PHRASAL VERB BREAK part 2

This is the Rachel’s English 30-Day Challenge!

Bu, Rachel'ın 30 Günlük İngilizce Yarışması!

Learn 30 phrasal verbs in 30 days!

30 günde 30 öbek fiil öğrenin!

Jumpstart your vocabulary in 2017.

2017'de kelime haznenize hızlı bir başlangıç ​​yapın.

Today is Day 13 and we're studying phrasal verbs with “break”.

Bugün 13. Gün ve "break" ile deyimsel fiilleri çalışıyoruz.

This topic is so big I’ve had to break it into two videos.

Bu konu o kadar büyük ki iki videoya bölmek zorunda kaldım.

Today is Day 2.

Bugün 2. Gün.

I hope this video will help you have a breakthrough with phrasal verbs.

Umarım bu video deyimsel fiiller konusunda ilerleme kaydetmenize yardımcı olur.

Let’s get started.

Başlayalım.

Break off means to separate:

Break off, ayırmak anlamına gelir:

break off a piece of chocolate.

bir parça çikolatayı kırın.

Part of my tooth broke off in a skiing accident.

Bir kayak kazasında dişimin bir kısmı kırıldı.

To break off can also mean to end a relationship:

Ayrılmak aynı zamanda bir ilişkiyi bitirmek anlamına da gelebilir:

My mom thinks I should break it off with Doug.

Annem Doug'dan ayrılmam gerektiğini düşünüyor.

Break out can mean to start suddenly:

Break out aniden başlamak anlamına gelebilir:

a fire broke out in the kitchen.

mutfakta yangın çıktı.

The war broke out right after he graduated.

Mezun olduktan hemen sonra savaş çıktı.

She broke out in song at the party.

Partide şarkıda patlak verdi.

And, if you’ll remember, break in means to enter illegally.

Ve hatırlarsanız, izinsiz girmek yasa dışı yollardan girmek anlamına gelir.

Break out means to exit illegally, like jail.

Kaçmak, hapishane gibi yasadışı bir şekilde çıkmak anlamına gelir.

I don’t know how they did it, but two men broke out of jail.

Nasıl yaptıklarını bilmiyorum ama iki adam hapisten kaçtı. Aynı zamanda

It can also mean to serve something:

bir şey servis etmek anlamına da gelebilir:

It’s almost midnight, let’s break out the champagne!

Neredeyse gece yarısı, hadi şampanyayı patlatalım!

We also use this phrase with skin irritations and acne.

Cilt tahrişlerinde ve sivilcelerde de bu tabiri kullanırız.

Of course I broke out right before my wedding.

Tabii ki düğünümden hemen önce patlak verdim.

Or, we can use it with in: break out in.

Ya da in: break out in ile kullanabiliriz.

I broke out in a cold sweat before my speech.

Konuşmamdan önce soğuk terler döktüm.

I was really nervous about it.

Bu konuda gerçekten gergindim.

We use break through for having a success,

Break through'ı başarılı olmak için kullanırız

and we use it a lot as a noun,

ve bunu isim olarak,

one word with no space,

boşluksuz tek kelime,

breakthrough.

atılım olarak çok kullanırız.

He believes he’s close to a big breakthrough with his research.

Araştırmasıyla büyük bir buluşa yakın olduğuna inanıyor.

We also use break through with barriers:

Engelleri aşmayı da kullanırız:

when playing Red Rover, you have to break through the other team’s line.

Red Rover oynarken diğer takımın çizgisini aşmanız gerekir.

Break up: now this one is sad.

Ayrılık: şimdi bu üzücü.

This is when a relationship ends.

Bu, bir ilişkinin bittiği zamandır.

Joe and I broke up last week.

Joe ve ben geçen hafta ayrıldık.

Or, I think I’m going to break up with Sam.

Ya da Sam'den ayrılacağımı düşünüyorum.

We also use this with cell phones all the time: if the connection isn’t good,

Bunu cep telefonlarında da her zaman kullanırız: Bağlantı iyi değilse,

if you keep not hearing parts of what the other person is saying, you might say, “

diğer kişinin söylediklerinin bazı kısımlarını duymamaya devam ederseniz, “

“What? You’re breaking up.”

Ne? Ayrılıyorsun.”

It can also mean to separate in general:

Genel olarak ayırmak anlamına da gelebilir:

Let’s break up into small groups to discuss the play.

Oyunu tartışmak için küçük gruplara ayrılalım.

You have to break up the bread for this recipe.

Bu tarif için ekmeği parçalamanız gerekiyor.

If you break with something, that means you reject something, like a tradition.

Bir şeyden vazgeçerseniz, bu, bir geleneği, örneğin bir şeyi reddetmeniz anlamına gelir.

We’re going to break with tradition this year and stay home for the holidays.

Bu yıl geleneği bozacağız ve bayramda evde kalacağız.

Break away,

Ayrılın,

break down,

yıkılın, zorla girin,

break in,

break off,

ayrılın, ayrılın

break out,

break through,

, kırın

break up,

, kırın

and break with.

ve kırın.

That’s a lot of phrasal verbs.

Bu çok fazla deyimsel fiil.

‘Break’ begins with the BR consonant cluster.

'Break', BR ünsüz kümesiyle başlar. B'ye başlarken

Your tongue can be in position for the R,

diliniz R, Rr pozisyonunda olabilir.

Rr

as you start the B.

The position for the R is:

R pozisyonu şu şekildedir:

front of tongue pulled back and up.

dilin önü geriye ve yukarıya çekilmiştir.

Rr,

Rr,

lips flare.

dudaklar parlıyor.

Rr, Rr, Rr

Rr, Rr, Rr

Some language groups mix this up with the L,

Bazı dil grupları bunu L,

bl, bl

bl, bl ile karıştırır,

where the tongue tip is here at the roof of the mouth,

burada dil ucu ağzın çatısındadır,

ll,

ll,

Rr,

Rr,

we want the tip pulled back and up

ucun geriye ve yukarıya çekilmesini istiyoruz

Br-.

Br-.

Break.

Kırmak.

Then we have the AY as in SAY diphthong.

O zaman SAY diphthong'daki gibi AY'ye sahibiz.

Ay

For this, the jaw drops more for the beginning of the sound,

Bunun için çene sesin başlangıcında daha çok,

and less for the end of the sound.

sonunda ise daha az düşer.

Ayy.

Ayy.

Brea.

Brea.

At the end, keep your tongue tip down,

Sonunda, dilinizin ucunu aşağıda tutun,

but arch the front part of the tongue towards the front of the roof of the mouth.

ancak dilin ön kısmını damağınızın önüne doğru bükün.

Ayy,

Ayy,

Brea-k.

Break-k.

And to end, a K sound.

Ve sonunda, bir K sesi.

Back of the tongue lifts up and touches the soft palate, then pulls away.

Dilin arkası yukarı kalkar ve yumuşak damağa dokunur, sonra geri çekilir.

Kk

Kk

Break.

Arası.

Break.

Kırmak.

The word sounds just like this word, brake.

Kelime tıpkı bu kelime gibi geliyor, fren.

They're homophones.

Onlar sesteş sözcükler.

To catch all of the videos in this 30-day challenge,

Bu 30 günlük yarışmadaki tüm videoları yakalamak için

be sure to sign up for my mailing list.

posta listeme kaydolduğunuzdan emin olun.

It’s absolutely FREE.

Kesinlikle ÜCRETSİZDİR.

And definitely subscribe to my YouTube channel and LIKE Rachel’s English on Facebook.

Ve kesinlikle YouTube kanalıma abone olun ve Facebook'ta Rachel'ın İngilizcesini BEĞENİN.

Click the links in the description.

Açıklamadaki bağlantıları tıklayın.

This 30-day challenge is leading up to a phrasal verbs course

Bu 30 günlük meydan okuma, 1 Şubat'ta çevrimiçi okulumda kullanıma sunulacak bir deyimsel fiiller kursuna yol açıyor.

that will be available on my online school on February 1.

Rachel’s English Academy is a collection of online courses

Rachel's English Academy,

focusing on English conversation,

İngilizce konuşma,

pronunciation,

telaffuz

and listening comprehension.

ve dinlediğini anlamaya odaklanan bir çevrimiçi kurslar koleksiyonudur. Bu kurslarla

You will understand Americans better

Amerikalıları daha iyi anlayacak

and speak better English with these courses.

ve daha iyi İngilizce konuşacaksınız.

Visit rachelsenglishacademy.com

to sign up and get started today.

Kaydolmak ve bugün başlamak için rachelsenglishacademy.com adresini ziyaret edin.