Advanced Vocabulary & Done For You English Fluency - EnglishAnyone.com

go and hear me adjust my screen  

git ve dinle ekranımı ayarla   pekala

all right looking pretty good hopefully  everyone is all right everyone can see  

oldukça iyi görünüyor umarım herkes iyidir

this out here now I'm learning each time  I do these Labs I get a little bit better  

bunu burada herkes görebilir   bunu her yaptığımda öğreniyorum bu Labs'leri biraz daha iyi yapıyorum   mikrofona

practice makes perfect so instead of looking at  the microphone I'm looking at the camera right now  

bakmak yerine pratik yapmak mükemmel oluyor Şu anda kameraya bakıyorum

it's funny I've been doing this for I don't  know 10 years or something and it's anytime  

komik, bunu bilmiyorum  10 yıldır falan yapıyorum ve her an

YouTube changes something it takes a while for me  to figure it out all right well let's wait for a  

YouTube bir şeyi değiştirir, anlamam biraz zaman alıyor tamam tamam hadi biraz bekleyelim

few people to get on but if you let's see make  sure the chat is working make sure you can hear  

anlaşacak çok az kişi var ama bakalım sohbetin çalıştığından emin olun beni

me well Arturo says nice to see you nice to see  you too all right looks like people are starting  

iyi duyduğunuzdan emin olun Arturo sizi gördüğüme sevindim diyor sizi gördüğüme sevindim pekala görünüşe göre insanlar

to hop on if you know anyone else who would like  to improve their English who has been struggling  

başka birini tanıyorsanız atlamaya başlıyor.

to speak for a while and is wondering why they  are still not fluent let them know about this  

bir süredir konuşmakta güçlük çeken ve neden hala akıcı olmadıklarını merak eden İngilizcelerini geliştirmek isteyenlere bu video hakkında bilgi verin,

video we're going to cover a bunch of interesting  things that we're going to talk about D for you

hakkında konuşacağımız bir sürü ilginç konuyu ele alacağız. senin için

English fluency hello Ephraim nice to see you  there so done for you uh that's basically what  

İngilizce akıcılığı merhaba Ephraim seni orada görmek güzel yani senin için yapıldı uh temelde bu şu

this means you will see this you've probably seen  the uh the English uh like d i y now DIY stands  

anlama gelir bunu muhtemelen görmüşsündür uh İngilizce uh gibi d i y şimdi DIY'in anlamı kendin yap

for do it yourself do it for yourself all right  everything is okay with the sound glad to hear it  

kendin için yap tamam mı her şey yolunda ses ile bunu duyduğuma sevindim

so done for you means that I'm doing something for  you what the best English teacher in the world wow  

sizin için yaptım demek  sizin için  bir şey yapıyorum dünyanın en iyi İngilizce öğretmeni ne vay

you guys are too kind over there from Saudi Arabia  nice to see you well thank you for the kind words  

Suudi Arabistan'dan gelenler çok naziksiniz sizi görmek güzel iyi olduğunuz için teşekkür ederim nazik sözler

so DIY means you're doing it yourself and  you've probably heard this if you go to a  

yani Kendin Yap, bunu kendi başınıza yapıyorsunuz anlamına gelir ve bir   bir   bir

like a repair store or something or you're  going to buy some construction materials  

bir tamirhaneye veya başka bir şeye giderseniz veya bir

to build something or fix something yourself so  to do it yourself but done for you done for you

şeyler inşa etmek veya bir şeyi kendiniz onarmak için  bazı inşaat malzemeleri   satın alacaksanız, muhtemelen bunu duymuşsunuzdur. kendin ama senin için yapıldı senin için yapıldı

means someone else is going to help someone or  help you fix the problem by yourself or I guess  

demek, bir başkası başka birine yardım edecek veya sorunu kendi başına çözmene yardım edecek veya sanırım

basically do it for you so my job really is to  do all the work for you and then you can sit  

temelde senin için yapacak, bu yüzden benim işim gerçekten tüm işi senin için yapmak ve sonra sen oturabilirsin

back relax and get fluent so I want to show you  why this is possible but before I talk about this  

geri rahatlayın ve akıcı konuşun bu yüzden size bunun neden mümkün olduğunu  göstermek istiyorum ancak bunun hakkında konuşmadan önce

I had a an interesting meeting yesterday with a I  was in a Starbucks just here locally in Nagasaki  

dün bir kişiyle ilginç bir toplantı yaptım tam burada, Nagasaki'de bir Starbucks'taydım

and I was sitting next to a it looked like  a Japanese maybe high school I guess he was  

ve ben bir kişinin yanında oturuyordum. bir Japon belki liseli sanırım

a college student uh but he was sitting next  to me and he had a kind of a typical English  

bir üniversite öğrencisiydi ama yanımda oturuyordu ve önünde bir tür tipik İngilizce

textbook in front of him and it was for vocabulary  building and so I started talking with him and I  

ders kitabı vardı ve bu kelime dağarcığı geliştirmeye yönelikti ve ben de onunla konuşmaya başladım ve

heard he's from just a different part of Japan  and he was traveling and visiting Nagasaki by  

duydum o Japonya'nın farklı bir bölgesinden ve bisikletle Nagazaki'yi geziyor ve ziyaret ediyordu,

bicycle so I thought that was very cool excuse  me and so I'm talking with this guy and it was  

bu yüzden bunun çok havalı olduğunu düşündüm, kusura bakmayın ve bu adamla konuşuyorum ve

interesting to learn you know him traveling  around but I started talking with him about  

onu seyahat ederken tanıdığınızı öğrenmek ilginçti ama ben konuşmaya başladım onunla

learning English because I said oh if you have  any questions let me know and I started talking  

İngilizce öğrenme konusunda onunla konuştum çünkü ah herhangi bir sorunuz varsa bana bildirin dedim ve onunla konuşmaya başladım

with him and of course uh once he found out  who I was and what I do he was asking me lots  

ve tabii ki kim olduğumu ve ne yaptığımı öğrendiğinde bana

of questions about learning and so one of the  things I said is uh are you improving learning  

öğrenmeyle ilgili birçok soru sordu ve bunun gibi bir şey söylediğim şeylerden biri şuydu: uh öğrenmeyi geliştiriyor musun

this way uh let's see you're really incredible  I like your American English accent I understand  

bu şekilde görelim gerçekten inanılmazsın Amerikan İngilizcesi aksanını beğendim anlıyorum

you perfectly yes glad to hear it so my job is  to help you have a similar accent because it's  

gayet evet bunu duyduğuma sevindim bu yüzden benim işim benzer bir aksana sahip olmana yardımcı olmak çünkü

actually quite easy to do this and I'm speaking  intentionally clearly so one of the things we'll  

aslında bunu yapmak oldukça kolay ve bilerek net bir şekilde konuşuyorum bu yüzden

be talking about in this video is how to have  that better smoother more natural pronunciation  

bu videoda konuşacağımız şeylerden biri de nasıl daha iyi, daha düzgün, daha doğal bir telaffuza sahip olacağımızdır, bu

so I'm in the Starbucks and looking at this guy  and he opens the book I said is that book helping  

yüzden Starbucks'tayım ve bu adama bakıyorum ve o dediğim kitabı açar, İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olan kitaptır,

you improve your English so it's basically a  it was like the typical Japanese book where  

bu yüzden temelde bir  sahip olduğunuz tipik bir Japon kitabı gibiydi

you've got uh he was studying for a Japanese  test and uh it has like the Japanese on one  

uh bir Japonca  sınavına çalışıyordu ve uh bir tarafında Japonca var

side and then it's got the English over here and  it's basically giving a bunch of definitions and  

ve sonra İngilizceyi buraya getirdim ve temelde bir sürü tanım veriyor ve

helping you translate certain words and after I  started talking with him for a while he said no  

belirli kelimeleri çevirmenize yardımcı oluyor ve onunla bir süre konuşmaya başladıktan sonra hayır   dedi

this method is not helping me improve all right  and so this is the same thing that everybody does  

bu yöntem benim gelişmeme yardımcı olmuyor, tamam ve bu herkesin yaptığıyla aynı şey

this is not just in Japan this is in China it's in  everywhere in Europe in Africa South America and  

bu sadece Japonya'da değil bu Çin'de Avrupa'nın her yerinde Afrika Güney Amerika'da ve

even in the United States or Canada or the United  Kingdom when people travel all the way to these  

hatta Amerika Birleşik Devletleri'nde veya Kanada'da veya Birleşik Krallık'ta bile insanlar İngilizce

places to learn they might be learning something  in English but typically they're learning through  

bir şeyler öğreniyor olabileceklerini öğrenmek için bu   yerlere kadar seyahat ettiğinde ama genellikle

their native language or they are well basically  they're trying to translate and learn definitions  

kendi ana dilleri aracılığıyla öğreniyorlar veya temelde İngilizce'den tanımları tercüme etmeye ve öğrenmeye çalışıyorlar, bu

from English so however they're learning it's  typically the same way and so I just it's just  

yüzden nasıl öğreniyorlarsa bu genellikle aynı şekilde ve bu yüzden ben sadece

funny to think about like I'm I'm right here  next to this guy and he's sitting here and  

benim gibi düşünmek komik m Ben burada bu adamın yanındayım ve o burada oturuyor ve   vay canına, gerçekten yardımıma ihtiyaç duyabilecek birinin

I'm thinking wow he's just another example of  somebody that that could really use my help  

başka bir örneği olduğunu düşünüyorum  bu yüzden

so I sat there and helped him and talked with him  about learning and I thought I wanted to share  

orada oturdum ve ona yardım ettim ve onunla öğrenme hakkında konuştum ve düşündüm ki ben

some of that with you so when I talk about done  for you fluency I just want to compare that with  

Bunların bir kısmını sizinle paylaşmak istedim, bu yüzden sizin için akıcılıktan bahsettiğimde bunu

the typical way so we have an example here the  typical way of learning if we're just going to  

tipik yolla karşılaştırmak istiyorum, bu yüzden burada tipik öğrenme yöntemine bir örneğimiz var, eğer

compare the two this is so this is the we'll just  put a t here for typical typical and make sure you  

ikisini karşılaştıracaksak bu bu yüzden buraya  tipik tipik için bir t koyacağız ve görebildiğinizden emin olun

can see okay yes just coming up there a little bit  so typical let me turn the camera up a little bit

tamam evet sadece biraz yukarı geliyoruz yani tipik kamerayı biraz açayım

all right maybe that's a little bit better for  you so typical and this is the really I'll come  

tamam belki bu sizin için biraz daha iyidir çok tipik ve gerçekten

up with a good name for that in a second  but the typical way you've got definitions

bunun için birazdan iyi bir isim bulacağım ancak tipik şekilde tanımlar

or translations or you're studying rules  and really this is more about memorization

veya çeviriler alırsınız veya kurallar çalışırsınız ve gerçekten bu daha çok ezberleme ile ilgilidir

and we're talking about uh usually going from one  language to another or we're trying to think and  

ve biz konuşuyoruz genellikle bir dilden diğerine geçmek hakkında ya da bir yerli gibi anlamaya çalışmak

understand the rules of the language rather than  trying to understand like a native which is what  

yerine o dilin kurallarını düşünmeye ve anlamaya çalışıyoruz ki

this is here so this we'll just call this the  native way now in last week's if you join me for  

bu burada ne demek bu yüzden buna şimdi yerel yol diyeceğiz geçen hafta

last week's live video let me know in the chat  because I'm going to talk about something from  

geçen haftanın canlı videosu için bana katılırsanız sohbette bana bildirin çünkü   o videodan da bir şeyler hakkında konuşacağım

that video as well uh in that video I was talking  about the way that natives learn languages and  

uh o videoda yerlilerin  dil öğrenme şeklinden ve

the reason that most people don't learn a second  language what they call a second language I don't  

en çok dil öğrenmesinin nedeninden bahsediyordum insanlar ikinci bir dil öğrenmezler ikinci dil dedikleri şeyi

actually believe there's such a thing as a second  language there are just other languages additional  

aslında ikinci dil diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum sadece başka diller vardır ek

languages that you can also learn the same way  you learned your native language and in the  

diller de ana dilinizi öğrendiğiniz gibi öğrenebileceğiniz ek diller ve

typical way that people are learning so learning  we'll just call this like the student student way  

insanların  öğrendiği tipik yol yani öğreniyor buna sadece öğrenci öğrenci yolu

foreign so the student way that people are  learning uh they're having definitions translation  

yabancı diyeceğiz yani insanların öğrendiği öğrenci yolu uh tanımları çeviri

rules memorization but the native way you're  really just trying to understand something the  

kuralları ezberleme ama sizin gerçekten  gerçekten anlamaya çalıştığınız yerel yol

native way and rather than list a bunch of things  here it's it's basically just that understand

yerel bir şey   ve burada bir sürü şeyi listelemek yerine burada temelde sadece şunu anlayın

the

or here we'll just put this understand like native

veya buraya bunu sadece yerel gibi anlayacağız,

so what does it mean to understand something like  a native and why should you care about that all  

yani bir şeyi yerel gibi anlamak ne anlama gelir ve neden tüm bunları umursamalısınız?

right so last week in a live video here on YouTube  you can go back and watch that one I recommend  

doğru, geçen hafta YouTube'da canlı bir videoda geri dönebilir ve tavsiye ettiğim videoyu izleyebilirsiniz   izleyeceğiniz

you do I talked about like the two different  ways of learning the word over so we have over  

gibi kelimeyi öğrenmenin iki farklı  yolundan bahsetmiştim yani bitti

so if you're going to learn over  like a student you're going to get  

yani yeniden öğrenecekseniz  beğenin bir öğrencinin

a definition usually just one example  of something maybe one or two and  

bir tanımını elde edeceksiniz   genellikle bir şeyin yalnızca bir örneği belki bir veya iki ve   bir

you will practice saying something  again and again but in the English

şeyi tekrar tekrar söyleme alıştırması yapacaksınız ancak İngilizce'de öğreneceğimiz

we're going to get we're going to get two things  we're going to do one we're going to understand  

iki şey elde edeceğiz bir tane yapacağız

it like a native and number two we're going to  get naturally varied review and you'll notice  

onu bir yerli gibi anlayacağız ve iki numara doğal olarak çeşitli incelemeler alacağız ve siz de fark edeceksiniz

I'm going to repeat these lessons again and  again because one thing you do not get from  

Bu dersleri tekrar tekrar tekrarlayacağım çünkü anlamadığınız bir şey var

most lessons on YouTube is the review that gets  you fluent so you will find lots of lessons that  

YouTube'daki çoğu ders sizi akıcı hale getiren incelemedir, bu nedenle size

teach you conversational or spoken English you  will learn real ways of saying different things  

konuşma veya konuşma İngilizcesi öğreten birçok ders bulacaksınız farklı şeyler söylemenin gerçek yollarını öğreneceksiniz

but knowing vocabulary is basically useless  unless you actually review it the right way  

ancak kelime bilgisini aslında doğru şekilde incelemediğiniz sürece temelde işe yaramaz

so you can get a word like over uh and so maybe  in Japanese we would learn like or something you  

uh gibi bir kelime elde edebilir ve bu yüzden belki Japonca'da biz gibi öğreniriz veya siz

would learn some uh word through Portuguese  or Chinese or Japanese or Persian or you know  

Portekizce veya Çince veya Japonca veya Farsça aracılığıyla bir uh kelime öğrenirsiniz veya

whatever the language happens to be and then  you will try to repeat that again and again so  

hangi dil olursa olsun bilirsiniz ve sonra bunu tekrar etmeye çalışırsınız ve tekrar

I would have a flash card that says over and on  the other side of the card it says my Japanese  

kartın diğer tarafında Japoncam

or whatever and I'm going to just repeat that  word again and again over over over over so  

veya her neyse yazan bir flash kartım olurdu ve bu kelimeyi tekrar tekrar tekrarlayacağım tekrar tekrar tekrar tekrar

over and over again now the reason you don't want  to do that is because it actually makes you bored  

şimdi tekrar tekrar bunu yapmak istememenizin nedeni, aslında sizi sıkmasıdır

and your mind actually doesn't want to hear that  word it kind of forgets the word the more times  

ve zihniniz aslında o kelimeyi duymak istemez, ne kadar çok duyarsanız o kelimeyi bir nevi unutur,

you hear it though the more natural way the way  natives are doing it they're actually learning  

ancak yerlilerin yaptığı gibi daha doğal bir şekilde aslında

this in different ways so to give you just a  quick review of what we did last week and why  

bunu farklı şekillerde öğreniyorlar, bu yüzden size geçen hafta ne yaptığımıza ve bunun neden bu kadar önemli olduğuna dair hızlı bir genel bakış sunmak için

it's so important I wanted to cover it again so  here's just a review of that so we talked about  

tekrar ele almak istedim, bu yüzden  işte bunun bir incelemesi, bu yüzden

learning over by getting different examples  of it so what I call naturally varied review

alışarak öğrenmek hakkında konuştuk bunun farklı örnekleri yani doğal olarak çeşitli inceleme dediğim şey doğal olarak çok

naturally very review now naturally varied  review is so important because again if you  

inceleme şimdi doğal olarak çeşitli inceleme çok önemli çünkü yine

just repeat the same thing again and again  and again it will get boring so we talked  

aynı şeyi tekrar tekrar tekrarlarsanız ve tekrar sıkıcı olur bu yüzden

about over and we talked about different  examples of like over and some words with  

baştan konuştuk ve farklı örnekler hakkında konuştuk bir yerli olarak over'in ne anlama geldiğini gerçekten anlamanızı sağlayan   bazı

over like some simple verbs to get you to  really understand what over means as a native  

basit fiiller gibi   over ile bazı kelimeler

so if you think like a native you will speak  like one that's really the secret here so over

yani bir yerli gibi düşünürseniz  yerli gibi konuşacaksınız  buradaki gerçekten sır bu, bu yüzden fazla

overthink so overthink is one example again we  have the physical we can look at something usually  

fazla düşünün, fazla düşünmek yine bir örnektir fiziğe sahibiz bir şeye bakabiliriz genellikle

when children learn the word over so here's a box  and we'll put a ball over it so there's a little  

çocuklar kelimeyi öğrendiğinde  yani işte bir kutu ve bunun üzerine bir top koyacağız, böylece

bit of space between here and here the box is over  that thing so if we have this one you can look at  

burası ile burası arasında biraz   boşluk olsun kutu şu şeyin üzerindedir  yani eğer buna bakabilirsin

the difference oh the the ball or the circle is on  the bottom so this is on and here the ball is over  

farka oh top veya daire altta  yani bu açık ve burada top bitti   bu

so usually when native children are learning  for the first time they understand vocabulary  

nedenle genellikle yerli çocuklar ilk kez öğrenirken  kelime dağarcığını anlarlar

like this they're getting some kind of physical  example that they can see and then they start  

bunun gibi biraz alıyorlar görebilecekleri bir tür fiziksel örnek ve ardından

building their fluency from that but it takes a  few different examples for natives to build that  

akıcılıklarını buradan oluşturmaya başlarlar, ancak yerlilerin bu akıcılığı oluşturması birkaç farklı örnek gerektirir,

fluency so natives do not just tear something one  time they hear it again and again but in different  

böylece yerliler bir şeyi tekrar tekrar duyduklarında yırtmazlar, farklı

ways that's the important part so naturally  varied let me write this better it'd be a r  

şekillerde önemli kısım o kadar doğal çeşitli ki, bunu daha iyi yazmama izin verin, sonuçlanacak

i e d naturally varied review naturally varied  review so we've got overthink over think do  

doğal olarak çeşitli inceleme doğal olarak çeşitli inceleme bu yüzden düşünmek yerine fazla düşündük yap

we remember what that means so everyone should  be thinking okay think by itself okay I'm just  

bunun ne anlama geldiğini hatırlıyoruz bu yüzden herkes  tamam kendi kendine düşün tamam ben sadece   şu

thinking right now but we have overthinking  maybe I'm thinking about something too much  

anda düşünüyorum ama fazla düşünüyoruz belki bir şey hakkında çok fazla düşünüyorum   bir

thinking about something too much or yeah  it could be a maybe I'm trying to plan what  

şey hakkında çok fazla düşünüyorum veya evet  bu belki de  ne yaptığımı planlamaya çalışıyorum

I'm doing so we could think about it in the  same way we're going to have to to over plan

böylece bunun hakkında aynı şekilde  düşünebiliriz bir şeyi fazla planlamak

or overdo something and again we're meaning  that we're doing something more than we should  

veya aşırıya kaçmak zorunda kalacağız ve yine bir şeyi yapmamız gerekenden daha fazla yaptığımızı

more than we should but without getting  the definition I could just tell you the  

kastediyoruz.

definition but the point is for you to discover  the definition yourself all right now this is why  

şimdi tanımı kendin keşfetmen gerekiyor işte bu yüzden ben sana böyle bir şeyin anlamını söylemekten

I'm not a typical teacher that would just like  tell you the uh you know tell you the meaning  

hoşlanan tipik bir öğretmen değilim

of something like that because I really want you  to understand for yourself and to discover that  

çünkü gerçekten kendin için anlamanı ve keşfetmeni istiyorum

meaning yourself it's like a puzzle that you solve  because when you do that you have an aha moment an  

kendini kastediyorsun, çözdüğün bir yapboz gibi çünkü bunu yaptığında bir aha an   aha an aha anladım

aha moment you think aha I understand I got it  so I see this with my two daughters all the time  

anladım diye düşünüyorsun  bu yüzden bunu iki kızımla her zaman görüyorum

uh they have an aha moment when they realize  something I just sent a letter an email to  

fark ettiklerinde bir aha anları oluyor belki

people I think maybe a day ago or two  days ago talking about the word space  

bir gün önce veya iki gün önce kızlarıma uzay kelimesini öğretirken   hakkında konuştuğumu düşündüğüm insanlara bir mektup bir e-posta gönderdim

when I'm teaching my daughters and it's the exact  same thing as this so they've heard we we do a  

ve bu da bununla tamamen aynı, bu yüzden bizim bir tür yaptığımızı duymuşlar

kind of it's kind of like a game but we have a  trampoline in the house and I I hold them by the  

bu bir tür oyun ama evde bir trambolin var ve ben onları ellerinden tutuyorum ve

hands and they jump on the trampoline and bounce  up and down like that we call that space jump

onlar trambolinde zıplıyorlar ve yukarı ve aşağı zıplıyorlar, biz buna uzay atlama

space jump now they don't really know what what  space jump is and so my my older daughter came  

uzay atlama diyoruz şimdi onlar gerçekten ne olduğunu bilmiyorlar uzay atlama nedir ve bu yüzden büyük kızım

in and uh both of them actually came into my room  a few days ago and they said what's space they're  

geldi   ve aslında ikisi de birkaç gün önce odama geldiler ve uzayın ne olduğunu

asking me just what space means and it's because  they've been just watching a movie about some  

söylediler   bana boşluğun ne anlama geldiğini soruyorlar ve bunun nedeni sadece bir film izledikleri uzaya

spaceships or some uh some like spacecraft going  into outer space so I said oh do you mean the  

giden bazı   uzay gemileri veya bazı uh benzeri uzay araçları hakkında bir film, bu yüzden ah,

space like up where the stars are and they said  ah yes and so they understood and and just then  

yıldızların olduğu yukarıdaki uzayı mı kastediyorsunuz dedim ve ah evet dediler ve böylece anladılar ve ve tam o sırada

Arya was like Oh you mean like uh like a space  like a spaceship foreign ly ah I understand what  

Arya gibiydi Ah, demek istediğin uh gibi uzay gibi uzay gemisi gibi yabancı bir şekilde ah

space jump is okay so when you're thinking about  this this is this is the same way that natives are  

uzay atlayışının ne olduğunu anlıyorum bu yüzden bunu düşündüğünüzde bu, yerlilerin

learning and they're not getting definitions  of something what they're getting is more and  

öğrenme şeklinin aynısıdır ve bir şeyin tanımlarını alamazlar. daha fazla   daha fazla

more examples and that's how it actually  helps them become fluent all right so the

örnek ve bu onların akıcı konuşmalarına gerçekten bu şekilde yardımcı oluyor.

the main difference here we'll  cover some more examples just  

to make this even more clear for  you but the main difference here  

is in traditional learning like it's up to  the students so this is like the student

öğrenciler yani bu öğrenci gibidir

so the student must study and remember

yani öğrenci çalışmalı ve hatırlamalı

so you really have to be a good  student I mean that's basically  

bu yüzden gerçekten iyi bir öğrenci olmalısınız yani temelde

all you're doing here and you  have to work very hard to get  

burada yaptığınız tek şey bu ve geleneksel yöntemle akıcı konuşmak için çok çalışmanız gerekiyor

fluent the traditional way but this  way you really need a good teacher

ama bu şekilde gerçekten iyi bir öğretmene ihtiyacın var

and so the difference this is done for you and  this is do it yourself DIY do it yourself all  

ve bu yüzden fark bu senin için yapılıyor ve bu kendin yap kendin yap tamam bu

right does that make sense I know I'm talking  about a few different ideas but I like to always  

mantıklı mı biliyorum birkaç farklı fikirden bahsediyorum ama her zaman   geri

come back to this same idea I'm always talking  about the same way of learning but I'm trying  

gelmeyi seviyorum aynı fikir, her zaman aynı öğrenme yolundan bahsediyorum ama İngilizceyi

to give you different examples of it the same  way you would learn English so the same way  

aynı şekilde öğreneceğiniz şekilde size bunun farklı örneklerini vermeye çalışıyorum, böylece aynı şekilde

you're getting fluent just like a native so  done for you means if the teacher is good you  

bir anadiliniz gibi akıcı konuşuyorsunuz, sizin için bu kadar şu anlama gelir, eğer öğretmen iyiyse,

should be developing fluency automatically  you should feel that every time we learn  

otomatik olarak akıcılık geliştiriyor olmalısınız , her yeni bir şey öğrendiğimizde bunu hissetmeniz gerekir, bu

something new so every time we think oh like  to overthink I'm thinking too much or if I over

yüzden her düşündüğümüzde fazla düşünmek istiyorum, çok fazla düşünüyorum veya

pay like we practiced last week so I'm  talking about different examples of over  

geçen hafta uyguladığımız gibi fazla ödeme yaparsam, bu yüzden ben' farklı over  örneklerinden bahsediyorum

I'm not trying to give you a definition I  want you to understand and develop your own  

size bir tanım vermeye çalışmıyorum kelimeyi anlamanızı ve kendi anlayışınızı geliştirmenizi istiyorum

understanding of the word over and that's how you  learn to use it fluency use it fluently excuse me  

ve bu şekilde akıcı kullanmayı öğreniyorsunuz akıcı bir şekilde kullanın afedersiniz

so you need a good teacher in order  to do this and now I thought because

bu yüzden iyi bir şeye ihtiyacınız var öğretmen bunu yapmak için ve şimdi düşündüm çünkü

because we did over last week we  could go back with a few under  

geçen hafta yaptığımız için birkaç alt    örnekle geri dönebiliriz,

examples so the next thing when people are  learning usually kids they're they're trying  

bu nedenle insanlar öğrenirken bir sonraki şey genellikle çocuklar

to develop patterns the point of the lesson  is to have understand the patterns of learning

örüntüler geliştirmeye çalışırlar. ders öğrenme kalıplarını anlamaktır

and so once you think okay there's overthink over  plan overdue overpay oh no I paid it too much  

ve bu yüzden tamam diye düşündüğünüzde, planın vadesi geçmiş fazla ödeme konusunda fazla düşünmeniz gerekir oh hayır çok fazla ödedim   Fazla

I'm overworked

çalıştım bu yüzden fazla çalışıyorum çok

so I am overworked I work too  hard I'm doing too much I'm  

çok çalışıyorum çok fazla yapıyorum ben

too tired I'm over worked I'm overworked all right  

de  yorgunum fazla çalıştım çok çalıştım

so when you start hearing these you begin thinking  huh I wonder I wonder if there's like underworked

tamam   bu yüzden bunları duymaya başladığınızda  düşünmeye başlıyorsunuz hah merak ediyorum şimdi az çalışan gibi bir şey olup olmadığını merak ediyorum

now you might not always be correct  but if you're thinking like a native  

her zaman haklı olmayabilirsiniz ama bir yerli gibi düşünüyorsanız

this is how you start really playing with  the language and you're really thinking  

bu şekilde düşünürsünüz dille gerçekten oynamaya başlayın ve gerçekten

a lot like a native and that's really  the whole point so you're developing  

bir yerli gibi düşünüyorsunuz ve gerçekten tüm mesele bu yani

the pattern and then you start applying the  pattern in different ways so maybe we have an  

kalıbı geliştiriyorsunuz ve sonra kalıbı farklı şekillerde uygulamaya başlıyorsunuz, bu yüzden belki de

underworked thing we don't usually talk about  people being under work but we will say under

eksik çalışılan bir şeyimiz var. genellikle insanların çalışmakta olduğundan  söz edilmez, ancak

foreign

underemployed now if you know what this is  I'd like you to type that in the chat does  

bunun ne olduğunu biliyorsanız şimdi yabancı işsizler altında diyeceğiz Sohbette şunu yazmanızı istiyorum   bunun

that make sense underemployed what do you  think that means so there's just employed  

anlam ifade ettiğini bunun ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz yani yeni istihdam var   ben

means I'm working what do you think under  employed means I'm underemployed underemployed  

Çalışıyorum sence ne  az istihdam ediliyorum demek yetersiz istihdam ediliyorum

you can think about that just post  that in the chat if you have any  

bunu düşünebilirsiniz,

idea what that means what does it mean to  say you are un under under employed you're  

bunun ne anlama geldiğine dair herhangi bir fikriniz varsa  sohbette yayınlayın  eksik istihdam ediliyorum demek  ne anlama gelir

underemployed if you have any idea post  that in the chat so we could have under

eksik istihdam ediliyorsunuz   herhangi bir fikriniz varsa bunu sohbete gönderin, böylece az

developed underdeveloped yeah we could have like  under underpay usually we don't say underpay again  

gelişmiş az gelişmiş olurduk evet az ödeyebilirdik, genellikle eksik ödeme demeyiz

you won't always have the the exact example but  the point is if you're thinking like a native  

her zaman tam bir örneğe sahip olmazsınız, ancak önemli olan şu ki, bir yerli gibi düşünmek

and guessing maybe that's correct that's  how you start thinking more like a native  

ve belki de bunun doğru olduğunu tahmin etmek  bu  şekilde daha çok bir yerli gibi düşünmeye başlarsınız   bu

so again you're trying to understand  the patterns so not working not working  

yüzden yine  kalıpları anlamaya çalışıyorsunuz, bu yüzden çalışmamak çalışmıyor   bu,

so could mean maybe you're under underpaid  you're underemployed underemployed is a really  

belki de düşük maaş aldığınız anlamına gelebilir eksik istihdamsınız yetersiz istihdam gerçekten

interesting example we've got so underemployed  means you're kind of working but not working yep  

ilginç bir örnek, çok eksik istihdamımız var bir nevi çalışıyorsunuz ama çalışmıyorsunuz anlamına gelir, evet   öyleyse bakalım evet,

so let's see yep Allah says not working enough  not working enough or it could mean that maybe  

Allah yeterince çalışmıyor yeterince çalışmıyor diyor veya bu, belki

your skills your skills are like really good so  if I'm if I'm maybe like a like a CEO of a company  

becerilerinizin gerçekten iyi olduğu anlamına gelebilir, öyleyse  ben eğer ben bir şirketin CEO'su gibiysem

so if I let's say I own a company like Sony just  take a Japanese example here so if I'm the CEO  

yani Sony gibi bir şirketim var diyelim, burada bir Japon örneğini ele alalım, eğer

of Sony my skill level is really high but maybe  I go down and just start working like selling  

Sony'nin CEO'suysam   beceri seviyem gerçekten yüksek ama belki düşüyorum ve sadece satış yapıyormuş gibi çalışmaya başla

I don't know radios at a store or something like  that so if I'm working at this level I'm working  

Bir mağazada radyo falan bilmiyorum yani bu seviyede çalışıyorsam

way below where my like ability level is so I'm  under employed I'm underemployed I'm not using  

benzer yetenek seviyemin çok altında çalışıyorum, bu yüzden  yetersiz istihdam ediliyorum  yetersiz istihdam ediliyorum

the full power of what I can do so not using  my full skills or my full ability so this is  

Yapabileceklerimin tüm gücünü kullanmıyorum bu yüzden tüm becerilerimi veya tüm yeteneğimi kullanmıyorum yani bu

underemployed underemployed so sometimes people  will be you know underemployed or underused or  

yetersiz istihdam yetersiz istihdam yani bazen  insanlar bilirsiniz yetersiz istihdam veya az kullanılmış veya

underdeveloped it means we don't use it enough  so here we have if we're just going to look at  

az gelişmiş olacak bu, onu yeterince kullanmadığımız anlamına gelir yani burada var, eğer

this little chart here very Continuum here  so we've got developed we got over developed

bu küçük çizelgeye bakacaksak, buradaki Süreklilik burada bu yüzden geliştik, fazla geliştik

and we've got under developed as well so  underdeveloped developed and over developed  

ve aynı zamanda az geliştik, az gelişmiş, fazla gelişmiş ve fazla gelişmiş

so if we do something too much or don't do  something enough these are the general ideas here  

yani eğer biz de bir şeyler yaparsak çok yap ya da bir şeyi yeterince yapma  bunlar buradaki genel fikirler   pekala

all right is this making sense so the point  here is that when you start thinking like a  

bu mantıklı mı, yani buradaki nokta  bir yerli gibi düşünmeye başladığınızda

native you start speaking like one and the way  you do that is to understand like a native not  

yerli gibi konuşmaya başlarsınız ve bunu yapma şekliniz de bir yerli gibi anlamaktır

by getting definitions but by getting more  and more examples of something like that  

tanımları alarak değil, bunun gibi daha fazla  örnek alarak

and when you get these examples I'm right  now just like you're not saying anything  

ve bu örnekleri aldığınızda haklıyım  şu anda hiçbir şey söylemiyorsunuz

you're not speaking I can't hear you even  if you're talking to the screen right now  

konuşmuyorsunuz  konuşsanız bile sizi duyamıyorum şu anda ekranla konuşuyorum   Ne

I can't hear what you're saying but if you  do this you will build fluency automatically  

dediğinizi duyamıyorum ancak bunu yaparsanız  otomatik olarak akıcılık oluşturacaksınız   size ne

the more examples I give you the more you should  feel I really get it and now I can use something  

kadar çok örnek verirsem o kadar çok gerçekten anladığımı hissetmeniz gerekir ve şimdi bir şeyi

confidently so this is kind of the the last  piece really understanding how this works  

güvenle kullanabilirim bu yüzden bu bunun nasıl çalıştığını gerçekten anlayan son parçadır   bu

so when you're learning as a student  your job is to try to like speak  

nedenle, bir öğrenci olarak öğrenirken işiniz konuşmayı sevmektir

most people think they will just speak  and speak and speak and speak and speak  

çoğu insan sadece konuşacaklarını , konuşacaklarını, konuşacaklarını, konuşacaklarını ve konuşacaklarını düşünür   ve bu

and that's and that's how you get fluent so  they speak to build fluency but most of this  

ve siz de böylesiniz akıcı hale gelirler, böylece akıcılık oluşturmak için konuşurlar, ancak bu

speaking it just comes from people having to  repeat things that they don't really understand  

konuşmanın çoğu, insanların gerçekten anlamadıkları şeyleri tekrarlamak zorunda kalmalarından kaynaklanır, bu nedenle

so they hear a word or a phrase maybe one time  or they translate something and they don't really  

bir kelime veya deyimi belki bir kez duyarlar veya bir şeyi tercüme ederler ve gerçekten anlamazlar

understand what they're hearing and when that when  that happens when they do that then oh like I I I  

ne duyduklarını anlayın ve ne zaman bu olduğunda  bunu yaptıklarında o zaman oh ben ben ben   ben ben aynen

I I they get stuck in conversations just like this  uh this college student that was sitting next to  

bunun gibi konuşmalara takılıp kalırlar uh dün Starbucks'ta yanımda oturan bu üniversite öğrencisi,

me in the Starbucks yesterday so he knew a lot  of vocabulary and he was studying some Advanced  

bu yüzden çok fazla kelime bilgisi biliyordu ve bazı İleri Düzey

words he had just passed an English test like a  Japanese English test the uh like the second level  

kelimeleri çalışıyordu bir Japon İngilizcesi testi gibi bir İngilizce testini yeni geçmişti uh ikinci seviye gibi

so almost the highest level he'd pass the second  level of the test but he still couldn't speak and  

yani testin ikinci seviyesini geçecekti ancak yine de konuşamıyordu ve

he had every problem that that most of my Learners  had so he had like vocabulary issues I remember I  

Öğrencilerimin çoğunun sahip olduğu her sorun bu yüzden kelime dağarcığı sorunları gibi olduğunu hatırlıyorum

asked him what does he want to do he said I want  to be a tour guide a tour guide I said oh where do  

ona ne yapmak istediğini sordum tur rehberi olmak istiyorum dedi tur rehberi dedim oh

you want to do that and he said uh I don't want to  do it in what did he say he said like Metropolitan

bunu nerede   yapmak istiyorsun ve o dedi ah bunu ne de yapmak istemiyorum dedi Metropolitan gibi dedi

so he said metropolitan areas or something like  that metropolitan areas and I said Oh you mean

yani metropoliten alanlar veya o o metropoliten alanlar gibi bir şey dedi ve ben de Ah,

you mean big cities and again you don't  have to use difficult difficult words to use  

büyük şehirleri kastediyorsunuz ve yine zor kullanmak zorunda değilsiniz dedim kullanımı zor kelimeler   güvenli bir şekilde iletişim kurmak

you don't have to use difficult words in order  to communicate confidently and natives are often  

için  zor kelimeler kullanmanıza gerek yoktur ve yerliler genellikle

speaking just simply like this now I understood  what he said it wasn't even metropolitan areas  

bu şekilde konuşurlar  ne dediğini anladım  metropoliten alanlar bile değildi   Metropolitan'dı

it was Metropolitan something so Metropolitan  like a major metropolitan area that's the kind  

yani Metropolitan büyük bir metropol gibi alan bu,

of thing you would hear on the news but in a  conversation would you say oh like I'd like to  

haberlerde duyacağınız türde bir şey ama bir sohbette ah,

work in big cities nobody says I want to work in  a metropolitan area so I just want to I want to  

büyük şehirlerde çalışmak isterdim, kimse metropol bir bölgede çalışmak istiyorum demiyor, bu yüzden sadece

live in the city so the city or in general in big  cities or larger cities so when you're learning  

yaşamak istiyorum, diyebilir misiniz? şehir yani şehir veya genel olarak büyük şehirlerde veya daha büyük şehirlerde yani siz

like a student so he's getting you know  these examples from a Japanese textbook  

bir öğrenci gibi öğrenirken o size Japonca ders kitabından bu örnekleri

okay he learns metropolitan area you know and I  said Oh you mean big cities and he's and and so  

öğretiyor o ve

he's learning right there now he he understood  one example of understanding like a native so  

şu anda orada öğreniyor bir yerli gibi anlamanın bir örneğini anladı yani

if you spend time getting this input so you can  learn to say something like metropolitan areas  

bu girdiyi almak için zaman harcarsanız metropol alanları gibi bir şey söylemeyi öğrenebilirsiniz

but really natives are just saying big cities if  you listen to them and so he had problems with  

ama gerçekten yerliler sadece büyük şehirler diyor, onları dinlerseniz ve bu yüzden kelime dağarcığıyla ilgili sorunları vardı, bu da kulağa

vocabulary that sounded a little bit unnatural his  pronunciation was also a typical like his teachers  

biraz doğal gelmiyordu, telaffuzu da tipikti, tıpkı öğretmenleri

were Japanese teachers so pronunciation I'll  just write pronunciation right there his grammar  

Japon öğretmenlerdi, bu yüzden telaffuzu tam oraya telaffuz yazacağım, grameri

is listening and his confidence so all of these  things were were really low for this guy and and  

dinliyor ve özgüveni dolayısıyla tüm bunlar gerçekten bu adam için düşük ve

he was interested in being a tour guide and  so he said when he find he found out what I  

bir tur rehberi olmakla ilgilendi ve bu yüzden ne  yaptığımı öğrendiğinde

do he asked my advice so he said what should  I do I said well if you're trying to be a tour  

tavsiyemi sordu ve ne yapmalıyım  dedi. Tur olmaya çalışıyorsanız iyi dedim

guide you need to be outgoing outgoing and he  had not heard that word before maybe you have  

rehber, dışa dönük olmanız gerekir ve o bu kelimeyi daha önce duymamıştı belki de bu

not heard that word either out going to be  outgoing is like the opposite of being shy  

kelimeyi duymadınız, ya dışarı çıkmak , utangaç olmanın tam tersidir

so he was a little bit shy said you should try  to be outgoing you're here welcoming other people  

bu yüzden biraz utangaçtı, kendinize ait olmaya çalışmanız gerektiğini söyledi Burada başka ülkelerden gelen diğer insanları karşılıyorum   kusura bakmayın

excuse me who might be uh coming from other  countries or it could be other Japanese people  

veya Japonya'yı dolaşan diğer Japonlar   olabilir,

that are traveling around Japan but if you want to  be a tour guide you need to be out going out going  

ancak tur rehberi olmak istiyorsanız dışarı çıkmanız gerekiyor

so you're working from inside of yourself to out  like that so easy going is a little bit different  

yani çalışıyorsunuz kendi içinden dışarı  böyle çok kolay gitmek biraz farklı

easy going means you're relaxed I don't really  care that has really nothing to do with other  

kolay gitmek rahat olduğun anlamına gelir gerçekten  umrumda değil bunun diğer    insanlarla hiçbir ilgisi yok

people so if I'm easy going and again this is a  perfect example of naturally varied review so if  

yani eğer ben rahat davranıyorsam ve yine bu bir doğal olarak çeşitli yorumların mükemmel bir örneği, yani eğer

I'm easy going that's an excellent example though  let's put these two together so we have outgoing

ben sakinsem, bu mükemmel bir örnek ama bu ikisini bir araya getirelim,

and easy going

now if you think about the ideas of these like  outgoing is moving out like that so you're  

böylece dışa dönük ve rahatız.

going out you're thinking about things outside of  yourself the opposite of shy but easy going means  

dışarı çıkmak kendi dışınızdaki şeyleri düşünürsünüz utangaçlığın tam tersi ama kolay gitmek, biraz

you kind of relax you take things easy I'm easy  going all right so outgoing easy going they're  

rahatlarsınız, işleri ağırdan alırsınız. bir

both part of your personality but outgoing just  means you're doing things uh and you're not shy  

şeyler yapıyorsun ve bu konuda utangaç değilsin

about them so you can walk into a room and say  hello to people and that's what I recommended  

bu yüzden bir odaya girip insanlara merhaba diyebilirsin ve ben de bunu tavsiye ettim

he do so just say hello to people when you're  walking down the street just practice saying  

o yüzden sadece sokakta yürürken insanlara merhaba deyin sadece söyleyerek alıştırma yapın

hello and this will build up your confidence and  I told them how I used to be shy so I used to be  

merhaba ve bu senin güvenini artıracak ve onlara eskiden nasıl utangaç olduğumu söyledim, bu yüzden eskiden ben

shy also and I built up my confidence just saying  hello to people so even in my native language just  

de utangaçtım ve insanlara merhaba diyerek kendime güvenimi oluşturdum bu yüzden daha gençken kendi ana dilimde bile Çocukken Amerika

when I was a younger you know living in the United  States when I was a kid I would just say hello  

Birleşik Devletleri'nde yaşarken

to people when I'm walking down the street and I  was explaining most people are shy they don't say  

sokakta yürürken insanlara sadece merhaba derdim ve çoğu insanın utangaç olduğunu,

anything so it's nice when someone says hello to  you then you you think oh that's nice of someone  

hiçbir şey söylemediğini, bu nedenle birisinin size merhaba demesinin hoş olduğunu açıklıyordum. Birinin

to say hello you know they're thinking about me  and you you don't have to begin a conversation  

merhaba demesinin hoş olduğunu düşünüyorsunuz, onların beni düşündüklerini biliyorsunuz ve siz onlarla bir sohbete başlamak zorunda değilsiniz,

with them but he was really shy about that and  worrying whether what if they what if they don't  

ancak bu konuda gerçekten utangaçtı ve ya eğer yapmazlarsa endişeleniyordu.

say anything back and I said well I mean I don't  I don't care I don't expect anybody to say hello  

bir şey söyle ve ben de iyi dedim yani demek istediğim umurumda değil kimsenin bana merhaba demesini beklemiyorum

back to me I'm saying hello to them if they want  to say hello back that's fine if they don't that's  

onlara merhaba diyorum eğer geri merhaba demek isterlerse geri dönmezlerse sorun değil' t bu

okay too so I am I'm also easy going I'm very  easy going about life so things happen and I don't  

da   sorun değil, ben de rahatım Ben de rahatım Hayatla ilgili çok  rahatım bu yüzden bir şeyler oluyor ve bu

know if it's like a good thing or a bad thing I  don't really worry about it I'm very easy going  

iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi bilmiyorum Gerçekten endişelenmiyorum ben'

about life and so I'm also outgoing I like to meet  people and and help people and go out and you know  

Hayatla ilgili   çok rahatım ve bu yüzden aynı zamanda dışa dönük biriyim insanlarla tanışmayı ve insanlara yardım etmeyi ve dışarı çıkmayı ve bilirsiniz

connect make connections like that so easy going  and outgoing so people are posting uh comments  

bağlanmayı bu şekilde bağlantılar kurmayı o kadar kolay ve dışa dönüküm ki insanlar yorumlar gönderiyor

yes I'm I'm seeing those I will go back after I'm  finished explaining this and then we will answer  

evet ben' onları görüyorum bunu açıklamayı bitirdikten sonra geri döneceğim ve sonra

questions or review comments anything anybody  has but does this make sense I really want I I  

soruları yanıtlayacağız veya herhangi birinin yaptığı yorumları gözden geçireceğiz ama bu mantıklı mı gerçekten istiyorum

repeat myself I try to say things in different  ways but really this is this is the whole game  

kendimi tekrar ediyorum şeyleri farklı şekillerde söylemeye çalışıyorum ama gerçekten bu tüm oyun

right here this is the whole secret and when you  do this like when you're speaking by yourself uh  

tam burada, tüm sır bu ve bunu  kendi başınıza konuşurken yaptığınız gibi uh

you can improve but most of the Improvement is  coming from getting all these different examples  

geliştirebilirsiniz, ancak İyileştirmenin çoğu tüm bu farklı örnekleri   elde etmekten gelir

all right so when you're talking to yourself you  have kind of a limited range of what you know  

tamam, yani siz konuşurken kendi bildiklerinizin sınırlı bir yelpazesine sahipsiniz   bu nedenle

so you might learn a phrase and then repeat it to  yourself people talk about speaking to themselves  

bir cümle öğrenebilir ve sonra bunu kendi kendinize tekrarlayabilirsiniz.

like that but maybe there's like I don't know two  words or three words or a phrase or something uh  

bir şey

and you you would repeat that to yourself but it's  a limited uh limited number of words or phrases  

ve siz bunu kendinize tekrarlarsınız ama bu sınırlı sayıda kelime veya kelime öbeği

and in this way this is basically unlimited and  as you continue to get more you don't need to  

ve bu şekilde bu temelde sınırsızdır ve daha fazlasını elde etmeye devam ettikçe   kendi

spend time speaking to yourself you're getting  all the input and it's the understanding that  

kendinize konuşmak için zaman harcamanıza gerek kalmaz tüm girdiyi almak ve

really builds your fluency so in the student way  you you have to speak to try to remember what  

akıcılığınızı gerçekten geliştiren şey anlamaktır, yani öğrenci tarzında ne öğrendiğinizi hatırlamaya çalışmak için konuşmanız gerekir,

you're learning but you don't really develop more  fluency does that make sense like lots of people  

ancak gerçekten daha fazla akıcılık geliştirmezsiniz, bu pek çok insanın yaptığı gibi mantıklıdır

do this most people do this this is like 99 uh  percent of Learners I would imagine so all over  

çoğu insan bunu yapıyor, bu Öğrenenlerin yüzde 99'u gibi, hayal ettiğim gibi, yani tüm                                                                                                                          ...

the world it doesn't matter everybody's learning  language is the same way it doesn't matter what  

language you're learning you're basically learning  it like this okay so if you're getting uh speaking  

böyle tamam yani kendi kendine konuşmaya başlıyorsan

to yourself you can review certain words uh  but the the interesting thing is like you  

belirli kelimeleri gözden geçirebilirsin uh ama ilginç olan şu ki sen

don't really again because you're not getting  the review it's really the review that gets you  

gerçekten tekrar yapmıyorsun çünkü inceleme almıyorsun gerçekten inceleme seni

fluent not repeating things you know to yourself  or others or whatever all right so outgoing easy  

tekrarlamadan akıcı hale getiriyor kendinize veya başkalarına bildiğiniz şeyler veya her neyse, pekala çok dışa

going and the last thing we'll just cover right  here as a contrast to this so instead of speaking

dönük, uysal ve son olarak, bunun tam tersi olarak burada ele alacağımız son şey, bu nedenle konuşmak yerine anlarsınız,

you understand

so you understand more and more from each  example and that's really the key here so  

böylece her bir örnekten giderek daha fazla şey anlarsınız ve bu gerçekten bu yüzden   bir veya iki

it's getting lots of examples rather  than maybe one or two and trying to  

yerine çok sayıda örnek alıp

repeat those and as you get more and  more examples and this is just one way  

bunları tekrarlamaya çalışmaktır ve daha fazla örnek aldıkça ve bu,

of getting naturally varied review you  could also hear it from different people  

doğal olarak çeşitli incelemeler almanın yalnızca bir yoludur, bunu farklı insanlardan da duyabilirsiniz

so you hear me say overdue someone else is overdue  another person says overdue and again every time  

bu yüzden beni duydunuz gecikti başkasına gecikti deyin başka bir kişi gecikti diyor ve tekrar   şu anda bir şey söylemeseniz bile akıcılığınızı otomatik olarak geliştirdiğinizi her duyduğunuzda

you're hearing that you develop your fluency  automatically even if you don't say anything now  

of course the goal is to use the vocabulary you  know but as you understand you feel more confident

elbette amaç bildiğiniz ancak anladığınız gibi hissettiğiniz kelime dağarcığını kullanmaktır daha güvenli

and the fluency develops automatically  so that when you're in a conversation you  

ve akıcılık otomatik olarak gelişir, böylece bir sohbetteyken

just automatically start speaking because you're  well prepared so I gave another example about me  

otomatik olarak konuşmaya başlarsınız çünkü iyi hazırlanmışsınızdır, bu yüzden başka bir örnek verdim

learning Japanese in coffee shops when I started  when I understood this so I stopped doing this and  

kafelerde Japonca öğrenmeye başladığımda bunu anlayınca yapmayı bıraktım bunu ve

I started doing this and I sat in different coffee  shops and just listened to people ordering food  

bunu yapmaya başladım ve farklı kafe dükkânlarında oturdum ve sadece yemek sipariş eden insanları dinledim

I know it seems like a boring thing to do but I  thought it was fascinating I thought it was really  

Yapılması sıkıcı bir şey gibi göründüğünü biliyorum ama büyüleyici olduğunu düşündüm

interesting to get all these different examples of  how people would order something so they might say  

Bütün bu farklı nasıl örnekleri almanın gerçekten ilginç olduğunu düşündüm insanlar bir şey sipariş etmek için   Bir şey istiyorum

I'd like something or would you please give me  or can I have something so these different ways  

veya lütfen bana verir misiniz veya bir şey alabilir miyim  yani

of ordering food and so I can understand that and  I'm prepared for that but often Learners because  

yemek sipariş etmenin bu farklı yolları  ve böylece bunu anlayabilirim ve buna hazırlıklıyım, ancak genellikle Öğrenciler çünkü

they only know one way of saying something they  get nervous when they hear something different  

sadece bir şeyi söylemenin bir yolunu bilirler farklı bir şey duyduklarında gerginleşirler bu

so they practice like saying hello like I came  to Japan and I was practicing good morning saying  

yüzden Japonya'ya geldiğim gibi merhaba demek gibi pratik yaparlar ve insanlara günaydın  günaydın alıştırması yapıyordum

good morning to people and that's Ohio gozaima so  saying good morning to people in Japanese that's  

ve bu Ohio gozaima yani insanlara Japonca günaydın demek bu   bunu

the more kind of polite clear way of saying  it but then I hear just some people don't say  

söylemenin daha nazik ve net bir yolu ama sonra bazı insanların

Ohio one guy at my school where I was working  when I first came here he said he just said oh  

Ohio'da çalıştığım okulumda bir adam buraya ilk geldiğimde sadece oh dediğini söyledi

and I was really surprised I was not prepared  for that because unlike a native speaker I was  

ve ben gerçekten hazırlıklı olmadığıma şaşırdım bunun için, çünkü anadili İngilizce olan birinin aksine, sabahları

not ready to hear you know these different  ways of greeting in the morning all right  

bu farklı selamlaşma biçimlerini bildiğinizi duymaya hazır değildim, bu

so instead of doing this this is this is a  it's a much more of a hassle and a strain  

yüzden bunu yapmak yerine, bu bir  denerken çok daha fazla bir güçlük ve gerginliktir

when you're trying to teach yourself and you  only know a few things and you're speaking to  

kendinize öğretmek ve yalnızca birkaç şey bilmek ve kendinizle konuşmak

yourself or trying to review to yourself it's  much easier so instead of doing it yourself  

veya kendi kendinize gözden geçirmeye çalışmak çok daha kolaydır, bu nedenle bunu kendiniz yapmak yerine kendiniz

you get it done for you and that's why even if  you don't speak so right now you're watching  

için halledersiniz ve bu yüzden bu kadar doğru konuşmasanız bile şimdi

this live or if you're watching this as a replay  later I'm able to improve your fluency just by the  

bunu   canlı izliyorsanız veya bunu daha sonra bir tekrar olarak izliyorsanız, size öğrettiğim şekilde akıcılığınızı geliştirebiliyorum.

way I'm teaching you Isn't that cool so even if  you don't speak so you don't need a live teacher  

canlı bir öğretmene

or a practice partner but you you are able to use  the things fluently when you do have a situation  

veya bir uygulama arkadaşına ihtiyacınız yok, ancak  konuşmanız gerektiğini bildiğiniz bir durumda   akıcı bir şekilde kullanabilirsiniz,

where you know you need to speak but it's because  you're well prepared you understand really well  

ancak bunun nedeni iyi hazırlanmış olmanızdır

like a native so you feel confident that you'll  speak correctly and that's how you get fluent all  

bir yerli gibi gerçekten iyi anlarsınız yani doğru konuşacağınızdan  eminsiniz ve bu şekilde akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz

right now let's go back and answer questions if  anybody has any let's take a look at the chat here  

şimdi geri dönelim ve soruları yanıtlayın, eğer herhangi biri varsa, buradaki sohbete bir göz atalım

see if I can go down here all right well let's  see Raza says sir take notice of suggestions  

buraya inebilir miyim bir bakın tamam tamam bakalım Raza diyor efendim kıyafetlerinizle ilgili önerileri dikkate alın

regarding your attire sir I'm looking  forward to seeing you in a Charming dress  

efendim sizi çekici bir elbiseyle görmeyi dört gözle bekliyorum

uh let's see in in Charming I'm guessing you  mean like like a suit or something like that  

ah hadi bakalım Charming'te bir takım elbise veya onun gibi bir şey demek istediğinizi tahmin ediyorum

yes uh it I should I should people say hey Drew  why don't you wear a suit or whatever to teach  

evet ah öyle insanlar demeliydim hey Drew neden bir takım elbise giymiyorsun veya öğretmek için başka bir şey giymiyorsun

and because everybody does that so the typical  way people do teaching is like okay we're gonna  

ve herkes bunu yaptığı için, yani insanların öğretmenlik yaptığı tipik yöntem tamam der, biz

put on a suit like it's a business class or  something and I'm going to wear a suit or a  

bir işletme sınıfı veya benzeri bir şey gibi bir takım elbise giyeceğiz ve ben gideceğim takım elbise veya

tie or something like that and I'm here to  help people learn casually and make a casual  

kravat veya buna benzer bir şey giyin ve ben insanların gelişigüzel bir şekilde öğrenmelerine ve

environment like we are speaking friendly at a  park or something like that so that's more the  

bir parkta arkadaşça konuşuyormuşuz gibi rahat bir ortam oluşturmalarına yardımcı olmak için buradayım.

mood I'm trying to give people when I teach I  want to help them relax and not make it feel  

Rahatlamalarına yardımcı olmak istediğimi öğretiyorum ve

like okay this is a formal thing and and that's  how we have to speak so I wouldn't worry about  

bu resmi bir şeymiş gibi hissettirmemelerini sağlıyorum ve bu şekilde konuşmamız gerekiyor ki endişelenmeyeyim...

um like yes fluency is not related to Charming  dress yeah so I could there there's a there's a  

marketing angle like that so if I if I dress in  a suit I'm going to going to have a different  

böyle bir pazarlama açısı var yani eğer takım elbise giyersem farklı bir

um like it basically the different kind of mood  or something that that people would expect from  

um gibi farklı bir ruh halim olacak veya insanların

a person who's doing that so other people do  that and that's fine that other people want to  

bunu yapan bir kişiden bekleyeceği bir şey diğer insanlar bunu yapıyor ve diğer insanların

do the suit I like to be relaxed when I'm when  I'm teaching I'm actually wearing some shorts  

takım elbise giymek istemelerinde sorun yok Öğretmenlik yaparken rahat olmayı seviyorum aslında burada biraz şort giyiyorum

over here but I feel very relaxed and it helps me  move around rather than being in a suit like that  

ama kendimi çok rahat hissediyorum ve bu daha çok hareket etmeme yardımcı oluyor böyle bir takım

I've never really liked suits very much and so  that's one of the reasons I enjoy what I do I  

elbise giymektense   Takım elbiseleri hiçbir zaman çok sevmedim ve bu yüzden yaptığım işten zevk almamın nedenlerinden biri

can sit actually I can just be in my underwear  teaching right now and nobody would know all  

oturabiliyorum  aslında şu anda iç çamaşırımla ders verebilirim ve kimse bilmeyecek tamam  o zaman hadi

right so let's go back and look to see if anybody  has some uh some interesting comments here I just  

geri dönün ve burada bazı ilginç yorumlar olup olmadığına bakın. Ben sadece

find a good way to practice and I try use passive  vocabulary as I'm doing now sometimes I talk to  

pratik yapmak için iyi bir yol buluyorum ve şu anda yaptığım gibi pasif kelime dağarcığı kullanmayı deniyorum.

myself through the mirror yeah so the talking  to yourself through or talking to yourself to  

veya aynanın karşısında kendi kendinize konuşmak

the mirror or talking into the mirror it's less  helpful for this reason because you have a limited  

veya aynaya karşı konuşmak bu nedenle daha az yardımcı olur çünkü sınırlı bir

vocabulary that you're just trying to repeat  when the fluency actually develops it's really  

kelime dağarcığınız vardır ve akıcılık gerçekten geliştiğinde tekrar etmeye çalışırsınız bu gerçekten

your understanding as you feel like ah I get it  I really understand something and that's how you  

sizin anlayışınızdır ve "ah anlıyorum" gibi hissedersiniz bir şeyi gerçekten anlarsınız ve bu şekilde

become a fluent speaker so if you practice one  thing you feel very confident about using that  

akıcı bir konuşmacı olursunuz, yani bir şeyi pratik yaparsanız, onu kullanma konusunda kendinize çok güvenirsiniz   ve

and then you get into a conversation and then if  that vocabulary is not used then you're you're  

sonra bir sohbete girersiniz ve ardından bu kelime dağarcığı kullanılmazsa, o zaman siz

like uh uh oh no I did I don't understand what  that person said they did I wasn't prepared for  

uh uh oh gibisinizdir hayır anlamadım o kişinin ne dediğini anlamadım

that one phrase or two phrases or something like  that but as you continue to get more and more then  

o bir veya iki cümleye veya bunun gibi bir şeye hazırlıklı değildim ama gittikçe daha fazlasını almaya devam ettikçe,

you're well prepared for conversations and even in  conversations you will do most of the Improvement  

konuşmalar için iyi hazırlanmış olursunuz ve hatta konuşmaların çoğunu

learning from other people so if you're talking  with natives it's really the different ways of  

diğer insanlardan öğrenerek yapacaksınız, bu nedenle yerlilerle konuşuyorsanız onların farklı

of them speaking that are going to improve you  and I'm not the first person to discover this  

konuşma biçimleri sizi geliştirecek ve bunu keşfeden ilk kişi ben değilim

Dr Steven crash and discovered this as well  as well as other linguists who realized it's  

Dr Steven kazasını ve bunu ve diğer dilbilimcilerin yanı sıra,

really the understanding that gets you fluent  so I don't want to get too technical there's  

sizi akıcı hale getiren şeyin gerçekten anlayış olduğunu fark eden diğer dilbilimciler gibi keşfetti, bu yüzden fazla teknik konuşmak istemiyorum,

basically what I call a fluent conversation  or fluent communication switch in your brain  

temelde benim akıcı konuşma veya akıcı iletişim anahtarı dediğim şey beyninizdedir

so when you understand you can communicate and  when you don't understand you feel nervous it's  

yani anladığınızda anlayabilirsiniz iletişim kurun ve anlamadığınız zaman gergin hissedersiniz

basically how it works all right so let's see here  we've got I'm going to go back up to the top here  

temelde bu şekilde çalışır, o yüzden burada bir bakalım buraya geri döneceğim  buraya geri döneceğim

see if we have so hello people nice to see you  there all right so I'm going back through the  

çok merhaba insanlar sizi orada görmek güzel Pekala,

top of these so from Saudi Arabia Brazil Indonesia  all right nice to see everybody Algeria Marco from  

bunların  başında geri dönüyorum, yani Suudi Arabistan'dan Brezilya Endonezya Pekala herkesi görmek güzel Cezayir   Brezilya'dan Marco

Brazil follow you for a long time nice thank you  very much let's see uh uh mostly from Pakistan  

uzun süredir sizi takip ediyor güzel teşekkür ederim çok görelim uh uh çoğunlukla Pakistan'dan

nice to see you there Claudia from Colombia  I've been to Colombia actually it's a nice place  

görmek güzel sen oradasın Kolombiya'dan Claudia Kolombiya'da bulundum aslında güzel bir yer

I had trouble breathing over there  though it was so high up in the mountains  

Orada nefes almakta zorlandım dağların çok yüksek olmasına rağmen

all right let's see another from Indonesia  all right so I changed my hairstyle also  

tamam Endonezya'dan bir tane daha görelim tamam o zaman saç stilimi de değiştirdim

I'm losing my hair it's gonna go away I actually  want to shave it off but my wife won't let me  

kaybediyorum saçlarım dökülecek aslında kestirmek istiyorum ama karım izin vermiyor  ne olacağını

we'll see we'll see what happens though uh okay  so I think we got all those up so you helped me  

göreceğiz yine de uh tamam  sanırım hepsini topladık, bu yüzden bana   yerli olmam için yardım ettiniz

to become a native speaker in English in a matter  of two years something that was also unbelievable  

iki yıl gibi kısa bir sürede İngilizce konuşan biri olmak

to me thank you you changed my life fantastic yeah  if you uh if you'd like to share your story send  

benim için inanılmazdı teşekkür ederim hayatımı değiştirdin harika evet eğer hikayeni paylaşmak istersen

us an email we'd love to share just like we so I  shared uh another learner of ours did really well  

bize bir e-posta gönder tıpkı bizim gibi paylaşmaktan mutluluk duyarız Başka bir öğrencimizin IELTS sınavında gerçekten başarılı olduğunu paylaştım

on the the IELTS test and I shared that yesterday  with Learners so she got her her speaking score  

ve bunu dün Öğrencilerle paylaştım, bu yüzden onun konuşma puanı                                                           &                                                                 yani

was 8.5 so 8.5 band which is uh like half a point  below uh expert level which we're really excited  

8.5 bant, uh, uh, uzman seviyesinin yaklaşık yarım puan altında ki biz gerçekten

about and so she did that just by following our  lessons and so I thought that was you know it's  

hakkında heyecanlıydı ve bu yüzden bunu sadece derslerimizi takip ederek yaptı ve ben de

really great to hear people again you don't have  to speak in order to become fluent I know this is  

insanları yeniden duymanın gerçekten harika olduğunu bildiğinizi düşündüm akıcı olmak için konuşmanıza gerek yok

what everybody tells you but it's it's basically  because people learn uh like in a robotic way that  

herkesin size söylediğinin bu olduğunu biliyorum ama bu temel olarak çünkü insanlar robotik bir şekilde

you have to go back and try to speak to repeat  phrases to yourself but you still don't really  

geri dönüp kendi kendinize ifadeleri tekrarlamak için konuşmaya çalışmanız gerektiğini öğrenirler, ancak yine de kendinize tam olarak

feel confident because you don't really understand  all these different examples and that's not really  

güvenli hissetmezsiniz çünkü tüm bu farklı örnekleri gerçekten anlamazsınız ve bu gerçekten

how you become fluent and confident again about  that all right so we have Veronica here although  

nasıl olmaz? bu konuda tekrar akıcı ve özgüvenli hale gelirsiniz, pekala, burada Veronica var, ancak

I know a lot of vocabulary it's always difficult  for me to practice them when I am talking what  

çok fazla kelime bilgisi bilmeme rağmen konuşurken bunları uygulamak benim için her zaman zordur  ne

should I do please so again I talked about this  last week too that's a good question Veronica

yapmalıyım lütfen bu yüzden tekrar bu konuda geçen hafta konuştum da bu bir güzel soru Veronica, kelime dağarcığını

there are different levels uh uh of knowing  vocabulary so you you mentioned before about  

bilmenin farklı seviyeleri vardır, bu yüzden daha önce

passive vocabulary and active vocabulary  usually what happens so this is a way  

pasif kelime dağarcığı ve aktif kelime dağarcığı hakkında bahsetmiştiniz genellikle ne olur, yani bu

of building the passive vocabulary and  this is the way of building the active

pasif kelime dağarcığını oluşturmanın bir yoludur ve bu aktif kelime dağarcığını oluşturmanın yoludur

and it just means you're able to use that  vocabulary automatically fluently confidently  

ve bu sadece siz anlamına gelir Bu kelime dağarcığını

without thinking or translating and so when I  talk about learning vocabulary the traditional  

düşünmeden veya tercüme etmeden otomatik olarak akıcı ve kendinden emin bir şekilde kullanabiliyorum ve bu nedenle, geleneksel  şekilde kelime öğrenmek hakkında konuştuğumda,

way I talked in that last video about planting  seeds and again it's the repetition that helps  

o son videoda tohum ekmek hakkında konuştum ve yine

people improve so repetition but hearing things  in slightly different ways and so each time you  

insanların gelişmesine yardımcı olan şey tekrardır, bu nedenle tekrarlama ancak bazı şeyleri biraz duyma  farklı şekillerde ve böylece ne zaman

learn a new vocabulary word you plant a seed  in in your mind you plant a seed in your mind  

yeni bir kelime öğrenseniz, zihninize bir tohum ekersiniz

and when you do that uh if you go back and water  that plant like we're doing here so this is about  

ve bunu yaptığınızda, geri dönüp o bitkiyi burada yaptığımız gibi sularsanız, yani bu

watering the plant and so we're giving more  and more examples so it's like adding sunshine  

bitkiyi sulama hakkında ve bu yüzden daha fazla örnek veriyoruz, yani bu,

and fertilizer and and water to that plant to  help it grow so it needs attention to continue  

o bitkiye büyümesine yardımcı olmak için güneş ışığı  , gübre ve su eklemek gibi  bu yüzden şimdi büyümeye devam etmesi için dikkat gerekiyor

growing now what most Learners do is they plant a  seed and then they just move on to the next seed  

Çoğu Öğrencinin yaptığı şey bir tohum ekmek ve sonra sadece bir sonraki tohuma geçerler

and they'd move on to the next seed and the next  seed and the next seed and then what happens is  

ve bir sonraki tohuma geçerler ve bir sonraki tohuma ve sonraki tohuma geçerler ve sonra olan şey

this plant dies this plant dies this plant dies  this plant dies and sometimes you will remain  

bu bitki ölür bu bitki ölür bu bitki ölür bu bitki ölür ve bazen siz kalır

or the vocabulary will remain in your passive  vocabulary because it's easy maybe you've heard  

veya kelime dağarcığı pasif kelime dağarcığınızda kalacaktır çünkü kolay olabilir

something before and you recognize the vocabulary  but you can't really use it when you want to  

daha önce bir şey duymuşsunuzdur ve kelime dağarcığını tanımışsınızdır ancak onu gerçekten istediğiniz zaman kullanamazsınız

and so people will because they're learning this  way they keep going to the next word the next word  

ve bu nedenle insanlar bu şekilde öğrendikleri için sürekli olarak sonraki kelime sonraki kelime

the next word and the reason they do that is  because focusing on one word is boring that's  

sonraki kelime ve bunu yapmalarının nedeni  tek bir kelimeye odaklanmak sıkıcı

basically the reason this happens and so when you  go on YouTube so you can look on YouTube right  

temelde bunun olmasının nedeni budur ve bu nedenle YouTube'a girdiğinizde YouTube'a hemen bakabilmeniz için

now uh just search like learning vocabulary or  something like that and you will find most things  

şimdi kelime öğrenmek gibi arama yapın veya bunun gibi bir şey ve çoğu şeyi bulacaksınız

it's like here is here's a 50 vocabulary words  here are 100 vocabulary words here or whatever  

işte burada 50 kelimelik bir kelime var burada 100 kelimelik kelime var veya her neyse

and the reason people make these videos is because  as students naturally want to watch them all right  

ve insanların bu videoları yapmalarının nedeni, öğrencilerin doğal olarak onları izlemek istemeleri,

so they naturally like I want more vocabulary give  me more vocabulary because if I say hey I'm going  

pekala   bu yüzden doğal olarak benim hoşuma gidiyorlar daha fazla kelime bana daha fazla kelime verir çünkü

to teach you the same vocabulary you're going  to get bored and not be interested in that all  

sana aynı kelime dağarcığını öğreteceğim dersem sıkılırsın ve bununla ilgilenmezsin

right so your mind naturally is is looking for new  things all the time this is why like for marketing  

tamam yani zihnin doğal olarak sürekli yeni şeyler arıyor bu yüzden pazarlama

and selling and for making videos on YouTube uh  everyone talks about new so it's here's like new  

ve satış yapmak ve YouTube'da videolar yapmak için uh herkes yeni hakkında konuşuyor, bu yüzden burada

vocabulary for you but again the problem is uh if  you're not reviewing the vocabulary then you're  

sizin için yeni   kelime dağarcığı var, ancak yine sorun şu ki, kelime dağarcığını gözden geçirmiyorsanız, o zaman

wasting your time so you spend 10 minutes watching  a video or an hour watching a video teaching you a  

zamanınızı boşa harcıyorsunuz, böylece zaman harcıyorsunuz 10 dakika video izleyerek veya bir saat size bir sürü yeni kelime öğreten bir video izleyerek

whole bunch of new vocabulary but why did you  do that it didn't help you learn anything it  

ama neden hiçbir şey öğrenmenize yardımcı

didn't help you build an active vocabulary  so what what's how can we how can we get  

olmadı aktif bir kelime dağarcığı oluşturmanıza yardımcı olmadı peki ne, nasıl yapabiliriz

both of these things so how can we learn a lot of  vocabulary so we want a lot of vocabulary a lot of

bu iki şeyi   elde edebilir miyiz, yani nasıl çok kelime  öğrenebiliriz, bu yüzden çok fazla kelime istiyoruz, bu yüzden

so we want a lot of vocabulary and and here's  the important part plus we wanted to remember  

çok fazla kelime istiyoruz ve işte önemli kısım artı hatırlamak

we want to remail this put a b in there remember  that vocabulary as well all right does this  

istedik   bu girişi yeniden göndermek istiyoruz a b orada o kelime dağarcığını da hatırla  pekala bu   mantıklı mı

make sense so in this you're getting a lot of  vocabulary but the words just disappear over time  

yani bunda çok kelime dağarcığı elde ediyorsun ama kelimeler zamanla kayboluyor   yani

so it's like this like you start here you  learn some words and then after this is  

burada başlıyorsun bazı  kelimeler öğreniyorsun ve sonra bundan sonra

kind of your your memory for the past day or  something and so you learn it like today you  

nazik son bir güne ait hafızanızın veya bir şey ve böylece bugün gibi öğrenirsiniz

remember but two days from now you will you  will have forgotten this vocabulary over here  

hatırlarsınız ancak bundan iki gün sonra bu kelime dağarcığını burada unutmuş olacaksınız

all right so to learn a lot of vocabulary and  remember that vocabulary this is what we do  

pekala bu yüzden çok fazla kelime öğrenin ve o kelime dağarcığını hatırlayın yapıyoruz

so each one of these things we're focusing on  something but we're getting the naturally varied  

dolayısıyla bunların her biri bir şeye odaklanıyoruz ancak

review that builds your fluency automatically  because we're coming back to something again  

akıcılığınızı otomatik olarak oluşturan doğal olarak çeşitli   incelemeler alıyoruz çünkü bir şeye tekrar tekrar dönüyoruz   bu

and again so we're giving it that sunshine and the  water and the fertilizer we're giving everything  

nedenle ona o gün ışığını ve suyu veriyoruz ve konuşmalarınızda düşünmeden kullanabileceğinizi hatırladığınız

it needs to grow into a lovely healthy plant  that you remember that you can use in your  

güzel sağlıklı bir bitkiye dönüşmesi için ihtiyacı olan her şeyi verdiğimiz gübre ve

conversations without thinking and we do that so  each one of these things is actually a new word  

bunu yapıyoruz, böylece bu şeylerin her biri aslında

to over plan to overthink over develop  overpaid overdo something and then we  

üzerinde yeniden düşünmeyi planlayacak yeni bir kelime. fazla maaş alan bir şey geliştirin ve sonra

talked about doing uh doing under something  like being underdeveloped or underemployed  

az gelişmiş veya az istihdam edilmiş olmak gibi  bir şey altında yapmaktan bahsettik

and as you start getting all these examples  you don't you shouldn't do just like random  

ve tüm bu örnekleri almaya başladığınızda rastgele   kelime dağarcığı gibi yapmamalısınız,

vocabulary this is not the way to build an active  vocabulary so if you learn like a phrase over here  

aktif bir kelime dağarcığı oluşturmanın yolu bu değildir yani burada bir cümle gibi öğrenirseniz

and then something completely different and then  a completely new phrase and then a completely  

ve sonra tamamen farklı bir şey ve sonra tamamen   yeni bir cümle ve sonra

new thing over here that's not going to help you  get fluent okay what actually helps you get fluid  

burada tamamen   akıcı olmanıza yardımcı olmayacak tamamen yeni bir şey, tamam akıcı olmanıza yardımcı olan şey

is learning the same thing in different ways all  right so this is how you get a lot of vocabulary  

aynı şeyi farklı şekillerde öğrenmektir pekala bu şekilde çok fazla kelime bilgisi edinirsiniz

plus remembering what you learn all right does  that make sense let me know in the comments if  

artı öğrendiğinizi hatırlamak mantıklıdır

you understand this idea because it's really  important and what I do is really for the kind  

bu fikri anladıysanız yorumlarda bana bildirin çünkü bu gerçekten önemli ve benim yaptığım şey gerçekten bu türden

of Learners who want to speak and for the kind  of people who don't want to waste their time  

Öğrenciler için   konuşmak isteyen ve

watching a bunch of random videos and actually  want to develop fluency automatically like this  

bir sürü rastgele video izleyerek zamanını boşa harcamak istemeyen ve aslında bunun gibi otomatik olarak akıcılık geliştirmek isteyen   bu

so I can get you fluent guaranteed if you  just follow this and if you think there's  

nedenle, size  akıcılık kazandırabilmem için bunu  takip ederseniz ve düşünürseniz

some reason why that would not work let me know  in the comments I'm always curious what people's  

bunun işe yaramamasının bir nedeni var yorumlarda bana bildirin İnsanların yanıtlarının ne olduğunu her zaman merak etmişimdir

response is because you can see just by learning  this way the the Improvement is actually instant  

çünkü yalnızca bu şekilde öğrenerek İyileşmenin gerçekten anında gerçekleştiğini görebilirsiniz

as soon as you understand something you can  actually feel that happening and that's a regular  

bir şeyi anladığınız anda gerçekten bunun olduğunu hissedebilirsiniz ve bu normal

um really the biggest benefit of doing this so  you know for sure that it's working when you learn  

um gerçekten bunu yapmanın en büyük yararı bu yüzden bunun işe yaradığından emin olursunuz

this way in the back of your mind you're always  wondering like is this really helping me improve  

bu şekilde aklınızın bir köşesinde sürekli bunun akıcılığımı geliştirmeme gerçekten yardımcı olup olmadığını merak ediyorsunuz

my fluency I'm learning a lot of vocabulary but  I don't I'm not I'm not improving my fluency  

öğreniyorum çok fazla kelime dağarcığı var ama değilim, akıcılığımı geliştirmiyorum

and this is the reason so you're learning  you're putting more words into your passive  

ve bu yüzden öğreniyorsunuz pasif kelime dağarcığınıza daha fazla kelime koyuyorsunuz

vocabulary most of these words you will forget  but some of them you will remember most of them  

bu kelimelerin çoğunu unutacaksınız ancak bazılarını çoğunu hatırlayacaksın

you will not use fluently all right so this is  why when you want to actually build vocabulary  

akıcı bir şekilde kullanmayacaksın, bu yüzden  gerçekten kelime dağarcığı oluşturmak istediğinde

this is how you keep your mind engaged so you're  learning I really understand something overpaid  

zihnini bu şekilde meşgul ediyorsun, böylece fazla ödenen bir şeyi gerçekten anladığımı öğreniyorsun

underpaid uh things like that so I'm learning I I  really understand what something means so you're  

az ödenen uh bunun gibi şeyler yani ben' öğreniyorum Bir şeyin ne anlama geldiğini gerçekten anlıyorum bu yüzden

not using a translation or a definition you just  understand it it's like you know it by heart you  

bir çeviri veya tanım kullanmıyorsunuz sadece anlıyorsunuz sanki ezbere biliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz

feel it and again that feeling is what gives you  the confidence okay all right really making sure  

ve yine bu duygu size güven veren şey tamam tamam tamam gerçekten

everybody gets it so let me scroll back up make  sure if anybody has any questions over here uh  

herkesten emin olmak anladım o yüzden yukarı kaydırmama izin ver burada sorusu olan varsa emin olun uh   uh

uh some week after covid-19 I stopped seeing you  post new videos well the new videos on YouTube  

covid-19'dan bir hafta sonra sizi yeni videolar yayınlamayı bıraktım YouTube'daki yeni videolar   Bir

I've been posting for a couple of for a while  now and also uh uh on Instagram have some videos  

süredir gönderi paylaşıyorum şimdi ve ayrıca uh uh Instagram'da bazı videolar var

over there too all right let's see so sir have a  class on direct and indirect speech all right I'll  

orada da tamam, bakalım efendim doğrudan ve dolaylı konuşma üzerine bir ders verin, pekala

mention very quickly about like grammar points  like this it when you're when you're learning

benzer gramer noktalarından çok hızlı bir şekilde bahsedeceğim bunun gibi  siz olduğunuzda

again everything is the difference between how a  student learns and how a native learns a language  

her şeyi yeniden öğrenmek, bir öğrencinin nasıl öğrendiği ile yerli birinin bir dili nasıl öğrendiği arasındaki farktır

as a student it's like teach me like Direct or  indirect speech but natives are not thinking like  

bir öğrenci olarak bana doğrudan veya dolaylı konuşmayı öğretmek gibi bir şey ama yerliler   iyi düşünmüyormuş gibi düşünmüyorlar,

that they're not thinking like well how do I use  indirect speech or direct speech they're thinking  

dolaylı konuşmayı nasıl kullanırım  veya doğrudan konuşma

about examples and what kind of situations am  I speaking in okay so they're thinking like the  

örnekler hakkında düşünüyorlar ve ne tür durumlardan bahsediyorum tamam yani

the example before me at a coffee shop all  right so the situation is someone ordering  

bir kafede benden önceki örnek gibi düşünüyorlar pekala yani durum birisinin bir   bir

ordering food at a coffee shop so that specific  situation how can we think all right so what are  

kafede yemek siparişi vermesi ve böylece belirli bir durumda nasıl doğru düşünebiliriz peki

the different phrases that we can use in that  situation this is how natives are using the  

bu durumda kullanabileceğimiz farklı ifadeler nelerdir yerliler

vocabulary this is how natives are learning the  vocabulary so when I go to a coffee shop and I  

kelime dağarcığını bu şekilde kullanıyor yerliler kelime dağarcığını bu şekilde öğreniyor bu yüzden bir kafeye gittiğimde ve

have my two daughters there and I'm ordering  food they're learning that for me but they're  

iki tane aldığımda kızlar orada ve ben yemek sipariş ediyorum bunu benim için öğreniyorlar ama

also hearing other examples of how people  do that so they hear like may I may I have  

aynı zamanda insanların bunu nasıl yaptıklarına dair başka örnekler de duyuyorlar, bu yüzden bir

something so may I have a coffee may I have  an espresso something like that so that's a  

şey alabilir miyim bir kahve alabilir miyim espresso alabilir miyim böyle yani bu

more polite one you might hear less polite is  can I have and you get this from the mood all  

daha kibar bir  daha az kibar duyabilirsiniz olabilir mi ve bunu ruh halinden anladınız

right so you're really you're feeling the whole  situation rather than someone just telling you in  

pekala yani gerçekten tüm durumu hissediyorsunuz birinin size

a textbook about okay may I have is when you  order food because who is saying that it's a  

bir ders kitabında tamam mayıs hakkında söylemesi yerine Yemek sipariş ettiğinizde, çünkü kim bunun

little bit maybe more polite person are they  dressed a little bit better do they do they  

biraz   belki daha kibar olduğunu söylüyor? daha

speak a bit more maybe slowly and confidently  are they older are they younger so you can look  

at like a younger younger kid would maybe speak  faster instead of can I have they might say like

genç bir çocuk daha hızlı konuşabilir mi yerine belki daha hızlı konuşurdu diyebilirler mesela bakalım yakında diyeceğiz sahip

let's see we'll say nigh have can I have can  I have can I have can I have can I have so if  

olabilir miyim alabilirim yapabilir miyim alabilir miyim alabilir miyim yani eğer

you're learning like a student you will read in  a textbook can I have very clear English but in  

bir öğrenci gibi öğreniyorsanız bir ders kitabında okuyacaksınız İngilizcem çok net olabilir mi ama

a regular conversation can I have can I have can  I have can I have can I have can I have the milk  

normal bir sohbette alabilir miyim alabilir miyim alabilir miyim  alabilir miyim alabilir miyim alabilir miyim sütü alabilir miyim   bu

so if you're eating dinner with the family and  and someone says oh can you give me the milk can  

nedenle eğer ailenizle ve ve birisiyle akşam yemeği yiyorsanız ah, bana sütü verebilir misin der   Sütü

I pass the milk something like that so you would  write it just like Mauricio has right there can I  

böyle bir şey veririm, böylece Mauricio'nun tam orada yapabileceği gibi yazarsınız,

have but and again when you're speaking it the  speaking changes and the only way you get this  

ancak ve yine siz konuşurken konuşma değişir ve bunu anlamanın tek yolu

is by learning like a native by understanding  like a native all right let's go back let's see

bir yerli gibi öğrenerek bir yerli gibi anlayarak pekala geri dönelim

all right so knowing that you've lived in  a foreign country I want to ask you how can  

tamam bakalım yabancı bir ülkede yaşadığınızı bilmek size nasıl yapabileceğinizi sormak istiyorum

you do because after five years living in the  USS drill struggle for a natural conversation  

çünkü USS tatbikatında beş yıl yaşadıktan sonra doğal bir sohbet   buna

despite that being doing my best or still  too early all right again it's a perfect  

rağmen elimden gelenin en iyisini yapıyor olmama veya yine çok erken tamam yine mükemmel   bir

example this is many of the people I helped  so let's see if I'm pronouncing that correctly  

örnek bu yardım ettiğim birçok kişi  bu yüzden doğru telaffuz edip etmediğimi görelim

rigoberto trying to put a little little  Spanish flavor on that so let me know where  

rigoberto buna biraz İspanyol havası katmaya çalışıyor yani bana nereli olduğunu söyle

you're from like maybe uh South America or uh  Central America let me know where you're from  

mesela Güney Amerika veya ah Orta Amerika nereli olduğunu bana bildir

so uh rigoberto has a very common problem so I  have lived in a foreign country so like living  

yani rigoberto'nun çok yaygın bir sorunu var bu yüzden ben yabancı bir ülkede uzun süre Amerika

in the United States for a long time but I still  can't speak so it's been five years living in the  

Birleşik Devletleri'nde yaşamak gibi yaşadım uzun zaman ama hala konuşamıyorum bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri'nde    beş yıl yaşadık, o

United States so let's see move to the United  States here you are so this is five years  

yüzden hadi Amerika Birleşik Devletleri'ne taşınmayı görelim, işte buradasınız yani bu beş yıl

uh and so probably know a lot of English so he  can write and communicate but it's been a while uh  

uh ve bu yüzden muhtemelen çok fazla İngilizce biliyor, bu yüzden yazabilir ve iletişim kurabilir ama uzun zaman oldu uh

and still can't speak and so he's thinking well  maybe maybe like at at a certain point and this is  

ve hala konuşamıyor ve bu yüzden iyi düşünüyor belki belirli bir noktada ve bu

this is the most the most dangerous really I call  this dangerous will this day dangerous up here

bu en tehlikelisi gerçekten ben buna tehlikeli diyorum  bu gün tehlikeli olacak burada

the most dangerous thing about the  traditional way of learning like a student  

en tehlikeli şey bir öğrenci gibi  geleneksel öğrenme yöntemiyle ilgili olarak

is that it just feeds your hope because you  don't you don't ever really feel that you're  

bu sadece umudunuzu beslemesidir, çünkü hiçbir zaman gerçekten geliştiğinizi hissetmiyorsunuz   daha

improving you continue to learn more see if I  can sneak this I'll just erase this over here

fazla öğrenmeye devam edin, bakın bunu gizlice yapabilirsem, bunu sileceğim burada

so you have a timeline like this the same kind of  timeline here and you're learning more vocabulary  

bunun gibi bir zaman çizelgeniz var burada aynı tür zaman çizelgesi var ve daha fazla kelime öğreniyorsunuz

but you're kind of like this you're not actually  improving your ability to communicate so natives  

ama aslında iletişim kurma becerinizi geliştirmiyorsunuz, bu nedenle yerliler

are learning more vocabulary and their ability  to communicate goes up like this over time  

daha fazla kelime öğreniyor ve onların konuşma becerileri iletişim zamanla bu şekilde artıyor

so what's happening what's the  what's the difference so why is  

öyleyse ne oluyor fark nedir  öyleyse neden

a learner they keep learning more but  they're not becoming better speakers  

bir öğrenci daha fazla öğrenmeye devam ediyor ancak daha iyi konuşmacılar haline gelmiyor

and that's the reason I gave before about how you  learn vocabulary so if you're learning number one  

ve bu yüzden daha önce kelimeleri nasıl öğrendiğinizle ilgili verdim, yani eğer öğreniyorsanız birincisi

through your native language number two through  basically traditional methods where you're trying  

ana diliniz aracılığıyla, ikincisi temelde geleneksel yöntemlerle, burada bir ana diliniz gibi

to study vocabulary rather than really understand  it like a native and most people just don't  

gerçekten anlamak yerine kelime çalışmaya çalışırsınız ve çoğu insan

know this is possible or they don't believe it's  possible and they don't know it's possible because  

bunun mümkün olduğunu bilmez veya bunun mümkün olduğuna inanmazlar ve bilmezler 'mümkün olduğunu biliyorum çünkü

most people teach the traditional way and they  say you have to speak a lot or you have to live  

çoğu insan geleneksel şekilde öğretiyor ve çok konuşmanız gerektiğini veya

in an English-speaking country or something but as  digoberto just gave us an example you can live in  

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanız gerektiğini söylüyorlar, ancak digoberto'nun az önce bize bir örnek verdiği gibi

English-speaking countries and still struggle to  speak living around natives is not the secret to  

İngilizce konuşulan ülkelerde de yaşayabilirsiniz. ve yine de yerlilerin yanında yaşamak konuşma mücadelesi

becoming fluent it's understanding like a native  that's the secret okay so lots of people again  

akıcı olmanın sırrı değil bir yerli gibi anlamaktır sır bu tamam yani yine birçok insan

they know a lot of vocabulary but their actual  ability to communicate is not very good and  

çok fazla kelime biliyorlar ancak gerçek iletişim kurma becerileri çok iyi değil ve

it's because they learn like this and they keep  hoping again the idea is like you keep learning  

bunun nedeni öğrendikleri bunun gibi ve yine  fikrin sizin öğrenmeye devam ettiğiniz gibi olduğunu ummaya devam ediyorlar

and then somehow somehow people can't really say  how it happened how it happens they get fluent  

ve sonra bir şekilde insanlar nasıl olduğunu nasıl olduğunu gerçekten söyleyemezler

but what's really happening is each time as you  learn vocabulary like a native so like we had  

ama gerçekte olan şey, siz her seferinde bir ana dili gibi, yani bizim gibi kelime öğrenirken

the word under all right so again the first time  you learn a word like under you've got so here's  

kelime altındaydı tamam yani yine altında gibi bir kelimeyi ilk öğrendiğinde

a box and the ball is under the box the ball is  under the box all right or you could also say  

bir kutun var ve top kutunun altında, top kutunun  altında pekala veya aşağıda da diyebilirsin

below but we'll just use like the just under for  this example so you see something ah there's kind  

ama biz sadece bu örnek için hemen alttaki gibi kullanın, böylece bir şey görürsünüz ah,

of some space here and I recognize okay so under  the ball is under the box the ball is under the  

burada bir tür boşluk var ve tamam anlıyorum yani topun kutunun altında olduğunu ve topun kutunun altında olduğunu

box and now once you hear that you begin building  fluency as you hear more examples like something  

ve şimdi duyduğunuzda akıcılık geliştirmeye başladığınızı bunun gibi daha fazla örnek dinleyin

like this like under a spell oh I'm under her  spell under her spell under her spell so to be  

bunun gibi bir büyünün etkisi altındayım oh ben onun büyüsünün altındayım onun büyüsünün altında onun büyüsünün altında yani bir büyünün etkisi altında olmak

under a spell it's the same kind of idea you're  under something there's it's like someone puts  

aynı türden bir fikirdir  bir şeyin etkisi altındasınız sanki birisi

some magic they cast some magic on top of you uh  and so you're under a spell or you might be under  

sihir koymuş gibi üzerinize biraz sihir uh ve yani bir büyü altındasınız veya etki altında olabilirsiniz

the influence like under the influence of some  other person so you can think about like someone  

başka birinin etkisi altındasınız, böylece başka birinin

else is controlling you almost like a puppet  like that so they're dangling the little strings  

sizi neredeyse bir kukla gibi kontrol ettiğini düşünebilirsiniz böylece onlar' küçük ipleri yeniden sallamak

and moving you around like that so to be under  the influence you might also hear this of like  

ve sizi bu şekilde hareket ettirmek, böylece etki altında olmak için bunu da duyabilirsiniz   yani

so under the influence of a person or under  the influence of something else like alcohol  

bir kişinin etkisi altında veya alkol gibi başka bir şeyin etkisi altında   bu

so we don't drive under the influence of alcohol  so it means something else is controlling you so  

nedenle alkolün etkisi altında araç kullanmayız alkol yani bu başka bir şeyin sizi kontrol ettiği anlamına gelir, bu nedenle

you're under the influence of alcohol maybe you're  drinking too many beers you start driving and so  

alkolün etkisi altındasınız belki çok fazla bira içiyorsunuz, araba kullanmaya başlıyorsunuz ve bu nedenle

that's driving Under the Influence you're under  the influence all right or we might have let's  

araba kullanmak Etki Altında etki altındasınız tamam mı yoksa biz alabilirdik   görelim

see if you can think of any other examples  with under but the point is uh you might have  

under but ile başka örnekler düşünebiliyorsanız, asıl mesele şu ki,

anything where you're you're learning and you're  slowly actually it's not even really slowly it's  

öğrendiğiniz yerde herhangi bir şeye sahip olabilirsiniz ve yavaş yavaş aslında gerçekten yavaş bile değil gerçekten

really just as quickly as you can get different  examples but the more examples you get the more  

farklı örnekler alabildiğiniz kadar hızlı ancak ne kadar çok örnek alırsanız o kadar

naturally varied review you get the faster you get  that uh that's the fastest way to get fluent it's  

doğal olarak çeşitli incelemeler alırsınız  o kadar hızlı alırsınız  ki akıcı konuşmanın en hızlı yolu bu

really the only way to get fluent because this way  just gives you hope but this way you actually feel  

akıcı konuşmanın gerçekten tek yolu çünkü bu size sadece umut verir, ancak bu şekilde aslında

more fluent each time you get an example that you  understand you feel it all right I get I get like  

her seferinde  daha akıcı hissedersiniz anladığınıza dair bir örnek alırsınız, iyi hissedersiniz, anlıyorum,

like excited about this because you actually  feel it happening there's no need for Hope if  

bunun için heyecanlanıyorum çünkü aslında bunun olduğunu hissediyorsunuz, Hope'a gerek yok, eğer

you build a little bit of fluency each time then  very quickly you're gonna you're gonna become  

her seferinde biraz akıcılık geliştirirseniz, o zaman çok hızlı bir şekilde yapacaksınız

a good speaker and so this is what natives are  doing so natives each time they hear something  

iyi bir konuşmacı olacağız ve bu yüzden yerlilerin yaptığı şey bu yüzden yerliler bir şey duyduklarında

they build a little bit more fluency okay so they  build a little bit more fluency a little bit more  

biraz daha akıcılık geliştirirler tamam bu yüzden biraz daha fazla akıcılık geliştirirler

and boom like now look at the difference between  them so my uh like my uh two or my three-year-old  

ve patlama gibi şimdi farka bakın yani benim uh benim uh iki ya da üç yaşındaki çocuklarım

or my six-year-old children can speak better than  many Learners uh under underestimate underestimate

ya da altı yaşındaki çocuklarım pek çok Öğrenciden daha iyi konuşabiliyor uh hafife almak hafife almak

very good so in other words so you're starting  to learn that again this is how children learn  

çok iyi yani başka bir deyişle bu yüzden bunu  tekrar öğrenmeye başlıyorsunuz çocuklar dili böyle öğrenirler,

the language so a young child doesn't know what  underestimate means they kind of understand maybe  

bu nedenle küçük bir çocuk hafife almanın ne anlama geldiğini bilmez, bir şekilde anlarlar belki

they hear something but only as they get older  they're like ah to estimate something and then  

bir şeyler duyarlar, ancak yalnızca yaşlandıkça bir şeyi tahmin etmek ve sonra

to underestimate something or to overestimate  something okay and it's the more examples that  

bir şeyi hafife almak veya bir şeyi abartmak  gibi olur tamam ve ne kadar çok örnek

you get the more that you really feel confident  like you own the language just like a native does  

alırsanız, o kadar çok kendinize güvenirsiniz tıpkı bir yerli gibi dilin sahibi

you don't need to be a native to learn like a  native okay does that make sense this is really  

sizsiniz   bir  yerli gibi öğrenmek için yerli olmanıza gerek yoktur tamam mı bu mantıklı mı bu gerçekten

important I know I say that a lot but it's if  you understand this one idea you can really  

önemli biliyorum ben bunu çok söyleyin ama bu tek fikri anlarsanız gerçekten

become a fluent speaker very quickly because you  don't need to live in an English-speaking country  

çok hızlı bir şekilde akıcı bir konuşmacı olabilirsiniz çünkü İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanız gerekmez

and for my my own story so similar so I came to  Japan and was living here for almost one year  

ve benim kendi hikayem çok benzer bu yüzden Japonya'ya geldim ve oradaydım neredeyse bir yıldır burada yaşıyorum

learning every day trying to practice learning  the traditional way the dangerous way so I I  

her gün öğreniyorum geleneksel yolla ve tehlikeli şekilde öğrenme pratiği yapmaya çalışıyorum, bu yüzden vay canına,

felt hope it's like wow I'm learning all this  new vocabulary but in a conversation I couldn't  

tüm bu  yeni kelimeleri öğreniyorum diye umut ettim ama bir konuşmada

actually express myself it was really frustrating  my pronunciation was bad my grammar was bad I  

kendimi gerçekten ifade edemedim, bu gerçekten sinir bozucuydu telaffuz kötüydü gramerim kötüydü

couldn't understand what people were saying it  was really frustrating so especially if you have  

insanların ne dediğini anlayamıyordum bu gerçekten sinir bozucuydu bu yüzden özellikle

to you know give a speech or you know if you're  using English for professional purposes uh it's  

bir konuşma yapmak zorundaysanız veya İngilizceyi profesyonel amaçlar için kullanıp kullanmadığınızı biliyorsanız bu

really frustrating when you can't communicate  and so for this this first part of this year uh  

gerçekten sinir bozucu iletişim kurmuyorum ve bunun için bu yılın ilk yarısında uh   Japonca konuşulan

I was not struggling even though I'm in a like  a Japanese speaking country so I'm surrounded  

bir ülkede olmama rağmen mücadele etmiyordum, bu yüzden

by Japanese speakers every day I'm living in  a native environment we call this immersion  

her gün etrafım Japonca konuşanlarla çevrili oluyor. bu daldırma

and people think oh immersion if  you live in that country if I go  

ve insanlar o ülkede yaşıyorsan,

to France I'm going to speak French if I  go to you know wherever South Africa or I  

Fransa'ya gidersem Fransızca konuşacağım, sana gidersem  Güney Afrika'nın neresi olursa olsun veya sana

go to you know wherever I'm going to speak the  language easily but it doesn't work like that  

gidersem, dili kolayca konuşabileceğim her yere giderim diye düşünürler. ama öyle değil

being in a place with a lot of speakers is  actually more frustrating for most people  

çok sayıda konuşmacının olduğu bir yerde olmak aslında çoğu insan için daha sinir bozucudur

because it's it's all just coming at you all the  time and you can't sort it out you can't figure  

çünkü her şey sürekli üzerinize gelir ve bunu

out what people are saying it's hard to understand  and when you can't understand you don't speak  

çözemezsiniz ne olduğunu anlayamazsınız insanlar anlamanın zor olduğunu söylüyor ve anlamadığın zaman konuşmuyorsun

when you can't understand you feel shy  all right so again instead of trying to  

anlamadığın zaman utanıyorsun  pekala yine de   her öğrendiğinde

hope you should be feeling a little bit more  fluent each time you learn some new vocabulary  

biraz daha akıcı hissetmen gerektiğini ummak yerine biraz yeni kelime

and when you're learning it like this so you're  focusing on something you're getting naturally  

ve bunu bu şekilde öğrenirken  bir şeye odaklanıyorsunuz, doğal olarak

varied review overwhelmed another great example so  really like the immersion is actually overwhelming  

çeşitli incelemeler alıyorsunuz, başka bir harika örneği geride bırakıyorsunuz, bu yüzden  gerçekten daldırma gerçekten çok

to many people it's overwhelming if I put you in  Taiwan and you don't speak you know the language  

zor   birçok kişi için sizi  Tayvan'a koyarsam bunaltıcı oluyor konuşmuyorsun dili biliyorsun

then you're just walking around like ah is like  people speaking you know Cantonese or Chinese  

o zaman ah gibi  ortalıkta dolaşıyorsun insanlar konuşuyor sen Kantonca veya Çince biliyorsun

or whatever the language you know could be other  languages could be people speaking English there  

veya bildiğin dil her neyse diğer diller orada da İngilizce konuşan insanlar olabilir

as well but the point is you're overwhelmed you're  overwhelmed by this overwhelmed and so when you're  

ama asıl mesele sensin bunalmışsınız bunalmış durumdasınız ve bu nedenle

living in an English-speaking country if you still  learn the native way or you still learn like the  

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşarken hala ana dilinizle veya

the traditional way excuse me then you're not  going to improve but if you learn which is what  

geleneksel yöntemle öğreniyorsanız kusura bakmayın o zaman gelişmeyeceksiniz ama

I did as soon as I discovered this this is this is  my moment of Discovery right here discovering this  

bunu öğrenir öğrenmez ne yaptığımı öğrenirseniz, bu benim Keşif anım.

that you just need to understand like a native and  you don't need to be a native to do that and the  

amazing part is I keep saying this again and again  because look at this this way is so much easier  

harika kısım, bunu tekrar tekrar söylüyorum çünkü bu şekilde bakmak çok daha kolay   size  bunu  her gün verecek

if you have a good teacher to  just give you this every day  

iyi bir öğretmeniniz varsa

now anybody can can answer this in the chat if  you got this if you could work with me every  

şimdi herkes bunu sohbette yanıtlayabilir, eğer  bunu aldıysanız, bunu aldıysanız, çalışabilirseniz her

day without trying to practice over here you  don't need to say anything if you could get  

gün benimle burada pratik yapmaya çalışmadan hiçbir şey söylemene gerek yok eğer sana

me telling you every day teaching you a little  bit more like this wouldn't you become fluent  

her gün sana bunun gibi biraz daha fazla öğretmemi söyletebilseydin

if I could teach you just a little bit  5 minutes 10 minutes 15 minutes or more  

sana biraz öğretebilseydim akıcı konuşmaz mıydın 5 dakika 10 dakika 15 dakika veya daha fazla

just the same way I'm teaching my daughters at  home wouldn't you become fluent now if I'm a  

tıpkı benim kızlarıma evde  öğrettiğim gibi şimdi ben

teacher in a classroom and I'm trying to teach you  a bunch of rules you're probably not going to get  

bir    sınıfta öğretmen olsam ve size bir sürü kural  öğretmeye çalışıyorsam akıcı olmaz mıydınız? Muhtemelen

fluent even if you come for two hours a day but  just by getting this teaching you and helping you  

günde iki saat gelseniz bile akıcı olmayacaksınız, ancak sadece bunu size öğreterek ve

understand the language naturally you would become  fluent now people say like so again like Allah is  

dili doğal bir şekilde anlamanıza yardımcı olarak akıcı hale gelirsiniz.

saying like without any practice and like this is  the practice the practice is the understanding you  

bu uygulamadır uygulama anlamak                  daha        daha

don't need a separate thing where you try to  use what you're learning the point is like if  

anlıyorsanız  bir şeyi  bu şekilde

you understand it that's how you're developing  something that's how you really develop the  

geliştirirsiniz  önününü

fluency the fluency learning so all this each  time you learn something new you actually feel  

akıcılık öğrenme yani tüm bunlar, her yeni bir şey öğrendiğinizde

it in your mind you feel it in your head like oh  like I really understood something like that all  

bunu gerçekten zihninizde hissediyorsunuz, sanki böyle bir şeyi gerçekten anlamış gibiyim gibi kafanızda hissediyorsunuz,

right now I'll give my one of my favorite quick  lessons about this I've probably done this too  

şimdi bununla ilgili en sevdiğim hızlı derslerimden birini vereceğim ben Muhtemelen bunu

many times but I love this example uh about the  the idea that you need to practice something extra  

birçok kez yaptım ama fazladan bir şeyler uygulamanız   gerektiği fikriyle ilgili bu örneği seviyorum

and it's a perfect example if you've seen this  before don't ruin it don't spoil the example for  

ve bu mükemmel bir örnek, daha önce gördüyseniz  onu mahvetmeyin, diğer   için örneği bozmayın

other people but I'll give you this example right  quick again if you've seen this before don't say  

insanlar ama size bu örneği hemen vereceğim bunu daha önce gördüyseniz  hiçbir

anything don't spoil it for other people because  it's a really perfect example of how you can learn  

şey söyleme   diğer insanlar için onu mahvetmeyin çünkü

something the right way and once you understand  it that's the fluency the understanding is the  

bir şeyi doğru şekilde ve bir kez öğrendikten sonra nasıl öğrenebileceğiniz   konusunda gerçekten mükemmel bir örnek anlayın akıcılık budur anlayış

fluency okay I know that it sounds weird because  for years and years you have been told well you  

akıcılıktır tamam Kulağa garip geldiğini biliyorum çünkü yıllarca size iyi bir şekilde

have to go out and speak but speak what you're  not like people are teaching you what they're  

dışarı çıkıp konuşmanız gerektiği söylendi ama ne olmadığınızı konuşun, sanki insanlar size ne olduklarını öğretiyor size

giving you one example of something to say you  don't feel confident about using it you can't  

bir örnek vererek onu kullanmak konusunda kendinize güvenmiyorsunuz bunu

say it correctly your pronunciation is bad these  are all the things that happen to me because I was  

doğru bir şekilde söyleyemiyorsunuz telaffuzunuz kötü bunların hepsi benim başıma gelen şeyler çünkü ben

learning that way and so let me just give you this  very quick example to show that you don't need to  

bu şekilde öğreniyordum ve bu yüzden size sadece vereyim bir şeyi anlamak için konuşarak zaman harcamanıza gerek olmadığını gösteren bu çok hızlı örnek bir şeyi anlarsanız,

spend time speaking to understand something  if you understand something then the speaking  

o zaman

comes speaking is the result of understanding  it's not the cause and again I'm not the first  

konuşma  anlamanın sonucudur sebep bu değildir ve yine

person to discover this but this is how we all  learn our native language and this is how you  

bunu keşfeden ilk kişi ben değilim ama hepimiz kendi ana dilimizi bu şekilde öğreniriz ve bu şekilde

will become fluent in English if you just follow  this basic thing if you basically let me teach you  

İngilizce'de akıcı hale gelirsiniz, eğer bu temel şeyi takip ederseniz, temelde size öğretmeme izin verirseniz

and if you learn this way so I had to try and  do this myself when I was learning Japanese so  

ve bu şekilde öğrenirseniz, ben denemek zorunda kaldım ve ben bunu kendim yaptığımda Japonca öğreniyordu bu yüzden

I had to use the method to kind of develop  the method and get that information myself  

yöntemi bir şekilde geliştirmek ve bu bilgiyi kendim almak için yöntemi kullanmak zorunda kaldım

but now it's basically done for you because  I've created this whole system that you can  

ama şimdi temelde sizin için yapıldı çünkü tüm bu sistemi

use all by yourself and so you don't need to  live in an English-speaking country it doesn't  

kendi başınıza kullanabileceğiniz   oluşturdum ve bu nedenle ihtiyacınız yok İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak için

matter where you live and you don't need to go out  and practice the practicing is not going out and  

nerede yaşadığınızın bir önemi yoktur ve dışarı çıkıp pratik yapmanıza gerek yoktur.

finding people to practice with the practice  is just sitting back and understanding like a  

native so let me give you this example so if  you again if you've seen this before don't  

o halde size bu örneği vereyim yani eğer yine  bunu daha önce gördüyseniz

spoil it for people all right so I'm going to  give you I'm going to teach you a new language

insanlar için şımartmayın o yüzden size vereceğim size yeni bir dil öğreteceğim

so these are numbers you already know and in the  uh in a traditional language lesson I'm going to  

yani bunlar sayılardır zaten biliyorum ve geleneksel bir dil dersinde

just give you a translation so that's what I'm  going to do right here so you know these numbers  

size sadece bir çeviri vereceğim yani tam burada yapacağım yani bu sayıları biliyorsunuz

already these are the Arabic numerals and then  we're going to give you a new language of letters  

zaten bunlar Arap rakamları ve sonra  size yeni bir harf dili vereceğim

and I'll just call it an alien language and you  can see if you understand what that is I'll give  

ve ben ona sadece yabancı bir dil diyeceğim ve bunun ne olduğunu anlayıp anlamadığınızı görebilirsiniz

you a minute try to memorize this so this is my  example of a bad language lesson where I give you  

bunu ezberlemeniz için size bir dakika vereceğim, bu yüzden bu benim kötü dil dersi örneğim size

information but don't really help you understand  it okay so here we go we're going to give you one  

bilgi verin ama gerçekten anlamanıza yardımcı olmayın tamam o halde başlıyoruz size bir

two three four five six seven eight nine so these  are your new numbers in an alien language and I  

iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz vereceğiz yani bunlar yabancı bir dilde yeni numaralarınızdır ve ben

will give you a quick minute as I go back and look  over these and then I will erase these and I will  

size hızlı bir şekilde vereceğim dakika geri dönüp bunlara bakacağım ve sonra bunları sileceğim ve

give you a test yes so without any practice yes  so this this is like what I call like the Holy  

size   bir test vereceğim evet yani herhangi bir pratik yapmadan evet yani bu benim dil öğrenmenin Kutsal Kâsesi dediğim şey gibi

Grail of of language learning because the whole  point is you just get understandable messages  

çünkü tüm mesele sizsiniz sadece anlaşılır mesajlar alın

it's just a system that helps you learn the same  way a native does so you understand the same way  

bu yalnızca bir yerlinin anladığı şekilde öğrenmenize yardımcı olan bir sistemdir böylece siz de

a native does and when you do you feel confident  so that when you do have a situation where you're  

bir yerlinin anladığı şekilde anlarsınız ve anladığınızda kendinize güvenirsiniz  böylece konuştuğunuz bir durumla karşılaştığınızda

speaking you will feel confident and prepared  and ready to communicate all right let's see  

kendinizi   hissedeceksiniz kendinden emin ve hazırlıklı ve iletişim kurmaya hazır tamam bakalım bir

if I missed anything I lived in Korea but don't  speak Korean it was so hard yeah uh uh have a  

şeyi kaçırmış mıyım Kore'de yaşadım ama Korece konuşmuyorum çok zordu

lot of vocabulary but my speaking is very Rusty  yeah typically Rusty means like you you spoke or  

konuştunuz veya

you were able to do something before but now you  are not that's that's the actual meaning of Rusty  

daha önce bir şey yapabilmişsiniz ama şimdi değilsiniz  Rusty'nin gerçek anlamı bu

like that so something gets Rusty that's again  another reason why you learn something as a native  

böyle  yani bir şey Rusty'yi alır  bu da bir şeyi yerli olarak öğrenmenizin başka bir nedenidir

so that you use things correctly and you feel  confident about using that so just like a real  

böylece şeyleri doğru kullanırsınız ve kullanma konusunda kendinize güvenirsiniz tıpkı gerçek bir

uh rust is like you know something gets old like  a car gets old over time so it used to look good  

uh pas gibi, bir şeyin eskidiğini bilirsiniz bir araba gibi  zamanla eskir, bu yüzden eskiden güzel görünürdü

it used to be beautiful but over time it got Rusty  So when you say I'm Rusty at something like I used  

eskiden güzeldi ama zamanla Paslı oldu Yani şöyle bir şeyde ben Rusty'yim dediğinizde Eskiden

to speak Portuguese but now I'm Rusty it means  you used to speak well or pretty well but you've  

Portekizce konuşurdum ama şimdi Rusty'yim bu, eskiden iyi ya da oldukça iyi konuştuğunuz anlamına gelir, ancak

gotten worse over time but if you were never  good then you can't really say you're resting  

zamanla daha da kötüleştiniz, ancak hiçbir zaman iyi değilseniz, o zaman gerçekten dinlendiğinizi söyleyemezsiniz.

all right I'll give you one more minute giving  you extra time see if you can memorize those  

sana bir dakika daha vereceğim, sana fazladan zaman vereceğim, bak bakalım ezberleyebilecek misin onları not etme

don't write them down just try to remember them  and then we're going to erase them and give you  

sadece hatırlamaya çalış ve sonra onları sileceğiz ve sana

a quiz in just a second all right let's see how  to learn like a native since the student learning  

bir saniye içinde bir sınav vereceğiz tamam mı bakalım nasıl öğrenci öğrenmek benim alışkanlığım olduğu için bir yerli gibi öğrenmek

is my habit how with a change this habit from my  childhood and teach my kids all right so very good  

çocukluğumdan kalma bu alışkanlığı değiştirmek ve çocuklarıma öğretmek pekala çok çok güzel

question Vincent that's what we're talking about  in this video and the basic idea is that the way  

soru Vincent bu videoda bundan  bahsediyoruz  ve temel fikir şu şekildedir

you teach your kids uh let me see what your all  right I don't it doesn't say what your what your  

çocuklarına öğretiyorsun bakayım ne iyisin ben senin

your native language is or what language you teach  your kids but when you teach your kids like you  

anadilinin ne olduğu veya çocuklarına hangi dili öğrettiğin söylenmiyor ama senin gibi çocuklarına öğrettiğinde

probably just help them understand the language  without giving them grammar rules or make them  

muhtemelen anlamalarına yardımcı oluyorsun onlara dilbilgisi kuralları vermeden veya onlara

write or things like that you make the language  understandable everybody does this automatically  

yaztırmadan veya bunun gibi şeyler yaparak dili anlaşılır hale getirmeden herkes bunu otomatik olarak

when they teach their own children but they  don't do this when they try to learn a language  

kendi çocuklarına öğretirken yapar, ancak bir dil öğrenmeye çalıştıklarında bunu yapmazlar

so if I could be I'm like kind of like your  parent or whatever okay so Aaron has like some  

yani ben olabilseydim' ben ebeveyniniz gibiyim ya da her neyse tamam yani Aaron'un bazı

symbols or something like that so you already  know those already uh but okay here we go

sembolleri ya da onun gibi bir şeyi var yani bunları zaten biliyorsunuz ama tamam işte başlıyoruz

it's quiz time let's see if you can  figure this out so I'm going to give  

sınav zamanı bakalım çözebilecek misiniz bu yüzden vereceğim

you a bunch of these different  numbers and just write down or  

bu farklı sayıların bir demetini yazın ve sadece yazın veya  bunları

you can let me know if you remember  them if it was easy for you to get

hatırlarsanız bana bildirin eğer sizin için kolaysa,

all right can you translate that

bunu hızlıca çevirebilir misiniz?

quickly Now quickly go ahead write it down  in the comments if you know what they are  

onlar

just start here what is this is it so I've given  you 10 of these over here can you translate that

buradan başlayın, bu nedir, o yüzden size  buradan 10 tane verdim  bunu  çevirebilir misiniz

one all right from my from  my very bad language lesson  

benim çok kötü dil dersimden   size

I'll give you one more minute  was this easy for people five

bir dakika daha vereceğim beş kişi için bu kadar kolaydı

I need the whole thing what numbers are these  

Tamamına ihtiyacım var bu sayılar hangileri

two four nine two four nine there are 10 numbers  here you should write write the whole thing  

iki dört dokuz iki dört dokuz 10 sayı var buraya yazmalısın hepsini yaz   tamam

all right was that easy for you or  difficult was it easy or difficult no clue

senin için bu kadar kolay mıydı zor muydu kolay mıydı zor muydu hiçbir ipucu yok pekala

no clue all right be honest no way okay  now why was that why was that a bad lesson  

dürüst ol hayır yol tamam şimdi neden öyleydi neden bu kötü bir ders

a bad English lesson is depending  on the student to remember something  

kötü bir İngilizce dersi öğrencinin  bir şeyi hatırlamasına bağlıdır

a bad teacher basically I hate to say bad  teachers you know but it's it's the lesson  

kötü bir öğretmen temelde kötü  öğretmenler demekten nefret ederim ama bunu

that makes it very difficult all right so the  teacher will put some information like here's  

çok zorlaştıran şey ders   pekala yani öğretmen

my word in the native language and here's your  word in English now go home and memorize that  

anadilinde benim sözüm ve işte senin İngilizce sözün gibi bazı bilgiler koyacak şimdi eve git ve ezberle

that's what typical lessons are like so it's  putting pressure on you to understand something  

tipik dersler böyledir bu yüzden anlaman çok zor olan bir şeyi anlaman için senin üzerinde baskı oluşturuyor tamam mı

that is just very difficult to understand  all right Bad Teachers always say malarkey  

Kötü Öğretmenler her zaman malarkey der

Malarkey that's a funny word I I like to hear  something like that from Learners uh but this is  

Malarkey bu komik bir kelime. Öğrencilerden böyle şeyler duymak hoşuma gidiyor uh ama bu

what people are usually doing when they when they  give you a language lesson this isn't teaching you  

insanların size bir dil dersi verdiklerinde genellikle yaptıkları şey bu size

anything it's telling you information but it's not  teaching you anything okay helping you understand  

hiçbir şey öğretmiyor   size bilgi veriyor ama değil sana her şeyi öğretmek sorun değil anlamana yardımcı olmak

that's what good teaching is okay so we have these  examples before I'm going to translate this for  

iyi öğretmenlik iyidir bu yüzden bu örneklere sahibiz önce   bunu sizin için  çevireceğim

you now since I know what these are so this is  going to be 1 8 5 2 9 7 8 7 again two uh and six  

çünkü bunların ne olduğunu biliyorum yani bu tekrar 1 8 5 2 9 7 8 7 olacak iki uh ve altı

all right now everyone who said it's  impossible why is it possible for me  

pekala imkansız diyen herkes benim için neden mümkün

why is it possible for me how do you think I  learned these differently than what I taught I'll  

benim için neden mümkün sizce bunları öğrettiklerimden farklı öğrendim

put the examples back up here so you can look at  them again now this is not a real language this is  

örnekleri buraya geri koyacağım böylece bakabilirsiniz tekrar onlara şimdi bu gerçek bir dil değil bu

just an example just so you can see how this works  so we'll put one two three four five six seven  

sadece bunun nasıl çalıştığını görebilmeniz için bir örnek yani bir iki üç dört beş altı yedi   sekiz

eight nine so just imagine like if I'm teaching  you in Japanese it'd be like one two three four  

dokuz koyacağız yani size Japonca öğretiyormuşum gibi hayal edin bu ' d bir iki üç dört

like that I'm going through all the the characters  and the teacher would just say okay remember that  

gibi   böyle tüm karakterleri gözden geçiriyorum ve öğretmen sadece tamam derdi

these are the these are the words and I want  you to remember them but that's not teaching  

bunların kelimeler olduğunu hatırla ve onları  hatırlamanı istiyorum  ama bu

you anything that's not teaching you anything it's  putting information up that you could get anywhere  

sana öğretmeyen hiçbir şeyi öğretmiyor   herhangi bir yere ulaşabileceğiniz bilgileri ortaya koyuyor

and it's not helping you really understand that so  let's do this again we'll put this again up here  

ve bunu gerçekten anlamanıza yardımcı olmuyor, o yüzden bunu tekrar yapalım, bunu buraya tekrar koyacağız

five six seven eight nine all  right so I'm able to translate that  

beş altı yedi sekiz dokuz pekala  bu yüzden çevirebilirim

because I remember these but  how do I remember that okay  

çünkü hatırlıyorum bunlar ama bunu nasıl hatırlayacağım tamam

are you ready now watch now when I'm I'm going to  show you something right now and you're going to  

hazır mısın şimdi izle şimdi  sana  bir şey göstereceğim ve

feel something in your brain when I show it to you  you're actually going to feel like ah like okay  

sana   gösterdiğimde beyninde bir şey hissedeceksin gerçekten gidiyorsun ah gibi hissetmek tamam

I just want to prepare are you ready for this  let me know if you're ready and I'll show it  

Sadece hazırlanmak istiyorum buna hazır mısın  hazırsan bana haber ver ve

to you because I really want you to be prepared  so you notice this this is the feeling you get  

sana göstereceğim çünkü gerçekten hazırlıklı olmanı istiyorum böylece bunun senin hissettiğin duygu olduğunu fark edersin

when you learn something and you should  be feeling this when you're when you're  

bir şey öğrendiğinde ve bunu hissetmen gerekirken öğrenirken

learning uh and when you're uh like when you're  when you're learning a new language if I just  

uh ve uh yeni bir dil öğrenirken

do this you don't feel anything from this okay  here we go I'll put my example in blue up here

bunu sadece yaparsam hiçbir şey hissetmezsin bundan tamam işte başlıyorum örneğimi mavi ile buraya koyacağım

one two three four five six seven eight nine

bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz

one two three

four

five six seven eight nine

does that make sense okay now if I  put a bunch of English or you know  

Arabic numerals up here you would be  able to translate those very easily  

Buradaki Arap rakamlarını çok kolay bir şekilde tercüme edebilirsin

all right so you actually felt something in  your mind when I showed you this ah you're  

pekala bu yüzden size bunu gösterdiğimde gerçekten zihninizde bir şey hissettiniz ah    ah

thinking ah okay I get it now that's why this  is here so number one is this shape okay is that  

tamam, şimdi anlıyorum bu yüzden bu burada yani bir numara bu şekil tamam bu

the DAP yeah okay do you feel that did you feel  something let me know if you felt something there

DAP evet tamam bunu hissediyor musun  bir şey hissettin mi  bana haber ver eğer orada bir şey hissettiysen bir şey hissettin mi

did you feel something who felt who felt something  just let me know to say yes yes if I if like ah  

kim hissetti kim bir şey hissetti sadece evet dememi sağla evet eğer istersen ah

like something hits you okay yes okay very  good even the DAP if that was that was like  

sana bir şey çarpmış gibi tamam evet tamam çok iyi DAP bile eğer bu şöyleyse

adapt where the Eureka outstanding look at that  very good all right now the reason I give people  

Eureka'nın olağanüstü görünümüne uyum sağlayın çok iyi şu anda insanlara

this example is because it is the difference  between learning uh like a traditional lesson  

bu örneği vermemin nedeni, bunun geleneksel bir ders gibi öğrenmek

and then learning like where you  actually understand something

ile daha sonra şöyle öğrenmek arasındaki fark olmasıdır bir şeyi gerçekten anladığınız yer

okay all right really really powerful stuff  here because the point is as you're learning  

tamam pekala gerçekten çok güçlü şeyler buradaki nokta şu ki, öğrendiğiniz

each time you're learning something so if you  watch a YouTube video and you don't feel like  

her seferinde bir şey öğreniyorsunuz, bu nedenle bir YouTube videosu izlerseniz ve

this and you're wasting your time you should  feel like this each time you learn so when you  

böyle hissetmiyorsanız ve zamanınızı boşa harcıyorsunuz her öğrenişinizde böyle hissetmeniz gerekir, yani

hear a word for the first time you might not  understand it but as you hear something again  

bir kelimeyi ilk kez duyduğunuzda onu anlamayabilirsiniz, ancak bir şeyi

and again in slightly different ways that's  where you build a fluency automatically and  

biraz farklı şekillerde tekrar ve tekrar duyduğunuzda otomatik olarak bir akıcılık oluşturursunuz ve

each time you learn something you think I got  it I understand now okay so that's how you can  

bir şeyi her öğrendiğinizde anladığımı düşünüyorsun, şimdi anlıyorum tamam yani bu şekilde

actually feel much more confident about using  what you know uh from South Africa okay all  

aslında Güney Afrika'dan bildiklerini kullanma konusunda kendine çok daha fazla güvenebilirsin tamam tamam tamam peki ne yapıyorsun

right so what what do what language do you  speak is that uh Swahili or something else

hangi dili konuşuyorsun bu Svahili mi yoksa başka bir şey

probably English as well you got Afrikaans  over there all right so this is how you  

muhtemelen İngilizce mi pekala orada Afrikaans var pekala yani bu şekilde

learn and and again you are not an alien but  you just understood like an alien all right  

öğreniyorsunuz ve yine bir uzaylı değilsiniz ama bir uzaylı gibi anladınız

this is just an example the traditional way  of learning where they're going to give you  

bu sadece size çevirileri verecekleri geleneksel öğrenme yönteminin bir örneği

translations if you're learning English through  your native language you are wasting your time  

İngilizce'yi  anadilinizde öğreniyorsanız, zamanınızı boşa harcıyorsunuz

okay you should always be learning in English  and understanding like a native ah lesoto okay

tamam, her zaman İngilizce öğreniyor olmalı ve anadili gibi anlamalısınız ah lesoto tamam

any questions about this

bununla ilgili herhangi bir sorunuz varsa,

any questions at all I'm starting to lose my  voice I'm an English teacher watching you from  

herhangi bir sorunuz varsa, sesimi kaybetmeye başlıyorum Dominik Cumhuriyeti'nden sizi izleyen bir İngilizce öğretmeni

the uh Dominican Republic very cool yeah  lots of English teachers follow my channel

çok havalı evet  pek çok İngilizce öğretmeni kanalımı takip ediyor

actually a lot of uh yeah yeah a lot of a lot  of English people a lot of uh even even some  

aslında pek çok uh evet evet pek çok  İngiliz çoğu, hatta bazı

natives might watch it just for fun because I'm  crazy like that I'll get native speakers that'll  

yerliler bile sırf eğlence için izleyebilir çünkü Öyle bir çılgınım ki anadili İngilizce olan kişiler

watch videos like why am I watching this I'm a  native speaker Bogota let's see all right so how  

bunu neden izliyorum gibi videolar izleyecek Ben anadili Bogota'yım bakalım pekala

can we develop the system that way all right  so here's how I did it for learning Japanese  

sistemi bu şekilde nasıl geliştirebiliriz pekala işte böyle yaptım Japonca öğrenmek için   bu

so when I learned Japanese again uh once  I discovered like you must understand

yüzden tekrar Japonca öğrendiğimde uh bir kez keşfettim ki, eğer

like a native

bir yerli gibi anlamalısın, eğer

if you want to

istiyorsan,

all right so you must understand I apologize for  my writing I'm trying to be quick with this I know  

tamam, yani anlamalısın  yazdığım için özür dilerim, bu konuda hızlı olmaya çalışıyorum, biliyorum

it's kind of boring when people take time to write  you must understand like a native if you want to  

bu biraz insanlar yazmak için zaman ayırdığında sıkıcı bir yerli gibi konuşmak istiyorsanız bir yerli gibi anlamalısınız

speak like a native and so there are two ways to  do this first way is you can do it by yourself

ve dolayısıyla bunu yapmanın iki yolu vardır: ilk yol, bunu kendi başınıza yapabilirsiniz

and you can do this by getting again  you want to get the real vocabulary  

ve bunu tekrar isteyerek yapabilirsiniz. yerlilerin kullandığı gerçek kelime dağarcığını edinin

that natives are using and you want to  get naturally varied review naturally  

ve doğal çeşitli bir inceleme  elde etmek istiyorsanız  doğal

varied review there are different ways  to do this but as an example just one  

çeşitli  inceleme  bunu yapmanın farklı yolları  vardır, ancak örnek olarak YouTube'da yalnızca bir

way on YouTube uh is you're focusing on a  particular thing like let's say fixing cars

yol, diyelim ki araba tamir etmek gibi belirli bir şeye odaklanmanızdır

so you stop watching English learning videos  on YouTube and you go right here on YouTube  

yani YouTube'da İngilizce öğrenme videoları izlemeyi bırakırsınız ve YouTube'da tam buraya gidersiniz

you can do this on YouTube you go to like  channels that are talking about fixing cars  

bunu YouTube'da yapabilirsiniz araba tamir etmekten

very easy and then you watch like 10 different  videos about that so it could be even something  

çok kolay  bahseden kanalları beğenmeye gidersiniz ve ardından bununla ilgili 10 farklı  video izlersiniz, böylece eşit olabilir

specific like fixing a particular kind of car or  something like that so this is just one example  

belirli bir tür arabayı tamir etmek gibi belirli bir şey veya buna benzer bir şey yani bu yalnızca bir örnek   ve

and you can get more specific so like a Toyota  Prius or something so go on YouTube how to fix  

daha spesifik olabilirsiniz, örneğin bir Toyota Prius veya başka bir şey, bu nedenle YouTube'a gidin

a something like that or how to build a birdhouse  or how to do whatever it doesn't matter what your  

böyle bir şeyi nasıl düzelteceğinizi   veya bir kuş evi nasıl inşa edeceğinizi veya nasıl yapılır, ne olursa olsun, ne olursa olsun,

uh it's not not just narrow the point is that  you're getting the real so the real vocabulary  

mesele sadece dar değil, yani gerçek kelime dağarcığını elde ediyorsun, yani gerçek kelime dağarcığını

all right so that's what you need to understand  like a native you need to have the real vocabulary  

anlamalısın, bir yerli gibi anlaman gereken şey bu, gerçek kelime dağarcığına sahip olman gerekiyor

and then you need to understand it like  a native so you're not getting rules uh  

ve sonra onu ana diliniz gibi anlamanız gerekir, böylece kuralları almazsınız uh

you're not getting definitions you're not getting  translations you're understanding it in context

tanımları almazsınız çevirileri almazsınız bağlam içinde anlarsınız

so again the real vocabulary understand it in  context and then this is the most important  

yani yine gerçek kelime dağarcığı bağlam içinde anlar ve sonra bu

part the reason we have many different  videos is you need naturally very review

birçok farklı videoya sahip olmamızın en önemli nedeni, doğal olarak çok incelemeye ihtiyaç duymanızdır,

so once you get naturally varied review it's the  review that builds your fluency automatically  

bu nedenle doğal olarak çeşitli incelemeler aldığınızda, incelemeler akıcılığınızı otomatik olarak oluşturur   bu

so content based it just means you it's I'm  trying to explain it in a in a simple way  

nedenle içeriğe dayalı, yalnızca siz olduğunuz anlamına gelir, ben bunu  kısa bir süre içinde açıklamaya çalışıyorum basit bir yol

that that is really what natives are doing  so right now whatever your native language  

bu gerçekten yerlilerin yaptığı şeydir  yani şu anda ana diliniz ne olursa olsun

is think about how you learn in that native  language you're getting real vocabulary so  

o ana dilde nasıl öğrendiğinizi düşünün, gerçek kelime dağarcığını elde edersiniz yani

maybe from television shows or movies or you  know you watch the news or something like that  

belki televizyon programlarından veya filmlerden veya biliyorsunuz haberleri falan izlersiniz bunun gibi

and then you're understanding it in context so  I'm not telling you a translation you're you're  

ve sonra onu bağlam içinde anlıyorsunuz yani  size bir çeviri söylemiyorum   anlıyorsunuz

understanding it kind of maybe generally the first  time you hear something you might not understand  

belki genel olarak  bir şeyi ilk  duyduğunuzda anlamayabilirsiniz

it but then you hear it again and again and your  understanding gets even stronger each time you do  

ama sonra tekrar duyarsınız ve tekrar ve bunu her yaptığınızda anlayışınız daha da güçleniyor

that okay and then that's the naturally varied  review so you're hearing something again and  

tamam ve sonra bu doğal olarak değişen incelemedir, yani bir şeyi farklı şekillerde tekrar ve tekrar duyuyorsunuz,

again in different ways all right so if you get  this this is how I got myself fluent in Japanese  

peki öyleyse bunu anlarsanız, kendimi bu şekilde Japonca'da akıcı hale getirdim

so it's possible for you to do it by yourself  in English you just you pick a topic whatever  

kendi başına İngilizce yapman mümkün, sadece bir konu seçiyorsun   o şey her ne

that thing is and you focus on that but you  get it in different ways all from English so  

ise ve ona odaklanıyorsun ama İngilizce'den farklı şekillerde alıyorsun, bu yüzden

you don't watch like English videos about you  know whatever I learned Malarkey from Biden  

senin hakkında İngilizce videolar gibi izlemiyorsun biliyorsun ne öğrendiysem Biden'dan Malarkey

speech perfect that's an excellent example of  learning new vocabulary in context and if you  

mükemmel konuşma, bu bağlam içinde yeni kelime dağarcığı öğrenmenin mükemmel bir örneğidir ve eğer

understand it you should feel that at that moment  where you're learning something like ah I got it  

anlıyorsanız  o anda ah anladım gibi bir şey öğrendiğinizi hissetmeniz gerekir   tamam yani

okay so again this is how you do it by  yourself this is how I got fluent in Japanese  

yine bu şekilde kendi başınıza bu Japoncayı bu şekilde akıcı hale getirdim

so just like that coffee shop example that I gave  before we have uh different ways of saying how do  

yani tıpkı daha önce verdiğim kahve dükkanı örneğinde olduğu gibi,

you order something in a coffee shop so I might  say may I have can I have or do you have something  

bir kahve dükkanında bir şeyi nasıl sipariş edeceğinizi söylemenin farklı yolları var, böylece alabilir miyim alabilir miyim veya sizde var mı

like that these are all different ways of doing  something around a particular theme or idea  

gibi bir şey   diyebilirdim bunların hepsi belirli bir tema veya fikir etrafında bir şeyler yapmanın farklı yollarıdır

so just like the example I gave before about over  so you begin with a very simple idea here's a box  

yani tıpkı daha önce verdiğim örnek gibi  yani çok basit bir fikirle başlıyorsunuz işte bir kutu

there's a ball over that all right so there's  space between here you understand the ball is over  

bunun üzerinde bir top var tamam yani burada  boşluk var anlıyorsunuz Top

the Box in a very simple way this is how Native  children are learning so Malarkey means just kind  

kutuyu çok basit bir şekilde aşıyor Yerli çocuklar bu şekilde öğreniyorlar, yani Malarkey bir

of like silly stuff you know people are saying  nonsense you know that kind of thing and again  

nevi aptalca şeyler anlamına geliyor, insanların saçma sapan şeyler söylediğini biliyorsunuz, bu tür şeyleri biliyorsunuz ve yine

it's better instead of asking what does malarkey  mean you want to have a uh like just see lots of  

malarkey'in ne anlama geldiğini sormak yerine daha iyi

examples of malarkey used in context so different  people using it and you understand not from the  

Bağlamda kullanılan pek çok   malarkey örneğini görmek, böylece farklı insanlar onu kullanıyor ve tanımdan   anlamıyorsunuz.

definition I know it seems like a quick thing to  get a definition but you actually develop fluency  

when you really understand something so not  getting a definition of it because the definition  

çünkü tanım

is never really as clear as what you find in a  dictionary because natives will use things in  

hiçbir zaman bir sözlükte bulduğunuz kadar net değildir çünkü yerliler şeyleri

different ways and you will say hey that's not in  the dictionary but natives still speak like that  

farklı şekillerde kullanırlar ve hey bu sözlükte yok diyeceksiniz ama yerliler hala böyle konuşur   pekala yani

all right so the ball is over the box or the  circle is over the square and then you start  

top kutunun üzerinde veya daire karenin üzerinde ve sonra

learning that so native children they hear this  first and then they start thinking like well this  

yerli çocukların bunu ilk duyduklarını ve sonra

person is over me like in the company or I'm  an overachiever and they start building these  

şirketteki gibi bu kişinin beni aştığını veya ben aşırı başarılıyım ve onlar gibi düşünmeye başladıklarını öğrenmeye başlıyorsunuz. bunları oluşturmaya başlayın

they start making connections it's almost like a  little web between all the different vocabulary  

bağlantılar kurmaya başlarlar, bu neredeyse tüm farklı kelime dağarcığı arasında küçük bir ağ gibidir

and so that's why when natives natives will kind  of forget vocabulary or they will think what's a  

ve bu nedenle yerliler kelime dağarcığını bir nevi unutacaklar veya

good way for me to say this and if they can't  remember one thing they just easily switch to  

bunu söylememin   iyi bir yolunun ne olduğunu düşünecekler ve eğer hatırlayamazlarsa  bir şeyden kolayca

something else just like you do in your native  language okay so let me see here all right so  

başka bir şeye geçiyorlar tıpkı senin anadilinde yaptığın gibi tamam o yüzden burada görmeme izin ver pekala yani

so if I missed any comments down here I agree  with you that's how I've been learning English  

burada gözden kaçırdığım herhangi bir yorum varsa sana katılıyorum İngilizceyi bu şekilde öğreniyorum

learn a second language the same way you learn  your native language yep that's it exactly  

ikinci bir dil öğren aynı şekilde ana dilinizi öğrenirsiniz, evet tam olarak bu

so is it more helpful to learn mostly entire  phrases instead of individual words no not  

yani tek tek kelimeler yerine çoğunlukla tam  tümceleri öğrenmek daha yararlı olur mu    ille de değil  yapacaksınız

necessarily you you will you will learn like the  like I like the example I gave before using under

gibi  beğendim altında kullanmadan önce verdiğim örneği beğendim

so you learn under like the  physical the square is under  

böylece öğrenirsiniz altında fiziksel gibi kare

the circle but then you learn words  like underachiever under appreciate  

dairenin altındadır ama sonra başarısız gibi sözcükleri öğrenirsiniz

and you think ah it's like less than it should be  and so the the meaning becomes stronger in your  

ve bunun olması gerekenden daha az olduğunu düşünürsünüz ve böylece anlam zihninizde daha güçlü hale gelir

mind because you're thinking about it more like a  native and less like a learner using a dictionary  

çünkü siz onu daha çok bir şey gibi düşünüyorsunuz yerli ve daha az sözlük kullanan bir öğrenen gibi

okay so the point is not to get it's kind of like  if you watch a movie and I say oh the hero wins  

tamam yani amaç, bir film izlerseniz ve ben ah kahraman kazanır diyorum

at the end everybody knows the hero wins in the  end of the movie or most movies but you watch  

sonunda herkesin kahramanın filmin sonunda veya çoğu filmde kazandığını bilir ancak

the movie for the story so you want to understand  what the story is and so it's the story as well  

filmi hikaye için izliyorsunuz, bu nedenle hikayenin ne olduğunu  anlamak istiyorsunuz ve dolayısıyla hikaye de öyle

when you're learning vocabulary and the more  examples you get that's what builds your fluency  

kelime öğrenirken ve ne kadar   fazla örnek alırsanız,

automatically even if you don't speak so you  could watch a bunch of videos about fixing cars  

bu şekilde konuşmasanız bile akıcılığınızı otomatik olarak geliştiren şey araba tamiri hakkında bir sürü video izleyebilirsiniz

and that would help you learn a lot about fixing  cars and it would also improve your vocabulary  

ve bu, araba tamiri  hakkında çok şey öğrenmenize yardımcı olur ve aynı zamanda kelime dağarcığınızı da geliştirir

because you would see ah like a guy pronounced it  a little bit differently and this guy used this  

çünkü ah, bir adamın bunu biraz  farklı telaffuz ettiğini ve bu

word to describe something so you're building  a network of vocabulary in your mind all right

kelimeyi tarif etmek için kullandığını görürsünüz. bir şey yani zihninizde bir kelime dağarcığı ağı oluşturuyorsunuz tamam

uh more than tip successes within our grasp yes so  the point here is not is not to like I mean my the  

uh bahşişten daha fazlası bizim kavrayışımız dahilinde başarır evet yani buradaki mesele beğenmek değil yani demek istediğim  bahşiş

tip like the basic tip is understand like a native  and you will speak like one that's the that's the  

gibi temel ipucu bir anadil gibi anlamaktır ve siz biri gibi konuşacağım,

most fundamental thing that I teach if you can  understand like a native you will speak like one  

öğrettiğim en temel şey bu, eğer bir yerli gibi anlayabilirsen, bir yerli gibi konuşacaksın

and it really means like ah like I understand what  vocabulary means without having to translate or  

ve bu gerçekten de ah, kelime dağarcığının ne anlama geldiğini tercüme etmek zorunda kalmadan anlıyorum

think like that I think like a native so when  I speak Japanese I think like a Japanese person  

gibi veya böyle düşünüyorum anadilim yani Japonca konuştuğumda bir Japon gibi düşünüyorum

I'm thinking not in English I'm thinking in  Japanese if I need to think about something  

İngilizce düşünmüyorum   Japonca düşünüyorum, eğer bir şey hakkında düşünmem gerekirse   pekala yani

all right so again this is the first way  you can do this if you're trying to do  

yine deniyorsa  bunu yapmanın ilk yolu

this by yourself it is possible it takes  a while and you just have to uh let's see  

bunu kendi başınıza yapmak biraz zaman alabilir ve sadece uh, hadi

how much you charge for online lessons  so what I do again this is this is way  

çevrimiçi dersler için ne kadar ücret ödediğinizi görelim bu yüzden tekrar yaptığım yol bu

one which you can do by yourself  if you want to so what what I do

kendi başınıza yapabileceğiniz bir istiyorsanız yani ne

in a program called fluent for life is that I  basically give you all this and just like all  

fluent for life adlı bir programda yaptığım şey şu ki, temelde size tüm bunları veriyorum ve

you have to do is go through it so I've done  all the work of finding like you know videos  

yapmanız gereken tek şey bunları gözden geçirmek olduğu için, bildiğiniz gibi araba tamiri veya benzeri şeyler hakkında bildiğiniz gibi videolar bulmak için tüm işi ben yaptım. bu tür bir

about fixing cars or whatever that kind of thing  so it's real conversations you actually learn how  

şey  yani bu gerçek konuşmalardır

Native speak but you get the naturally varied  review so it gives you everything you need to  

Ana dilinin nasıl konuşulduğunu gerçekten öğrenirsiniz, ancak doğal olarak çeşitli incelemeler alırsınız, böylece size   sistemi gerçekten incelemeniz için ihtiyacınız olan her şeyi verir

actually go through the system without  me having to be there live teaching you  

ben orada olarak size

so you don't need live lessons you don't need  a speaking practice partner you just need this  

canlı ders vermeme                       ... bir konuşma pratiği partnerine ihtiyacın yok sadece buna ihtiyacın var

you just need to understand like a native  that's it so if you would like to get fluent  

sadece bir yerli gibi anlaman gerekiyor hepsi bu yani akıcı konuşmak istiyorsan

I don't have a a link in this video because  it's live but I will put a link in this but  

bu videoda link yok çünkü canlı ama link koyacağım bu konuda ancak

you can just go to englishanyone.com and you  will see a link to fluent for life right there  

englishanyone.com'a gidebilirsiniz ve orada fluent for life bağlantısını göreceksiniz

all right so if again fluent for Life the  point of this is to save you lots of time  

pekala yani yine fluent for Life ise bunun  amacı size çok zaman kazandırmak   bu

so for me when I learn Japanese I didn't have  anyone to teach me I had to I had to understand  

nedenle ben Japonca öğrendiğimde benim için bana öğretecek kimse yoktu zorundaydım

this and then try to teach myself a language which  is it's actually quite difficult to do because  

bunu anlamak zorundaydım ve sonra kendime bir dil öğretmeye çalıştım ki bu aslında yapması oldukça zor çünkü

you you know it's nice if you have someone there  to to teach you and to show you things and make  

biliyorsun orada sana öğretecek ve gösterecek birinin olması güzel

everything easy to understand or say no don't use  this use this other thing instead so if you want  

her şeyi kolay anlaşılır hale getirin veya hayır deyin bunu kullanmayın bunun yerine bu diğer şeyi kullanın yani istiyorsanız

that that's what fluent for life is and fluent  for Life uh so the the two main like the biggest  

hayat için akıcı olan budur ve hayat için akıcı uh yani programla ilgili en büyük   harika noktalar gibi iki ana nokta

great points about the program number one it's  like me being there right with you as you learn  

birincisi, siz öğrenirken benim yanınızda olmam gibi

and then the second point is that you can learn  about almost anything you want so there's so much  

ve ardından ikinci nokta, neredeyse istediğiniz  her şeyi öğrenebilmenizdir; bu nedenle,

content organized in there that you can learn  about business English for professional purposes  

orada düzenlenmiş, profesyonel amaçlarla iş İngilizcesi hakkında öğrenebileceğiniz    öğrenebileceğiniz çok   içerik vardır

you can learn about giving presentations or  marketing or sales or you can just have uh  

sunum yapmak, pazarlama veya satış yapmak veya

like learning how to have conversations about  relationships and family and dating and other  

ilişkiler, aile ve flört ve

things like that or going to the hospital or  other things but it's all learning the same  

bunun gibi diğer   şeyler veya hastaneye gitmek veya diğer şeyler hakkında nasıl sohbet edileceğini öğrenmek gibi, ancak bunların hepsi

way a native learns and so you don't need to be  in an English-speaking country you don't need  

bir yerlinin öğrendiği şekilde öğreniyor ve bu yüzden siz İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok,

to have a native speaker who's there with you  you can do this anytime so it's like me kind of  

yanınızda anadili İngilizce olan birine ihtiyacınız yok, bunu istediğiniz zaman yapabilirsiniz, böylece sanki ben size kendi

personally teaching you in your home available  at any time of day or night if you wake up in  

evinizde günün herhangi bir saatinde ders verebilirim veya gece yarısı uyanır

the middle of the night and say wow I want to  learn something then I can teach you that but  

ve vay canına bir şey öğrenmek istiyorum dersen sana bunu öğretebilirim ama

it's just going to the videos going through  the steps and you build fluency automatically  

bu sadece adımlardan geçen videolara gidiyor ve tıpkı benim

just like I've shown in these videos so when you  understand like a native and it's really just by  

bu videolarda gösterdiğim gibi otomatik olarak akıcılık geliştiriyorsun yani bir yerli gibi anladığınızda ve bu gerçekten sadece

getting I'll put these steps up here again so  whether you want to do this by yourself uh or

elde ederek bu adımları buraya tekrar koyacağım yani bunu kendi başınıza yapmak isteyip istemediğinizi veya

you want to do it with me to save a lot  of time and a lot of like headache and  

benimle birlikte yapmak isteyip istemediğinizi çok  baş ağrısı ve

hassle so remember the three things that  you need usually I do this as a triangle  

güçlük gibi bu yüzden ihtiyacınız olan üç şeyi hatırlayın, genellikle bunu bir üçgen olarak yaparım, buna

I call it the fluency triangle so the first  thing you need is you need the reel a real

akıcılık üçgeni diyorum, bu nedenle ihtiyacınız olan ilk şey gerçek bir makaraya,

so the real vocabulary that natives use all right  if you're learning like at the beginning of this  

dolayısıyla yerlilerin kullandığı gerçek kelime dağarcığına ihtiyacınız var. bu videonun başındaki gibi öğreniyoruz

video I talked about the the Japanese college  student that I met at Starbucks and he was talking  

Starbucks'ta tanıştığım Japon üniversite öğrencisinden bahsettim ve o

about wanting to not do tours in metropolitan  areas and I thought I was like oh I understood  

metropollerde turlar yapmamak istediğinden bahsediyordu ve ben de "ah anladım  ne

what he said I said you mean big cities and so  I it wasn't like laughing at him I was just it  

dediğini anladım" dedim. büyük şehirleri kastediyordum ve bu yüzden ona gülmek gibi değildi ben sadece   o biraz

was a perfect example of using he was kind of  over speaking there's that word over again he  

fazla konuşuyordu yine o kelimeyi kullanmanın mükemmel bir örneğiydi o

was he was communicating too much he was using  vocabulary he learned clearly from a textbook  

çok fazla iletişim kuruyordu açık bir şekilde öğrendiği kelime dağarcığını kullanıyordu bir ders kitabı

instead of just communicating naturally as natives  learn so you have to get the real vocabulary that  

sadece yerliler gibi doğal bir şekilde iletişim kurmak yerine    yerlilerin öğrendiği  gerçek kelime dağarcığını edinmelisiniz

natives are learning if you want to understand  and communicate like natives it's absent  

eğer yerliler gibi anlamak  ve iletişim kurmak istiyorsanız   yok

all right so the second thing is you  need to understand it like a native

pekala yani ikinci şey onu bir yerli gibi anlamanız gerekir

and this just means when you're when  you're getting information uh you're  

ve bu sadece bilgi alırken  uh   çevirileri veya tanımları

learning it in context rather than  having translations or definitions  

yerine bağlam içinde öğreniyorsunuz

or get just learning a bunch of  rules that you try to memorize  

veya yalnızca ezberlemeye çalıştığınız bir grup  kuralı öğreniyorsunuz

and so like the first time you hear something  like if I if I give you a Japanese lesson right  

ve böylece ilk kez if gibi bir şey duyduğunuzda olduğu gibi Sana şu anda

now using this like I would not teach you Japanese  using your native language I just give you like  

şimdi bunu kullanarak Japonca dersi versem, sana anadilini kullanarak Japonca öğretmezdim.

marker marker marker kuroimaka  aoimaka akaimaka akka o Kuro Kudo AO  

akka now the first time I give you that you  might be like I kind of understand what Drew  

Drew'un ne

is saying but yeah I need maybe some more  practice and that's why the same way native  

dediğini anlıyor gibiyim ama evet, belki biraz daha pratiğe ihtiyacım var ve bu yüzden yerli

children are learning you get those examples  every day and so without you having to say  

çocukların bu örnekleri her gün aldığınızı öğrenmesi gibi ve böylece siz

that to other people if every day I come back and  practice with you you would get fluent in Japanese  

her gün gelirsem diğer insanlara bunu  söylemek zorunda kalmazsınız geri dönün ve sizinle pratik yapın, Japonca'da akıcı hale gelirsiniz

okay it's the same thing in English  so that's helping you understand like  

tamam, İngilizce'de aynı şey yani bu sizin ana diliniz gibi anlamanıza yardımcı oluyor

a native and then the most important part  here this is the naturally varied review

ve sonra en önemli kısım buradaki doğal olarak çeşitli inceleme

naturally varied review so if I'm  going to give you something like  

doğal olarak çeşitli inceleme, bu yüzden eğer vereceksem  sen bunun gibi bir şey aynı şeyi tekrar tekrar

this I don't want to just use  the same thing again and again

kullanmak istemiyorum

all right so it's actually taken from the English  word marker but they don't have that pronunciation  

tamam yani aslında İngilizce kelime işaretçisinden alınmış ama Japonca'da bu telaffuza sahip değiller bu yüzden

in Japanese so in Japanese they say maca  marker so Akai Maka away marker kuroimaka  

Japonca'da maca işareti diyorlar yani Akai Maka uzağa işaretçi kuroimaka

but I want to give you that naturally  varied review kudoi shatzu kudoimaka kudoi  

ama size o doğal çeşitli incelemeyi vermek istiyorum kudoi shatzu kudoimaka kudoi

all right now slowly your mind should be thinking  like oh like black marker black shirt even if you  

pekala şimdi zihniniz oh siyah işaretli siyah gömlek gibi düşünmeli  benim yaptığım

can't say it just like I did it doesn't matter the  point is you're building that fluency because you  

gibi söyleyemeseniz bile önemli değil mesele şu ki, o akıcılığı oluşturuyorsunuz çünkü size   size yeni bir örnek

can feel the Improvement each time I give you  a new example and very soon you just naturally  

verdiğim her seferde Gelişimi hissedebiliyorsunuz ve çok geçmeden doğal olarak

want to speak because you understand what I'm  saying all right so the point is not to to like  

konuşmak istiyorsunuz çünkü ne dediğimi  anlıyorsunuz  pekala yani mesele beğenmemek   öğrenin

learn a word and I'm just going to repeat it to  myself over and over again you want to get fluent  

bir kelime ve ben bunu kendime tekrar tekrar tekrarlayacağım  otomatik olarak akıcı olmak istiyorsun   otomatik olarak

automatically guaranteed I do would you like to  get fluent automatically guaranteed I mean that's  

garanti ediyorum otomatik olarak  akıcı  olarak garantili olmak ister misin demek istiyorum

my goal as a learner I don't want to waste my time  trying to study vocabulary but then I can't use  

bir öğrenci olarak hedefim bu Boşa harcamak istemiyorum zaman kelime çalışmaya çalışıyorum ama sonra kullanamıyorum   onu

it I can't remember it I can't say it correctly I  want to get fluent guaranteed if I'm using my time  

hatırlayamıyorum doğru söyleyemiyorum zamanımı kullanırsam akıcılık garantisi almak istiyorum

so that's what this is this is how you got fluent  in your native language and it is how you will  

yani işte budur bu böyle böyle akıcı hale gelirsin ana dilinizdedir ve

get fluent in any other language that you learn it  doesn't matter if it's Spanish Italian Portuguese  

başka herhangi bir dilde nasıl akıcı bir şekilde akıcı hale geleceğinizi öğrenin, bunun İspanyolca İtalyanca Portekizce   Fransızca

french anything so if you learn another language  the same way you learned your native language you  

herhangi bir şey olması farketmez, bu nedenle başka bir dili ana dilinizi öğrendiğiniz şekilde öğrenirseniz,

will speak it like that too of course it will take  some time but this is the fastest way to do it  

onu aynı şekilde konuşacaksınız o da elbette biraz zaman alacak ama bu bunu yapmanın en hızlı yolu

okay so just by getting more and more examples  so you get the real vocabulary you understand  

tamam bu yüzden sadece daha fazla örnek alarak gerçek kelime dağarcığını elde edersiniz

it like a native you get naturally varied  review to build that fluency automatically  

ana diliniz gibi anlarsınız bu akıcılığı otomatik olarak oluşturmak için doğal olarak çeşitli  incelemeler alırsınız

any questions about this all right so  this is what I do in fluent for life

bununla ilgili sorular tamam öyleyse bu yaptığım şey hayat için akıcı bir şekilde

that's too high for you okay

sizin için çok yüksek tamam tamam

all right what is your accent oh you're asking  somebody else all right now I'm losing my voice  

aksanınız nedir oh başka birine soruyorsunuz tamam şimdi burada sesimi kaybediyorum

over here but if you have any final questions  about that let me know but this is it this is  

ama varsa bununla ilgili son sorular  bana bildirin ama bu bu

the the Holy Grail if you've ever seen that  movie Indiana Jones and the Last Crusade they  

Kutsal Kâse'dir, eğer Indiana Jones ve Son Haçlı Seferi filmini izlediyseniz

talk about the Holy Grail so this is like the uh  the cup the cup of Christ when people talk about  

Kutsal Kâse'den bahsediyorlar, bu yüzden bu, uh İsa'nın bardağı gibi. insanlar

the Holy Grail they're searching for like the the  amazing thing like the Fountain of Youth or some  

aradıkları Kutsal Kâse hakkında Gençlik Pınarı gibi harika bir şey veya

like magic pill or a Magic Bullet but this is  it for fluency this is as simple as it can get  

sihirli hap veya Sihirli Kurşun gibi şeyler hakkında konuşurlar, ancak bu akıcılık için budur, bu olabildiğince basittir   yani

so if you need real vocabulary naturally varied  review and then understanding it like a native  

gerçek kelime dağarcığına ihtiyacınız varsa doğal olarak çeşitli inceleme ve ardından onu bir yerli gibi anlamak   bu

so if you only get two of these things you  don't get fluent all right so if you don't  

nedenle, bunlardan yalnızca ikisini öğrenirseniz akıcı olamazsınız, bu nedenle

get real vocabulary then you won't you won't  make you won't understand natives or understand  

gerçek kelime dağarcığını edinemezseniz, o zaman yapmayacaksınız yapmayacaksınız yapmayacaksınız anadil dilini anlayın veya anlayın

uh you know people in conversations and you  won't be able to communicate automatically  

uh, konuşmalarda insanları tanıyorsunuz ve otomatik olarak iletişim kuramayacaksınız

all right or if you get real vocabulary and  you understand it like a native if you only  

veya gerçek bir kelime bilgisi edinirseniz ve bir yerli gibi anlarsanız,

do it one time you're not going to become  a fluent speaker you need to get the review  

bunu yalnızca   bir kez yaparsanız, bir akıcı konuşmacı incelemeyi almanız gerekiyor

let's see so I've I got a question how do we  let's see how do we make sure we find the real  

bakalım, bir sorum var nasıl gerçek  materyali bulduğumuzdan nasıl emin olacağımızı görelim, böylece ders kitabı yerine

material so that we can speak real English  rather than textbook one yeah the Holy Grail  

gerçek İngilizce konuşabiliriz evet Kutsal Kâse

uh so the if you if you want to know if  it's real English or not like our native  

uh yani bunun gerçek İngilizce olup olmadığını veya ana dili İngilizce

speakers using the vocabulary okay so what I'm  speaking right now is is what a native would say  

olanların kelime dağarcığını kullanmaları gibi olup olmadığını bilmek istiyorsanız, tamam yani şu anda konuştuğum şey, ana dili İngilizce olan birinin söyleyeceği şeydir

so if you're learning with a textbook or  you're learning with like an English lesson  

yani bir ders kitabıyla öğreniyorsanız veya İngilizce dersi gibi

rather than me learning like I'm teaching  you like a parent would teach a child  

öğrenme yerine  size öğretiyormuşum gibi öğreniyorum bir ebeveynin bir çocuğa öğreteceği gibi   yani

so the same way I teach my own children  that's how I teach in fluent for life  

kendi çocuklarıma aynı şekilde öğretiyorum  bu şekilde ömür boyu akıcı bir şekilde öğretiyorum

okay so my own daughters they they will hear  something from me many times and that's how  

tamam yani kendi kızlarım bir şeyler duyacaklar  benden birçok kez ve bu şekilde

they become confident about using it and they  still ask me questions and they want to know  

onu kullanma konusunda kendilerine güvenirler ve bana hala sorular sorarlar ve

how to say something or what something means  and I'll I'll help them understand it like this  

bir şeyin nasıl söyleneceğini veya ne anlama geldiğini öğrenmek isterler ve ben de onların bunu bu şekilde anlamalarına yardımcı olacağım   yani

so the same thing I'm doing with them is what  I do with you in fluent for life all right any  

aynı şeyi Onlarla yapıyorum, seninle hayat boyunca akıcı bir şekilde yaptığım şeyi yapıyorum, tamam,

questions about this before I finally lose my  voice over here all right so remember you can  

bununla ilgili herhangi bir soru, sonunda burada sesimi kaybetmeden, tamam, bu yüzden

do this by yourself it's certainly possible it's  just a lot more difficult and when you don't have  

bunu kendi başına yapabileceğini unutma, kesinlikle mümkün, sadece çok daha zor ve ne zaman

anyone to help you do it again like anything it's  much faster if you have someone can just show you  

herhangi bir şey gibi tekrar yapmanıza yardımcı olacak kimseniz yok çok daha hızlıdır, eğer biri size gösterebilirse

and have it all prepared and ready for you so  if you want to get fluent guaranteed that's  

ve her şey sizin için hazır ve hazırsa, bu nedenle akıcı konuşmak istiyorsanız garantili

what fluent for life is all right so obviously it  does require some work you have to watch a video  

hayat için akıcı olan budur yani belli ki biraz çalışma gerektiriyor bir video izlemeniz

or listen to something you know but it's much  better than traditional lessons that are just  

veya bildiğiniz bir şeyi dinlemeniz gerekiyor ama bu size ezberlemeniz için bir şeyler verecek olan geleneksel derslerden çok daha iyi,

going to give you things to memorize all right  so let's see does it mean that you don't use big  

peki bakalım bu kullanmadığınız anlamına mı geliyor

words in daily life like encapsulator Metropolitan  uh no that's not what I'm saying I'm saying  

günlük hayatta büyük  kelimeler, kapsülleyici Metropolitan uh hayır, demek istediğim bu değil

in in general it's it's about no it's about  using the right word for the right situation  

genel olarak mesele hayır, doğru kelimeyi doğru durum için kullanmak

and so when you're speaking casually to someone  a native would would find that unnatural like I  

ve dolayısıyla yerli biriyle gelişigüzel konuştuğunuz zaman bunu doğal bulmazdım

say like oh where do you want to live it's like  yeah I want to live in a big city you could say  

mesela ah nerede yaşamak istersin gibi evet büyük bir şehirde yaşamak istiyorum

metropolitan area you could say that it's not  incorrect but it's unnatural all right so that's  

metropoliten diyebilirsin yanlış değil ama doğal değil pekala bu yüzden

the that's the difference it's not about using  only short or small words the point is to use the  

fark bu mesele sadece kısa veya küçük kelimeler kullanmak değil, mesele

right thing for the right situation and that's why  when you understand like a native you're learning  

doğru şeyi doğru durum için kullanmaktır ve bu yüzden bir yerli gibi anladığınızda

for the situation so when I go to a coffee shop  there are many different ways you can ask for a  

durum için   öğreniyorsunuz, bu yüzden bir kafeye gittiğimde birçok farklı yol var

coffee or a sandwich or whatever all right it's  not just one thing that you say but the point is  

kahve veya sandviç ya da her neyse isteyebilirsiniz, tamam, bu tek bir şey söylemezsiniz ama asıl mesele

if you say something that's like you know here  are the the general things you might say may I  

burada bildiğiniz gibi bir şey söylerseniz genel olarak söyleyebileceğiniz şeyler olabilir mi

have can I have or do you have something if you  say something out here it could be correct but  

alabilir miyim veya yapabilir miyim? bir şey var burada bir şey söylerseniz bu doğru olabilir ama   kulağa doğal

it might sound unnatural all right so this is  for people who want to speak naturally who want  

gelmeyebilir, yani bu doğal konuşmak isteyen,

to understand natives uh who have to actually  uh really use English in their everyday life  

yerlileri anlamak isteyen, uh gerçekten uh gerçekten İngilizceyi günlük yaşamlarında kullanmak zorunda olan

so people who are frustrated by living in the  U.S or Canada and they've been living there for  

insanlar içindir ABD'de veya Kanada'da yaşamaktan bıkmış ve uzun süredir orada yaşıyorlar

a long time but they still can't speak or if  they want to understand uh you know movies and  

ama hala konuşamıyorlar veya anlamak istiyorlarsa uh filmleri ve

TV shows that kind of thing so sebast sebastina  says how can I get real vocabulary so again two  

TV şovlarını bilirsiniz, bu tür şeyler sebast sebastina nasıl olduğunu söylüyor tekrar gerçek kelime dağarcığı edinebilir miyim, iki

ways the first way is just watching what natives  watch so content for natives rather than content  

yol ilk yol sadece yerlilerin  ne izlediğini izlemektir   bu nedenle   İngilizce öğrenenler için içerikten ziyade ana dili İngilizce olanlar için içerik   bu nedenle

for English learners so my my videos my lessons  are kind of in between that so it's it's using a  

videolarım ve derslerim bunun arasında bir tür bu yüzden

very simple process to help you understand like  a native but it's giving you native vocabulary  

yardımcı olmak için   çok basit bir süreç kullanıyor ana diliniz gibi anlıyorsunuz ama size yerel kelime dağarcığı veriyor

so you can go on YouTube right here uh and look  for things but it's just looking looking for  

yani YouTube'a buradan gidip bir şeyler arayabilirsiniz ancak yalnızca İngilizce olarak arıyor, bu nedenle

it in English so looking for content for native  speakers rather than content for English learners  

İngilizce öğrenenler için içerik yerine ana dili konuşanlar için içerik aramak   pekala

all right makes sense so there's there's also  like lots of vocabulary so the other example I got  

mantıklı yani çok fazla kelime dağarcığı var bu yüzden

about using big words there's there's a time when  you should say metropolitan area like you might  

büyük kelimeler kullanmakla ilgili aldığım diğer örnekte öyle bir zaman var ki metropol demelisiniz, bunu

hear that on the news or if you're a a real estate  agent or something oh are you would you like to  

haberlerde duyabilirsiniz veya emlakçı veya benzeri bir şeyseniz ah, öyle misiniz?

live in a metropolitan area or a rural area so  again it's it's not the vocabulary and this is  

bir metropolde veya kırsal bir bölgede yaşamak ister miydiniz, bu yüzden yine bu kelime dağarcığı değildir ve bu nedenle

why when you understand like a native you you know  how to use the right vocabulary at the right time  

bir yerli gibi anladığınızda doğru zamanda doğru kelime dağarcığını nasıl kullanacağınızı bilirsiniz   mesele

it's not about the word itself so Learners  are thinking about vocabulary by itself or  

kelimenin kendisi değildir yani Öğrenciler kendi başlarına kelime dağarcığı hakkında düşünürler veya

by themselves you know just individual words or  phrases but natives understand that sometimes it's  

kendi başlarına yalnızca tek tek kelimeleri veya deyimleri bilirsiniz, ancak yerliler bazen

good to use this word and sometimes it's not all  right like New York metropolitan like that it's a  

bu kelimeyi kullanmanın iyi olduğunu ve bazen de New York metropolü gibi bunun bir

metropolitan area or Metropolitan Museum where the  New York Mets the baseball team that's what that's  

metropol alanı veya New York Metropolitan Müzesi olduğunu anlarlar. York Mets the beyzbol takımı, bu

short for metropolitans all right so if there are  no more questions I think I will shut it down for  

büyük şehirlerin  kısaltması, pekala başka soru yoksa sanırım şimdilik kapatacağım

now but if you have enjoyed this please like the  video and share it with anybody else who would  

ancak bu videoyu beğendiyseniz lütfen videoyu beğenin ve  gerçekten beğenecek herkesle paylaşın

really like to understand how this process  works uh this covers everything so it covers  

bu sürecin nasıl çalıştığını anlayın uh bu her şeyi kapsar yani

pronunciation vocabulary grammar listening  speaking confidence and obviously fluency so  

telaffuz kelime gramer dilbilgisi dinleme konuşma güven ve açıkça akıcılık yani   mükemmel

let's say I've learned how to make perfect Shiro  Gohan thank you English anyone for time to review  

Shiro  Gohan yapmayı öğrendim diyelim, incelemek için zaman ayırdığınız için İngilizce'ye teşekkür ederim

learn how to make perfect Cheeto Gohan  so some white white rice white rice  

mükemmel Cheeto Gohan yapmayı öğrenin yani biraz beyaz beyaz pirinç beyaz pirinç   pekala teşekkür

all right thank you Guru I'm not a guru  remember I'm just a regular regular guy  

ederim Guru ben bir guru değilim hatırlayın ben sadece bunu çözen sıradan sıradan bir adamım

who figured this out but it's again it's  the same way everyone teaches their own  

ama yine herkes kendi çocuklarına aynı şekilde öğretir

children people just think it's not possible  to learn this way with a different language  

insanlar öğrenmenin mümkün olmadığını düşünürler bu şekilde farklı bir dille

okay you're welcome Nestor I'm happy to help all  right so this is again I care about this because I  

tamam rica ederim Nestor yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım pekala yani bu yine umurumda çünkü

spent 15 years learning language as a traditional  way and not being able to speak it was really  

15 yılımı geleneksel bir şekilde dil öğrenerek geçirdim ve konuşamamak benim

frustrating for me and I know how frustrating  it is for uh the system is a native fluency so  

için gerçekten   sinir bozucuydu ben ve ben bunun ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyoruz, çünkü sistem yerel bir akıcılıktır, yani

they're basically two programs I'll just answer  this one question so the native fluency blueprint

temelde iki programdır, sadece bu soruyu yanıtlayacağım, bu nedenle ana dil akıcılığı planı

foreign so I have a few different if you go to  englishanyone.com we have a few different programs  

yabancıdır, bu nedenle  englishanyone.com'a giderseniz elimde birkaç farklı var birkaç farklı programımız var

and you can read more about those there uh but the  they kind of two most popular ones so the native  

ve oradakiler hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz ama en popüler iki programdır, yani yerel

fluency

akıcılık

so the native fluency blueprint is really  about helping you improve your communication  

yani yerel akıcılık planı gerçekten

habits without learning more words or grammar  so you can become a better speaker today very  

daha fazla kelime veya gramer öğrenmeden iletişim    alışkanlıklarınızı geliştirmenize yardımcı olmakla ilgilidir  ana dili akıcılık planıyla önümüzdeki birkaç saat gibi kısa bir süre içinde bugün çok hızlı bir şekilde daha iyi bir konuşmacı haline gelebilir tamam

quickly in like the next few hours with the native  fluency blueprint all right but fluent for life

ama hayat için çok akıcı hayat

so fluent for life is really helping you learn  everything that you need to become a fluent  

için çok akıcı gerçekten akıcı bir konuşmacı olmak için ihtiyacınız olan her şeyi öğrenmenize yardımcı oluyor

speaker including vocabulary and grammar and  all that stuff so this is my complete system for  

kelime bilgisi ve dilbilgisi ve tüm bunlar dahil ıvır zıvır, yani bu benim eksiksiz

learning this is really more tips and strategies  to help you improve your pronunciation so it  

öğrenme sistemim, bu gerçekten daha fazla ipucu ve stratejidir, telaffuzunuzu geliştirmenize yardımcı olur, bu nedenle

teaches the one rule for pronunciation uh and  again like it's uh like speak like me is included  

telaffuz için tek kuralı öğretir ve yine sanki benim gibi konuş,

in that where I show you how to communicate like  I do so everything in Native fluency blueprint is  

size nasıl yapılacağını gösterdiğim yere dahildir benim yaptığım gibi iletişim kur Yerli akıcılık planındaki her şey

also influent for life so fluid for life gives  you everything and it's like less than the cost  

yaşam için de etkilidir, bu nedenle yaşam için her şeyi  verir ve

of a one-way ticket to the United States so if you  if you want to have me like teach you and show you  

Amerika Birleşik Devletleri'ne tek yön biletin   maliyetinden daha az gibidir, bu yüzden eğer bana sahip olmak istiyorsanız öğretmeyi beğenin size

how to do this I'll walk you through everything  for really any kind of topic you would want to  

bunu nasıl yapacağınızı göstereceğim gerçekten

learn that's fluent for life but if you want to  try something just to really improve with the  

öğrenmek isteyebileceğiniz    yaşam için akıcı olan herhangi bir konu için size her konuda yol göstereceğim, ancak bir şey  denemek istiyorsanız  zaten

vocabulary you already know because most people  again they know a lot of vocabulary but they don't  

bildiğiniz   kelime dağarcığıyla gerçekten gelişmek için   çünkü çoğu insan yine çok fazla kelime bilgisi biliyorlar ama

use it very well and so I show you how to use it  better in the native fluency blueprint so it just  

onu çok iyi kullanmıyorlar ve bu yüzden size onu yerel akıcılık planında nasıl daha iyi kullanacağınızı gösteriyorum, bu sadece

depends on what your what your interests are but  both of these are our two most popular programs  

ilgi alanlarınızın ne olduğuna bağlıdır, ancak bunların ikisi de bizim en önemli iki kelimemizdir popüler programlar

so if you'd like to learn more you can click on  uh I guess there's no link yet there will be one  

bu nedenle daha fazla bilgi edinmek isterseniz  tıklayabilirsiniz uh sanırım bağlantı yok ancak gelecekte bir tane olacak

in the future but just go to englishanyone.com and  you can learn more about fluency blueprint as well  

ancak englishanyone.com'a gidin ve akıcılık planı ve yaşam için film hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

as film for life all right now before I die I've  been talking for 97 minutes already oh my goodness  

pekala şimdi ben ölmeden önce 97 dakikadır konuşuyorum aman tanrım

but look at this if you improved with this video  you'll absolutely enjoy and improve with fluent  

ama şuna bakın, eğer bu videoyla geliştiyseniz kesinlikle eğlenecek ve akıcılıkla gelişeceksiniz

for life it's a lot more of me but going into  actual the actual vocabulary and teaching you  

ömür boyu benden çok daha fazlası ama gerçek gerçek kelime dağarcığı ve size

lots of things thousands and thousands of words  but helping you understand it like a native so  

pek çok şey öğretiyor binlerce ve binlerce kelime ancak onu ana diliniz gibi anlamanıza yardımcı oluyor yani

you use it fluently all right sebastina nice  to see you again thank you thank you all for  

akıcı bir şekilde kullanıyorsunuz pekala sebastina sizi tekrar görmek güzel  hepinize teşekkür ederim

joining me it's been a pleasure I gotta bounce  that's true gotta bounce bye bye all right

bana katıldığınız için bir zevkti zıplamalıyım bu doğru güle güle güle güle

I don't know what that means I'm guessing that's  uh you're talking about my videos I guess I  

bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum sanırım bu benim videolarımdan bahsediyorsun sanırım

understand some of that Spanish but hopefully  that means good anyway well thank you Aaron nice  

o ispanyolcayı biraz anlıyorum ama umarım bu iyi demektir yine de teşekkür ederim Aaron

to see you there as well and again it's been a  pleasure enjoy your day and if you'd like to get  

seni görmek güzel orada da yine bir zevkti günün tadını çıkarın ve

fluent especially if you've been struggling uh  to learn and you really want to become finally a  

akıcı konuşmak istiyorsanız, özellikle öğrenmek için uğraşıyorsanız ve sonunda gerçekten akıcı bir konuşmacı olmak istiyorsanız,

fluent speaker this is how you do it and the way  fluent for Life Works is it will get you fluent  

bunu nasıl yapacağınız ve yolunuz Life Works için akıcı, sizi

in that vocabulary in the next 30 days or less so  this month if you'd like to be speaking fluently  

önümüzdeki 30 gün veya daha kısa sürede bu kelime dağarcığında akıcı hale getirecek mi, bu nedenle bu ay akıcı bir şekilde konuşmak istiyorsanız

get fluent for life all right have a fantastic  day and I'll see you in the next video

ömür boyu akıcı olun, pekala harika bir gün geçirin ve görüşürüz sonraki video