This is student  

Zoom aramaları, Google Hangouts, WhatsApp aramaları, Skype aramaları düzenler. Bu, öğrenci

organized. And part of the mindset behind this  is actually from an organization called AA. AA is  

organize edilmiştir. Ve bunun arkasındaki zihniyetin bir kısmı aslında AA adlı bir kuruluştan geliyor. AA, alkol

Alcoholics Anonymous for people who are addicted  to alcohol. They go to this organization,  

bağımlısı kişiler için Adsız Alkolikler'dir . Bu kuruma gidiyorlar

and the organization can help them to, we call  it become sober, to release themselves from their  

ve kurum onlara, biz buna ayık olmak, bağımlılıklarından kurtulmak

addiction and start to live a healthy life again. But the philosophy in AA is only an addict can  

ve yeniden sağlıklı bir hayat sürmeye başlamak diyoruz. Ancak AA'daki felsefe, yalnızca bir bağımlının

help an addict. Well, you are not addicts. Maybe  you're addicted to English, but this is the idea  

bir bağımlıya yardım edebileceğidir. Sen bağımlı değilsin. Belki İngilizce bağımlısısınız, ancak bu,

that an English learner can help another English  learner. And this organization, AA has had,  

bir İngilizce öğrenen kişinin başka bir İngilizce öğrenen kişiye yardımcı olabileceği fikridir . Ve bu organizasyon, AA,

I think, over a 100 years, but hundreds  and thousands and millions of people have  

bence 100 yılı aşkın bir süredir, ancak yüzlerce, binlerce ve milyonlarca insan

gone through this organization, and they  have been released from their addiction  

bu organizasyondan geçti ve bağımlılıklarından kurtuldular

because other people who were addicted have bonded  together and helped each other to rise out of  

çünkü bağımlı olan diğer insanlar birbirine bağlandı ve birbirlerine yardım ettiler zorlukların üstesinden gelmek için

their difficulties and supported each other. They felt completely understood by the other  

birbirlerini desteklediler. Kuruluştaki diğer kişiler tarafından tamamen anlaşıldıklarını hissettiler

people in the organization. And that's  the idea without the addiction part,  

. Ve bu bağımlılık kısmı olmayan fikir  ,

that helps a lot of people who join the course  feel that almost that same feeling like lost.  

kursa katılan birçok kişinin neredeyse aynı duyguyu kaybolmuş gibi hissetmesine yardımcı olan fikirdir.

"What am I going to do now? I don't feel  motivated anymore. I've tried everything."  

"Şimdi ne yapacağım? Artık motive hissetmiyorum. Her şeyi denedim."

And so, when they join this course  and feel supported by other members,  

Ve böylece, bu kursa katıldıklarında ve diğer üyeler,

other English learners around the  world, all of a sudden you feel like  

dünyanın her yerinden diğer İngilizce öğrenenler tarafından desteklendiklerini hissettiklerinde , birdenbire

you're in a community and you're not alone. So I hope that this will help you to rise up  

bir toplulukta olduğunuzu ve yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Bu yüzden umarım bu, diğer insanlarla bağlantı kurduğunuz için

out of those feelings of maybe being lost or alone  or not certain about what to do with English,  

kaybolmuş veya yalnız veya İngilizce ile ne yapacağınızdan emin olamama  duygularından kurtulmanıza yardımcı olur

because you are connected with other people.  That was a long explanation, but I feel very  

. Bu uzun bir açıklamaydı, ancak

inspired by that model, and I hope it will help  you too. Yasin says, "How can I find those people  

bu modelden çok ilham aldım ve umarım size de yardımcı olur. Yasin, "

who do Zoom calls? Yes. In our Facebook group,  it is right there. So, when you join the course,  

Zoom araması yapan kişileri   nasıl bulabilirim? Evet. Facebook grubumuzda orada. Yani kursa katıldığınızda

you get access to the Facebook group and there  are Zoom calls. You can join. A lot of people  

Facebook grubuna erişiyorsunuz ve Zoom aramaları var. katılın. Pek çok kişi

also meet one on one. So this is a great way to  find a good friend around the world, but also be  

bire bir de tanışır. Yani bu, dünyanın her yerinden  iyi bir arkadaş bulmanın yanı sıra

able to have more speaking time and connect. Some of these people have also met around  

daha fazla konuşma süresine sahip olmanın ve bağlantı kurmanın harika bir yoludur. Bu insanlardan bazıları ayrıca dünyanın    her yerinde tanışmıştır

the world, traveled from Brazil to Italy and met  each other. Very cool. But this is a good way to  

. Brezilya'dan İtalya'ya seyahat etti ve birbirleriyle tanıştı. Çok güzel. Ancak bu,

connect with someone else and keep each  other accountable. That's a good word to use.  

başka biriyle bağlantı kurmak ve birbirini sorumlu tutmak için iyi bir yol. Bu kullanmak için iyi bir kelime.

Fatim says, "Are we going to get a vocabulary  video on YouTube for next week?" Well, do you know  

Fatim, "Bir kelime videosu çekecek miyiz?" Gelecek hafta için YouTube?" Peki, biliyor musunuz

what? Next week I have a very special video for  you? It is one that's a little difficult for me to  

ne var? Gelecek hafta sizin için çok özel bir videom var ? Benim için çekmesi biraz  zor bir video

film because it's not right here in my studio,  it is around my house. That's a little hint.  

çünkü tam burada stüdyomda değil, evimin çevresinde. Bu küçük bir ipucu.

Yeah, maybe it's especially tricky in some ways  to present to you, but I hope it will be useful  

Evet, belki bazı açılardan size sunmak özellikle zor olabilir , ancak umarım

to you. I'll just leave it as a mystery. But yes, you will learn vocabulary,  

sizin için faydalı olur. Bunu bir sır olarak bırakacağım. Ama evet, gelecek haftaki YouTube videosunda kelime dağarcığı,

some phrasal verbs and some practical daily  life English in next week's YouTube video.  

bazı deyimsel fiiller ve bazı pratik günlük yaşam İngilizcesi öğreneceksiniz.

Well, before we go today, I would like everyone  around the world, no matter where you are living  

Pekala, bugün gitmeden önce, dünyanın her yerindeki herkesin, nerede yaşıyor olursanız olun,

to say this sentence with me out loud. We  are going to use what we've learned today,  

bu cümleyi benimle yüksek sesle söylemesini istiyorum. Bugün öğrendiklerimizi kullanacağız

and I hope it will be helpful  to you. Are you ready?  

ve umarım size yardımcı olur . Hazır mısın? Her hafta özgüvenimi artırmak

I watch Vanessa's YouTube lessons to  grow my confidence each week. Okay.  

için Vanessa'nın YouTube derslerini izliyorum . Tamam aşkım.

So a little brainwashing here.  We're going to say this sentence,  

Yani burada biraz beyin yıkama. Bu cümleyi söyleyeceğiz,

but it's also using this, the information and  grammar and vocabulary from today's lesson. 

ama aynı zamanda bunu, bugünün dersindeki bilgileri, dilbilgisini ve kelime dağarcığını kullanıyor. Bugünün dersini bitirmek için

I would like you to say this sentence out loud  with me to conclude today's lesson. At the end,  

bu cümleyi benimle birlikte yüksek sesle söylemeni istiyorum . Sonunda,

my lessons, I like to end of my live lessons. So  we do this in our Facebook group as well in the  

derslerim, canlı derslerimi bitirmeyi seviyorum. Yani bunu Facebook grubumuzda da

course at the end of the lesson, I like to have  one conclusion sentence that we all say together,  

dersin sonundaki kursta yapıyoruz, hep birlikte söylediğimiz bir sonuç cümlesi olmasını seviyorum,

can help us to feel connected, but  also to remember what we've learned.  

bağlantı kurmamıza yardımcı olabilir, ancak ne öğrendiğimizi de hatırlamamıza yardımcı olabilir.

Are you ready? Let's say this together. I watch  Vanessa's YouTube lessons to grow my confidence  

Hazır mısın? Bunu birlikte söyleyelim. Kendime güvenmek için her hafta Vanessa'nın YouTube derslerini izliyorum

each week. I watch Vanessa's YouTube  lessons to grow my confidence each week. 

. Her hafta özgüvenimi artırmak için Vanessa'nın YouTube derslerini izliyorum.

I hope this is true for you, you'll join me again  next Friday, because each Friday I have a new  

Umarım bu senin için doğrudur. Önümüzdeki Cuma günü bana tekrar katılırsın çünkü her Cuma

lesson here on my YouTube channel. Don't forget  to download the free PDF worksheet for today's  

burada, YouTube kanalımda yeni bir dersim var. Bugünün dersi için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın

lesson. There is a link in the description and you  can download this PDF, you can print it out, put  

. Açıklamada bir bağlantı var ve bu PDF'yi indirebilir, çıktısını alabilir,

it down to your pillow while you sleep. You can  study it, and I hope that it will be helpful to  

uyurken yastığınızın üzerine koyabilirsiniz. Çalışabilirsiniz ve umarım

you so that you don't feel alone in your English  journey, and you enjoy yourself. You have a good  

İngilizce yolculuğunuzda kendinizi yalnız hissetmemeniz ve eğlenmeniz için size yardımcı olur. İyi

time and stay motivated. So you can download this  free PDF worksheet. You can also join us in The  

zaman geçirin ve motive kalın. Böylece bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirebilirsiniz. Ayrıca The

Fearless Fluency Club and get $60 off. So the link  in the description is a special link that will get  

Fearless Fluency Club'da bize katılabilir ve 60 $ indirim kazanabilirsiniz. Açıklamadaki bağlantı size

you $60 off. This is like just in this one place. So, make sure that you use that link if you would  

60 ABD doları indirim kazandıracak özel bir bağlantıdır. Bu sadece bu tek yerde gibi. Bu nedenle, 60$ indirim kazanmak istiyorsanız bu bağlantıyı kullandığınızdan emin olun

like to get $60 off. If you want to pay the full  price, you can use another link, but I don't know  

. Ücretin tamamını ödemek istiyorsanız başka bir bağlantı kullanabilirsiniz, ancak

why. You can click on that link and get $60 off  and we will be waiting for you in The Fearless  

nedenini bilmiyorum. Bu bağlantıya tıklayıp 60 $ indirim kazanabilirsiniz ve The Fearless   Fluency Club'da sizi bekliyor olacağız

Fluency Club. I would love to continue to help you  become a confident English speaker. Well, thank  

. Kendine güvenen bir İngilizce konuşma uzmanı olmanıza yardımcı olmaya devam etmek isterim. Pekala,

you so much for learning English with me, and I  will see you again next Friday for a new lesson  

benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim. Önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için görüşmek üzere

here on my YouTube channel. Bye everyone. Bye  Sandaya. Bye Sophia. Bye Maral. Bye Kelly.  

. herkese güle güle Güle güle Sandaya. Güle güle Sophia. Güle güle Maral. Güle güle Kelly.

Thanks so much for joining me. Bye Ruth. Thanks  so much. I'll see you again next week. Bye.

Bana katıldığınız için çok teşekkürler. Güle güle Ruth. Çok teşekkürler. Haftaya tekrar görüşürüz. Hoşçakal.