How to Avoid Getting Stuck in a Conversation in English | Survival English Phrases

If you have any experience speaking English  in the real world you might have noticed that  

Gerçek dünyada İngilizce konuşma deneyiminiz varsa, fark etmişsinizdir ki

one thing is learning English from the comfort  of your home, your school or through your own  

evinizin, okulunuzun veya kendi

study methods and a whole other thing is actually  using English in an authentic speaking situation.  

çalışma yöntemlerinizin rahatlığında İngilizce öğrenmek ve İngilizceyi gerçek bir konuşma ortamında kullanmak tamamen başka bir şeydir. . İngilizceyi kağıt üzerinde

There is this considerable gap between learning  English on paper and English in use. The more  

öğrenmek ile kullanımda İngilizce öğrenmek arasında bu önemli fark vardır . İngilizceniz ne kadar

advanced your English is the shorter this gap  will be. However even highly proficient English  

ilerlemişse, bu boşluk  o kadar kısa olacaktır. Bununla birlikte, oldukça yetkin İngilizce konuşanlar bile

speakers regularly encounter situations where  they're not completely sure what to say in certain  

belirli durumlarda ne söyleyeceklerinden tam olarak emin olamadıkları durumlarla düzenli olarak karşılaşırlar

situations. Now there's a solution to this problem  and it's what we call survival phrases. Think of  

. Artık bu soruna bir çözüm var ve buna hayatta kalma cümleleri diyoruz.

survival phrases as the pocket version of English.  They're phrases that you can count on when you're  

Hayatta kalma ifadelerini İngilizce'nin cep versiyonu olarak düşünün. Bunlar,

looking for certain information or you need to ask  for something they can even help you get out of a  

belirli bilgileri ararken veya bir şey sormanız gerektiğinde güvenebileceğiniz ifadelerdir, hatta zor bir durumdan çıkmanıza yardımcı olabilir

sticky situation and also help you confidently  make conversations and be understood by other  

ve ayrıca güvenle konuşmanıza ve diğer

English speakers. So in this lesson we'll begin  by talking about types of survival phrases that  

İngilizce konuşanlar tarafından anlaşılmanıza yardımcı olabilir. Dolayısıyla bu derse, konuşmayı kolaylaştırmanıza yardımcı olabilecek hayatta kalma ifadeleri hakkında konuşarak başlayacağız

can help you facilitate conversation. Then we'll  talk about chunking and learning without grammar  

. Ardından, hayatta kalma ifadeleriyle ilgili kelime dağarcığı öğrenme yöntemi olan gruplara ayırma ve gramer olmadan öğrenme hakkında konuşacağız

which is a method for learning vocabulary that's  related to survival phrases. After that I'll teach  

. Bundan sonra size,

you bonus survival phrases that you will sure  need when you're in an English-speaking country  

İngilizce konuşulan bir ülkede olduğunuzda

and you find yourself at a restaurant, in a hotel,  using public transport or asking for information.  

ve kendinizi bir restoranda, bir otelde, toplu taşıma araçlarını kullanırken veya bilgi isterken bulduğunuzda kesinlikle ihtiyaç duyacağınız hayatta kalmayla ilgili bonus ifadeler öğreteceğim.

Now in case you're new here every week we help you  to understand fast native speech, to be understood  

Burada her hafta yeniyseniz, hızlı anadili anlamanıza,

by anyone and connect to the world. Just like  Julia from Italy who says that thanks to our  

herkes tarafından anlaşılmanıza ve dünyayla bağlantı kurmanıza yardımcı oluyoruz. Tıpkı derslerimiz sayesinde

lessons her accent has improved a lot. So hit  that subscribe button and the bell down below,  

aksanının çok geliştiğini söyleyen İtalya'dan Julia gibi. Bu yüzden abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basın,

that way you won't miss any of our new lessons"

böylece yeni derslerimizden hiçbirini kaçırmazsınız"

When you're conversing with another English  speaker depending on your level of proficiency you  

İngilizce konuşan başka biriyle sohbet ederken, yeterlilik seviyenize bağlı olarak   diğer kişinin ne söylediğini

may encounter some difficulties in understanding  what the other person is saying. This is by no  

anlamakta bazı zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Her zaman açıklama isteyebileceğiniz için bu

means something that you have to feel sorry  about as you can always ask for clarification.  

kesinlikle üzülmenizi gerektirecek bir şey değildir .

However a common mistake I've seen learners make  way too often is asking for clarification in a way  

Ancak, öğrencilerin çok sık yaptığı yaygın bir hata, kültürel olarak hassas olmayan bir şekilde açıklama istemektir

that's not culturally delicate. Let me illustrate  this with this short little chat I have with Max.

. Bunu Max'le yaptığım bu kısa sohbetle örnekleyebilirim.

When you're having a conversation with someone and  you don't understand something there are always  

Biriyle sohbet ederken bir şeyi anlamadığınızda,

better ways to react and ask for clarification  than saying what or I don't understand.  

tepki vermenin ve açıklama istemenin neyi veya ben anlamadım demekten daha iyi yolları her zaman vardır.

Also it's never a good idea to say: huh when you  don't understand the message or make a confused  

Ayrıca, mesajı  anlamadığınızda veya kafası karışmış

or puzzled look. Remember that your body language  is an important part of what you communicate, so  

veya şaşkın bir ifade takındığınızda şunu söylemek asla iyi bir fikir değildir. Vücut dilinizin iletişim kurduğunuzun önemli bir parçası olduğunu unutmayın, bu nedenle

don't use it to express fear or frustration rather  use it to communicate a more proactive intention  

korkunuzu veya korkunuzu ifade etmek için kullanmayın. hayal kırıklığını diğer kişiyi anlamaya yönelik daha proaktif bir niyeti iletmek için kullanın

of wanting to understand the other person. So what  are some better more culturally delicate ways to  

. Öyleyse, açıklama istemek için kültürel açıdan daha hassas yöntemler nelerdir

ask for clarification? When you don't understand  something somebody says lean forward and say 

? Bir şeyi anlamadığınız zaman birisi öne eğilip şöyle der

Although we do say what from time to time if  it's someone you don't know very well it's  

Zaman zaman ne desek de, çok iyi tanımadığınız biriyse

better to avoid this. What makes this word sound  even more clumsy is saying it with a sharp "t"  

bundan kaçınmak daha iyidir. Bu kelimeyi daha da beceriksiz kılan şey, keskin bir "t"

(what). English is a polite language and this  can sound quite abrupt and rude. So instead of  

(ne) ile söylenmesidir. İngilizce kibar bir dildir ve bu kulağa oldukça ani ve kaba gelebilir. Bu nedenle

focusing on the negative "I don't understand"  focus on the solution and say "can you repeat  

olumsuz "anlamıyorum"a odaklanmak yerine çözüme odaklanın ve "bunu tekrar edebilir misiniz

that". If your English is still in elementary  level you could even communicate it by saying  

" deyin. İngilizceniz hala temel seviyedeyse   Çok

I don't speak much English, could you speak  a little slower please. You might also say  

fazla İngilizce konuşamıyorum, lütfen  biraz daha yavaş konuşabilir misiniz  diyerek bunu iletebilirsiniz. Ayrıca

"can you say that again" or "say that again  please"" sometimes maybe it's not that you didn't  

"tekrar söyleyebilir misin" veya "tekrar söyle lütfen "" diyebilirsin, bazen bu anlamadığın için değil

comprehend but that you didn't actually hear. Then  you could say "Sorry I didn't catch what you said"  

aslında duymadığın içindir. "

or "can you speak louder please". If it needs  repeating avoid what at all costs. In a recent  

veya "lütfen daha yüksek sesle konuşabilir misin?"

podcast that we recorded Ollie shared this story  in Australia. If we don't hear someone or we don't  

understand someone we normally say "pardon"  instead of excuse me or "what". I remember one  

normalde afedersiniz veya "ne" yerine "pardon" deriz.

of my brazilian friends came to Australia and  used to say to my sister "what" "what" and my  

Brezilyalı arkadaşlarımdan birinin   Avustralya'ya geldiğini ve  kız kardeşime "ne" "ne" derdi ve

sister said to me can you tell him to stop saying  "what" and tell him to use "pardon" because it's  

kız kardeşimin bana "ona durmasını söyler misin" dediğini hatırlıyorum "ne" diyerek ona "pardon" demesini söyleyin çünkü bu

more polite and now what if it's just that the  other person used the word that you don't know?  

daha kibardır ve şimdi ya diğer  kişi bilmediğiniz bir kelimeyi kullanmışsa?

Here's when you would say "what does said  word mean" in the example of my chat with  

Burada "Söylenen kelime ne anlama geliyor" diyeceğiniz zaman Max ile yaptığım sohbetten bir örnek, duruma bağlı olarak

Max he could have said "what does enjoy mean" or  "what does that mean" depending on the situation  

"zevk almak ne anlama geliyor" veya  "bu ne anlama geliyor"

you might want to say "sorry what does that mean"  an advantage of survival phrases is that you can  

diyebilirdi   "özür dilerim bu ne anlama geliyor" diyebilirsiniz hayatta kalma ifadelerinin bir avantajı,

consider them as units and you don't need to worry  about grammar or the individual words they contain  

bunları dikkate alabilmenizdir   birimler olarak ve dilbilgisi veya içerdikleri tek tek kelimeler hakkında endişelenmenize gerek yok   ihtiyaç

they're supposed to be easily accessible to  you when you need them as they require little  

duyduğunuzda bunlara kolayca erişebilmeniz gerekiyor, çünkü bunlar çok az

thinking. We'll talk more about that in a little  bit when we discuss the concept of chunking.  

düşünmeyi gerektiriyor. Parçalama kavramını tartışırken bundan biraz sonra daha fazla bahsedeceğiz .

The other advantage of survival phrases is that  you can quickly learn to say them with fluency.  

Hayatta kalma ifadelerinin diğer avantajı, bunları akıcı bir şekilde söylemeyi hızlı bir şekilde öğrenebilmenizdir.

Imagine if you considered this "what does that  mean" as a grammatical construction? It would  

Bunu "bu ne anlama geliyor" ifadesini gramer yapısı olarak düşündüğünüzü hayal edin.

take too much energy to think of each individual  word and your fluency would suffer. Instead of  

Her bir kelimeyi ayrı ayrı düşünmek çok fazla enerji gerektirir ve akıcılığınız zarar görür. Buna

putting energy into that learn to say it in one go  like "what does that mean" and you'll soon realize  

enerji harcamak yerine, "bu ne anlama geliyor" gibi tek seferde söylemeyi öğrenin ve çok geçmeden

you can say that phrase as well as anyone even if  you're a beginner. When you don't know how to say  

bu ifadeyi yeni başlayan biri olsanız bile herkes kadar iyi söyleyebildiğinizi fark edeceksiniz.

a word in English you don't need to get confused.  If you are fluent in this phrase you can either  

İngilizce bir kelimeyi   nasıl söyleyeceğinizi bilmiyorsanız, kafanızın karışmasına gerek yoktur. Bu ifadeyi akıcı bir şekilde biliyorsanız,

ask "how do you say..." a word from your native  language or describe it with your body language or  

ana dilinizden bir kelimeyi "nasıl söylersiniz..." diye sorabilir veya bunu vücut dilinizle açıklayabilirsiniz veya

if you have enough vocab say "how do you say  plus a description in other words". This is  

yeterli kelime dağarcığınız varsa "nasıl söylüyorsunuz artı diğer dilde bir açıklama" diyebilirsiniz. kelimeler". Bu

also the structure for many other useful  questions. Here's an example where I use a  

aynı zamanda diğer birçok faydalı sorunun yapısıdır. İşte bir

description and some body language: how do  you say that thing you use to drive a car?

açıklama ve biraz vücut dili kullandığım bir örnek: Araba sürmek için kullandığın o şeyi nasıl söylersin?

And if the other person understands  your first language you might say  

Ve diğer kişi ana dilinizi anlıyorsa,

"how do you say volante in English?" Next is "what  do you mean" this expresses that you understand  

"İngilizce'de volante nasıl denir?" diyebilirsiniz. Sıradaki "ne demek istiyorsun", bu,

the content of what the speaker is saying but  the idea doesn't totally make sense. Even if  

konuşmacının söylediklerinin içeriğini anladığınızı ancak fikrin tamamen mantıklı olmadığını ifade eder. Kelimenin

you literally don't understand, this phrase is  an excellent way to get the speaker to explain  

tam anlamıyla anlamasanız bile bu ifade, konuşmacının

or rephrase what they just said. This gives you  another chance to understand and it saves face.  

az önce söylediklerini açıklamasını veya yeniden ifade etmesini sağlamanın mükemmel bir yoludur. Bu size anlamanız için bir şans daha verir ve itibarınızı korur.

It also makes you seem a lot more confident in  your communication. Native speakers don't say I  

Ayrıca, iletişiminizde kendinize çok daha fazla güvenmenizi sağlar . Anadili İngilizce olan kişiler

don't understand much in social interaction. This  seems more formal, more rigid and is not common  

sosyal etkileşimden pek anlamadığımı söylemezler. Bu daha resmi, daha katı görünür ve

in social situations. The following ones  are useful for when you're the one speaking.

sosyal durumlarda yaygın değildir. Aşağıdakiler konuşan kişinin siz olduğunuz durumlar için kullanışlıdır.

With these phrases you can verify that people  are following you as you speak. This is also  

Bu ifadelerle, siz konuşurken insanların sizi takip ettiğini doğrulayabilirsiniz. Bu aynı zamanda   daha

how we verify a deeper level of understanding  almost like "can you see it from my perspective"  

derin bir anlayış düzeyini nasıl doğruladığımız neredeyse "benim bakış açımdan görebiliyor musun?"

For example "sometimes I think that Frank  works too much, do you know what I mean?"  

Örneğin "Bazen Frank'in çok fazla çalıştığını düşünüyorum, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?"

When you say "do you know what I mean" you  can be looking for both verification and  

"Ne demek istediğimi anlıyor musun?" derken hem doğrulama hem de empati arıyor olabilirsiniz

empathy . These survival phrases provide a safety  net for when you fail to comprehend something  

. Bu hayatta kalma ifadeleri, bir şeyi anlamadığınız

or you don't know how to say something.  For this reason you can relax more,  

veya bir şeyi nasıl söyleyeceğinizi bilmediğiniz zamanlar için bir güvenlik ağı sağlar. Bu nedenle daha fazla rahatlayabilir,

increase your confidence and social skills and  also your ability to flow in spoken English.  

kendinize olan güveninizi ve sosyal becerilerinizi ve ayrıca İngilizce konuşma becerinizi artırabilirsiniz.

Speaking of social skills and your ability to  flow in spoken English have you tried our Real  

Sosyal becerilerden ve konuşma İngilizcesinde akıcı olma becerinizden bahsetmişken, Gerçek

Life native immersion course? If not you can  try our mini course right now absolutely free!  

Hayata yönelik yoğunlaştırılmış kursumuzu denediniz mi? Değilse, mini kursumuzu hemen şimdi tamamen ücretsiz olarak deneyebilirsiniz!

It will help you to understand fast  speech and improve your fluency.  

Hızlı konuşmayı anlamanıza ve akıcılığınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır. Burayı veya aşağıdaki açıklama kutusunu

You can learn more and sign up now by clicking  up here or in the description box below! 

tıklayarak daha fazla bilgi edinebilir ve şimdi kaydolabilirsiniz !

What is chunking? chunking is learning vocabulary  in context. It means learning phrases or groups of  

parçalama nedir? parçalama, bağlam içinde kelime öğrenmektir. Tek kelimeler yerine kelime gruplarını veya cümleleri öğrenmek anlamına gelir

words rather than single words. Survival phrases  can be considered chunks if you learn them to say  

. Hayatta kalma cümleleri, söylemeyi öğrenirseniz

and use them as units rather as single words.  Let's take a look at these three chunks 

ve bunları tek kelimeler yerine birimler olarak kullanırsanız, yığınlar olarak kabul edilebilir. Bu üç parçaya bir göz atalım

What do you think we use these  chunks for? here are the options

Bu  parçaları ne için kullandığımızı düşünüyorsunuz ? işte seçenekler. Kelime

When you learn vocabulary this way the need for  figuring out the specific way grammar works in  

dağarcığını bu şekilde öğrendiğinizde, dilbilgisinin bu parçalarda belirli bir şekilde nasıl çalıştığını anlama ihtiyacı o kadar da

these chunks isn't so big. You just learn to use  them in the right context and that's usually all  

büyük değildir. Bunları doğru bağlamda kullanmayı öğrenirsiniz ve genellikle

you need to start applying them in conversation.  Another advantage is that they're more practical  

bunları konuşmada uygulamaya başlamak için ihtiyacınız olan tek şey budur. Diğer bir avantaj ise daha pratik

fluent and idiomatic. Imagine this  situation and then see if you can guess:

akıcı ve deyimsel olmalarıdır. Bu  durumu hayal edin ve ardından tahmin edip edemeyeceğinize bakın:

You'd say I'm on my way. That's a chunk. You'd  never actually need to stop and think of each  

Yoldayım diyeceksiniz. Bu bir yığın. Hiçbir zaman durup her bir

word individually consider the grammar of that  construction and in terms of pronunciation  

kelimeyi ayrı ayrı düşünmeniz gerekmez, o yapının gramerini göz önünde bulundurun ve telaffuz açısından   bu

as it's a chunk you're more likely  to learn to say it more fluently,  

bir yığın olduğu için, "Yoldayım" gibi daha akıcı bir şekilde söylemeyi öğrenmeniz daha olasıdır.

like "I'm on my way". Here's another situation  where you would need to use another chunk:

". İşte başka bir öbek kullanmanız gereken başka bir durum:

Chunking when applied to specific everyday  situations is what we would refer to as  

Belirli günlük durumlara uygulandığında parçalama,

survival phrases. If you're enjoying this lesson  and would like to learn more about how to improve  

hayatta kalma ifadeleri olarak adlandırdığımız şeydir. Bu dersten keyif alıyorsanız ve telaffuzunuzu ve akıcılığınızı nasıl geliştireceğiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız,

your pronunciation and fluency I recommend  you watch this lesson we made on this topic.  

bu konuda hazırladığımız bu dersi izlemenizi tavsiye ederim.

You can click up here or down in the description  box below to watch it straight after this lesson. 

Bu dersten hemen sonra izlemek için burayı yukarı veya aşağıdaki açıklama kutusunda aşağı tıklayabilirsiniz.

So now I'm going to teach you a few key survival  phrases for some situations you're likely to  

Şimdi size

encounter on any given day in an Wnglish-speaking  country. So let's start with some survival English  

İngilizce konuşulan bir ülkede herhangi bir günde karşılaşmanız muhtemel bazı durumlar için hayatta kalmayla ilgili birkaç temel ifade öğreteceğim . O halde, restoran için biraz hayatta kalma İngilizcesi   ile başlayalım

for the restaurant! First you could ask  the waiter "can I have a menu please?"  

! Öncelikle garsona "bir menü alabilir miyim lütfen?" diye sorabilirsiniz.

then when you're ready to order you may  say "I'd like the cheese omelet please"  

sipariş vermeye hazır olduğunuzda "Peynirli omlet istiyorum lütfen"

or "I'll have the cheese omelette" or even  "I'd like to have the cheese omelette please".

veya "Peynirli omlet alacağım" veya hatta "Peynirli omlet istiyorum lütfen" diyebilirsiniz.

If you chose A you're right! At the end of  your meal you can request the bill or check  

A'yı seçtiyseniz haklısınız! Yemeğinizin sonunda "hesabı veya çeki

saying "can I have the bill or check please?".  When you enter a hotel you'll probably walk  

alabilir miyim lütfen?" diyerek fatura veya çek isteyebilirsiniz. Bir otele girdiğinizde muhtemelen

up to the check-in desk and either tell the  receptionist that you've made a reservation  

check-in masasına gideceksiniz ve resepsiyon görevlisine rezervasyon yaptığınızı   söyleyeceksiniz

or if you haven't that you'd like a room you'd say  "I have a reservation" or "I have a reservation  

veya oda istediğinizi henüz bilmiyorsanız "Bir odam var" diyeceksiniz. rezervasyon" veya "Bir rezervasyonum var

under the name..." and then say your last name  if you want to inquire about prices you could ask  

..." adı altında ve ardından soyadınızı söyleyin fiyatlar hakkında bilgi almak istiyorsanız

"what are your rates" or "how much is a single  room for the night" for example. Another relevant  

"ücretleriniz nedir" veya "tek kişilik oda gecelik ne kadar" diye sorabilirsiniz. örnek. Bir başka ilgili

question would be: "what facilities are available  to guests ?" Here you'd be asking whether there's  

soru da şu olacaktır: "misafirler için hangi olanaklar mevcuttur ?" Burada

a gym or a swimming pool or a spa, etc. Other  important survival phrases are "is there  

spor salonu, yüzme havuzu veya spa vb. olup olmadığını soruyorsunuz. Hayatta kalmak için diğer önemli ifadeler "

WI-FI in the room?" "what time is breakfast?"  "does the room have a view of the mountains?".  

odada   WI-FI var mı?" "kahvaltı ne zaman?" "odanın dağ manzarası var mı?" Treni otobüse   veya trenle veya otobüsle taksiye binip binmediğinize bağlı olarak

There are some different survival phrases you'll  use depending on whether you use the train the bus  

kullanacağınız bazı farklı hayatta kalma ifadeleri vardır

or take a taxi with the train or bus there's  some overlap. You could ask for a single or  

bazı örtüşmeler vardır. Manchester'a tek veya

return ticket to Manchester. When you want to know  the price you could simply ask "how much is it"  

dönüş bileti isteyebilirsiniz. Fiyatı öğrenmek istediğinizde "ne kadar"

or "how much is the fare please" if you want to  know where the bus stop is you could ask "where  

veya "ücret ne kadar lütfen" diye sorabilirsiniz. Otobüs durağının nerede olduğunu öğrenmek istiyorsanız "

do I catch the bus?" to other important questions  are "which platform does the train leave from?"  

otobüse nereden binerim?" diğer önemli sorulara "tren hangi perondan kalkıyor?"

"is this the bus that goes to the city centre?",  "could you please tell me where to get off?".  

"Şehir merkezine giden otobüs bu mu?", "Lütfen nerede ineceğimi söyler misiniz?".

Get off means to exit the bus. So we say get  on when we enter the bus and get off is the  

İnmek, otobüsten inmek demektir. Yani otobüse bindiğimizde bin diyoruz ve indiğimizde tam

opposite. When you get into a taxi you'd probably  say "could you take me to..." and then the place  

tersi oluyor. Bir taksiye bindiğinizde muhtemelen "beni şuraya götürür müsünüz..." ve ardından

when you arrive at the destination.  You'd say "how much do I owe you?",  

gideceğiniz yere   dersiniz. "Sana ne kadar borcum var?"

or "what do I owe you?". I hope that this lesson  is going to help you make a step towards better  

veya "Sana ne kadar borcum var?" diyebilirsiniz. Umarım bu ders, daha iyi bir akıcılık için bir adım atmanıza yardımcı olur

fluency. If you enjoyed it don't forget to hit  the subscribe button and the bell down below.  

. Beğendiyseniz abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basmayı unutmayın.

Survival phrases are the pocket version of  English think of them as a set of very practical  

Hayatta kalma ifadeleri, İngilizce'nin cep versiyonudur. Bunları,

phrases that you can use to always know what  to say.They'll help you think more in English,  

her zaman ne söyleyeceğinizi bilmek için kullanabileceğiniz çok pratik ifadeler olarak düşünün. Bunlar, İngilizce olarak daha fazla düşünmenize,

adopt more idiomatic expressions and speak more  effortlessly. Just to recap we first learned  

daha deyimsel ifadeler benimsemenize ve daha zahmetsizce konuşmanıza yardımcı olacaktır. Özetlemek gerekirse önce

phrases that will facilitate communication. If  you know how to ask for clarification and how  

iletişimi kolaylaştıracak ifadeler öğrendik. Nasıl açıklama isteyeceğinizi ve anladığınızı nasıl doğrulayacağınızı biliyorsanız,

to verify you've made yourself understood you'll  gain more confidence in your speaking skills. We  

konuşma becerilerinize daha fazla güvenirsiniz. Parçalara

briefly touched on chunking and learning without  grammar. This is a fascinating topic that goes  

ayırma ve dilbilgisi olmadan öğrenmeye kısaca değindik . Bu,

hand in hand with survival English. Give us a like  and we might expand on this topic in the future.  

hayatta kalma İngilizcesi ile el ele giden büyüleyici bir konudur. Bize bir beğeni verin ve gelecekte bu konuyu genişletebiliriz.

Lastly we covered some bonus survival phrases  that are useful in the context of the restaurant  

Son olarak, restoran    otel ve toplu taşıma bağlamında yararlı olan bazı bonus hayatta kalma ifadelerini ele aldık

the hotel and public transport. I  hope this has raised your awareness  

. Umarım bu,

on what can be achieved by focusing on  vocabulary chunks and survival phrases!  

kelime dağarcığı ve hayatta kalma ifadelerine odaklanarak neler başarılabileceği konusunda farkındalığınızı artırmıştır.

Now it's your turn to keep exploring English  and learn far more than we've offered you in  

Şimdi İngilizceyi keşfetme ve bu derste size sunduğumuzdan çok daha fazlasını öğrenme sırası sizde

this lesson! You can do it just get out of  your comfort zone and start your adventure!

! Bunu yapabilirsiniz, sadece konfor alanınızdan çıkın ve maceranıza başlayın! Akıcı bir şekilde İngilizce konuşan biri olmak istiyorsanız, telaffuzun ustalaşmanız gereken

There are three key aspects of pronunciation  that you need to master if you want to  

üç temel yönü vardır

become a fluent English speaker these  are: rhythm, intonation and stress.  

: ritim, tonlama ve vurgu.

Now chances are you've probably  acquired these to some degree  

Şimdi muhtemelen bunları bir dereceye kadar edinmişsinizdir

you've probably imitated certain characteristics  of the way that native speakers speak.

muhtemelen anadili İngilizce olan kişilerin konuşma tarzının belirli özelliklerini  taklit etmişsinizdir .