Replace THOSE Basic phrases with THESE Advanced Alternatives!

- Hello, lovely students,

- Merhaba sevgili öğrenciler,

and welcome back to "English with Lucy".

"English with Lucy"ye tekrar hoş geldiniz.

Today I'm going to be teaching you

Bugün size

lots and lots of advanced phrases

that you can use in daily conversation.

günlük konuşmalarda kullanabileceğiniz birçok ileri düzey deyim öğreteceğim.

We are going to take basic phrases

Temel ifadeleri alacağız

and I'm going to give you advanced alternatives

ve

so you can really expand your vocabulary.

kelime dağarcığınızı gerçekten genişletebilmeniz için size gelişmiş alternatifler vereceğim.

Before we get started,

Başlamadan önce, her

I'd like to remind you

that there is, as always, a free PDF

zaman olduğu gibi bugünün dersine uygun ücretsiz bir PDF olduğunu hatırlatmak isterim

that goes with today's lesson.

. Bugün

It contains everything we're going to talk about today,

konuşacağımız her şeyi ,

the full list of alternatives.

alternatiflerin tam listesini içerir.

Plus, an extra quiz at the end

Ayrıca, öğrendiklerinizi uygulamaya koyabilmeniz için sonunda ek bir sınav

so you can put what you've learned into practise.

.

If you'd like to download that free PDF, it is very helpful,

Bu ücretsiz PDF'yi indirmek istiyorsanız, bu çok faydalıdır, açıklama kutusundaki

just click on the link in the description box.

bağlantıya tıklamanız yeterlidir .

Enter your name and your email address.

Adınızı ve e-posta adresinizi girin.

You sign up to my mailing list.

Posta listeme kaydoluyorsun.

The PDF will arrive directly into your inbox.

PDF doğrudan gelen kutunuza ulaşacaktır.

And automatically after that,

Ve bundan sonra otomatik olarak,

every week you will receive my free lesson PDFs.

her hafta ücretsiz ders PDF'lerimi alacaksınız.

You'll also receive my news,

Haberlerimi,

my course updates, and my office.

kurs güncellemelerimi ve ofisimi de alacaksınız.

It's a free service and you can unsubscribe at any time.

Bu ücretsiz bir hizmettir ve istediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz.

This video is going to be perfect

Bu video

for improving your vocabulary skills.

kelime dağarcığınızı geliştirmek için mükemmel olacak. Kelime

If you'd like to expand your vocabulary even further

dağarcığınızı daha da genişletmek istiyorsanız, kelime dağarcığını geliştirmek ve genişletmek isteyen İngilizce öğrencileri için özellikle size özel

I have designed a 30-day challenge

30 günlük bir meydan okuma tasarladım

especially, specifically for you,

for students of English

that want to improve and expand their vocabulary.

.

They want to speak

with that beautiful, rich English vocabulary.

O güzel, zengin İngilizce kelime dağarcığıyla konuşmak istiyorlar.

Let me present to you the Vocabulary Expansion Challenge.

Size Kelime Genişletme Yarışmasını sunayım.

It's a powerful name, right?

Güçlü bir isim, değil mi?

It's a bloody powerful course.

Bu çok güçlü bir kurs.

How does it work?

O nasıl çalışır?

Well, each day we take a simple everyday concept

Her gün,

that you will find in your daily life.

günlük yaşamınızda bulacağınız basit bir günlük konsepti ele alıyoruz. Ruh

Moods and feelings, likes and dislikes,

halleri ve duygular, hoşlananlar ve hoşlanmayanlar,

mistakes and apologies, memory and learning.

hatalar ve özürler, hafıza ve öğrenme.

We take the words that you likely already know

Muhtemelen zaten bildiğiniz kelimeleri alıyoruz

and we supercharge them.

ve onları güçlendiriyoruz.

From those simple everyday words,

Bu basit günlük kelimelerden,

we show you all of the synonyms, all of the related idioms.

size tüm eşanlamlıları ve ilgili tüm deyimleri gösteriyoruz. Kolayca öğrenmeniz için

We create a map of related vocabulary

ilgili kelimelerin bir haritasını oluşturuyoruz

for you to learn easily.

.

And the most important part is,

Ve en önemli kısım,

that we teach them to you in context, through story.

bunları size bağlam içinde, hikaye aracılığıyla öğretmemizdir.

This is the vital part of this challenge.

Bu, bu zorluğun hayati bir parçasıdır. Sadece 30 gün içinde kelime dağarcığınızı büyük ölçüde genişletmek için

You will learn well over 250 rich, new words and phrases

250'den fazla zengin, yeni kelime ve kelime öbeği öğreneceksiniz

to drastically expand your vocabulary in just 30 days.

. Bu derslerde öğrendiklerinizi hatırlamanıza ve akılda tutmanıza gerçekten yardımcı olacak

You'll take over 650 exercise questions

650'den fazla alıştırma sorusu alacaksınız

to really help you remember

and retain what you've learned in those lessons.

.

When you purchase the course,

Kursu satın aldığınızda, kurs içeriğine

you get lifetime access to the course content.

ömür boyu erişim elde edersiniz .

It will never be taken away from you.

O asla sizden alınmayacaktır.

You can review it. You can retake the lessons.

İnceleyebilirsiniz. Dersleri tekrar alabilirsiniz.

You can retake the exercises.

Egzersizleri tekrar yapabilirsiniz.

We also offer a 30-day money back guarantee.

Ayrıca 30 günlük para iade garantisi de sunuyoruz.

If you try the course and it's too easy

Kursu denerseniz ve çok kolaysa

or it's too difficult or it's not what you're looking for,

veya çok zorsa veya aradığınız şey bu değilse,

let us know.

bize bildirin. Size

We'll give you your money back. No problem.

paranızı geri vereceğiz. Sorun değil.

We're running a special price.

Özel bir fiyat uyguluyoruz.

If you'd like to find out more,

Daha fazla bilgi edinmek isterseniz, açıklama kutusundaki

just click on the link in the description box.

bağlantıya tıklamanız yeterlidir .

It's all there for you.

Hepsi senin için orada.

Right. Let's start it with the lesson.

Sağ. Dersle başlayalım.

Firstly, let's talk about introductions.

Öncelikle tanıtımlardan bahsedelim.

Imagine you're in a business meeting

Bir iş toplantısında olduğunuzu

and you want to introduce your colleague

ve iş arkadaşınızı

to someone you know.

tanıdığınız biriyle tanıştırmak istediğinizi hayal edin.

A simple way to do this is to say,

Bunu yapmanın basit bir yolu,

"This is my colleague, Sarah."

"Bu benim meslektaşım, Sarah" demek.

It's fine. It's just a little bit plain and boring.

Bu iyi. Sadece biraz sade ve sıkıcı.

We have some better alternatives.

Daha iyi alternatiflerimiz var.

You can also say,

"Have you met Sarah? We work together."

"Sarah ile tanıştınız mı? Birlikte çalışıyoruz" da diyebilirsiniz.

or, "Have you been introduced to Sarah?"

veya "Sarah ile tanıştınız mı?"

If you want to introduce yourself to someone,

Kendinizi birine tanıtmak istiyorsanız,

a simple way to say this is,

bunu söylemenin basit bir yolu,

"Hello, I'm Lucy."

"Merhaba, ben Lucy."

Obviously, you would insert your own name.

Açıkçası, kendi adınızı girersiniz.

This is fine.

But of course there are some other ways to say this.

Bu iyi.

Ama elbette bunu söylemenin başka yolları da var.

You could say, "I don't think we've been introduced,"

" Tanıştırıldığımızı sanmıyorum"

or "I don't think we've met. I'm Lucy."

veya "Tanıştığımızı sanmıyorum. Ben Lucy" diyebilirsin.

Finally, let's imagine that you noticed

Son olarak,

that the person you're talking to doesn't know many people.

konuştuğunuz kişinin pek fazla kimseyi tanımadığını fark ettiğinizi düşünelim.

Luckily, you do know some people so you could offer,

Neyse ki, sunabileceğin bazı insanlar tanıyorsun,

do you need any introductions?

herhangi bir tanıtıma ihtiyacın var mı?

Do you need to be introduced to anyone?

Herhangi biriyle tanıştırılmaya ihtiyacınız var mı?

Let's move on to alternative ways

of saying "It's nice to meet you."

"Tanıştığımıza memnun oldum" demenin alternatif yollarına geçelim.

When you meet someone for the first time,

Biriyle ilk kez tanıştığınızda,

it's polite to say, "It's nice to meet you,"

"Tanıştığımıza memnun oldum"

or just "Nice to meet you."

veya sadece "Tanıştığımıza memnun oldum" demek kibarlıktır.

An alternative way to say this is,

Bunu söylemenin alternatif bir yolu,

"It's a pleasure to meet you."

"Tanıştığımıza memnun oldum."

It's a pleasure to meet you.

Sizinle tanışmak bir şeref idi.

That's something I really like about the word pleasure.

Bu zevk kelimesinde gerçekten sevdiğim bir şey .

I think it's the zh sound. Pleasure.

Sanırım zh sesi. Zevk.

This is quite a formal phrase.

Bu oldukça resmi bir ifadedir.

You might want to use it in a work environment.

Bir iş ortamında kullanmak isteyebilirsiniz.

We also have a less formal version

Ayrıca "Tanıştığımıza memnun oldum" olan daha az resmi bir versiyonumuz da var

which is "Glad to meet you."

.

I'm glad to meet you.

Tanıştığıma memnun oldum.

Glad means happy, pleased.

Memnun, mutlu, memnun demektir.

Finally, a really good alternative to use

Son olarak,

with someone that you have spoken to via email

e-posta,

or over the phone or via Zoom.

telefon veya Zoom aracılığıyla konuştuğunuz biriyle kullanmak için gerçekten iyi bir alternatif.

It's great to finally meet you in person.

Sonunda sizinle yüz yüze tanışmak harika.

It's great to finally meet you in person.

Sonunda sizinle yüz yüze tanışmak harika.

I feel like I know you already

Seni zaten tanıdığımı hissediyorum

'cause we've spoken so much via email.

çünkü e-posta yoluyla çok konuştuk.

It means that you're happy to see them face to face

Bu, onları

and not just through a telephone line or a computer screen.

sadece bir telefon hattı veya bilgisayar ekranı aracılığıyla değil, yüz yüze görmekten mutlu olduğunuz anlamına gelir. Sohbetin

Let's move on to another vital part of conversation,

bir diğer hayati kısmına geçelim,

"How are you?".

"Nasılsın?".

How are you?

One of the most overused questions in my opinion.

Nasılsın?

Bana göre en çok kullanılan sorulardan biri.

"How are you?" suitable for all occasions.

"Nasılsın?" tüm durumlar için uygundur.

You can use it with your CEO, with your boss,

CEO'nuzla, patronunuzla, iş

with your colleagues, with your friends and family.

arkadaşlarınızla, arkadaşlarınızla ve ailenizle birlikte kullanabilirsiniz.

But if you're in less formal situations,

Ancak daha az resmi durumlardaysanız,

then you might want to say something informal,

like, "How's it going?"

"Nasıl gidiyor?" gibi gayri resmi bir şey söylemek isteyebilirsiniz.

or "How's everything with you?"

veya "Senin için her şey nasıl?"

You could also say, "What's going on?"

"Neler oluyor?" diyebilirsiniz.

or "What have you been up to?"

veya "Ne yaptın?"

That's a really common question.

Bu gerçekten yaygın bir soru.

"What have you been up to?"

"Neler yapıyorsun?"

is what have you been doing lately.

son zamanlarda yaptığın şey.

Both of these questions

Bu soruların her ikisi de,

invite the person you're speaking to

konuştuğunuz kişiyi, onu son gördüğünüzden beri

to update you on what they've been doing

neler yaptıkları konusunda sizi bilgilendirmeye davet eder

since you last saw them.

.

Finally, you could ask "How's life?"

Son olarak, "Hayat nasıl?"

or "How's life treating you?"

veya "Hayat sana nasıl davranıyor?"

That's very informal. I like that one.

Bu çok gayrı resmi. Bunu beğendim.

Okay. We have some great options for "How are you?"

Tamam aşkım. "Nasılsın?" için harika seçeneklerimiz var.

But what about the response?

Peki ya yanıt?

"I'm fine, thanks," is just a little bit boring.

"İyiyim, teşekkürler" biraz sıkıcı.

If you are also getting bored

Siz de

of repeating the same phrase over and over again,

aynı cümleyi tekrarlamaktan sıkıldıysanız

I have some alternatives.

birkaç alternatifim var.

Ticking along. I'm ticking along.

ilerliyor. ilerliyorum.

This means, yeah, still going.

Bu, evet, hala devam ediyor demektir.

Another really popular one is "Can't complain".

Bir başka gerçekten popüler olan "Şikayet edemem".

Nothing's going wrong. I can't complain.

Hiçbir şey ters gitmiyor. şikayet edemem

We also have "Same old, same old."

Ayrıca "Aynı eski, aynı eski" var.

These are always of saying that things aren't great,

Bunlar her zaman işlerin harika olmadığını

but they're okay.

ama iyi olduklarını söylüyor. Ben

I'm fine. I'm okay.

iyiyim. İyiyim.

They're very neutral answers to "How are you?"

"Nasılsın?" sorusuna çok tarafsız cevaplar veriyorlar.

If you want to give a really positive answer,

Gerçekten olumlu bir cevap vermek istiyorsanız,

if you are having a really great day,

gerçekten harika bir gün geçiriyorsanız,

then you could say something like "I couldn't be better."

"Daha iyi olamazdım" gibi bir şey diyebilirsiniz. Daha

I couldn't be better.

iyi olamazdım.

Or on the opposite hand, if you're having a terrible time,

Ya da kötü bir zaman geçiriyorsan,

you could say, "Could be better."

"Daha iyi olabilirdi" diyebilirsin.

I could be better. I'm not doing that well, thank you.

daha iyi olabilirim O kadar iyi değilim, teşekkürler.

Remember that English speakers

İngilizce konuşanların kendilerine

don't often give honest answers

when they're asked, "How are you?"

"Nasılsın?" sorusu sorulduğunda genellikle dürüst cevaplar vermediklerini unutmayın.

So you know, the house could have burnt down

Yani bilirsiniz, ev

the night before

bir gece önce yanmış olabilir

and they'll still say something like "Could be better.

ve yine de "Daha iyi olabilir.

Yeah. Could be better."

Evet. Daha iyi olabilir" gibi bir şeyler söyleyeceklerdir. Bir

Let's move on to the next question.

sonraki soruya geçelim.

Where do you work?

Nerede çalışıyorsun?

When you're getting to know someone,

Birini tanımaya başladığınızda,

really common question is, where do you work?

gerçekten sık sorulan soru , nerede çalışıyorsunuz?

There are other ways of saying this.

Bunu söylemenin başka yolları da var.

A really common one in British English is, what do you do?

İngiliz İngilizcesinde gerçekten yaygın olan bir soru , ne yaparsın?

What do you do?

Ne yapıyorsun?

That's shortened down from what do you do for a living?

Yaşamak için ne yapıyorsun?

If you know someone quite well

Birini çok iyi tanıyorsanız

and you know that they've recently changed jobs

ve yakın zamanda iş değiştirdiğini

or they might change jobs quite often,

veya sık sık iş değiştirebileceğini biliyorsanız,

you could ask a question

such as, where are you working right now?

şu anda nerede çalışıyorsunuz gibi bir soru sorabilirsiniz.

Or, what are you doing for work at the moment?

Ya da şu anda iş için ne yapıyorsun?

Or even, did you end up getting that promotion?

Ya da sonunda o terfiyi aldın mı?

Or did you end up getting that job?

Yoksa sonunda o işi mi aldın?

You'd only asked that if they'd already mentioned

Bunu yalnızca,

that they were in the running for a new job.

yeni bir iş için koştuklarından daha önce bahsetmişlerse soracaktınız.

Another really common question is, where are you from?

Bir başka gerçekten yaygın soru , nerelisin?

Where are you from?

Nerelisin

And we have some alternate ways of saying that.

Ve bunu söylemenin bazı alternatif yollarımız var.

If you want to make it sound more natural,

Kulağa daha doğal gelmesini istiyorsan,

you could say, "Whereabouts are you from?'

"Nerelisin?" diyebilirsin.

That's kind of the rough area.

Bu biraz zorlu bir bölge.

Whereabouts are you from?

Nerelisin?

If you are wondering if someone's from same area

that you are in right now,

Şu anda bulunduğun bölgeden birinin olup olmadığını merak ediyorsan

you could say something like, "Are you local?

, "Buralı mısın?

Are you from around this local area?"

Buralardan mısınız?"

Are you from around here?

Buralardan mısınız? "

Or a really informal one,

are you from this neck of the woods?

"Neck of the woods" means local area, common British slang.

You can use the idiom "neck of the woods"

Short of the Woods" gibi

in lots of different questions,

pek çok farklı soruda,

like, how's the weather in your neck of the woods?

örneğin, sizin boynunuzda hava nasıl?

In your local area?

Yerel bölgenizde?

And of course weather,

Ve tabii ki hava,

my favourite topic as a British person.

bir İngiliz olarak en sevdiğim konu.

Brings me on to my next topic: weather.

Beni bir sonraki konuya getiriyor: hava durumu . Birleşik Krallık'taki bir

The number one small talk topic in the UK is weather.

numaralı küçük sohbet konusu hava durumu.

I find myself mentioning it all the time.

Kendimi sürekli bundan bahsederken buluyorum. Elimde

I can't help it. It's like word vomit.

değil. Kelime kusmuğu gibi.

I don't know what to say. There's an awkward moment.

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Garip bir an var. Bu

So I mention the weather.

yüzden ben Hava durumundan bahsedin.

A really common British phrase is, "Lovely weather today."

Gerçekten yaygın bir İngiliz deyimi , "Bugün hava çok güzel."

Lovely weather today.

Bugün hava çok güzel.

Alternatively, assuming you have sunshine,

Alternatif olarak, güneş ışığınız olduğunu varsayarsak,

could be "Beautiful weather out."

"

Beautiful weather out.

Dışarıda güzel hava" da olabilir. Hava güzel.

Beautiful out today, isn't it? Beautiful out.

Bugün hava çok güzel, değil mi? Güzel dışarı.

Meaning, it's lovely outside today.

Anlamı, bugün dışarısı çok güzel.

Unfortunately, most often it is not beautiful

Ne yazık ki, İngiltere'de çoğu zaman dışarısı güzel değil.

outside in the UK.

We can say phrases like, "Oh, bit dreary today."

"Oh, bugün biraz kasvetli" gibi ifadeler söyleyebiliriz.

Dreary means dull, grey, little bit depressing.

Kasvetli, donuk, gri, biraz iç karartıcı anlamına gelir.

Ugh. So dreary today.

Ah. Bugün çok kasvetli. Şu anki hava durumu hakkında

One thing we possibly like doing more than talking

konuşmaktan daha çok yapmayı sevdiğimiz bir şey,

about the current weather

is talking about the future weather, what it might be like.

gelecekteki hava durumu hakkında konuşmak, nasıl olabileceği.

Our weather forecasts are hilariously inaccurate.

Hava durumu tahminlerimiz komik bir şekilde yanlış.

Hilarious. I don't know why we bother with them.

Gülünç. Neden onlarla uğraştığımızı bilmiyorum.

It says it will rain. It's glorious sunshine.

Yağmur yağacağını söylüyor. Muhteşem bir güneş ışığı.

It says it'll be sunshine. It's a thunderstorm.

Güneşli olacağını söylüyor. Bu bir fırtına. Kar

It snows.

yağıyor. Hava tahmini

We love talking about the weather forecast.

hakkında konuşmayı seviyoruz .

So we could say something like,

"Can you believe it's going to be 27 degrees this weekend?"

" Bu hafta sonu havanın 27 derece olacağına inanabiliyor musun?" gibi bir şey söyleyebiliriz.

Or, "I can't believe it's going to rain all day tomorrow."

Veya " Yarın bütün gün yağmur yağacağına inanamıyorum."

Well, my personal favourite,

Benim kişisel favorim,

"I've heard it's going to snow overnight."

"Gece kar yağacağını duydum." Gidecek bir yeriniz yoksa,

There is nothing more exciting

than opening your window and seeing loads of snow,

pencerenizi açıp bir sürü kar görmekten daha heyecan verici bir şey yoktur

unless you have somewhere to be.

.

Not exciting.

Heyecan verici değil.

Okay, let's discuss alternatives for the question:

Tamam, soru için alternatifleri tartışalım:

do you want to...

ister misin...

Asking someone if they want to do something.

Birine bir şey yapmak isteyip istemediğini sormak.

Do you want to go for a coffee?

Bir kahve içmeye gitmek ister misin?

Do you want to have fish and chips tonight?

Bu akşam balık ve cips yemek ister misin? Gayri

An informal but very British sounding alternative

resmi ama çok İngiliz gibi görünen bir alternatif

is, do you fancy?

, sizce? Hoşuna

Do you fancy?

gidiyor mu?

Do you fancy going for a coffee?

Bir kahve içmeye gitmek ister misin?

Do fancy fish and chips tonight?

Bu gece balık ve patates kızartması var mı?

Hear me say, "do you".

"Yapar mısın" dediğimi duy.

I almost say d'ya, d'ya.

Neredeyse d'ya, d'ya diyeceğim.

D'ya fancy a coffee?

Bir kahve ister misin?

Do you fancy fish and chips tonight?

Bu akşam balık ve cips sever misin?

You could also replace "do you fancy"

Ayrıca "hoşuna gidiyor musun" yerine "

with "what do you think about.."

ne düşünüyorsun" yazabilirsin.

What do you think about going for a coffee?

Kahve içmeye gitmeye ne dersin?

What do you think about having fish and chips tonight?

Bu akşam balık ve patates kızartması yemeye ne dersiniz?

Finally, if you already made a decision about something

Son olarak, bir konuda zaten bir karar verdiyseniz ve

but you want to check that someone agrees with you,

birinin sizinle aynı fikirde olup olmadığını kontrol etmek istiyorsanız,

you could say, "Any objections to fish and chips tonight?"

" Bu akşam balık ve patates kızartmasına itirazınız var mı?" diyebilirsiniz.

or, "Any objections to a coffee?"

veya "Kahveye itirazınız var mı?"

Have you got any objection to a coffee?

Bir kahveye itirazınız var mı?

And then you'll hope they say, "That'll be lovely,"

Ve sonra "Bu harika olur" demelerini umarsınız

because you've already ordered them.

çünkü onları zaten sipariş ettiniz.

Let's move on to the question, do you agree?

Gelelim soruya, katılıyor musunuz?

Do you agree?

It's the easiest way to ask someone's opinion on something

Katılıyor musun? Birinin bir konuda fikrini

sormanın en kolay yolu

but there are some really good alternatives.

ama gerçekten iyi alternatifler var.

We can say, "What do you think?"

"Ne düşünüyorsun?" diyebiliriz.

or the really British one, "What do you reckon?"

veya gerçekten İngiliz olan, "Ne düşünüyorsun?"

What do you reckon?

Ne düşünüyorsun?

I reckon that we shouldn't go.

Bence gitmemeliyiz.

Both of these are quite informal

Bunların ikisi de oldukça gayri resmi

but we do have some nice formal ones for formal situations,

ama resmi durumlar için

such as "I'd love to hear your thoughts.

"Düşüncelerinizi duymak isterim.

I'd love to hear your thoughts on this,"

Bu konudaki düşüncelerinizi duymak isterim"

or "I'm interested to know what you think about this idea."

veya "Bilmek istiyorum" gibi bazı güzel resmi sözlerimiz var. Bu fikir hakkında ne düşünüyorsun?"

What about changing the topic?

Konuyu değiştirmeye ne dersin?

It's often one of the most awkward things that we have to do

Bu, daha sonra konuşacağımız bir sohbeti bitirmekten sonra yapmak zorunda olduğumuz en garip şeylerden biridir

second to ending a conversation,

which we'll talk about later.

.

Instead of saying, "Can I change the topic?"

" Konuyu değiştirebilir miyim?"

or "Can we talk about something else?"

veya "Başka bir şey hakkında konuşabilir miyiz?"

We could say something like, "I wanted to ask you about X."

"Sana X hakkında soru sormak istiyorum" gibi bir şey söyleyebiliriz. Sana

I wanted to ask you about the new cafe in town.

şehirdeki yeni kafe hakkında soru sormak istiyordum.

Another really good one is "speaking of".

Gerçekten iyi olan bir diğeri de "bahsetmişken".

Speaking of.

Bahsederken.

If the other person mentioned something

Diğer kişi

that we could use to change the topic,

konuyu değiştirmek için kullanabileceğimiz bir şeyden bahsederse,

we could say, "Ah, speaking of that, what about this?"

"Ah, bundan bahsetmişken, buna ne dersin?"

Speaking of lunch, have you tried the new cafe in town?

Öğle yemeğinden bahsetmişken, şehirdeki yeni kafeyi denediniz mi?

Another option, "that reminds me..."

Başka bir seçenek, "bu bana..."

That reminds me, how's Julie?

Bu bana hatırlatıyor, Julie nasıl?

You can also use the phrase "before I forget..."

"Unutmadan..." ifadesini de kullanabilirsiniz

Ah, before I forget, I must ask you this...

Ah, unutmadan önce size şunu sormalıyım...

And ask something completely different.

Ve tamamen farklı bir şey sormalıyım.

Finally, you could say, "While I've got you here..."

Son olarak, "Seni burada tutarken..." diyebilirsin. Hazır

While I've got you here,

buradayken,

I want to ask you about a new project.

sana yeni bir proje hakkında soru sormak istiyorum. İş bağlamında kullanılan

You'll often hear that phrase used in business contexts.

bu ifadeyi sık sık duyacaksınız .

The final conversation phrase is "goodbye".

Son konuşma cümlesi "güle güle" dir.

We have some really good alternatives for this word.

Bu kelime için gerçekten iyi alternatiflerimiz var.

One of the most common alternatives is "See you later."

En yaygın alternatiflerden biri "Sonra görüşürüz" dür.

If we're saying this informally,

Bunu gayri resmi olarak söylüyorsak,

we can shorten it to "See ya."

"Görüşürüz" şeklinde kısaltabiliriz.

See you later. See ya.

Sonra görüşürüz. Görüşürüz.

But if you've been chatting to someone for too long

Ama biriyle çok uzun süredir sohbet ediyorsan

and you want to leave,

ve ayrılmak istiyorsan,

I have some really good examples.

gerçekten güzel örneklerim var.

One is, "I must be off."

Biri, "Gitmem gerekiyor."

Oh, I must be off, paired with looking at your watch.

Oh, saatine bakmamla birlikte gitmeliyim.

Make sure you're actually wearing a watch,

Gerçekten bir saat taktığınızdan emin olun,

'cause I keep doing that and I'm not wearing one

çünkü bunu yapmaya devam ediyorum ve takmıyorum

and it's a bit embarrassing.

ve bu biraz utanç verici. Bir

Another, "I've got to run but it was great to see you,"

başkası, "Kaçmam lazım ama seni görmek çok güzeldi"

or "It's been lovely chatting but I need to shoot off."

veya "Sohbet etmek çok güzeldi ama benim kaçmam gerekiyor."

These three phrases tell the other person

Bu üç cümle karşınızdaki kişiye

that you have somewhere else to be.

sizin başka bir yerde olmanız gerektiğini söyler.

Of course, that doesn't need to be true,

Elbette bunun doğru olması gerekmiyor

but that secret can stay between you and me.

ama bu sır seninle benim aramda kalabilir.

Another option you can use is,

Kullanabileceğiniz başka bir seçenek de

"Let's catch up properly some time."

"Bir ara düzgün bir şekilde görüşelim" olabilir.

Meaning, I don't have enough time

Yani,

to properly chat to you now,

şu anda seninle düzgün bir şekilde sohbet etmek için yeterli zamanım yok,

let's do it another time.

hadi başka zaman yapalım.

In the office, people will often say,

Ofiste insanlar genellikle

"Right, let's get back to it," or "Let's get back to work."

"Pekala, hadi konuya dönelim" veya "Hadi işe geri dönelim" derler.

British people will often slap their knees or slap the table

İngilizler sık ​​sık dizlerini tokatlar veya masaya tokat atar

and say, "Right. Right, I've got to go,"

ve "Pekala. Tamam, gitmeliyim"

or "Right, I must get some work done."

veya "Pekala, bazı işleri halletmem gerekiyor" derler.

So on that note,

Yani bu notta,

right, I must get back to it.

doğru, ona geri dönmeliyim.

I need to do some more work today,

Bugün biraz daha çalışmam gerekiyor

and you have some more work to do as well.

ve senin de yapacak daha çok işin var.

You need to download the free PDF and take the quiz.

Ücretsiz PDF'yi indirmeniz ve testi çözmeniz gerekiyor.

That's it for today's lesson.

Bugünün dersi bu kadar.

I hope you enjoyed it, and I hope you learned something.

Umarım beğenmişsinizdir ve umarım bir şeyler öğrenmişsinizdir.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram EnglishwithLucy, my English Instagram,

Instagram EnglishwithLucy, İngiliz Instagram'ım

and @Lucy, my personal Instagram.

ve @Lucy, kişisel Instagram'ım var.

I've also got my website englishwithlucy.co.uk

where I've got a fantastic pronunciation tool.

Harika bir telaffuz aracına sahip olduğum englishwithlucy.co.uk web sitem de var.

It's a phonemic chart

Bu fonemik bir çizelgedir

and you can click on the phonemes

ve fonemlere tıklayabilir

and hear me pronounce those phonemes

ve bu fonemleri

and words that contain those phonemes.

ve bu fonemleri içeren kelimeleri telaffuz ettiğimi duyabilirsiniz.

I've also got my vlogging channel, Lucy Bella,

Ayrıca burada, İngiliz kırsalındaki yaşamlarımızı takip edebileceğiniz vlog kanalım Lucy Bella var

where you can follow our lives here

in the English countryside.

.

And importantly, every single vlog is fully subtitled

Ve daha da önemlisi, her bir vlog tamamen altyazılıdır,

so that you can use them for listening practise

böylece bunları dinleme pratiği yapmak

and expanding your vocabulary.

ve kelime dağarcığınızı genişletmek için kullanabilirsiniz.

You can also check out my English courses.

İngilizce kurslarımı da inceleyebilirsiniz.

That's englishwithlucy.co.uk/courses.

Bu englishwithlucy.co.uk/courses.

There are lots there to choose from.

Aralarından seçim yapabileceğiniz çok şey var.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(soft music)

(Hafif müzik)