Let's Learn English in the Forest in the Fall (Autumn) | English Video with Subtitles

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob.

Let's learn English in the Forest!

Ormanda İngilizce öğrenelim!

Hey welcome to this video.

Merhaba, bu videoya hoş geldiniz.

If this is your first time here don't forget to click the subscribe button below, it's

Buraya ilk gelişinizse aşağıdaki abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın, bu aşağıdaki

the red button down there, and if at some point during this video you could give me

kırmızı düğmedir ve bu videonun bir noktasında bana

a thumbs up, that would be awesome.

bir başparmak işareti verirseniz, bu harika olur.

Well hey welcome to this video, it is kind of fun to be out here in nature today.

Bu videoya hoş geldiniz, bugün burada doğada olmak çok eğlenceli.

We're gonna talk about the season of Fall and we're gonna talk about it out here in

Sonbahar mevsimi hakkında konuşacağız ve bunun hakkında burada,

the forest.

ormanda konuşacağız.

In Canada we have four seasons.

Kanada'da dört mevsimimiz var.

We have Winter when the snow flies and it's really really cold.

Kar uçup gittiğinde kışımız var ve hava gerçekten çok soğuk.

We have Spring when everything starts to grow and the trees get leaves back on them again.

Her şeyin büyümeye başladığı ve ağaçların tekrar yapraklandığı baharımız var.

We have Summer when everything grows like crazy, that means it grows a lot!

Her şeyin çılgınca büyüdüğü Yaz'ımız var , bu çok büyüdüğü anlamına geliyor!

And it's really really hot.

Ve gerçekten çok sıcak.

And we have Fall or Autumn.

Ve Güz veya Sonbaharımız var.

It has two names in English.

İngilizce'de iki adı vardır.

Generally we use the term, "Fall" and I think "Fall" became popular because in the, in the

Genelde "Sonbahar" terimini kullanırız ve bence "Sonbahar" popüler oldu çünkü

Fall leaves fall off the trees.

Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.

So you'll see in the path behind me there's just all kinds of leaves that have fallen

Yani arkamdaki patikada ağaçlardan düşmüş her türden yaprak olduğunu göreceksiniz

from the trees.

.

In the Fall trees turn from their normal green colour to brown, red, orange, yellow, and

Sonbaharda ağaçlar normal yeşil renklerinden kahverengiye, kırmızıya, turuncuya, sarıya ve

all the shades in between and it's really a beautiful season to be outside.

aradaki tüm tonlara dönüşür ve gerçekten dışarıda olmak için güzel bir mevsimdir.

So in English we have three words to describe the forest.

Yani İngilizcede ormanı tanımlamak için üç kelimemiz var .

We have, "forest".

Bizde "orman" var.

We have, "woods".

"Ormanlarımız" var.

And we have, "bush".

Ve bizde "çalı" var.

In my area of Ontario, Canada we generally use the term, "bush".

Benim bölgem olan Ontario, Kanada'da genellikle "çalı" terimini kullanırız.

If I was to say to someone, "I'm going out to the forest to go for a walk."

Birine " Yürüyüşe çıkmak için ormana çıkıyorum" deseydim.

They might look at me funny, because we don't use the word, "forest" a lot in this area.

Bana komik gelebilirler, çünkü bu bölgede "orman" kelimesini pek kullanmıyoruz.

But if I said, "I'm going out to the bush to go for a walk."

Ama " Yürüyüşe çıkmak için çalılara çıkıyorum" dersem. Neyden

They would understand what I'm talking about.

bahsettiğimi anlayacaklardı.

I thought I'd stop for a minute and tell you why we have a maple leaf on our flag, why

Bir dakika durup size neden bayrağımızda akçaağaç yaprağı olduğunu, neden

the flag of Canada has a maple leaf.

Kanada bayrağında akçaağaç yaprağı olduğunu anlatayım dedim.

It's because we have maple trees and maple leaves everywhere.

Çünkü her yerde akçaağaçlarımız ve akçaağaç yapraklarımız var.

On the ground around me there's just all these nice red maple leaves that have fallen off

Etrafımda yerde, bir ağaçtan düşen tüm bu güzel kırmızı akçaağaç yaprakları var

a tree.

.

So because there's so many maple trees we decided to use the maple leaf, which is the

Bu yüzden çok fazla akçaağaç olduğu için bayrağımızda akçaağaç yaprağı olan akçaağaç yaprağını kullanmaya karar verdik

leaf from the maple tree on our flag.

.

So, ….. Now you know!

Yani, ….. Artık biliyorsunuz! Sonbaharda ağaçlardan

So you can see behind me that a lot of leaves fall off the trees in the Fall.

bir sürü yaprak düştüğünü arkamda görebilirsiniz .

If we were in town, if we were in the city, we would have to rake these leaves up into

Kasabada olsaydık, şehirde olsaydık, bu yaprakları bir yığın haline getirmek için tırmıklamak zorunda kalırdık

a pile and often people rake leaves into a pile and then their kids jump into the pile

ve çoğu zaman insanlar yaprakları bir yığın haline getirir ve ardından çocukları eğlenmek için yığının içine atlar

for fun.

.

It's a pretty common thing for young Canadian kids to do.

Küçük Kanadalı çocukların yapması oldukça yaygın bir şey . Ormana ya da ormana

So there's three main reasons why you might come out to the woods, or the forest.

gelmenizin üç ana nedeni var .

You might be someone who is a avid hunter.

Hevesli bir avcı olan biri olabilirsiniz.

That's someone who really likes hunting for animals, maybe with a bow and arrow.

Bu, hayvanları avlamayı gerçekten seven biri , belki ok ve yayla.

It's possible that you just like to go on a hike or a nature walk.

Yürüyüşe veya doğa yürüyüşüne çıkmayı seviyor olabilirsiniz.

And it's also possible that you're coming out to the forest to cut down trees for firewood.

Ayrıca, yakacak odun olarak ağaçları kesmek için ormana gelmeniz de mümkündür.

In Canada we still have a lot of people that use wood to heat their houses in the winter.

Kanada'da hala kışın evlerini ısıtmak için odun kullanan birçok insan var. Bu

So it's pretty common to come out to the forest or the woods to cut down trees for firewood.

nedenle, yakacak odun için ağaçları kesmek üzere ormana veya ormana çıkmak oldukça yaygındır.

Usually when you do that you have a chainsaw.

Genellikle bunu yaptığınızda elektrikli testereniz olur.

I'll put a picture up here of a chainsaw.

Buraya elektrikli testerenin bir resmini koyacağım.

And you have what we call a log splitter in order to split the pieces of wood into firewood,

Ve odun parçalarını yakacak oduna ayırmak için bir kütük ayırıcı dediğimiz şeye sahipsiniz

and then that firewood is used in a wood burning stove to heat their home.

ve daha sonra bu yakacak odun, evlerini ısıtmak için odun sobasında kullanılıyor.

So there's really two kinds of trees that you'll find in the forest.

Yani ormanda bulacağınız gerçekten iki tür ağaç var .

There's deciduous trees.

Yaprak döken ağaçlar var.

Those are trees where the leaves turn colour and they fall off in the Autumn or Fall.

Yaprakları renklenen ve sonbaharda veya sonbaharda dökülen ağaçlardır. Yaprak

Deciduous trees are trees like, maple, or oak, or poplar.

döken ağaçlar akçaağaç, meşe veya kavak gibi ağaçlardır .

There's also coniferous trees.

İğne yapraklı ağaçlar da var.

Coniferous trees are trees that have needles instead of leaves, and they stay green year

İğne yapraklı ağaçlar, yaprak yerine iğneleri olan ve yıl boyunca yeşil kalan ağaçlardır

round.

.

The needles don't fall off in the winter.

İğneler kışın düşmez.

A few examples of coniferous trees are trees like spruce, or pine, or cedar.

İğne yapraklı ağaçların birkaç örneği ladin , çam veya sedir gibi ağaçlardır.

So I'm in a clearing right now.

Yani şu anda bir açıklıktayım.

A clearing is an area where there's no trees, and I thought this would be a good time to

Açıklık, ağaçların olmadığı bir alandır ve ağacın kısımlarını gözden geçirmek için iyi bir zaman olacağını düşündüm

go over the parts of the tree.

.

The part of the tree that's underground, way down there underground, is called the roots.

Ağacın yerin çok altında olan kısmına kökler denir.

This right here, this right here is called the trunk.

Bu tam burada, bu tam burada bagaj olarak adlandırılır.

And the, the skin of the trunk is called the bark.

Ve gövdenin derisine kabuk denir.

Up there you have a branch, and if we look even higher you'll see some twigs, which are

Yukarıda bir dalınız var ve daha da yükseğe bakarsak

small branches, and you'll see the leaves.

küçük dallar olan bazı ince dallar ve yaprakları göreceksiniz.

So there's also the parts of the tree that we refer to after it has been cut down or

Yani ağacın kesildikten veya

after it has died.

öldükten sonra bahsettiğimiz kısımları da var.

This is a stick.

Bu bir sopa.

This is a log.

Bu bir günlük.

Logs are generally used to make lumber to build houses.

Kütükler genellikle ev inşa etmek için kereste yapmak için kullanılır .

And sticks are used for, well, just about everything including roasting marshmallows

Ve çubuklar, marshmallow'ları

on a fire, or maybe hot dogs.

ateşte kızartmak veya belki de sosisli sandviçler dahil olmak üzere hemen hemen her şey için kullanılır.

So after a tree gets cut down the part of the tree that's left we call a tree stump.

Yani bir ağaç kesildikten sonra geriye kalan kısmına ağaç kütüğü diyoruz.

So this is a tree stump from a tree that was cut down, probably with a chainsaw, and there's

Bu, muhtemelen elektrikli testereyle kesilmiş bir ağaçtan bir ağaç kütüğü ve

another one over here where we have a tree stump and someone did a carving on the top.

burada bir ağaç kütüğümüz var ve birisi tepesini oymuş.

A cute little bear.

Sevimli küçük bir ayı.

So this is a tree stump.

Yani bu bir ağaç kütüğü.

This is a wood carving.

Bu bir ağaç oymacılığı.

So there's a variety of animals that you'll find in the forest.

Yani ormanda bulacağınız çeşitli hayvanlar var .

You'll obviously find birds.

Belli ki kuşları bulacaksınız. Bu ağaçların

I don't know if you can hear these birds up in the these trees here.

tepesindeki kuşları duyabiliyor musun bilmiyorum .

They're being pretty loud.

Oldukça yüksek sesle konuşuyorlar.

But generally in this part of Ontario all we really see are maybe the odd squirrel,

Ama genel olarak Ontario'nun bu bölümünde gerçekten gördüğümüz tek şey belki tuhaf bir sincap

or maybe the odd chipmunk.

ya da belki de tek sincaptır.

There's also a few raccoons, but generally we don't see bigger animals like bears.

Birkaç rakun da var ama genellikle ayı gibi daha büyük hayvanları görmüyoruz. çok

Thank goodness.

şükür

But there is some deer.

Ama biraz geyik var.

From time to time we will see deer.

Zaman zaman geyikler göreceğiz.

I'm not sure if you can hear it right now, but it's really nice in the Fall because the

Şu anda duyabiliyor musun bilmiyorum ama sonbaharda hava gerçekten çok güzel çünkü

leaves rustle as the wind blows through them.

rüzgar içlerinden eserken yapraklar hışırdıyor.

In English we say, "rustling" when two things kind of rub together in the wind.

İngilizce'de, iki şey rüzgarda birbirine sürtündüğünde "hışırtı" deriz .

I'll just stop talking for a minute and we can listen to the rustling of the leaves.

Bir dakikalığına konuşmayı bırakacağım ve yaprakların hışırtısını dinleyeceğiz.

Hopefully you could hear it.

Umarım duyabilirsin.

Well hey that was fun.

Bu eğlenceliydi. Bugün benimle

Thank you so much for coming to the forest with me today.

ormana geldiğiniz için çok teşekkür ederim .

I hope this video helped you learn some English words and phrases that you would use to describe

Umarım bu video, ormanı tarif etmek için kullanacağın bazı İngilizce kelimeleri ve deyimleri öğrenmene yardımcı olmuştur

the forest.

.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

You can learn English with Bob the Canadian!

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenebilirsiniz! Aşağıdaki

Don't forget to click the subscribe button below, and if you want give me a thumbs up,

abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın ve eğer bana bir başparmak verin

and for sure share this video with anyone that you know that is learning English.

ve bu videoyu kesinlikle İngilizce öğrendiğini bildiğiniz herhangi biriyle paylaşın.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

Have a great week!

İyi haftalar!