How to use "Be Supposed To" in English

- Subtitles are available and if I speak too fast

- Altyazı mevcuttur ve çok hızlı

or if I speak too slow, change the speed of this video.

veya çok yavaş konuşursam bu videonun hızını değiştirin.

Hey everyone, welcome back.

Herkese merhaba, tekrar hoş geldiniz.

In today's class I'm going to explain.

Bugünün dersinde açıklayacağım.

No, absolutely not, no Putin get out,

Hayır, kesinlikle hayır, hayır Putin dışarı çık,

you're not supposed to be here.

senin burada olmaman gerekiyor.

- I can stay?

- Kalabilirim?

- No. - Five minutes.

- Hayır. - Beş dakika.

- Out.

- Dışarı.

Jesus, that guy.

Tanrım, o adam.

So imagine that you are walking to work in the morning.

Yani sabah işe yürüyerek gittiğinizi hayal edin.

Your boss expects you to be there at nine.

Patronun dokuzda orada olmanı bekliyor.

When there is an expectation, we can use this structure,

Bir beklenti olduğunda, bu yapıyı kullanabiliriz,

be supposed to do something.

bir şeyler yapmamız gerekiyor.

Everyone expects me to arrive at nine, okay,

Herkes dokuzda gelmemi bekliyor, tamam,

that's the expectation, so how can I write this?

beklenti bu, peki bunu nasıl yazabilirim?

I am, because me, supposed to be at work at nine.

Ben, çünkü benim, dokuzda işte olmam gerekiyor. Bir

That next verb is in the infinitive.

sonraki fiil mastar halindedir.

I'm supposed to be at work at nine,

Dokuzda işte olmam gerekiyor,

that is the expectation.

beklenti bu.

So I check my watch.

Bu yüzden saatimi kontrol ediyorum.

Oh, no, 9:20, I'm late.

Oh, hayır, 9:20, geç kaldım.

My boss, the office,

Patronum, ofis,

everyone expected me to be at the office at 9:00 a.m..

herkes sabah 9:00'da ofiste olmamı bekliyordu.

Two important things.

İki önemli şey.

One, this is always in that passive structure,

Bir, bu hep o pasif yapıda,

you don't change this.

bunu değiştirmiyorsunuz.

Two, if you need to change the time, change the be verb.

İki, zamanı değiştirmeniz gerekiyorsa be fiilini değiştirin.

For example, everyone expected, past,

Örneğin, geçmişte herkes benim sabah

me to be at work at 9:00 a.m..

9:00'da işte olmamı bekliyordu. Bu

That's a past expectation,

geçmiş bir beklenti, bu

so we change present to past, easy.

yüzden şimdiyi geçmişe çeviriyoruz, kolay.

9:20, I was supposed to be at work at nine,

9:20, dokuzda işte olmam gerekiyordu,

I'm so fired.

çok kovuldum.

Okay no, three things, pronunciation.

Tamam hayır, üç şey, telaffuz.

You can pronounce this as supposed to, that's okay.

Bunu olması gerektiği gibi telaffuz edebilirsiniz , sorun değil.

Just make sure your pronunciation matches mine,

Telaffuzunun benimkiyle eşleştiğinden emin ol,

supposed to, supposed to.

olması gereken, olması gereken.

You don't pronounce the ed, supposed to, no.

Ed'i telaffuz etmiyorsun , olması gerekiyordu, hayır. Öyle

Supposed to, but casually,

olması gerekiyordu, ama gelişigüzel,

naturally we usually just pronounce this like supposed to.

doğal olarak genellikle bunu olması gerektiği gibi telaffuz ediyoruz.

So say it with me, supposed to.

Öyleyse benimle söyle, olması gerekiyordu.

The whole sentence, I was supposed to be at work at nine.

Tüm cümle, dokuzda işte olmam gerekiyordu.

Again, it's an option.

Yine, bu bir seçenek.

You can pronounce it supposed to.

olması gerektiği şeklinde telaffuz edebilirsiniz.

You can pronounce it supposed to, both are good.

Olması gerektiği gibi telaffuz edebilirsiniz , ikisi de iyidir.

Let's do this next one together.

Bir sonrakini birlikte yapalım.

Your friend invites you to the cinema.

Arkadaşınız sizi sinemaya davet ediyor.

So you say, yeah, sure.

Yani evet, tabii diyorsun.

What time?

Ne zaman?

Your friend says let's meet at eight.

Arkadaşın sekizde buluşalım diyor.

Great plan, I'll see you at eight.

Harika plan, sekizde görüşürüz.

But we all know, oh your friend is waiting.

Ama hepimiz biliyoruz ki, ah arkadaşın bekliyor. Saat

It's 8:30, but suddenly, hey, I'm here.

8:30, ama birden hey, buradayım. Sekizde buluşmamızı

She wants to say I expected us to meet at eight.

beklediğimi söylemek istiyor .

How can she say that?

Bunu nasıl söyler?

We were because it's a past expectation,

Bizdik, çünkü bu geçmiş bir beklenti,

supposed to or supposed to meet is the verb at eight.

olması gereken ya da buluşması gereken sekizdeki fiildir.

The expected time.

Beklenen zaman.

We were supposed to meet at eight.

Sekizde buluşacaktık.

What the hell?

Ne oluyor be?

So she hates you forever now.

Yani artık senden sonsuza kadar nefret ediyor.

So you go home, you cry, you go to sleep.

Yani eve gidiyorsun, ağlıyorsun, uyuyorsun.

Ah, it's a new day.

Ah, yeni bir gün.

You feel great.

Harika hissediyorsun.

What's the weather going to do today?

Bugün hava ne yapacak?

Hmm, let me check my phone.

Hmm, telefonumu kontrol edeyim.

A sunny day today, amazing.

Bugün güneşli bir gün, harika.

Your friend asks you about the weather.

Arkadaşınız size hava durumunu soruyor.

What is the weather looking like today?

Bugün hava nasıl görünüyor?

If you want to know about the weather for today,

Bugünün hava durumunu öğrenmek istersen,

what's it gonna do?

ne yapacaksın?

Sunny, rainy, what?

Güneşli, yağmurlu, ne?

This is a very common question.

Bu çok yaygın bir sorudur.

What's the weather looking like today?

Bugün hava nasıl görünüyor?

He expects sun so.

Güneşi öyle bekler.

Well, it's supposed to be sunny.

Şey, güneşli olması gerekiyordu.

Great news.

Harika haber.

You go outside and it's sunny.

Dışarı çıkıyorsun ve hava güneşli.

You're so happy.

çok mutlusun

But then yeah, you remember that you live in England

Ama sonra evet, İngiltere'de yaşadığınızı

and it was supposed to be sunny today.

ve bugün havanın güneşli olması gerektiğini hatırlıyorsunuz.

Remember you expected sun.

Güneş beklediğini hatırla.

So it's a past expectation, it was supposed to be sunny.

Yani geçmiş bir beklenti, güneşli olması gerekiyordu.

Also we talk about the weather as an it.

Ayrıca hava durumu hakkında da konuşuruz.

Ah, okay.

Ah tamam.

Let's use a negative.

Negatif kullanalım. Kız arkadaşınız için

You are planning a surprise birthday party

sürpriz bir doğum günü partisi planlıyorsunuz

for your girlfriend.

.

You want to decorate the whole house.

Bütün evi dekore etmek istiyorsun.

So you invite your girlfriend's best friend

Yani kız arkadaşının en iyi arkadaşını

to come and help.

gelip yardım etmeye davet ediyorsun.

But oh my God, she falls over.

Ama aman Tanrım, düşüyor.

She's so clumsy that she knocks you over too.

O kadar beceriksiz ki seni de deviriyor.

So silly.

Çok aptalca.

But then oh no, your girlfriend comes home.

Ama sonra oh hayır, kız arkadaşın eve geliyor.

This is a disaster.

Bu bir felâket.

She's early.

Erken geldi.

You are expecting her to come home two hours from now.

İki saat sonra eve gelmesini bekliyorsun.

How can you say that?

Bunu nasıl söylersin?

Honey, you aren't supposed to get home

Tatlım,

for another two hours.

iki saat daha eve gitmemen gerekiyor.

Really easy.

Gerçekten kolay.

Add the negative to the be verb.

Olumsuz fiili be fiiline ekleyin.

You aren't supposed to get home.

Eve gitmemelisin.

Get can also mean arrive.

Get, varmak anlamına da gelebilir.

You aren't supposed to get home for another two hours.

İki saat daha eve gelmemen gerekiyor.

You and my best friend, is this my surprise party?

Sen ve en iyi arkadaşım, bu benim sürpriz partim mi?

Oh, she wants to say I didn't expect you to plan anything.

Oh, senden bir şey planlamanı beklemediğimi söylemek istiyor.

That was not the expectation.

Beklenti bu değildi.

Remember it's a past expectation.

Bunun geçmiş bir beklenti olduğunu unutmayın.

So you weren't supposed to plan anything.

Yani hiçbir şey planlamaman gerekiyordu.

And she kisses you because you are an amazing boyfriend.

Ve seni öpüyor çünkü sen harika bir erkek arkadaşsın.

Also we use be supposed to when we want to give a rule,

Ayrıca, bir kuralı,

an obligation in a more soft or polite way.

bir zorunluluğu daha yumuşak veya kibar bir şekilde vermek istediğimizde olması gerekir.

For example you want to say the rule is you mustn't smoke

Örneğin, kuralın burada sigara içmemeniz gerektiğini

in here in a soft polite way.

yumuşak ve kibar bir şekilde söylemek istiyorsunuz.

So you aren't supposed to smoke in here.

Yani burada sigara içmemeniz gerekiyor.

You're just saying the expectation

Sadece beklentinin

is that you don't smoke in here.

burada sigara içmemen olduğunu söylüyorsun.

Easy right?

Kolay değil mi?

Okay, test time.

Tamam, test zamanı.

You want to say I expect to finish work at 6:00 PM.

İşi 18:00'da bitirmeyi beklediğimi söylemek istiyorsunuz.

How would you say that?

Bunu nasıl söylersin?

You have five seconds.

Beş saniyen var.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

Ah, I'm supposed to finish work at six, but I might be late.

Ah, işi altıda bitirmem gerekiyor ama geç kalabilirim.

Ah, and now you're waiting for your pizza.

Ah, şimdi de pizzanı bekliyorsun.

The app said the delivery time was expected 20 minutes ago.

Uygulama, teslimat süresinin 20 dakika önce beklendiğini söyledi.

Yeah I know.

Evet biliyorum.

I was expecting it to arrive before now.

Şimdiye kadar gelmesini bekliyordum.

How can you say that? (gentle music)

Bunu nasıl söylersin? (hafif müzik)

It was supposed to be here by now.

Şimdiye kadar burada olması gerekiyordu.

And finally we've, no, Putin again.

Ve sonunda, hayır, yine Putin'e sahibiz.

You're not supposed to be here Putin, get out.

Burada olmaman gerekiyor Putin, defol.

- Ouch, ouch.

- Ah, ah.

But where am I supposed to go?

Ama nereye gitmeliyim?

Everybody hates me now.

Artık herkes benden nefret ediyor.

Where am I supposed to go?

Nereye gitmeliyim?

- I don't know, not here.

- Bilmiyorum, burada değil.

What do you think?

Ne düşünüyorsun?

Where is Putin supposed to be?

Putin nerede olmalı?

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

And if you really want to take your English

Ve eğer İngilizcenizi gerçekten

to the next level, you're supposed to keep studying.

bir sonraki seviyeye taşımak istiyorsanız, çalışmaya devam etmeniz gerekiyor.

How?

Nasıl?

With the Ultimate English Ebook.

Ultimate English Ebook ile.

You can get it at the link in the description.

Açıklamadaki linkten ulaşabilirsiniz.

It has a ton of extra English practice

Tonlarca ekstra İngilizce pratiği var,

so you can make sure all of this sticks in your head

böylece tüm bunların kafanıza kazındığından emin olabilirsiniz

and it updates monthly with more of my drawings, challenges,

ve İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımak için çizimlerim, meydan okumalarım

and tasks to take your English to the next level.

ve görevlerimle aylık olarak güncellenir .

And okay if you like this class,

Ve tamam, bu dersi beğendiyseniz,

you're supposed to subscribe and like this video

abone olmanız ve bu videoyu beğenmeniz

and share it with your friends who also study English

ve İngilizce öğrenen arkadaşlarınızla paylaşmanız gerekiyor, bir

and I'll see you in the next class, bye.

sonraki derste görüşürüz, hoşçakalın.

(gentle music)

(hafif müzik)