Weekly English Words with Alisha - Generic Brand Names

Ola! Como estas! Welcome! I'm gonna stop there. Hi there, and welcome back to Weekly Words.

Ah! Kolay gelsin! Hoş geldin! Orada duracağım. Merhaba, Weekly Words'e tekrar hoş geldiniz.

My name is Alisha, and today we're going to talk about generic trademarks. Oh, these are

Benim adım Alisha ve bugün jenerik ticari markalar hakkında konuşacağız. Oh, bunların

all examples of brands where the name of the brand has become synonymous with whenever

hepsi, markanın adının, marka ürününün kendisiyle eşanlamlı hale geldiği marka örnekleridir

the brand product itself is. This is gonna be fun.

. Bu eğlenceli olacak.

"Jacuzzi." Oh really? A "jacuzzi" is a brand? I didn't know that. See? Okay, a "jacuzzi"

"Jakuzi." Gerçekten mi? "Jakuzi" bir marka mı? Bunu bilmiyordum. Görmek? Tamam, "jakuzi"

is a hot tub. Essentially, it's just a type of hot tub. So many people have come to know

bir jakuzidir. Esasen, bu sadece bir tür sıcak küvet. O kadar çok insan

that "Jacuzzi" equals hot tub that "Jacuzzi" now just means "hot tub," even though it's

"jakuzi"nin jakuzi anlamına geldiğini öğrendi ve "jakuzi" artık markanın adı olmasına rağmen "jakuzi" anlamına geliyor

the name of the brand. So you might say, "Hey, come

. Yani, "Hey,

over to my house this weekend. We're all gonna have a… No, you might say, "Oh, I just bought

bu hafta sonu evime gel. Hepimiz bir... Hayır," Ah,

a new Jacuzzi. Do you want to come in?" No, that's creepy too! "I'm thinking about buying

yeni bir jakuzi aldım. İçeri gelmek ister misin?" Hayır, bu da ürkütücü! "

a Jacuzzi. Do you have any recommendations?"

Bir jakuzi almayı düşünüyorum. Herhangi bir tavsiyen var mı?"

Next. "Chapstick." You might use chapstick. I use chapstick. Chapstick is just a brand

Sonraki. "Chapstick." Sen chapstick kullanabilirsin. Ben chapstick kullanıyorum. Chapstick sadece bir

of lip balm. So whenever your lips feel dry or when they feel chapped, you put chapstick

dudak balsamı markasıdır. Bu yüzden dudakların kuruduğunda veya çatladığında, dudaklarına chapstick sürersin

on your lips. In a sentence, you might say, "I carry my chapstick with me everywhere.

. Bir cümleyle şöyle diyebilirsiniz: "Her yerde rujumu yanımda taşıyorum.

I love it."

Bayıldım."

"Kleenex." "Kleenex" is another great example of a brand that now equals a product. Here's

"Kleenex." "Kleenex", artık bir ürüne eşdeğer bir markanın bir başka harika örneği. İşte

"kleenex." Is this actually "Kleenex"? No! this is "Askul." Can you see it? This is actually,

"kleenex." Bu aslında "Kleenex" mi? Hayır, bu "Askul." Görüyor musunuz? Bu aslında,

this is not "Kleenex." But we probably refer to this as "Kleenex." Yeah. "Tissue." It's

bu "Kleenex" değil. Ama biz muhtemelen buna "Kleenex" diyoruz. Evet. "Kağıt mendil."

just tissues. Not even made by "Kleenex." "Can you pass me a

Sadece kağıt mendil. "Kleenex" tarafından bile yapılmadı. "Bana bir Kleenex uzatır mısın

Kleenex?"

?"

Next is "post-its." Oh, post-its are very useful. They're just a small notepad. Here's

Sonraki "post-its" Ah, post-it'ler çok kullanışlı. Onlar sadece küçük bir not defteri. İşte bir

another one. There's some notes written on it already. This is a small one, also not

tane daha. Üzerinde zaten bazı notlar var. Bu küçük bir tane, yine

made by Post-it, but it's the same sort of thing. It's just a piece of paper that has

Post-it tarafından yapılmadı, ama aynı türden bir şey. bu sadece arkası yapışkanlı bir kağıt parçası

a sticky back and you can stick it to things. But post-its, now people will ask for a post-it

ve onu bir şeylere yapıştırabilirsin. ama post-it'ler, artık insanlar arkası

instead of just a sticky-back note paper. I guess "post-it" is an easier thing to say.

yapışkanlı not kağıdı yerine post-it isteyecek . Sanırım "post-it" demek daha kolay bir şey.

What else would you call it it if not a post-it? Sticky paper? Or glue note? I'm waiting for

Post-it değilse başka ne diyebilirsin ki? Yapışkan kağıt mı yoksa yapışkanlı not mu?

you, entrepreneurs.

Sizi bekliyorum girişimciler.

Next is "band-aids," and this was the first one that I thought of actually when I saw

Sıradaki "bant- aids" ve aslında

this topic. "Band-aids, ah, when you get hurt, when you get a paper cut, it's got a little

bu konuyu gördüğümde aklıma ilk gelen buydu. "Yara bantları, ah, incindiğinde, bir kağıt kesildiğinde, küçük bir

piece of, kind of, tapey bandage that you peel stuff off of, and then you stick on whatever

parça, bant gibi bir bandaj var, içindekileri sıyırıyorsun ve sonra incittiğin şeyi yapıştırıyorsun

you've just hurt. But that thing is just called a "bandage," right? It's a sticky bandage.

. Ama o şeye sadece "bandaj" deniyor, değil mi? Yapışkan bir bandaj.

There are a lot of sticky things.

Bir sürü yapışkan şey var.

Most of the time I think when you get a paper cut or something at work or at school or whenever,

Çoğu zaman işte ya da okulda bir kağıt kesildiğinde ya da ne zaman olursa olsun düşünüyorum.

they'll say, "Oh my gosh, do you need a bandaid?"

"Aman yara bandına ihtiyacın var mı" diyeceğim.

That's the end of words, products, brands, hmmm. Products that have become synonymous

Sözün, ürünün, markanın sonu bu, hımmm.

with brand. That's the end of products... What? Okay, that's the end of generic trademarks.

Marka ile eşanlamlı hale gelen ürünler. İşte ürünlerin sonu... Ne? jenerik ticari markalar.

I hope that you've learned a few new things this week. Thanks very much for watching again,

Umarım bu hafta birkaç yeni şey öğrenmişsinizdir. Tekrar izlediğiniz için çok teşekkürler. Bir

and I will see you next time. Bye-bye!

dahaki sefere görüşürüz. Güle güle!