5 Common Mistakes English Learners Make and How To Fix Them

Hi, welcome to this English lesson.

Merhaba, bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

As you can see, I am on the ground.

Gördüğünüz gibi yerdeyim.

I have my phone here.

I'm gonna put my phone on the ground.

Telefonum burada.

Telefonumu yere koyacağım.

This English lesson is going to be about some mistakes

Bu İngilizce dersi,

that English learners sometimes make.

İngilizce öğrenenlerin bazen yaptığı bazı hatalar hakkında olacak.

One of the mistakes I've noticed

Fark ettiğim hatalardan biri,

is sometimes people get confused with ground versus floor.

bazen insanların zemine karşı zemini karıştırmasıdır.

So I am laying here on the ground.

Bu yüzden burada yerde yatıyorum.

I have placed my phone on the ground.

Telefonumu yere koydum.

And this is a little different than this is the floor.

Ve bu zeminden biraz farklı .

It's a little bit dirty.

Biraz kirli.

I should have vacuumed before I made this video.

Bu videoyu yapmadan önce süpürmeliydim. Ben

I'm laying on the floor.

yere uzanıyorum.

I can put my phone on the floor.

Telefonumu yere koyabilirim.

The floor is what you walk on

Zemin, evinizin veya dairenizin içinde üzerinde yürüdüğünüz

or what you sit on inside your house or your apartment.

veya üzerine oturduğunuz şeydir .

So this is the floor, I'm laying on the floor,

İşte burası, yerde yatıyorum,

my phone is on the floor.

telefonum yerde.

So the difference you'll notice

Yani fark edeceğiniz fark,

is that the ground is outside.

zeminin dışarıda olmasıdır.

I can put my phone on the ground outside.

Telefonumu dışarıda yere koyabilirim.

I can lay on the ground outside.

Dışarıda yerde yatabilirim.

So the ground is always outside of your house.

Yani zemin her zaman evinizin dışındadır.

So to review,

İncelemek gerekirse,

I am on the ground and my phone is on the ground as well.

ben yerdeyim ve telefonum da yerde.

The floor, I'm laying on the floor,

Yerde, yerde yatıyorum,

my phone is on the floor.

telefonum yerde.

The floor is inside, the ground is outside.

Zemin içeride, zemin dışarıda.

So welcome to this English lesson,

where I'm going to talk about a few little mistakes

that English learners sometimes make,

İngilizce öğrenenlerin bazen yaptıkları birkaç küçük hatadan bahsedeceğim

and I'll explain what the right thing to say is,

ve her durumda söylenecek doğru şeyin

or the right thing to write is in each situation.

veya yazılacak doğru şeyin ne olduğunu açıklayacağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz .

(upbeat music)

(iyimser müzik)

So another thing that I've noticed English learners

İngilizce öğrenenlerin

sometimes get mixed up

bazen kafalarının karıştığını fark ettiğim başka bir şey de tavanda

is when they're talking about whether something

bir şey olup olmadığı hakkında konuşurken

is on the ceiling,

,

like this smoke detector is on the ceiling, or on the roof.

örneğin bu duman detektörü tavanda mı yoksa çatıda mı?

Right now, I am standing on the roof of my house.

Şu anda evimin çatısında duruyorum.

I'm up here on the roof.

Burada, çatıdayım.

The ceiling is the thing that is above your head

Tavan,

when you are in your house or in your apartment.

evinizde veya dairenizdeyken başınızın üzerinde olan şeydir.

So this smoke detector up here is on the ceiling.

Yani buradaki duman detektörü tavanda.

Sometimes there are other things on the ceiling as well.

Bazen tavanda başka şeyler de vardır.

A little while earlier, there was a fly on the ceiling.

Biraz önce tavanda bir sinek vardı.

So once again, this is on the ceiling.

Yani bir kez daha, bu tavanda.

The roof is the top of a building.

Çatı, bir binanın en üst kısmıdır. Şu

I'm currently standing on the roof of my house.

anda evimin çatısında duruyorum. Evimin

There are shingles on the roof of my house,

çatısında kiremit var ,

there is a chimney on the roof,

çatıda baca var

and there are some roof vents on the roof of my house.

ve evimin çatısında bazı havalandırma delikleri var .

And I'm on the roof of my house still as well.

Ve ben hala evimin çatısındayım. Bu

I promise I did this safely, by the way.

arada, bunu güvenli bir şekilde yaptığıma söz veriyorum.

So to review, I am on the roof.

Yani gözden geçirmek için, ben çatıdayım.

This is the roof of my house, and this is the ceiling.

Bu evimin çatısı ve bu da tavanı.

There is a smoke detector on the ceiling.

Tavanda duman dedektörü bulunmaktadır.

Okay, enough of the crazy stuff.

Tamam, bu kadar çılgınca şey yeter.

I'm not climbing on the roof for the rest of this lesson.

Bu dersin geri kalanında çatıya tırmanmayacağım.

That part of the lesson is done.

Dersin o kısmı bitti.

I wanted to talk though about another mistake

Yine de

that I often see English learners make.

İngilizce öğrenenlerin sık sık yaptığını gördüğüm başka bir hatadan bahsetmek istedim.

And usually I see this in the comments on my videos.

Ve genellikle bunu videolarımdaki yorumlarda görüyorum.

Sometimes people will say, "Thank you for your job."

Bazen insanlar "İşiniz için teşekkür ederim" derler.

This is not a correct English sentence.

Bu doğru bir İngilizce cümle değil.

The correct sentence is,

Doğru cümle,

"Thank you for your work,"

"Çalıştığın için teşekkürler"

or you could say, "Thank you for your hard work."

veya " Çalıştığın için teşekkürler" diyebilirsin. Karışıklık için

I do blame English speakers though for the confusion.

İngilizce konuşanları suçluyorum .

We sometimes do use job and work interchangeably.

Bazen iş kullanırız ve birbirinin yerine çalışırız.

For instance, you can say "good job" or "good work."

Örneğin, "aferin" veya "aferin" diyebilirsiniz.

You can say "great job" or "great work."

"Harika iş" veya "harika iş" diyebilirsiniz.

Or you can say "excellent job" or "excellent work."

Veya "mükemmel iş" veya "mükemmel iş" diyebilirsiniz.

All of those sentences are correct,

Bu cümlelerin hepsi doğru

but "thank you for your job" is not correct.

ama "işiniz için teşekkür ederim " doğru değil.

The correct sentence would be "thank you for your work,"

Doğru cümle "çalıştığın için teşekkür ederim"

or "thank you for your hard work."

veya "sıkı çalıştığın için teşekkür ederim" olacaktır. İngilizce öğrenenlerin yaptığı

Another mistake that I hear English learners make

bir başka hata da,

is to use a phrase that is correct in one country

bir ülkede doğru olan

but not really common

ancak İngilizce konuşulan diğer ülkelerde pek yaygın olmayan bir ifade kullanmaktır

in any of the other English speaking countries,

and it's the phrase, "How are you going?"

ve bu, "Nasıl gidiyorsun?"

As far as I know, this is a common greeting in Australia.

Bildiğim kadarıyla, bu Avustralya'da yaygın bir selamlamadır.

I don't think it's a common greeting

in any other English speaking country.

İngilizce konuşulan başka bir ülkede yaygın bir selamlaşma olduğunu sanmıyorum.

It certainly is not used in my part of Canada.

Kanada'nın benim bölgemde kesinlikle kullanılmıyor.

I would not say to someone, "How are you going?"

Kimseye "Nasılsın?" demezdim.

I would say, "How are you doing?"

"Nasılsın?" derdim.

Or "How's it going?"

Veya "Nasıl gidiyor?"

So I think in North America,

Bence Kuzey Amerika'da

we tend to say those two phrases.

bu iki cümleyi söyleme eğilimindeyiz.

"How's it going?

"Nasıl gidiyor?

How are you doing?"

Nasılsın?"

And I think in Australia,

Ve bence Avustralya'da

it's a little more common to say, "How are you going?"

"Nasıl gidiyor?" demek biraz daha yaygın.

If someone was to ask me, "How are you going?"

Birisi bana "Nasıl gidiyor?"

If I was talking about a trip and they said,

Bir geziden bahsediyor olsaydım ve

"How are you going?" I would say I'm going by car.

"Nasıl gidiyor?" Arabayla gideceğimi söylerdim.

So it's not a greeting here in Canada.

Yani burada, Kanada'da bir selamlama değil.

It's a question you would ask

to find out the means of transportation someone is taking

Birinin

when they go on a trip.

seyahate çıkarken yanına aldığı ulaşım yolunu öğrenmek için soracağınız bir soru.

So in Canada, "How are you doing?

Yani Kanada'da "Nasılsın?

How's it going?"

Nasıl gidiyor?"

In Australia, I guess you can say, "How are you going?"

Avustralya'da sanırım "Nasıl gidiyor?" diyebilirsiniz. İngilizce öğrenenlerin

Another common mistake I often see English learners make

sık sık yaptığına tanık olduğum bir başka yaygın hata da

is that they use they're, their, and there incorrectly.

onlar, onların ve orada kelimelerini yanlış kullanmalarıdır.

So they are, or they're,

Yani onlar veya onlar, birinin ne yapacağı

is something you use to talk about

hakkında konuşmak için kullandığınız bir şeydir

what someone is going to do.

.

They are going to go on a trip.

Bir seyahate çıkacaklar.

Their is used to show possession.

Sahip olduklarını göstermek için kullanılırlar.

It is their car.

Bu onların arabası.

And there is used to talk about a location.

Ve bir yer hakkında konuşmak için kullanılır.

Here's one sentence

İşte

that I hope will help you understand this.

bunu anlamanıza yardımcı olacağını umduğum bir cümle.

I hope it doesn't confuse you.

Umarım kafanızı karıştırmaz.

You could say they're going to take their car

in order to get there.

Oraya gitmek için arabalarını alacaklarını söyleyebilirsin.

They're going to take their car in order to get there.

Oraya gitmek için arabalarına binecekler.

So they are going,

Yani gidiyorlar,

so they're going to do something.

yani bir şeyler yapacaklar.

The car belongs to them, so it's their car,

Araba onlara ait , bu yüzden onların arabası

and the location I'm just referring to as there.

ve bahsettiğim yer sadece orası.

They're going to take their car

in order to get there.

Oraya gitmek için arabalarına binecekler.

I hope that helped a little bit,

Umarım bu biraz yardımcı olmuştur,

but it is a confusing thing, isn't it?

ama kafa karıştırıcı bir şey, değil mi?

By the way, they're all pronounced exactly the same.

Bu arada, hepsi tamamen aynı şekilde telaffuz ediliyor.

They're, their, and there.

Onlar, onların ve oradalar.

Well, thank you so much for watching this English lesson

Pekala,

about some common mistakes that I see English learners make.

İngilizce öğrenenlerin yaptığını gördüğüm bazı yaygın hatalar hakkındaki bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

I hope my explanations will help you avoid these mistakes

Umarım açıklamalarım gelecekte bu hatalardan kaçınmanıza yardımcı olur

in the future.

.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button over there.

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

Give me a thumbs up

if this video helped you learn a bit more English.

Bu video biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And, as always, if you have some extra time,

Ve her zaman olduğu gibi, eğer biraz fazla zamanın varsa,

why don't you stick around and watch another English lesson?

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(upbeat music)

(iyimser müzik)