UNI- prefix: unique, unicycle, university! American English

In this American English pronunciation video, we're going to go over how to pronounce 'unicycle'.

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda 'unicycle'ın nasıl telaffuz edildiğini inceleyeceğiz. Tek tekerlekli bisiklete binme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olan

I happened to come across this young man who has the unique skill of being able to ride

bu genç adamla tesadüfen karşılaştım

a unicycle.

.

Uni means 'one' or 'single'.

Uni, 'bir' veya 'tek' anlamına gelir.

Unique comes originally from the Latin word 'unicus' -- meaning "only, single, alone of

Eşsiz, aslen Latince "unicus" kelimesinden gelir - "yalnızca, tek,

its kind".  Riding a unicycle is a pretty unique skill.  Not many people can do it.

türünün tek örneği" anlamına gelir. Tek tekerlekli sirk bisikletine binmek oldukça benzersiz bir beceridir. Pek çok insan yapamaz. tek

Unicycle.  Unlike a bicycle, bi-, which has two wheels, or a tricycle, tri-, which has

tekerlekli bisiklet İki tekerleği olan bir bisikletin (bi-) veya

three whiles, this has just one!

üç süreye sahip üç tekerlekli bisikletin (tri-) aksine, bunda sadece bir tane var!

Let's listen to these two words again.

Bu iki kelimeyi tekrar dinleyelim.

...who has the unique skill of being able to ride a unicycle. [3x]

... tek tekerlekli bisiklete binme gibi eşsiz bir yeteneğe sahip olan. [3x]

Unique, unicycle.  They both start with the EW as in FEW diphthong.  This sounds just

Benzersiz, tek tekerlekli bisiklet. Her ikisi de FEW diphthong'da olduğu gibi EW ile başlar. Bu tıpkı

like the word 'you'. You, you.  Unique, unicycle.  Then we have the N consonant.

'sen' kelimesi gibi geliyor. sen, sen Benzersiz, tek tekerlekli bisiklet. O zaman N ünsüzümüz var. Bir

The next sound depends on the word.  In 'unique', it's a stressed syllable, and here it's the

sonraki ses kelimeye bağlıdır. 'Benzersiz'de, vurgulu bir hecedir ve burada

EE as in SHE vowel, -ni-, -ni-, unique.  In 'unicycle', -ni-, -ni-, uni-, it's unstressed, and it's

SHE ünlüsünde olduğu gibi EE'dir, -ni-, -ni-, benzersiz. 'Tek tekerlekli sirk bisikletinde', -ni-, -ni-, uni-, vurgusuzdur ve

the IH as in SIT vowel. Uni-, unicycle.

SIT sesli harfindeki gibi IH'dir. Tek tekerlekli sirk bisikletine.

Unique, unicycle.  In the interview I'm stressing the first syllable of 'unique' a little too

Benzersiz, tek tekerlekli bisiklet. Röportajda 'benzersiz'in ilk hecesini biraz

much because I'm excited to teach the uni- prefix.  Unique, unique.

fazla vurguluyorum çünkü uni- önekini öğretmekten heyecan duyuyorum . Eşsiz, benzersiz. Tek tekerlekli bisiklete binme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olan

I happened to come across this young man who has the unique skill of being able to ride

bu genç adamla tesadüfen karşılaştım

a unicycle. How long did it take you to learn how to ride this?

. Buna binmeyi öğrenmen ne kadar sürdü ?

>> Um, so far a year. It's...but, I was able to ride pretty well about a month after I

>> Um, şimdiye kadar bir yıl. Bu... ama, başladıktan yaklaşık bir ay sonra oldukça iyi ata binebildim

started. >> Okay. So, did you practice everyday?

. >> Tamam. Peki, her gün pratik yaptın mı?

Bonus tip:  did you, did you. Since we're studying the EW diphthong in the word UNIQUE,

Bonus ipucu:  yaptın mı, yaptın mı? UNIQUE kelimesindeki EW diphthong'u çalıştığımıza göre, D sesinden

let's also study it in the word YOU after a D sound.  You'll often hear native speakers

sonra YOU kelimesini de inceleyelim . D

make a J sound when the word 'you' follows a D.  We mix the D and the Y sound together

harfinden sonra gelen "siz" kelimesi ana dili İngilizce olan kişilerin J sesi çıkardığını sık sık duyarsınız. D ve Y sesini karıştırıyoruz

-- Di-jew, did you, di-jew, did you? Other common occurrences:  could you, could you,

-- Di-jew, öyle mi, di-jew, öyle mi? Diğer yaygın durumlar:  yapabilir misin, yapabilir misin

and would you, would you.

ve yapar mısın, yapar mısın?

Did you do it?  did you, did you Could you help?  could you, could you

Yaptın mı? yaptın mı, yardımcı oldun mu? Yapabilir misin,

Would you mind?  would you, would you.

Yapabilir misin? yapar mıydın, yapar mıydın?

Listen again.

>> Did you practice everyday? [3x] >> Pretty much, yeah.

Tekrar dinleyin.

>> Her gün pratik yaptın mı? [3x] >> Hemen hemen, evet.

>> I've heard it's very, very hard. >> It's hard learning, but we set up a rope

>> Çok, çok zor olduğunu duydum. >> Öğrenmesi zor ama garajıma bir ip kurduk

in my garage, and it was really fun. Though it took a while, yeah, I was able to do it.

ve gerçekten eğlenceliydi. Biraz zaman alsa da, evet, yapabildim.

>> And, I heard that you actually use it for transportation now. You go to the library,

>> Ve şimdi gerçekten ulaşım için kullandığını duydum . Kütüphaneye gidiyorsun

and you take it to school. Is that right? >> Sometimes, yes.

ve onu okula götürüyorsun. Bu doğru mu? >> Bazen, evet.

>> So, do you get, like, weird looks? What's the deal with this?

>> Peki, garip bakışlar alıyor musun? Bunun nesi var?

>> Mostly people honk at me and yell out the window.

>> Çoğunlukla insanlar bana korna çalıyor ve pencereden dışarı bağırıyorlar .

>> Has it made you the most popular kid at school?

>> Seni okuldaki en popüler çocuk yaptı mı ?

>> No. >> Has it made you the least popular kid at

>> Hayır. >> Seni okuldaki en az popüler çocuk yaptı mı

school? >> No.

? >> Hayır.

>> Great.

>> Harika.

We have this word part in other words too. Like in 'united' of United States. Unity.

Bu kelime kısmı başka bir deyişle bizde de var. Amerika Birleşik Devletleri'nin 'birleşik'indeki gibi. Birlik.

Anything that means coming together in this case.

Bu durumda bir araya gelmek anlamına gelen her şey .

United.  Here the letter I represents the AI as in BUY diphthong.  This is the stressed

Birleşik. Burada I harfi, BUY diphthong'da olduğu gibi AI'yı temsil eder. Bu vurgulu hecedir

syllable.  U-ni-ted. United. Unity.  Here the letter I is in an unstressed

. Birleşik. Birleşik. Birlik. Burada I harfi vurgusuz bir

syllable, and it's the IH as in SIT vowel.  U-ni-ty.

hecededir ve SIT sesli harfindeki gibi IH'dir. Birlik.

Uniform, University.  Again the letter I is in an unstressed syllable, and it's the

Üniforma, Üniversite. Yine I harfi vurgusuz hecededir ve

IH as in SIT vowel.

SIT ünlüsünde olduğu gibi IH'dir.

In all of these cases, it's the EW as in FEW diphthong in that first sound. Now, every

Tüm bu durumlarda, o ilk seste BİRKAÇ diftonda olduğu gibi EW'dir. Şimdi,

time you see U-N-I starting a word, is it this? Is it pronounced this way? No, unfortunately

U-N-I'ın bir kelimeye başladığını her gördüğünde, bu mu? Bu şekilde mi telaffuz ediliyor? Hayır, ne yazık ki

not. Take for example the word 'uninsured' or 'uninterested'. Here,

değil. Örneğin 'sigortasız' veya 'ilgisiz' kelimesini ele alalım. Burada

un- is the prefix. Not --uni. And, it's pronounced with the UH as in BUTTER vowel.

un- önekidir. --uni değil. Ve BUTTER sesli harfinde olduğu gibi UH ile telaffuz edilir. Şimdi

Let's look at two words that are very similar: uninformed, uniformed.  The only difference

birbirine çok benzeyen iki kelimeye bakalım: uninformed, uniformed. Yazımdaki tek fark

in spelling is this N.  But one word breaks down with the prefix un-, and the other with

bu N'dir.  Ancak bir kelime un- önekiyle, diğeri uni- önekiyle bozulur

the prefix uni-, so the first syllable of these words will not be pronounced the same.

, bu nedenle bu kelimelerin ilk hecesi aynı şekilde telaffuz edilmez.

Uninformed, uniformed.

Bilgisiz, üniformalı.

As you learn more vocabulary, and you learn how to break down the words, into their parts,

Daha fazla kelime öğrendikçe ve kelimeleri parçalarına ayırmayı öğrendikçe,

you'll be able to see this kind of thing a little more easily.

bu tür şeyleri biraz daha kolay görebileceksiniz. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .

>> Oh yes! Why don't you try that. That'll be funny.

>> Ah evet! Neden bunu denemiyorsun? Bu komik olacak.

>> How do you? ... Think I'll just leave it there.

>> Nasılsın? ... Sanırım orada bırakacağım.