Free English Class! Topic: Secrets and Lies! 🙊🤐 (Lesson Only)

Well, hello and welcome to this English lesson about secrets

Pekala, merhaba ve sırlar ve yalanlar hakkındaki bu İngilizce dersine hoş geldiniz

and lies. Communication is more than just having conversations.

. İletişim, sohbet etmekten daha fazlasıdır.

It has some nuances. It has some different aspects to it.

Bazı nüansları var. Bunun bazı farklı yönleri var.

One of those is sometimes people don't tell you

Bunlardan biri, bazen insanların size

everything. Sometimes, they have secrets that they don't

her şeyi söylememesidir. Bazen söylemek istemedikleri sırları vardır

want to tell and sometimes people tell you things that

ve bazen insanlar size

aren't true. Sometimes, people lie to you. Uh so, in this

doğru olmayan şeyler söyler. Bazen insanlar sana yalan söyler. Pekala, bu

English lesson, I'm going to go over some words and phrases

İngilizce dersinde sırlar ve yalanlar konusuyla ilgili bazı kelimelerin ve deyimlerin üzerinden geçeceğim

related to the topic of secrets and lies. This isn't a lesson

. Bu

where I teach you how to lie I think most people are truthful

size nasıl yalan söyleneceğini öğrettiğim bir ders değil. Bence çoğu insan dürüsttür

but I think everyone tells lies every once in a while and

ama bence herkes arada bir yalan söyler ve

that's kind of on you to decide when you do that and when you

bunu ne zaman yapıp

don't. Um but we'll start by talking a little bit about

yapmayacağınıza karar vermek size kalmış. Um ama biraz sırlar hakkında konuşarak başlayacağız

secrets, different words and phrases related to secrets.

, sırlarla ilgili farklı kelimeler ve deyimler.

Things that you don't want to tell people and then we'll

İnsanlara söylemek istemediğin şeyler ve ondan sonra yalanlar

spend some time talking about lies after that. A secret. A

hakkında konuşarak biraz zaman geçireceğiz . Bir sır.

secret is something that you know that you don't tell anyone

Sır, bildiğin ama kimseye söylemediğin bir şeydir

else. A secret can be shared between one or two or three or

. Bir sır, bir veya iki veya üç veya

more people. So sometimes people will have a secret and

daha fazla kişi arasında paylaşılabilir. Yani bazen insanların bir sırrı olur ve

they'll share that secret with a friend. So maybe um my

bu sırrı bir arkadaşıyla paylaşırlar. Yani belki de

brother and I have a secret. Maybe we're planning a party

kardeşimle benim bir sırrımız var. Belki birileri için bir parti planlıyoruzdur

for somebody. But it's a secret. So we know that we're

. Ama bu bir sır. Yani

doing it. But we do not talk about it openly. We do not tell

bunu yaptığımızı biliyoruz. Ama bunu açık açık konuşmuyoruz.

other people what we are doing or what we are thinking. So it

Başkalarına ne yaptığımızı ya da ne düşündüğümüzü söylemiyoruz. Yani bu

is a secret. Secrets can be uh for good things and also for

bir sır. Sırlar iyi şeyler için de olabilir

bad things. Sometimes people have secrets that they keep

kötü şeyler için de. Bazen insanların sakladıkları sırları olur

because they just don't want people to know certain things

çünkü insanların hayatları hakkında bazı şeyleri bilmelerini istemezler

about their lives. Maybe they're things that to them

. Belki gençken onlara göre şeylerdir

when they were younger maybe there are things that they did

belki yaptıkları şeyler vardır belki

maybe they uh participated in criminal activity and they want

suç faaliyetlerine katılmışlardır ve

to keep that a secret hopefully no one did that hopefully no

bunu bir sır olarak saklamak isterler umarım kimse yapmamıştır bunu umarım

one was um a thief in their youth and is now keeping that a

kimse gençliklerinde hırsız değildir ve şimdi bunu bir

secret so I just used the phrase to keep a secret

sır olarak saklıyor, bu yüzden bu

probably one or two times in that explanation. This is how

açıklamada muhtemelen bir veya iki kez sır tutmak için ifadeyi kullandım . Bir sır

we talk about what you do with a secret. You keep the secret.

ile ne yaptığınız hakkında böyle konuşuyoruz . Sırrı sakla.

Okay? It's kind of a funny verb because to keep usually refers

Tamam aşkım? Bu biraz komik bir fiil çünkü tutmak genellikle

to physical things. But you keep a Secret when you keep a

fiziksel şeyleri ifade eder. Ama bir sır sakladığınızda

secret it means you don't tell anyone what the secret is

bu, sırrın ne olduğunu kimseye söylemediğiniz anlamına gelir,

sometimes before people tell you something they'll say hey

bazen insanlar size bir şey söylemeden önce, hey,

can you keep a secret and what they're saying is are you able

sır saklayabilir misiniz derler ve söyledikleri şey, yapabilir misin?

to make sure you don't tell anyone else what I'm going to

emin ol birazdan sana söyleyeceğim şeyi başkasına söyleme

tell you in a moment can you keep a secret so the phrase we

use when we're talking about secrets is the phrase to keep a

secret I'm really good at keeping secrets if someone

sırlar biri

tells me something and says can you keep this a secret, it's no

bana bir şey söylese ve bunu sır olarak saklayabilir misin derse

problem for me. It's very easy for me to keep a secret. Some

benim için sorun değil. Sır tutmak benim için çok kolay. Bazı

people can't say that. For some people, uh you say, hey, could

insanlar bunu söyleyemez. Bazı insanlar için, hey,

you keep a secret? They say yes and then you tell them

sır saklayabilir misin? Evet derler ve onlara

something and then they go and tell someone right away because

bir şey söylersin ve sonra hemen gidip birine söylerler çünkü

they can't keep a secret. Sometimes, people do things in

sır saklayamazlar. Bazen insanlar gizli işler yaparlar

secret. When you do something in secret, it means you do it

. Gizli bir şey yaptığınızda , bunu başkaları bilmeden yapıyorsunuz demektir

without other people knowing it. So, in our area of Ontario,

. Bu nedenle, Kanada, Ontario'daki bölgemizde

Canada, sometimes people grow a certain kind of plant in their

, bazen insanlar evlerinde gizlice belirli bir bitki türü yetiştirirler

house in secret. A plant that is illegal. A plant that they

. Yasadışı bir bitki .

grow and harvest and sell and then eventually people will

Yetiştirdikleri, hasat ettikleri ve sattıkları bir bitki ve sonunda insanlar

smoke that plant and they do it in secret because it's illegal

o bitkiyi tüttürecekler ve bunu gizlice yapıyorlar çünkü o bitkilerden

to grow a certain number of those plants. So when you do

belirli sayıda yetiştirmek yasa dışı . Yani

something in secret, you do it behind closed doors. That's

bir şeyi gizlice yaptığınızda, bunu kapalı kapılar ardında yaparsınız. Bu

another phrase. You do it where someone can't see you. You do

başka bir deyim. Bunu kimsenin seni göremeyeceği bir yerde yaparsın.

it so that whatever you're doing is a secret instead of

Öyle yapıyorsun ki, yaptığın her şey herkesin bilgisi olmak yerine bir sır olsun

being public knowledge, public knowledge would be the opposite

, kamu bilgisi sırrın zıddı olsun

of a secret. Sometimes, governments have papers and

. Bazen hükümetlerin belgeleri vardır ve

they mark them top secret. Maybe you've watched a spy

onları çok gizli olarak işaretlerler. Belki bir casus

thriller. Maybe you've watched a James Bond movie in the past.

gerilim filmi izlemişsinizdir. Belki geçmişte bir James Bond filmi izlemişsinizdir.

Often, in a James Bond movie, he'll be trying to get some

Çoğu zaman, bir James Bond filminde,

documents that are top secret documents. He'll be looking for

çok gizli belgeler olan bazı belgeleri almaya çalışır .

documents that have been stamped and say top secret on

Damgalanmış ve üzerlerinde çok gizli ibaresi bulunan belgeleri arayacak

them um because that's what spies do, I guess. I guess they

çünkü casusların yaptığı bu sanırım. Sanırım

go around looking for top secret documents. So, when

ortalıkta çok gizli belgeler arıyorlar. Yani,

something is top secret, it means that it's a government

bir şey çok gizli olduğunda, bunun bir hükümet

document or even a project, there could be a top secret

belgesi veya hatta bir proje olduğu anlamına gelir, çok gizli bir

project um and it means that not no one is allowed to know

proje olabilir ve bu,

about it unless the government says they can. It's top secret.

hükümet yapabileceğini söylemediği sürece kimsenin bunu bilmesine izin verilmediği anlamına gelir. Bu çok gizli.

When I was a kid, we often had secret hideouts. A secret

Ben çocukken sık sık gizli saklanma yerlerimiz olurdu. Çocukken gizli bir

hideout when you're a kid is like a little fort that you

saklanma yeri,

build under a table, maybe with some blankets. We used to build

bir masanın altına, belki biraz battaniyeyle inşa ettiğin küçük bir kale gibidir. Ahırımızın

secret hideouts in the hay mow of our barn. We would use bales

saman biçme makinesinde gizli sığınaklar yapardık .

of hay to build forts and secret hideouts. In movies,

Kaleler ve gizli saklanma yerleri inşa etmek için saman balyaları kullanırdık. Filmlerde

sometimes criminals will have a secret hideout. So, they'll

bazen suçluların gizli bir sığınağı olur. Yani,

commit a crime and then they'll drive really fast and they'll

bir suç işleyecekler ve sonra arabayı çok hızlı kullanacaklar ve

go to their secret hideout. This is the place where they um

gizli saklandıkları yere gidecekler. Burası

count the money they stole or other things and it is a place

çaldıkları parayı veya başka şeyleri saydıkları yer ve gizli olduğu için polisin bilmediği bir yer

that the police don't know about it uh about because it is

a secret. So, they have a secret hideout. I think you

. Yani gizli bir sığınakları var. Bence

recognize this guy. Um Superman has a secret identity.

bu adamı tanıyorsunuz. Um Superman'in gizli bir kimliği var.

Superman's secret identity is Clark Kent. So, he has a secret

Süpermen'in gizli kimliği Clark Kent'tir. Yani gizli bir

identity. People don't know that he is Superman. Um so, he

kimliği var. İnsanlar onun Süpermen olduğunu bilmiyor. Um, o

keeps just a minute. Let me check something for a minute.

sadece bir dakika tutar. Bir dakikalığına bir şeye bakayım. Bir

Um I want to make sure of something. All of the sudden I

şeyden emin olmak istiyorum . Birdenbire

was unsure of secret identity. Secret identity is a person's

gizli kimliğimden emin olamadım. Gizli kimlik, bir kişinin genel nüfus

alter ego which is not known to the general populous. Most

tarafından bilinmeyen ikinci kişiliğidir . Çoğu

often used in fiction for yes, excellent. So, Superman's

zaman kurguda evet, mükemmel anlamında kullanılır. Yani Süpermen'in

secret identity is not Clark Kent. Clark Kent is his public

gizli kimliği Clark Kent değil. Clark Kent, halka

facing identity but his secret identity is Superman.

açık kimliğidir ancak gizli kimliği Süpermen'dir.

Hopefully, I got that right. I think you understood my uh

Umarım doğru anlamışımdır. Gizli kimlikle ilgili beceriksizce açıklamamı anladığınızı düşünüyorum

fumbled explanation of secret identity. Secret recipe. So,

. Gizli tarifi. Yani,

sometimes people make things. They'll bake a cake or they'll

bazen insanlar bir şeyler yapar. Bir pasta yapacaklar ya da

cook something in a certain way and when you say, how did you

belli bir şekilde bir şeyler pişirecekler ve bunu nasıl yaptın dediğinde

make this? They'll say, oh, it's a secret recipe. Um it

? Ah, bu gizli bir tarif, diyecekler. Bu

might be a family recipe. That's another good word for it

bir aile tarifi olabilir. Bu da başka bir güzel kelime

but the best example I could think of was KFC. So, KFC has a

ama aklıma gelen en iyi örnek KFC'ydi. Yani, KFC'nin

secret recipe. You can't just go into a KFC and say, this

gizli bir tarifi var. Bir KFC'ye gidip bu

chicken is really good. Can you tell me how to make it? Can you

tavuk gerçekten çok iyi diyemezsiniz. Nasıl yapacağımı söyler misin? Bana

give me the recipe? Because they'll say, no, no, that's a

tarifini verebilir misin? Çünkü hayır, hayır, bu

secret recipe. No one's allowed to this recipe. I don't know if

gizli bir tarif diyecekler. Kimsenin bu tarife girmesine izin verilmiyor.

it's seven herbs and spices or eleven herbs and spices but it

Yedi ot ve baharat mı yoksa on bir ot ve baharat mı bilmiyorum ama bu

is a secret recipe. no1 else is allowed to know about it.

gizli bir tarif. başka kimsenin bunu bilmesine izin verilmez.

Sometimes, a sports team will have a secret weapon. Um so,

Bazen bir spor takımının gizli bir silahı olur. Um,

secret weapon sounds like a military term and it can be. An

gizli silah kulağa askeri bir terim gibi geliyor ve olabilir. Bir

army can have a weapon and it's a secret weapon. The enemy

ordunun silahı olabilir ve bu gizli bir silahtır. Düşmanın

doesn't know about it but it's probably more commonly used to

bundan haberi yok ama muhtemelen daha çok

talk about someone like this. This is Fred Van Fleet he plays

böyle biri hakkında konuşmak için kullanılıyor. Bu, Toronto Raptors için oynadığı Fred Van Fleet

for the Toronto Raptors. When he first started playing, he

. İlk oynamaya başladığında, bir

was kind of their secret weapon because other teams didn't know

nevi onların gizli silahıydı çünkü diğer takımlar

how good he was at shooting a three-point shot or at stealing

onun üç sayılık şut atmada veya

the ball from the other team. So, they knew he was a good

diğer takımdan top çalmada ne kadar iyi olduğunu bilmiyordu. Yani onun iyi bir

player but he was kind of a secret weapon. There were

oyuncu olduğunu biliyorlardı ama o bir tür gizli silahtı.

things about him that made him a really, really good

Onu gerçekten çok iyi bir

basketball player. You might have a secret admirer. So, a

basketbolcu yapan şeyler vardı. Gizli bir hayranınız olabilir. Yani

secret admirer is someone who likes you usually in a romantic

gizli hayran, sizi genellikle romantik bir

way but doesn't tell you who they are. So, this can either

şekilde seven ama kim olduğunu size söylemeyen kişidir . Yani, bu ya

be kind of cool or it can be a little bit creepy. When

biraz havalı olabilir ya da biraz ürkütücü olabilir.

something's creepy, it means you're like, you don't like it

Bir şey ürkütücü olduğunda, hoşunuza gitmediği anlamına gelir

but let's say at work, or maybe you're a university student,

ama diyelim ki işte ya da belki üniversite öğrencisisiniz,

someone keep sending you little cards. You keep finding little

birileri size küçük kartlar gönderiyor. Sürekli küçük

cards or they come in the mail or someone keeps giving you

kartlar buluyorsunuz veya postayla geliyorlar veya birileri size

little gifts and you don't know who they're from but they all

küçük hediyeler veriyor ve bunların kimden olduğunu bilmiyorsunuz ama hepsi, Bence sen

say things like, I think you're an awesome person, I think

harika bir insansın, bence sen harika

you're beautiful, I think you're handsome, um that would

birisin, gibi şeyler söylüyorlar. güzel, bence sen yakışıklısın, bu

be a secret admire. So, a secret admire is someone who

gizli bir hayranlık olurdu. Yani, gizli hayranlık,

likes you, someone who thinks you're very attractive, someone

senden hoşlanan, senin çok çekici olduğunu düşünen,

who lets you know via little notes or gifts but doesn't tell

küçük notlar veya hediyelerle bunu sana bildiren ama

you who they are. So, maybe you have a secret admire at work,

kim olduğunu söylemeyen biridir. Yani, belki işte gizli bir hayranlığınız var,

maybe you have a secret admire at school, I don't know. It's

belki okulda gizli bir hayranlığınız var , bilmiyorum.

possible. Um and again, it can either be something where you

Mümkün. Um ve tekrar, ya gurur duyduğun bir şey olabilir

are flattered. When you're flattered, you kinda smile and

. Gurur duyulduğunda, biraz gülümsersin ve bu

you feel happy and good about it or it can be a little bit

konuda mutlu ve iyi hissedersin ya da biraz

creepy where you're another term would be weirded out

ürkütücü olabilir, başka bir terim garip gelebilir

because someone keeps sending you gifts and you don't know

çünkü birileri sana sürekli hediyeler gönderiyor ve sen

who they are. I think I might be weirded out if I had a

onların kim olduğunu bilmiyorsun. . Sanırım gizli bir hayranlığım olsaydı garip gelebilirdim

secret admire Sometimes, companies will have what's

Bazen şirketlerin

called a trade secret. So, a trade secret is a way of doing

ticari sır denen şeyleri olur. Yani ticari sır,

something or a way of making something that a company

bir şirketin

doesn't want other businesses or companies to know, okay? So,

diğer işletmelerin veya şirketlerin bilmesini istemediği bir şeyi yapmanın veya yapmanın bir yoludur, tamam mı? Bu nedenle,

a trade secret might be a car manufacturer makes the way

bir ticari sır, bir araba üreticisinin kontrol

their um their dashboard works in a certain way but it's a

panelinin belirli bir şekilde çalışma şeklini yapması olabilir, ancak bu bir

trade secret. They don't want other companies to know how

ticari sırdır. Diğer şirketlerin

they do it. The way that Tesla makes batteries, they have a

bunu nasıl yaptıklarını bilmesini istemiyorlar. Tesla'nın pil yapma şekli,

special process that they use to make car batteries it's

araba pillerini yapmak için kullandıkları özel bir süreci var, bu

probably a trade secret. They don't want other companies to

muhtemelen bir ticari sır. Diğer şirketlerin

know how they make those batteries. Actually, I think

o pilleri nasıl ürettiklerini bilmesini istemiyorlar . Aslında,

Tesla doesn't care though. So, don't don't quote me on that.

Tesla'nın umurunda olmadığını düşünüyorum. O yüzden benden alıntı yapma.

That was just an example for an English lesson. And then secret

Bu sadece bir İngilizce dersi için bir örnekti . Ve sonra gizli

code. I put the answer to the secret code. I shouldn't have

kod. Cevabı gizli koda koydum.

done that but a secret code is when you mix the letters of the

Bunu yapmamalıydım ama gizli bir kod, alfabenin harflerini karıştırdığında

alphabet up or you use a special chart to write

ya da anlamsız gibi görünen bir şey yazmak için özel bir çizelge kullandığında ortaya çıkıyor

something that looks like gibberish. So, gibberish is

. Anlamsız

just something that words that don't make sense but if you

kelimeler anlamsız kelimelerdir ama

know the code, this is a reverse alphabet code. You can

kodunu biliyorsanız, bu bir ters alfabe kodudur.

uh you can decipher the secret code. So, this is a secret

Gizli kodu çözebilirsin. Yani bu gizli bir

code. Kids sometimes use secret codes and then spies use secret

kod. Çocuklar bazen gizli kodlar kullanır ve ardından casuslar gizli

codes. I think those would be the two people that use secret

kodlar kullanır. Sanırım bunlar gizli kodları kullanan iki kişi olurdu

codes. And then let's do one more and we'll get to some

. Sonra bir tane daha yapalım ve bazı

questions. Deep, dark secret. So, sometimes a building might

sorulara geçelim. Derin, karanlık sır. Yani, bazen bir bina

hold a deep, dark secret. Maybe years ago, there was a really

derin, karanlık bir sır saklayabilir. Belki yıllar önce

horrific crime in a building and most people have forgotten

bir binada gerçekten korkunç bir suç işlendi ve çoğu insan

about it. You could say oh I'm not gonna buy that building

bunu unuttu. O binayı satın almayacağım

because it it holds a deep dark secret um someone maybe someone

çünkü burası çok karanlık bir sır barındırıyor diyebilirsiniz, belki birileri

was murdered there years ago or maybe something else happened

orada yıllar önce öldürülmüştür veya belki

there that was really bad so it's a deep dark secret

orada gerçekten kötü olan başka bir şey olmuştur, bu yüzden bu derin ve karanlık bir sırdır,

sometimes families might have a deep dark secret I don't know

bazen ailelerin bir derin karanlık sır

why we use deep and dark but it's the kind of secret that

neden derin ve karanlık kullandığımızı bilmiyorum ama bu

people would be ashamed of or they just don't want to talk

insanların utanacağı türden bir sır ya da hakkında konuşmak istemiyorlar bu

about so I have no deep dark secrets just so you know um but

yüzden benim derin karanlık sırlarım yok sadece bilgin olsun um ama

I think when People decide to run for office. If they wanna

ben İnsanlar göreve aday olmaya karar verdiğinde düşünün.

be mayor or president or prime minister, sometimes the news,

Belediye başkanı, cumhurbaşkanı veya başbakan olmak istiyorlarsa , bazen haberler,

the journalist will find out that there's a deep, dark

gazeteci

secret about that person that they didn't want the world to

o kişi hakkında dünyanın bilmesini istemedikleri derin, karanlık bir sır olduğunu öğrenecek

know about and kind of stops them from getting into office.

ve bir şekilde göreve gelmelerini engelleyecektir. .

Secret Santa. So, every year, um well, not every year but

Gizli Santa. Yani, her yıl, şey, her yıl değil ama

sometimes at work, we have what's called secret Santa. So,

bazen işte, gizli Noel Baba dediğimiz şeye sahibiz. Yani,

secret Santa is something that people do sometimes in a

gizli Noel Baba, insanların bazen bir

workplace, sometimes with their family where everyone puts

iş yerinde, bazen de aileleriyle yaptıkları bir şeydir, herkes

their name on a piece of paper in a hat and you pick a name

adını şapkalı bir kağıda yazar ve siz bir isim seçersiniz

and then you have to secretly buy gifts for that person.

ve sonra o kişiye gizlice hediyeler almanız gerekir.

Maybe one, maybe two, maybe three gifts. Um when we do it

Belki bir, belki iki, belki üç hediye. Bunu

at work, sometimes it's uh like three gifts throughout the week

işte yaptığımızda, bazen Noel'den önceki hafta boyunca üç hediye gibi oluyor

before Christmas. So, everyone picks a name and you secretly

. Yani herkes bir isim seçiyor ve siz

give gifts to that other person for a few days. So, when we do

o kişiye birkaç günlüğüne gizlice hediyeler veriyorsunuz. Yani,

secret Santa, I don't know who my secret Santa is. I just know

gizli Noel Baba yaptığımızda, benim gizli Noel Baba'mın kim olduğunu bilmiyorum. Sadece

in my mailbox at work, I get a gift every couple of days. At

iş yerindeki posta kutumda birkaç günde bir hediye aldığımı biliyorum.

the end of the week, everyone reveals usually with their last

Hafta sonunda, herkes genellikle son hediyesi ile ortaya çıkar

gift, they put their name on it so you know who your secret

, üzerine adını koyar, böylece gizli

Santa was. It's really fun to do. We do it sometimes with

Noel Baba'nın kim olduğunu bilirsiniz. Bunu yapmak gerçekten eğlenceli . Bazen

family as well where you get a gift from someone and you don't

birinden bir hediye aldığınız ve sonunda size söyleyene

know who it is until they eventually tell you. So, my

kadar kim olduğunu bilmediğiniz aile ile de yaparız . Yani benim

house does not Have any secret passages. A secret passage. We

evimin herhangi bir gizli geçidi yok. Gizli bir geçit.

also say secret passage way. Um so John Fay, let's get John Fay

Gizli geçit yolu da diyoruz. John Fay, hadi John Fay'in

to make sure he's not spamming. There we go. Thanks. Thanks

spam göndermediğinden emin olmasını sağlayalım. Oraya gidiyoruz. Teşekkürler. Teşekkürler

Todd. Um a secret passage is like a tunnel or a hallway that

Todd. Um gizli bir geçit, yalnızca evin sahibinin bildiği bir tünel veya koridor gibidir

only the owner of the house knows about. There are many

.

castles in Europe that have secret passages or secret

Avrupa'da gizli geçitleri veya gizli

passageways. They have little place is where if you move a

geçitleri olan birçok kale var. Bir kitaplığı hareket ettirirseniz

bookcase or if you open a secret door in the wall,

veya duvardaki gizli bir kapıyı açarsanız, içinden geçebileceğiniz

there's like a tunnel or a hallway you can go through.

bir tünel veya koridor gibi küçük yerleri vardır.

There is a secret passage. Again, my house does not have

Gizli bir geçit var. Yine, evimin

any secret passages. When I was a kid though, I wished we had a

herhangi bir gizli geçidi yok. Yine de çocukken, evden ahıra giden gizli bir geçidimiz olmasını isterdim

secret passage underground from the house to the barn because

çünkü

it would be really cold outside and it would be fun to be able

dışarısı gerçekten soğuk olurdu ve

to just walk through a little secret passage to get there.

oraya gitmek için küçük bir gizli geçitten geçmek eğlenceli olurdu.

But we didn't. So, here's a few phrases about secrets before we

Ama yapmadık. Öyleyse, yalanlara geçmeden önce sırlarla ilgili birkaç cümle burada

get to lies. You often will say to someone, wait, I think I

. Sık sık birine, bekle, sanırım

only have one phrase, just this phrase. You might say to

sadece bir cümlem var, sadece bu cümle diyeceksiniz.

someone, your secret is safe with me. So, if someone says,

Birine sırrın bende güvende diyebilirsin. Yani birisi derse

can you keep a secret? And you say, yes, I can keep a secret

sır saklayabilir misin? Ve evet, sır tutabilirim diyorsunuz

and then, the person tells you a secret. You might say, don't

ve o kişi size bir sır veriyor. Endişelenme,

worry, your secret is safe with me. If you say that, it means

sırrın bende güvende diyebilirsin . Bunu söylersen,

that you will not tell anyone that person's secret. It's

o kişinin sırrını kimseye söylemeyeceksin demektir.

really nice when um if you need to tell someone a secret and

Birine bir sır vermen gerektiğinde

they say don't worry your secret is safe with me. Um it's

endişelenme, sırrın bende güvende diyorsa gerçekten çok hoş.

nice to know that. It's very reassuring. A lie. So we've

Bunu bilmek güzel. Bu çok güven verici. Yalan. Bu yüzden

talked about secrets. Let's talk about lies. A lie is

sırlar hakkında konuştuk. Hadi yalanlar hakkında konuşalım. Yalan,

something that is not true. A lie is something that can be

doğru olmayan bir şeydir. Yalan,

very hurtful to people. Sometimes people will just make

insanları çok incitebilecek bir şeydir. Bazen insanlar sadece

things up. They will just think of something that isn't true

bir şeyler uydururlar. Doğru olmayan bir şeyi sadece düşünecekler

and they will tell it to people as if it is true. Okay? One

ve bunu sanki doğruymuş gibi insanlara anlatacaklar. Tamam aşkım?

example where be this. Every once in a while, someone will

Bu nerede bir örnek. Arada bir , belki birisi

buy flowers maybe and then they'll say, I already paid you

çiçek alır ve sonra, Sana zaten ödeme yaptım

and it's like a little confusing because you're like,

ve bu biraz kafa karıştırıcı gibi bir şey çünkü sen,

no, I don't think you paid us yet and so, a lie would be

hayır, bize henüz ödeme yaptığını düşünmüyorum ve bu yüzden bir yalan diyorsun. kendi çıkarınız

something you make up maybe for your own advantage. Sometimes,

için uydurduğunuz bir şey olabilir . Bazen

people will be speeding and then, when a police officer

insanlar hız yapıyor olacak ve sonra bir polis memuru

pulls them over, they say, I wasn't speeding and the police

onları durdurduğunda, "Ben hız yapmıyordum" diyorlar ve polis

officer will know they're lying because they'll have their

memuru yalan söylediklerini anlayacak çünkü onların

radar gun and it will have the speed on. So, a lie is any time

radar silahları olacak ve hız açık olacak . Yani, doğru

you say something that isn't true. You tell a lie um so you

olmayan bir şey söylediğin zaman yalan olur . Yalan söylemek için yalan söylersin

can lie or you can tell a lie. This is Pinocchio. I don't know

ya da yalan söylemek için. Bu Pinokyo.

if you know about Pinocchio but Pinocchio was a wooden boy

Pinokyo'dan haberiniz var mı bilmiyorum ama Pinokyo

whose nose would grow every time he told a lie. So when you

her yalan söylediğinde burnu uzayan tahta bir çocuktu. Yani

lie, it means you are saying something that isn't true. When

yalan söylediğinde, doğru olmayan bir şey söylüyorsun demektir.

you tell a lie, it means you're saying something that isn't

Yalan söylediğinde, doğru olmayan bir şey söylüyorsun demektir

true. If I said Oscar can talk, Oscar can speak English.

. Oscar konuşabilir dersem, Oscar İngilizce konuşabilir.

Oscar's my dog by the way. You you would that I am lying. You

Bu arada Oscar benim köpeğim. Yalan söylediğimi söylerdin.

would know that I am telling a lie because dogs don't talk.

Yalan söylediğimi anlarsın çünkü köpekler konuşmaz.

Although, sometimes you can tell from the look on his face

Yine de bazen yüzündeki ifadeden

what he wants. That's not a lie. That's true. Uh there was

ne istediğini anlayabilirsiniz. Bu bir yalan değil. Bu doğru.

a movie a long time ago called liar liar. So, a liar is a

Uzun zaman önce yalancı yalancı diye bir film vardı . Yani yalancı,

person who lies a lot, okay? So, if you say, oh that guy is

çok yalan söyleyen kişidir, tamam mı? Yani, ah bu adam

such a liar or she is a liar. Don't believe anything she

çok yalancı ya da o yalancı diyorsanız. Söylediği hiçbir şeye inanma

says. This is the word we use to describe someone who lies a

. Bu, çok yalan söyleyen birini tanımlamak için kullandığımız kelimedir

lot. People tend to either be mostly trustworthy and maybe

. İnsanlar ya çoğunlukla güvenilir olma eğilimindedirler ve belki

lie a little bit or they're just liars and they lie all the

biraz yalan söylerler ya da sadece yalancıdırlar ve her zaman yalan söylerler

time. Sometimes, people will start to think a politician is

. Bazen insanlar bir politikacının

a liar that a politician just lies. Anytime they are talking,

sadece yalan söylediği bir politikacının yalancı olduğunu düşünmeye başlayacaklar . Ne zaman konuşsalar yalan

they are lying but a liar is a person who tells lies. You

söylüyorlar ama yalancı yalan söyleyen kişidir.

would say they are a liar. It's not a nice term. You don't

Onların yalancı olduğunu söyleyeceksin. Güzel bir terim değil.

wanna say, you know, that's a lie, you're a liar because it's

Biliyorsun, bu bir yalan, sen bir yalancısın çünkü bu

not a very Nice term. Um just one sec here. My camera did

pek hoş bir terim değil demek istemezsin. Burada sadece bir saniye. Kameram

something funny. Okay, there it's back. Good. Um now my mic

komik bir şey yaptı. Tamam, işte geri döndü. İyi. Um şimdi mikrofon

stand is moving. Uh but you have this word if you want to

standım hareket ediyor. Ama

say someone is a liar. Um Tony Wang, thank you so much for the

birinin yalancı olduğunu söylemek istiyorsan bu kelimeye sahipsin. Um Tony Wang, süper sohbet için çok teşekkür ederim

super chat. Hello, Bob. We'd love you from Taiwan. Thank you

. Merhaba Bob. Tayvan'dan seni çok isteriz.

so much uh Tony uh for the super chat and for supporting

Süper sohbetin ve

me on this channel. You're awesome. Nice work. Um when you

beni bu kanalda desteklediğin için çok teşekkür ederim uh Tony. Harikasın. İyi iş. Yalan

talk about lying, the opposite is to tell the truth. So, if

söylemekten bahsettiğinde, tam tersi doğruyu söylemektir. Yani

you tell lie or if you lie, you are saying something that is

yalan söylerseniz veya yalan söylerseniz doğru olmayan bir şey söylüyorsunuz

untrue and when you say something that is true, you

ve doğru olan bir şey söylediğinizde

tell the truth. Sometimes, criminals will lie in court and

doğruyu söylüyorsunuz. Bazen suçlular mahkemede yalan söyler ve

then eventually, they will tell the truth. After someone asks

sonunda doğruyu söylerler. Birisi

them a lot of questions, they might decide to tell the truth.

onlara bir sürü soru sorduktan sonra, doğruyu söylemeye karar verebilirler.

So, the opposite of lying is to tell the truth. We have

Yani yalan söylemenin zıttı doğruyu söylemektir.

something called a little white lie. A little white lie is a

Küçük beyaz yalan denen bir şeyimiz var . Küçük beyaz bir yalan,

lie that you tell that doesn't really cause any harm or hurt

söylediğiniz ve kimsenin duygularını gerçekten incitmeyen ya da incitmeyen bir yalandır

anyone's feelings. A good example would be this, maybe

. Buna güzel bir örnek şu olabilir, belki

your friend texts you or your friend calls you on their phone

arkadaşınız size mesaj atıyor ya da arkadaşınız sizi telefonundan arıyor

and you don't answer or you don't respond for a day. When

ve siz açmıyorsunuz ya da bir gün cevap vermiyorsunuz.

you do talk to them again, you might lie and say, oh, I would

Onlarla tekrar konuştuğunuzda, yalan söyleyebilir ve "Ah,

have called you back earlier but the battery on my phone was

seni daha önce arayacaktım ama telefonumun pili

dead. Or I would have texted you back but my phone was dead.

bitmişti" diyebilirsiniz. Yoksa sana mesaj atardım ama telefonum kapalıydı.

We would call that a little white lie. It's a lie that it's

Biz buna küçük beyaz yalan derdik.

probably it's not good to lie but it's a lie that didn't

Muhtemelen yalan söylemenin iyi olmadığı bir yalandır ama

really cause any harm. It and I don't know why people do it.

aslında hiçbir zararı olmayan bir yalandır. Bu ve insanların bunu neden yaptığını bilmiyorum.

But people tell little white lies all the time. So as

Ama insanlar her zaman küçük beyaz yalanlar söyler. Yani

opposed to a big lie that might be very hurtful or damaging. A

çok incitici veya zarar verici olabilecek büyük bir yalanın aksine.

little white lie is just a simple lie that humans do. I

Küçük beyaz bir yalan, insanların yaptığı basit bir yalandır.

don't a why. Sometimes we just lie the way it is. A fib is

Neden bilmiyorum. Bazen olduğu gibi yalan söyleriz. Bir fib

very similar. Uh a fib is a little lie that it's not

çok benzer. Uh bir fib, tamamen yalan olmadığı için küçük bir yalandır

totally a lie. It might be a little bit truthful. A good

. Biraz doğru olabilir. İyi bir

example would be this. If someone says um you said you

örnek şu olabilir. Biri um derse,

were going to pick me up at nine. Are you on your way? And

beni dokuzda alacağını söylemiştin . Yolunda mısın? Ve

if you say yeah I'll be there in five minutes. But you know

evet dersen, beş dakika içinde oradayım. Ama on dakikadan

it's gonna be more like ten minutes. We would consider that

fazla süreceğini biliyorsun . Bunu

like a little fib. So a fib is similar to a little white lie.

küçük bir fib gibi düşünürüz. Yani bir fib, küçük beyaz bir yalana benzer. Her

We we could use both words interchangeably. It's a small

iki kelimeyi de birbirinin yerine kullanabiliriz. Söylediğin küçük bir

lie that you tell. Um That doesn't really do any damage or

yalan. Bu gerçekten

hurt anybody's feelings. A falsehood on the other hand is

kimsenin duygularını incitmez veya incitmez. Öte yandan bir yalan,

the formal way of talking about a lie especially if you make it

özellikle

to like the police or in court. So a falsehood is like sayings

polisin veya mahkemede hoşuna giderse, bir yalan hakkında konuşmanın resmi yoludur. Yani bir yalan,

that like in this example, if someone was drinking and

bu örnekteki gibi, eğer biri alkollü

driving, and then when the police came, if the police came

araba kullanıyordu ve sonra polis geldiğinde, polis

a long time after the accident and the person said, I wasn't

kazadan uzun bir süre sonra geldiyse ve kişi, "Ben

drinking and driving, that would be a falsehood. So, in

alkollü araba kullanmıyorum," bir yalan olurdu. Yani,

the court of law or when you're officially uh lying in an

mahkemede veya

official place, we would call it a falsehood. We don't use

resmi bir yerde resmen yalan söylediğinizde, buna yalan deriz.

the word falsehood very often. It's a very old word. There's

Yalan kelimesini çok sık kullanmayız. Bu çok eski bir kelime.

also something called a half truth. So a half truth would be

Yarım gerçek diye bir şey de var . Yani yarı gerçek,

something where part of the lie is true and so you can kind of

yalanın bir kısmının doğru olduğu bir şey olur ve bu yüzden

exaggerate a little bit. A good example of this would be if

biraz abartabilirsiniz. Buna iyi bir örnek,

you're late for work and it was snowing a little bit. You could

işe geç kalmanız ve biraz kar yağması olabilir.

say oh it was the roads were really bad on the way to work.

Ah diyebilirdiniz, işe giderken yollar gerçekten kötüydü.

Okay. You could say I was in a traffic jam. I'm late for work

Tamam aşkım. Trafik sıkışıklığı içindeydim diyebilirsin. İşe geç kaldım

because I was in a traffic jam. I'm late for work because the

çünkü trafik sıkışıklığındaydım. Hava kötü olduğu için işe geç kaldım

weather was bad. So it's already Snowing a bit. Maybe

. Yani şimdiden biraz kar yağıyor. Belki

you're late for work for other reasons but when you get there,

başka sebeplerden işe geç kalıyorsun ama oraya vardığında

you tell a half truth. So, something that's sort of true

yarı doğruyu söylüyorsun. Yani, doğru olan

and you exaggerate a bit. And it's sort of a lie. A pack of

ve biraz abarttığınız bir şey. Ve bu bir nevi yalan. Bir sürü

lies. So, a pack of lies is when someone uh tries to

yalan. Yani, bir yığın yalan, birisinin

convince you to do something and they use um just multiple a

sizi bir şey yapmaya ikna etmeye çalışması ve birden çok şey kullanmasıdır

good example is this. If your cousin said, give me $100 and

. Kuzenin bana 100 dolar ver ve

in a week, I'll double your money and they're just Telling

bir hafta içinde paranı iki katına çıkaracağım dese ve onlar

you about this scheme, you would say it's just a pack of

sana bu plandan bahsediyorlarsa, bunun bir yığın

lies. So, a pack of lies is like one lie on top of another

yalan olduğunu söylersin. Yani, bir yığın yalan,

that people might use to try and get you to do something

insanların

that they want you to do. So, lie or lie or pants on fire.

sizden yapmanızı istedikleri bir şeyi size yaptırmak için kullanabilecekleri, üst üste yalanlar gibidir. Öyleyse yalan söyle ya da yalan söyle ya da ateşe ver.

You can see I have a kid here with his tongue out and his

Burada dili dışarıda ve parmağı

finger on his nose. When children play together,

burnunda bir çocuğum olduğunu görebilirsiniz. Çocuklar birlikte oynarken

sometimes they lie. Children are humans, humans lie

bazen yalan söylerler. Çocuklar insandır, insanlar bazen yalan söyler

sometimes. But when a child catches another child lying,

. Ama bir çocuk başka bir çocuğu yalan söylerken yakalayınca,

when I was a kid, we used to yell this sometimes. Like,

ben çocukken bazen böyle bağırırdık. Yalancısın

you're a liar, liar, liar, pants on fire and I don't know

, yalancısın, yalancısın, pantolonun yanıyor ve

the phrase came from but uh definitely it's something when

bu ifadenin nereden geldiğini bilmiyorum ama uh kesinlikle

I was a kid, kids said, I didn't actually check if it's

ben çocukken bir şey, çocuklar dedi, aslında

still a common phrase with children but it certainly was

hala yaygın olup olmadığını kontrol etmedim çocuklarla ifade ama kesinlikle

many, many years ago when I was Bobby the Canadian, not Bob the

çok, çok yıllar önce Kanadalı Bob değil, Kanadalı Bobby olduğum zamanlardı

Canadian. I was little Bobby the Canadian. Sometimes people

. Ben küçük Kanadalı Bobby'ydim. Bazen insanlar

lie straight to your face. So you could say ah he lied

doğrudan yüzünüze yalan söyler. Yani ah,

straight to my face or she lied straight to my face. This is

doğrudan yüzüme yalan söyledi ya da doğrudan yüzüme yalan söyledi diyebilirsiniz. Bu,

when someone tells you a lie and you know they're lying but

birisi size yalan söylediğinde ve siz onun yalan söylediğini bildiğiniz halde, sizinle

they just tell you a lie while they're just having a

sadece sohbet ederken size yalan söylediği zamandır

conversation with you. It can be very very frustrating. If I

. Çok çok sinir bozucu olabilir.

see one of my children do something and then I ask them

Çocuklarımdan birinin bir şey yaptığını görürsem ve sonra onlara sorarsam

about it later and they say no I didn't do that. We would say

ve hayır, ben yapmadım derler.

that they are lying straight to my face. Um it's a very awkward

Direk yüzüme yalan söylüyorlar derdik . Bu

situation for anyone on the planet, not just English

gezegendeki herkes için çok garip bir durum , sadece İngilizce

speakers. When a child or a parent or a friend or a

konuşanlar için değil. Bir çocuk ya da ebeveyn ya da bir arkadaş ya da

colleague lies straight to your face, it can be very, very

meslektaş doğrudan yüzünüze yalan söylediğinde, bu çok ama çok

awkward. It's not a nice feeling. You could also say

garip olabilir. Bu hoş bir duygu değil. Dişlerinin

that they are lying through their teeth. Um this is a

arasından yalan söylediklerini de söyleyebilirsin . Bu, yüzünüze karşı yalan

little different than lying straight to your face. When

söylemekten biraz farklı .

someone lies through their teeth, uh it basically means

Birisi dişlerinin arasından yalan söylediğinde , bu temelde

you'd, again, you know they're lying. You you're aware that

sizin de onun yalan söylediğini bildiğiniz anlamına gelir. Yalan

they're lying but it's usually more accusatory. Like, I think

söylediklerinin farkındasın ama bu genellikle daha çok suçlayıcı. Sanki,

he's lying through his teeth. So, maybe you don't know

dişlerinin arasından yalan söylediğini düşünüyorum. Yani belki

they're lying but you think they're lying. So, you say,

yalan söylediklerini bilmiyorsun ama yalan söylediklerini düşünüyorsun. Yani, diyorsunuz ki,

that guy, he's just, he's always, he just lies through

o adam, o sadece, o her zaman, sadece dişlerinin arasından yalan söylüyor

his teeth. Whenever he's talking, there's just lies

. Ne zaman konuşsa ağzından sadece yalanlar

coming out of his mouth. He's just lying through his teeth.

çıkıyor. Sadece dişlerinin arasından yalan söylüyor.

Sometimes, people will stretch the truth. So, when you stretch

Bazen insanlar gerçeği esnetirler. Yani,

the truth, it means part of what you're saying is true but

gerçeği esnettiğinizde, söylediklerinizin bir kısmı doğru ama

you've exaggerated it a bit. Maybe you went fishing This is

biraz abartmışsınız demektir. Belki balığa çıkmışsındır Bu

the classic example. You went fishing and you caught a fish

klasik bir örnektir. Balığa çıktınız ve bu kadar büyük bir balık yakaladınız ve

that was this big and when and you throw it back in the lake.

ne zaman ve onu göle geri atıyorsunuz.

When you get home, you say you caught a fish that was this

Eve gittiğinde, bu kadar büyük bir balık tuttuğunu söylüyorsun

big. So, you did catch a fish. That is true. But the fish

. Demek bir balık yakaladın. Bu doğru. Ama balık

wasn't this big. It was only this big. So, what you did is

bu kadar büyük değildi. Sadece bu kadar büyüktü. Yani, yaptığın şey

you stretched the truth. So, when you stretch the truth, it

gerçeği esnetmendi. Gerçeği esnettiğinizde, bu bir nevi

means you kind of tell something that's, it's like a

half truth, right? Uh similar to the earlier phrase. It's a

yarı gerçek gibi bir şey söylediğiniz anlamına gelir, değil mi? Uh, önceki ifadeye benzer. Bu

little bit true but it's a little bit a lie. We also say

biraz doğru ama biraz da yalan. Biz de

things like this, I don't trust him as far as I can throw him.

böyle şeyler söylüyoruz, onu atabileceğim kadarıyla ona güvenmiyorum.

I don't trust that guy as far as I can throw him. I don't

O adama elimden geldiğince güvenmiyorum . Onu

trust him as far as I can throw him. So, we don't actually like

atabileceğim kadarıyla ona güvenmiyorum . Yani, aslında

pick people up and throw them but it's just a way of saying

insanları kaldırıp fırlatmayı sevmiyoruz ama bu sadece

that you don't trust someone in a kind of a fun way, right? You

birine güvenmediğini eğlenceli bir şekilde söylemenin bir yolu, değil mi?

know, my son's friend is not very trustworthy. I don't trust

Biliyorsun, oğlumun arkadaşı pek güvenilir biri değil.

him as far as I can throw him and so it's just a way of

Ona elimden geldiğince güvenmiyorum ve bu sadece birine güvenmediğini söylemenin bir yolu

saying that you don't trust someone. Sometimes, you're

. Bazen

lying to yourself. So, this happens like let's say you

kendine yalan söylüyorsun. Yani bu, diyelim ki

usually exercise every day and you say to yourself, you know

genellikle her gün egzersiz yapıyorsun ve kendi kendine , biliyor musun

what? I can take three or 4 days off. That's not a problem.

? 3-4 gün izin alabilirim. Problem değil.

You might be lying to yourself. Maybe you use social media too

Kendine yalan söylüyor olabilirsin. Belki de sosyal medyayı çok

much. But you're like, you know, it's good though. It

fazla kullanıyorsunuz. Ama sen, bilirsin, yine de iyisin. Beni

keeps me connected with my friends. We would maybe say

arkadaşlarımla bağlantıda tutuyor . Belki de

you're lying to yourself. Or what's another example? If you

kendine yalan söylüyorsun derdik. Veya başka bir örnek nedir?

think, oh, I can eat two ice cream. Uh I can have two ice

Ah, iki dondurma yiyebilirim diye düşünüyorsanız .

cream instead of one uh because I'll I'll walk uh a bit longer

Bir yerine iki dondurma alabilirim çünkü yarın biraz daha uzun yürüyeceğim

tomorrow. You might be lying to yourself, okay? So, we use this

. Kendine yalan söylüyor olabilirsin , tamam mı? Bu yüzden bu

phrase a lot. When you do something, when you deceive

tabiri çok kullanırız. Bir şey yaptığında, kendini kandırdığında

yourself, we say that you're lying to yourself. Now, we have

kendine yalan söylüyorsun deriz. Şimdi,

a phrase, I'm not gonna lie. So, this phrase I think is most

bir sözümüz var, yalan söylemeyeceğim. Bu yüzden, bence bu cümle en

often used when you do something you didn't wanna do

çok, yapmak istemediğiniz bir şeyi yaptığınızda,

because you didn't think you would like it but you end up

çünkü bundan hoşlanmayacağınızı düşündüğünüz için kullanılır, ancak sonunda

enjoying it. So, the best example would this for me. I

bundan zevk alırsınız. Yani, benim için en iyi örnek bu olurdu.

don't want to go skydiving. I have no desire to jump out of a

Paraşütle atlamak istemiyorum. Uçaktan paraşütle atlamak gibi bir niyetim yok

plane with a parachute. But if I did it and if I enjoyed it,

. Ama ben yapsaydım ve keyif alsaydım,

when I landed, I would and someone and if if someone said,

indiğimde yapardım ve birileri söylese

how was it? I would probably say this, I'm not gonna lie. I

nasıldı? Muhtemelen bunu söylerdim, yalan söylemeyeceğim.

had a lot of fun. Maybe someone makes a cake and it's a kind of

Çok eğlendim. Belki birisi bir pasta yapar ve bu

cake I don't really like and they're like, just try a piece

benim pek sevmediğim bir pasta türüdür ve onlar, sadece bir parça dene

and it's like, okay, I'll try a piece and I take a bite and if

ve tamam, bir parça deneyeceğim ve bir ısırık alırım ve eğer

I'm by how good it is. I might say, I'm not gonna lie. This is

gelirsem derler. ne kadar iyi. Yalan söylemeyeceğim diyebilirim. Bu

really delicious. So, it's kind of a unique usage. That's how I

gerçekten lezzetli. Yani, benzersiz bir kullanım. Ben

use the phrase. It's when you're surprised at how fun

tabiri böyle kullanıyorum.

something is or how good something is because you didn't

Bir şeyin ne kadar eğlenceli olduğuna ya da olmayacağını düşündüğün için ne kadar iyi olduğuna şaşırdığın zamandır

think it would be. So, you would say, I'm not gonna lie.

. Yani yalan söylemeyeceğim diyeceksiniz.

This is very tasty cake. I'm not gonna lie. I had a lot of

Bu çok lezzetli bir kek. Yalan söylemeyeceğim.

fun jumping out of a plane with a parachute. Um I'm not gonna

Uçaktan paraşütle atlarken çok eğlendim . Yalan

lie. I never expected my YouTube channel to be

söylemeyeceğim. YouTube kanalımın

successful. I'm not gonna lie. II was shocked when people

başarılı olmasını hiç beklemiyordum. Yalan söylemeyeceğim. İnsanlar

started watching my videos. Um so, thanks by the way for

videolarımı izlemeye başlayınca şok oldum. Bu arada,

helping me uh be successful at this.

bunda başarılı olmama yardım ettiğin için teşekkürler .