Phrases English Speakers Sometimes Yell At Each Other

Believe it or not,

English speakers sometimes yell at each other.

İster inanın ister inanmayın,

İngilizce konuşanlar bazen birbirlerine bağırırlar.

Sometimes we want to say something loudly and clearly,

Bazen bir şeyi yüksek sesle ve net bir şekilde

or with a little bit of emotion.

ya da biraz duygu ile söylemek isteriz.

Quit it.

Bırak.

Sometimes we, cut it out.

Bazen keseriz.

Sometimes when we're trying, stop it.

Bazen denerken, durdurun.

Sometimes we're trying to make a point,

Bazen bir noktaya değinmeye çalışıyoruz, insanlara

we say things very clearly and directly to people.

çok net ve doğrudan bir şeyler söylüyoruz .

Again, we say these when we're speaking with emotion.

Yine duygu ile konuşurken bunları söylüyoruz.

We say these, when we want to speak loudly,

Bunları, birisi uzakta olduğu için yüksek sesle konuşmak istediğimizde

because someone is far away,

or we say these in a way that just communicates strongly

veya hissettiklerimizi güçlü bir şekilde iletecek şekilde söyleriz

what we're feeling.

.

So stick around for this English lesson,

Bu yüzden bu İngilizce dersini takip edin,

where I'll explain to you a number of phrases

burada

that you can use in English

when you want to speak clearly,

size net,

loudly, and maybe yell a bit.

yüksek sesle konuşmak ve belki biraz bağırmak istediğinizde İngilizce'de kullanabileceğiniz bazı ifadeleri açıklayacağım.

(bouncy music)

(zıplayan müzik)

Well, hello and welcome to this English lesson

Pekala, merhaba ve

where I'm going to teach you how to yell

size

at other people in English.

diğer insanlara İngilizce olarak nasıl bağırılacağını öğreteceğim bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

Remember when you yell at other people,

Diğer insanlara bağırdığınızda

it's not always considered polite.

bunun her zaman kibarlık olarak görülmediğini unutmayın.

So just be careful if you do use some of these phrases.

Bu ifadelerden bazılarını kullanırsanız dikkatli olun.

Before we get started, though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk gelişinizse, oradaki

don't forget to click that red subscribe button over there,

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up

ve

if this video helps you learn

bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin.

So right now there's a whole bunch of flies around me,

Yani şu anda etrafımda bir sürü sinek var

and they are bothering me.

ve beni rahatsız ediyorlar.

They are bugging me.

Beni rahatsız ediyorlar.

If a person was here,

Burada biri varsa

and they were bugging me, or bothering me as well,

ve beni rahatsız ediyorsa veya beni de rahatsız ediyorsa, onlara gitmelerini söylemek için

there's three English phrases we could use

kullanabileceğimiz üç İngilizce deyim vardır

to tell them to go away.

.

We can say, leave me alone, leave me be,

Beni rahat bırakın, bırakın beni

or the most forceful one, get lost.

ya da en güçlüsü kaybolun deriz.

So all of these phrases you would use

Yani

in a situation where something like a fly is bothering you.

sinek gibi bir şeyin sizi rahatsız ettiği bir durumda kullanacağınız tüm bu ifadeler.

You might say, ah, leave me alone.

Ah, beni rahat bırak diyebilirsin.

Or ah, leave me be, or get lost.

Ya da beni rahat bırak ya da kaybol.

You might even say get lost, fly.

Kaybol, uç bile diyebilirsin.

In fact, I yelled that this morning

Aslında, bu sabah

when I was working on my computer.

bilgisayarımda çalışırken bağırdım.

These are phrases you would use to tell someone,

Bunlar birine söylemek için kullanacağın ifadeler

and it would be kind of rude to say this,

ve bunu

or something that you want them to go away.

ya da gitmesini istediğin bir şeyi söylemek biraz kaba olur.

You do not want them to be in the same area where you are.

Onların bulunduğunuz bölgede olmalarını istemezsiniz.

Sometimes when I'm driving in my van,

Bazen minibüsümle giderken

my kids are in the back, and sometimes they're really loud.

çocuklarım arkada kalıyor ve bazen çok gürültülü oluyorlar.

And there's two things you could yell in that situation.

Ve bu durumda bağırabileceğin iki şey var .

One would be really rude, and not very nice.

Biri gerçekten kaba olurdu ve pek hoş olmazdı.

It wouldn't be nice for me as a parent to yell, shut up,

Bir ebeveyn olarak bağırmak, susmak benim için hoş olmazdı

but it would be something that would be used

ama bu,

to tell people that you want them to be quiet.

insanlara sessiz olmalarını istediğinizi söylemek için kullanılacak bir şey olurdu. Sıkıştır demem

It's probably more likely that I would say zip it.

muhtemelen daha muhtemel .

I would probably say to my kids, hey, zip it back there.

Muhtemelen çocuklarıma, hey, fermuarı oraya geri çekerdim derdim.

I'm trying to focus on my driving,

Arabamı sürmeye odaklanmaya çalışıyorum

and all of the noise that you are making

ve senin çıkardığın tüm sesler

is very, very distracting.

çok ama çok dikkatimi dağıtıyor.

So in English, if you wanted to yell something

Yani İngilizce'de,

to someone or a bunch of people,

birine veya bir grup insana bir şey bağırmak istersen,

because you wanted them to be quiet,

çünkü onların sessiz olmasını istiyorsun,

if you wanted something rude, you could yell, shut up.

eğer kaba bir şey istiyorsan, bağırabilir, susabilirsin.

And if you wanted something that's a little more friendly,

Ve biraz daha arkadaşça

but still communicates what you're trying to say.

ama yine de söylemeye çalıştığınız şeyi ileten bir şey istiyorsanız.

You could say zip it.

Zip diyebilirsin. Geçen gün

I just said zip it to my kids the other day.

çocuklarıma fermuarını çek dedim .

We were in a traffic jam.

Trafik sıkışıklığındaydık.

It was stop and go traffic,

Dur-kalk trafiği vardı

and I really needed to concentrate.

ve gerçekten konsantre olmam gerekiyordu.

And so I ended up saying to my kids,

Ben de sonunda çocuklarıma,

hey, just zip it for a little bit back there.

hey, sadece fermuarını biraz geriye çekelim dedim.

Dad is trying to concentrate.

Babam konsantre olmaya çalışıyor.

As you can see, someone is poking me with a stick,

Gördüğünüz gibi biri beni sopayla dürtüyor

and this is a little bit annoying.

ve bu biraz sinir bozucu.

This is aggravating.

Bu ağırlaştırıcı.

If I wanted to yell at the person who's doing this

Bunu yapan kişiye

that I wanted them to stop,

durmalarını istediğimi söylemek isteseydim, videonun başında kullandığımı duyduğun

I would use the same three phrases

üç cümleyi kullanırdım

that you heard me use at the beginning of the video.

.

I might say, quit it.

Bırakın diyebilirim.

I might say, stop it.

Kes şunu diyebilirim.

Or I might say, cut it out.

Ya da kes şunu diyebilirim.

All of those phrases communicate to a person

Tüm bu ifadeler, bir kişiye,

that you want them to stop doing what they're doing.

yaptıklarını yapmayı bırakmasını istediğinizi iletir. Yine de

If you aren't comfortable yelling though,

bağırmaktan rahatsızsanız,

because yelling is a little bit rude,

bağırmak biraz kaba olduğu için,

you can actually add the word please

at the beginning of a couple of these phrases.

bu cümlelerin birkaçının başına lütfen kelimesini ekleyebilirsiniz.

In a calm voice, you could say, please stop it.

Sakin bir sesle, lütfen durdurun diyebilirsiniz.

In a calm voice, you could say, please cut it out.

Sakin bir sesle lütfen kes şunu diyebilirsin.

But if you're really, really annoyed,

Ama gerçekten, gerçekten sinirlendiysen,

if it's really, really bothering you,

seni gerçekten ama gerçekten rahatsız ediyorsa,

you would probably yell stop it,

muhtemelen dur diye bağırırsın

or you would yell, cut it out.

ya da kes şunu diye bağırırsın.

Have you ever been using the bathroom,

Hiç tuvaleti kullanırken

and then realize that you forgot to lock the door?

kapıyı kilitlemeyi unuttuğunuzu fark ettiğiniz oldu mu?

And then all of the sudden you see the door start to open,

Ve sonra bir anda kapının açılmaya başladığını görürsün

and someone's foot comes through the door

ve onlar odaya girerken birinin ayağı kapıdan içeri girer

as they start to enter the room.

. Hemen İngilizce bağırman gereken

There are two phrases

iki cümle var

that you should immediately yell in English.

.

You should yell, get out, or get out of here.

Bağırmalı, dışarı çıkmalı ya da buradan gitmelisin.

They both mean exactly the same thing,

İkisi de tamamen aynı anlama gelir

and they will communicate to the person

ve

that you want them to stop entering the room,

odaya girmeyi bırakmasını

and exit the room instead.

ve bunun yerine odadan çıkmasını istediğiniz kişiye iletişim kurarlar.

These two phrases, get out and get out of here,

Bu iki cümle, dışarı çık ve buradan git,

are phrases we yell in English when,

if we're in a place with someone else,

başka biriyle bir yerdeyken

and we want them to leave.

ve gitmelerini istediğimizde İngilizce olarak bağırdığımız cümlelerdir.

And we want to communicate that strongly,

Ve bunu güçlü bir şekilde

or like in the bathroom situation.

ya da banyo durumunda olduğu gibi iletmek istiyoruz.

If someone is entering a space where you want privacy,

Birisi mahremiyet istediğiniz bir alana giriyorsa,

you could yell, get out, or get out of here.

bağırabilir, dışarı çıkabilir veya buradan çıkabilirsiniz.

In the case of the bathroom,

Banyo söz konusu olduğunda,

you should yell it clearly, and forcefully,

açıkça, güçlü bir şekilde

and as quickly as possible,

ve olabildiğince çabuk bağırmalısınız

because that would certainly be

çünkü bu kesinlikle

a very embarrassing situation.

çok utanç verici bir durum olacaktır.

In life, we expect adults to behave like adults.

Hayatta, yetişkinlerin yetişkinler gibi davranmasını bekleriz.

We expect teenagers to behave like teenagers,

Gençlerin ergen gibi davranmasını bekleriz

but sometimes adults and teenagers behave like children.

ama bazen yetişkinler ve ergenler çocuk gibi davranırlar.

Sometimes they do things that are childish.

Bazen çocukça şeyler yaparlar .

In that situation, the phrase you would yell at them,

Bu durumda, sinirlenirseniz onlara bağıracağınız ifade

if you were annoyed, would be grow up.

büyür. İngilizce'de

When we yell at someone in English, grow up,

birine "büyü" diye bağırdığımızda,

what we're saying is that

we think the way they are acting

onun davranışlarının

is not appropriate for their age.

yaşlarına uygun olmadığını düşündüğümüz anlamına gelir.

Little children sometimes repeat what other people say

Küçük çocuklar bazen başkalarının

to be funny.

komik olduğunu söylediklerini tekrarlarlar.

Sometimes at the supper table,

Bazen yemek masasında, en

my youngest child will start to say

küçük çocuğum

everything that everyone else says

herkesin söylediği her şeyi onlar

immediately after they say it.

söyledikten hemen sonra söylemeye başlar.

And it's kind of funny.

Ve bu biraz komik.

When adults do this, if I went to a family reunion,

Yetişkinler bunu yaptığında, bir aile toplantısına gitsem

and my brother started to repeat everything I said,

ve ağabeyim söylediğim her şeyi tekrar etmeye başlasa

after I said it,

, ben söyledikten sonra

I would probably say, grow up, stop doing that.

muhtemelen büyü, şunu yapmayı bırak derdim.

It's really, really annoying.

Gerçekten çok can sıkıcı.

So if people act in a way

Bu nedenle, insanlar yaşlarına uygun olmadığını düşündüğünüz bir şekilde hareket ederse

that you think is not appropriate for their age,

,

you could say to them, or yell at them in English, grow up.

onlara İngilizce olarak büyüyün diyebilir veya bağırabilirsiniz.

Have you ever been ready to go somewhere,

Hiç bir yere gitmeye hazır olduğunuz halde,

but the people who are going with you aren't ready?

sizinle birlikte gidenlerin henüz hazır olmadığı oldu mu?

Well, there's two phrases

you could yell in English to express this.

Bunu ifade etmek için İngilizce bağırarak söyleyebileceğin iki cümle var.

You could yell, come on, and you could yell, let's go.

Bağırabilirsin, hadi, ve bağırabilirsin, hadi gidelim.

When you yell these phrases,

Bu cümleleri haykırdığınızda,

you're encouraging the other people to hurry up,

diğer insanları acele etmeleri,

to speed up, to get ready faster,

hızlanmaları, daha hızlı hazırlanmaları için teşvik ediyorsunuz

because you're ready to go.

çünkü siz gitmeye hazırsınız.

I'm not going to comment

whether this happens in my family or not.

Bunun benim ailemde olup olmadığı konusunda yorum yapmayacağım.

All I will say is that

Tüm söyleyeceğim,

I have used both these phrases recently,

son zamanlarda bu iki cümleyi de kullandığım

and I've used them in exactly this manner.

ve onları tam olarak bu şekilde kullandığım.

I have yelled come on, and I've yelled, let's go

to people who were going

to be going somewhere with me, because I was ready,

Benimle bir yere gidecek olan insanlara hadi gidelim diye bağırdım, çünkü hazırdım,

I was in the van, and I was ready to go.

minibüsteydim ve gitmeye hazırdım.

So come on, and let's go,

Öyleyse hadi ve gidelim,

two phrases you can use

to communicate to other people that you want them

diğer insanlara

to hurry up, because you're ready to leave.

acele etmelerini istediğinizi, çünkü ayrılmaya hazır olduğunuzu anlatmak için kullanabileceğiniz iki cümle.

Well, there you go.

İyi gidiyorsun.

A few phrases that you can use in English

when you want to yell and express how you are feeling,

Bağırmak ve nasıl hissettiğini ifade etmek istediğinde

or when you just need to yell,

ya da senden

so someone who's far away from you can hear you.

uzaktaki birinin seni duyabilmesi için sadece bağırman gerektiğinde İngilizce olarak kullanabileceğin birkaç ifade.

Thank you so much for watching.

İzlediğiniz için çok teşekkürler.

If this is your first time here,

Buraya ilk gelişinizse, oradaki

don't forget to click that red subscribe button over there,

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up

if this video helped you learn

ve

bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And if you have some time,

Ve eğer biraz zamanın varsa,

why don't you stick around,

neden burada kalıp

and watch another English lesson?

başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(bouncy music)

(zıplayan müzik)