How to use 'to take' | Learn English with Lucy

- How many times have you asked someone

-Kaç defa birinden

to take a coffee

bir kahve içmesini

or to take a drink with you?

ya da seninle bir içki almasını istedin?

Well, you're actually using,

Aslında,

in that situation,

bu durumda

to take, in the incorrect way.

almak için yanlış şekilde kullanıyorsunuz.

In this video I'm going to talk to you about

Bu videoda size

why take is such a special verb,

almanın neden bu kadar özel bir fiil olduğundan,

the nouns that you can use it with,

onu birlikte kullanabileceğiniz isimlerden bahsedeceğim

and then I'm going to go through

ve ardından alma fiillerini

the phrasal verbs that have take in them.

içeren deyimsel fiillerin üzerinden geçeceğim.

So let's get started.

Öyleyse başlayalım.

Ah!

Ah!

Before we start,

Başlamadan önce,

obviously I would like you to connect with me

tabii ki

on all my social media that's here.

burada bulunan tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmanızı istiyorum.

I've got Instagram,

Instagram,

Facebook,

Facebook,

Weibo,

Weibo'm var

and obviously you can subscribe to me here on YouTube

ve tabii ki

for more free English lessons.

daha fazla ücretsiz İngilizce dersi için YouTube'da bana abone olabilirsiniz.

Okay so what makes the verb, to take, so special?

Tamam , almak fiilini bu kadar özel yapan nedir?

Well the answer is,

Cevap şu ki,

it's what we call a light verb.

buna hafif fiil diyoruz.

It's also known as a delexical verb as well.

Aynı zamanda bir deleksik fiil olarak da bilinir. Hafif fiil

And other verbs in the light verb group are

grubundaki diğer fiiller ise

have, give, make, do, and go.

sahip olmak, vermek, yapmak, yapmak ve gitmektir.

You might remember that I've already done a video

on make and do.

Yap ve yap üzerine bir video hazırladığımı hatırlayabilirsin.

And light verbs are verbs that

Ve hafif fiiller,

when used on their own they have very little meaning,

kendi başlarına kullanıldıklarında çok az anlam ifade eden,

but when partnered with another noun,

ancak başka bir isimle eşleştirildiğinde

they have much more meaning.

çok daha fazla anlam ifade eden fiillerdir.

And there are specific nouns

Ve

that go with specific light verbs.

belirli hafif fiillerle giden belirli isimler vardır. Bu

So today I'm going to talk you through

yüzden bugün size, almakla birlikte kullanılabilecek

all of the nouns and situations

tüm isimlerden ve durumlardan bahsedeceğim

that take can be used with.

.

Okay so to take can go with

Tamam, yani almak,

washing nouns and resting nouns.

yıkama isimleri ve dinlenme isimleri ile gidebilir.

To take a shower.

Duş almak.

To take a bath.

Banyo yapmak.

To take a rest.

Dinlenmek için.

To take a nap.

Kestirmek.

And to take a break.

Ve mola vermek için.

A couple of examples,

Birkaç örnek,

I need to take a shower before we go.

gitmeden önce duş almam gerekiyor.

And why don't you take a break?

Ve neden bir ara vermiyorsun?

Now these nouns are not strictly confined to to take.

Şimdi bu isimler kesinlikle almakla sınırlı değil. Bu durumların

You can often use have in many of these situations,

birçoğunda have'i sık sık kullanabilirsiniz ,

but knowing that these verbs go with to take

ancak bu fiillerin almakla birlikte gittiğini bilmek,

will certainly help you with your writing,

yazarken

and also when it comes to understanding native speakers.

ve ayrıca anadili İngilizce olan kişileri anlama konusunda size kesinlikle yardımcı olacaktır.

Okay so now we've got some more examples

Tamam, şimdi nasıl kullanabileceğimize dair birkaç örneğimiz var

of how we can use take.

.

We can use to take with care,

Dikkatli almak için kullanabiliriz

and this has two meanings in this case.

ve bu durumda bunun iki anlamı vardır.

We can say, "Can you take care of my cat?"

"Kedime bakabilir misin?" diyebiliriz.

And this means can you look after my cat.

Bu da kedime bakabilir misin anlamına geliyor.

Or take care when walking alone at night!

Veya geceleri yalnız yürürken dikkat edin!

And this means be careful when walking alone at night.

Bu da geceleri yalnız yürürken dikkatli olun anlamına gelir .

Then we have a photo.

Sonra bir fotoğrafımız var. Sık

I often hear, "Can you make a photo?"

sık "Fotoğraf yapabilir misin?"

or "Can you make me a photo?"

veya "Bana bir fotoğraf yapabilir misin?"

Make would be create with my hands.

Yap ellerimle yaratmak olurdu.

So we use take.

Bu yüzden al kullanırız.

Can you take a photo,

Fotoğraf çekebilir misin,

can you take a picture?

fotoğraf çekebilir misin?

We took loads of great photos!

Bir sürü harika fotoğraf çektik!

And a risk, so again we don't make a risk.

Ve bir risk, yani yine bir risk oluşturmuyoruz.

We take a risk.

Risk alıyoruz.

I'll take a risk and tell her I love her.

Bir risk alıp ona onu sevdiğimi söyleyeceğim.

That's a big risk.

Bu büyük bir risk.

Always think twice before doing that.

Bunu yapmadan önce daima iki kez düşünün.

Okay then a look.

Tamam o zaman bir bak.

Take a look at my new iPhone.

Yeni iPhone'uma bir göz atın.

That's what you use

when you're showing something to somebody.

Birine bir şey gösterirken kullandığın şey bu.

A walk, we took a walk in the park.

Yürüyüş, parkta yürüyüş yaptık.

Nice thing to do after lunch.

Öğle yemeğinden sonra yapılacak güzel bir şey.

And then finally to take advantage of.

Ve sonra nihayet yararlanmak için.

Let's take advantage of the good weather

Güzel havalardan yararlanıp

and go to the beach.

sahile gidelim.

Now please remember that to take advantage of

Şimdi, yararlanmanın

can be both positive and negative.

hem olumlu hem de olumsuz olabileceğini lütfen unutmayın.

Sometimes you're taking advantage of something

Bazen bir şeyden

in an unfair way.

haksız bir şekilde yararlanırsınız.

So an example would be,

Yani bir örnek,

don't take advantage of my generosity.

cömertliğimden yararlanma.

Don't use my generosity to your advantage.

Cömertliğimi kendi yararına kullanma.

Okay now we're on to our beloved phrasal verbs.

Tamam, şimdi çok sevdiğimiz deyimsel fiillere geçiyoruz.

Note this is just a list of

Bunun sadece en önemli olduğunu düşündüğüm şeylerin bir listesi olduğunu unutmayın

what I consider to be the most important ones.

.

If I went through all of the options

Tüm seçenekleri gözden geçirseydim,

it would take hours,

saatler alırdı,

so I'm not going to put you through that.

bu yüzden size bunu yapmayacağım.

So the first one is to take off.

Yani ilki havalanmak.

This has two meanings,

Bunun iki anlamı var, o

so I'm hot, I'll take off my jacket.

yüzden ateşliyim, ceketimi çıkaracağım.

I'm hot, I'll remove my jacket.

Ateşlendim, ceketimi çıkaracağım.

The plane takes off in 45 minutes.

Uçak 45 dakika sonra kalkıyor.

The plane goes into the air in 45 minutes.

Uçak 45 dakikada havalanıyor.

Okay.

Tamam aşkım.

Then we have take up,

Sonra

which is to start a hobby or sometimes a habit as well.

bir hobiye ya da bazen bir alışkanlığa da başlamak için uğraşıyoruz.

So I've recently taken up skiing.

Bu yüzden son zamanlarda kayak yapmaya başladım.

Or I've recently taken up smoking.

Ya da son zamanlarda sigara içmeye başladım.

The opposite of that would be to give up.

Bunun tersi vazgeçmek olacaktır.

I've given up smoking.

Sigarayı bıraktım.

I've given up skiing.

Kayak yapmaktan vazgeçtim.

Okay, then we have to take over.

Tamam, o zaman devralmalıyız. Bırak ben

Let me take over - you're doing it wrong.

devralayım - yanlış yapıyorsun.

This means to get control,

Bu kontrol altına almak,

to take control.

kontrolü ele almak demektir. Kontrolü

Let me take over, let me take control.

bana bırak, kontrolü bana bırak.

Okay, to take after.

Tamam, peşinden gitmek için.

This is something that gets said to me rather a lot.

Bu bana çokça söylenen bir şey.

Many people say that I take after my mother.

Birçok insan annemi örnek aldığımı söylüyor.

This can mean that I resemble my mother

Bu, anneme

in either character or appearance or sometimes both.

karakter ya da görünüş ya da bazen her ikisinde de benzediğim anlamına gelebilir.

Okay, take away.

Tamam, götür.

She took my phone away from me.

Telefonumu elimden aldı.

Okay and this again means removed,

Tamam ve bu yine kaldırıldı anlamına gelir,

but in this case she removes it

ancak bu durumda onu kaldırır

and puts it in another place.

ve başka bir yere koyar.

Take out.

Çıkarmak.

He took me out for dinner.

Beni akşam yemeğine çıkardı.

Now when we say to take out,

Şimdi dışarı çıkmak dediğimizde,

it often means to take someone to a restaurant or a bar,

genellikle birini bir restorana veya bara götürmek anlamına gelir

and you invite them,

ve onları davet edersiniz

and you pay for it normally.

ve bunun için normal bir şekilde ödeme yaparsınız.

Normally, not always.

Normalde, her zaman değil.

Ah, well, that's the end of my take lesson.

Ah, bu benim alma dersimin sonu.

I hope you learned something.

Umarım bir şeyler öğrenmişsindir.

Remember to subscribe to all this beautiful stuff here.

Tüm bu güzel şeyler için abone olmayı unutmayın.

I've got my Instagram, Facebook,

Instagram'ım, Facebook'um,

YouTube and my Weibo.

YouTube'um ve Weibo'm var.

I also have a Patreon site,

Ayrıca kontrol edebileceğiniz bir Patreon sitem var

which you can check out.

.

That's a way that if you would like to sponsor my videos,

Bu sayede videolarıma sponsor olmak isterseniz

you can make a contribution and earn some rewards.

katkıda bulunabilir ve ödüller kazanabilirsiniz.

Rewards include personal one-to-one Skype lessons with me,

Ödüller arasında benimle kişisel bire bir Skype dersleri,

little letters from me,

benden küçük mektuplar

and also some writing corrections.

ve ayrıca bazı yazım düzeltmeleri yer alıyor. Bir

Check it out,

göz atın,

see if you'd like to contribute,

katkıda bulunmak isteyip istemediğinizi görün,

but this is free content.

ancak bu ücretsiz bir içeriktir.

I love making it for you so you're not obliged at all,

Bunu senin için yapmayı seviyorum, bu yüzden hiç mecbur değilsin,

it's only for if you want to help out.

sadece yardım etmek istersen.

Right!

Sağ!

Now I'm off to the pub.

Şimdi bara gidiyorum.

Where else?

Başka neresi?

It's a Tuesday.

Salı.

(blabbering sounds)

(gevezelik sesleri)

(sniffs)

(nefesler)