Ask Alisha Mr, Mrs, Ms - How to Address People?

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun . Balkonda

Let's get started even though there's a dude on the balcony.

bir herif olmasına rağmen başlayalım .

Hi, everybody.

Selam millet. Bana sorular sorduğun ve belki de cevapladığım

Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them,

haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldin

maybe.

.

First question!

İlk soru!

First question this week comes from Imon.

Bu haftanın ilk sorusu Imon'dan geliyor.

Hi, again, Imon.

Tekrar merhaba, Imon.

Imon says, “What is the use of definite article ‘the?’”

Imon, “'the' kesin edatının ne faydası var ?'' der.

We use “the” with a singular noun to refer to a specific instance of that noun.

Tekil isimle “the”yi o ismin belirli bir örneğini ifade etmek için kullanırız.

So, when you're telling a story, we'll often introduce the first instance of a noun with

Bu nedenle, bir hikaye anlatırken, genellikle bir ismin ilk örneğini

“a” and then after that, we'll use “the” to refer to the specific instance of that

"a" ile tanıtacağız ve ardından, o şeyin belirli örneğini belirtmek için "the" kullanacağız

thing.

.

For example, a simple story.

Örneğin, basit bir hikaye.

“I was walking down the street and I saw a dog.

"Yolda yürüyordum ve bir köpek gördüm.

The dog was really cute.

Köpek gerçekten çok tatlıydı.

I pet the dog.”

Köpeği okşuyorum.”

So, in that situation, when I introduce “a dog” in the story, the first time I talk

İşte bu durumda, hikayede “köpek” i tanıttığımda,

about the dog in the story, I used “a” to introduce it.

hikayede köpekten ilk bahsettiğimde, onu tanıtmak için “a” kullandım .

Then, after that, I used “the” to refer to that specific dog that I introduced earlier

Ardından, hikayede daha önce tanıttığım o köpeğe atıfta bulunmak için "the" kullandım

in the story.

. Ne

Every other time that I want to talk about that same dog, I use “the” before it.

zaman aynı köpek hakkında konuşmak istesem , ondan önce "the" kullanırım.

So, use the word, “the,” when you need to refer to a specific noun or when you have

Bu nedenle, belirli bir isme atıfta bulunmanız gerektiğinde veya

to refer to a specific group.

belirli bir gruba atıfta bulunmanız gerektiğinde "the" kelimesini kullanın.

So, for example, “The teachers in the school district went on strike.”

Örneğin, “Okul bölgesindeki öğretmenler greve gitti.”

So, specifically, we're talking about teachers in a specific school district, “The teachers

Yani, özellikle, belirli bir okul bölgesindeki öğretmenlerden bahsediyoruz, "Öğretmenler

went on strike.”

greve gitti."

“The mothers at the PTA meeting organized a bake sale.”

"PTA toplantısındaki anneler bir fırın satışı düzenledi." Başka

It's a specific group that is defined by something else.

bir şey tarafından tanımlanan belirli bir gruptur .

So, in this case, “the mothers at the PTA meeting,” only the mothers that were at

Yani bu durumda, “Aile Birliği toplantısındaki anneler”, örneğin

that meeting, not the mothers from a different group, for example.

farklı bir gruptaki anneler değil, sadece o toplantıda olan anneler . Bir şeyin

We use “the” to talk about a specific instance of something.

belirli bir örneğinden bahsetmek için “the” kullanırız .

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Johnny.

Sıradaki soru Johnny'den geliyor.

Hi, Johnny.

Merhaba Johnny.

You wrote a very long message.

Çok uzun bir mesaj yazmışsın.

Thank you very much for watching.

İzlediğiniz için çok teşekkür ederim.

“There's a slang expression that I've heard several times and don't understand well.

“ Birkaç kez duyduğum ve pek anlayamadığım bir argo tabir var.

‘I know, right.’”

'Biliyorum, doğru.'”

Using “I know, right,” it's like an invitation then for the other person to agree again really.

“Biliyorum, doğru” demek, diğer kişinin tekrar gerçekten aynı fikirde olması için bir davet gibidir.

“I know, right.”

"Doğruyu biliyorum."

So, think of “I know, right,” as like an even stronger, even more emphasis on the

Bu nedenle, "Biliyorum, doğru" demeyi, anlaşmaya daha da güçlü, daha da fazla vurgu yapmak

agreement and an invitation for the other person to agree again, “I know, right.”

ve diğer kişiyi tekrar aynı fikirde olmaya davet etmek gibi düşünün, "Biliyorum, doğru."

It's like, “Yes and you agree too, don't you?”

"Evet ve sen de aynı fikirdesin, değil mi?"

Next question comes from Zafar Ahmad.

Sıradaki soru Zafar Ahmad'dan geliyor.

Zafar Ahmad, hi.

Zafar Ahmad, merhaba.

Zafar asks about two sentences.

Zafar iki cümle soruyor.

Okay.

Tamam aşkım.

“One, ‘Have you ever cried in a film?’

“Bir, 'Hiç bir filmde ağladın mı?'

Two, ‘Have you ever cried at a film?’

İki, 'Hiç bir filmde ağladın mı?'

My question is about the preposition ‘in’ or ‘at.’

Sorum 'in' veya 'at' edatıyla ilgili.

Which sentence is correct and explain the reason.”

Hangi cümle doğrudur ve nedenini açıklayınız .”

Of course, I will explain the reason.

Tabii ki nedenini açıklayacağım.

Let's take a look at the first one, “Have you ever cried in a film?”

İlkine bir göz atalım, “ Hiç bir filmde ağladınız mı?”

This is actually a point where the differences between British English and American English

Bu aslında İngiliz İngilizcesi ile Amerikan İngilizcesi arasındaki farkların

might come into play a little bit.

biraz devreye girebileceği bir noktadır.

“Have you ever cried in a film?” could have a few different meanings depending on

"Hiç bir filmde ağladın mı?" duruma göre birkaç farklı anlamı olabilir

the situation.

.

If, for example, you were speaking to an actor and you say, “Have you ever cried in a film?”

Örneğin, bir oyuncuyla konuşuyorsanız ve "Hiç bir filmde ağladınız mı?"

meaning, when you were in a film, when you were acting in a film, did you cry at any

Yani, bir filmdeyken, bir filmde oynarken, herhangi bir noktada ağladınız mı

point in time?

?

So, “Have you ever cried in a film?” it could also mean have you gone to watch a movie

Yani, “Hiç bir filmde ağladınız mı?” aynı zamanda sinemaya gidip

in a movie theatre and cried at the movie theatre or in the movie theatre.

sinemada veya sinemada ağlamış olmanız anlamına da gelebilir.

Your second sentence, “Have you ever cried at a film?”

İkinci cümleniz, “Hiç bir filmde ağladınız mı?”

So, using act shows like the direction of an emotion.

Yani, hareket kullanmak bir duygunun yönü gibi gösterir .

We use it with other emotions as well like, “My mom is mad at me,” or, “My dad is

"Annem bana kızgın" veya "Babam bana

angry at me.”

kızgın" gibi başka duygularla da kullanırız.

So, it's showing the direction of emotion.

Yani duygunun yönünü gösteriyor.

In this case, “Have you ever cried at a film?”

Bu durumda “Hiç bir filmde ağladınız mı ?”

meaning, did a film cause you to cry?

yani bir film seni ağlattı mı?

Have you ever cried because of a film?

Hiç bir film yüzünden ağladın mı?

In my case, though, if I wanted to ask my friend if a movie had ever caused them to

Benim durumumda, arkadaşıma bir filmin onları

cry, I would say, “Have you ever cried at a movie?”

ağlatıp ağlatmadığını sormak istesem, "Hiç bir filmde ağladın mı?"

Next question.

Sonraki soru.

Next question comes from Igor.

Sıradaki soru Igor'dan geliyor.

Hi, Igor.

Merhaba, Igor.

“Why are verbs like ‘bury,’ ‘hurry,’ ‘study,’ ‘tidy,’ and ‘try’ in

Neden düzensiz fiiller listesinde 'gömmek', 'acele', ' çalışmak', 'düzenlemek' ve 'denemek' gibi fiiller var?

the irregular verbs list.

Their past simple and past participle forms have “-ed” endings like other regular

Past simple ve past katılımcı formları, diğer düzenli fiiller gibi “-ed” eklerine sahiptir

verbs.

.

The course books we use have listed these verbs in the irregular verb list.”

Kullandığımız ders kitaplarında bu fiiller düzensiz fiiller listesinde listelenmiştir.”

Alright.

Peki.

Tough question because I did not create the textbooks and I don't know the logic that

Zor soru çünkü ders kitaplarını ben yaratmadım ve

was used for the textbooks.

ders kitaplarında kullanılan mantığı bilmiyorum.

But, if I had to guess why those verbs are included as irregular verbs, I would imagine

Ancak, bu fiillerin neden düzensiz fiiller olarak dahil edildiğini tahmin etmem gerekirse, bunun

it's because these verbs all end in Y.

nedeninin bu fiillerin hepsinin Y ile bitmesi olduğunu düşünürdüm.

And, yes, although the verbs do end in “-ed,” there is an irregular change that happens

Ve evet, fiiller “-ed” ile bitmesine rağmen, meydana gelen düzensiz bir değişiklik var.

with verbs that end in Y.

Y ile biten fiillerle.

So, that's to drop the Y and add “-ied” instead of just an “-ed.”

Yani bu, Y'yi bırakmak ve sadece bir "-ed" yerine "-ied" eklemektir.

So, we maintain that “ih” sound like “tidy,” “bury.”

Bu nedenle, "ih"nin kulağa "düzenli", "gömmek" gibi geldiğini savunuyoruz.

However, the spelling of the word changes.

Ancak kelimenin yazılışı değişir.

Next question is from Pohria.

Sıradaki soru Pohria'dan.

Pohria asks, “What's the difference between these words, ‘interior’ and ‘internal,’

Pohria, " Bu 'iç' ve 'iç', '

‘exterior’ and ‘external.’”

dış' ve 'dış' kelimeleri arasındaki fark nedir?

Alright.

Well, there are grammatical differences.

Eh, gramer farklılıkları var.

“Interior” and “exterior” are nouns.

“İç” ve “dış” isimlerdir.

“Internal” and “external” are adjectives.

“İç” ve “dış” sıfatlardır. Bir şeyin içi ve dışı hakkında konuşmak

We use “interior” and “exterior” to talk about the inside and the outside of something.

için “interior” ve “exterior” kelimelerini kullanırız .

But, “internal” and “external,” those are adjectives.

Ancak “iç” ve “dış” sıfatlardır. Bir şeyin

We use them to talk about the qualities of something.

nitelikleri hakkında konuşmak için onları kullanırız .

Next question from Stanislav.

Stanislav'dan bir sonraki soru.

Hi, Stanislav.

Merhaba Stanislav.

Stanislav asks, “How do you politely address unfamiliar women and men.

Stanislav, " Tanıdık olmayan kadınlara ve erkeklere nasıl kibarca hitap ediyorsunuz?

‘Lady,’ ‘miss,’ ‘missus,’ ‘mister,’ and ‘sir.’”

'Bayan', 'hanımefendi', 'hanım', 'bay' ve 'efendim.'”

Ah, nice question.

Ah, güzel soru.

Alright.

Peki.

If you're in a formal situation, it's better to use “Mr.” with men.

Resmi bir durumdaysanız, "Mr" kullanmak daha iyidir. adamlarla.

“Sir” tends to be used more in like a service relationship.

"Efendim" daha çok bir hizmet ilişkisi gibi kullanılma eğilimindedir .

The same thing with “Ma’am,” for women.

Kadınlar için "Hanımefendi" ile aynı şey.

“Mrs.” is used for married women.

"Bayan." evli kadınlar için kullanılır.

If I don't know if someone is married or not, a woman is married or not, I'll use “Miss.”

Birinin evli olup olmadığını, bir kadının evli olup olmadığını bilmiyorsam, “Bayan” kullanacağım.

Next question!

Sonraki soru!

Next question is from Leon.

Sıradaki soru Leon'dan.

Hi, Leon.

Merhaba Leon.

“What are the differences between ‘test,’ ‘exam,’ ‘quiz,’ and ‘questionnaire.’

"'Test', ' exam', 'quiz' ve 'anket' arasındaki farklar nelerdir?

And, when should I use each of them?”

Ve her birini ne zaman kullanmalıyım?

Nice question.

Güzel soru.

Alright.

Peki.

Let's start with “test” and “exam.”

"Test" ve "sınav" ile başlayalım. Okuldaki bilgi sınavları veya benzeri sınavlardan

We use these two words quite similarly when we're talking about tests of knowledge or

bahsederken bu iki kelimeyi oldukça benzer şekilde kullanırız

like examinations at school.

.

We can use either of those.

Bunlardan herhangi birini kullanabiliriz.

Like, “I have a test this week,” or, “I have an exam this week.”

"Bu hafta sınavım var" veya " Bu hafta sınavım var" gibi.

I think in American English, “test” is probably used more commonly than “exam”

Bence Amerikan İngilizcesinde "test" muhtemelen "exam"

or the long form, “examination.”

veya uzun form olan "examination"dan daha yaygın olarak kullanılıyor.

However, when we want to check the status of our bodies, we’ll often use the word,

Bununla birlikte, vücudumuzun durumunu kontrol etmek istediğimizde genellikle

“exam.”

"sınav" kelimesini kullanırız.

So, for example, “a physical exam,” that's an expression we use to mean like a full check

Örneğin, "fizik muayene", genellikle yılda bir veya daha fazla kez yapılan tam vücut kontrolü gibi bir ifadeyi ifade etmek için kullandığımız bir ifadedir

of the body which is commonly done maybe once a year or so.

.

So, “an exam,” like, “a dental exam,” or, “an eye exam” is a check of the condition

Dolayısıyla, "bir muayene", "diş muayenesi" veya "göz muayenesi" gibi,

of your body as well.

vücudunuzun durumunun da kontrolüdür.

A “quiz” is essentially a mini test.

Bir "sınav" aslında bir mini testtir.

A “questionnaire,” however, is quite different from the three that we've talked about thus

Bununla birlikte bir "anket", şu ana kadar bahsettiğimiz üç anketten oldukça farklıdır

far.

.

A “questionnaire” is something that's given usually to customers that is for feedback.

Bir "anket", genellikle müşterilere geri bildirim için verilen bir şeydir.

We use “questionnaires” for feedback.

Geri bildirim için "anketler" kullanıyoruz. İşte

So, those are all the questions that I want to answer this week.

bu hafta cevaplamak istediğim sorular bunlar.

Thank you so much for sending your questions.

Sorularınızı gönderdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Henüz

Remember, if you have not sent a question yet or if you just want to send more questions,

bir soru göndermediyseniz veya daha fazla soru göndermek istiyorsanız

you can send them to me at EnglishClass101.com/ask-alisha.

bana EnglishClass101.com/ask-alisha adresinden gönderebileceğinizi unutmayın.

If you liked the video, please make sure to give it a thumbs up, subscribe to the channel

Videoyu beğendiyseniz, lütfen beğendiğinizden emin olun,

if you haven't already and check us out in EnglishClass101.com for some other good resources.

henüz yapmadıysanız kanala abone olun ve diğer bazı iyi kaynaklar için EnglishClass101.com'da bize göz atın. Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this episode of Ask Alisha and I will see you again next week.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler, haftaya tekrar görüşürüz.

Bye-bye.

Güle güle.