Free English Class! Topic: Mishaps! 🍌🤕🩹 (Lesson Only)

Well hello and welcome to this English lesson about mishaps.

Pekala, aksilikler hakkındaki bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

If you aren't if you aren't sure what a mishap is a mishap

Aksiliğin ne olduğundan emin değilseniz, aksilik

is a small accident or something that goes wrong

küçük bir kaza veya gün içinde ters giden bir şeydir

during your day. Usually something where you don't have

. Genellikle

a major injury or a major problem. Usually when you have

büyük bir yaralanmanızın veya büyük bir probleminizin olmadığı bir şeydir. Genellikle

a mishap it's a small thing that's kind of annoying during

bir aksilik yaşadığınızda, gün boyunca canınızı sıkan küçük bir şeydir

your day. There's a couple different kinds of mishaps and

. Birkaç farklı tür aksilik vardır ve

I'll explain what the mishaps are that I'm going to be

talking about in this lesson. So once again welcome to this

bu derste bahsedeceğim aksiliklerin ne olduğunu açıklayacağım. Aksilikler hakkındaki bu İngilizce dersine bir kez daha hoş geldiniz

English lesson about mishaps. Small little annoying things

. Bazen gün içinde meydana gelen küçük can sıkıcı şeyler

that sometimes happen during your day. Little accidents or

. Gününüzü olması gerekenden daha az eğlenceli hale getiren küçük kazalar veya

little things that happen that just make your day less

küçük şeyler

enjoyable than it should be. So there are two kinds of mishaps.

. Yani iki tür aksilik vardır.

There are minor mishaps. And there are major mishaps. This

Ufak tefek aksilikler var. Ve büyük aksilikler var. Bu

lesson is primarily going to be about minor mishaps. You can

ders öncelikle küçük aksilikler hakkında olacak.

see this car has a small dent in it. Maybe this person parked

Bu arabanın içinde küçük bir göçük olduğunu görebilirsiniz . Belki bu kişi

in a parking lot at the mall and someone hit their car and

alışveriş merkezindeki bir otoparka park etti ve birisi arabasına çarparak

put a small dent in it. That would be a minor mishap. So

küçük bir göçük açtı. Bu küçük bir aksilik olur. Çok

minor again means minimal or smaller or not not big. So a

küçük, yine minimum veya daha küçük veya büyük değil anlamına gelir. Yani

minor mishap. And this is a major mishap. This person

küçük bir aksilik. Ve bu büyük bir aksilik. Bu kişi

obviously got hit by someone else on the front and there is

belli ki başkası tarafından önden vurulmuş ve

a lot of damage. Generally minor mishaps result in minor

çok fazla hasar oluşmuş. Genellikle küçük aksilikler küçük

annoyances and maybe minor injuries. Whereas a Major in

sıkıntılara ve belki de küçük yaralanmalara neden olur. Oysa aksiliklerdeki bir Binbaşı,

mishaps would result in a lot of damage or major injuries. So

çok fazla hasara veya büyük yaralanmalara neden olur. Yani

this lesson primarily about minor mishaps. And once again

bu ders öncelikle küçük aksilikler hakkında. Ve bir kez daha

mishaps are small accidents or things that occur in your day

aksilikler, küçük kazalar veya gün içinde meydana gelen

that are just extremely annoying, bothersome, might

son derece can sıkıcı , rahatsız edici,

even injure you a little bit like a scrape or a small cut.

hatta bir sıyrık veya küçük bir kesik gibi sizi biraz yaralayabilecek şeylerdir.

But this lesson will mostly be about minor mishaps. And the

Ancak bu ders çoğunlukla küçük aksilikler hakkında olacak. Ve

first one is a slip. I think you could see in the nail I

ilki bir kayma. Muz kabuğuna basan

tried to recreate a person stepping on a banana peel. Um I

bir insanı canlandırmaya çalıştığım çivide gördüğünüzü düşünüyorum . Um,

don't know how often this actually happens in life. But

bunun hayatta ne sıklıkla olduğunu bilmiyorum. Ancak muz kabuğu

when you step on something like a banana peel or when you step

gibi bir şeye bastığınızda veya

on ice you can slip. When you slip it means that your feet

buza bastığınızda kayabilirsiniz. Kaydığınız zaman ayaklarınız bir

kind of come out from under you. It's different than a

nevi altınızdan çıkıyor demektir . Bir yolculuktan farklıdır

trip. When you trip there's something in front of you that

. Ayağınız takılınca önünüze bir şey takılır

your foot gets caught on and you fall forward. When you it

ve öne doğru düşersiniz. Sen kaygan

means you're on something that's slippery. I'm not sure

bir şeyin üzerinde olduğun anlamına gelir .

if you know that English word. If you step on a banana because

Bu İngilizce kelimeyi bildiğinden emin değilim. Muz kaygan olduğu için bir muza basarsanız,

the banana is slippery you might slip. When you step on

kayabilirsiniz.

the ice the ice is slippery you might slip. When you step on

Buza bastığınızda buz kaygandır, kayabilirsiniz.

something like this extension cord you might trip. So you

Bu uzatma kablosu gibi bir şeye bastığınızda tökezleyebilirsiniz. Yani

might trip when you step when your foot gets caught on

ayağınızı

something like an extension cord. And just so you know we

uzatma kablosu gibi bir şeye taktığınızda ayağınız takılıp düşebilirsiniz . Ve

often say slip and fall or trip and fall. Don't step on that

sık sık kayma ve düşme veya tökezleme ve düşme deriz.

banana peel. You're going to slip and fall. Watch out for

Muz kabuğuna basmayın. Kayacaksın ve düşeceksin.

that extension cord. You might trip and fall. So hopefully you

Uzatma kablosuna dikkat edin. Takılıp düşebilirsin. Umarım

know the difference now between slip and trip. We also have a

artık kayma ve düşme arasındaki farkı biliyorsunuzdur. Bir de

minor mishap called a grass stay. This often happens with

çimde kalmak diye ufak bir aksiliğimiz var . Bu genellikle çocuklarda olur

children. Children might be wearing clean clothes and they

. Çocuklar temiz kıyafetler giyiyor olabilir ve

go and play outside and when they come in there are grass

dışarıda oynuyorlar ve içeri girdiklerinde

stains on their pants. Green grass when you rub fabric

pantolonlarında çim lekeleri oluyor. Kumaşı ona sürttüğünüzde yeşil çimen

against it. If you slip and fall outside or if you trip and

. Dışarıda kayıp düşerseniz veya takılıp

fall you might get stains on your pants. And there's nothing

düşerseniz pantolonunuzda leke oluşabilir . Ve

bad about grass stains except they're really hard to get out

çim lekelerinin kötü bir tarafı yoktur, sadece

when you wash pants with grass stains. The grass stains aren't

pantolonları çim lekesi ile yıkadığınızda çıkmaları gerçekten zordur . Çim lekelerini

always easy to get out. So another little mishap can be a

çıkarmak her zaman kolay değildir. Yani başka bir küçük aksilik

grass stain. And then of course we have something called a

çim lekesi olabilir. Ve tabii ki dökülme denen bir şey var

spill. Now interestingly enough this is instead of putting a

. Şimdi yeterince ilginç bir şekilde bu,

spill over there or putting two spill I just put spill because

şuraya bir dökülme koymak veya iki dökülme koymak yerine sadece dökülme koydum çünkü

this can be a verb or a noun. So you might spill your coffee

bu bir fiil veya isim olabilir. Yani kahvenizi dökebilirsiniz

and then there's a spill on your desk. Oh watch out there's

ve ardından masanızın üzerine bir dökülme olabilir . Bakkalın

a spill in aisle four of the grocery store. But a spill is

dördüncü reyonunda bir dökülme var dikkat et . Ama

anytime you have liquid in a cup and it I I shouldn't

bir kapta sıvı olduğu zaman dökülme olur ve

demonstrate this. It falls over. And the liquid spills out

bunu göstermemeliyim. Düşüyor. Ve sıvı

of the cup. So over here we have a spill. Someone has

bardaktan dışarı dökülür. Yani burada bir dökülme var. Biri

spilled their coffee. And then of course we have when you drop

kahvesini döktü. Ve tabii ki bir şey düşürdüğünüzde bizde var

something. So this works as a verb only. So there's an egg

. Yani bu sadece bir fiil olarak çalışır . Yani yere düşürdüğüm bir yumurta var

that I dropped on the floor. This I didn't actually drop

. Bu aslında

this on the floor. It's just a picture. But when you are

bunu yere düşürmedim. Bu sadece bir resim. Ama

working in the kitchen when you're working anytime you are

mutfakta çalışırken

holding things in your hand you might drop something. So when

elinizde bir şeyler tutarken her an bir şeyler düşürebilirsiniz. Yani

you drop a egg you have to clean it up. It slows your day

bir yumurtayı düşürdüğünüz zaman onu temizlemeniz gerekir. Gününüzü

down a little bit. It's definitely a very minor minor

biraz yavaşlatır. Kesinlikle çok küçük bir

mishap. And then you have a cut. So I'm going to go through

aksilik. Ve sonra bir kesimin var. Bu yüzden

some minor injuries right now. I do need to warn you these are

şu anda bazı küçük yaralanmalardan geçeceğim. Sizi uyarmama gerek yok, bunların

all minor but some of them do show a tiny bit of blood. So if

hepsi küçük ama bazılarında çok az kan var. Yani

you have an aversion if you don't like the side of blood

bir tiksinti duyuyorsanız, kanın tarafını

you've been warned I should have told you that before I

sevmiyorsanız uyarıldınız, bunu bu tarafa geçmeden önce size söylemeliydim

switched to to this side. Sometimes you get a cut.

. Bazen bir kesim alırsın.

Sometimes when you're using paper as a teacher you get a

Bazen öğretmen olarak kağıt kullandığınızda,

paper cut. It's probably the biggest hazard on our job at

kağıt kesiği alırsınız. Muhtemelen işimizdeki en büyük tehlike,

our job is to get paper cuts because we use so much paper.

işimizde çok fazla kağıt kullandığımız için kağıt kesintileridir.

But one mishaps during your day might be that you get a small

Ancak gününüz boyunca bir aksilik, küçük bir pay almanız olabilir

cut. Uh you might be doing something in the kitchen and

. Uh, mutfakta bir şeyler yapıyor olabilirsiniz ve yanlışlıkla

you cut yourself with a knife by accident. Or you might be a

kendinizi bıçakla kesmişsinizdir . Ya da

teacher like I am and you might get a little paper cut while

benim gibi bir öğretmen olabilirsiniz ve işteyken küçük bir kağıt kesiği yaşayabilirsiniz

you're at work. We also have what's called a scrape. So if

. Bir de sıyrık denilen şeyimiz var. Yani

this kid had been wearing pants he would have had grass stains

bu çocuk pantolon giymiş olsaydı çimen lekeleri olurdu

but instead he's wearing shorts and somehow he scrape his knee.

ama onun yerine şort giyiyor ve bir şekilde dizini sıyırdı.

This is a very common mishap for children who are playing

Bu, dışarıda oynayan çocuklar için çok sık rastlanan bir aksiliktir,

outside a lot of times they will scrape their knee on

çoğu zaman dizlerini bir

something. Maybe they'll be running on pavement and they'll

şeye sürtebilirler. Belki kaldırımda koşacaklar ve

fall down and their knee will hit the pavement and they will

düşecekler ve dizleri kaldırıma çarpacak ve

scrape their knee. So once again let me go back though and

dizlerini sıyıracaklar. Bu yüzden bir kez daha geri dönüp

say something. This is both a verb and a noun. I cut myself

bir şey söylememe izin verin. Bu hem bir fiil hem de bir isimdir. Kendimi

with a knife. Now I have a cut on my finger. I cut myself. I

bir bıçakla kestim. Şimdi parmağımda bir kesik var . Kendimi kestim.

have a cut. I scrape my knee. Now I have a scrape on my knee.

Bir kesiğim var. dizimi sıyırıyorum Şimdi dizimde bir sıyrık var.

So a lot of times in English we use our verbs and nouns. The

Bu yüzden İngilizcede çoğu zaman fiillerimizi ve isimlerimizi kullanırız.

word can have can be used both ways. And most of these

Can have kelimesi iki şekilde de kullanılabilir. Ve bu

injuries work that way and I'll make sure I keep you in the no.

yaralanmaların çoğu bu şekilde işliyor ve seni hayırda tutacağımdan emin olacağım.

Scratch. So here we have it kind of looks like a cut but I

Çizik. İşte burada bir tür kesik gibi görünüyor ama arka planda

found a picture with a cat in the background because often a

bir kedinin olduğu bir resim buldum çünkü genellikle bir

cat will scratch. If a cat is friendly it won't scratch but

kedi tırmalar. Bir kedi arkadaş canlısıysa tırmalamaz ama

sometimes a cat will scratch. So here we have a scratch on

bazen bir kedi tırmalayabilir. Yani burada kedi tırmaladığı için birinin elinde bir çizik var

someone's hand because the cat scratched them. Don't play with

.

that cat. It might scratch you and then you'll have a scratch.

O kediyle oynama. Seni çizebilir ve sonra bir çiziğin olur.

So again we're using it as a verb and a noun. Bump. So this

Yani yine onu bir fiil ve bir isim olarak kullanıyoruz. Çarpmak. Yani bu

guy bumped his head. Now he has a bump on his head. Um when you

adam kafasını çarptı. Şimdi kafasında bir şişlik var. Um,

are working where there are things that are low above you.

senden aşağıda olan şeylerin olduğu yerde çalışırken.

You might accidentally bump your head or bump into it. Um I

Yanlışlıkla kafanızı çarpabilir veya çarpabilirsiniz. Um spor

bump my head at the gym there's one machine at the gym where

salonunda kafamı çarpıyorum spor salonunda bir makine var ve bir

for some reason it's just out of my eyesight but still lower

sebepten dolayı görüş alanımdan çıkıyor ama yine de boyumdan daha kısa

than my height and so I always bump my head on it. I've done

ve bu yüzden her zaman kafamı ona çarpıyorum.

it three times now. I need to stop doing that but certainly a

Şimdi üç kez yaptım. Bunu yapmayı bırakmam gerekiyor ama

minor mishap in your day would be to bump your head. And then

gününüzde kesinlikle küçük bir aksilik kafanızı çarpmak olacaktır. Ve sonra

we have a bite. We talked about this last week or a couple

bir şeyler atıştırıyoruz. Bunu geçen hafta veya birkaç

weeks ago. Mosquitoes will bite you. And then you have a

hafta önce konuştuk. Sivrisinekler sizi ısırır. Ve sonra bir

mosquito bite. So once again verb and noun. So the other day

sivrisinek ısırığın var. Yani bir kez daha fiil ve isim. Geçen gün

I was outside and a lot of mosquitoes were buzzing around.

dışarıdaydım ve etrafta bir sürü sivrisinek vızıldıyordu.

And then I thought oh the mosquito is going to bite me. I

Sonra ah sivrisinek beni ısıracak diye düşündüm.

better go in the house because I don't want to get a mosquito

Eve gitsem iyi olur çünkü sivrisinek ısırığı almak istemiyorum

bite. Similar for sting. Wasps and bees will sting. So you

. Sting için benzer. Yaban arıları ve arılar sokar. Yani

want to avoid getting stung by a bee or wasp because you don't

bir arı veya yaban arısı tarafından sokulmaktan kaçınmak istiyorsunuz çünkü

want to have a bee sting. There is a bee flying around outside

arı sokmasını istemiyorsunuz. Birkaç hafta önce dışarıda uçuşan bir arı vardı

a few weeks ago and I was worried the bee was going to

ve arının

sting me and so I ran away because I didn't want a

beni sokacağından endişelendim ve bu yüzden kaçtım çünkü bir

beasting never fun to have a beasting bruise so a bruise is

yaratığın asla eğlenceli olmasını istemedim, bu yüzden yara kazara

when you accidentally fall or something hits you and then

düştüğünüzde olur. ya da bir şey sana çarpar ve sonra

under your skin it turns a little bit red and purple and

derinin altında biraz kırmızı, mor ve

blue. The last bruise I got was when I was using a wrench and I

maviye döner. Aldığım son çürük, bir İngiliz anahtarı kullanırken ve

was pulling and the wrench popped off the bolt and it hit

çekerken oldu ve İngiliz anahtarı cıvatadan fırladı ve

me here and I had a bruise here. So whenever you get hit

bana buraya çarptı ve burada bir çürük vardı . Yani ne zaman bir

by something when you bump your head you might get a bump but

şeye çarpsan, kafanı çarptığında bir darbe alabilirsin ama aynı

you also might get a bruise in the same spot. A twist or

yerde bir çürük de olabilir . Bir bükülme veya

sprain. So I mentioned this I think a week or two ago when I

burkulma. Bundan bahsetmiştim, sanırım bir veya iki hafta önce üniversitedeyken

was in university I was playing baseball and I was running to

beyzbol oynuyordum ve

second base and my foot landed half on the base and half off

ikinci aşamaya koşuyordum ve ayağımın yarısı tabana, yarısı yere indi

and I twisted my ankle. When you twist your ankle or sprain

ve ayak bileğimi burktum. Bileğinizi burktuğunuzda veya

your ankle. Um it just means you've your ankle has moved in

bileğinizi burktuğunuzda. Bu sadece bileğinizin

a way it's not supposed to. In a bad way. And now you have a

olmaması gereken bir şekilde hareket ettiği anlamına geliyor. Kötü bir şekilde. Ve şimdi çok

lot of pain. You might even have a bruise from that. And we

fazla acın var. Bundan bir morluk bile olabilir. Ve ayak bileklerinden bahsederken

do use twist and sprain the as the same word when we're

bükülme ve burkulma kelimelerini aynı kelime olarak kullanırız

talking about ankles. Oh he twisted his ankle. Oh he

. Ah, bileğini burktu. Ah,

sprained his ankle. We don't often use it for other things

bileğini burktu. Yine de başka şeyler için pek kullanmayız

though. Like you you can sprain your wrist. Right? But you

. Sizin gibi bileğinizi burkabilirsiniz. Sağ? Ama

wouldn't use twisted. But you could say oh he twisted his

bükülmüş kullanmazsın. Ama ah, bileğini burktu diyebilirsiniz

ankle. He sprained his ankle. Never a nice injury. Very very

. Bileğini burktu. Asla hoş bir yaralanma değil. Çok çok

painful. Sunburn. So depending on how fair your skin is. You

acı verici. Güneş yanığı. Yani cildinizin ne kadar adil olduğuna bağlı olarak. Güneşe karşı

might be you might have different levels of sensitivity

farklı hassasiyet seviyelerine sahip olabilirsiniz

to the sun. My skin is very fair. When I go out in the sun

. Cildim çok açık. Güneşe çıktığımda

I need to wear sunscreen. I need to wear sun tan lotion.

güneş kremi sürmem gerekiyor. Güneş kremi sürmem gerekiyor.

Otherwise I can get a sunburn. Jen burns even more easily than

Yoksa güneş yanığı olabilirim. Jen benden daha kolay yanıyor

I do. So Jen wears a lot of sunscreen in the summer. Um I

. Yani Jen yaz aylarında çok fazla güneş kremi sürüyor. Um

can go outside for about 15 minutes half an hour and I will

15 dakika kadar yarım saat dışarı çıkabilirim ve

not get a sunburn. But Jen will burn a lot more quickly than

güneş yanığı olmayacağım. Ama Jen bundan çok daha çabuk yanacak

that. So if you are someone who is prone to sunburn it is not a

. Yani güneş yanığına eğilimli biriyseniz, bu hoş bir yanlış değil,

nice mis I hate it when I forget to wear sun tan lotion

güneş losyonu sürmeyi unutup

and I go outside and get a sunburn. There's also something

dışarı çıkıp güneş yanığı aldığımda bundan nefret ediyorum. Ayrıca burun

called a nosebleed or a bloody nose. When I was a kid I used

kanaması veya kanlı burun denen bir şey var. Çocukken

to get bloody noses a lot. Especially in the winter. In

burnum çok kanardı. Özellikle kışın.

Canada in the winter the air in our homes is very dry. And that

Kanada'da kışın evlerimizin havası çok kurudur. Ve bu,

can cause some people to get bloody noses or a nosebleed

bazı insanların burunlarının kanlanmasına veya bazen burun kanamasına neden olabilir

sometimes. So not a nice thing to have happen. Uh I once as an

. Yani başına gelen hoş bir şey değil . Bir keresinde bir

adult had a bloody nose at a public event. I was sitting in

yetişkin olarak halka açık bir etkinlikte burnum kanadı . Seyircilerin arasında oturmuş

the audience watching a play and all of a sudden my nose

bir oyun izliyordum ve birden burnum

started bleeding. So I I quickly just kind of ran to the

kanamaya başladı. Ben de çabucak

washroom to take care of it. But never a nice thing to have

onunla ilgilenmek için tuvalete koştum. Ama gün boyunca asla hoş bir şey olmadı

happen during your day. Not a nice mishap. A sliver or

. Güzel bir aksilik değil. Bir şerit veya

splinter. So there are two words for this what is

kıymık. Yani

happening right here. When you work with wood sometimes you

tam burada olan şey için iki kelime var. Ahşapla çalışırken bazen

might get a sliver. You might get a splinter. I use the word

bir şerit elde edebilirsiniz. Kıymık alabilirsiniz. Ben şerit kelimesini kullanıyorum

sliver. I think sliver is more common in this part of the

. Bence şerit dünyanın bu bölgesinde daha yaygın

world. Um especially in my local region we we would say oh

. Um, özellikle benim yerel bölgemde, ah,

I got a sliver from that piece of wood. Some people use the

o tahta parçasından bir şerit aldım derdik . Bazı insanlar

word splinter. But for me the more common word is sliver. But

kıymık kelimesini kullanır. Ama benim için daha yaygın olan kelime şerittir. Ama

can be painful. And then sometimes you get a pair of

acı verici olabilir. Ve sonra bazen bir

tweezers. From the bathroom. Tweezers are like little tiny a

cımbız alırsın. Banyodan. Cımbızlar,

little tiny tool that you can use to pull out a sliver or a

bir kıymık veya kıymığı çekip çıkarmak için kullanabileceğiniz küçük, minicik bir alet gibidir

splinter. But never fun to get a sliver. None of these mishaps

. Ama bir şerit almak asla eğlenceli değil . Bu aksiliklerin hiçbiri

are fun by the way. I keep saying never fun to get a sun

bu arada eğlenceli değil. Güneş kürkü almanın hiç eğlenceli olmadığını söyleyip duruyorum

fur. Never fun to have a bloody note. Never fun to get a It's

. Kanlı bir nota sahip olmak asla eğlenceli değil . Almak hiç eğlenceli değil

never fun to stub your toe. Um this I would call this a minor

Parmağınızı çarpmak hiç eğlenceli değil. Um buna küçük bir

mishap. When you stub your toe it means you accidentally walk

aksilik derdim. Parmağınızı çarptığınızda, yanlışlıkla

into something. Uh maybe you're walking through your kitchen

bir şeye çarptığınız anlamına gelir. Uh, belki mutfağınızda dolaşıyorsunuz

and you hit the leg of the table and you stub your toe. Um

ve masanın ayağına çarpıyorsunuz ve parmağınızı çarpıyorsunuz. Bununla

I do have a funny story about this as well. One time a long

ilgili benim de komik bir hikayem var . Uzun

time ago Jen and I were getting ready to go visit her parents.

zaman önce bir keresinde Jen ve ben onun ailesini ziyarete gitmeye hazırlanıyorduk.

And I was walking outside in bare feet and I stub my toe.

Ben de dışarıda çıplak ayakla yürüyordum ve ayak parmağımı çarptım.

But it actually wasn't a minor mishap. It was a major mishap

Ama aslında küçük bir aksilik değildi. Ayak parmağımı kırdığım için büyük bir aksilik oldu

because I broke my toe. And I had to go to the hospital so

. Ayak parmağımı basabilmeleri için hastaneye gitmek zorunda kaldım

they could set my toe. So when you stub your toe it's not

. Yani parmağınızı çarptığınızda

broken. It just hurts a lot. But if you stub your toe really

kırılmaz. Sadece çok acıyor. Ama parmağınızı gerçekten

hard you can break your toe. And that is not a nice feeling

sert bir şekilde çarparsanız, parmağınızı kırabilirsiniz. Ve bu hiç hoş bir duygu değil

at all. Never never fun to stub your toe. Okay this might seem

. Parmağınızı saplamak asla eğlenceli değil . Tamam, bu

like a big word for you but overexertion. Let me say it one

senin için büyük bir kelime gibi görünebilir ama aşırı zorlama. Bir

more time. Over exertion. When you overexert yourself. It

kez daha söyleyeyim. Aşırı efor. Kendinizi aşırı zorladığınızda. Bu,

means you do more physically than your body is able to do.

fiziksel olarak vücudunuzun yapabileceğinden daha fazlasını yaptığınız anlamına gelir .

You lift something that is too heavy. You reach for something

Çok ağır bir şey kaldırıyorsun . Çok uzaktaki bir şeye uzanırsın

that's too far away. Um maybe you try to throw something that

. Um belki çok ağır bir şey atmaya çalışırsın

weighs a lot. You do something where after you do it you have

. Bir şey yapıyorsun, yaptıktan sonra

pain. So if you lift something heavy you might have pain in

acı çekiyorsun. Yani ağır bir şey kaldırırsanız sırtınızda ağrı olabilir

your back. When you throw something you might have a sore

. Bir şey fırlattığınızda

arm. So when you overexert yourself. It can be a big

kolunuz ağrıyabilir. Yani kendinizi aşırı zorladığınızda .

mishap especially if it happens at work and if part of your job

Özellikle iş yerinde meydana gelirse ve işinizin bir kısmı

is to lift and move heavy things. So if your job is

ağır şeyleri kaldırıp taşımaksa büyük bir aksilik olabilir . Dolayısıyla, işiniz

moving boxes like this guy if that's your job and you

bu adam gibi kutuları taşımaksa, bu sizin işinizse ve

overexert yourself and you hurt your back or you hurt your

kendinizi aşırı yorarsanız ve sırtınızı ya da omuzlarınızı incitirseniz,

shoulders that would be a bad thing. So overexertion is when

bu kötü bir şey olur. Yani aşırı çaba,

you overexert yourself. Don't don't do that. I've done that

kendinizi aşırı zorladığınız zamandır. Bunu yapma. Bunu

before. And you might end up with a pulled muscle. So a

daha önce yaptım. Ve sonunda kaslarınız çekilmiş olabilir. Bu nedenle, egzersiz yaparken

pulled muscle can happen when you're exercising. It can

çekilmiş bir kas olabilir .

happen when you're at work. When you're lifting things.

İşteyken olabilir. Bir şeyleri kaldırırken.

Whenever you do something physical you can pull a muscle.

Ne zaman fiziksel bir şey yapsan, bir kasını çekebilirsin.

When you have a pulled muscle it just really really hurts.

Çekilmiş bir kasınız olduğunda, gerçekten gerçekten acıyor.

And it might take you a few days or a few weight weeks to

Ve iyileşmeniz birkaç gün veya birkaç hafta sürebilir

to recover. Um by the way if you're wondering why I'm doing

. Bu arada bu dersi neden yaptığımı merak ediyorsanız

this lesson the lessons are always related to my life. And

dersler hep hayatımla alakalı. Ve

I actually to Twisted my ankle a little bit. Almost a week

aslında biraz bileğimi burktum . Neredeyse bir hafta

ago. But after a couple days it was back to 100percent. So but

önce. Ancak birkaç gün sonra yüzde 100'e geri döndü. Yani ama

I also pulled a muscle in my back the week before. Uh it was

ben de bir hafta önce sırtımda bir kas çektim . Ah bu

not a nice feeling. Um so yes the lessons are almost always

hoş bir duygu değildi. Um, evet, dersler neredeyse her zaman bir şekilde

related to my everyday life in some way. Cos I'm usually like

günlük hayatımla ilgilidir . Çünkü ben genellikle

ah I pulled a muscle in my back. I should do a lesson on

ah gibiyim, sırtımda bir kas çektim . Bununla ilgili bir ders yapmalıyım

that. Um Heatstroke. This week they said it was going to be

. Sıcak çarpması. Bu hafta

22° every day. That's what they said on Saturday and Sunday.

her gün 22° olacağını söylediler. Cumartesi ve Pazar günü böyle dediler.

That the whole week was going to be beautiful weather.

Bütün hafta güzel hava olacaktı. Bunun

Instead what happened is we're we're actually in a heat wave.

yerine, aslında bir sıcak hava dalgasının içindeyiz.

The high today is going to be thirty-four. With the humidity

Bugün en yüksek otuz dört olacak. Nemle

it's going to feel like forty. And so people have there's

kırk gibi hissedecek. Ve böylece insanların

always the possibility that people will get heatstroke.

her zaman sıcak çarpması olasılığı vardır.

Heatstroke is what occurs when it's too hot outside. And you

Sıcak çarpması, dışarısı çok sıcak olduğunda meydana gelir. Ve

probably haven't been drinking enough water. Or stay somewhere

muhtemelen yeterince su içmemişsindir. Veya daha serin olan bir yerde kalın

where it's cooler. If you are in the sun all day and you

. Bütün gün güneşteyseniz ve

don't drink enough you will probably get heat stroke. And

yeterince içmezseniz, muhtemelen sıcak çarpması yaşarsınız. Ve bununla

in along with that you might have dehydration. When you are

birlikte dehidrasyonunuz olabilir . Susuz kaldığınızda,

dehydrated it means you haven't had enough water that day. When

o gün yeterince su içmediğiniz anlamına gelir.

it's a really hot day your body needs to sweat in order to stay

Çok sıcak bir gün olduğunda vücudunuzun serin kalabilmesi için terlemeye ihtiyacı vardır

cool. And if you don't drink enough water you can't sweat.

. Ve yeterince su içmezseniz terleyemezsiniz.

And eventually your body just doesn't have enough water in

Ve sonunda vücudunuzda yeterli su kalmaz

it. And you become dehydration. You start to suffer from

. Ve sen dehidrasyon olursun. Susuzluktan acı çekmeye başlarsınız

dehydration. Sometimes you just get something in your eye. This

. Bazen sadece gözüne bir şey kaçar. Yürürken aniden gözünüze bir toz zerresi ya da bir şey kaçtığında bu

is never a nice feeling when you're walking along and all of

asla hoş bir duygu değildir

a sudden a speck of dust or something gets in your eye. The

.

other day I was walking along the road for exercise and a car

Geçen gün spor yapmak için yolda yürüyordum ve bir araba

went by. And a lot of dust was in the air and I got a little

geçti. Ve havada çok fazla toz vardı ve

bit of dust or or something in my eye. Just a little piece of

gözüme biraz toz falan kaçtı . Sadece küçük bir

dust and it it really hurt. I spent almost the rest of the

toz parçası ve gerçekten canımı yaktı. Yürüyüşün neredeyse geri kalanını

walk rubbing my eye trying to get it out. Um It's not a huge

gözümü ovuşturarak onu çıkarmaya çalışarak geçirdim. Bu büyük bir

mishap. It's a very minor mishap to get something in your

aksilik değil. Gözünüze bir şey kaçması çok küçük bir aksilik

eye. But certainly certainly when you get something in your

. Ama kesinlikle kesinlikle gözünüze bir şey kaçtığında,

eye it makes you let's say you're driving and you get

diyelim ki araba sürerken

something in your eye that is a mishap you should then pull

gözünüze bir şey kaçar, bu bir aksiliktir, sonra tekrar

over until you can see again so you don't want to drive with

görene kadar kenara çekmeniz gerekir, böylece bir şeyle araba kullanmak istemezsiniz.

something in your eye that's for sure. Burning your tongue.

gözlerinde bu kesin. Dilini yakmak.

This is something that happens to me a lot. I don't know why.

Bu benim başıma çok gelen bir şey. Neden bilmiyorum.

I think sometimes I'm so hungry or I'm so thirsty. I don't

Bazen çok açım ya da çok susadığımı düşünüyorum.

think before I take a bite or take a sip and I burn my

Bir ısırık almadan veya bir yudum almadan önce düşünmüyorum ve dilimi yakıyorum

tongue. Not just with hot drinks. I burnt my tongue last

. Sadece sıcak içeceklerle değil . Geçen

week eating pizza. The sauce on the pizza was extremely hot and

hafta pizza yerken dilimi yaktım. Pizzanın sosu aşırı sıcaktı ve

when I took a bite I burnt my tongue. So burning your tongue

bir ısırık aldığımda dilimi yaktım . Bu yüzden dilinizin yanması bazen

can be a little bit of a mishap sometimes. This is more and

biraz talihsizlik olabilir . Bu giderek

more rare because less of us I think actually use pens. I

daha nadir oluyor çünkü sanırım daha azımız kalem kullanıyoruz.

mostly use my computer at work. But I have had this happen to

Bilgisayarımı çoğunlukla işte kullanıyorum. Ama bu

me before. Uh not in my shirt pocket but I had a pen in my

daha önce başıma geldi. Gömlek cebimde değil ama ceket cebimde kalem vardı

jacket pocket and the pen exploded. And the jacket got

ve kalem patladı. Ve ceketin

all blue ink on it was not a very nice experience. Certainly

üzerinde tamamen mavi mürekkep var, bu pek hoş bir deneyim değildi.

a bit of a mishap in my day at work that day. But like I said

O gün iş günümde kesinlikle biraz aksilik oldu. Ama dediğim gibi artık

I don't use a pen a lot anymore. Um almost everything I

çok fazla kalem kullanmıyorum . Um neredeyse yaptığım her şey

do is on computer. So that certainly helps me avoid pens

bilgisayarda. Bu kesinlikle cebimde patlayan kalemlerden kaçınmama yardımcı oluyor

exploding in my pocket. A stone hitting your windshield. This

. Ön camınıza çarpan bir taş. Bu

definitely happened to us at some point because one of our

kesinlikle bir noktada başımıza geldi çünkü minibüslerimizden birinin ön

vans has a tiny tiny break in the windshield. So I need to

camında küçük bir kırık var . O yüzden

get that fixed. But sometimes when you're driving along a

bunu düzeltmem gerekiyor. Ama bazen yolda giderken bir

stone will hit your windshield and crack your windshield a

taş ön camınıza çarpar ve ön camınızı biraz çatlatır

little bit. I think this has happened to me twice in my life

. Sanırım bu hayatımda iki kez başıma geldi,

where all of a sudden you just hear bang and you see something

aniden patlama sesi duyuyorsun ve göz ucuyla bir şey görüyorsun

out of the corner of your eye. And then you see a little mark

. Ve sonra aracınızın ön camında küçük bir işaret görüyorsunuz

on your windshield of your vehicle. Sometimes you have a

. Bazen

small fender bender. So when you have a small accident and

küçük bir çamurluk bükücünüz olur. Yani küçük bir kaza geçirdiğinizde

noone gets hurt. And both vehicles are just a little bit

kimse yaralanmaz. Ve her iki araç da sadece biraz

damaged. We often call it a fender bender. I had a little

hasarlı. Biz buna genellikle çamurluk bükücü deriz.

fender bender the other day. By the way the fender is the front

Geçen gün küçük bir çamurluk bükücüm vardı. Bu arada çamurluk,

of your car or the side of your car around the wheels front and

arabanızın ön tarafı veya ön ve arka tekerleklerin etrafındaki arabanızın yan tarafıdır

back. Um and if you hit another car. Sometimes we call it a

. Um ve başka bir arabaya çarparsan. Bazen

fender bender. Why are you late for work? I had a a small

çamurluk bükücü diyoruz. Neden işe geç kaldın ? Bu sabah marketin otoparkında küçük bir

fender bender in the parking lot at the grocery store this

çamurluk bükücüm vardı

morning. It also rhymes which makes it fun to say a fender

. Aynı zamanda bir çamurluk bükücü demeyi eğlenceli kılan tekerlemeler

bender. Um let's talk a little bit though about damage to

. Um, biraz da arabalara verilen hasardan bahsedelim

cars. We would call this a dent. This is definitely a

. Biz buna göçük derdik. Bu kesinlikle bir

dent. The car was nice and now there's a dent in the car.

diş. Araba güzeldi ve şimdi arabada bir göçük var.

Someone hit the car and it's not nice and smooth anymore.

Birisi arabaya çarptı ve artık hoş ve pürüzsüz değil.

There is a dent. This however is ding. Sometimes when you are

Bir diş var. Ancak bu ding. Bazen

in a parking lot you park in a parking lot you go do some

bir park yerindeyken, park yerine park edersiniz,

shopping and you come back and there's a little ding in your

alışveriş yaparsınız ve geri dönersiniz ve kapınızda küçük bir çınlama olur

door. A ding is like a tiny tiny dent. So this is a dent.

. Bir ding, küçücük bir diş gibidir. Yani bu bir göçük.

This is definitely a dent. There's more than one dent

Bu kesinlikle bir diş. Burada birden fazla göçük var

here. This is a a couple dents at least. And this is a ding.

. Bu en azından birkaç ezik. Ve bu bir ding. Büyük

Dents happen when you have a big mishap and a ding happens

bir aksilik yaşadığınızda ezikler,

when you have a minor mishaps. So you get a little ding in

küçük bir aksilik yaşadığınızda ise bir çınlama meydana gelir. Böylece kapınızda küçük bir çınlama olur

your door. Um I Someone mentioned earlier about a gust

. Um I Birisi daha önce şiddetli bir

of wind blowing their window open. Sorry I forgot who

rüzgarın penceresini açtığından bahsetmişti. Üzgünüm,

mentioned that. Um but yes sometimes the wind blows and

bundan kimin bahsettiğini unuttum. Um ama evet bazen rüzgar esiyor ve ani

there is a sudden gust of wind. The wind blows harder for a a

bir rüzgar esiyor. Rüzgar birkaç saniye daha sert esiyor

few seconds. And that can cause a lot of damage. I wouldn't

. Ve bu çok fazla hasara neden olabilir.

call this a minor mishap but it's the only picture I could

Buna küçük bir aksilik demezdim ama bulabildiğim tek resim bu

find. This would be a major mishap if a gust of wind blew

. Bir benzin istasyonunda böyle bir şeyin üzerinden şiddetli bir rüzgar eserse, bu büyük bir aksilik olur

over something like that at a gas station. When we're at

. Pazardayken

market we have canopies that we set up a above our heads and

başımızın üzerine kurduğumuz kanopilerimiz var ve

sometimes a gust of wind will move the canopy a little bit.

bazen şiddetli bir rüzgar kanopiyi biraz hareket ettirebilir.

It'll be a a small mishap. A sudden downpour. Sometimes when

Küçük bir aksilik olacak. Ani bir sağanak. Bazen

you go out for a walk you don't think it's going to rain. Maybe

yürüyüşe çıktığınızda yağmur yağacağını düşünmezsiniz. Belki

on the news they said zero chance of rain today. And then

haberlerde bugün yağmur ihtimali sıfır dediler. Ve sonra

as you're walking along it starts to pour. Luckily this

siz yürürken yağmur yağmaya başlar. Neyse ki bu

person had their umbrella. But sometimes you get caught in a

kişinin şemsiyesi vardı. Ama bazen ani bir

sudden downpour. That's when you don't expect it to rain.

sağanak yağışa yakalanırsın. İşte o zaman yağmur yağmasını beklemiyorsun.

And it rains. Hi, Stepping on gum or dog poop. So this is one

Ve yağmur yağıyor. Merhaba, Sakız veya köpek kakasına basmak. Yani bu

of my major annoyances in life. I don't like stepping on gum

hayattaki en büyük sıkıntılarımdan biri. Sakıza basmayı sevmiyorum

and I hate stepping on dog poop. If you're at the park or

ve köpek kakasına basmaktan nefret ediyorum . Parkta veya

some other public place it's just gross if you step on dog

başka bir halka açık yerdeyseniz, köpek kakasına basmanız çok iğrenç

poop. Uh and then you have to somehow clean it off your shoe.

. Uh ve sonra bir şekilde ayakkabından temizlemelisin.

Uh just it's makes me physically annoyed to think

Uh sadece bunu düşünmek beni fiziksel olarak rahatsız ediyor

about it. And then as I mentioned earlier what you wish

. Ve daha önce de belirttiğim gibi, dilediğin şey,

for is a day without mishaps. So often people in English will

aksiliklerin olmadığı bir gün. Çoğu zaman İngilizce konuşan insanlar

describe an event as having happened without mishaps. Oh

bir olayı aksilik olmadan gerçekleşmiş olarak tanımlarlar. Ah,

the wedding was great. No mishaps. It happened without

düğün harikaydı. Aksilik yok. Herhangi bir aksilik olmadan gerçekleşti

mishaps. Um I did go to an outdoor wedding a year ago and

. Bir yıl önce bir açık hava düğününe gittim ve

there were there was almost a small mishap. It we thought

neredeyse küçük bir aksilik oldu. Aniden

there was going to be a sudden downpour and there wasn't. So

sağanak yağacağını düşündük ve olmadı. Böylece

the day happened without mishaps. There were no mishaps

gün aksilik olmadan gerçekleşti .

on the day. It was a great day. So you can describe an event in

O gün herhangi bir aksilik olmadı. Harika bir gündü. Yani bir olayı,

a positive way by saying there were no mishaps or it happened

aksilik olmadı veya

without mishaps. Always nice when you have an event that

aksilik olmadan oldu diyerek olumlu bir şekilde tanımlayabilirsiniz.

happens without mishaps.

Aksilik olmadan gerçekleşen bir etkinliğiniz olduğunda her zaman güzeldir.