How to use THOUGH in English? Ask Alisha

Want to speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz ? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com today.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için bugün kaydolun.

Today we have some building construction in the background. Sorry.

Bugün arka planda bazı inşaat inşaatları var . Üzgünüm.

Hi, everybody. Welcome back to Ask Alisha.

Selam millet. Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldiniz.

The weekly series where you ask me questions and I answer them, maybe.

Bana sorular sorduğun ve benim de cevapladığım haftalık dizi belki.

First question.

İlk soru.

This comes from Shunichi Saito.

Bu Shunichi Saito'dan geliyor.

Hi, Sunichi.

Merhaba Sunichi.

Sunichi says, “I want to know what does ‘tho’ mean.

Sunichi, "'tho'nun ne anlama geldiğini bilmek istiyorum .

For example, ‘It's very expensive tho.’

Örneğin, 'Bu çok pahalı.' Cümlenin

I see the word, ‘though’ at the end of a sentence very often.”

sonunda 'gerçi' kelimesini çok sık görüyorum.

Yeah, a lot of you have sent this question in recently.

Evet, son zamanlarda çoğunuz bu soruyu gönderdiniz . Alisha'ya

So, I talked in a previous episode of Ask Alisha about using the word “though,”

Sor'un önceki bir bölümünde bir cümlenin sonunda "yine de"

T-H-O-U-G-H, at the end of a sentence.

T-H-O-U-U-G-H kelimesini kullanmaktan bahsetmiştim.

It means “but” at the end of a sentence and we use it kind of casually.

Cümlenin sonunda "ama" anlamına gelir ve biz bunu gelişigüzel kullanırız.

When you see the word, “tho,” T-H-O, it's like an even more casual version of “though,”

"Tho" kelimesini gördüğünüzde, T-H-O,

T-H-O-U-G-H, at the end of a sentence.

bir cümlenin sonundaki "düşünmek" T-H-O-U-G-H'nin daha da rahat bir versiyonu gibidir.

So, you'll see this a lot on like social media, you'll see this when you're on Facebook or

Yani, bunu sosyal medyada çok göreceksiniz, bunu Facebook'ta,

Twitter or Instagram, text messages, maybe.

Twitter'da veya Instagram'da, kısa mesajlarda, belki de göreceksiniz.

“Tho,” just means “but” but at the end of a sentence.

"Tho" sadece "ama" anlamına gelir, ancak bir cümlenin sonundadır.

So, in your example sentence which was “It's really expensive tho,” it means it's really

Yani, “ Gerçekten pahalı ama” olan örnek cümlenizde, bu gerçekten

expensive but.

pahalı ama anlamına geliyor.

However, it's like just putting that little “but,” that little disagreement kind of

Bununla birlikte, cümlenin sonuna o küçük "ama", o küçük anlaşmazlık

feeling at the end of the sentence.

duygusunu koymak gibi.

So, it's sort of like a soft disagreement or a soft sort of difference of opinion.

Yani, bu bir nevi hafif bir anlaşmazlık ya da hafif bir fikir farklılığı gibi.

“Tho,” T-H-O means “though, T-H-O-U-G-H but it's just extremely, extremely casual.

"Tho," T-H-O, "yine de, T-H-O-U-U-G-H ama bu son derece, son derece gündelik.

So, for a little bit more detail, you can check this video where I talked a little bit

Biraz daha fazla ayrıntı için,

more about T-H-O-U-G-H at the end of a sentence with some other examples.

bir cümlenin sonunda T-H-O-U-G-H hakkında biraz daha fazla konuştuğum ve diğer bazı örneklerle birlikte bu videoyu kontrol edebilirsiniz.

I hope that that helps you.

Umarım bu sana yardımcı olur. Son zamanlarda

I know many of you have asked that question lately.

birçoğunuzun bu soruyu sorduğunu biliyorum .

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from William.

Sıradaki soru William'dan geliyor.

Will, I guess, from Rio de Janeiro.

Will, sanırım, Rio de Janeiro'dan.

Hi, Will.

Merhaba Will.

Will says, “What is the difference between ‘tenant’ and ‘lodger.’

Will, “ 'Kiracı' ile 'kiracı' arasındaki fark nedir?

When we talk about a person who rents a house or lives there without paying.

Bir evi kiralayan veya ödemeden orada yaşayan bir insandan bahsettiğimizde.

Is there a difference?”

Bir fark var mı?"

So, a “tenant” is a person, as you say, who rents an apartment or who rents a house.

Yani “kiracı”, sizin de dediğiniz gibi, bir daire kiralayan veya bir ev kiralayan kişidir.

A “lodger” does the same thing, however, the difference is that a lodger shares the

Bir "kiracı" aynı şeyi yapar, ancak aradaki fark, bir kiracının

space with the owner of the space.

alanı, alanın sahibiyle paylaşmasıdır.

So, for example, if I'm renting a room and the person who owns the room or the person

Yani örneğin bir oda kiralıyorsam ve odanın sahibi veya

who owns the building or who owns the house, for example, they also live in the same space.

binanın sahibi veya evin sahibi de aynı mekanda yaşıyor.

Maybe they live in a different room or maybe they live in a different part of the building,

Belki başka bir odada yaşıyorlar ya da binanın farklı bir bölümünde yaşıyorlar,

in that case, you could call me a “lodger,” perhaps.

bu durumda bana “misafir” diyebilirsiniz belki.

That person is giving me a room, in that case, and they also shared the space with me.

O kişi bana bir oda veriyor bu durumda ve odayı da benimle paylaştılar.

A “tenant,” however, is someone who lives in a space, they're renting this space but

Ancak bir "kiracı", bir alanda yaşayan kişidir, bu alanı kiralarlar, ancak

they are separate from the person who owns it.

sahibinden ayrıdırlar .

So, I hope that that helps you.

Umarım bu size yardımcı olur.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Alejandra.

Sonraki soru Alejandra'dan geliyor.

Hi, Alejandra.

Merhaba Alejandra.

Alejandra says, “What does ‘well, for one’ mean?”

Alejandra, "Biri için iyi " ne anlama geliyor?

“Well, for one,” there are really two parts to this.

"Birincisi için" bunun gerçekten iki kısmı var.

First is the “well” part.

Birincisi “iyi” kısımdır. "Şey..." gibi bir

We use “well” to transition in speech like, “Well…” and then we share an idea.

konuşmada geçiş yapmak için "iyi" kullanırız ve sonra bir fikir paylaşırız.

“Well” is sort of like, “I heard what you said and now I'm going to say something

"Pekala", "Ne dediğini duydum ve şimdi yorumuna göre bir şey söyleyeceğim

from your comment or whatever.”

" gibi bir şey.

So, “well,” it's like just a very soft and simple transition to use.

Yani, "iyi", kullanımı çok yumuşak ve basit bir geçiş gibi.

“For one,” we're using the word, “one,” there.

“For one” burada “one” kelimesini kullanıyoruz .

This implies that there's some series of points we want to make.

Bu, belirtmek istediğimiz bazı noktalar olduğu anlamına gelir .

So, think of this, “Well, one,” as in like point number one.

Öyleyse, bunu bir numaralı noktadaki gibi "Pekala, bir" olarak düşünün .

And then, after that, maybe, there's going to be point two and then point 3.

Ve sonra, belki bundan sonra, ikinci nokta ve sonra nokta 3 olacak.

So, “for one,” for two,” “for three,” for example.

Yani, örneğin "bir için", iki için, "üç için" .

So, think of this as the speaker beginning a series of points like, “Well, for one,

Yani, bunu konuşmacının şöyle bir dizi noktaya başladığı gibi düşünün, “Birincisi,

it shouldn't be this expensive.

bu kadar pahalı olmamalı.

For two, it's not a very good deal,” or something like that.

İki kişilik, bu pek iyi bir anlaşma değil” ya da onun gibi bir şey.

Oftentimes, native speakers do forget that we're making lists, actually.

Çoğu zaman, ana dilini konuşanlar aslında listeler yaptığımızı unuturlar.

I think this is common in any language.

Bunun her dilde yaygın olduğunu düşünüyorum.

But, when you hear, “Well, for one,” it means the speaker is planning to introduce

Ancak, "Birincisi için" ifadesini duyduğunuzda, bu, konuşmacının

a series of points to support his or her argument.

argümanını desteklemek için bir dizi nokta sunmayı planladığı anlamına gelir.

So, I hope that that helps you.

Umarım bu size yardımcı olur.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes Thies, Theis?

Sonraki soru Thies'e mi geliyor, Theis?

I’m very sorry.

Çok üzgünüm.

“Hi, Alisha.

"Merhaba Alişa.

I want to know the difference between, ‘I have no idea’ and ‘I don't have an idea.’”

' Hiçbir fikrim yok' ile 'Hiçbir fikrim yok' arasındaki farkı bilmek istiyorum.”

Ah.

Ah.

“When can I use ‘no’ or ‘do not?’”

“'Hayır' veya 'Yapma'yı ne zaman kullanabilirim?

Great question!

Harika soru!

Okay, let's start with “I have no idea,” the expression, “I have no idea,” means

Tamam, "Hiçbir fikrim yok" ile başlayalım, "Hiçbir fikrim yok" ifadesi,

I don't know, I totally don't know, I don't know anything.

bilmiyorum, kesinlikle bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum anlamına gelir.

“I have no idea” is an emphasis phrase we use for when we don't know but we just

“Hiçbir fikrim yok”, bilmediğimiz ama hiçbir

don't know anything, absolutely nothing, zero percent.

şey bilmediğimiz, kesinlikle hiçbir şey bilmediğimiz, yüzde sıfır için kullandığımız bir vurgu cümlesidir.

“I have no idea,” “Where's your brother?”

“Hiçbir fikrim yok,” “Kardeşin nerede?”

“I have no idea.”

"Hiçbir fikrim yok."

“When is the homework due?”

"Ev ödevi ne zaman bitiyor?"

“I have no idea.”

"Hiçbir fikrim yok."

“What time is this video supposed to go up?”

"Bu video ne zaman yayınlanacak?"

“I have no idea.”

"Hiçbir fikrim yok."

That's not true.

Bu doğru değil.

“I have no idea” refers to knowing nothing, absolutely nothing about the situation or

"Hiçbir fikrim yok", durum veya

about the conversation point.

konuşma konusu hakkında hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey bilmemek anlamına gelir.

However, “I don't have any ideas,” you're trying to think of something, trying to create

Ancak “hiçbir fikrim yok” derken bir şeyler düşünmeye,

something, trying to make an idea somehow and you cannot think of anything.

bir şeyler yaratmaya, bir şekilde fikir üretmeye çalışıyorsunuz ve hiçbir şey düşünemiyorsunuz.

So, for example, “What do you want to do this weekend?”

Örneğin, " Bu hafta sonu ne yapmak istiyorsun?"

“I don't have any ideas.”

"Hiçbir fikrim yok."

“What do you think should be our next project?”

“Sence bir sonraki projemiz ne olmalı?”

“Hmm, I don't have any ideas.”

"Hmm, hiçbir fikrim yok."

“I don't have any ideas” or I don't have ideas about something means I'm not really

"Hiçbir fikrim yok" veya bir şey hakkında fikrim yok, gerçekten

thinking creatively, maybe, or means I don't have any new thoughts about what to do next.

yaratıcı bir şekilde düşünmediğim anlamına gelebilir veya bundan sonra ne yapacağım hakkında yeni düşüncelerim olmadığı anlamına gelir.

If someone asks you a question and you don't know the answer, you can say, “I have no

Birisi size bir soru sorarsa ve siz cevabı bilmiyorsanız, "Hiçbir

idea.”

fikrim yok" diyebilirsiniz.

If you just want to express you don't have like a proposal or you don't have a plan for

Sadece böyle bir teklifiniz olmadığını veya gelecekle ilgili bir planınızın olmadığını ifade etmek istiyorsanız

something in the future, you can say, “I don't have any ideas.”

, “ Hiçbir fikrim yok” diyebilirsiniz.

Next question.

Sonraki soru.

Next question comes from Hafta Meriam Teca.

Sıradaki soru Hafta Meriam Teca'dan geliyor.

Hafta Meriam Teca, I'm very sorry if I pronounced that wrong.

Hafta Meriam Teca, yanlış telaffuz ettiysem çok özür dilerim .

Hafta Meriam Teca says, “Hey, Alisha.

Hafta Meriam Teca, “Hey, Alisha.

When can we use the word, ‘would?’”

'Yapar mıydık?' kelimesini ne zaman kullanabiliriz?”

Ha!

Ha!

Actually, this is a pretty big question and I think it's better to answer it in a different

Aslında bu oldukça büyük bir soru ve bence farklı bir videoda cevaplamak daha iyi

video.

.

Last week, actually, I made a whiteboard video about some uses of the word, “would.”

Aslında geçen hafta, "would" kelimesinin bazı kullanımlarıyla ilgili bir beyaz tahta videosu hazırladım.

So, please watch for that video very soon.

O yüzden lütfen videoyu çok yakında izleyin.

It should be up in the next couple of weeks.

Önümüzdeki birkaç hafta içinde olması gerekiyor.

So, yes, I know many people want to know about “would,” we made a video, so please keep

Bu yüzden, evet, birçok insanın "will" hakkında bilmek istediğini biliyorum, bir video yaptık, bu yüzden lütfen

your eyes open for that very soon.

çok yakında bunun için gözlerinizi dört açın.

Thank you for the question.

Soru için teşekkür ederim.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Adam.

Sıradaki soru Adam'dan geliyor.

Actually, next two questions come from Adam.

Aslında, sonraki iki soru Adam'dan geliyor.

First, “What does ‘I'm yanking a chain long terms of you’ mean?”

İlk olarak, "'Senden uzun vadeli bir zincir çekiyorum' ne anlama geliyor?" Hiçbir

I have no idea.

fikrim yok.

I have never seen this before and I have no idea what it means.

Bunu daha önce hiç görmedim ve ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrim yok.

We do have an expression, “I'm yanking your chain,” so to yank means to pull.

"Zincirini çekiyorum" diye bir ifademiz var, yani çekmek, çekmek demektir.

We use this expression, “I'm yanking your chain” to mean I'm joking.

"Zincirini çekiyorum " ifadesini şaka yaptığımı belirtmek için kullanırız.

Your second question, Adam.

İkinci sorunuz, Adam.

“If the word ends in ‘E-D’ like ‘far-fetched.’

“Kelime 'E-D' ile 'zorlanmış' gibi bitiyorsa.

How do we make the ‘E-D’ sound?

'E-D' sesini nasıl yaparız?

Like a ‘T’ sound or a ‘D’ sound?”

Bir 'T' sesi veya bir 'D' sesi gibi mi?

Yeah, good question.

Evet, güzel soru.

Actually, also, I just made a video a couple weeks ago about ending “E-D” sounds, about

Aslında ayrıca birkaç hafta önce “E-D” seslerinin sonlandırılması,

/ed/ and /id/ sounds.

/ed/ ve /id/ sesleri hakkında bir video çekmiştim.

For words that end in “E-D”, there are some vowel and consonant rules for that.

“E-D” ile biten kelimeler için bunun için bazı ünlü ve ünsüz kuralları vardır.

That video, also a whiteboard video, should be up on the channel very soon.

Aynı zamanda bir beyaz tahta videosu olan bu video çok yakında kanalda olacak.

So, please watch for that.

O yüzden lütfen buna dikkat edin.

I explained, I hope, everything in that video.

O videoda umarım her şeyi anlatmışımdır.

Please, watch that soon when it comes out.

Lütfen çıkınca hemen izleyin.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Mohammed Al Dahle.

Sıradaki soru Muhammed Al Dahle'den geliyor.

Mohammed says, “I want to hear you speaking Japanese, please.”

Muhammed, "Japonca konuştuğunu duymak istiyorum , lütfen" diyor. Japonca

You want to hear me speak in Japanese?

konuştuğumu duymak ister misin ?

[speaks in Japanese]

[Japonca konuşuyor]

When I give you guys these recommendations when I'm talking about some of the tips that

I have for you guys, a lot of it comes from my experience learning Japanese, too.

Sizler için sahip olduğum bazı ipuçlarından bahsederken size bu tavsiyeleri verdiğimde, bunun çoğu Japonca öğrenme deneyimimden geliyor.

Those are all the questions that I want to talk about this week.

Bunlar, bu hafta hakkında konuşmak istediğim sorular.

Thank you very much for sending your awesome questions.

Harika sorularınızı gönderdiğiniz için çok teşekkür ederiz .

So, if you have not sent a question yet, please send the questions to me at EnglishClass101.com/ask-alisha.

Henüz bir soru göndermediyseniz, lütfen soruları bana EnglishClass101.com/ask-alisha adresinden gönderin.

Also, if you liked the video, please make sure to give it a thumbs up, subscribe to

Ayrıca, videoyu beğendiyseniz, lütfen beğendiğinizden emin olun,

the English Class 101 channel and check us out at EnglishClass101.com for some other

English Class 101 kanalına abone olun ve diğer

great study resources.

harika çalışma kaynakları için EnglishClass101.com'da bize göz atın. Alisha'ya Sor'un

Thank you so much for watching this episode of Ask Alisha and I will see you again soon.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkür ederim, yakında tekrar görüşürüz.

Bye-bye.

Güle güle.