English Conversation - Daily Routine (with vocabulary) (+ Free PDF & Quiz)

Hello everyone. And welcome back to English with Lucy. Today I have a very special guest.

Herkese merhaba. Ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz . Bugün çok özel bir konuğum var.

This is my fiance, William. Hello everyone.

Bu benim nişanlım, William. Herkese merhaba.

Will has never been on this channel before. No.

Will daha önce bu kanalda hiç yer almamıştı. Hayýr.

So it's an honour. It's been long overdue.

Yani bu bir onur. Çoktan gecikti.

It has. So I've seen that many of you have requested a video on daily routines. So I

var. Bu yüzden birçoğunuzun günlük rutinlerle ilgili bir video talep ettiğini gördüm. Bu yüzden

thought it would be a good idea for us to have a conversation and tell you about our

biraz sohbet edip size

daily routines. And then I'll pick out some vocabulary to show you. So this is a fantastic

günlük rutinlerimizden bahsetmenin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Ve sonra sana göstermek için bazı kelimeler seçeceğim. Bu harika bir

listening lesson, pronunciation lesson, because you can see how we pronounce specific words.

dinleme dersi, telaffuz dersi, çünkü belirli kelimeleri nasıl telaffuz ettiğimizi görebilirsiniz. İhtiyacınız

Don't forget to switch on subtitles if you need them. And to make this even better, I've

olursa altyazıları açmayı unutmayın . Ve bunu daha da iyi hale getirmek için,

created a PDF sheet for you, which contains all of the key vocabulary. All you have to

sizin için tüm önemli kelimeleri içeren bir PDF sayfası oluşturdum .

do to download that is click on the link in the description box and sign up to my mailing

İndirmek için yapmanız gereken tek şey açıklama kutusundaki linke tıklayıp mail

list. It will be sent directly to your inbox. Also, don't forget to share your own daily

listeme üye olmak. Doğrudan gelen kutunuza gönderilecektir. Ayrıca

routine in the comment section down below. I'd love to know what time you wake up, what

aşağıdaki yorum bölümünde kendi günlük rutininizi paylaşmayı unutmayın. Saat kaçta uyandığınızı,

you eat for breakfast, what you have for lunch, what you have for dinner, and also what time

kahvaltıda ne yediğinizi, öğle yemeğinde ne yediğinizi, akşam yemeğinde ne yediğinizi ve ayrıca saat kaçta

you go to bed. So first I think we should introduce ourselves because although we are

yattığınızı bilmek isterim. O yüzden önce kendimizi tanıtmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü

getting married, we live quite different lives, don't we?

evli olmamıza rağmen oldukça farklı hayatlar yaşıyoruz, değil mi?

Couldn't be more different really. Yeah. So we live in the same house, but we

Gerçekten daha farklı olamazdı. Evet. Yani aynı evde yaşıyoruz ama

have very different jobs. I am an English teacher, but I work on YouTube.

çok farklı işlerimiz var. İngilizce öğretmeniyim ama YouTube'da çalışıyorum.

And I am a farmer and I work mainly outdoors on the farm.

Ve ben bir çiftçiyim ve çoğunlukla açık havada çiftlikte çalışıyorum.

Yes. So quite the unique pair I think. My first question for you is what time do you

Evet. Bence oldukça benzersiz bir çift. Size ilk sorum

usually wake up? Usually I would wake up at 5:30 to 6:00.

genellikle kaçta uyanırsınız? Genellikle 5:30 ila 6:00 arasında uyanırdım.

Yes, but what time do you get up? But I get up at 6:00.

Evet ama kaçta kalkıyorsun? Ama ben 6:00'da kalkarım.

Yeah. So there's an important difference between wake up and get up. When your eyes open in

Evet. Yani uyanmak ile kalkmak arasında önemli bir fark vardır . Sabah gözleriniz açıldığında

the morning, you wake up. But when you leave your bed in the morning, you get up and Will

uyanırsınız. Ama sabah yatağınızdan kalktığınızda kalkıyorsunuz ve Will'in

has a big problem. This gap between waking up and getting up is getting bigger and bigger.

büyük bir derdi var. Uyanmakla uyanmak arasındaki bu boşluk gittikçe büyüyor.

Isn't it? I've gone from setting one alarm to three

değil mi Bir alarm ayarlamaktan üç

alarms. Three alarms, and I have to lay next to him

alarma geçtim. Üç alarm ve her alarmı duyunca yanında uzanmak zorunda kalıyorum

hearing each alarm. So I have a very different job. I, well, I wake up at 5:30, at 5:45 at

. Yani benim çok farklı bir işim var. Ben, şey, Will ile 5:30'da, 5:45'te

6:00 with Will. But I keep on sleeping and I get up at 7:30. But something very important

6:00'da uyanırım. Ama uyumaya devam ediyorum ve 7:30'da kalkıyorum. Ama

happens between that time frame I think. I feed the pets and I bring up a couple of

bence o zaman dilimi arasında çok önemli bir şey oluyor. Evcil hayvanları besliyorum ve birkaç

coffees. Yes. So very important. In the morning when

kahve getiriyorum. Evet. Çok önemli. Sabah

Will gets up before he goes to work, he brings me a coffee in bed and we try to have a coffee

işe gitmeden önce uyandığında yatağıma bir kahve getiriyor ve birlikte kahve içmeye çalışıyoruz

together. It's a nice routine to have, I think. Yeah. It's a good start to the day.

. Bence güzel bir rutin. Evet. Güne iyi bir başlangıç.

Yeah. But it's interesting because Will's job isn't the same all year round. In summer

Evet. Ama ilginç çünkü Will'in işi tüm yıl boyunca aynı değil. Yazın

you're really, really busy. I mean, what time do you wake up in the summer?

gerçekten çok meşgulsünüz. Demek istediğim, yazın kaçta uyanırsın?

4:30 normally. Really, really early. So in the UK, we have

4:30 normalde. Gerçekten çok erken. Yani Birleşik Krallık'ta yazın

very long days in the summer and very short days in the winter. If you're from Norway,

çok uzun, kışın çok kısa günlerimiz oluyor. Norveç'ten,

Sweden, or anywhere more up North, you'll think, "What are you complaining about?" But

İsveç'ten ya da daha kuzeyde herhangi bir yerden iseniz, "Neden şikayet ediyorsunuz?" diye düşünürsünüz. Ama ben

I remember when I was teaching English in Spain, people were surprised that the sun

İspanya'da İngilizce öğretirken , yazın güneşin

would rise at 4:30 in the morning in summer and then set at 10:00 at night. But then in

sabah 4:30'da doğup gece 10:00'da batmasına insanların şaşırdığını hatırlıyorum. Ancak

the winter, the sun doesn't come up till 9:00 and then it can set at 3:30. So it's a big

kışın güneş 9:00'a kadar doğmaz ve ardından 3:30'da batabilir. Yani bu büyük bir

difference. So your days in summer are so much longer.

fark. Yani yazın günleriniz çok daha uzun.

Yeah. So let's move on to having breakfast. I normally

Evet. Öyleyse kahvaltı yapmaya devam edelim. Normalde saat

have breakfast at around 8:00. When do you have yours?

8:00 civarında kahvaltı yaparım. Seninki ne zaman var ?

Either 7:30, before I go out to work again or at 10:00.

Ya 7:30, tekrar işe gitmeden önce ya da 10:00'da.

Oh yes. Because you go out and come back in for a break.

Oh evet. Çünkü dışarı çıkıyorsunuz ve bir mola için geri geliyorsunuz.

Yeas. Yeah. And what do you usually have?

evet. Evet. Ve genellikle ne yersin?

Normally I would eat a bowl of cereal or I'd have a plate of toast.

Normalde bir kase mısır gevreği yerdim ya da bir tabak tost yerdim.

Toast. Yes. Or on a special occasion, bacon sandwiches.

Kızarmış ekmek. Evet. Ya da özel bir gün için pastırmalı sandviçler.

Very special. Bacon sandwiches on special occasions, or

Çok özel. Özel günlerde pastırmalı sandviçler mi yoksa

what about a full English breakfast? Only on weekends.

tam bir İngiliz kahvaltısı mı? Sadece hafta sonlarında.

Yes. So this is a really famous breakfast in the UK. The full English where you have

Evet. Yani bu İngiltere'de gerçekten ünlü bir kahvaltı .

eggs, sausages, bacon. Black pudding.

Yumurta, sosis, domuz pastırması olan tam İngiliz. Siyah puding.

Black pudding. What's black pudding? I don't think some of my students will like it.

Siyah puding. Siyah puding nedir? Bazı öğrencilerimin bundan hoşlanacağını sanmıyorum.

You don't need to know then. It's sausage made out of blood. Black pudding,

O zaman bilmene gerek yok. Kandan yapılmış sosis. Siyah muhallebi,

hash brown. Hash browns.

kahverengi. Hash kahveleri.

It's like fried potato. Baked beans. French toast.

Kızarmış patates gibi. Kuru fasulye Fransız usulü tost.

Yeah. Toast fried in oil. And we often have a cooked tomato and cooked mushrooms as well.

Evet. Kızgın yağda kızartılmış tost. Ve sık sık pişmiş domates ve pişmiş mantar da yeriz.

So it's a huge breakfast, very high fat. And we normally have it if we have drunk alcohol

Yani çok büyük bir kahvaltı, çok yüksek yağ. Ve normalde bir gece önce alkol almışsak buna sahibiz

the night before. Yes.

. Evet.

So it's something you'd have if you are hung over. You can have a hangover or you can be

Yani eğer akşamdan kalmaysan sahip olacağın bir şey . Akşamdan kalma olabilir veya

hung over. This is important. They need to know it. Because I think they see the English

akşamdan kalma olabilirsiniz. Bu önemli. Bunu bilmeleri gerekiyor. Çünkü bence onlar

breakfast sometimes and think that, that's what we eat every morning. And that's not

bazen İngiliz kahvaltısını görüyorlar ve bizim her sabah yediğimiz şeyin bu olduğunu düşünüyorlar. Ve bu

true. No.

doğru değil. Hayır.

You have to be really hungry for an English breakfast.

İngiliz kahvaltısı için gerçekten aç olmalısınız .

We don't. No. We don't eat every morning. I would say

yapmıyoruz. Hayır. Her sabah yemek yemeyiz.

maybe five times a year. Yeah. Not a lot.

Yılda belki beş kez diyebilirim. Evet. Çok değil.

Five times a year. If we go to a hotel full English. Sometimes we compress it down to

Yılda beş kez. Tam İngiliz bir otele gidersek . Bazen onu

a flinglish. Can I have a flinglish. So for my breakfast, I nearly always have it at around

bir flinglish'e sıkıştırıyoruz. Bir flinglish alabilir miyim? Bu yüzden kahvaltımı neredeyse her zaman saat 8:00 civarında yerim

8:00 and I normally have porridge. So that's oats and milk cooked with some fruit like

ve normalde yulaf lapası yerim. Yani

banana, nectarines, or plums at the moment. And in summer I use blueberries and bananas.

şu anda muz, nektarin veya erik gibi bazı meyvelerle pişirilmiş yulaf ve süt. Yazın ise yaban mersini ve muz kullanırım.

Delicious. So the next thing that I do after breakfast

Lezzetli. Kahvaltıdan sonra yaptığım bir sonraki şey

is I do some exercise. In American English, it's more common to say I work out. And we

biraz egzersiz yapmak. Amerikan İngilizcesinde, egzersiz yapıyorum demek daha yaygındır. Ve

do say this, but it's not as commonly used in British English. I do a workout. Yes. But

bunu söylüyoruz ama İngiliz İngilizcesinde yaygın olarak kullanılmaz . Antrenman yapıyorum. Evet. Ama

I work out. I mean, would you think it's more American?

çalışıyorum. Demek istediğim, daha çok Amerikalı olduğunu düşünür müsün ?

Yes, definitely. Yeah. So I either go to the gym and do an

Evet kesinlikle. Evet. Bu yüzden ya spor salonuna gidip

exercise class or I stay on the farm and I go for a run. I go for a run. If you do exercise,

egzersiz dersi alıyorum ya da çiftlikte kalıp koşuya çıkıyorum. koşuya çıkıyorum Spor yaparsan

what do you do? I do a lot of walking all day. So 80% of my

ne yaparsın? Bütün gün çok yürüyüş yapıyorum. Yani günümün %80'i

day will be walking. And we have a Fitbit that tracks every step we take, every move

yürümek olacak. Ve attığımız her adımı, yaptığımız her hareketi izleyen bir Fitbit'imiz var

we make. And that tracks our steps every day. Yeah. And we have a competition. So you can

. Bu da her gün adımlarımızı takip ediyor. Evet. Ve bir yarışmamız var. Böylece

see all the steps that our friends and family have done. And if Will remembers to wear his

arkadaşlarımızın ve ailemizin yaptığı tüm adımları görebilirsiniz . Ve Will, Fitbit'ini takmayı hatırlarsa

Fitbit, he always wins. It's so annoying. I run 10 kilometres and I still don't beat

her zaman kazanır. Çok rahatsız edici. 10 kilometre koşarım ve hala

Will because you just spend all day walking. So all day, nearly every day I will be lifting

Will'i yenemem çünkü sen bütün günü yürüyerek geçiriyorsun. Yani bütün gün, neredeyse her gün

bags, shovelling grain, just a lot of physical work really.

çuvalları kaldıracağım, tahılları kürekle çekeceğim, gerçekten çok fazla fiziksel iş yapacağım.

Yeah. So you said shovelling. Yes. Shovelling.

Evet. Yani kürekle dedin. Evet. kürekle.

So that's to use a shovel or a spade. It's the verb of using that. I think that was a

Yani bu bir kürek veya kürek kullanmaktır. Bunu kullanmanın fiilidir. Bence bu iyi bir şeydi

good one. And grain. Grain is basically seeds like wheat, barley, oats, and a thing like

. Ve tahıl. Tahıl temel olarak buğday, arpa, yulaf gibi tohumlardır ve bunun gibi bir şeydir

that. That's what Will grows on his farm. So Will also does some work in a little gym

. Will'in çiftliğinde yetiştirdiği şey bu. Will, kurduğumuz küçük bir spor salonunda da çalışıyor

that we have set up. We have put in place downstairs and I see you do lots of-

. Alt katta yerine koyduk ve görüyorum ki çokça

Bicep curls. Bicep curls. Squats.

pazı kıvırıyorsun. Pazı bukleler. ağız kavgası

Squats. I do some squats at the gym sometimes.

ağız kavgası Bazen spor salonunda squat yapıyorum.

Yes. And bench presses as well.

Evet. Ve ayrıca bench press.

Yes. Bench press. Those are the three that I really see you

Evet. Yatarak halter kaldırma. Sende gerçekten gördüğüm üç kişi bunlar

do. Yep.

. Evet.

Yeah. Anything else? What else? Press ups.

Evet. Başka bir şey? Başka ne? Basın up.

Press ups. When you're down going like that. And some chin ups.

Basın up. Böyle aşağı indiğinde. Ve bazı çeneler.

Oh yes. When you pull your body up like that. Yeah.

Oh evet. Vücudunu böyle yukarı çektiğinde. Evet.

I hope you enjoyed my demonstration of that. I won't be starting a fitness channel. One

Umarım bunun gösterimini beğenmişsinizdir. Fitness kanalı açmayacağım.

thing that takes a lot of time for me is doing my makeup and doing my hair. It's a long process.

Benim için çok zaman alan bir şey makyajımı yapmak ve saçımı yapmak. Bu uzun bir süreç.

I'm exactly the same. Exactly the same. Why else do you think I get up at 4:30 in the

Ben tamamen aynıyım. Tam olarak aynı. Yoksa neden sabah 4:30'da kalkıyorum sanıyorsun

morning? You got to look good for those fields. I also

? O alanlar için iyi görünmelisin. Ayrıca

spend a long time writing scripts and doing a lot of researching because I'm always learning

senaryo yazmak ve araştırma yapmak için uzun zaman harcıyorum çünkü aynı zamanda sürekli öğreniyorum

as well. So I have an idea for an English lesson in my head, and then I'll spend a full

. Bu yüzden kafamda bir İngilizce dersi fikri var ve ardından tüm

day researching and writing the scripts for the next day's filming. So on a Monday, I'll

günümü bir sonraki günün çekimleri için senaryoları araştırarak ve yazarak geçireceğim . Bu yüzden bir Pazartesi günü,

do the research and the writing. On a Tuesday, I'll do the filming. On a Wednesday, we'll

araştırmayı ve yazıyı yapacağım. Salı günü çekimleri yapacağım. Çarşamba günü,

get all the editing done. And then on the Thursdays and Fridays, I'll do more admin

tüm düzenlemeleri bitireceğiz. Sonra perşembe ve cuma günleri daha fazla yönetici

work. So looking at my accounts, the finances, replying to emails, sending emails. It's a

işi yapacağım. Hesaplarıma, maliyeye, e-postalara yanıt vermeye, e-posta göndermeye bakıyorum.

full time job. Yeah.

Tam zamanlı bir iş. Evet.

It's a full time job. It is.

Tam zamanlı bir iş. Bu .

Will has a very specific lunchtime. What time is it?

Will'in çok özel bir öğle yemeği vakti var. Saat kaç ?

1:00. 1:00 is lunch time. It has to be lunch time

1:00. 1:00 öğle yemeği zamanı. Öğle yemeği vakti olmalı

because that's when Will's dad has lunch as well. And you work with your dad.

çünkü o saatte Will'in babası da öğle yemeği yer . Ve babanla çalışıyorsun.

Yeah. Yeah. So at 1:00 every day we come in and

Evet. Evet. Yani her gün saat 1:00'de içeri girip

we have lunch and we both have different lunches, don't we?

öğle yemeği yiyoruz ve ikimizin de öğle yemeği yiyoruz, değil mi?

Yes. Yeah. We hardly ever eat the same thing.

Evet. Evet. Neredeyse hiç aynı şeyi yemiyoruz.

Yes. I normally have a sandwich. In the winter I always have soup. I love having

Evet. Normalde sandviç yerim. Kışın hep çorba içerim.

something warm for lunch because I'm quite a cold person. I get cold very easily. And

Öğle yemeğinde sıcak bir şeyler yemeyi seviyorum çünkü oldukça soğuk bir insanım. Çok kolay üşüyorum. Ve

in the summer I nearly always have salad, but not boring salad. I like to make interesting

yazın neredeyse her zaman salata yerim ama sıkıcı salata yemem.

salads with different seeds. I like to use butternut squash.

Farklı tohumlarla ilginç salatalar yapmayı seviyorum. Balkabağı kullanmayı seviyorum .

Yep. Yep. So that's similar to pumpkin. Some cheese

Evet. Evet. Yani balkabağına benzer.

like feta cheese or mozzarella. And I try to include a bit of protein like chicken or

Beyaz peynir veya mozzarella gibi bazı peynirler. Ayrıca tavuk veya balık gibi bir miktar protein eklemeye çalışıyorum

fish as well. In the UK we to have a light lunch and a heavy dinner. I know this is different

. İngiltere'de hafif bir öğle yemeği ve ağır bir akşam yemeği yiyoruz. Bunun

in some countries and cultures. I remember when I lived in Spain, we would have a big

bazı ülkelerde ve kültürlerde farklı olduğunu biliyorum. İspanya'da yaşadığım zamanları hatırlıyorum, büyük bir

lunch and then a lighter dinner. And this was really hard for me especially as the dinner

öğle yemeği yerdik ve ardından daha hafif bir akşam yemeği yerdik. Ve özellikle akşam yemeği saati çok geç olduğu için bu benim için gerçekten zordu

time was so late. Whereas in England we eat dinner quite early.

. Oysa İngiltere'de akşam yemeğini oldukça erken yiyoruz.

But before we talk about dinner, what do we do in the afternoons? When I know one thing

Ama akşam yemeğinden bahsetmeden önce, öğleden sonraları ne yaparız? Sık sık yaptığım bir şeyi bildiğimde,

that I often do is I walk the dog. I love taking our dog Diego on a long walk across

köpeği gezdirmek. Köpeğimiz Diego'yu tüm tarlalarda uzun bir yürüyüşe çıkarmaya bayılıyorum

all the fields. And I think he loves that too.

. Ve bence o da bunu seviyor .

Yes he does. He loves it. Okay. Let's talk about dinner

Evet o yapar. O bunu sever. Tamam aşkım. Yemek zamanı hakkında konuşalım

time. Here we normally have dinner at around 6:00. Although sometimes in the summer we'll

. Burada normalde saat 6:00 civarında akşam yemeği yiyoruz . Bazen yaz aylarında

have it later. Maximum 8:00, right? Yeah, latest.

daha sonra alacağız. En fazla 8:00, değil mi? Evet, en son.

Yeah, latest 8:00. And what do we typically have for dinner?

Evet, en geç 8:00. Ve genellikle akşam yemeğinde ne yeriz?

Our meals are quite varied. We normally eat fish twice a week.

Yemeklerimiz oldukça çeşitlidir. Normalde haftada iki kez balık yeriz.

Yes. So one of my favourite dishes is to cook salmon with lemon, asparagus and potatoes.

Evet. Bu yüzden en sevdiğim yemeklerden biri limonlu, kuşkonmazlı ve patatesli somon pişirmek.

We have that every single week. Don't we? Yes, we do.

Bunu her hafta yaşıyoruz. Değil mi? Evet yaparız. Bir de ton

And then we have other fish like tuna, sea bass.

balığı, levrek gibi balıklarımız var .

Sea bream. Sea bream. Haddock?

Çipura Çipura Mezgit balığı?

Sometimes yes. Basa as well. I love Basa. We do eat a lot

Bazen evet. Baza da. Basa'yı seviyorum.

of fish, two or three times a week. One of Will's favourites is steak. So I do that every

Haftada iki veya üç kez çok fazla balık yiyoruz. Will'in favorilerinden biri biftek. O yüzden bunu

now and again. We do it on the barbecue. Yap.

ara sıra yapıyorum. Mangalda yapıyoruz. Yap. Bir

And we also like doing chicken and salads inspired by the Italians. We do a lot of prawn

de İtalyanlardan esinlenerek tavuk ve salata yapmayı seviyoruz .

linguini with lemon and sun dried tomatoes. That's delicious. And then on a Sunday we

Limonlu ve güneşte kurutulmuş domatesli karides linguini yapıyoruz. Bu çok lezzetli. Ve sonra bir Pazar günü

often have a very traditional British meal. The Sunday roast. Sometimes I make it myself

genellikle çok geleneksel bir İngiliz yemeği yeriz. Pazar rostosu. Bazen kendim yaparım

and sometimes we go... Well more often we go to the pub.

ve bazen gideriz... Daha çok bara gideriz.

I think more often we go to the pub. Definitely. Definitely. I love going out on

Bence bara daha sık gideriz. Kesinlikle. Kesinlikle.

a Sunday afternoon for a Sunday roast. A Sunday roast is made up of one meat.

Bir Pazar rostosu için bir Pazar öğleden sonra dışarı çıkmayı seviyorum. Pazar rostosu bir etten oluşur.

Yeah. So typically turkey, chicken, lamb, pork, or beef.

Evet. Yani tipik olarak hindi, tavuk, kuzu eti, domuz eti veya sığır eti.

Yes. One side of potatoes. Roast potatoes. So roast potatoes are very

Evet. Bir tarafı patates. Kızarmış patates. Bu yüzden kızarmış patatesler çok

special. You peel them, you boil them. Then you cover them in fat, like an oil or sometimes

özeldir. Onları soyarsın, kaynatırsın. Sonra onları bir yağ veya bazen

duck fat or goose fat. And then you put them in the oven and cook them until they're golden

ördek yağı veya kaz yağı gibi yağla kaplarsınız. Sonra onları fırına koyun ve altın rengi

and crispy. They are so good. They are delicious.

ve çıtır çıtır olana kadar pişirin. Çok iyiler. Lezzetliler.

They're amazing. And every British person thinks that their parents, their moms or their

Harikalar. Ve her İngiliz, ebeveynlerinin, annelerinin veya

grandma's Sunday roast potatoes are the best. And then vegetables, you'll have two to three

büyükannelerinin Pazar rosto patateslerinin en iyisi olduğunu düşünür. Ve sonra sebzeler, iki ila üç

or more. Could be more. Your mom does four different

veya daha fazla olacak. Daha fazla olabilir. Annen dört farklı

vegetables. She loves it.

sebze yapıyor. Onu seviyor.

She does such a good roast. Okay. Let's say for different types of vegetables

Çok iyi kızartma yapıyor. Tamam aşkım. Diyelim ki farklı sebze türleri için

will be on your plate as well. That would be broccoli, cabbage, peas, beans, carrots.

de tabağınızda olacak. Bu brokoli, lahana, bezelye, fasulye, havuç olurdu.

Carrots, parsnips. Parsnips. Yes.

Havuç, yaban havucu. Yaban Havuçları. Evet.

That's the one vegetable that I... I will eat it. There's nothing I won't eat, but parsnips,

Bu benim... yiyeceğim tek sebze . Yemeyeceğim bir şey yok ama yaban havucu,

I would not choose to have them. They're too sweet for me. But often with chicken or with

onları yemeyi tercih etmem. Benim için çok tatlılar. Ama genellikle tavuk veya

turkey, because they're birds, they have stuffing, which is... What is stuffing?

hindi ile, çünkü onlar kuş, içleri var, ki bu... Dolma nedir?

Stuffing is made up of chopped nuts. Onion.

Doldurma, kıyılmış fındıklardan yapılır. Soğan.

Onion. Flour.

Soğan. Un.

And some herbs and they're all blended together and made into a bowl.

Ve bazı şifalı otlar ve hepsi birlikte harmanlanır ve bir kase haline getirilir.

Yeah. Really.

Evet. Gerçekten mi.

And it's quite doughy. He's quite heavy. And then we also have Yorkshire puddings, which

Ve oldukça hamurlu. O oldukça ağır. Ve ayrıca Yorkshire pudinglerimiz var, ki

is like a big... It's like a big fluffy pancake almost. The mixture is the same as pancake

bu büyük bir... Neredeyse büyük, kabarık bir gözleme gibi . Karışım, pankek karışımı ile aynıdır

mixture, but it's very light and airy. It starts off with this size and it grows and

, ancak çok hafif ve havadardır. Bu boyutla başlar ve büyür ve

grows. And if I have one, I always give it to Will because it's just too much food for

büyür. Ve eğer bir tanem varsa, onu her zaman Will'e veririm çünkü benim için çok fazla yiyecek

me. And Will accepts.

. Ve Will kabul eder.

He does. And then the best bit is the gravy, which is a meat sauce made from the juices

O yapıyor. Ve sonra en iyi kısım, etin sularından yapılan bir et sosu olan sos

of the meat and you pour that all over and it's absolutely delicious. Let's move on to

ve onu her yere döküyorsunuz ve kesinlikle lezzetli. Gelelim

the end of the day. What about baths or showers? Because I prefer a bath, but if I have to

günün sonuna. Peki ya banyolar veya duşlar? Çünkü banyo yapmayı tercih ederim ama

wash my hair, then I'll have a shower. And I normally have it in the morning so that

saçımı yıkamam gerekirse duş alırım. Ve normalde sabahları alıyorum, böylece

my hair can be clean for the rest of the day. When do you have yours?

günün geri kalanında saçlarım temiz kalsın. Seninki ne zaman var?

So every night before I go to bed, about 9:30 to 10:00. I have a shower.

Yani her gece yatmadan önce, yaklaşık 9:30 - 10:00 arası. duşum var

Yeah, just before bed. I never have a bath. I can't fit in baths.

Evet, yatmadan hemen önce. Hiç banyo yapmam. Banyolara sığamıyorum.

So Will is six foot six or 1.98 metres tall, nearly two metres. So baths are often not

Yani Will 1.98 boyunda, yaklaşık iki metre. Bu nedenle banyolar genellikle

an option. What time do you normally go to bed?

bir seçenek değildir. Normalde saat kaçta yatarsın ?

I normally go to bed between 10:00 and 10:30. Yes. So we go to bed quite early, but obviously

Normalde 10:00 ile 10:30 arasında yatarım. Evet. Bu yüzden oldukça erken yatıyoruz, ama belli ki

it's because we wake up quite early as well. Will wakes up very early. But after Will wakes

bunun nedeni aynı zamanda oldukça erken uyanmamız. Will çok erken uyanır. Ama Will

up in the morning, I find it hard to go back to sleep. So I also go to bed between 10:00

sabah uyandıktan sonra tekrar uykuya dalmakta zorlanıyorum . Bu yüzden ben de 10:00

and 10:30. We would like to know what time you wake up and what time you go to bed and

ile 10:30 arasında yatıyorum. Ne zaman uyandığınızı ve ne zaman yattığınızı ve

any other information of what you do and at what time in your own daily routine. Please

kendi günlük rutininizde ne yaptığınıza dair diğer bilgileri ve saat kaçta olduğunuzu bilmek isteriz. Lütfen

write it down below in the comments section. Right. So that's it for today's lesson. I

aşağıdaki yorum bölümüne yazınız. Sağ. Bugünün dersi bu kadar.

hope you enjoyed it. And I hope you learned something and don't forget to download that

Umarım eğlenmişsindir. Ve umarım bir şeyler öğrenmişsindir ve

PDF with all of the vocabulary from today's video. It's really, really useful. Just click

bugünkü videodaki tüm kelimeleri içeren o PDF'yi indirmeyi unutma . Gerçekten çok faydalı.

on the link in the description box. If you want to see more of us, you could check out

Açıklama kutusundaki bağlantıya tıklamanız yeterlidir. Bizi daha fazla görmek isterseniz

the vlogging channel. It's called Lucy Bella. Again, there is the link down below. We show

vlogging kanalımıza göz atabilirsiniz. Adı Lucy Bella. Yine aşağıda link var.

our life on a farm in the English countryside and don't forget to connect with us on all

Hayatımızı İngiltere kırsalındaki bir çiftlikte gösteriyoruz ve tüm sosyal medya hesaplarımızda bizimle bağlantı kurmayı unutmayın

of our social media. My Facebook, my Instagram, my mailing list. And you can actually find

. Facebook'um, Instagram'ım, posta listem. Ve

Will on Instagram if you want to. We'll put that down there. Right. We will see you soon

eğer istersen Will'i Instagram'da bulabilirsin. Bunu oraya koyacağız. Sağ. Yakında

for another lesson.

başka bir ders için görüşürüz.