8 Mean English Phrases You Should Never Say!

So you saw the title for this English lesson

Bu İngilizce dersinin başlığını gördünüz

and you clicked on it.

ve üzerine tıkladınız.

And you might be wondering if the title is about mean things

Ve başlığın

that you should never say in English.

İngilizcede asla söylememeniz gereken kaba şeyler hakkında olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz.

"Why is Bob doing an English lesson about this?"

"Bob neden bu konuda İngilizce dersi veriyor?"

Well, these are things you should never say,

Bunlar asla söylememen gereken şeyler

but I think it's important as you read things in English,

ama bence İngilizce okurken,

and as you watch things in English,

İngilizce izlerken

and as you listen to things in English,

ve İngilizce dinlerken

I think it's important for you to know these phrases.

bu cümleleri bilmenin senin için önemli olduğunu düşünüyorum.

They are really mean.

Gerçekten acımasızlar.

I'm sure, you're curious to find out what the phrases are.

Eminim, deyimlerin ne olduğunu merak ediyorsunuzdur.

So we'll take a look at them in this English lesson.

Bu İngilizce dersinde onlara bir göz atacağız.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

Well, are you ready?

Pekala, hazır mısın?

Are you ready to learn some really mean English phrases?

Bazı ciddi İngilizce ifadeler öğrenmeye hazır mısın?

Here's the first one.

İşte ilki.

The first phrase is, "You'll never amount to anything."

İlk cümle, "Asla hiçbir şey ifade etmeyeceksin."

This is something that maybe a parent will say to a child

Bu belki bir ebeveynin bir çocuğa söyleyeceği bir şey,

or maybe a teacher will say to someone.

belki bir öğretmenin birine söyleyeceği bir şey.

And when you say to someone you'll never amount to anything,

Ve birine asla bir anlam ifade etmeyeceğini söylediğinde, bunun

what it means is that you don't think

anlamı,

they will ever be successful.

onun asla başarılı olamayacağını düşünmendir.

You don't think that they'll ever have a good job

Hiç iyi bir işleri

or a good life.

ya da iyi bir hayatları olacağını düşünmüyorsun.

You think that they'll never amount to anything.

Asla bir şey ifade etmeyeceklerini düşünüyorsun.

Definitely a mean thing to say.

Kesinlikle söylenecek kötü bir şey.

And usually, it's something that is said

Ve genellikle,

by someone in authority-a grandparent,

yetkili biri tarafından söylenen bir şeydir - bir büyükanne,

or a parent, or a teacher.

büyükbaba veya bir ebeveyn veya bir öğretmen.

Those are the kinds of people that come to mind

when I think about this phrase.

Bu cümleyi düşündüğümde aklıma gelen insanlar bunlar.

It's definitely mean and you should definitely never say it.

Kesinlikle kaba ve kesinlikle asla söylememelisin. Bir

The next mean phrase is the phrase,

sonraki ortalama ifade,

"You're just like your mother."

"Tıpkı annen gibisin" ifadesidir.

Or, "You're just like your father."

Veya, "Tıpkı baban gibisin."

This is not a nice thing to say to someone,

even though people's moms and dads have good qualities.

İnsanların anneleri ve babaları iyi niteliklere sahip olsa da, bu birine söylenecek hoş bir şey değil.

When we use this phrase, we're usually referring

Bu ifadeyi kullandığımızda, genellikle

to something about the person's mother or father

kişinin annesi veya babası hakkında

that isn't very pleasant.

pek hoş olmayan bir şeyden bahsediyoruz.

Sometimes when two people are fighting in a relationship,

Bazen iki kişi bir ilişkide kavga ederken

the husband might say to the wife

koca karısına diyebilir

or the wife might say to the husband

veya karı kocaya

one of these two phrases, the husband might say,

bu iki sözden birini söyleyebilir, koca

"You're just like your mother."

"Aynı annen gibisin" diyebilir.

And the wife might say, "You're just like your father."

Ve karısı "Tıpkı baban gibisin" diyebilir.

Not a nice thing to say.

Söylemek hoş bir şey değil.

And it's usually, not used in a positive way.

Ve genellikle olumlu bir şekilde kullanılmaz. Olumlu yönde kullanabileceğiniz

There are small scenarios where you can use it

küçük senaryolar var

in a positive way.

.

But most of the time, if you say to someone,

Ama çoğu zaman, birine

"Ah, you're just like your mother."

"Ah, tıpkı annen gibisin" dersen.

It's usually not a nice thing to say.

Genellikle söylemesi hoş bir şey değildir. Bir

The next mean phrase is the phrase,

sonraki ortalama ifade,

"Don't quit your day job."

"Günlük işinizi bırakmayın" ifadesidir.

This is something you might hear someone yell.

Bu, birinin bağırdığını duyabileceğiniz bir şey. Şarkı

If you're watching someone who's singing,

söyleyen,

or doing karaoke, or playing a guitar,

karaoke yapan ya da gitar çalan birini izliyorsanız

and maybe they're doing it for the first time,

ve belki de bunu ilk kez yapıyorsa,

someone might think that their singing isn't very good.

birisi şarkı söylemesinin pek iyi olmadığını düşünebilir.

And so they might yell from the audience.

Ve böylece seyircilerden bağırabilirler.

"Don't quit your day job."

"Günlük işinizi bırakmayın."

Not a very nice thing to say.

Söylenecek çok hoş bir şey değil.

And obviously, what it means is this.

Ve açıkçası, bunun anlamı şudur.

The person thinks that you're not very good at singing,

Kişi senin şarkı söylemede,

or playing guitar, or whatever you're doing.

gitar çalmada ya da her ne yapıyorsan çok iyi olmadığını düşünüyor.

And that if you have a job that you go to every day

Ve eğer her gün gittiğin bir işin varsa

and that's where you make money, you should keep doing that.

ve oradan para kazanıyorsan, bunu yapmaya devam etmelisin.

Don't quit your day job.

Günlük işinizi bırakmayın. Şunu

I'm happy to say that no one has ever written that

söylemekten mutluluk duyuyorum ki,

in the comments below my English lessons,

İngilizce derslerimin altındaki yorumlarda,

even way back when I was just getting started,

ben daha yeni başlarken bile,

no one said, "Hey, Bob, English lessons, aren't very good.

hiç kimse "Hey Bob, İngilizce dersleri pek iyi değil.

Don't quit your day job."

Don" demedi. günlük işini bırakma."

And I'm glad no one did,

Ve kimsenin yapmadığına sevindim,

'cause that would've been very discouraging.

çünkü bu çok cesaret kırıcı olurdu. Bir

The next mean phrase is actually a question.

sonraki ortalama ifade aslında bir sorudur.

And it's another mean phrase where you compare someone

Ve birini başkasıyla karşılaştırdığınız başka bir kaba ifade

to someone else.

.

If someone said to you,

Biri sana

"Why can't you be more like your brother?"

"Neden kardeşin gibi olamıyorsun?"

"Why can't you be more like your cousin?"

"Neden kuzenin gibi olamıyorsun?"

When someone asks you this question,

Birisi size bu soruyu sorduğunda, erkek

what they're saying is that your brother

kardeşinizin

or cousin is amazing.

veya kuzeninizin harika olduğunu söylüyorlar. Hayatlarında

They've done something remarkable

dikkate değer ve inanılmaz bir şey yaptılar

and incredible in their life.

.

And then they're asking you that question.

Ve sonra sana bu soruyu soruyorlar.

"Why can't you be more like your brother?"

"Neden kardeşin gibi olamıyorsun?"

"Why can't you be more like your cousin?"

"Neden kuzenin gibi olamıyorsun?"

Not a nice question to have.

Hoş bir soru değil.

Again, this is a question that would usually be asked

Yine, bu genellikle

by maybe a parent or a grandparent.

bir ebeveyn veya büyükanne veya büyükbaba tarafından sorulacak bir sorudur.

Someone that knows you well and obviously knows someone

Seni iyi tanıyan biri ve belli ki

that they can compare you to.

seni karşılaştırabilecek birini tanıyor.

"So why can't you be more like your brother?"

"Öyleyse neden kardeşin gibi olamıyorsun?"

"Why can't you be more like your sister?"

"Neden kardeşin gibi olamıyorsun?"

"Why can't you be more like your cousin?"

"Neden kuzenin gibi olamıyorsun?"

You know what I think though, you should just be you.

Yine de ne düşündüğümü biliyorsun, sadece kendin olmalısın.

That's usually the best person that you can be.

Bu genellikle olabileceğiniz en iyi insandır. Bir

The next mean English phrase is the phrase,

sonraki ortalama İngilizce ifade,

"Is that the best you've got?"

"Sahip olduğun en iyi şey bu mu?" ifadesidir.

This is a phrase that someone like a coach might say

Bu, bir maçta veya antrenmanda

after you try really hard to do something

bir şeyler yapmak için gerçekten çok çabaladığınızda koç gibi birinin söyleyebileceği bir cümledir

in a game or a practice.

.

Maybe you're on a soccer or football team,

Belki bir futbol takımındasınız

and you kick the ball as hard as you can.

ve topa vurabildiğiniz kadar sert vuruyorsunuz.

And it goes further than it's ever gone before.

Ve daha önce hiç olmadığı kadar ileri gidiyor . O

If the coach was then to ask you

zaman koç size

"Is that the best you've got?"

"Sahip olduğunuz en iyi şey bu mu?"

That would be very discouraging,

Bu çok cesaret kırıcı olurdu,

because what they're saying is that whatever you did

çünkü söyledikleri şey,

that you thought was really good,

gerçekten iyi olduğunu düşündüğün her ne yaptıysan,

they didn't think it was very good at all.

onun hiç de iyi olmadığını düşünmeleriydi.

So, that's the next phrase.

Yani, bu bir sonraki ifade.

The next mean phrase, "Is that the best you've got?"

Bir sonraki kaba ifade, " Sahip olduğun en iyi şey bu mu?" Bir

The next mean English phrase is the phrase,

sonraki ortalama İngilizce ifade,

"Move over, let me do it."

"Kımıldayın, yapmama izin verin" ifadesidir.

This is a phrase that someone might say to you

Bu,

in the kitchen, maybe if you're cooking or baking something.

mutfakta, belki bir şeyler pişirirken veya pişirirken birisinin size söyleyebileceği bir cümledir.

And if they don't think you're doing a very good job,

Ve senin çok iyi bir iş çıkardığını düşünmezlerse,

if they think that you're messing up the recipe,

tarifi mahvettiğini düşünürlerse,

they might say, "Move over, let me do it."

"Yana geç, bırak ben yapayım" diyebilirler.

It means they don't have confidence in you.

Demek ki sana güvenleri yok.

It means they don't trust you.

Demek ki sana güvenmiyorlar.

It means they think that you're just not doing

Bu, sizin

a very good job.

çok iyi bir iş çıkarmadığınızı düşündükleri anlamına gelir. Bir

So that's the next mean phrase, "Move over, let me do it.'

sonraki kaba söz bu, "Kenara çekil, bırak ben yapayım." Bir

The next mean English phrase

sonraki kaba İngilizce ifade,

is I think the meanest one of all,

bence en kötüsüdür

and it's the phrase, "You suck."

ve bu ifade, "Sen berbatsın."

Maybe you've gone to a sports game

Belki bir spor maçına gittiniz

and maybe a player on the field has made a lot of mistakes

ve belki sahadaki bir oyuncu birçok hata yaptı

and you might hear one of the fans yell.

ve duyabilirsiniz. Hayranlardan biri bağırır

"You suck."

"Berbatsın."

It's not a nice thing to say at all.

Söylemesi hiç hoş bir şey değil.

It means that the person thinks not only

Bu, kişinin hem

are you doing a bad job, but they don't like you at all.

senin kötü bir iş çıkardığını düşünmesi hem de senden hiç hoşlanmaması anlamına geliyor.

They don't like you.

Senin gibi.Yaptıklarını

They don't like what you're doing.

beğenmiyorlar.Yaptığın

They think that you're failing at what you're doing

işte başarısız olduğunu düşünüyorlar

and they're just yelling, "You suck."

ve sadece "berbatsın" diye bağırıyorlar.Bu

This can happen as well at a concert.

bir konserde de olabilir.Ben

I was at a concert once where the band that was opening

öyleydim. Bir konserde,

for the other band wasn't very good.

diğer grubun açılışını yapan grup pek iyi değildi

And someone in the audience actually yelled, "You suck!"

ve seyircilerden biri "berbatsın!" diye bağırdı

And then they started throwing stuff

ve sonra sahnedeki insanlara bir şeyler fırlatmaya başladılar

at the people on the stage, not a nice thing to do.

, bu hiç hoş bir şey değildi.

And definitely, when you yell, "You suck,"

Ve kesinlikle, "Berbatsın" diye bağırdığında bu

it's not a nice thing to say.

söylenecek hoş bir şey değil.

The next mean English phrase is the phrase,

Bir sonraki kaba İngilizce ifade,

'You're a disappointment."

"Sen bir hayal kırıklığısın" ifadesidir.

Again, this is something that would probably be said

Yine, bu muhtemelen

by a mean parent, or a mean grandparent,

kötü bir ebeveyn, ya da kötü bir büyük ebeveyn,

or a mean coach, or a mean teacher.

ya da kötü bir koç ya da kötü bir öğretmen tarafından söylenecek bir şeydir.

When someone says you're a disappointment,

Birisi senin bir hayal kırıklığı olduğunu söylediğinde,

it means that they thought you were going to do better.

bu senin daha iyisini yapacağını düşündüğü anlamına gelir.

And then they were disappointed

Ve sonra ne yaparsan yap, hayal kırıklığına uğradılar

when you did whatever you did.

. Birine söylemek

It is not a very nice thing to say to someone,

çok hoş bir şey değil,

especially if that person is trying their best.

özellikle de o kişi elinden gelenin en iyisini yapıyorsa.

Think about yourself for instance.

Örneğin kendinizi düşünün.

Let's say, you studied English for six months,

Diyelim ki altı ay İngilizce çalıştınız

and you took an English test, and you failed.

ve bir İngilizce sınavına girdiniz ve başarısız oldunuz.

'Cause that kind of happens sometimes.

Çünkü bazen böyle oluyor.

If someone you know really well

like a spouse or a parent said to you,

Eş veya ebeveyn gibi gerçekten iyi tanıdığınız biri size

"You're a disappointment."

"Sen bir hayal kırıklığısın" derse.

That would be extremely mean.

Bu son derece kaba olurdu.

And it would make you feel really, really bad.

Ve bu seni gerçekten çok kötü hissettirirdi.

Instead, I think it would be better

Bunun yerine, sizi biraz cesaretlendirseler daha iyi olur diye düşünüyorum

if they gave you a little bit of encouragement.

.

They could say something like,

"I'm sure you'll do better next time."

"Eminim bir dahaki sefere daha iyisini yapacaksın" gibi bir şey söyleyebilirler.

So if you hear someone say to someone,

Yani birinin birine

"You're a disappointment,"

"Sen bir hayal kırıklığısın" dediğini duyarsan,

maybe walk up to that person later and say,

belki daha sonra o kişinin yanına gidip

"Hey, I heard that someone was mean to you,

"Hey, birinin sana kötü davrandığını duydum

but I think you'll be better next time."

ama bir dahaki sefere daha iyi olacağını düşünüyorum. "

Well, hey, thanks for watching this English lesson

Pekala, hey, kimseye asla söylememen gereken kaba İngilizce ifadelerle ilgili bu İngilizce dersini izlediğin için teşekkürler

about mean English phrases

that you should never say to anyone,

,

but I think it's important for you

ama bence

to be able to recognize them,

if you read them or hear them someday.

bir gün onları okursan veya duyarsan onları tanıyabilmen senin için önemli.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button over there.

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın. Bir videoyu izledikten sonra

I always appreciate a good thumbs up

iyi bir başparmak yukarıya her zaman minnettarım

after you watch a video.

.

And if you have the time, why don't you stick around

Ve eğer zamanın varsa, neden burada kalıp

and watch another English lesson.

başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(upbeat music)

(iyimser müzik)