How to use DUE and DUE TO

Hi everyone. I'm Jennifer from English with  Jennifer. Vocabulary requires a lot of brain work.  

Herkese selam. Ben English with Jennifer'dan Jennifer. Kelime dağarcığı çok fazla beyin çalışması gerektirir.

You know why? It's not just about learning what  a word means. You need to learn how to use it.

Neden biliyormusun? Bu sadece bir kelimenin ne anlama geldiğini öğrenmekle ilgili değil. Nasıl kullanılacağını öğrenmelisin.

Take for example the word "due." When I say, "My  report is due tomorrow," what does that mean?

Örneğin "vade" kelimesini ele alalım. " Raporum yarın teslim edilecek" dediğimde bu ne anlama geliyor?

The answer is b. It must be finished by tomorrow.  

Cevap b'dir. Yarına kadar bitmesi gerekiyor.

When something is due, it is expected.  We use "due" to state a deadline.

Bir şeyin vadesi geldiğinde beklenir. Bir son tarih belirtmek için "vade" kullanırız.

The report is due tomorrow. The report is  due next week. The report is due on Friday.

Rapor yarın teslim edilecek. Rapor önümüzdeki hafta teslim edilecektir. Rapor Cuma günü teslim edilecek.

What if I ask a woman, "When are  you due?" What's the situation?

Bir kadına "Ne zaman doğacaksın?" diye sorarsam ne olur? Durum nedir?

The answer is c. She's going to have a baby.  A pregnant woman has a due date. We ask,  

Cevap c'dir. Bir bebeği olacak. Hamile bir kadının doğum tarihi vardır.

"When are you due?" The due date is  when the baby is expected to be born.  

"Doğum tarihiniz ne zaman?" diye soruyoruz. Doğum tarihi, bebeğin doğmasının beklendiği zamandır.

The baby is due in September.  The baby is due next month.

Bebek eylülde doğacak. Bebek önümüzdeki ay doğacak.

You know what else has a due date? Library  books. When you check out books from the library,  

Başka neyin teslim tarihi var biliyor musun? Kütüphane kitapları. Kütüphaneden kitapları teslim aldığınızda,

you immediately have a due date. That's  when you have to bring the books back.  

anında bir teslim tarihiniz olur. İşte o zaman kitapları geri getirmeniz gerekir.

Library books are usually due three weeks  after you check them out. You might hear  

Kütüphane kitaplarının süresi genellikle siz onları teslim aldıktan sonra üç hafta içinde teslim edilir.

"due" or "due back." My library books are due  today. My library books are due back next week.

"geri ödenecek" veya "geri ödenecek" sözlerini   duyabilirsiniz. Kütüphane kitaplarımın teslim süresi bugün. Kütüphane kitaplarım önümüzdeki hafta teslim edilecek.

And if you're late bringing the books back, you  might be fined. You might have to pay a fine.  

Kitapları getirmekte geç kalırsanız para cezasına çarptırılabilirsiniz. Para cezası ödemek zorunda kalabilirsiniz.

The amount due is usually very small,  but you're expected to pay this money  

Ödenmesi gereken miktar genellikle çok küçüktür, ancak bu parayı

before you check out new books.

yeni kitaplara bakmadan önce ödemeniz beklenir.

In more formal English, we can say a person  or a thing is due to arrive on a certain day.  

Daha resmi İngilizcede, bir kişinin veya bir şeyin belirli bir günde varacağını söyleyebiliriz.

In everyday English, we can find other  wording. Compare these sentences.

Günlük İngilizcede başka ifadeler bulabiliriz. Bu cümleleri karşılaştırın.

The First Lady is due to arrive at 10 o'clock.

First Lady saat 10'da gelecek.

The First Lady is going to come at 10.

First Lady saat 10'da gelecek.

The items are due to arrive on Friday.

Eşyalar Cuma günü gelecek.

The delivery date is Friday.

Teslimat tarihi cumadır.

When we use "due to," the meaning changes.  "Due to" is a more formal way of saying  

"Nedeniyle" kullandığımızda anlam değişir. "nedeniyle", "nedeniyle" demenin daha resmi bir yoludur

"because of." Can you rewrite the following  statements and use everyday English? Let's try.

. Aşağıdaki ifadeleri yeniden yazıp günlük İngilizceyi kullanabilir misiniz? Hadi deneyelim.

Due to inclement weather,  the event has been cancelled.

Sert hava koşulları nedeniyle etkinlik iptal edildi.

I'll give you a hint. I suggest avoiding  the passive and using an active verb.

Sana bir ipucu vereceğim. Edilgenden kaçınmayı ve aktif bir fiil kullanmayı öneriyorum.

They canceled the event because of the weather.

Hava nedeniyle etkinliği iptal ettiler.

Company expenses often  increase due to human error.

Şirket giderleri genellikle insan hatası nedeniyle artar.

Here's a suggestion: More  expenses means losing money.  

İşte size bir öneri: Daha fazla harcama, para kaybetmek anlamına gelir.

How about saying, "Companies often  lose money because of human error."

"Şirketler genellikle insan hatası nedeniyle para kaybeder" demeye ne dersiniz?

Just remember if you use "due  to," it sounds rather formal,  

Unutmayın, "nedeniyle" kullanırsanız, kulağa oldukça resmi gelir

and "due to" is followed by an object.  Use a noun or a noun phrase. Got it?  

ve "nedeniyle"nin ardından bir nesne gelir. Bir isim veya isim tamlaması kullanın. Anladım?

Don't say "due to people make mistakes." Say  "due to mistakes" or "due to human error."

"İnsanlar hata yaptığı için" demeyin. "Hatalar nedeniyle" veya "insan hatası nedeniyle" deyin.

We'll end here. Please like the  video if you found it useful.  

Burada bitireceğiz. Videoyu faydalı bulduysanız lütfen beğenin.

As always, thanks for watching and happy studies!

Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Everyone, visit me on Patreon. You can join to  support my online work, get live lessons and bonus  

Millet, beni Patreon'da ziyaret edin. Çevrimiçi çalışmalarımı desteklemek, canlı dersler ve bonus

videos, and some of you may even want a monthly  one-on-one video call. Follow me on Facebook,  

videolar almak için katılabilirsiniz ve hatta bazılarınız ayda bir bire bir görüntülü görüşme yapmak isteyebilir. Beni Facebook,

Twitter, and Instagram. Why not join me on  Patreon? And don't forget to subscribe on YouTube.

Twitter ve Instagram'da takip edin. Neden  Patreon'da bana katılmıyorsunuz ? Ve YouTube'da abone olmayı unutmayın.