Lesson 119 👩‍🏫 Basic English with Jennifer - So do I. Neither do I. TOO/EITHER

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer.

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer.

Thank you so much for studying with my students and me.

Öğrencilerimle ve benimle okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

Together Flavia, Andreia, and I have filmed over 50 basic English lessons.

Flavia, Andreia ve ben birlikte 50'den fazla temel İngilizce dersini filme aldık.

I remember back in the first lesson we started with, "Hi. How are you?"

İlk başladığımız dersi hatırlıyorum, "Merhaba, nasılsın?"

Now my students know a lot. They know the simple present and simple past,

Şimdi öğrencilerim çok şey biliyor. Basit şimdiki zaman ve basit geçmişi,

the present progressive and past progressive. They know basic uses of modal verbs, including CAN, COULD, MAY, MIGHT, SHOULD, MUST.

şimdiki ilerici ve geçmiş ilericiyi bilirler. CAN, COULD, MAY, MIGHT, SHOULD, MUST gibi modal fiillerin temel kullanımlarını bilirler.

They know quantifiers like "many" and "much." Comparative and superlative adjectives like "better" and "best."

"Çok" ve "çok" gibi niceleyicileri bilirler. "Daha iyi" ve "en iyi" gibi karşılaştırmalı ve üstün sıfatlar.

Indefinite pronouns like "someone" and "something." And quite a lot more!

"Birisi" ve "bir şey" gibi belirsiz zamirler. Ve çok daha fazlası!

I hope you got a lot from the past lessons, and I hope you're enjoying this learning experience. In 2020, things changed.

Umarım geçmiş derslerden çok şey almışsındır ve umarım bu öğrenme deneyiminden keyif alıyorsundur. 2020'de işler değişti.

Flavia, Andreia, and I stopped meeting because of COVID. We took a long break. Then not too long ago, we met on Zoom.

Flavia, Andreia ve ben COVID nedeniyle görüşmeyi bıraktık. Uzun bir ara verdik. Sonra çok uzun zaman önce Zoom'da tanıştık.

This lesson will look a little different, but hopefully, you'll still find it useful and interesting.

Bu ders biraz farklı görünecek, ancak umarız onu yine de yararlı ve ilginç bulursunuz.

Right now, let's practice agreeing. Do you know others ways to say "me too" and "me neither"? Listen.

Şimdi, kabul etmeye çalışalım. "Ben de" ve "Ben de" demenin başka yollarını biliyor musunuz? Dinlemek.

Hi ladies! Hi. So good to see you, but I'm sorry because I cannot hug you.

Merhaba hanımlar! MERHABA. Seni gördüğüme çok sevindim ama üzgünüm çünkü sana sarılamıyorum.

I'm sorry. Virtual hug. Virtual hug. Virtual. What does "virtual" mean?Virtual.

Üzgünüm. Sanal kucaklaşma. Sanal kucaklaşma. Sanal. "Sanal" ne anlama geliyor?Sanal.

Ah, when we stay in different locations.

Ah, farklı yerlerde kaldığımızda.

Yes, and we're on Zoom. It's online, so virtual hugs. Yeah. That's what I'm sending to you.

Evet ve Zoom'dayız. Çevrimiçi, yani sanal sarılmalar. Evet. Sana gönderdiğim şey bu.

And there are so many things that we can talk about, but one thing I think we all know is that it's sad. It's sad because things are different.

Ve konuşabileceğimiz pek çok şey var ama sanırım hepimizin bildiği bir şey var ki bu üzücü. Üzücü çünkü işler farklı.

Things have changed, but we find ways to continue, and so here we are. We can study together. But I'm a little sad. And do you remember what we say to agree?

İşler değişti, ancak devam etmenin yollarını bulduk ve işte buradayız. Birlikte çalışabiliriz. Ama biraz üzgünüm. Ve anlaşmak için ne dediğimizi hatırlıyor musun?

If I say, "I'm a little sad." And you say, "Yeah, me too." Me too. Yeah. There's different ways to say that. Um, we could say, for example, "I use Zoom a lot."

"Biraz üzgünüm" dersem. Ve "Evet, ben de" diyorsun. Ben de. Evet. Bunu söylemenin farklı yolları var. Um, örneğin "Zoom'u çok kullanıyorum" diyebiliriz.

I use Zoom every day. I use Zoom every day. And you could say, "Me too." Me too. Or, "So do I." So do I.

Zoom'u her gün kullanıyorum. Zoom'u her gün kullanıyorum. Ve "Ben de" diyebilirsin. Ben de. Veya "Ben de." Ben de öyle.

And we use "so do I" also to agree. It's positive, affirmative. So, you can use "me too" or "so do I."

Ve aynı fikirde olmak için "ben de öyle" kullanırız. Olumludur, olumludur. Yani, "ben de" veya "ben de" kullanabilirsiniz.

So, for example, Flavia, if I say, "I love animals," you can say, "me too" or "so do I." So do I. I know Andreia loves animals too.

Örneğin, Flavia, "hayvanları severim" dersem, "ben de" veya "ben de severim" diyebilirsin. Ben de. Andreia'nın da hayvanları sevdiğini biliyorum.

Um, Andreia, I read books. So do I.

Andreia, kitap okurum. Ben de öyle.

Flavia, I read magazines. Yeah, so do I. "So do I" or "me too." Uh-huh.

Flavia, dergi okurum. Evet, ben de öyle. "Ben de" ya da "ben de." HI-hı.

Andreia, I enjoy watching movies. So do I. Uh-huh.

Andreia, film izlemekten zevk alıyorum. Ben de öyle.

I watch romantic movies, Flavia. Oh, me too. "Me too." "So do I." Okay. So do I Me too. But what if I start changing it?

Romantik filmler izlerim, Flavia. Ben de. "Ben de." "Ben de." Tamam aşkım. Ben de öyle. Ama ya onu değiştirmeye başlarsam?

So, for example, "me too" is nice because we can just say "me too, me too," and it's good for present, past, future. If I start changing the time

Örneğin, "ben de" güzel çünkü sadece "ben de, ben de" diyebiliyoruz ve bu şimdiki zaman, geçmiş, gelecek için iyi.

with "so do I," you have to start changing the verb. For example, I ate dinner last night. I ate dinner. You can say, "Me too." Or you'll have to change DO to the past tense.

"Ben de" ile zamanı değiştirmeye başlarsam, fiili değiştirmeye başlamanız gerekir. Örneğin, dün akşam yemek yedim. Akşam yemeğini yedim. "Ben de" diyebilirsin. Veya DO'yu geçmiş zamanla değiştirmeniz gerekecek.

Oh, did. DO becomes DID. So, instead of "So do I," you're going to say, "So did I." So did I. I ate good food, Andreia. So did I. Yeah.

Oh, yaptı. DO, DID olur. Yani "Ben de öyle" yerine "Ben de öyle" diyeceksiniz. Ben de öyle. İyi yemek yedim, Andreia. Ben de öyle. Akşam

Um, I cooked dinner, Flavia. Uh, so did I. Yeah, good, you didn't buy it. Right? Okay.

yemeği pişirdim, Flavia. Ah, ben de öyle. Evet, güzel, onu satın almamışsın. Sağ? Tamam aşkım.

I watched some TV last night, Andreia. So did I. Yeah. I just watched a little bit of this, a little bit of that. Some old movies. Some old movies.

Dün gece biraz televizyon izledim, Andreia. Ben de öyle. Biraz ondan biraz bundan izledim. Bazı eski filmler. Bazı eski filmler.

Okay, so now I'm going to throw in a different one for Flavia. Instead of the simple past, I'm going to switch it to past progressive.

Tamam, şimdi Flavia için farklı bir tane vereceğim. Basit geçmiş yerine, onu ilerici geçmişe çevireceğim.

At midnight, at midnight, I was sleeping. You could say, "Me too." But...

Gece yarısı, gece yarısı uyuyordum. "Ben de" diyebilirsin. Ama...

I was sleeping. What is the helping verb? I WAS sleeping. Oh, so WAS I. So was I.

Uyuyordum. yardımcı fiil nedir Uyuyordum. Oh, ben de öyleydim. Ben de öyleydim.

So if I have a helping verb, like WAS or AM or WILL, that's the verb you use. Think of the helping verbs you use to make questions.

Öyleyse, WAS veya [ __ ] veya WILL gibi bir yardımcı fiilim varsa, kullandığınız fiil budur. Soru yapmak için kullandığınız yardımcı fiilleri düşünün.

Were you sleeping? Yes, I was sleeping. Ah, the helping verb is WAS/WERE. Past progressive. I was sleeping at midnight. So was I. So was I.

Uyuyor muydun? Evet, uyuyordum. Ah, yardımcı fiil WAS/WERE'dir. Geçmiş ilerici. Gece yarısı uyuyordum. Ben de öyleydim. Ben de öyleydim.

Andreia, at 5 o'clock this morning, very early, 5 o'clock, I was sleeping.

Andreia, bu sabah saat 5'te, çok erken, saat 5'te uyuyordum.

So was I. Yeah. Good. Too early. Were your cats sleeping? No. No, they were awake. But you were sleeping.

Ben de öyleydim. İyi. Çok erken. Kedileriniz uyuyor muydu? Hayır. Hayır, uyanıklardı. Ama sen uyuyordun.

Flavia, was Lila sleeping this morning at 5 o'clock? Yes? Yes. Does she wake you up sometimes? Uh, she sleeps a lot. She sleeps a lot. Yeah.

Flavia, Lila bu sabah saat 5'te uyuyor muydu? Evet? Evet. Seni bazen uyandırıyor mu? Çok uyuyor. Çok uyuyor. Evet.

Sometimes my dog wakes me up. The dog...if the dog hears something, she's like "Rrr!" I'm like, "Okay!"

Bazen köpeğim beni uyandırır. Köpek...köpek bir şey duyarsa, "Rrr!" "Tamam!"

But now we're going to switch it to something else. Talking about the future. Again, think about the verb that I'm using.

Ama şimdi onu başka bir şeye çevireceğiz. Gelecek hakkında konuşmak. Yine kullandığım fiili düşünün.

Tomorrow I am going to do something. I'm going to take a walk. Flavia. Just say, "Yes. Me too." [laughs] Tomorrow I'm going to take a walk. So...

Yarın bir şeyler yapacağım. yürüyüşe çıkacağım Flavia. Sadece "Evet. Ben de." deyin. [gülüyor] Yarın yürüyüşe çıkacağım.

am I. Yes. So am I. And we say it fast. So am I. So am I. And really fast: So am I. Not, "So...am...I." But, "So am I."

Ben de öyleyim. Evet. Ben de öyle. Ve hızlıca söylüyoruz. Ben de öyleyim. Ben de öyleyim. Ve gerçekten hızlı: Ben de öyleyim. Ama "Ben de öyleyim."

So am I. It happens really fast. So am I. So did I.

Ben de öyleyim. Çok hızlı oluyor. Ben de öyle. Ben de öyle.

You'll hear it, and it's very fast in conversation. Tomorrow I'm going to take a walk. Oh, so am I. So am I. Mm-hmm.

Duyacaksınız ve konuşmada çok hızlı. Yarın yürüyüşe çıkacağım. Oh, ben de öyleyim. Ben de öyle. Mm-hmm.

Andreia, next week, I'm going to enjoy the nice weather.

Andreia, haftaya güzel havanın tadını çıkaracağım.

So am I. So am I. Yeah. We all will.

Ben de öyle. Ben de öyle. Evet. Hepimiz yapacağız.

Right now....today it's a little chilly. I have short sleeves, but I have a sweater. Yeah. You're in long sleeves, huh, Flavia? Yeah. You were cold this morning?

Şu anda... bugün hava biraz soğuk. Kısa kollarım var ama kazağım var. Evet. Uzun kollu giyiyorsun, değil mi Flavia? Evet. Bu sabah üşüdün mü?

Uh-huh. You're always cold. Always. Yeah. I still sleep with socks sometimes. I sometimes sleep with socks. Do you sleep with socks?

HI-hı. Hep soğuksun. Her zaman. Evet. Hala bazen çorapla uyuyorum. Bazen çorapla uyuyorum. Çorapla mı uyuyorsun?

Yes. So do I. So do I. Yes, yes. Because it's present tense. Right?

Evet. Ben de öyle. Ben de öyle. Evet, evet. Çünkü şimdiki zaman. Sağ?

So, most verbs will use DO, DOES, DID. But if it's the verb TO BE, you use the verb TO BE. I am tired. So am I. I'm excited. So am I.

Yani çoğu fiil DO, DOES, DID kullanır. Ama OLMAK fiili ise, OLMAK fiilini kullanırsınız. Yoruldum. Ben de heyecanlıyım. Ben de. Sıra

Your turn. Respond with "So do I." But use the correct verb.

sende. "Ben de" ile yanıt verin. Ama doğru fiili kullanın.

I like pop music.

Pop müziği severim.

I enjoy good food.

İyi yemeklerden hoşlanırım.

I studied science in high school.

Lisede fen okudum.

I'm busy right now.

Şu an meşgulüm.

I'll take a shower later tonight.

Bu gece daha sonra duş alacağım.

Good. So we have two ways to agree: Me too. So do I. Do you know a third way?

İyi. Yani anlaşabileceğimiz iki yol var: Ben de. Ben de öyle. Üçüncü bir yol biliyor musun?

How do we use "too"? Listen.

"Too"yu nasıl kullanırız? Dinlemek. Bana

Tell me about your glasses. I wear glasses. I need my glasses. I need my glasses. Andreia?

gözlüklerinden bahset. Gözlük takıyorum. Gözlüğüme ihtiyacım var. Gözlüğüme ihtiyacım var. Andreia mı?

I wear new glasses. Okay, but she just said, "I need my glasses." And you agree? Uh, me too.

Yeni gözlük takıyorum. Tamam, ama az önce "Gözlüğüme ihtiyacım var" dedi. Ve kabul ediyor musun? Ben de.

Me too. Or? So do I. So do I.

Ben de. Veya? Ben de öyle. Ben de öyle.

So do I...sometimes.

Ben de...bazen.

They have...Can you see they have the blue light? It filters the blue light. I don't know if you can tell. So, when I'm at the computer for a long time, it helps with the blue light.

Onlar... Mavi ışığa sahip olduklarını görebiliyor musunuz? Mavi ışığı filtreler. Söyleyebilir misin bilmiyorum. Yani, uzun süre bilgisayar başında olduğumda, mavi ışıkta yardımcı oluyor.

Yeah. So, I wear them too. Ah! I could also use "too" at the end. Watch that. Look how interesting. Okay, so you know "me too."

Evet. Yani onları da giyiyorum. Ah! Sonunda "çok" da kullanabilirim. Şunu izle. Bak ne kadar ilginç. Tamam, "beni de" biliyorsun.

Um, watch what's happening. We have three ways to agree. The easiest? Me too. But if you use "so," you have to be careful with the helping verb. So do I. So did I. So will I.

Neler olduğuna dikkat et. Anlaşmak için üç yolumuz var. Kolay? Ben de. Ama "so" kullanırsan, yardımcı fiil konusunda dikkatli olmalısın. Ben de öyle. Ben de öyle. Ben de öyle. Değil mi

Right? Or you can use "too" at the end. I wear glasses. I do too. I am too.

? Veya sonunda "çok" kullanabilirsiniz. Gözlük takıyorum. Ben de yaptım. Ben de.

Three ways. "Me too" is the easiest. But "me too" is kind of informal. It's very casual. With friends, right?

Üç yol. "Ben de" en kolayı. Ama "ben de" biraz gayri resmi. Çok sıradan. Arkadaşlarla, değil mi?

Tomorrow I'm going to exercise, Flavia. Agree three ways. Tomorrow I'm going to exercise.

Yarın egzersiz yapacağım, Flavia. Üç şekilde anlaşın. Yarın spor yapacağım.

Me too. So do I. ...So am I. And, um, I am too. Yes! I am too.

Ben de. Ben de. ...Ben de. Ve, um, ben de öyleyim. Evet! Ben de.

Mm-hmm. Listen for my helping verb. If I have it, use it. Right? So, tomorrow, um, I will... What will I do? I will call home and say hi to family.

Mm-hmm. Yardım fiilimi dinle. Bende varsa kullan. Sağ? Yani, yarın, um, ben... Ne yapacağım? Evi arayacağım ve aileye merhaba diyeceğim.

Tomorrow I will call home and say hi to family. I will call. Try that, Andreia.

Yarın evi arayıp aileye merhaba diyeceğim. Arayacağım. Bunu dene, Andreia.

So will I. It's just three words. SO + (verb) + I. So will I. So will I. But if you want to put "too" at the end, you say, "I will too." I will too.

Ben de öyle. Sadece üç kelime. SO + (fiil) + I. Ben de öyle. Ben de yapacağım.

And you can't use contractions here. That's so short. You can't say, "I'll too." Uh-uh. I will too. I will too.

Ve burada kasılmaları kullanamazsınız. Bu çok kısa. "Ben de yaparım" diyemezsin. Uh-uh. Ben de yapacağım. Ben de yapacağım. Senin

Your turn. Respond and agree three different ways. I'm thirsty.

sıran. Üç farklı şekilde yanıt verin ve anlaşın. Susadım.

I'd like a glass of water.

Bir bardak su istiyorum. Dün

I was tired last night.

gece yorgundum.

What about agreeing with a negative statement? Do you remember "me neither"? Let's practice other ways to agree. Listen.

Olumsuz bir ifadeyle aynı fikirde olmaya ne dersiniz? "Ben de"yi hatırlıyor musun? Kabul etmenin başka yollarını deneyelim. Dinlemek.

I don't like the cold air. I don't like the cold breeze. That's negative. I taught you to say, "Me neither." Me neither.

Soğuk havayı sevmiyorum. Soğuk esintiyi sevmiyorum. Bu olumsuz. Sana "Ben de" demeyi öğrettim. Ben de değil.

That's easiest. Again, like "me too"..."me neither" -- you can use it for past, present, and future. Right? But again, we have the choices.

Bu en kolayı. Yine, "ben de"... "ben de" gibi -- bunu geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek için kullanabilirsiniz. Sağ? Ama yine de seçeneklerimiz var.

Instead of "so," what we say in less...I guess slightly more formal conversation, "Neither do I." Neither.

"Yani" yerine, daha az söylediğimiz... Sanırım biraz daha resmi bir konuşma, "Ben de." Hiç biri.

You'll hear /ˈniðər, ˈnaɪðər/. Doesn't matter. /ˈniðər, ˈnaɪðər/ Okay?

/ˈniðər, ˈnaɪðər/ duyacaksınız. önemli değil /ˈniðər, ˈnaɪðər/ Tamam mı?

And again, you'll have to pay attention to what verb tense I'm using. Past? Present? Let's start easy.

Ve yine, kullandığım fiil zamanına dikkat etmeniz gerekecek. Geçmiş? Sunmak? Kolay başlayalım.

Flavia, I don't have a million dollars. Me neither. Me neither. Or? Neither do I. How sad. Andreia, I don't lift heavy weights.

Flavia, benim bir milyon dolarım yok. Ben de değil. Ben de değil. Veya? Ben de. Ne kadar üzücü. Andreia, ben ağır ağırlık kaldırmam.

Me neither. Me neither. Or? Neither do I. Neither do I. Yeah. I have, um, two-pound weights.

Ben de değil. Ben de değil. Veya? Ben de. Ben de. Evet. İki kiloluk ağırlığım var.

Yeah. I can lift two pounds. Ah, Flavia, I don't like snakes.

Evet. İki kilo kaldırabilirim. Ah, Flavia, yılanları sevmem.

Neither do I. Yeah. Andreia, I don't smoke. Me neither. Or? Neither do I. Good job. Yeah. Do your husbands smoke?

Ben de. Evet. Andreia, ben sigara içmem. Ben de değil. Veya? Ben de. Aferin. Evet. Kocalarınız sigara kullanıyor mu?

No. No. Good. Maybe in the past, but not now. I don't know. Flavia, does your husband smoke? No. That's good. That's good. Healthy family. Healthy household.

Hayır. Hayır. Güzel. Belki geçmişte, ama şimdi değil. Bilmiyorum. Flavia, kocan sigara kullanıyor mu? Hayır. Bu iyi. Bu iyi. sağlıklı aile Sağlıklı ev.

Okay. Let's switch to the past. Again, pay attention to helping verbs. I'm in the past tense. Andreia, I didn't drink orange juice this morning.

Tamam aşkım. Geçmişe geçelim. Yine yardımcı fiillere dikkat edin. Geçmiş zamandayım. Andreia, bu sabah portakal suyu içmedim.

I didn't drink. I didn't drink orange juice this morning. Neither did I. Neither did I. Neither did I. Uh-huh. Me neither. I didn't watch a movie yesterday, Flavia.

içmedim Bu sabah portakal suyu içmedim. Ben de yapmadım. Ben de yapmadım. Ben de değil. Dün film izlemedim, Flavia.

Neither did I. Yeah. Neither did I. Again, fast...neither did i. Neither did I. [repeats]

Ben de. Evet. Ben de yapmadım. Yine hızlı... ben de yapmadım. Ben de yapmadım. [tekrarlar]

And you hold out the "I." Neither did I. Try it, Andreia. Neither did I. Neither did I. Neither did I. It sounds like music.

Ve sen "Ben" i uzatıyorsun. Ben de denemedim. Dene, Andreia. Ben de yapmadım. Ben de yapmadım. Kulağa müzik gibi geliyor.

Ah, neither did I. Andreia, last night at 9 o'clock, I wasn't sleeping.

Ah, ben de uyumadım. Andreia, dün gece saat 9'da uyumuyordum.

Neither was I. At 9 o'clock this morning, I wasn't exercising, Flavia. Neither was I. Yeah. Neither was I. Mm-hmm. Good, good, good.

Ben de değildim. Bu sabah saat 9'da egzersiz yapmıyordum Flavia. Ben de değildim. Evet. Ben de değildim. Mm-hmm. İyi iyi iyi.

You're catching on. I'm not listening to music at the moment. Neither am I. Neither am I. I'm sitting. I'm not standing now, Flavia. I'm not standing.

Anlıyorsun. Şu anda müzik dinlemiyorum. Ben de değilim. Ben de değilim. Oturuyorum. Şimdi ayakta değilim, Flavia. ayakta değilim

Neither am I. Neither am I. Yeah. You ladies have Zoom lessons, I'm sure, quite often, so you're sitting a lot. Yeah? Yes. Is it hard?

Ben de değilim. Ben de değilim. Evet. Siz hanımlar, eminim oldukça sık Zoom dersleri alıyorsunuz, bu yüzden çok oturuyorsunuz. Evet? Evet. Zor mu?

Uh-huh. What do you do? Do you stand up? Do you exercise? Do you walk? What? I...stretch. You stretch. Yeah, it's good to stretch even for a few seconds.

HI-hı. Ne yapıyorsun? Ayağa kalktın mı? Egzersiz yapıyor musun? Yürür müsün? Ne? Esnetiyorum. gerin. Evet, birkaç saniyeliğine bile olsa esnemek iyidir.

They also say you should look out a window. Because I'm in front of the computer a lot too. And they say looking at the computer for a long time...it's not great,

Ayrıca pencereden dışarı bakmanız gerektiğini söylüyorlar. Çünkü ben de çok bilgisayar başındayım. Ve uzun süre bilgisayara bakmanın harika olmadığını söylüyorlar,

so I also remember to look out the window to help my eyes that way. Yeah. Things are different.

bu yüzden gözlerime bu şekilde yardımcı olmak için pencereden dışarı bakmayı da hatırlıyorum. Evet. İşler farklı.

Okay. Your turn. Respond with "Neither do I." But use the correct verb.

Tamam aşkım. Senin sıran. "Ben de" ile yanıt verin. Ama doğru fiili kullanın.

I don't have a sports car.

Spor arabam yok.

I can't fly a plane.

Ben uçak kullanamam.

I didn't travel much last year.

Geçen yıl pek seyahat etmedim.

I wasn't sleeping at 9 o'clock this morning.

Bu sabah saat 9'da uyumuyordum.

I'm not tired.

Yorgun değilim.

So, we have two ways to agree with a negative statement. Me neither. Neither do I.

Yani, olumsuz bir ifadeye katılmanın iki yolu var. Ben de değil. Ben de bilmiyorum.

And by the way, you may hear some American English speakers use a variation: Me either. So don't be surprised if you hear that.

Bu arada, bazı Amerikan İngilizcesi konuşanların bir varyasyon kullandığını duyabilirsiniz: Ben de. O yüzden bunu duyarsanız şaşırmayın.

Now, there is one more way to agree with a negative statement. How do we use "either" with a verb? Listen.

Şimdi, olumsuz bir ifadeye katılmanın bir yolu daha var. Bir fiil ile "ya" yı nasıl kullanırız? Dinlemek.

"Neither" is negative. If you use "either," you need to use a negative verb. Not + either. I'm not either. I don't either. I won't either.

"Hiçbiri" olumsuzdur. "Ya" kullanırsanız, olumsuz bir fiil kullanmanız gerekir. + da değil. Ben de değilim. ben de istemiyorum Ben de yapmayacağım.

You have to have a negative verb, and then use "either" at the end. I don't have tea. There's three ways you can agree, Flavia. I don't have tea.

Negatif bir fiile sahip olmalısın ve sonunda "ya" kullanmalısın. çayım yok Aynı fikirde olmanın üç yolu var, Flavia. çayım yok

Me neither. Yeah. Neither do I. Don't either. And you say "I." I don't either.

Ben de değil. Evet. Ben de bilmiyorum. Ve "ben" diyorsun. ben de istemiyorum

So, me neither, neither do I, I don't either.

Yani ben de, ben de yapmıyorum, ben de yapmıyorum.

I'd say, "I don't either" might be more common. I don't either. Yeah, I think I'd say that more than, "Neither do I." To my ears, "neither do I" sounds a little bit more formal. Yeah.

"Ben de bilmiyorum" daha yaygın olabilir derdim. ben de istemiyorum Evet, sanırım bunu "Ben de" demekten daha çok söylerdim. Kulağa "ben de" biraz daha resmi geliyor. Evet.

And again, it's very easy to agree with "me too" and "me neither." It works all the time. It works all the time. Okay. Try something negative. Um,

Ve yine, "ben de" ve "ben de" ile aynı fikirde olmak çok kolay. Her zaman çalışır. Her zaman çalışır. Tamam aşkım. Negatif bir şey deneyin. Um, ben

I'm not wearing a sweater. I'm wearing a t-shirt. Andreia, I'm not wearing a sweater. Me neither. Okay. So, me neither. And the next one is going to be...

kazak giymiyorum. Tişört giyiyorum. Andreia, kazak giymiyorum. Ben de değil. Tamam aşkım. Yani ben de. Ve bir sonraki olacak...

Neither was I. Present tense? Neither am I. Neither am I. If I switch to the past: Yesterday I wasn't wearing a sweater. Neither was I. But right now? Neither am I.

Ben de değildim. Şimdiki zaman mı? Ben de değilim. Geçmişe dönersem: Dün kazak giymiyordum. Ben de değildim. Ama şu anda? Ben de değilim.

The sounds is, like, difficult. Neither am I. [repeats] Neither am I.

Sesler zor gibi. Ben de değilim. [tekrarlar] Ben de değilim.

And the other way? So, I'm not wearing a sweater right now. Me neither. Neither am I. Flavia? I'm not either.

Ya diğer yol? Yani, şu anda bir kazak giymiyorum. Ben de değil. Ben de değilim. Flavia? Ben de değilim.

So, when you use "either" at the end, the verb has to be negative. Which verb? The helping verb. The helping verb. Okay?

Yani, sonunda "ya" kullandığınızda, fiil olumsuz olmak zorundadır. Hangi fiil? Yardımcı fiil. Yardımcı fiil. Tamam aşkım?

I can't cook lobster. Try that. Neither can I. Yes. Or? I can't too. Negative? I can't either. I can't either.

Istakoz pişiremem. Bunu dene. Ben de yapamam. Evet. Veya? ben de yapamam Olumsuz? ben de yapamam ben de yapamam

Good job. Yeah. Listen for those helping verbs. Sometimes helping verbs are modal verbs. Okay?

Aferin. Evet. Yardımcı fiilleri dinleyin. Bazen yardımcı fiiller modal fiillerdir. Tamam aşkım?

Okay. Your turn. Respond and agree three different ways. Me neither. Neither + (verb). And (negative verb) + either.

Tamam aşkım. Senin sıran. Üç farklı şekilde yanıt verin ve anlaşın. Ben de değil. Ne + (fiil). Ve (olumsuz fiil) + ya.

I don't want to stop learning.

Öğrenmeyi bırakmak istemiyorum.

I can't find enough time to do everything.

Her şeyi yapmak için yeterli zaman bulamıyorum.

I won't say goodbye.

Hoşçakal demeyeceğim.

Okay. Let me challenge you. Continue to agree with me, but I'm going to mix up the verbs. Listen carefully.

Tamam aşkım. Sana meydan okumama izin ver. Benimle aynı fikirde olmaya devam edin, ancak fiilleri karıştıracağım. Dikkatli dinle.

I don't like upsetting news.

Üzücü haberleri sevmiyorum.

I'm interested in other cultures.

Diğer kültürlerle ilgileniyorum.

I can't remember all the names of my classmates from first grade.

Birinci sınıftaki sınıf arkadaşlarımın hepsinin adını hatırlayamıyorum.

I'll always respect people when they're learning my first language as a second language.

İlk dilimi ikinci dil olarak öğrenen insanlara her zaman saygı duyacağım .

How did you do? We're going to end here. Check back soon for the final lesson in this series. We're going to review some of the past topics.

Nasıl yaptın? Burada bitireceğiz. Bu dizideki son ders için yakında tekrar kontrol edin. Geçmişteki bazı konuları gözden geçireceğiz.

Please remember to like this video. As always, thanks for watching and happy studies!

Lütfen bu videoyu beğenmeyi unutmayın. Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

I'd like to say a special thank you to a Kind-Hearted Patron who pledged $2/month. Thank you, Kapila.

Ayda 2 dolar taahhüt eden İyi Kalpli Bir Patron'a özel bir teşekkür etmek istiyorum. Teşekkürler Kapila.

Follow me on Facebook, Twitter, and Instagram. I invite intermediate and advanced students to join me on Patreon. And subscribe to me on YouTube.

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin. Orta ve ileri düzey öğrencileri Patreon'da bana katılmaya davet ediyorum. Ve YouTube'da bana abone olun.