How to Order in a Pub - Learn About Phrases, Slang, Idioms and Ordering

Pub English - Pub'da Nasıl Sipariş Verilir

Hi, my name’s Olivier, and welcome to Oxford Online English.

Merhaba, ben Olivier! Oxford Online English'e hoş geldiniz.

Hey Oli, I’m going to the UK soon.

Hey Oli, yakında İngiltere'ye gidiyorum.

What can I do to get a taste of real British culture?

Gerçek İngiliz tadı almak için ne yapabilirim? kültür?

How about going to the pub?

Pub'a gitmeye ne dersin?

There are around 60,000 pubs in the UK, so if you’re in the UK now, there is probably

İngiltere'de yaklaşık 60.000 pub var. eğer şimdi İngiltere'de iseniz, muhtemelen

one just around the corner!

bir köşede!

Pubs are incredibly popular in the UK, and traditional pubs still offer a glimpse of

Publar İngiltere'de inanılmaz derecede popülerdir ve geleneksel barlar yine de bir şeyler sunuyor

true British culture.

gerçek İngiliz kültürü.

Maybe you’ve been out sightseeing all day and you’re looking for a nice place to relax.

Belki bütün gün şehir dışına çıktın ve rahatlamak için güzel bir yer arıyorsun.

No trip to the UK is complete without a visit to the local pub.

İngiltere’ye yapılan hiçbir gezi ziyaret olmadan tamamlanmadı yerel pub'a.

In this lesson you’ll learn how to order in a pub, and also how to sound like a real

Bu derste nasıl sipariş verileceğini öğreneceksiniz bir barda ve aynı zamanda gerçek bir ses gibi

local while you’re in there.

sen oradayken yerel.

Imagine: you’ve found a beautiful old British pub; you walk in and go to the bar.

Hayal edin: güzel bir eski İngiliz buldunuz pub; içeri girip bara gidersiniz.

The bartender asks: ‘What can I get you?’

Barmen sorar: 'Seni ne alabilirim?'

What do you do?

Ne yaparsın?

Hello.

Merhaba.

Hi, what can I get you?

Selam, seni ne alabilirim?

Um…. beer.

Um .... bira.

Which beer?

Hangi bira?

Umm..… this one Pint or a half?

Umm ..… bu bir Yarım litre mi?

What?

Big or small?

Ne?

Büyük ya da küçük?

Big, please Anything else?

Büyük lütfen Başka herhangi bir şey?

What?

Ne?

Do you want anything else?

Başka bir şey ister misin?

Umm yes...wine, please..

Umm evet ... şarap, lütfen ..

Red or white?

Kırmızı veya beyaz?

Red.

Kırmızı.

We’ve got Merlot, Cab, or Pinot.

Merlot, Cab veya Pinot'umuz var.

That one.

Şu.

Large or small?

Büyük veya küçük?

Small.

Küçük.

Okay, anything else?

Tamam, başka bir şey var mı?

Eight pounds forty please.

Sekiz kilo kırk lütfen.

Cheers.

Şerefe.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Okay, let’s be honest, that didn’t go so well.

Tamam, dürüst olalım, bu o kadar iyi gitmedi.

Why not?

Neden olmasın?

There were many issues with understanding and using the vocabulary you need in the pub.

Anlayışı ile birçok sorunları vardı ve barda ihtiyacınız olan kelimeleri kullanarak.

But, there’s good news!

Ancak, iyi haberler var!

The vocabulary that you need in the pub is actually quite limited.

İhtiyacınız olan kelime barda aslında oldukça sınırlıdır.

Let's see how that could have gone better.

Bunun nasıl daha iyi olabileceğini görelim.

Hi, what can I get you?

Selam, seni ne alabilirim?

A pint of Kronenbourg and a small glass of Merlot please.

Bir bardak Kronenbourg ve küçük bir bardak Merlot lütfen.

Here you are.

Buyrun.

Anything else?

Başka herhangi bir şey?

No thanks, that’s all.

Hayır teşekkürler, hepsi bu.

That’ll be eight forty.

Bu sekiz kırk olacak.

Here you are.

Buyrun.

Cheers.

Şerefe.

Thanks.

Teşekkürler.

I think you can see that was much better.

Bunun daha iyi olduğunu görebildiğini düşünüyorum.

But what was different?

Ama farklı olan neydi?

Mostly, she was more specific with the order.

Çoğunlukla, emir ile daha spesifikti.

That meant I didn’t have to ask her so many questions, and the whole order didn’t take

Bu ona fazla sormam gerekmediği anlamına geliyordu sorular ve tüm sipariş almadı

much time.

çok zaman.

Pubs are informal places, so it’s fine to use very simple, direct language.

Pub gayri yerlerdir, o yüzden sorun değil. çok basit, doğrudan bir dil kullanın.

You can simply list the drinks you want, like this: ‘one pint of IPA and two small glasses

İstediğiniz içecekleri kolayca listeleyebilirsiniz. Bu: 'Bir bardak IPA ve iki küçük bardak

of house white, please.’

evin beyazı lütfen.

You can use phrases like I’d like… or Can I have…?, but they aren’t necessary.

İstediğim gibi cümleleri kullanabilirsiniz… veya Alabilir miyim…?, Ama gerekli değil.

This is true for the bartender, too.

Bu barmen için de geçerlidir.

You should expect to hear shortened questions, like these: ‘Ice?’

Kısaltılmış soruları duymayı beklemelisiniz, şöyle: 'Buz?'

‘Anything else?’

'Başka herhangi bir şey?'

‘Draft or bottle?’

Taslak mı, şişe mi?

You should be ready for this, and not just in the pub!

Buna hazır olmalısın, sadece Barda!

Shortened questions like these, for example ‘Ice?’

Örneğin, bu gibi kısaltılmış sorular 'Buz?'

instead of ‘Do you want ice?’ are very common in informal English.

yerine 'buz ister misin?' çok gayri resmi İngilizce olarak yaygındır.

Now you know the basics, let’s look at how to order all the different kinds of drinks

Şimdi temelleri biliyorsunuz, bakalım nasıl her çeşit içki siparişi vermek

you can find in a typical British pub.

Tipik bir İngiliz barında bulabilirsiniz.

Beer is by far the most popular drink ordered in pubs.

Bira şimdiye kadar sipariş edilen en popüler içecektir. Barlarda

Generally, you can choose from ale or lager.

Genellikle ale veya lager arasından seçim yapabilirsiniz.

‘Ale’ includes many kinds of beer.

'Ale' birçok çeşit bira içerir.

Light ale is often called ‘bitter’, while dark ale is often called ‘stout’.

Hafif ale sık sık 'acı' olarak adlandırılır. koyu renkli biraya genellikle 'şişman' denir.

Ale is especially popular in the UK, while in some countries it isn’t a common drink.

Ale özellikle İngiltere'de popülerdir. Bazı ülkelerde bu ortak bir içecek değildir.

‘Lager’ is the standard, light, fizzy beer that is popular around the world.

'Lager' standart, hafif ve gazlı Dünyada popüler olan bira.

So, a pub might have ales like Guinness, London Pride, or Doom Bar, and lagers like Kronenbourg,

Öyleyse, bir barda Guinness, Londra gibi bir arkadaş olabilir Gurur veya Doom Bar ve Kronenbourg gibi lagers,

Fosters, Stella Artois, or Heineken.

Fosters, Stella Artois veya Heineken.

Both ale and lagers come in bottles and draft.

Hem ale hem de lagers şişe ve taslakta gelir.

‘Draft’ means from the tap.

'Taslak', musluktan anlamına gelir.

The last thing to think about is the size.

Düşünülmesi gereken son şey boyuttur.

There are normally just two options: a pint, or a half-pint.

Normalde sadece iki seçenek vardır: bir pint, ya da yarım bira bardağı.

A pint is just over five hundred ml.

Bir bira bardağı sadece beş yüz ml'nin üzerindedir.

If you simply name the beer you want, the bartender will generally assume that you want

İstediğiniz birayı seçerseniz, barmen genellikle istediğini varsayacak

a pint of draft beer.

fıçı bira bardağı.

If you want a half-pint or a bottle, it’s better to say so directly.

Yarım bardak ya da bir şişe istiyorsanız, bu doğrudan söylemek daha iyi.

Let’s see an example of ordering some beer.

Biraz bira siparişi verelim.

Hi, can I have an Amstel please?

Merhaba, bir Amstel alabilir miyim lütfen?

Pint?

Pint?

Just a half, please.

Sadece bir buçuk lütfen.

Here you are.

Buyrun.

Easy, right?

Kolay değil mi?

Let’s look at one more example, where it’s a little more complicated.

Bir örnek daha inceleyelim, nerede? biraz daha karmaşık.

Hi, two pints of Amstel, a bottle of Becks and half a Fosters please.

Merhaba, iki bardak Amstel, bir şişe Becks ve yarım Fosters lütfen.

Sorry, the Amstel’s off.

Üzgünüm, Amstel kapandı.

How about Grolsch?

Peki ya Grolsch?

Sure, that’s fine.

Tabii, sorun değil.

So that’s two pints of Grolsch, one bottle of Becks, and a half of Fosters.

Demek iki bardak Grolsch, bir şişe Becks ve bir de Fosters.

That’s right.

Doğru.

No problem.

Sorun değil.

Here you are.

Buyrun.

Sometimes, the pub will run out of one kind of beer.

Bazen, pub bir çeşit tükenir Bira

If the bartender tells you that something is ‘off’, that means they don’t have

Barmen sana bir şey söylerse 'kapalı' demek, sahip olmadıkları anlamına gelir

any more.

daha fazla.

In the past the selection of wines in pubs was quite limited, but now you will often

Geçmişte publarda şarap seçimi oldukça sınırlıydı, ama şimdi sık sık

find pubs with a large selection of wines.

geniş bir şarap seçkisine sahip barları bulabilirsiniz.

If you want to see which wines the pub has, you could ask: ‘Do you have a wine list?’

Barda hangi şarapların bulunduğunu görmek istiyorsanız, “Şarap listeniz var mı?” diye sorabilirsiniz.

You could also ask:

Ayrıca şunu da sorabilirsiniz:

‘What red/white wines do you have?’

'Hangi kırmızı / beyaz şaraplarınız var?'

Do you have a Pinot Grigio?’

Pinot Grigio'n var mı?

Let’s see an example of ordering wine.

Şarap siparişi örneği görelim.

Hi, what can I get you?

Selam, seni ne alabilirim?

Yes, what red wines do you have?

Evet, hangi kırmızı şaraplarınız var?

We’ve got a Pinot Noir, a Sauvignon Zinfandel and a Malbec.

Bir Pinot Noir, bir Sauvignon Zinfandel var. ve bir Malbec.

Two large glasses of Pinot Noir please

İki büyük bardak Pinot Noir lütfen

Okay, no problem.

Tamam sorun yok.

That’s four fifty, please.

Saat dört elli, lütfen.

Are you sure?

Emin misiniz?

That seems cheap…

Bu ucuz görünüyor ...

It’s happy hour till six, so they’re two-for-one.

Saat altıdan altıya kadar mutlu, bu yüzden ikisi bire bir.

‘Happy hour’ is a time, usually early in the evening,

'Mutlu saat, genellikle akşamları erken saat

when pubs and bars have special offers on drinks.

Barlarda ve barlarda özel teklifler olduğunda içecekler.

Here, the wines were ‘two-for-one’, meaning you can buy one and get one free.

Burada şaraplar 'bire bir' idi, yani bir tane satın alabilir ve bir tane bedava alabilirsiniz.

Let’s look at a slightly more complicated example of ordering wine.

Biraz daha karmaşık bir göz atalım şarap siparişi örneği.

Hi, what can I get you?

Selam, seni ne alabilirim?

Hi, do you have a Pinot Grigio?.

Merhaba, bir Pinot Grigio'n var mı?

No, sorry.

Hayır özür dilerim.

We’ve only got Chardonnay or Cabernet Blanc.

Sadece Chardonnay veya Cabernet Blanc'ı bulduk.

Hmm.

Hmm.

I don’t really like either of those.

Bunlardan hiçbirini sevmiyorum.

What about rosé?

Peki ya rosé?

We only have one: a Syrah.

Sadece bir tane var: bir Syrah.

Okay, that’s perfect.

Tamam, bu mükemmel.

A large glass of Syrah and two small glasses of Chardonnay.

Büyük bir bardak Syrah ve iki küçük bardak Chardonnay

Anything else?

Başka herhangi bir şey?

No that’s all,

Hayır hepsi bu,

thanks.

Teşekkürler.

That’ll be eleven pounds twenty, please.

Bu on bir kilo yirmi olacak, lütfen.

Can I start a tab?

Bir sekme başlatabilir miyim?

Of course.

Tabii ki.

I’ll just need to swipe a card.

Sadece bir kartı kaydırmam gerekecek.

Did you hear that phrase at the end: “Can I start a tab?”

Sonunda o cümleyi duydun mu: “Can Bir sekme mi başladım? ”

Can you guess what it means?

Ne anlama geldiğini tahmin edebilir misin?

A tab means that you pay for everything when you leave the pub.

Sekme, her şey için ödeme yaptığınız zaman pubı terk ettin.

Normally, you pay for food and drinks as you order them, but if you’re planning to stay

Normalde yiyecek ve içecekleri sizin gibi ödersiniz onları sipariş et, ama kalmayı planlıyorsan

in the pub for some time, you might start a tab so that you can order food and drinks

barda bir süredir başlayabilirsiniz yiyecek ve içecek sipariş edebilmeniz için bir sekme

quickly and conveniently.

hızlı ve kolay.

You’ve seen how to order beer and wine; what other kind of drinks could you order?

Nasıl bira ve şarap sipariş edeceğinizi gördünüz; başka ne tür içecekler sipariş edebilirsiniz?

You could also order spirits or mixed drinks.

Ayrıca alkollü içkiler veya karışık içecekler sipariş edebilirsiniz.

‘Spirits’ includes hard alcohol like vodka, whiskey, gin, rum, and so on.

'Ruhlar' votka gibi sert alkollü içecekler içerir, viski, cin, rom vb.

You can also order mixed drinks, like vodka and coke or gin and tonic.

Votka gibi karışık içecekler de sipariş edebilirsiniz. ve kok veya cin ve tonik.

Some pubs might serve cocktails, although it’s more common for bars to serve cocktails.

Bazı publarda kokteyl servisi yapılabilir. Barların kokteyl servisi yapması daha yaygındır.

There’s a difference between pubs and bars in the UK!

Barlar ve barlar arasında bir fark var İngiltere'de!

Ordering mixed drinks is easy: put the spirit first, then the mixer, like this: vodka and

Karışık içecek sipariş etmek kolaydır: ruhu koyun önce, sonra mikser, böyle: votka ve

orange, whiskey and coke, rum and ginger beer.

Portakal, viski ve kola, rom ve zencefilli bira.

Hi, what can I get you?

Selam, seni ne alabilirim?

Two rum and cokes, a vodka lemonade and a gin and tonic please.

İki rom ve kola, bir votka limonata ve bir cin tonik lütfen.

Anything else?

Başka herhangi bir şey?

Oh, and a whiskey, please.

Oh ve bir viski lütfen.

Straight?

Düz?

Yes.

Evet.

Ice?

No thanks.

Buz?

Hayır teşekkürler.

Do you remember what was ordered?

Ne sipariş edildiğini hatırlıyor musun?

I asked for: two rum and cokes, a vodka lemonade, a gin and tonic and a straight whiskey.

İstedim: iki rom ve kola, bir votka limonata, bir cin tonik ve düz bir viski.

In pubs, it’s common to leave out the word ‘and’ when ordering mixed drinks, so you

Barlarda, kelimeyi dışlamak çok yaygın 've' karışık içecekler sipariş ederken

can say, ‘gin and tonic’ or ‘gin tonic’.

'cin tonik' veya 'cin tonik' diyebilir.

‘Straight’ here means without a any mixer.

'Düz' burada herhangi bir karıştırıcı olmadan anlamına gelir.

If you want to sound like a real local, and you want ice with the drink, you can say ‘on

Gerçek bir yerel gibi ses çıkarmak istiyorsanız ve içkiyle buz istiyorsan diyebilirsin

the rocks’.

kayalar'.

For example.,

Örneğin.,

‘A Glenlivet on the rocks please.’

'Buzlu bir Glenlivet lütfen.'

Of course, you don’t just come to the pub to drink!

Tabii ki, sadece bara gelmiyorsun içmek için!

In recent years the food in pubs has really improved, and you can often find some nice

Son yıllarda barlarda yemek gerçekten gelişmiş ve sık sık hoş şeyler bulabilirsiniz.

traditional food.

geleneksel yemek.

Pubs aren’t restaurants, so you need to order food at the bar.

Barlar restoran değil, o yüzden barda yemek siparişi verin.

The menu will often be written on a blackboard near the bar somewhere.

Menü genellikle tahtaya yazılacak barın bir yerinde.

Let’s see how to order food in a pub.

Bakalım nasıl bir barda yemek sipariş edelim.

Hi, what can I get for you?

Merhaba, senin için ne alabilirim?

Can I order some food please?

Yemek sipariş edebilir miyim lütfen?

Yes, of course.

Evet tabi ki.

What table number are you?

Hangi masa numarasısın?

Sorry, I’m not sure.

Üzgünüm, emin değilim.

It’s that table in the corner.

Köşedeki o masa.

Okay, no problem.

Tamam sorun yok.

That’s table 7.

Bu masa 7.

What would you like?

Ne alırsınız?

I’d like a one fish scampi and chips and a steak and ale pie.

Bir balık scampi ve cips istiyorum bir biftek ve ale pie.

Anything else?

Başka herhangi bir şey?

Yes, do you have anything for children?

Evet, çocuklar için bir şeyin var mı?

Yes, just down here we have a few things for children.

Evet, tam aşağıda bir kaç şeyimiz var çocuklar.

Ah, excellent.

Ah, mükemmel.

… And a spaghetti Bolognese as well please.

… Ve bir spagetti Bolonez de lütfen.

Okay, anything else?

Tamam, başka bir şey var mı?

No, that’s everything.

Hayır, bu her şey.

Great, that’s twenty-three seventy please.

Harika, bu yirmi üç yetmiş lütfen.

Here you are.

Buyrun.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Cutlery and condiments are over on the table in the corner; you can just help yourself.

Çatal bıçak takımı ve çeşniler masanın üzerinde köşede; Sadece kendine yardım edebilirsin.

Thanks.

Teşekkürler.

Do you remember what I ordered?

Ne sipariş ettiğimi hatırlıyor musun?

There were three things.

Üç şey vardı.

I ordered a scampi and chips, a steak and ale pie and a spaghetti Bolognese.

Bir scampi ve cips, bir biftek ve ale börek ve bir spagetti Bolognese.

‘Scampi’ is shrimp which is covered in breadcrumbs and deep-fried.

'Scampi' kaplı karides kırıntıları ve derin yağda kızartılmış.

‘Steak and ale pie’ is a traditional English pub dish.

'Biftek ve ale pie' geleneksel bir İngiliz Bar tabağı

It’s a pie with thick pastry, with beef cooked in ale inside.

Etli börekli, pastalı bir turta. ale içinde pişirilir.

Do you remember the first question the bartender asked?

Barmenin ilk sorusunu hatırlıyor musun? diye sordu?

She asked, ‘What table number are you?’

'Hangi masa numarası sensin?'

Often you will see a number somewhere on the table.

Genellikle bir yerde bir numara göreceksiniz tablo.

You need to tell the bartender your table number when you order food.

Barmene sofranı söylemelisin yemek sipariş ederken numara.

The only other question Oli asked was, ‘Do you have anything for children?’

Oli'nın sorduğu diğer tek soru ' çocuklar için bir şeyin var mı?

Very often pubs will have a specific menu for children.

Çok sık publar belirli bir menüye sahip olacak Çocuklar için.

If you can’t see it on the menu, you can always ask.

Menüde göremiyorsanız, her zaman sor.

Finally, at the end of the dialogue, I mentioned some things on the table in the corner.

Sonunda, diyaloğun sonunda bahsettim köşedeki masada bazı şeyler.

Do you remember what I said?

Ne dediğimi hatırlıyor musun?

I said that the cutlery and condiments were on the table.

Çatal bıçak ve çeşniler demiştim. masanın üstünde.

‘Cutlery’ means knives, forks and spoons.

'Çatal bıçak takımı' bıçak, çatal ve kaşık anlamına gelir.

‘Condiments’ could be ketchup, mustard, mayonnaise, or salt and pepper for example.

'Çeşniler' ketçap olabilir, hardal, mayonez, örneğin tuz ve karabiber.

Right, now you have your drink, and you’re waiting for your food.

Tamam, şimdi içkini içtin ve yemeğini bekliyorum.

It’s time to do some talking.

Biraz konuşma yapmanın zamanı geldi.

Next, you’ll see some slang and idioms that you might hear and say in the pub.

Sonra, bazı argo ve deyimler göreceksiniz barda duyabilir ve söyleyebilirsiniz.

I think you’ve got the basics now, but if you want to practice your English, you should

Sanırım şimdi temellerin var, ama İngilizcenizi pratik yapmak istiyorsanız,

speak to other people besides the bartender.

Barmen dışındaki diğer insanlarla konuşun.

Watch a dialogue and try to find the idioms and slang.

Bir diyalog izleyin ve deyimleri bulmaya çalışın ve argo.

Is he alright?

O iyi mi?

He’s just had one too many.

Sadece bir tane daha vardı.

He’s not drinking any more, is he?

Daha fazla içmiyor, değil mi?

No, no, he got cut off about an hour ago.

Hayır, hayır, bir saat kadar önce kesildi.

That’s probably for the best.

Muhtemelen en iyisi budur.

How about you?

Sen nasılsın?

Just a little tipsy, I got here late.

Sadece biraz sarhoş, buraya geç geldim.

They’re closing soon, right?

Yakında kapanıyorlar, değil mi?

Yeah, they just called last orders, but I think some people are going to John’s place

Evet, son siparişleri aradılar ama ben bazı insanların John'un yerine gideceğini düşünüyorum

for a bit of a piss-up.

biraz kızdırmak için.

Hmm…

Hmm ...

I’ll come for a bit, but I can’t stay long.

Bir süreliğine geleceğim ama kalamam uzun.

I’ve got work in the morning and I don’t want to be hungover.

Sabah işim var ama yok Akşamdan kalma istiyorum.

That’s what everyone says.

Herkesin söylediği bu.

Anyway, let’s go, bottoms up!

Her neyse, hadi gidelim, aşağıdan yukarıya!

So, what did you hear?

Peki ne duydun?

At the beginning, I said, ‘He’s had one too many’.

Başta, 'Bir tane vardı çok fazla'.

This is used to describe somebody who is drunk.

Bu sarhoş birini tanımlamak için kullanılır.

There are many other words you can use here, like ‘pissed,’ ‘smashed’, ‘hammered,’

Burada kullanabileceğin birçok kelime var. 'sarhoş', 'ezilmiş', 'dövülmüş' gibi

‘battered,’ ‘wasted,’…

'hırpalanmış', 'boşa',…

Okay, we get it!

Tamam, anladık!

There are many slang words you can use here.

Burada kullanabileceğiniz birçok argo kelime var.

You also heard ‘he got cut off about an hour ago’.

Ayrıca duydun 'hakkında bir şey hakkında kesildi bir saat önce'.

‘Cut off’ means that the bar staff refuse to sell you any more alcohol, because you’ve

'Kes', bar personelinin reddettiği anlamına gelir sana daha fazla alkol satmak için, çünkü

drunk too much already.

Zaten çok sarhoş.

The next word was ‘tipsy.’

Bir sonraki kelime 'içkili' idi.

This is the feeling when you’ve had one or two drinks.

Sahip olduğun zaman bu duygu ya da iki içki.

You aren’t drunk, but you can feel something from the alcohol.

Sarhoş değilsin ama bir şeyler hissedebiliyorsun. Alkolden

I invited Stephanie to John’s house for a ‘piss-up’.

Stephanie'yi John'un evine davet ettim. bir 'piss-up'.

This is a very informal way to describe a drinking session with a group of people.

Bu tanımlamak için çok resmi bir yoldur. bir grup insanla içme oturumu.

Don’t expect to be drinking a cup of tea at a piss-up!

Bir bardak çay içmeyi beklemeyin kızgınım!

At the end of the evening, the bartender will call last orders.

Akşamın sonunda, barmen olacak son siparişleri arayın.

Sometimes they shout across the pub, or sometimes they ring a big bell.

Bazen bardan bağırırlar, bazen de büyük bir zil çalıyorlar.

This is your last chance to order drinks before the pub closes.

Daha önce içki siparişi vermek için son şansın bu. bar kapanıyor.

I said that I didn’t want to be ‘hungover.’

'Akşamdan kalma' olmak istemediğimi söyledim.

This isn’t really slang or an idiom, but is a very common event after a night in the

Bu gerçekten argo veya deyim değil, ama bir geceden sonra çok yaygın bir olaydır

pub.

pub.

When you wake up feeling terrible, it’s because you are hungover

Uyandığında kendini kötü hissetmek çünkü sen harikasın

The last phrase was ‘bottoms up.’

Son ifade 'aşağıdan yukarıya' idi.

This a way of saying, finish your drink and often said as you are getting ready to leave

Bunun bir söyleyişi, içkini bitir ve sık sık ayrılmaya hazırlanırken

the pub.

bar.

Now you should know how to order different drinks in a pub, so next time you’re walking

Şimdi farklı siparişlerin nasıl yapıldığını bilmelisin Bir barda içki içer, bu yüzden bir dahaki sefere yürüyorsun

past an old traditional pub, why not stop for a quick drink!

eski bir geleneksel pub'ı geçtikten sonra neden dur hızlı bir içki için!

You can find more free English lessons on many different topics on our website.

Daha fazla ücretsiz İngilizce dersi bulabilirsiniz. Web sitemizde birçok farklı konu var.

Check it out: Oxford Online English dot com.

Çıkış: Oxford Online English nokta com.

Thanks for watching!

İzlediğiniz için teşekkürler!

See you next time!

Bir dahaki sefere görüşürüz!