Future in English - How to Talk about the Future

İngilizce'de "Gelecek Zaman" - GELECEK ZAMAN HAKKINDA NASIL KONUŞULUR?

601,220 views

2018-03-30 ・ Oxford Online English


New videos

Future in English - How to Talk about the Future

İngilizce'de "Gelecek Zaman" - GELECEK ZAMAN HAKKINDA NASIL KONUŞULUR?

601,220 views ・ 2018-03-30

Oxford Online English


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:01
Hi, I’m Martin.
0
1410
2330
Merhaba! Ben Martin
00:03
Welcome to Oxford Online English!
1
3740
3100
Oxford Online English'e hoşgeldin!
00:06
In this lesson, you can learn how to talk about the future in English.
2
6840
5760
Bu derste, İngilizce'de gelecek hakkında nasıl konuşacağını öğreneceksin
00:12
What are you doing this evening?
3
12600
2850
Bu akşam ne yapıyorsun?
00:15
What are your plans for next year?
4
15450
2739
Gelecek yıl için planlarınız neler?
00:18
Who will win the next World Cup?
5
18189
2661
Bir sonraki Dünya Kupasını kim kazanacak?
00:20
In this class, you’ll learn to answer these and other questions about the future in clear,
6
20850
4830
Bu derste, gelecekle ilgili bu ve diğer soruları açık, doğru ve doğal bir İngilizce ile cevaplamayı öğreneceksiniz
00:25
natural, correct English.
7
25680
1929
00:27
You’ll see many simple phrases which you can learn to help you talk about the future
8
27609
6621
Her durumda İngilizce'de gelecek hakkında konuşmanıza yardımcı olacak öğrenebileceğiniz birçok basit kelime öbeği göreceksiniz!
00:34
in English in any situation!
9
34230
3630
00:37
Let’s start with a simple question: what are you doing this weekend?
10
37860
4980
Basit bir soru ile başlayalım: Bu hafta sonu ne yapıyorsun?
00:46
What are you doing this weekend?
11
46440
1240
Bu hafta sonu ne yapıyorsun?
00:47
I’m meeting some friends for lunch on Saturday, and then we’re going to the theatre.
12
47680
4370
Cumartesi günü öğle yemeğinde arkadaşlarımla buluşacağım ve sonra tiyatroya gideceğiz
00:52
Sounds good!
13
52050
1840
Kulağa hoş geliyor!
00:53
What about Sunday?
14
53890
1560
Pazar gününe ne dersin?
00:55
Not sure.
15
55450
1000
Emin değilim
00:56
I don’t have plans yet.
16
56450
1230
Henüz bir planım yok
00:57
What about you—doing anything fun?
17
57680
2480
Peki ya sen, eğlenceli bir şey mi yapıyorsun?
01:00
I’m going away for the weekend.
18
60160
2460
Hafta sonu için gidiyorum
01:02
Really?
19
62620
1000
Sahiden mi?
01:03
Nice!
20
63620
1000
Güzel!
01:04
Where are you going?
21
64620
1000
Nereye gidiyorsun?
01:05
Berlin!
22
65620
1000
Berlin!
01:06
I found some cheap flights.
23
66620
2400
Bazı ucuz uçuşlar buldum
01:09
Let’s look at some useful language you saw in this dialogue:
24
69020
3890
Bu diyalogda gördüğünüz bazı yararlı dillere bakalım:
01:12
What are you doing this weekend?
25
72910
2320
Bu hafta sonu ne yapıyorsun?
01:15
This is a very common question.
26
75230
1990
Bu çok yaygın bir sorudur.
01:17
You can change it and use it in different situations, like this:
27
77220
3420
Bunu değiştirebilir ve farklı durumlarda kullanabilirsin, bunun gibi:
01:20
What are you doing tomorrow?
28
80640
3110
Yarın ne yapıyorsun?
01:23
What are you doing tonight?
29
83750
1000
Bu akşam ne yapıyorsun?
01:24
What are you doing next Wednesday evening?
30
84750
3190
Gelecek çarşamba akşamı ne yapıyorsun?
01:27
How could you answer these three questions?
31
87940
4700
Bu üç soruya nasıl cevap verebilirsin?
01:32
Here are some possible answers:
32
92640
3320
İşte bazı olası cevaplar:
01:35
I’m working in the morning, then I’m playing football in the park with some friends.
33
95960
4920
Sabah çalışıyorum, sonra parkta bazı arkadaşlarımla futbol oynuyorum.
01:40
I’m going for a beer with some people from work.
34
100880
3520
İşten bazılarıyla bira içmeye gidiyorum
01:44
Next Wednesday?
35
104400
1000
Gelecek çarşamba?
01:45
No idea!
36
105400
1000
Bir fikrim yok!
01:46
I haven’t made any plans yet.
37
106400
3370
Henüz bir plan yapmadım
01:49
Can you see what verb form you need in these questions and answers?
38
109770
8090
Bu soru ve cevaplarda hangi fiil formuna ihtiyacın olduğunu görebiliyor musun?
01:57
You often need the present continuous tense.
39
117860
2720
Sıklıkla şimdiki zamana ihtiyaç duyarsınız.
02:00
You can use the present continuous to talk about the future, even though it’s a present
40
120580
4260
Şimdiki zamanı, gelecek zaman hakkında konuşmak için kullanabilirsin (şimdiki zaman olsa bile)
02:04
tense.
41
124840
1000
02:05
You can use the present continuous to talk about plans if you know where or when something
42
125840
3800
Bir şeylerin nerede veya ne zaman olacağını biliyorsan, planlar hakkında konuşmak için "şimdiki zaman"ı kullanabilirsin
02:09
will happen.
43
129640
1460
02:11
Usually, you use it to talk about the near future.
44
131100
3290
Genellikle, yakın gelecek hakkında konuşmak için kullanırsın
02:14
However, you can also use it for plans which are further in the future, like holiday plans.
45
134390
5090
Bununla birlikte, tatil planları gibi gelecekte daha ileriki planlarda da kullanabilirsin.
02:19
Let’s see some examples of this: Are you going anywhere next summer?
46
139480
4430
Bunun bazı örneklerini görelim: Gelecek yaz bir yere mi gidiyorsunuz?
02:23
We’re going to Cornwall.
47
143910
1810
Cornwall'a gidiyoruz.
02:25
It’s the same place we go every year.
48
145720
2700
Her yıl gittiğimiz yer orası.
02:28
I’ve heard it’s beautiful there!
49
148430
2230
Oranın çok güzel olduğunu duydum!
02:30
How long are you staying there?
50
150660
2190
Orada ne kadar kalacaksın?
02:32
Just a week.
51
152850
1150
Sadece bir hafta
02:34
Are you going in July?
52
154000
1390
Temmuz ayında mı gidiyorsun?
02:35
I’m thinking about going, just for two or three days.
53
155390
3510
İki ya da üç günlüğüne gitmeyi düşünüyorum.
02:38
No, we’re going in August.
54
158900
1510
Hayır, Ağustos ayında gidiyoruz.
02:40
Who are you going with?
55
160410
1680
Kiminle gidiyorsun?
02:42
I’m going with two old college friends.
56
162090
2890
İki eski üniversite arkadaşımla gidiyorum
02:44
Well, if you come in August, we can show you around!
57
164980
3730
Ağustos ayında gelirsen sana etrafı gösterebiliriz!
02:48
I’m working in August, unfortunately.
58
168710
3320
Maalesef, Ağustos'ta çalışıyorum
02:52
Here, you heard useful questions to ask someone about their vacation plans:
59
172030
7400
Burada, birine tatil planlarını sormak için yararlı sorular duydun:
02:59
Are you going anywhere this summer?
60
179430
2380
Bu yaz bir yere mi gidiyorsun?
03:01
How long are you staying there?
61
181810
2020
Orada ne kadar kalacaksın?
03:03
Who are you going with?
62
183830
1930
Kiminle gidiyorsun?
03:05
Can you answer these three questions?
63
185760
3630
Bu üç soruya cevap verebilir misin?
03:09
Pause the video and make your own answers.
64
189390
6110
Videoyu duraklat ve kendi cevaplarını ver.
03:15
Now, put your answers together in one sentence, like this:
65
195500
4290
Şimdi, cevaplarını bir cümleyle bir araya getir, şunun gibi:
03:19
I’m going to Egypt for 10 days with a group of friends.
66
199790
3770
Bir grup arkadaşımla 10 günlüğüne Mısır'a gidiyorum.
03:23
Next, add some more details about what you’re planning to do!
67
203560
3950
Ardından, ne yapmayı planladığın hakkında daha fazla ayrıntı ekle!
03:27
For example:
68
207510
1050
Örneğin:
03:28
I’m going to Egypt for 10 days with a group of friends.
69
208560
3480
Bir grup arkadaşımla 10 günlüğüne Mısır'a gidiyorum.
03:32
We’re planning to do some sightseeing around Cairo, then we’re going to do a boat trip
70
212040
4090
Kahire'yi gezmeyi planlıyoruz, sonra Nil'de bir tekne gezisi yapacağız.
03:36
on the Nile.
71
216130
1740
03:37
Can you see something different in this sentence?
72
217870
4160
Bu cümlede farklı bir şey görebiliyor musun?
03:42
We said:
73
222030
1470
Dedik ki:
03:43
We’re planning to do some sightseeing around Cairo.
74
223500
5209
Kahire'yi gezip görmeyi planlıyoruz.
03:48
We’re going to do a boat trip on the Nile.
75
228709
4621
Nil'de bir tekne turu yapacağız.
03:53
Here, you’re using two verbs: planning to do and going to do.
76
233330
6590
Burada iki fiil kullanıyorsun: yapmak ve yapmak için planlama.
03:59
Do you know why?
77
239920
2270
Neden biliyor musun?
04:02
Let’s see the answer:
78
242190
2690
Cevabı görelim:
04:07
You use the present continuous to talk about plans if you know
79
247620
3160
Bir şeylerin nerede veya ne zaman olacağını biliyorsan, planlar hakkında konuşmak için "şimdiki zaman"ı kullanabilirsin
04:10
where or when something will happen.
80
250780
3010
04:13
That means you often need the present continuous to talk about plans in the near future.
81
253790
4870
Bu, yakın gelecekte planlar hakkında konuşmak için şimdiki zamana sürekli ihtiyaç duyduğun anlamına gelir.
04:18
What about plans in the future if you don’t know exactly where or when things will happen?
82
258660
4260
İşlerin tam olarak nerede veya ne zaman olacağını tam olarak bilmiyorsanız, gelecekteki planlar hakkında ne dersiniz?
04:22
Is it true?
83
262920
1860
Bu doğru mu?
04:24
You quit?
84
264780
1260
İstifa mı ettin?
04:26
Yes!
85
266040
1000
Evet!
04:27
I’m done with this place, and it feels great!
86
267040
5080
Bu yerle işim bitti ve bu mükemmel hissettiriyor!
04:32
What are you going to do now?
87
272120
2150
Şimdi ne yapacaksın?
04:34
You know, first of all I’m planning to take some time to rest and recover my energy.
88
274270
6530
Biliyor musun, her şeyden önce enerjimi dinlenmek ve kurtarmak için biraz zaman ayırmayı düşünüyorum.
04:40
I’ve been so stressed the last few months.
89
280800
4190
Son birkaç aydır çok stresliyim.
04:44
Sure, but then how are you going to find a new job?
90
284990
3220
Tabii, ama sonra nasıl yeni bir iş bulacaksın?
04:48
Actually, I’d like to start my own business.
91
288210
3429
Aslında kendi işimi kurmak istiyorum.
04:51
I’m tired of working for other people.
92
291639
3250
Diğer insanlar için çalışmaktan yoruldum.
04:54
Really?
93
294889
1000
Sahiden mi?
04:55
What kind of thing are you thinking of doing?
94
295889
2521
Ne tür bir şey yapmayı düşünüyorsun?
04:58
My dream is to have my own small marketing firm.
95
298410
5190
Benim hayalim kendi küçük pazarlama şirketime sahip olmak.
05:03
I’m hoping to start with freelancing, and then build up from there.
96
303600
5420
Serbest çalışmayla başlamayı ve sonra oradan yükselmeyi umuyorum.
05:09
Wow—good luck!
97
309020
2170
Vay, iyi şanslar!
05:11
Here, you saw useful phrases to talk about plans if you don’t know all the details
98
311190
6620
Burada, henüz tüm detayları bilmiyorsan, planlar hakkında konuşacak faydalı ifadeler gördün.
05:17
yet.
99
317810
1000
05:18
Do you remember any of the questions and phrases?
100
318810
5890
Soru ve ifadelerden herhangi birini hatırlıyor musun?
05:24
Here’s some of the key language you saw:
101
324700
3300
İşte gördüğün anahtar ifadelerden bazıları:
05:28
What are you going to do now?
102
328000
2230
Şimdi ne yapacaksın?
05:30
I’m planning to take some time to rest.
103
330230
3200
Dinlenmek için biraz zaman ayırmayı planlıyorum.
05:33
I’d like to start my own business.
104
333430
3730
Kendi işimi kurmak istiyorum.
05:37
My dream is to have my own marketing firm.
105
337160
2860
Benim hayalim kendi pazarlama şirketime sahip olmak.
05:40
You can change these sentences to fit different situations, like this:
106
340020
6920
Bu cümleleri farklı durumlara uyacak şekilde değiştirebilirsin, bunun gibi:
05:46
What are you going to do after you graduate?
107
346940
3080
Mezun olduktan sonra ne yapacaksın?
05:50
I’m planning to buy an apartment next year.
108
350020
3840
Gelecek sene bir daire almayı planlıyorum.
05:53
I’d like to learn to scuba dive one day.
109
353860
3920
Bir gün tüplü dalış yapmayı öğrenmek istiyorum.
05:57
My dream is to live near the sea, where it’s sunny all year round.
110
357780
6060
Benim hayalim tüm yıl boyunca güneşli olan deniz kenarında yaşamaktır.
06:03
You can use these to talk about future plans, dreams and ideas.
111
363840
6450
Bunları gelecek planları, hayalleri ve fikirleri hakkında konuşmak için kullanabilirsin.
06:10
What about you?
112
370290
1190
Ya sen?
06:11
What are your plans, dreams and ideas for the future?
113
371480
7920
Gelecekle ilgili planların, hayallerin ve fikirlerin neler?
06:19
Use these templates and make four sentences about your life and your plans.
114
379400
3829
Bu şablonları kullan ve yaşamın ve planlarınız hakkında dört cümle kur.
06:23
Say the sentences aloud, or write them down, or both!
115
383229
4381
Cümleleri yüksek sesle söyle veya bir yere yaz, yahut her ikisini de yap!
06:27
Now, you know how to talk about all kinds of future plans in English.
116
387610
5080
Şimdi, İngilizce'deki her türlü gelecek planı hakkında nasıl konuşacağınızı biliyorsun.
06:32
What other things do you need to talk about in the future?
117
392690
6710
Gelecekte başka ne hakkında konuşman gerekiyor?
06:39
What time does the concert start?
118
399400
1829
Konser ne zaman başlıyor?
06:41
8.00, so we need to leave at 6.30.
119
401229
2190
8.00'de, bu yüzden 6.30'da ayrılmamız gerekiyor.
06:43
Is there a bus?
120
403419
2181
Otobüs var mı?
06:45
Yeah, I think it leaves at 6.45, and it gets there around 7.30.
121
405600
5410
Evet, sanırım 6.45'te kalkıyor ve 7.30 gibi varıyor.
06:51
What time does it finish?
122
411010
1170
Saat kaçta bitiyor?
06:52
It’s supposed to end at ten.
123
412180
2370
Saat 10'da bitmesi gerekiyor.
06:54
The last bus back leaves at 10.15, so we’ll have to hurry.
124
414550
4459
Son otobüs 10.15'te kalkıyor, bu yüzden acele etmemiz gerekecek.
06:59
Here, you saw us talking about schedules.
125
419009
4781
Burada, bizi programlar hakkında konuşurken izledin
07:03
Do you remember what language you heard?
126
423790
4360
Neler duyduğunu hatırlıyor musun?
07:08
You can use the present simple to talk about future schedules or timetables.
127
428150
4519
Şimdiki zamanı, gelecek zaman programların veya zamanlamaların için kullanabilirsin
07:12
For example:
128
432669
2000
Örneğin:
07:14
What time does the concert start?
129
434669
2060
Konser ne zaman başlıyor?
07:16
The bus gets there around 7.30.
130
436729
3481
Otobüs saat 7.30 civarında oraya varır.
07:20
The last bus leaves at 10.15.
131
440210
3250
Son otobüs 10.15'te ayrılıyor
07:23
You can use this to talk about public transport, class timetables, work schedules, events,
132
443460
7610
Bunu toplu taşıma, sınıf tarifeleri, çalışma programları, etkinlikler hakkında konuşmak için kullanabilirsin.
07:31
or anything else which runs on a timetable.
133
451070
3870
veya bir zaman çizelgesi üzerinde çalışan herhangi bir şey.
07:34
For example:
134
454940
2380
Örneğin:
07:37
Our class starts at eleven thirty.
135
457320
3349
Dersimiz 11'de başlıyor
07:40
What time is your flight?
136
460669
1840
Uçuşun ne zaman?
07:42
The wedding is at three.
137
462509
1750
Düğün 3'te
07:44
Now, it’s your turn!
138
464259
2321
Şimdi senin sıran!
07:46
Think of three things in your life which run on a timetable.
139
466580
3410
Hayatında kendi zaman çizelgen üzerinde hareket eden 3 şey düşün.
07:49
Make three sentences using the present simple.
140
469990
3110
Şimdiki zamanı kullanarak 3 cümle oluştur
07:53
Want an extra challenge?
141
473100
1580
Ekstra bir zorluk ister misin?
07:54
Make questions and answers, like this:
142
474680
2560
Sorular ve cevaplar oluştur, bunun gibi:
07:57
What time does the train leave?
143
477240
2390
Tren ne zaman kalkıyor?
07:59
It leaves at five thirty.
144
479630
1420
Beş buçukta ayrılıyor.
08:01
Pause the video and make your three sentences now.
145
481050
3810
Videoyu duraklat ve şimdi kendi üç cümleni oluştur
08:04
Again, write them down if you want some extra practice.
146
484860
4920
Biraz daha pratik yapmak istiyorsan tekrar yaz.
08:09
Ooh!
147
489780
1640
08:11
We forgot something… a very important question.
148
491430
3480
Bir şeyi unuttuk… çok önemli bir soru.
08:14
Oh?
149
494910
1000
08:15
What’s that?
150
495910
1760
O nedir?
08:17
You don’t remember?
151
497670
1960
Hatırlamıyor musun?
08:19
At the beginning: who’s going to win the next World Cup?
152
499630
3750
Başlangıçta: "Bir sonraki Dünya Kupasını kim kazanacak?"
08:27
What do you think?
153
507360
1960
Ne düşünüyorsun?
08:29
Maybe you said something like:
154
509320
2940
Belki de şöyle bir şey söylersin:
08:32
Italy will win.
155
512260
1870
İtalya kazanacak.
08:34
I hope Russia will win, but I don’t think they actually will.
156
514130
4980
Umarım Rusya kazanacak, ama kazanacaklarını sanmıyorum.
08:39
England definitely won’t win it.
157
519110
2890
İngiltere kesinlikle kazanamayacak.
08:42
To make predictions about the future, you can use will or won’t.
158
522000
7279
Gelecek hakkında tahminlerde bulunmak için "will" veya "won't" kullanabilirsin
08:49
You can also use going to.
159
529279
2280
Gitmeyi de kullanabilirsin (going to)
08:51
You generally use going to for predictions that are not so far in the future:
160
531559
4351
Genelde gelecekte bu kadar ileriye dönük olmayan tahminlerde bulunmayı kullanırsınız:
08:55
It’s going to rain—look at those clouds.
161
535910
4369
Yağmur yağacak - şu bulutlara bak.
09:00
What do you think is going to happen next?
162
540279
2191
Sence bundan sonra ne olacak?
09:02
He’s going to be unhappy when he finds out about this.
163
542470
4419
Bunu öğrendiğinde mutsuz olacak.
09:06
That said, don’t worry about the difference between will and going to here.
164
546889
4651
Bununla birlikte, "will" ile "going to here" arasındaki fark için endişelenme.
09:11
You can use both freely—no one will notice.
165
551540
3320
Her ikisini de özgürce kullanabilirsiniz - kimse fark etmez!
09:14
You can also use many other phrases to make predictions.
166
554860
2709
Tahminde bulunmak için başka birçok cümle de kullanabilirsin. Bakalım:
09:17
Let’s look: So, do you think they’ll do it?
167
557569
3691
Yani, onların yapacaklarını mı düşünüyorsun?
09:21
Michelle will definitely do it.
168
561260
2790
Michelle kesinlikle yapacak.
09:24
There’s no chance Andy is going to finish.
169
564050
2690
Andy'nin bitirme şansı yok
09:26
He doesn’t look like he can run to the bus stop, so I can’t believe he’ll run 26
170
566740
6269
Otobüs durağına koşabilecek gibi gözükmüyor, bu yüzden 26 mil koşacağına inanamıyorum.
09:33
miles.
171
573009
1831
09:34
I don’t know.
172
574840
1080
Bilmiyorum
09:35
He’s been training hard.
173
575920
1370
Çok sıkı çalışıyordu.
09:37
He’s unlikely to get a fast time, but I’m pretty sure he’ll do it.
174
577290
4250
Hızlıca vakit geçirmesi pek mümkün değil, ama yapacağına eminim.
09:41
Well, anyway, we can agree that Michelle is sure to be much faster!
175
581540
5899
Her neyse, Michelle'in çok daha hızlı olacağından emin olduğu konusunda hemfikiriz!
09:47
Yeah, of course.
176
587439
1861
Evet, elbette
09:49
Do you think she’ll do it in under three hours?
177
589300
2500
Sence üç saat içinde yapar mı?
09:51
It’s not likely that she’ll do it that fast.
178
591800
4190
O kadar hızlı yapması muhtemel değil.
09:55
Under three hours for a marathon is quick.
179
595990
3339
üç saatin altı, bir maraton için hızlı!
09:59
But, she’s bound to get under four hours.
180
599329
3180
Ancak, dört saatten az kalması gerekiyor.
10:02
That’s still a good time.
181
602509
2221
Hala iyi bir zaman.
10:04
There, we were talking about two people running a marathon, and making predictions about how
182
604730
6959
Orada, maraton koşan iki insan hakkında konuşuyorduk ve nasıl yapacakları hakkında tahminlerde bulunduk.
10:11
they would do.
183
611689
1621
10:13
Apart from will and going to, did you notice any other language we used to make predictions
184
613310
8480
"will" ve "going to" dışında, gelecek hakkında tahminlerde bulunmak için kullandığımız diğer ibareleri fark ettin mi?
10:21
about the future?
185
621790
3690
10:25
Firstly, you can modify will or going to by adding an adverb, like this:
186
625480
5460
Öncelikle, "will"i değiştirebilir veya "going to" ya bir zarf ekleyebilirsin, bunun gibi:
10:30
She’ll definitely do it.
187
630940
2089
Kesinlikle yapacak.
10:33
There’s no chance he’s going to finish.
188
633029
2881
Bitirme şansı yok.
10:35
I’m pretty sure he’ll do it.
189
635910
2579
Bunu yapacağına eminim.
10:38
In this way, you can show that you’re more or less sure about your prediction.
190
638489
4111
Bu şekilde, tahminin hakkında az ya da çok emin olduğunu gösterebilirsin.
10:42
You also heard some other phrases you can use to make predictions in the future:
191
642600
5950
Ayrıca gelecekte tahmin yapmak için kullanabileceğin başka ifadeler de duydun:
10:48
He’s unlikely to get a fast time.
192
648550
2490
Hızlıca vakit geçirmesi pek mümkün değil.
10:51
She’s sure to be much faster.
193
651040
3060
Daha hızlı olacağından emin.
10:54
It’s not likely that she’ll do it that fast.
194
654100
3099
O kadar hızlı yapması muhtemel değil.
10:57
She’s bound to get under four hours.
195
657199
4361
Dört saatten az kalması gerekiyor.
11:01
Likely has a similar meaning to probable.
196
661560
2569
"Muhtemel", "olası" ile benzer bir anlama sahiptir.
11:04
Be careful, because likely is an adjective, not an adverb.
197
664129
5120
Dikkatli ol, çünkü "muhtemel" bir sıfattır, bir zarf değildir.
11:09
So, if you say He’s unlikely to get a fast time, you mean that he’ll probably be quite
198
669249
7351
Yani, hızlı vakit geçirme ihtimalinin düşük olduğunu söylersen, muhtemelen oldukça yavaş olacak demektir.
11:16
slow.
199
676600
2000
11:18
Sure to and bound to both mean that you’re absolutely certain about something.
200
678600
6200
Her ikisine de kesin ve bağlı olmak, bir şeyden kesinlikle emin olduğunuz anlamına gelir.
11:24
You can use them to emphasise how sure you are.
201
684800
4180
Ne kadar emin olduğunu vurgulamak için bunları kullanabilirsin.
11:28
These phrases are a little less common.
202
688980
2780
Bu ifadeler biraz daha az yaygındır.
11:31
However, they are good to know, so you can add variety to your spoken English.
203
691760
5420
Ancak bilinmeleri iyidir, böylece konuştuğun İngilizce'ne çeşitlilik katabilirsin.
11:37
Let’s see how you could use these phrases in some other ways:
204
697199
3411
Bu cümleleri başka şekillerde nasıl kullanabileceğini görelim:
11:40
They’re unlikely to hire you if you have so little experience.
205
700610
4019
Çok az deneyiminiz varsa, sizi işe almaları pek mümkün değildir.
11:44
It’s exactly your kind of film—you’re sure to like it.
206
704629
4140
Bu tam olarak senin tarzın bir film, beğeneceğine emin olabilirsin
11:48
It’s not likely that I’ll wake up before nine.
207
708769
3130
Dokuzdan önce uyanmam muhtemel değil.
11:51
He’s a really good cook; whatever he makes, it’s bound to be delicious.
208
711899
5630
O gerçekten iyi bir aşçı; ne yaparsa yapsın, lezzetli olması şart.
11:57
Note also that likely can be used with both a positive and a negative meaning.
209
717529
5090
Ayrıca "muhtemel" in hem pozitif hem de negatif bir anlamı olabileceğini unutmayın.
12:02
You can say It’s unlikely that… or He’s not likely to…
210
722619
5241
"Bu pek mümkün değil" diyebilirsin ya da "O pek mümkün değil"
12:07
However, sure to and bound to are always positive.
211
727860
3560
Ancak, "kesin" ve "bağlı" her zaman olumludur.
12:11
Now, it’s your turn!
212
731420
2020
Şimdi senin sıran!
12:13
Pause the video and make four predictions about the future.
213
733440
4549
Videoyu duraklat ve gelecekle ilgili dört öngörüde bulun
12:17
You could make predictions about the weather, sport, your life, or anything you like!
214
737989
5611
Hava durumu, spor, hayatınız veya sevdiğiniz her şey hakkında tahminlerde bulunabilirsin!
12:23
Make four sentences, say them aloud, and write them down if you want extra practice.
215
743600
6920
Dört cümle oluştur, yüksek sesle söyle ve fazladan pratik yapmak istiyorsan bunları yazın.
12:30
Done?
216
750520
1320
Kabul?
12:31
Next, let’s look at one more topic you need to talk about the future.
217
751840
3760
Şimdi, gelecek hakkında konuşman gereken bir konuya daha bakalım.
12:38
Up to now, you’ve learned how to talk about things in the future that you are certain
218
758560
5739
Şimdiye kadar, gelecekten emin olduğun şeyler hakkında nasıl konuşacağını öğrendin.
12:44
about.
219
764299
1410
12:45
However, the future is often uncertain.
220
765709
4071
Ancak, gelecek genellikle belirsizdir.
12:49
How can you express this when you speak English?
221
769780
4280
İngilizce konuşurken bunu nasıl ifade edebilirsin?
12:54
Let’s look: So, do you have any idea when you’ll have
222
774060
4040
Bakalım: Peki, her şeyi bitirdiğine dair herhangi bir fikriniz var mı?
12:58
finished everything?
223
778100
1820
12:59
It really depends.
224
779920
2400
Gerçekten ona bağlı
13:02
It may be ready next week if everything goes well.
225
782320
3929
Her şey yolunda giderse önümüzdeki hafta hazır olabilir.
13:06
We really need it done sooner.
226
786249
1981
Gerçekten daha erken yapılmasına ihtiyacımız var.
13:08
The thing is, it’s possible that we’ll have to replace some of the artwork.
227
788230
5810
Mesele şu ki, eserin bir kısmını değiştirmemiz gerekebilir.
13:14
That could take a few days.
228
794040
2599
Bu birkaç gün sürebilir.
13:16
Ok, I have to ask: why are you making such big changes so late?
229
796639
5031
Tamam, sormam gerekiyor: neden bu kadar büyük değişiklikler yapıyorsunuz?
13:21
For a project like this, those details should be finalised by now.
230
801670
4139
Bunun gibi bir proje için bu detaylar şimdiye kadar sonuçlandırılmalıdır.
13:25
We had some issues, but anyway, let’s focus on what we can do now.
231
805809
5361
Bazı sorunlarımız oldu, ama yine de, şimdi yapabileceklerimize odaklanalım.
13:31
Perhaps we won’t need to change anything.
232
811170
2810
Belki de hiçbir şeyi değiştirmemize gerek kalmaz.
13:33
In that case, it’ll definitely be finished by the end of next week.
233
813980
5659
Bu durumda, kesinlikle gelecek hafta sonuna kadar bitecek.
13:39
Even that’s too late.
234
819639
1591
Bu bile çok geç.
13:41
Look, you need to sort this out.
235
821230
3299
Bak, bunu çözmen gerek.
13:44
Maybe I’ll work overtime this weekend.
236
824529
2761
Belki bu haftasonu fazla mesai yaparım.
13:47
That might help.
237
827290
1889
Bu yardımcı olabilir.
13:49
Just do what you have to.
238
829180
2020
Sadece yapman gerekeni yap.
13:51
In this dialogue, I was an employee, and I wasn’t very sure about a lot of things.
239
831200
6129
Bu diyalogda bir çalışandım ve pek çok şeyden emin değildim.
13:57
I used different words and phrases to show that I wasn’t sure.
240
837329
6151
Emin olmadığımı göstermek için farklı kelimeler ve kelime öbekleri kullandım.
14:03
Do you remember any of them?
241
843480
4449
Bunlardan herhangi birini hatırlıyor musun?
14:07
You can use a modal verb like may, might or could.
242
847929
4181
"May", "might" veya "could" gibi bir modal fiil kullanabilirsin.
14:12
For example:
243
852110
1490
Örneğin:
14:13
It may be ready next week.
244
853600
2209
Gelecek hafta hazır olabilir.
14:15
That could take a few days.
245
855809
2101
Bu birkaç gün sürebilir.
14:17
That might help.
246
857910
2099
Bu yardımcı olabilir.
14:20
You can also use will with an adverb like perhaps or maybe.
247
860009
4510
Ayrıca "will"i "perhaps" veya "maybe" gibi bir zarfla da kullanabilirsin.
14:24
This has the same meaning as using verbs like might or could.
248
864519
3701
Bu, "might" veya "could" gibi fiilleri kullanmakla aynı anlama sahiptir.
14:28
For example:
249
868220
1929
Örneğin:
14:30
Perhaps we won’t need to change anything.
250
870149
2090
Belki de hiçbir şeyi değiştirmemize gerek kalmaz.
14:32
Maybe I’ll work overtime this weekend.
251
872239
3650
Belki bu haftasonu fazla mesai yaparım.
14:35
Finally, you can use the phrase it’s possible that…, like this:
252
875889
5070
Son olarak, "mümkün" ifadesini kullanabilirsin, bunun gibi:
14:40
It’s possible that we’ll have to replace some of the artwork.
253
880959
3641
Resmin bir kısmını değiştirmemiz gerekebilir.
14:44
As with all of these sentences, you can change them to express your own ideas.
254
884600
6299
Tüm bu cümlelerde olduğu gibi, kendi fikirlerini ifade etmek için onları değiştirebilirsin.
14:50
For example:
255
890899
1000
Örneğin:
14:51
I may be away next week.
256
891899
2210
Gelecek hafta uzakta olabilirim.
14:54
Taking a warm coat might be a good idea.
257
894109
2691
Sıcak tutan bir palto almak iyi bir fikir olabilir.
14:56
Perhaps I’ll go to the park for a walk this afternoon.
258
896800
3300
Belki öğleden sonra yürüyüşe çıkmak için parka giderim.
15:00
It’s possible that she didn’t see your message.
259
900100
4469
Mesajınızı görmemiş olabilir.
15:04
Now, you hopefully understand many different ways to talk about the future in English.
260
904569
7851
İşte şimdi, umuyorum ki İngilizce'de gelecek hakkında konuşmanın birçok farklı yolunu anlıyorsun
15:12
For more practice with this topic, check out the full version of the lesson on our website:
261
912420
4169
Bu konuyla ilgili daha fazla uygulama için, web sitemizdeki dersin tam sürümünü inceleyin:
15:16
Oxford Online English dot com.
262
916589
2271
Oxford Online English dot com.
15:18
The full lesson includes a quiz to help you practice these ideas.
263
918860
3169
Tüm dersler, bu fikirleri uygulamanıza yardımcı olacak bir sınav içerir.
15:22
Thanks for watching!
264
922029
1420
İzlediğiniz için teşekkürler!
15:23
See you next time!
265
923449
1440
Bir dahaki sefere görüşürüz!
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7