Jennifer's NEW Phrasal Verb Challenge 👩‍🏫 Lesson 2: chip in, sit back

Hi everyone. Are you ready to learn two new phrasal verbs?

Herkese selam. İki yeni deyimsel fiil öğrenmeye hazır mısın?

I hope so because this is Lesson 2 of Jennifer's Phrasal Verb Challenge.

Umarım öyledir çünkü bu, Jennifer'ın Cümle Fiil Yarışmasının 2. Dersi.

Let me ask you a question. Are you a team player or do you work better independently?

Sana bir soru sorayım. Takım oyuncusu musunuz yoksa bağımsız olarak daha mı iyi çalışıyorsunuz?

Some people don't have a preference, but others do.

Bazı insanların bir tercihi yoktur, ancak bazılarının vardır.

I don't mind working on a team as long as everyone chips in.

Herkes katkıda bulunduğu sürece bir takımda çalışmayı umursamıyorum.

I don't like when strong people dominate or when lazy people sit back and expect others to do all the work.

Güçlü insanların hükmetmesi ya da tembel insanların oturup tüm işi başkalarından yapmasını beklemeleri hoşuma gitmiyor.

Do you feel the same way?

Sen de aynı şekilde mi hissediyorsun?

"To chip in" means to contribute.

"Parçalamak", katkıda bulunmak anlamına gelir.

In a group situation, everyone is expected to do their part.

Bir grup durumunda, herkesin üzerine düşeni yapması beklenir.

It could be about work, but it could also be about other things, like money.

İşle ilgili olabilir ama para gibi başka şeylerle de ilgili olabilir.

For example,

Örneğin,

if the local school needs a new computer, all the

yerel okulun yeni bir bilgisayara ihtiyacı varsa, tüm

families can chip in. They can all give a small amount of money, and then the school can make the purchase.

aileler katkıda bulunabilir. Hepsi küçük bir miktar para verebilir ve ardından okul satın alma işlemini gerçekleştirebilir.

Note you can chip in or you can chip in for something.

Katılabileceğinizi veya bir şey için katılabileceğinizi unutmayın.

So "chip in" + a prepositional phrase with "for."

Yani "çip" + "için" ile bir edat cümlesi.

Chip in for a new computer. Chip in for a birthday present.

Yeni bir bilgisayar için fişleyin. Bir doğum günü hediyesi için çip atın.

You could also do "chip in" + an infinitive of purpose.

Ayrıca "çip" + bir amaç mastarı da yapabilirsiniz.

Chip in in order to do something, for example, chip in to pay for a new computer.

Bir şey yapmak için, örneğin yeni bir bilgisayar için ödeme yapmak için çip ekleyin.

Chip in to pay for new sports equipment.

Yeni spor ekipmanı için ödeme yapmak için çip yapın.

"To sit back" means to sit and relax.

"Geriye oturmak", oturup dinlenmek anlamına gelir.

But it could also imply that you're not getting involved in a situation.

Ama aynı zamanda bir duruma karışmadığınız anlamına da gelebilir.

As your hostess, I might invite you to sit back and relax while I make dinner.

Hostesiniz olarak, ben akşam yemeğini hazırlarken sizi arkanıza yaslanıp dinlenmeye davet edebilirim.

But I would get very angry if we're supposed to paint a room together, and all you did was sit back and watch me

Ama birlikte bir odayı boyayacak olsak çok sinirlenirdim ve senin tek yaptığın arkana yaslanıp

do all the work.

bütün işi benim yapmamı izlemekti.

Again note the grammar. "Sit back" is intransitive. No object.

Yine dilbilgisine dikkat edin. "Arkanıza yaslanın" geçişsizdir. Obje yok.

Often we say, "Sit back and do something," as in: sit back and relax, sit back and enjoy,

Çoğu zaman "Arkanıza yaslanın ve bir şeyler yapın" deriz, örneğin: arkanıza yaslanın ve gevşeyin, arkanıza yaslanın ve keyfini çıkarın, arkanıza

sit back and wait.

yaslanın ve bekleyin.

Try this practice task. Answer my earlier question about being a team player.

Bu alıştırma görevini deneyin. Takım oyuncusu olmakla ilgili önceki soruma cevap verin.

When you work in a group, do you chip in and do your part?

Bir grup içinde çalışırken, katkıda bulunur ve üzerinize düşeni yapar mısınız?

How do you handle the situation if another member sits back and gets lazy?

Başka bir üye arkasına yaslanıp tembelleşirse durumu nasıl ele alırsınız?

I look forward to reading your answers. That's all for now. Thanks for watching and happy studies!

Cevaplarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Şimdilik bu kadar. İzlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Become a member of my learning community. Click the JOIN button to become a member of my YouTube channel English with Jennifer.

Öğrenme topluluğumun bir üyesi olun. Jennifer ile İngilizce YouTube kanalıma üye olmak için KATIL düğmesine tıklayın.

You'll get a special badge,

Özel bir rozet,

bonus posts, on-screen credit, and a monthly live stream.

bonus gönderiler, ekran kredisi ve aylık canlı yayın alacaksınız.

Note that YouTube channel memberships are not available in every country at this time.

YouTube kanal üyeliklerinin şu anda her ülkede kullanılamadığını unutmayın.

Join me on my YouTube community tab for helpful posts each week.

Her hafta faydalı gönderiler için YouTube topluluk sekmemde bana katılın.

If you haven't already, please subscribe to my channel. That way you'll get notification of every new video I upload to YouTube.

Henüz yapmadıysanız, lütfen kanalıma abone olun. Bu şekilde, YouTube'a yüklediğim her yeni video hakkında bildirim alacaksınız.