Phrasal Verbs with "AWAY"

- Today's lesson is available in my eBook.

- Bugünün dersi e-Kitabımda mevcuttur. Şu

There are over 50 worksheets now.

anda 50'den fazla çalışma sayfası var.

You can get it with the link in the description.

Açıklamadaki linkten temin edebilirsiniz.

(bright music)

(parlak müzik)

A very common question I get is,

Aldığım çok yaygın bir soru,

"How can I learn phrasal verbs?"

"Phrasal fiilleri nasıl öğrenebilirim?"

Well, these books, the long lists

Pekala, bu kitaplar,

of unrelated phrasal verbs, a thousand of them?

ilgisiz deyimsel fiillerin uzun listeleri, bin tane?

Who needs... no one needs that. Put it in the bin.

Kimin ihtiyacı var... kimsenin buna ihtiyacı yok . Onu çöp kutusuna koy.

(garbage crumpling)

(çöp buruşturma)

What you need is to learn the prepositions,

because they have general meanings.

Genel anlamları olduğu için edatları öğrenmen gerekiyor.

If you learn those general meanings,

Bu genel anlamları öğrenirseniz,

you'll learn all of the phrasal verbs, the same way we do.

tüm deyimsel fiilleri bizim öğrendiğimiz gibi öğreneceksiniz.

And today we're focusing on, (pops) away.

Ve bugün odaklanıyoruz, uzaklaşıyoruz.

I've made lots of phrasal verb videos.

Pek çok deyimsel fiil videosu yaptım.

You can find some here and at the end of this video.

Bazılarını burada ve bu videonun sonunda bulabilirsiniz.

So let's start with the most obvious,

Öyleyse uzaklaşmanın en bariz,

the most general meaning of away,

en genel anlamı ile başlayalım

and that is to separate one thing from another thing

ve bu, mesafe yaratmak için bir şeyi diğerinden ayırmaktır

to create distance.

.

I saw a fire, so I...

Bir ateş gördüm, ben de...

ran away, easy, right?

kaçtım, kolay mı?

I created distance. I separated myself from the fire.

Mesafe yarattım. Kendimi ateşten ayırdım.

How? I ran.

Nasıl? koştum

This is how simple phrasal verbs are.

Phrasal fiiller bu kadar basit.

The preposition holds the meaning,

Edat,

to separate or create distance from something.

bir şeyden ayırmak veya mesafe yaratmak anlamına gelir.

The verb shows how something happens.

Fiil bir şeyin nasıl olduğunu gösterir.

The preposition shows what happens.

Edat ne olduğunu gösterir.

So if you think phrasal verbs are difficult,

Yani deyimsel fiillerin zor olduğunu düşünüyorsanız

let's learn like 20 in one second.

bir saniyede 20 gibi öğrenelim.

Think of different verbs with movement:

Hareketli farklı fiiller düşünün:

Run, walk, walked...um...

Koş, yürü, yürüdü...um...

(upbeat dance music)

(iyimser dans müziği) Dans

I danced away.

ettim. Dans ederek

I separated myself from the fire by dancing.

kendimi ateşten ayırdım .

And think of any verb that uses motion, fly, drive.

Ve hareket, uç, sür kullanan herhangi bir fiili düşünün.

Put that with away, now you understand that.

Kaldır onu, şimdi anladın.

You've learned at least 20 new phrasal verbs,

En az 20 yeni öbek fiil öğrendiniz,

because you learned the preposition

çünkü edatı

and how a phrasal verb works.

ve bir öbek fiilin nasıl çalıştığını öğrendiniz.

(makes exploding sound)

Now, you could at the end of this, say, I ran away

(patlama sesi çıkarır)

Şimdi, bunun sonunda, bir

from something, from the fire.

şeyden, ateşten kaçtım diyebilirsiniz.

If you're like me, and you have a chocolate problem,

Siz de benim gibi çikolata probleminiz varsa,

you might say to your friend,

arkadaşınıza

"Keep me away from the chocolate.

"Beni çikolatadan uzak tut.

"I'm on a diet, seriously, keep me away."

"Diyetteyim, cidden, beni uzak tut" diyebilirsiniz.

Let's change that verb and change the situation.

How else could we use this?

Bunu başka nasıl kullanabilirdik?

If you see a zombie, and you want to say, "You...

Bir zombi görürsen ve "Sen...

"get away from me, you creep!"

"uzak dur benden, seni sürüngen!"

(sighs) Zombies.

(iç çeker) Zombiler.

In this situation, you could change get away to go away.

Bu durumda, uzaklaşıp uzaklaşabilirsiniz.

Move away is a bit softer,

Uzaklaşmak biraz daha yumuşaktır,

so maybe a person at a party, you're like,

bu yüzden belki bir partideki bir kişi,

(soft music)

(hafif müzik)

"Can you just move away?"

"Uzaklaşabilir misin?"

So, get away, it can mean leave,

Yani, uzaklaş, gitmek anlamına gelebilir

but it can also mean escape.

ama aynı zamanda kaçmak anlamına da gelebilir.

For example, you are running away from the police,

Örneğin polisten kaçıyorsunuz

and (breathing heavily) (sirens blaring)

ve (derin nefes alarak) (sirenler çalıyor)

are the police still following me?

polis hala beni takip ediyor mu?

(sighing) Ah, I think I got away. Oh, I'm so tired.

(iç çeker) Ah, sanırım kaçtım. Ah, çok yorgunum.

And if you know it means escape,

Ve bunun kaçmak anlamına geldiğini bilirsen

get away with, can mean this.

, bu şu anlama gelebilir.

Let's imagine that you steal one million pounds

Farz edelim ki kraliçeden bir milyon pound çaldınız

from the queen, so the police arrest you,

, polis sizi tutukladı,

you go to court, but then...

mahkemeye gittiniz ama sonra...

the judge says, "Innocent, no punishment for this guy.

yargıç "Masum, bu adama ceza yok

"Yeah, yeah, you can leave, it's fine."

" dedi. Birinden milyonlar çalmak

When you do something bad, like steal millions from someone,

gibi kötü bir şey yaptığında

but there's no punishment, you avoid punishment

ama ceza yok,

for doing something bad, you get away with it.

kötü bir şey yaptığın için cezadan kaçıyorsun, yanına kalıyorsun.

You avoid the punishment.

Cezadan kaçıyorsun. Açık olmak

To be specific, to say what the bad thing was

gerekirse, kötü şeyin ne olduğunu söylemek

change the verb to the -ing form.

fiili -ing biçimine değiştirmekti.

So it looks like this.

Öyle görünüyor. Kraliçeden

I got away with stealing one million pounds

bir milyon pound çalmaktan kurtuldum

from the queen, oh my God!

, aman Tanrım!

But usually with crime, you would say the name of the crime,

Ama genellikle suç söz konusu olduğunda, suçun adını söylersiniz,

so, "I got away with theft. I got away with embezzlement.

bu yüzden, "Ben hırsızlıktan kurtuldu Zimmete para geçirmekten kurtuldum.

"I got away with," type of crime.

"Kaçtım" türü bir suç.

Also, with away, you can show

Ayrıca away ile bir şeyden

how you got rid of something, disposed of it.

nasıl kurtulduğunuzu , onu nasıl elden çıkardığınızı gösterebilirsiniz.

Now getting rid of something

Şimdi bir şeyden kurtulmak,

doesn't necessarily mean throwing it in the bin.

onu mutlaka çöp kutusuna atmak anlamına gelmez. Hayır

It could mean giving it to charity

kurumuna vermek

or giving something of yours to someone else.

veya size ait bir şeyi başkasına vermek anlamına gelebilir.

You don't own it anymore. You give it away.

Artık sahibi değilsin. Sen ver.

But, maybe I do need to throw something in the bin,

Ama belki de çöpe bir şey atmam gerekiyor,

sometimes like when milk is old,

bazen süt eskidiğinde

you have to pour it away,

onu dökmen,

get rid of it.

ondan kurtulman gerekiyor.

So it's like doing something

Yani bu, bir şeyi yapmak

or using something until it finishes,

veya bitene kadar kullanmak

like when you get paid at the end of the month,

gibi, ay sonunda maaşını aldığında

and then you go straight to the pub

ve sonra doğruca bara gidip

and spend all of your money drinking.

bütün paranı içmeye harcadığında olduğu gibi.

Your friend could say this,

Arkadaşın şöyle diyebilir,

"You're just drinking your money away. It's such a waste."

"Paranı sadece içiyorsun . Bu büyük bir israf."

You're getting rid of your money by drinking,

İçerek parandan kurtuluyorsun

but we can take this to the next level.

ama bunu bir sonraki aşamaya taşıyabiliriz.

You could say, "You're pissing your money away."

" Paranı çarçur ediyorsun" diyebilirsin.

Now yeah, this is slang, rude, informal.

Şimdi evet, bu argo, kaba, gayri resmi.

Don't use it with your boss, teacher or parents.

Patronunuz, öğretmeniniz veya ebeveyninizle birlikte kullanmayın.

They might be upset with you,

Sana kızmış olabilirler

but it's a fun expression to use

ama bu, London Eye'a gitmek gibi

when you want to say something is a waste of money,

bir şeyin para israfı olduğunu söylemek istediğinde kullanmak için eğlenceli bir ifade

like going on the London Eye.

.

For me, that is a waste of money.

Benim için bu para israfı.

That is pissing your money away.

Bu paranızı çıldırtıyor.

Go to Primrose Hill. You have great views, and it's free.

Primrose Hill'e git. Harika manzaralarınız var ve bu ücretsiz.

London Eye is so rubbish. Don't go on there.

London Eye çok saçma. Orada devam etme.

Let's try this in the comments.

Bunu yorumlarda deneyelim.

What do you think is a waste of money?

Para israfı nedir sizce?

For some people, the PlayStation 5

Bazı insanlar için PlayStation 5

is a good way to spend money.

para harcamak için iyi bir yol.

For other people, it's a waste of money.

Diğer insanlar için bu bir para israfı.

You're pissing away your money on a PlayStation 5,

Paranızı bir PlayStation 5'e harcıyorsunuz,

but what about the Dyson Airwrap? What about that?

peki ya Dyson Airwrap? Buna ne dersin?

Is that a good way to spend your money

Bu, paranızı harcamak için iyi bir yol mu

or is it pissing your money away?

yoksa paranızı çıldırtıyor mu?

Let me know in the comments, what do you think?

Yorumlarda bana bildirin , ne düşünüyorsunuz?

What do you think is pissing your money away?

Paranı çöpe atmanın ne olduğunu düşünüyorsun?

So, you use something or do something until it finishes.

Yani, bitene kadar bir şey kullanırsınız veya bir şey yaparsınız.

Okay, with that in mind, let's imagine you go to a party.

Tamam, bunu akılda tutarak, bir partiye gittiğinizi düşünelim.

How do you spend all of that time? What do you do?

Tüm bu zamanı nasıl geçiriyorsun? Ne yapıyorsun?

Maybe you meet someone special,

Belki özel biriyle tanışırsın

and you're talking to each other all the time.

ve sürekli birbirinizle konuşursunuz.

So all of that time until the end,

Yani tüm o zaman bitene kadar,

until it finishes, (something drops) you're talking.

bitene kadar, (bir şeyler düşer) konuşuyorsunuz.

So you spent the whole night talking,

Yani bütün geceyi konuşarak geçirdin, bütün

you talked the night away.

geceyi konuşarak geçirdin.

Well, maybe you spent the whole night dancing.

Belki de bütün geceyi dans ederek geçirdin.

You danced the night away.

Bütün gece dans ettin.

Another way that we use away is when someone feels

Kullandığımız başka bir yol da, birisi

really comfortable doing something,

bir şeyi yaparken gerçekten rahat hissettiğinde,

but maybe for a long time,

ama belki uzun bir süre için

and also, maybe it's annoying, like this.

ve ayrıca, belki de sinir bozucu, bunun gibi.

If someone is talking to you for hours,

Birisi seninle saatlerce konuşuyorsa

and they don't shut up,

ve susmuyorsa,

ah, he's been talking away all night.

ah, bütün gece boş boş konuşuyordur.

Talk away, this just means he feels very comfortable

Uzak dur, bu sadece uzun süre konuşmaktan kendini çok rahat hissettiği anlamına geliyor

talking for a long time,

,

but like I said, maybe it's annoying,

ama dediğim gibi, belki can sıkıcı

but also, maybe you're having a lovely time.

ama aynı zamanda, belki de güzel vakit geçiriyorsun.

Ah, we've been talking away all night.

Ah, bütün gece boş boş konuştuk.

I feel great. He feels great talking for the whole time.

Harika hissediyorum. Sürekli konuşurken harika hissediyor.

So it's not necessarily negative to talk away.

Bu nedenle, konuşmak mutlaka olumsuz değildir.

It can be really nice.

Gerçekten güzel olabilir.

We were talking away for the whole evening. It was lovely.

Bütün akşam boş boş konuştuk. Çok hoştu.

It just shows that you're

Sadece

really comfortable doing something,

bir şeyi yapmaktan gerçekten rahat olduğunuzu gösterir

and it implies for a length of time.

ve uzun bir süre için ima eder.

So let me know in the comments,

Öyleyse yorumlarda bana haber verin,

have you ever just talked away on a date?

hiç bir randevuda konuştunuz mu?

Has it been lovely or maybe your date talked away for hours

Güzel miydi yoksa sevgilin saatlerce konuştu mu

or maybe you did something else to spend a whole night?

yoksa bütün geceyi geçirmek için başka bir şey mi yaptın?

What did you do? Let me know in the comments.

Ne yaptın? Yorumlarda bana bildirin.

Maybe you want to tell someone

Belki birine

to feel comfortable doing something like this.

böyle bir şey yaparken kendini rahat hissetmesini söylemek istersin.

If your friend asks you,

Arkadaşınız size

"Is it okay if I smoke in your house?"

"Evinizde sigara içsem olur mu?"

And you want them to feel comfortable doing that,

Ve bunu yaparken kendilerini rahat hissetmelerini istiyorsanız,

you could say this, "Yeah, of course, smoke away."

"Evet, tabii ki, sigarayı bırakın" diyebilirsiniz.

I want you to feel comfortable smoking.

Sigara içerken rahat hissetmeni istiyorum.

It's just kind of a funny and friendly way to say,

"I want you to feel comfortable doing this thing."

" Bu şeyi yaparken kendini rahat hissetmeni istiyorum" demenin biraz komik ve arkadaşça bir yolu.

Don't ever smoke in my house. That is gross.

Evimde asla sigara içme . Bu iğrenç.

Also, if you're at dinner and someone wants to start eating,

Ayrıca, akşam yemeğindeyken biri yemeğe başlamak isterse,

you want to say, "No, no, don't wait for me, eat away."

"Hayır, hayır, beni bekleme, ye" demek istersiniz.

Remember that away means to be separated from something

Uzakta olmanın bir şeyden ayrılmak

or to be distant from something,

veya bir şeyden uzaklaşmak anlamına geldiğini unutmayın,

yet we use this to say, "I'm not here."

ancak bunu "Ben burada değilim" demek için kullanırız.

So if you are on your lunch break at work, for example,

Örneğin, işte öğle yemeği molasındaysanız

and someone asks, "Hi, is Becky at her desk right now?"

ve biri "Merhaba, Becky şu anda masasında mı?"

Um no, she's away from her desk right now.

Um hayır, şu anda masasından uzakta.

Ah, she's on holiday, yeah, she's away all week.

Ah, o tatilde, evet, bütün hafta uzakta.

And finally there are some expressions

Ve son olarak,

that you might just want to use, like this one.

bunun gibi sadece kullanmak isteyebileceğiniz bazı ifadeler var.

When something is eating away at you,

Bir şey seni kemiriyorsa,

it's making you feel bad,

bu seni kötü hissettirir

and you need to tell someone about it

ve birine bundan bahsetmen

or do something to fix it, like a secret.

ya da düzeltmek için bir şeyler yapman gerekir, bir sır gibi.

I have a secret, and it's eating away at me.

Bir sırrım var ve beni yiyip bitiriyor.

I need to tell someone.

Birine söylemem gerek. Seni yiyip bitiren

Do you have any secrets eating away at you?

sırların var mı ?

Please feel free to tell me them in the comments.

Lütfen yorumlarda bana bunları söylemekten çekinmeyin.

I promise, I'm not gonna tell anyone.

Söz veriyorum, kimseye söylemeyeceğim.

It would just be between me and you.

Bu sadece seninle benim aramda olacaktı.

Also, this last one actually is really obvious.

Ayrıca, bu sonuncusu aslında çok açık.

If someone wants to ask you a load of questions,

Biri size bir sürü soru sormak isterse,

maybe in an interview or maybe a police officer

belki bir röportajda veya belki bir polis memuru

wants to ask you questions, you want to say,

size soru sormak isterse ,

"Yeah, feel free to ask me anything."

"Evet, bana her şeyi sormaktan çekinmeyin" demek istersiniz.

You can say, "Ask away,"

"Sor" diyebilirsin

but we have an expression for this, which is fire away.

ama bunun için bir tabirimiz var , ateş uzağı.

Ask questions and feel comfortable doing it.

Sorular sorun ve bunu yaparken kendinizi rahat hissedin.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

The worksheet for this lesson is available in my eBook.

Bu dersin çalışma sayfası e- Kitabımda mevcuttur.

It's available on Patreon. The link is in the description.

Patreon'da mevcut. Bağlantı açıklama kısmındadır.

Seriously, the eBook is huge now.

Cidden, e-Kitap artık çok büyük.

There's like 50 worksheets in there.

Orada 50 tane çalışma sayfası var.

Have you even seen 50 of my videos?

50 tane videomu gördün mü?

(bright music)

(parlak müzik)

But this gives you an even better way

Ancak bu,

to practice your English

İngilizce pratik yapmak

and remember the vocabulary and grammar you just learned.

ve yeni öğrendiğiniz kelime dağarcığını ve grameri hatırlamak için size daha da iyi bir yol sunar. Bir

See in the next class.

sonraki derste görün.