English Phrasal Verbs: Give In and Hold Off

What up dudes? Chad here from RealLife English, and today I have another very quick video

naber ahbaplar? Chad, RealLife English'ten burada ve bugün

lesson teaching you two more awesome, opposite phrasal verbs.

size iki harika zıt deyim fiilini daha öğreten çok hızlı bir video dersim daha var .

So today's two new phrasal verbs are

Bugünün iki yeni deyimsel fiili

And remember the reason I am teaching you these phrasal verbs, these two phrasal verbs

Ve bu deyimsel fiilleri size öğretmemin sebebini hatırlayın, bu iki deyimsel fiili

as opposites it is because it really helps you to memorize the phrasal verb. And I'm

karşıtlar olarak bunun nedeni, öbek fiili ezberlemenize gerçekten yardımcı olmasıdır. Ve

going to put it into context at the end of the video so don't miss that.

bunu videonun sonunda bağlama oturtacağım, bu yüzden bunu kaçırmayın.

So first the verb to hold, hold means just to grab something tightly with your hand.

Yani ilk önce tutmak fiili, sadece elinizle bir şeyi sıkıca kavramak anlamına gelir.

To hold on to something. Hold can also be used to say wait, it's common maybe a receptionist

Bir şeye tutunmak. Beklet aynı zamanda bekle demek için de kullanılabilir, bir resepsiyon görevlisinin

will answer the phone and say 'please hold' she means to say please wait a second.

telefona cevap vermesi ve 'lütfen bekleyin' demesi yaygın bir durumdur, bu da lütfen bir saniye bekleyin demek istiyor.

And today's phrasal verb to hold off means to not do something immediately, it means

Ve bugünün öbek fiili, bir şeyi hemen yapmamak anlamına gelir,

you are going to wait a while until you actually make a decision. And the structure of this

gerçekten bir karar verene kadar bir süre bekleyeceksin anlamına gelir . Ve bunun yapısı

is always to hold off on something, or if it's a verb it would always be hold off on

her zaman bir şeyi ertelemektir, ya da bu bir fiilse, her zaman bir

doing something, using the gerund it's the 'ing.' Hold off on traveling, hold off on

şeyi yapmayı ertelemektir, ulaç kullanıldığında bu 'ing'dir. Seyahati ertele,

the meeting, I'm gonna hold off on buying that car, he held off on going out with that

toplantıyı ertele, ben o arabayı almayı erteleyeceğim, o kadınla çıkmayı erteledi

woman. So it just means to wait a little while before doing something.

. Yani bir şeyi yapmadan önce biraz beklemek demektir. Bir

The next phrasal verb is to give in. Obviously give is to give someone a present you know

sonraki deyimsel fiil teslim olmaktır. Açıkça vermek, birine bir şey vermeyi bildiğiniz bir hediye vermektir

to give something. Give, gave, given is the conjugation of that verb. But to give in does

. Ver, verdi, verilen fiilin çekimidir. Ancak pes etmek, birine bir hediye vermek

not mean to give someone something, like to give someone a present, the phrasal verb to

gibi birine bir şey vermek anlamına gelmez, pes etmek fiili,

give in means that you are admitting defeat, or you agree to do something that you do not

yenilgiyi kabul ettiğiniz veya yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmayı kabul ettiğiniz anlamına gelir

want to do. So it's commonly used if I ask you a question and I say 'hey guess how many

. Bu yüzden size bir soru sorduğumda yaygın olarak kullanılır ve 'bilin bakalım dünyada kaç tane

countries there are in the world? Do you give in?' When I say 'do you give in?' It means,

ülke var? Pes ediyor musun ?' 'Pes ediyor musun?' dediğimde Yani, cevabı söylemem

do you accept that you don't know that so I can tell you the answer, do you give in?

için bilmediğini kabul ediyor musun , pes ediyor musun?

And give in can also be to do something that you don't want to do. For example, my girlfriend

Teslim olmak, yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak da olabilir . Mesela kız arkadaşım

really wanted me to go to the ballet, I did not want to go but she kept asking and I eventually

baleye gitmemi çok istiyordu, ben gitmek istemiyordum ama o ısrarla soruyordu ve sonunda pes ettim

gave in, I gave in. I said yes.

, pes ettim.

In a business meeting for example I can say 'that guy was such a good negotiator that

Örneğin bir iş toplantısında 'o adam o kadar iyi bir arabulucuydu ki

we eventually gave in.' We gave in, we accepted his offer, whatever he was negotiating.

sonunda pes ettik' diyebilirim. Teslim olduk, teklifini kabul ettik, pazarlık ettiği her ne ise.

So as you can see these two phrasal verbs are opposite, to hold off on something, or

Gördüğünüz gibi bu iki fiil öbeği zıttır, bir şeye tutunmak veya teslim

to give in, ok to give in. So let me give you the very quick phrase to help you memorize

olmak, tamam

the two phrasal verbs, but also use this as an opportunity to mimic how I am saying, what

teslim olmak. nasıl söylediğimi, ne

I am saying, and really trying to work your pronunciation.

söylediğimi taklit etme ve gerçekten telaffuzunuzu çalıştırma fırsatı olarak .

So that is it for today's very quick phrasal verb video lesson. That is two more phrasal

Bugünün çok hızlı deyimsel fiil video dersi bu kadar. Bu,

verbs you can add to your RealLife vocabulary. If you enjoyed this video just subscribe to

RealLife sözlüğünüze ekleyebileceğiniz iki deyimsel fiil daha. Bu videoyu beğendiyseniz kanalımıza abone olun

our channel, and if you guys want to learn more about RealLife English just go to RealLifeGlobal.com,

ve RealLife English hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız RealLifeGlobal.com'a gidin,

there you are going to see a lot of our articles, podcasts, more videos, and some really awesome

orada birçok makalemizi, podcast'imizi, daha fazla videomuzu ve gerçekten harika bazılarını göreceksiniz. İngilizce öğreniminizi hayatınıza

fluency courses that will show you how to connect your English learning to your life

nasıl bağlayacağınızı gösterecek akıcılık kursları,

a make it a much more fun and enjoyable process.

onu çok daha eğlenceli ve keyifli bir süreç haline getiriyor.

So thank you all so much for watching and I'll see you all on the video here, at RealLife

İzlediğiniz için hepinize çok teşekkür ederim ve RealLife English'teki videoda görüşmek üzere

English. Awwwwwwww Yeahhhh :)

. Aaaaaaaaaaaaa :)