Phrasal Verbs with Fall - Visual Guide to Phrasal Verbs from EnglishAnyone.com

let's begin with fall when

düşme ile başlayalım düşme ile başlayalım

let's begin with fall when something falls it goes down

bir şey düştüğünde aşağı iner bir şey düşer aşağı iner

something falls it goes down

something falls it goes down usually quickly and in an

bir şey düşer genellikle hızlı ve genellikle

usually quickly and in an

usually quickly and in an uncontrolled way

hızlı bir şekilde ve

genellikle hızlı ve kontrolsüz bir şekilde

uncontrolled way

uncontrolled way the most basic usage of fall is

kontrolsüz bir şekilde

kontrolsüz bir şekilde en temel kullanım düşmenin

the most basic usage of fall is

the most basic usage of fall is when something physically

en temel kullanımı, düşmenin

en temel kullanımıdır, bir şey fiziksel olarak bir şey fiziksel olarak bir şey fiziksel olarak

when something physically

when something physically descends quickly rain falls from

alçaldığında hızla yağmur yağar

descends quickly rain falls from

descends quickly rain falls from the sky

alçalır hızlayağmuryağar

alçalır hızla yağmur yağar gökten gök gök

the sky

the sky this is a waterfall falling snow

gök bu bir şelale kar yağıyor

this is a waterfall falling snow

bu şelale karyağıyor bu şelale kar

this is a waterfall falling snow looks beautiful in winter and

yağıyor kışın güzel görünüyor ve kışın

looks beautiful in winter and

güzel görünüyor ve kışın

looks beautiful in winter and dying leaves fall in autumn the

güzel görünüyor ve ölen yapraklar sonbaharda düşüyor ölen

dying leaves fall in autumn the

dying leaves fall in autumn the season

season

yapraklar sonbaharda düşüyor

ölen yapraklar sonbaharda düşüyor sezon

mevsim

season we also call fall in all of

mevsim biz de sonbahar diyoruz hepsinde de sonbahar diyoruz hepsinde sonbahar da

we also call fall in all of

we also call fall in all of these examples from the natural

diyoruz tüm bu örneklerde doğaldan

these examples from the natural

bu örnekler doğaldan bu

these examples from the natural world

world

örnekler doğal dünyadan bu örnekler dünya dünyası bir şeyler

world things are falling in an

düşüyor bir şeyler düşüyor bir şeyler

things are falling in an

things are falling in an uncontrolled way I hope this

düşüyor

her şey kontrolsüz bir şekilde düşüyor umarım bu

uncontrolled way I hope this

uncontrolled way I hope this girl doesn't fall if I tried to

kontrolsüz bir şekildeumarım bu

kontrolsüz şekilde umarım bu kız düşmez ben denesem

girl doesn't fall if I tried to

girl doesn't fall if I tried to do something like this

kız düşmez denesem kız düşmez böyle bir şey yapmaya çalışsam düşmez bu böyle bir

do something like this

şey yap böyle bir şey

do something like this i'm sure i'd fall and get hurt

yap eminim düşüp incinirim eminim

i'm sure i'd fall and get hurt

i'm sure i'd fall and get hurt if you like the sensation of

düşüp incinirim eminim

düşerim ve incinirim eğer seversen

if you like the sensation of

if you like the sensation of falling

eğerhissi gibi düşmenin düşme hissinden

hoşlanıyorsanız,

falling

falling you'd probably enjoy bungee

muhtemelen bungee'den hoşlanırsınız,

you'd probably enjoy bungee

you'd probably enjoy bungee jumping you can experience a

muhtemelen bungee'den hoşlanırsınız,

muhtemelen bungee jumping'den zevk alırsınız, bir zıplama yaşayabilirsiniz, bir

jumping you can experience a

jumping you can experience a rush of excitement while your

zıplama yaşayabilirsiniz, bir heyecan akışı yaşayabilirsiniz. Vücudunuz

rush of excitement while your

rush of excitement while your body is in a state of continuous

sürekli bir haldeyken heyecan telaşınız, bedeniniz sürekli bir serbest düşüş halindedir, sürekli bir serbest

body is in a state of continuous

body is in a state of continuous freefall connected with fall is

düşüş halindedir, düşme ile bağlantılıdır,

freefall connected with fall is

serbest düşüş, düşme ilebağlantılıdır,

freefall connected with fall is the word drop when you drop

serbest düşüş, düşme ile bağlantılıdır.

the word drop when you drop

drop kelimesini bıraktığınızda drop kelimesini bıraktığınızda

the word drop when you drop something you intentionally or

drop kelimesini bıraktığınızda bir şeyi bilerek veya

something you intentionally or

isteyerek yaptığınız bir şeyi veya

something you intentionally or accidentally let it fall

isteyerek veya yanlışlıkla düşmesine izin verdiğinizde

accidentally let it fall

accidentally let it fall something drops at the moment of

yanlışlıkla düşmesine izin verdiğinizde kazara düşmesine izin verdiğiniz anda bir şeyin düşmesine izin verdiğiniz anda

something drops at the moment of

something drops at the moment of release and once something's

bir şeyin düşmesine izin verin

salıverilme anında bir şeyin düşmesi ve bir şeyin

release and once something's

release and once something's been released its falling

salıverilmesiyle ve birşeyin

salıverilmesiyle ve bir şey salıverilmesiyle düşmesi salıverilmesiyle düşmesi salıverilmesiyle

been released its falling

been released its falling non-physical things can also

düşen fiziksel olmayan şeyler de olabilir

non-physical things can also

non-physical things can also figuratively fall over the

fiziksel olmayanşeyler de olabilir

fiziksel olmayan şeyler de mecazi olarak olabilir mecazi olarak düşmek mecazi olarak düşmek

figuratively fall over the

figuratively fall over the course of the day his energy

mecazi olarak düşmek günün akışında onun enerji

course of the day his energy

course of the day his energy level fell over the course of

akışı günün enerji

akışı onun enerji seviyesi düştü seviye boyunca

level fell over the course of

level fell over the course of the day his energy level

düştü

seviye boyunca düştü gün boyunca düştü onun enerji seviyesi

the day his energy level

the day his energy level decreased

o günküenerjiseviyesi enerji

seviyesi o gün

decreased

azaldı

decreased I used to love watching baseball

azaldı

I used to love watching baseball

I used to love watching baseball now my interest in the game has

now my interest in the game has

now my interest in the game has fallen significantly my interest

oyuna olan ilgim önemli ölçüde

fallen significantly my interest

fallen significantly my interest in the game has decreased

düştüilgim önemli ölçüde

düştü oyuna olan ilgim azaldı oyuna olan ilgim azaldı oyundaki önemli ölçüde azaldı

in the game has decreased

in the game has decreased significantly as the Sun set the

güneş battıkça önemli ölçüde azaldı

significantly as the Sun set the

significantly as the Sun set the temperature began to fall the

güneşbattıkça önemli

ölçüde azaldı güneş sıcaklığı ayarlarken düşmeye başladı

temperature began to fall the

temperature began to fall the stock price of the company fell

sıcaklık düşmeye başladı

sıcaklık düşmeye başladı şirketin hisse senedi fiyatı düştü şirketin

stock price of the company fell

stock price of the company fell as traders hurried to sell

hisse senedi fiyatı düştü tüccarlar satmak için acele ettikçe

as traders hurried to sell

as traders hurried to sell fall is also commonly used

tüccarlar satmak için acele ettikçe şirketin hisse senedi fiyatı düştü yaygın olarak kullanılan

fall is also commonly used

fall is also commonly used figuratively when something is

düşüş aynı zamanda yaygın olarak kullanılan

düşme de yaygın olarak mecazi olarak kullanılır, bir şey

figuratively when something is

figuratively when something is captured or defeated the castle

mecazi olduğunda bir şey

mecazi olarak bir şey ele geçirildiğinde veya yenildiğinde kale

captured or defeated the castle

captured or defeated the castle fell when the attacking army

ele geçirildiğinde veya yenildiğinde kale

ele geçirildiğinde veya yenildiğinde kale düştü saldıran ordu düştüğünde

fell when the attacking army

saldıran ordu

fell when the attacking army breached its walls

düştüğünde saldıran ordu duvarlarını aştığında kale

breached its walls

breached its walls the castle was captured by the

duvarlarını aştı kale kale

tarafından ele geçirildi kale

the castle was captured by the

the castle was captured by the attacking army

saldıran ordu tarafından ele geçirildi

attacking army

attacking army the Dodgers fell to the padres

saldıran ordu

saldıran ordu tarafından ele geçirildi

the Dodgers fell to the padres

the Dodgers fell to the padres in the first round of the

Dodgers ilk turda Padres'e düştü Playoff'ların

in the first round of the

in the first round of the playoffs

ilk turunda

playoff

playoffs

playoffs the Dodgers were defeated by the

playoff'larının ilk turunda Dodgers, Dodgers'a mağlup oldu

the Dodgers were defeated by the

the Dodgers were defeated by the Padres in the first round of the

Dodgers, Padres'e ilk turda mağlup oldu.

Padres in the first round of the

Padres in the first round of the playoffs

Padresilkturda

Padres playofflarınilk turunda playofflar playofflar

playoffs

playoffs many soldiers fell in the battle

birçok asker savaşta düştü

many soldiers fell in the battle

many soldiers fell in the battle many soldiers died in the battle

birçok asker savaştadüştü

birçok asker savaşta düştü birçok asker savaşta öldü

many soldiers died in the battle

many soldiers died in the battle now that you have a good

birçok asker savaştaöldü

birçok asker savaşta öldü artık bir iyiye sahipsin

now that you have a good

şimdi bir iyiye sahipsin şimdi iyi bir anına sahipsin

now that you have a good understanding of what fall means

düşmenin ne anlama geldiğini iyi anlıyorsun

understanding of what fall means

düşmenin ne anlama geldiğini anlamak

understanding of what fall means let's see what happens when we

düşmenin ne anlama geldiğini anlamak bakalım ne olacak

let's see what happens when we

let's see what happens when we combine fall with other words to

görelim bakalım ne olacak izin verdiğimizde

sonbaharı başka kelimelerle birleştirdiğimizde sonbaharı başka

combine fall with other words to

combine fall with other words to form some very useful phrasal

kelimelerle

birleştirdiğimizde sonbaharı başka kelimelerle birleştirdiğimizde çok faydalı bir deyim biçimi oluşturmak için ne oluyor görün

form some very useful phrasal

form some very useful phrasal verbs

verbs

verbs in what direction is this money

in what direction is this money

in what direction is this money falling down

bu para

hangi yönde bu para düşüyor düşüyor düşüyor düşüyor düşüyor

falling down

falling down of course down is part of

tabii ki düşüyor tabii ki düşüyor elbette düşüyor düşmenin bir

of course down is part of

of course down is part of falling

parçası düşüyor düşüyor

falling

falling nothing falls up so fall down

hiçbir şey yukarıya doğru düşmez bu yüzden düşer

nothing falls up so fall down

nothing falls up so fall down just becomes a way to express

yere düşer

hiçbir şey düşmez bu yüzden düşer yukarı yani düşüş aşağı sadece ifade etmenin bir yolu olur

just becomes a way to express

just becomes a way to express falling in a more native

sadece ifade etmenin bir yolu olur

sadece ifade etmenin bir yolu olur daha doğal bir

falling in a more native

düşüşte dahadoğal bir

falling in a more native conversational way the water

düşüşte daha doğal bir konuşma yolu su

conversational way the water

conversational way the water falls down the side of the

konuşma yolusu

konuşma yolu suyun düşüş şelalenin yanından aşağı şelalenin yanından aşağı dağın yamacından aşağı buraya dağ

falls down the side of the

falls down the side of the mountain here

burada dağ buraya

mountain here

mountain here a man falls down while walking

bir adam yürürken düşüyor bir

a man falls down while walking

a man falls down while walking in heavy snow

adam yürürken düşüyor

bir adam yoğun karda yürürken düşüyor

in heavy snow

yoğun karda

in heavy snow literally he went from an

yoğun karda tam anlamıyla gitti

literally he went from an

literally he went from an upright vertical position to a

tam anlamıyla gitti tam

anlamıyla gitti dik bir dikey konumdan dik bir

upright vertical position to a

upright vertical position to a horizontal one on the ground

dikey konuma geçti ve

dik dikey konuma geçti yatay bir yerde yatay bir yerde

horizontal one on the ground

horizontal one on the ground one of the horses fell down as

yatay bir yerde atlardan biri düştü atlardan

one of the horses fell down as

one of the horses fell down as it tried to escape this stage

biridüştüğü içindüştü

atlardan biri düştüğü için bu aşamadan kaçmaya çalışırken bu aşamadan

it tried to escape this stage

it tried to escape this stage fell down during the storm

kaçmaya çalıştı

bu aşamadan kaçmaya çalıştı bu aşamada fırtına sırasında düştü Fırtına sırasında

fell down during the storm

fell down during the storm this stage collapsed during the

düştü Fırtına sırasında düştü bu sahne çöktü

this stage collapsed during the

this stage collapsed during the storm

bu aşamada çöktü

bu aşamada çöktü fırtınasırasında çöktü

storm

fırtına

storm figuratively you can fall down

fırtına mecazi olarak düşebilirsin

figuratively you can fall down

figuratively you can fall down on the job

mecazi olarak düşebilirsin mecazi olarak

işte düşebilirsin iş başında işte

on the job

on the job failing to do what you should be

başarısız olman gerekeni yapamamak yapman

failing to do what you should be

failing to do what you should be doing this worker is actually

gerekeni yap yapmaman gerekeni yapamamak bu işçi aslında

doing this worker is actually

doing this worker is actually doing a great job

yapıyor bu işçi aslında

yapıyor bu işçi aslında harika bir iş çıkarıyor

doing a great job

harika bir iş yapıyor

doing a great job he's been hired to replace

harika bir iş yapıyor onun yerine geçmek için işe alındı

he's been hired to replace

he's been hired to replace someone who'd been falling down

onun yerine işe alındı düşen birinin yerine geçmek için işe alındı ​​düşen biri düşen biri

someone who'd been falling down

someone who'd been falling down on the job recently

son zamanlarda işte düşen biri yakın zamanda işte son zamanlarda işte şimdi

on the job recently

on the job recently now listen for the related uses

ilgili kullanımları dinle

now listen for the related uses

now listen for the related uses of fall down in the following

şimdi ilgili kullanımları dinle ilgili kullanımları için dinleyin fall down after

of fall down in the following

of fall down in the following short story during the hurricane

fall down after

fall down aşağıdaki kısa öykü kasırga sırasında

short story during the hurricane

kısa öykü kasırga sırasında

short story during the hurricane rain fell down hard on the city

kısa öykü yağmur şehre sert düştü

rain fell down hard on the city

rain fell down hard on the city many structures fell down under

yağmur sert düştü üzerine şehir

yağmuru şehre sert bir şekilde düştü birçok yapı düştü

many structures fell down under

many structures fell down under the pressure of high wind and

birçokyapı altından düştü

birçok yapı şiddetli rüzgar ve

the pressure of high wind and

the pressure of high wind and rain now the community is

şiddetli rüzgar basıncı ve

şiddetli rüzgar ve yağmur baskısı altında düştü şimdi topluluk

rain now the community is

rain now the community is rebuilding assuming no one is

yağmurşimditopluluk

şimdi yağmur yağıyor topluluk yeniden inşa ediliyor varsayarak kimsenin

rebuilding assuming no one is

rebuilding assuming no one is falling down on the job during

yeniden inşa etmediğinivarsayarakkimsenin

yeniden inşa etmediğini varsayarak kimsenin işte

falling down on the job during

düşme sırasında işten düşme sırasında işte

falling down on the job during the reconstruction effort

düşme sırasında yeniden inşa etme çabası sırasında yeniden

the reconstruction effort

inşa etmeçabası yeniden

the reconstruction effort the life of the town should

inşa etme çabası kasabanın hayatı

the life of the town should

the life of the town should return to normal soon

kasabanın hayatı

kasabanın hayatı normale dönmeli dümdüz aşağı

return to normal soon

return to normal soon while fall down is most often

while fall down is most often

while fall down is most often used for things that descend

used for things that descend

used for things that descend straight down fall over means to

inen şeyler için kullanılır down

over dümdüz aşağı düşmek

straight down fall over means to

straight down fall over means to tip to the side and fall from a

dümdüz aşağı düşmek yana devrilmek ve bir

tip to the side and fall from a

uçtan bir yana düşmek ve bir

tip to the side and fall from a standing vertical position to a

uçtan yana düşmek anlamına gelir ve dik bir pozisyondan dik bir

standing vertical position to a

standing vertical position to a horizontal one like a line of

dikey pozisyona dik bir

dikey pozisyona yatay bir çizgi gibi yatay bir çizgi

horizontal one like a line of

horizontal one like a line of dominoes this tree fell over

gibi

yatay bir çizgi gibi bir domino çizgisi gibi bu ağaç domino taşlarının üzerine devrildi

dominoes this tree fell over

dominoes this tree fell over after it had been cut

bu ağaç domino taşlarınınüzerine devrildi

bu ağaç kesildikten sonra düştü kesildikten sonra

after it had been cut

after it had been cut when bowling pins are hit hard

kesildikten sonra bowling lobutlarına sert bir şekilde vurulduğunda

when bowling pins are hit hard

lobutlara sert bir şekilde vurulduğunda bowling lobutlarına bir

when bowling pins are hit hard by a bowling ball

bowling topunun sert bir şekilde vurduğu zaman bir bowling topunun

by a bowling ball

by a bowling ball they're knocked over when hit

bir bowling topuyla vurulduğunda devriliyorlar vurulduğunda devriliyorlar vurulduğunda devriliyorlar

they're knocked over when hit

they're knocked over when hit lightly

lightly

hafifçe

lightly they fall over often both fall

hafifçe düşüyorlar sık ​​ sık düşüyorlar sık ​​ sık düşüyorlar sık ​​ sık

they fall over often both fall

they fall over often both fall down and fall over

düşüyorlar sık ​​sık düşüyorlar ve düşüyorlar

down and fall over

ve düşüyorlar

down and fall over can be used in the same

ve düşüyorlar over aynı şekilde kullanılabilir aynı şekilde kullanılabilir durumlarına

can be used in the same

can be used in the same situations although their

rağmen aynı durumlarda kullanılabilir

situations although their

situations although their meanings referred to slightly

anlamları

meanings referred to slightly

hafif anlamlara atıfta bulunsa da farklı hareket

meanings referred to slightly different ways of moving from a

yollarından biraz farklı hareket etme yollarına atıfta bulunmalarına rağmen

different ways of moving from a

different ways of moving from a higher position to a lower one

daha yüksek bir konumdan daha alçak bir konuma geçmenin farklı yollarından daha

higher position to a lower one

yüksek bir konuma daha

higher position to a lower one a giant tree fell over in a

yüksek bir konuma daha alçak bir konuma dev bir ağaç devrildi

a giant tree fell over in a

a giant tree fell over in a forest

dev bir ağaç devrildi dev bir ağaç bir

ormanda devrildi orman ormanı

forest

forest the tree has fallen over a giant

ağaç bir devin üzerine düştü

the tree has fallen over a giant

the tree has fallen over a giant tree fell down in a forest

ağaç bir devin üzerine düştü ağaç bir devin

üzerine düştü ağaç dev bir ağacın üzerine düştü bir ormanda düştü ağaç

tree fell down in a forest

tree fell down in a forest the tree has fallen down

bir ormanda düştü ağaç

bir ormanda düştü ağaç bir devin üzerine düştü ağaç düştü

the tree has fallen down

the tree has fallen down figuratively people can fall

ağaç düştü

ağaç düştü mecazi olarak insanlar mecazi olarak düşebilirler insanlar

figuratively people can fall

figuratively people can fall over themselves when they're

mecazi

olarak düşebilirler insanlar

over themselves when they're

over themselves when they're really eager or excited to do

kendilerini

aştıklarında kendilerini aşabilirler yapmaya gerçekten hevesli veya heyecanlı olduklarında

really eager or excited to do

really eager or excited to do something in this way you can

gerçektenistekli veya heyecanlı yapmaya

gerçekten hevesli veya heyecanlı olduklarında kendilerini aşabilirler bu şekilde bir şey yapabilirsin

something in this way you can

something in this way you can think of someone so excited to

bu şekilde

bir şey yapabilirsin bu şekilde bir şey düşünebilirsin birisini düşünebilirsin o kadar heyecanlı birisini

think of someone so excited to

think of someone so excited to do something that they almost

düşünebilirsin o kadarheyecanlı

birisini düşünebilirsin o kadar heyecanlı ki neredeyse bir şey yapacaklar ki

do something that they almost

neredeyse yapacakları bir şey yapacaklar hareket ederken

do something that they almost trip and fall over as they move

neredeyse tökezleyip düşüyorlar hareket ederken

trip and fall over as they move

tökezliyor

trip and fall over as they move to do it

to do it

ve düşüyorlar bunu yapmak için hareket ederken takılıyor ve düşüyorlar bunu

to do it the managers at the luxury hotel

yapmak için lüks oteldeki yöneticiler

the managers at the luxury hotel

the managers at the luxury hotel were falling over themselves to

lüks oteldeki yöneticiler

lüks oteldeki yöneticiler Kendilerine düşüyorlardı Kendilerine düşüyorlardı Kendilerine düşüyorlardı Kendilerine

were falling over themselves to

were falling over themselves to please their wealthy guests

düşüyorlardı Zengin misafirlerini memnun etmek onların

please their wealthy guests

please their wealthy guests the managers at the hotel we're

zengin misafirlerini memnun etmek

zengin misafirlerini memnun etmek oteldeki yöneticiler biz otelin

the managers at the hotel we're

yöneticisiyiz biz otelin yöneticisiyiz biz

the managers at the hotel we're very excited and willing to do

otelin yöneticisiyiz çok heyecanlı ve yapmaya istekli

very excited and willing to do

very excited and willing to do anything necessary to please

çok heyecanlıveyapmaya istekli

çok heyecanlı ve memnun etmek için gereken her şeyi yapmaya istekli

anything necessary to please

anything necessary to please their wealthy guests

their wealthy guests

zengin misafirlerini memnun etmek için gerekli her şeyi

their wealthy guests now here are the different uses

now here are the different uses

kullanımları

now here are the different uses of fall over

of fall over

şimdi burada düşüş farklı kullanımları

of fall over used together in a short story

bir kısa hikayede birlikte kullanılır bir kısa hikayede

used together in a short story

used together in a short story it's really hard not to fall

birlikte kullanılır bir

kısa hikayede birlikte kullanılır düşmemek gerçekten zor düşmemek gerçekten

it's really hard not to fall

it's really hard not to fall over in an ocean with waves

zor düşmemek gerçekten zor değil bir okyanusta dalgalarla birlikte düşmek

over in an ocean with waves

over in an ocean with waves crashing against you

okyanusta dalgalarla

bir okyanusta dalgaların size çarptığı bir okyanusta dalgaların size

crashing against you

crashing against you the forces of nature can be

çarptığı size

çarptığı doğanın güçleri olabilir

the forces of nature can be

the forces of nature can be intense and make even the oldest

doğanın

güçleri olabilir doğanın güçleri yoğun olabilir ve en eskileri bile

intense and make even the oldest

intense and make even the oldest strongest trees fall over when

yoğunve en yaşlıları bile yoğun

ve en yaşlı en güçlü ağaçları bile deviriyor en güçlü ağaçlar devrildiğinde en

strongest trees fall over when

güçlüağaçlar devrildiğinde

strongest trees fall over when severe weather arrives

şiddetli hava geldiğinde

severe weather arrives

severe weather arrives people will usually fall over

şiddetli hava geldiğinde

şiddetli hava geldiğinde insanlar genellikle devrilir insanlar

people will usually fall over

people will usually fall over themselves to secure shelter

genellikle insanların üzerine düşer

genellikle sığınak sağlamak için kendi üzerine düşer

themselves to secure shelter

themselves to secure shelter our next phrasal verb has the

our next phrasal verb has the

our next phrasal verb has the idea of falling not vertically

idea of falling not vertically

idea of falling not vertically but horizontally

yatay

but horizontally

but horizontally if I'm in a race with the red

amayatay

ama yatay olarak eğer kırmızıyla yarışıyorsam

if I'm in a race with the red

if I'm in a race with the red truck in the next Lane

kırmızıyla yarışıyorsam

eğer kırmızı kamyonla yarışıyorsam sonraki şeritte

truck in the next Lane

kamyonda sonraki şeritte

truck in the next Lane how do you think I'm falling

kamyonda sonraki şeritte sizce nasıl düşüyorum sizce

how do you think I'm falling

how do you think I'm falling behind

nasıl düşüyorum sizce

nasıl geri kalıyorum

behind

behind i'm falling behind in the race

yarışta geri kalıyorum yarışta geri

i'm falling behind in the race

i'm falling behind in the race with the truck when one thing

kalıyorum yarışta geri

kalıyorum kamyonla yarış kamyonla bir şey olduğunda

with the truck when one thing

with the truck when one thing passes another and a growing

kamyonla bir şey geçtiğinde bir şey diğerini geçtiğinde ve bir büyüme

passes another and a growing

passes another and a growing distance between the two is

diğerini geçtiğindevebir büyüme

diğerini geçtiğinde ve ikisi arasında büyüyen bir mesafe ikisi arasındaki mesafe

distance between the two is

distance between the two is created the thing in back is

ikisi arasındaki mesafe yaratılır arkadaki şey

created the thing in back is

created the thing in back is falling behind

yaratılırarkadaki şey

yaratılır arkadaki şey geride kalıyor düşmek geride kalıyoruz

falling behind

falling behind we often use fall behind when

sık sık

we often use fall behind when

we often use fall behind when speaking about time delays

kullandığımızda fall arkada kalıyoruz sık sık kullandığımızda fall geride sık

sık kullandığımızda fall geride zaman gecikmelerinden bahsederken

speaking about time delays

speaking about time delays similar to the literal meaning

zaman gecikmelerinden bahsederken Gecikmenin

gerçek anlamına benzer gerçek anlamına benzer zaman gecikmeleri gecikmenin

similar to the literal meaning

similar to the literal meaning of fall behind a delay can cause

gerisinde kalmanın gerçek anlamına benzer gecikmenin

of fall behind a delay can cause

gerisinde kalmanıza neden olabilir gecikmenin gerisinde

of fall behind a delay can cause you to fall behind

kalmanıza neden olabilir geride kalmanıza neden olabilir

you to fall behind

you to fall behind as time continues to move

geride düşmenize neden olabilir zaman akmaya devam ettikçe geride

as time continues to move

as time continues to move forward while you're stuck in

zaman akmaya

devam ettikçe ileri sıkışıp kaldığınızda ileri

forward while you're stuck in

forward while you're stuck in the same place

sıkışıp kaldığınızda

aynı yerde sıkışıp kaldığınızda aynı

the same place

the same place run behind can also be used in

yerde aynı

yerde geride koşabilirsiniz

run behind can also be used in

run behind can also be used in these situations we falling

geride kalmak için kullanılabilir aynı zamanda

geride kalmak için de kullanılabilir bu durumlarda da kullanılabilir düşüyoruz

these situations we falling

these situations we falling behind schedule on the

bu durumlardadüşüyoruz

bu durumlarda programın gerisinde kalıyoruz inşaat projesi nedeniyle inşaat projesinde programın

behind schedule on the

behind schedule on the construction project because of

gerisinde kalıyoruz inşaat

construction project because of

nedeniyle

construction project because of bad weather

bad weather

proje proje yüzünden kötü hava kötü hava

bad weather it's important for a student not

kötü hava öğrenci için önemli bir

it's important for a student not

it's important for a student not to fall behind in their school

öğrenci için önemli değil

önemli değil bir öğrencinin okulunda geri kalmaması okulunda geride

to fall behind in their school

kalması

to fall behind in their school work

okulunda geri kalması için çalışması çalışması

work

work just like time the teacher and

gibi zaman öğretmen ve

just like time the teacher and

just like time the teacher and the class content will continue

tıpkı zaman gibiöğretmen ve

tıpkı zaman gibi öğretmen ve sınıf içeriği devam edecek

the class content will continue

the class content will continue to move forward throughout the

sınıf içeriği devam edecek

sınıf içeriği boyunca ilerlemeye devam edecek boyunca

to move forward throughout the

ilerlemeye devam edecekboyunca

to move forward throughout the year

year

ilerlemeye devam edecek yıl boyunca ilerlemeye

yıl

year if a student falls behind they

yıl eğer bir öğrenci geride kalıyor bir öğrenci geride

if a student falls behind they

if a student falls behind they will have to work more and

kalıyorsa onlar

bir öğrenci geride kalıyorsa daha çok çalışmak zorunda kalacaklar ve daha

will have to work more and

çok

will have to work more and harder to reach the level of the

çalışmak zorunda kalacaklar ve daha zor seviyeye ulaşmak için daha çok ve daha çok çalışmak zorunda kalacaklar

harder to reach the level of the

harder to reach the level of the class again

sınıfın seviyesine ulaşmak için tekrar

class again

sınıf tekrar

class again this man has fallen behind at

sınıf yine bu adam geri kaldı

this man has fallen behind at

bu adam da geri kaldı bu

this man has fallen behind at work so he's spending time at

adam işte geri kaldı bu yüzden

work so he's spending time at

work so he's spending time at home working on his phone

işte vakit geçiriyor bu yüzden işte vakit geçiriyor bu

yüzden evde çalışarak vakit geçiriyor telefonda

home working on his phone

evde telefonda çalışmak evde telefonda

home working on his phone a business can also fall behind

çalışmak bir işletme aynı zamanda bir işletmenin gerisinde kalabilir bir

a business can also fall behind

a business can also fall behind its competition

işletme aynı zamanda rekabetinin gerisinde kalabilir rekabette

its competition

its competition if it fails to innovate the

yenilik yapamazsa rekabette yenilik

if it fails to innovate the

if it fails to innovate the phrasal verb for the opposite of

yapamazsayenilik yapamazsa

phrasal fiilin tam tersi için

phrasal verb for the opposite of

phrasal verb for the opposite of fall behind is catch up when

phrasal fiilin tersi için

phrasal fiilin tersi için geride kalmaktır yetişmek geride kalınca yetişmek geride kalınca

fall behind is catch up when

fall behind is catch up when this football player missed the

yetişmek bu futbolcu kaçırınca

this football player missed the

this football player missed the start of the season because of

bu futbolcuyukaçırınca yetişmek başarısız olur

Bu futbolcu sezon başlangıcı nedeniyle sezon başlangıcını kaçırdı çünkü

start of the season because of

start of the season because of an injury he had to work hard to

sezon başlangıcından dolayı bir sakatlık nedeniyle çok çalışmak zorunda kaldı

an injury he had to work hard to

an injury he had to work hard to catch up to the level of the

bir sakatlık için çok çalışmak zorunda kaldı yetişmek için çok çalışmak zorunda kaldı yakalama seviyesine kadar

catch up to the level of the

catch up to the level of the other players

yakalama seviyesine kadar diğer oyuncuların seviyesine kadar

other players

other players now listen for the various uses

diğer oyuncular

diğer oyuncular şimdi çeşitli kullanımları dinliyor

now listen for the various uses

şimdi çeşitli kullanımlarıdinliyor

now listen for the various uses of fall behind in this short

şimdi çeşitli kullanımları dinliyor bu eksiklikte düşüş

of fall behind in this short

of fall behind in this short story

bu kısa hikayede geride kalmak bu kısa hikayede geride kalmak

story

story my dad's been sick for months

hikayesi babam aylardır

my dad's been sick for months

hasta

my dad's been sick for months so I've really fallen behind at

babam aylardır hasta bu yüzden gerçekten geride kaldım bu yüzden

so I've really fallen behind at

gerçekten geridekaldım bu yüzden

so I've really fallen behind at school trying to take care of

ben Okulda gerçekten geride kaldım, okulla ilgilenmeye çalışırken, okulla

school trying to take care of

school trying to take care of him

ilgilenmeye çalışırken, onunla ilgilenmeye

çalışırken, her

him

him things aren't much better when

şey daha iyi

things aren't much better when

things aren't much better when he's well unfortunately he loves

değilken, her şey daha iyi değilken, o

iyiyken her şey daha iyi değil maalesef seviyor o

he's well unfortunately he loves

he's well unfortunately he loves to enter bike races but he's

iyimaalesefseviyor o

iyi maalesef bisiklet yarışlarına girmeyi çok seviyor ama

to enter bike races but he's

to enter bike races but he's always falling behind in those

bisiklet yarışlarına girecekama

bisiklet yarışlarına girecek ama hep geride kalanlarda hep geride kalanlarda hep o iki iki

always falling behind in those

always falling behind in those two

two

two my dad's also been falling

iki benim babam da düşüyor babam da

my dad's also been falling

my dad's also been falling behind it work because of his

düşüyor

babam da geç çalıştığı için işinden geri kalıyor çünkü

behind it work because of his

behind it work because of his hospital visits

hastane ziyaretleri hastane

hospital visits

hospital visits and because he often can't work

ziyaretleri

hastane ziyaretleri nedeniyle ve sık sık çalışamadığı için

and because he often can't work

and because he often can't work to earn money he's been falling

ve sık sık çalıştığı için çalışamıyor

ve sık sık para kazanmak için çalışamadığı için para kazanmak için düşüyor para

to earn money he's been falling

to earn money he's been falling behind on his rent payments

kazanmak için düşüyor kira ödemelerinde gecikiyor

behind on his rent payments

kira ödemelerinde gecikiyor

behind on his rent payments next in this scene snow is

bu sahnenin yanındaki kira ödemelerinde gecikiyor kar

next in this scene snow is

next in this scene snow is falling on the woman's coat when

busahnede sıradakar var

bu sahnede sırada kar kadının ceketinin üzerine düşüyor kadının ceketinin üzerine

falling on the woman's coat when

falling on the woman's coat when something falls on something

düştüğünde kadının

ceketinin üzerine düştüğünde bir şeyin üzerine bir şey düştüğünde bir şeyin

something falls on something

something falls on something else

else

üzerine bir

şeyin üzerine birşey başka bir şeyin üzerine düştüğünde

else it physically lands on that

başka bir şeyin üzerine fiziksel olarak iniyor

it physically lands on that

it physically lands on that thing you might have heard the

fiziksel olarak o şeyinüzerine

fiziksel olarak o şeyin üzerine konduğunu fiziksel olarak o şeyin üzerine konduğunu duymuş olabileceğiniz şeyi duymuş

thing you might have heard the

thing you might have heard the phrase to fall on one's face in

olabileceğiniz şeyi duymuş olabileceğiniz

phrase to fall on one's face in

phrase to fall on one's face in conversations

konuşmalar konuşmalar

conversations

conversations this happens when someone

bu olur birisi

this happens when someone

bu olduğunda birisi bu

this happens when someone literally falls and hits the

olduğunda birisi tam anlamıyla düşüp çarptığında düşüp yere

literally falls and hits the

literally falls and hits the ground injuring their face in

çarptığında yerde yüzünü yaralayarak

ground injuring their face in

ground injuring their face in some way or when they do

yüzünü

bir şekilde yaralayarak veya bir şekilde yüzünü yaraladığında

some way or when they do

bir şekildeya da

some way or when they do something embarrassing like

bir şekilde yaptıklarında ya da bir şey yaptıklarında utanç verici bir şey gibi

something embarrassing like

something embarrassing like forgetting to wear pants to an

utanç verici bir şey gibi

utanç verici bir şey gibi pantolon giymeyi unutmak,

forgetting to wear pants to an

forgetting to wear pants to an important meeting fall on can

pantolon giymeyi

unutmak, önemli bir toplantıda pantolon giymeyi unutmak gibi önemli bir toplantı düşebilir

important meeting fall on can

important meeting fall on can also be used to describe events

önemli toplantı fall on olayları tanımlamak için de kullanılabilir olayları tanımlamak için de kullanılabilir

also be used to describe events

also be used to describe events occurring on a certain day

belirli bir günde meydana gelen belirli bir günde meydana gelen olayları tanımlamak için de kullanılabilir noel'de

occurring on a certain day

occurring on a certain day christmas falls on a saturday in

cumartesiye denk gelir noel'de

christmas falls on a saturday in

christmas falls on a saturday in 2015

cumartesiye denk gelir

noel 2015'tebir cumartesiye denk geliyor 2015

2015

2015 my birthday falls on a friday

2015 doğum günüm bir cuma gününe denk geliyor

my birthday falls on a friday

my birthday falls on a friday this year again the idea of a

doğum günüm bir cuma

gününe denk geliyor doğum günüm bu yıl yine bir cumaya denk geliyor yine bir

this year again the idea of a

this year again the idea of a lack of control is important

bu yılfikri yinebir

bu yıl fikri yine bir eksiklik fikri kontrol önemlidir

lack of control is important

lack of control is important here because you don't get to

kontrol eksikliği önemlidir

kontrol eksikliği burada önemlidir çünkü buraya gelemezsiniz

here because you don't get to

here because you don't get to decide what day of the week your

çünkü

buraya gelemezsiniz çünkü haftanın hangi gününe karar veremezsiniz

decide what day of the week your

haftanın hangi gününe siz karar verirsiniz

decide what day of the week your birthday falls on when something

doğum gününün haftanın hangi gününe denk geldiğine siz karar verin doğum günü bir şeye denk

birthday falls on when something

birthday falls on when something happens on a certain date

geldiğinde

doğum günü bir şeye denk geldiğinde bir şey belli bir tarihte olduğunda

happens on a certain date

belli bir tarihte olur

happens on a certain date that's the same every year we

belli bir tarihte olur bu her yıl aynı biz bu

that's the same every year we

her yıl aynıbiz

that's the same every year we just say that that event happens

bu her yıl aynıdır sadece o olayın olduğunu söyleriz

just say that that event happens

just say that that event happens on that date

sadece o olayın olduğunu

söyleriz sadece o olayın o tarihte olduğunu söyleriz o tarihte o tarihte cadılar bayramı ekimdedir cadılar bayramı

on that date

on that date halloween is on October

halloween is on October

halloween is on October thirty-first every year but it

ekimde cadılar bayramı her yıl otuz bir ekimdedir ama her yıl

thirty-first every year but it

thirty-first every year but it falls on a Saturday this year

otuz birinciama

her yıl otuz birinci ama bu yıl Cumartesi gününe denk geliyor

falls on a Saturday this year

falls on a Saturday this year fall on is also figuratively

bu yıl Cumartesi gününe denk geliyor

fall on is also figuratively

fall on is also figuratively used to describe misfortune

talihsizliği anlatmak için

used to describe misfortune

kullanılan talihsizliği anlatmak için kullanılan talihsizliği anlatmak için kullanılan

used to describe misfortune again with the idea of being out

talihsizliği anlatmak için kullanılan tekrar dışarı çıkma fikriyle

again with the idea of being out

tekrar dışarı çıkma fikriyle kontrolden çıkma

again with the idea of being out of control

fikriyle

of control

of control if something bad happens to you

kontrolden çıkıp sana kötü bir şey olursa

if something bad happens to you

sana kötü bir şey olursa

if something bad happens to you a group of people or a company

başınıza kötü bir şey gelirse bir grup insan veya bir şirket

a group of people or a company

a group of people or a company you've fallen on hard or

bir grup insanveya birşirket

bir grup insan veya bir şirket üzerine sert düştüğünüz veya

you've fallen on hard or

sert düştüğünüz veya

you've fallen on hard or difficult times

zor veya zor zamanlar geçirdiğiniz bir grup insan veya şirket

difficult times

difficult times the family fell on hard times

zor zamanlar zor

zamanlar ailenin düştüğü zor zamanlar ailenin

the family fell on hard times

düştüğü zor zamanlar

the family fell on hard times when both parents lost their

aile zor zamanlar geçirdiğinde, her iki ebeveyn de kendilerini kaybettiğinde, her

when both parents lost their

when both parents lost their jobs as the economy worsened

iki ebeveyn de işini kaybettiğinde, ekonomi işleri kötüleştikçe,

jobs as the economy worsened

ekonomi

jobs as the economy worsened many companies in the city fell

işleri kötüleştirdikçe, her iki ebeveyn de işini kaybettiğinde, aile zor zamanlar geçirdi. ekonomi kötüleşti şehirdeki birçok şirket düştü şehirdeki

many companies in the city fell

birçok şirketdüştü

many companies in the city fell on hard times

şehirdeki birçok şirket zor günde düştü zor

on hard times

on hard times now listen for the different

günde

zor zamanda şimdi farklıyı dinle

now listen for the different

now listen for the different uses of fall on in this short

şimdi farklıyıdinle

şimdi farklıyı dinle şimdi bunda düşmenin farklı kullanımlarını dinle bu kısa hikayede

uses of fall on in this short

fall on'un kısa kullanımları

uses of fall on in this short story when the needle falls on

bu kısa hikayede fall on'un kullanımları iğne hikayeye düştüğünde

story when the needle falls on

story when the needle falls on the record it's time to dance

iğne

hikayeye düştüğünde iğne plak üzerine düştüğünde plakta dans etme zamanı plakta dans etme

the record it's time to dance

the record it's time to dance when i began breakdancing many

zamanı

plakta dans etme zamanı dans breakdance başladığımda birçok breakdance başladığımda

when i began breakdancing many

when i began breakdancing many years ago I fell on my face a

birçok

breakdance başladığımda yıllar önce yüzüstü düştüm bir

years ago I fell on my face a

years ago I fell on my face a lot

yıl önceyüzüstü düştüm bir

yıl önceyüzüstü düştüm

lot

lot I'm really excited about the

çokça yüzüstü düştüm gerçekten çok heyecanlıyım Bu yıl çalışmadığım

I'm really excited about the

I'm really excited about the competition that falls on a day

bir güne denk gelen yarışma bir güne denk gelen yarışma için gerçekten heyecanlıyım

competition that falls on a day

competition that falls on a day when I'm not working this year

Bu yıl çalışmadığım bir güne denk gelen yarışma

when I'm not working this year

bu yıl

when I'm not working this year if I ever lose my job because my

çalışmadığım bir güne denk geliyor Bu yıl çalışmıyorum eğer işimi kaybedersem çünkü benim

if I ever lose my job because my

if I ever lose my job because my accounting firm falls on hard

işimi kaybedersem çünkü benim

işimi kaybedersem çünkü muhasebe firmam zor bir muhasebe firmasına düşüyor

accounting firm falls on hard

accounting firm falls on hard times

zor bir

muhasebe firmasınadüşüyorzor zamanlarda düşüyor

times

times I might just be able to become a

olabilirim sadece olabilirim sadece olabilirim sadece olabilirim

I might just be able to become a

I might just be able to become a professional dancer

sadece profesyonel dansçı olabilirim profesyonel dansçı

professional dancer

professional dancer next we can say that the leaves

profesyonel dansçı sonra yapraklar diyebiliriz

next we can say that the leaves

next we can say that the leaves are detaching from this treat

sonraki yapraklar diyebiliriz

sonraki yapraklar diyebiliriz bu ikramdan ayrılanlar bu

are detaching from this treat

are detaching from this treat but it would be more

ikramdan ayrılanlar

bu ikramdan ayrılanlar ama daha çok olur

but it would be more

but it would be more conversational to say that

amadaha çok olur ama şu muhabbeti söylemek

daha muhabbetli olur

conversational to say that

conversational to say that they're falling off the snow is

kardan düştüklerini söylemek muhataptır

they're falling off the snow is

they're falling off the snow is falling off the branches of

onlarkardan düşüyorlar kardan düşüyorlar

kar düşüyor dallardan

falling off the branches of

falling off the branches of trees in the forest

düşüyor dallardan düşüyor

ormandaki ağaçların dallarından düşüyor

trees in the forest

ormandaki ağaçlar

trees in the forest the rider fought hard but in the

ormandaki ağaçlar binici çok mücadele etti ama

the rider fought hard but in the

the rider fought hard but in the end he fell off the bowl all off

biniciçok mücadele ettiama

binici çok mücadele etti ama sonunda o tamamen kaseden düştü o

end he fell off the bowl all off

end he fell off the bowl all off can also be used to describe a

tamamen kaseden düştü o

can also be used to describe a

can also be used to describe a decline in quality performance

kaseden tamamen düştü. a

aynı zamanda kalite performansında bir düşüşü tanımlamak için kullanılabilir kalite performansında

decline in quality performance

decline in quality performance condition or popularity think of

düşüş kalite performansında düşüş kalite performansında düşüş

koşul veya popülerlik

condition or popularity think of

condition or popularity think of something literally falling off

durumu veyapopülerliğidüşünün

durumu veya popülerliği düşünün kelimenin tam anlamıyla düşen bir

something literally falling off

something literally falling off a place of high esteem or

şey tam anlamıyladüşen bir

şey kelimenin tam anlamıyla bir yerden düşen bir şey yüksek saygınlık veya

a place of high esteem or

a place of high esteem or respect or even falling off the

yüksek itibarlı bir yerveya

yüksek itibar veya saygı duyulan bir yer veya hatta saygıdan düşmek, hatta

respect or even falling off the

respect or even falling off the edge of the world and

saygıdan düşmek, hatta dünyanın kenarından ve dünyanın ucundan ve

edge of the world and

edge of the world and disappearing when it

dünyanın ucundan düşüp ortadan kaybolmak mecazi olarak

disappearing when it

disappearing when it figuratively falls off that band

o gruptan düştüğünde kayboluyor mecazi olarak o gruptan

figuratively falls off that band

figuratively falls off that band really fell off when the lead

düşüyor mecazi olarak o gruptan düşüyor o

grup gerçekten düştü kurşun gerçekten düştüğünde

really fell off when the lead

really fell off when the lead guitarist left the group the

kurşun

gerçekten düştüğünde baş gitarist gruptan ayrıldığında

guitarist left the group the

guitarist left the group the stock market fell off after the

gitarist gruptan ayrıldığında

gitarist gruptan ayrıldı borsa düştü sonra borsa düştü

stock market fell off after the

stock market fell off after the public lost confidence in big

halkın büyük halka güvenini kaybettikten sonra borsa düştü büyük

public lost confidence in big

public lost confidence in big banks

halka güveninikaybetti

büyük bankalara güvenini kaybetti

banks

banks the food at the restaurant has

bankalar

bankalar lokantada yemek var

the food at the restaurant has

the food at the restaurant has really fallen off lately

yemek varrestoran var

restorandaki yemekler son zamanlarda gerçekten düştü

really fallen off lately

really fallen off lately maybe they hired a new chef the

gerçekten düştü son zamanlarda

gerçekten düştü belki yeni bir şef tuttular belki

maybe they hired a new chef the

maybe they hired a new chef the performance of workers really

yeni bir şef tuttular

belki yeni bir şef tuttular işçilerin performansı gerçekten

performance of workers really

işçilerin performansı gerçekten

performance of workers really fell off when they discovered

işçilerin performansları gerçekten düştü keşfettiklerinde düştü

fell off when they discovered

fell off when they discovered they could play games on their

keşfettiklerinde düştü keşfettiklerinde

oyun oynayabildiklerini keşfettiklerinde oyun oynayabildiler akıllı

they could play games on their

they could play games on their smartphones

telefonlarında oyun oynayabildiler akıllı telefonlar akıllı

smartphones

smartphones my grandfather fell off the

telefonlar dedem düştü

my grandfather fell off the

my grandfather fell off the wagon again

dedem düştü

dedem yine vagondan düştü yine

wagon again

vagon yine

wagon again my grandfather stopped being

vagon yine dedem olmayı bıraktı dedem olmayı

my grandfather stopped being

my grandfather stopped being sober when he started drinking

bıraktı dedem alkole

başlayınca ayık olmayı bıraktı o ayıkken

sober when he started drinking

sober when he started drinking again

içmeye başlayınca tekrar

içmeye başlayınca şimdi

again

again now listen for the different

farklı olanı dinle

now listen for the different

şimdidinlefarklı

now listen for the different uses of fall-off in this short

şimdi bu kısa hikayede düşmenin farklı kullanımlarını dinleyin bu kısa

uses of fall-off in this short

uses of fall-off in this short story the number of young people

hikayede düşmenin bu kısa kullanımları

story the number of young people

story the number of young people in my little town has really

küçük kasaba gerçekten

in my little town has really

in my little town has really fallen off recently

benim küçük kasabamda gerçekten

benim küçük kasabamda gerçekten düştü son zamanlarda düştü

fallen off recently

fallen off recently I guess people are looking for

yakın zamanda düştü sanırım insanlar arıyor

I guess people are looking for

I guess people are looking for more excitement in bigger cities

sanırım insanlararıyor

sanırım insanlar daha büyük şehirlerde daha fazla heyecan arıyor

more excitement in bigger cities

more excitement in bigger cities it makes me sad at times like

daha fazla heyecan büyük şehirlerde

daha fazla heyecan büyük şehirlerde bazen beni üzüyor bazen beni

it makes me sad at times like

üzüyor gibi bazen beni üzüyor gibi

it makes me sad at times like everyone else is falling off a

herkes düşüyor a

everyone else is falling off a

herkesdüşüyor a

everyone else is falling off a cliff and I'm the only one left

herkes uçurumdan düşüyor ve ben Tek kalan

cliff and I'm the only one left

cliff and I'm the only one left this is made my performance at

uçurum benimvetek kalan

uçurum benim ve tek kalan benim bu yapılır, buradaki performansım yapılır, buradaki

this is made my performance at

this is made my performance at the local factory fall off a bit

performansım

yapılır, yerel fabrikadaki performansım biraz düşer

the local factory fall off a bit

the local factory fall off a bit but i'm confident i can make

yerelfabrikabiraz düşüyor

yerel fabrika biraz düşüyor ama başarabileceğime eminim

but i'm confident i can make

but i'm confident i can make friends with some of the older

amayapabileceğime eminim

ama bazı eski

friends with some of the older

friends with some of the older people in town next

arkadaşlarla bazı eski

arkadaşlarla arkadaş olabileceğime eminim kasabadaki bazı yaşlılarla birlikte kasabadaki sonraki

people in town next

people in town next what do you think would happen

insanlar kasabadaki sonraki

insanlar sonraki ne olur

what do you think would happen

what do you think would happen to this roof if it became

sizce ne olur

sizce bu çatı bu çatıya gelse ne olur sizce

to this roof if it became

to this roof if it became covered with too much snow

bu çatıya gelse çok fazla karla kaplanırsa, çok

covered with too much snow

fazla karla

covered with too much snow it would fall in literally fall

kaplanırsa, çok fazla karla kaplanırsa, düşerdi, kelimenin tam anlamıyla düşerdi, kelimenin tam

it would fall in literally fall

it would fall in literally fall in describes a collapse part of

anlamıyla düşerdi, kelimenin

tam anlamıyla düşerdi, bir çöküşü anlatır bir çöküşü anlatır

in describes a collapse part of

in describes a collapse part of the roof of this abandoned house

bir çöküşü anlatır bir çöküşü

anlatır bu terk edilmiş evin çatısının bir parçası bu terk edilmiş evin

the roof of this abandoned house

the roof of this abandoned house had falling in

çatısı bu terk

edilmiş evin çatısı çökmüştü bu terk edilmiş evin çatısı düşmüştü

had falling in

had falling in similarly soldiers can also

düşmüştü benzer şekilde askerler de benzer şekilde

similarly soldiers can also

similarly soldiers can also organize themselves in lines by

askerler de

benzer şekilde askerler de kendilerini organize ederek sıralar halinde organize olabilirler sıra sıra

organize themselves in lines by

organize themselves in lines by rank when ordered to fall in

kendilerini sıra sıra organize ederek sıra sıra sıra düşmek emredildiğinde sıra

rank when ordered to fall in

rank when ordered to fall in figuratively when you fall in

sıra düşmek emredildiğinde mecazi olarak düşmek emredildiğinde mecazi olarak düşmek

figuratively when you fall in

figuratively when you fall in love with someone you

mecazi olarak düşmek mecazi olarak sevdiğiniz birine

love with someone you

love with someone you experienced strong and

aşık olduğunuzda sevdiğiniz birine biriyle güçlü ve güçlü yaşadın

experienced strong and

experienced strong and uncontrolled romantic feelings

ve

güçlü ve kontrolsüz romantik duygular yaşadın

uncontrolled romantic feelings

uncontrolled romantic feelings for them

for them

kontrolsüz romantik duygular onlar için onlar için

kontrolsüz romantik duygular

for them the man and woman had fallen in

kadın ve erkek aşık oldu erkek ve kadın

the man and woman had fallen in

the man and woman had fallen in love on monday and were married

aşık oldu erkek ve kadın aşık oldu pazartesi ve

love on monday and were married

love on monday and were married by sunday you can also be

pazartesi evlendik aşık olduk ve

pazartesi aşık olduk ve pazara kadar evlendik pazara kadar da olabilirsin pazara da

by sunday you can also be

by sunday you can also be influenced to join groups which

olabilirsin

ayrıca

influenced to join groups which

gruplara katılmaktan etkilenebilirsin

influenced to join groups which might not be good for you when

senin için iyi değil ne zaman

might not be good for you when

might not be good for you when you fall in with the wrong crowd

senin için iyi olmayabilir ne zaman senin için

iyi olmayabilir yanlış kalabalığa

you fall in with the wrong crowd

you fall in with the wrong crowd in areas with high levels of

düşüyorsun yanlış kalabalığa

düşüyorsun yüksek seviyeli alanlarda yanlış kalabalığa düşüyorsun suç oranının

in areas with high levels of

in areas with high levels of crime

yüksek olduğu alanlarda yüksek seviyeler suç

crime

crime many young men fall in with

suç birçok genç erkek

many young men fall in with

many young men fall in with gangs and begin causing trouble

birçok gençerkekle birlikte olur

birçok genç erkek çetelere karışır ve sorun çıkarmaya başlar çeteler ve

gangs and begin causing trouble

sorun çıkarmaya başlar

gangs and begin causing trouble now listen for the different

çeteler ve sorun çıkarmaya başlar şimdi farklı olanı dinle

now listen for the different

şimdi farklı olanıdinle

now listen for the different uses of fall in

şimdi bu kısa hikayede düşmenin farklı kullanımlarını dinle

uses of fall in

uses of fall in in this short story I'm afraid

bu

in this short story I'm afraid

in this short story I'm afraid that my son's falling in with

kısa hikayede korkuyorum bu kısa hikayedekorkuyorum

bu kısa hikayede oğlum düşüyor diye korkuyorum

that my son's falling in with

oğlum

that my son's falling in with some bad man in the neighborhood

mahalledeki kötü adamlardan biriyle birlikte oluyor oğlum son zamanlarda biraz bunalıma girdi

some bad man in the neighborhood

some bad man in the neighborhood he's been a bit depressed lately

son zamanlarda

he's been a bit depressed lately

he's been a bit depressed lately because the girl he fell in love

biraz bunalıma girdi son zamanlarda

biraz bunalıma girdi çünkü aşık olduğu kız

because the girl he fell in love

çünkü aşık olduğu kız

because the girl he fell in love with moved to a different

çünkü aşık olduğu kız başka bir ülkeye taşınmış farklı bir ülkeye

with moved to a different

with moved to a different country

taşınmış

farklı bir ülkeye taşınmış yatak odasının tavanı

country

country the ceiling of his bedroom has

the ceiling of his bedroom has

the ceiling of his bedroom has also fallen in

yatak odasının tavanı var

yatak odasının tavanı da düştü ayrıca düştü

also fallen in

also fallen in because of water damage I sure

su hasarı nedeniyle de düştü Eminim su

because of water damage I sure

hasarı nedeniyle eminim

because of water damage I sure wish she was falling in at some

su hasarı yüzünden Eminim keşke bir dilekte

wish she was falling in at some

wish she was falling in at some military academy right now

düşseydibir

dilekte düşüyordu bazı askeri akademilere düşüyordu şu anda

military academy right now

askeri akademişu anda

military academy right now next if you develop a strong

askeri akademi şu anda sonraki güçlü bir şey geliştirirsen bir sonraki

next if you develop a strong

next if you develop a strong connection with someone when you

güçlü bir bağ geliştirirsen biriyle

connection with someone when you

bağlantı kurduğunda biriyle bağlantı kurduğunda

connection with someone when you fall in love

biriyle bağlantı kurduğunda aşık ol aşık ol aşık ol

fall in love

fall in love what happens when you lose this

bunu kaybettiğinde ne olur

what happens when you lose this

what happens when you lose this connection

bunu kaybettiğinde ne olur

bu bağlantıyı kaybettiğinde ne olur ilişkiden çıkarsın ilişkiden

connection

connection you fall out of the relationship

you fall out of the relationship

you fall out of the relationship with that person

düşersin bununla ilişkiden düşersin kişi ile

with that person

with that person fallout has the literal meaning

o kişi ile fallout gerçek anlamı vardır

fallout has the literal meaning

fallout has the literal meaning of something

fallout gerçek anlamı vardır fallout

gerçek anlamı vardır fallout bir şeyin bir şeyin bir şeyin

of something

of something exiting a place by falling like

bir yerden düşerek çıkması

exiting a place by falling like

exiting a place by falling like when your keys fall out of your

bir yerden düşerek

bir yerden çıkmak gibi düşerek bir yerden çıkmak gibi anahtarlarınızın düşmesi gibi senin

when your keys fall out of your

when your keys fall out of your pocket but fallout is more

anahtarlarıncebinden düştüğünde senin

anahtarların cebinden düştüğünde ama serpinti daha fazla

pocket but fallout is more

pocket but fallout is more commonly used figuratively to

cepamaserpinti dahaçok mecazi olarak

kullanılır -

commonly used figuratively to

yaygın olarak mecazi olarak kullanılır -

commonly used figuratively to describe relationships ending

yaygın olarak mecazi olarak biten ilişkileri tarif etmek için mecazi olarak kullanılır

describe relationships ending

describe relationships ending just like the feelings of

biten ilişkileri tanımlayın tıpkı benzer duyguları gibi tıpkı

just like the feelings of

just like the feelings of falling in love you feel a

aşık olma duyguları gibi aşık olduğunuzu hissedersiniz

falling in love you feel a

falling in love you feel a similar lack of control when you

aşık olduğunuzu hissedersiniz benzer şekilde kontrol eksikliği hissedersiniz

similar lack of control when you

similar lack of control when you have a falling out with someone

Kontrol, biriyle aranız düştüğünde,

have a falling out with someone

biriyle aranız bozulur, biriyle aranız bozulur,

have a falling out with someone the two friends fell out after

the two friends fell out after

iki arkadaş düştükten sonra,

the two friends fell out after the guy on the Left discovered

iki arkadaş düştükten sonra, Soldaki adam yan taraftaki adamı keşfettikten sonra, iki arkadaş düştü.

the guy on the Left discovered

Soldaki

the guy on the Left discovered the guy on the right had kissed

adamı keşfetti Soldaki adamı keşfetti sağdaki adamı öptü

the guy on the right had kissed

sağdaki adamıöptü

the guy on the right had kissed his girlfriend

sağdaki adamı öptü kız arkadaşını öptü onun kız arkadaşı onun kız arkadaşı

his girlfriend

his girlfriend I fallen out with most of the

I fallen out with most of the

I fallen out with most of the people i went to elementary

insanların çoğuyla aram bozuldu ilkokula gittim

people i went to elementary

people i went to elementary school with the man had a

ilkokula adamla gittim adamla okulum vardı adamla

school with the man had a

school with the man had a falling out with his business

okulum vardı adamla aram açıldı işiyle arası

falling out with his business

bozuldu işiyle arası

falling out with his business partner

bozuldu iş ortağıyla çıktı ortak

partner

partner now listen for the different

ortak şimdi farklı olanı dinle

now listen for the different

now listen for the different uses

uses

şimdi farklı olanı dinle

şimdi farklı kullanımları dinle

kullanımlar

uses fall out in this short story i

kullanımlar bu kısa hikayede düşüyorum bu

fall out in this short story i

kısa hikayede

fall out in this short story i was in trouble at the restaurant

düşüyorum bu kısa hikayede düşüyorum başım beladaydı restoranın

was in trouble at the restaurant

başı

was in trouble at the restaurant when I couldn't pay

restoranda dertte restoranda başım dertte ödeyemediğimde

when I couldn't pay

when I couldn't pay I guess my wallet must have

ödeyemediğimde

ödeyemediğimde sanırım cüzdanımda olmalı sanırım

I guess my wallet must have

I guess my wallet must have fallen out of my pocket

cüzdanımda olmalı

sanırım cüzdanımda olmalı cebimden

fallen out of my pocket

fallen out of my pocket the real problem was that I'd

düştüm cebimden düştüm

cebimden düştüm asıl sorun şuydu ki

the real problem was that I'd

the real problem was that I'd fallen out with the owner of the

asıl sorun şuydu ki

asıl sorun şuydu ki sahibiyle aram bozuldu restoranın sahibi restoranın

fallen out with the owner of the

fallen out with the owner of the restaurant

sahibiyle arası bozuldu

restaurant

restaurant so he made me mop up all of the

bu yüzden bana her yeri paspaslattı bu

so he made me mop up all of the

so he made me mop up all of the floors in the restaurant to pay

yüzden bana

tüm yerleri paspaslattı bu yüzden restorandaki katları ödemem için bana restoranın tüm katlarını paspaslattı

floors in the restaurant to pay

floors in the restaurant to pay for what I'd eaten

restoranda katları ödemek için ödememe izin vermek

for what I'd eaten

for what I'd eaten instead of just letting me paid

yerine sadece ödememe izin vermek yerine yediklerime karşılık yediklerime ödemek için daha sonra ödememe izin vermek yerine

instead of just letting me paid

instead of just letting me paid later continuing with

ödememe izin vermek daha sonra devam etmek ile devam etmek

later continuing with

later continuing with relationships

relationships

daha sonra ilişkilerle devam edin ilişkiler

relationships you can also describe a

ilişkileri ayrıca tanımlayabilirsiniz a ayrıca

you can also describe a

you can also describe a relationship that's becoming

tanımlayabilirsiniz a

ayrıca bir ilişkiye dönüşen bir ilişkiyi de tanımlayabilirsiniz bu ilişki gittikçe

relationship that's becoming

relationship that's becoming worse as one that's falling

kötüleşen bir ilişki olarak daha da kötüleşen bir ilişki olarak daha da

worse as one that's falling

worse as one that's falling apart

kötüye giden bir ilişki olarak dağılan bir ilişki olarak

apart

apart this is the conversational way

bu konuşma yolu

this is the conversational way

this is the conversational way of describing this integration

bu konuşma yolu

bu, bu bütünleşmeyi tanımlamanın konuşma yolu bu bütünleşmeyi tanımlamanın bu bütünleşmeyi tanımlamanın doğal süreci daha

of describing this integration

of describing this integration the natural process of

the natural process of

the natural process of separation into smaller pieces

küçük parçalara ayrılmanın doğal sürecinin doğal süreci daha

separation into smaller pieces

separation into smaller pieces that happens to everything

küçük parçalara ayrılma daha

küçük parçalara ayrılma olan her şeyin başına gelen her şeyin başına gelen her şey

that happens to everything

that happens to everything physical from machines and

makinelerden fiziksel ve

physical from machines and

physical from machines and objects to people over time

makinelerden

fiziksel ve makinelerden ve nesnelerden insanlara zamanla fiziksel olan her şeyin başına yaşlandıkça

objects to people over time

objects to people over time I feel like my body is falling

I feel like my body is falling

I feel like my body is falling apart as i get older things

vücudumun parçalandığını hissediyorum yaşlandıkça parçalar parçalanıyor yaşlandıkça eskisi gibi

apart as i get older things

apart as i get older things don't work as well as they used

çalışmıyor eskisi kadar iyi çalışmıyor eskisi gibi

don't work as well as they used

don't work as well as they used to

to

çalışmıyor bu tapınağın

to the great stone structures of

büyük taş yapılarının büyük taş yapılarının büyük

the great stone structures of

the great stone structures of this temple fell apart

taş yapılarına alışık oldukları gibi, bu tapınağın büyük taş yapılarının parçalanması bu tapınağın

this temple fell apart

this temple fell apart over time this house began

parçalanması bu tapınak

zamanla parçalanması bu ev zamanla başladı bu

over time this house began

ev

over time this house began falling apart once the owners

zamanla başladı bu ev yıkılmaya başladı ayrı, sahipler

falling apart once the owners

dağılır,sahipler

falling apart once the owners left

dağılır, sahipler ayrıldıktansonra, sol, sol,

left

left in addition to relationships

ilişkilere ek olarak, ilişkiler ayrı

in addition to relationships

in addition to relationships fall apart is also used to

düşer, ayrıca dağılmak için de kullanılır, ayrıca dağılmak

fall apart is also used to

fall apart is also used to describe the disintegration of

için de kullanılır,

dağılmayı anlatmak için de kullanılır.

describe the disintegration of

describe the disintegration of other non-physical things

diğer fiziksel olmayan şeylerin parçalanmasını tarif etmenin dağılmasını tarif etmenin diğer fiziksel olmayan şeylerin

other non-physical things

other non-physical things my wife still falls apart

diğer fiziksel olmayan şeylerin karım hala parçalanıyor karım hala

my wife still falls apart

my wife still falls apart whenever she thinks about our

parçalanıyor

karım hala bizim hakkında düşündüğünde

whenever she thinks about our

whenever she thinks about our dog that died recently

her zaman bizim hakkında düşündüğü zaman yakın zamanda ölen köpeğimizi düşünüyor yakın zamanda

dog that died recently

dog that died recently my wife still becomes

ölen köpek

yakın zamanda öldü karım hala karım oluyor hala

my wife still becomes

my wife still becomes emotionally uncontrollable and

duygusal olarak kontrol edilemez ve

emotionally uncontrollable and

duygusal olarak kontrol edilemez ve

emotionally uncontrollable and sad whenever she thinks about

duygusal olarak kontrol edilemez ve ne zaman üzgün olduğunu düşünse, ne zaman üzgün olduğunu düşünse, ne

sad whenever she thinks about

sad whenever she thinks about our dog that died recently

zaman üzgün olduğunu düşünse, duygusal olarak kontrol edilemez ve üzgün oluyor yakın zamanda ölen köpeğimizi düşünüyor yakın zamanda

our dog that died recently

ölen köpeğimizi yakın zamanda ölen

our dog that died recently I lost my job and my marriage

köpeğimizi işimi ve evliliğimi kaybettim işimi

I lost my job and my marriage

I lost my job and my marriage it feels like my life is falling

ve evliliğimi

kaybettim işimi ve evliliğimi kaybettim hayatım düşüyormuş gibi hissediyorum

it feels like my life is falling

it feels like my life is falling apart

hayatım gibi geliyor düşüyor

hayatım paramparça oluyormuş gibi hissediyorum

apart

apart now listen for the different

şimdi farklı olanı dinle

now listen for the different

now listen for the different uses of fall apart in this short

şimdi farklı olanı dinle

şimdi bu kısa hikayede fall apart kelimesinin farklı kullanımlarını dinle

uses of fall apart in this short

uses of fall apart in this short story

bu kısa hikayede fall apart kelimesinin kullanımları

story

story I decided to go shopping because

hikaye alışverişe gitmeye karar verdim çünkü

I decided to go shopping because

I decided to go shopping because all of my clothes are falling

alışverişe gitmeye karar verdim çünkü

alışverişe gitmeye karar verdim çünkü tüm kıyafetlerim

all of my clothes are falling

all of my clothes are falling apart

düşüyor tüm kıyafetlerim

apart

apart my house is falling apart as

my house is falling apart as

dökülüyor

my house is falling apart as well now that i think about it

evim de yıkılıyor şimdi

well now that i think about it

well now that i think about it it looks all right but needs

iyi düşünüyorum şimdi iyi düşünüyorum

şimdi düşünüyorum da iyi görünüyor ama

it looks all right but needs

it looks all right but needs quite a few repairs

ihtiyacı var iyi görünüyor ama ihtiyacı var

iyi görünüyor ama epeyce ihtiyacı var tamir epeyce tamir epeyce tamir

quite a few repairs

quite a few repairs luckily my relationship with my

şans eseri ilişkim iyi ki eşimle

luckily my relationship with my

luckily my relationship with my wife couldn't be better if that

ilişkim

şans eseri karımla ilişkim daha iyi olamaz eğer o karım daha

wife couldn't be better if that

wife couldn't be better if that ever fell apart

iyi olamazsa o

karım daha iyi olamaz eğer o hiç düşerse ayrı düştü hiç dağıldı

ever fell apart

ever fell apart I don't know what I do

ne yaptığımı bilmiyorum ne yaptığımı

I don't know what I do

I don't know what I do next when something falls

bilmiyorum sonra ne yapacağımı

bilmiyorum sonraki bir şey düştüğünde sonraki bir şey

next when something falls

next when something falls through something else

düştüğünde sonraki bir

şey düştüğünde başka bir şey aracılığıyla başka bir şey aracılığıyla

through something else

through something else it physically passes through a

başka bir şey fiziksel olarak içinden geçer

it physically passes through a

it physically passes through a space or hole in another object

fiziksel olarak geçer a

fiziksel olarak bir boşluktan veya başka bir nesnedeki delikten geçer

space or hole in another object

space or hole in another object quickly by falling like ice

başka bir nesnedeki boşluk

veya delikten buz gibi hızla düşerek hızla buz

quickly by falling like ice

gibi düşerek

quickly by falling like ice falling through the air

hızla buz gibi düşerek düşen hava yoluyla

falling through the air

falling through the air the seed that fell through a

düşen hava yoluyla

düşen hava yoluyla düşen tohum a tohumdan

the seed that fell through a

the seed that fell through a crack in this rock many years

düşen

tohum a bu kayadaki bir çatlaktan düşen tohum uzun yıllar bu kayayı

crack in this rock many years

crack in this rock many years ago has become a beautiful tree

çatlat uzun yıllar bu kayayı çatlatan yıllar önce güzel bir ağaç

ago has become a beautiful tree

ago has become a beautiful tree don't skate beyond the red cones

ol önce güzelbir ağaç oldu

önce güzel bir ağaç oldu kırmızı konilerin ötesine kayma

don't skate beyond the red cones

kırmızı konilerin ötesine

don't skate beyond the red cones the ice is thinner there and you

kayma kırmızı konilerin ötesine kayma buz orada daha incedir ve sen

the ice is thinner there and you

the ice is thinner there and you might fall through this thatched

buz orada daha incevesiz

oradaki buz daha ince ve bu sazdan düşebilirsiniz bu sazdan düşebilir

might fall through this thatched

might fall through this thatched roof is not well supported

bu sazdan çatıdan düşebilir iyi desteklenmiyor

roof is not well supported

roof is not well supported so you'll fall through if you

çatı iyi desteklenmiyor

çatı iyi desteklenmiyor yani eğer öyleyse düşeceksiniz

so you'll fall through if you

düşeceksineğer üzerinde

so you'll fall through if you try to walk on it

yürümeye çalışırsan üzerinde

try to walk on it

try to walk on it figuratively fall through is

yürümeye çalışırsan üzerinde yürümeye çalış

üzerinde yürümeye çalış

figuratively fall through is

figuratively fall through is used to describe something

mecazi olarak düşmek mecazi olarak

düşmek mecazi olarak düşmek bir şeyi tarif etmek için kullanılır

used to describe something

used to describe something unsuccessful or that doesn't

başarısız olan veya başarısız olmayan

unsuccessful or that doesn't

veya

unsuccessful or that doesn't happen as intended

başarısız olmayan veya amaçlandığı gibi olmayan bir şeyi anlatmak için kullanılır amaçlandığı gibi gerçekleşir

happen as intended

happen as intended his plan to meet his friend for

arkadaşıyla buluşma planı için arkadaşıyla

his plan to meet his friend for

his plan to meet his friend for dinner fell through so he

buluşma planı için arkadaşıyla

buluşma planı için amaçlandığı gibi olur akşam yemeği için arkadaş başarısız oldu, bu yüzden

dinner fell through so he

dinner fell through so he enjoyed a nice evening at the

akşam yemeği başarısız oldu, bu yüzden akşam

yemeği başarısız oldu, bu yüzden şirketinde güzel bir akşam geçirdi, restoranda

enjoyed a nice evening at the

enjoyed a nice evening at the restaurant by himself

güzel bir akşam geçirdi, restoranda tek

restaurant by himself

restaurant by himself the company's plans for

başına güzel bir akşam geçirdi,

kendi başına restoran şirketin şirketin planları

the company's plans for

the company's plans for expansion into china fell

Şirketin Çin'e genişleme planları düştü Çin'e

expansion into china fell

genişlemedüştü

expansion into china fell through when they couldn't get

Çin'e genişleme başarısız oldu, başaramayınca başaramadılar,

through when they couldn't get

through when they couldn't get permission from the government

hükümetten

permission from the government

permission from the government the deal fell through when the

izin alamayınca

hükümetten izin aldılar. hükümet anlaşma başarısız oldu

the deal fell through when the

the deal fell through when the two companies couldn't agree on

anlaşma başarısız oldu

anlaşma başarısız oldu anlaşma başarısız oldu iki şirket üzerinde anlaşamadı iki

two companies couldn't agree on

two companies couldn't agree on the terms of sale

şirket üzerinde anlaşamadı iki şirket satış şartları üzerinde anlaşamadı

the terms of sale

the terms of sale now listen for the different

satış

şartları satış şimdi farklıyı dinle

now listen for the different

şimdifarklıyı dinle

now listen for the different uses of fall through

şimdi farklıyı dinle düşmenin farklı kullanımlarını dinle

uses of fall through

uses of fall through in this short story

düşmenin

kullanımları bu kısa hikayede bu kısa

in this short story

in this short story what's nice about being an

hikayede bu kısa

hikayede olmanın güzel yanı bir olmanın güzel yanı

what's nice about being an

what's nice about being an astronaut is that you can't get

astronot olmanın güzel yanı,

astronaut is that you can't get

astronaut is that you can't get hurt when falling through an

astronot olamamanızdır, astronot olamamanızdır, düşerken

incinmemenizdir.

hurt when falling through an

hurt when falling through an opening in your ship

opening in your ship

opening in your ship you float everywhere in space

geminde

açılıyor geminde açılıyor uzayda her yerde süzülüyorsun uzayda her yerde

you float everywhere in space

you float everywhere in space just make sure your plan to meet

süzülüyorsun uzayda

her yerde süzülüyorsun sadece buluşma planından emin ol sadece

just make sure your plan to meet

buluşma planından emin ol sadece

just make sure your plan to meet the guy delivering your air

havanı teslim eden adamla buluşma planından emin ol

the guy delivering your air

the guy delivering your air doesn't fall through the final

adam havanızı teslim eden

adam havanızı teslim ediyor finalden geçmiyor finalden

doesn't fall through the final

doesn't fall through the final phrasal verb in this lesson is

geçmiyor

son fiilden geçmiyor bu derste

phrasal verb in this lesson is

phrasal verb in this lesson is fall for

öbek fiildir bu derste öbek fiildir

bu dersteki öbek fiildir sonbahar için sonbahardır

fall for

fall for when you fall for something it's

düşmek için bir şeye aşık olduğunda, bir şeye

when you fall for something it's

when you fall for something it's as if you're controlled by it

aşık olduğunda, bir şeye aşık olduğun zaman, sanki onun tarafından kontrol ediliyormuşsun gibi, onun

as if you're controlled by it

as if you're controlled by it where you fall victim to it I

tarafından kontrol ediliyormuşsun gibi,

onun tarafından kontrol ediliyormuşsun gibi, kurbanı olduğun yerde Ben

where you fall victim to it I

where you fall victim to it I can't believe the audience fell

senin kurban olduğun yerdeBen senin

kurban olduğun yerde Seyircinin düştüğüne inanamıyorum

can't believe the audience fell

Seyircinin düştüğüne inanamıyorum

can't believe the audience fell for that trick

Seyircinin o numaraya düştüğüne inanamıyorum

for that trick

for that trick even a child could see that it

Bir çocuk bile bu numara için bu numaraya kanabilir bak ki

even a child could see that it

even a child could see that it wasn't real magic

bir çocuk bilegörebilir bunun

bir çocuk bile görebilirdi ki gerçek sihir değildi

wasn't real magic

wasn't real magic did you fall for the background

gerçek sihir değildi gerçek

sihir değildi arka plana düştün mü arka

did you fall for the background

did you fall for the background in this scene

plana düştün

mü arka plana düştün mü bu sahnede bu sahnede bu

in this scene

in this scene the horse and cowboy real but

sahnede at ve kovboy gerçek ama

the horse and cowboy real but

the horse and cowboy real but the background is just a picture

at vekovboygerçekama

at ve kovboy gerçek ama arka plan sadece bir resim arka

the background is just a picture

the background is just a picture of mountains this fish fell for

plan sadece bir resim

arka plan sadece dağların bir resmi bu balığın düştüğü

of mountains this fish fell for

of mountains this fish fell for the bait

dağlar yüzündenbubalıkdüştü bu

balık yem için düştü yem

the bait

the bait luckily the fishermen released

şans eseri balıkçılar serbest bırakıldı şans eseri

luckily the fishermen released

luckily the fishermen released it back into the river

balıkçılarserbest bırakıldı

şans eseri balıkçılar onu nehre geri bıraktılar

it back into the river

nehre

it back into the river the man fell hard for the woman

geri döndü adam sert bir şekilde düştü kadın için

the man fell hard for the woman

the man fell hard for the woman it's like he's under her spell

adam kadına sert düştü

adam kadına sert düştü sanki onun büyüsü altındaymış

it's like he's under her spell

it's like he's under her spell now they're planning to get

gibi

onun büyüsü altında sanki şimdi almayı planlıyorlar

now they're planning to get

now they're planning to get married here's one last short

şimdi almayı planlıyorlar

evlenmeyi planlıyorlar işte son bir kısa

married here's one last short

married here's one last short story featuring the different

evlilik işte son bir kısa

evlilik işte son bir kısa hikaye farklı

story featuring the different

hikaye içeren farklı

story featuring the different uses of fall for they fell for

hikaye sonbaharın farklı kullanımlarını içeriyor çünkü onlar sonbaharın kullanımlarına kandılar

uses of fall for they fell for

uses of fall for they fell for it

it

çünkü

sonbaharın kullanımlarına kandılarçünkükandılar biz

it we caught these little guys

bu küçük adamları yakaladık bu

we caught these little guys

we caught these little guys outside with a clever trap that

küçük adamları yakaladık

bu küçük adamları dışarıda zekice bir tuzakla yakaladık o dışarıdaki

outside with a clever trap that

outside with a clever trap that looked like a girl squirrel

zekice bir tuzakla o dışarıda zeki bir tuzakla

looked like a girl squirrel

kız sincap gibi görünen kız sincap gibi görünen

looked like a girl squirrel I didn't think they'd fall for

bir sincaba benziyordu Aşık olacaklarını düşünmemiştim Aşık olacaklarını

I didn't think they'd fall for

I didn't think they'd fall for the fake squirrel but they did I

düşünmemiştim

Sahte sincaba aşık olacaklarını düşünmemiştim ama onlar

the fake squirrel but they did I

sahte sincabı yaptılaramaonlar beni yaptılar

the fake squirrel but they did I hope they didn't fall for the

sahte sincap ama yaptılar umarım kanmazlar

hope they didn't fall for the

hope they didn't fall for the fake squirrel too hard though

ümide kanmazlar umuda kanmazlar

sahte sincapa çok sert olsa da sahte

fake squirrel too hard though

fake squirrel too hard though because we're releasing them

sincap çok sert olsa da

sahte sincaba çok sert düşmezler çünkü serbest bırakıyoruz onları

because we're releasing them

yayınlıyoruz

because we're releasing them tomorrow

çünkü onları yarın yayınlıyoruz yarın yarın şimdi

tomorrow

tomorrow now for a last review

son bir gözden geçirme için şimdi son bir gözden geçirme için

now for a last review

now for a last review answer the following questions

şimdi son bir gözden geçirme için aşağıdaki soruları

answer the following questions

answer the following questions using what you've learned in

cevaplayın aşağıdaki soruları

cevaplayın bu bölümde öğrendiklerinizi kullanarak aşağıdaki soruları cevaplayın

using what you've learned in

öğrendiklerinizi kullanarak

using what you've learned in this video

this video

bu videoda öğrendiklerinizi kullanarak

bu

this video what's a native way of saying

video bu videoyu söylemenin yerel bir yolu

what's a native way of saying

what's a native way of saying that the quality of a person's

nedir demeninyerel bir

yolu nedir bir kişinin kalitesinin

that the quality of a person's

bir kişinin kalitesi olduğunu söylemenin yerel yolu nedir

that the quality of a person's work has decreased

bir kişinin işinin kalitesinin düştüğünü,

work has decreased

work has decreased you could say they're falling

işin azaldığını, düştüğünü, düştüğünü

söyleyebilirsiniz, düştüklerini

you could say they're falling

you could say they're falling down on the job or that the

söyleyebilirsiniz, işte düştüklerini veya işin düştüğünü söyleyebilirsiniz.

down on the job or that the

down on the job or that the level of their work is falling

işlerinin seviyesi düşüyor ya da işlerinin seviyesi düşüyor işlerinin

level of their work is falling

level of their work is falling off

seviyesi düşüyor işlerinin seviyesi düşüyor

off

off what's happening if you've

ne oluyorsa oluyor ne oluyorsa

what's happening if you've

what's happening if you've fallen on hard times

ne oluyor zor günler geçiriyorsanız

fallen on hard times

zor zamanlara

fallen on hard times you're in a bad or difficult

düştün zor zamanlara düştün kötü ya da zor bir durumdasın

you're in a bad or difficult

you're in a bad or difficult situation probably having to do

kötü ya da zor bir durumdasın muhtemelen yapmak zorundasın durum

situation probably having to do

situation probably having to do with a lack of money

muhtemelen yapmakzorundasın

durum muhtemelen bir eksiklikle yapmak zorundasın para

with a lack of money

ile parasızlık ile parasızlık ile parasızlık ile

with a lack of money what's a way to express that I'm

para eksikliği ile para eksikliği ile artık

what's a way to express that I'm

what's a way to express that I'm no longer friends with my

arkadaş olmadığımı ifade etmenin bir yolu olduğumu ifade etmenin ne yolu yokumla artık

no longer friends with my

no longer friends with my childhood neighbor we've fallen

arkadaş değilim

çocukluk komşumla daha uzun arkadaşlar düştük

childhood neighbor we've fallen

childhood neighbor we've fallen out

çocukluk komşusudüştük

çocukluk komşusu düştük

out

out why is it important to avoid

aramızdan ayrıldık neden kaçınmak önemlidir

why is it important to avoid

why is it important to avoid delays when you're working on a

kaçınmak

neden önemlidir neden üzerinde çalışırken gecikmelerden kaçınmak önemlidir a üzerinde

delays when you're working on a

delays when you're working on a tight schedule

çalışırken gecikmeler a

gecikmeler sıkı bir program üzerinde çalışırken gecikmeler

tight schedule

tight schedule you don't want to fall behind

sıkı program

sıkı program geride kalmak istemezsiniz

you don't want to fall behind

you don't want to fall behind if I'm walking on thin ice and

geride

kalmak istemezsiniz eğer ben' İnce buz üzerinde yürüyorum ve

if I'm walking on thin ice and

if I'm walking on thin ice and it breaks

ince buz üzerinde yürüyorsam ve

ince buz üzerinde yürüyorsam ve kırılıyorsa kırılıyor

it breaks

it breaks what will happen

kırılıyor ne olacak ne olacak

what will happen

what will happen I'll fall through the ice

ne olacak Buzun içinden düşeceğim Düşeceğim

I'll fall through the ice

I'll fall through the ice how would a native speakers say

buzun

içinden düşeceğim buzun içinden düşeceğim anadili İngilizce olan biri nasıl söylerdi anadili İngilizce olan biri nasıl

how would a native speakers say

how would a native speakers say that she's developed strong

söylerdi

güçlü geliştiğini

that she's developed strong

güçlü geliştiğini birine karşı

that she's developed strong feelings for someone she could

güçlü duygular geliştirdiğini birine karşı hissedebileceği birine karşı hissedebileceği güçlü hisler geliştirdiğini nasıl söylerdi

feelings for someone she could

feelings for someone she could say that she's fallen in love or

birine aşık olduğunu söyleyebilir ya da aşık olduğunu

say that she's fallen in love or

say that she's fallen in love or that she's fallen for someone

söyleyebilir ya daaşık olduğunu

ya da birine aşık olduğunu söyleyebilir birine

that she's fallen for someone

that she's fallen for someone what could I say if I'm angry

aşık olduğunu birisine aşık olduğunu söyleyebilir kızgınsam ne diyebilirim kızgınsam

what could I say if I'm angry

ne diyebilirim kızgınsam ne söyleyebilirim

what could I say if I'm angry because I allowed myself to be

çünkü kendimin olmasına izin verdim çünkü

because I allowed myself to be

kendimin olmasına izin verdim çünkü

because I allowed myself to be fooled or tricked

kandırılmama veya kandırılmama izin verdim

fooled or tricked

fooled or tricked I can't believe I fell for that

kandırılmamaveyakandırılmama

kandırılmama veya kandırılmama izin verdim Kandım

I can't believe I fell for that

I can't believe I fell for that how can i express that my

inanamıyorum Kandığıma inanamıyorum Kandığıma

inanamıyorum bunu nasıl ifade edebilirim ki bunu

how can i express that my

how can i express that my grandmother's home had

nasıl ifade edebilirim anneannemin evi var babaannemin

grandmother's home had

evi var

grandmother's home had deteriorated over time in a

babaannemin evi bozuldu zamanla

deteriorated over time in a

deteriorated over time in a conversational way it had fallen

bozuldu zamanla

bozuldu zamanla bozuldu sohbet olarak düştü sohbet

conversational way it had fallen

conversational way it had fallen apart

olarak düştüdağıldı

apart

apart what happened to the tree that

dağıldı ağaca ne oldu ağaca ne

what happened to the tree that

what happened to the tree that was cut by the man with the saw

oldu

ağaca ne oldu adam tarafından testere ile kesildi adam tarafından

was cut by the man with the saw

was cut by the man with the saw it fell over

testere ile kesildi adam tarafından

testere ile kesildi üzerine düştü

it fell over

it fell over you can also say that it fell

üzerine düştü

üzerine düştü de

you can also say that it fell

you can also say that it fell down though

düştü diyebilirsiniz ayrıca düştü de diyebilirsiniz

siz de yapabilirsiniz aşağı olsa da düştüğünü

down though

down though how can I say that the quality

söylesem de kaliteli olduğunu nasıl söyleyebilirim ki

how can I say that the quality

how can I say that the quality of the food at the restaurant

kaliteli olduğunu

nasıl söyleyebilirim ki restorandaki yemeğin kalitesi restorandaki yemeğin restorandaki yemeğin kalitesi

of the food at the restaurant

of the food at the restaurant became worse after its chef

haline geldi şefi

became worse after its chef

became worse after its chef moved to France but in a

Fransa'ya taşındıktan sonra ama Fransa'ya taşındıktan sonra Fransa'ya taşındıktan sonra şefi kötüleştikten sonra daha da kötüleşti ama

moved to France but in a

moved to France but in a conversational way

sohbet şeklinde sohbet yolu

conversational way

conversational way the quality of the food fell off

sohbet yolu yemeğin kalitesi

the quality of the food fell off

the quality of the food fell off after the chef left the food at

yemeğin kalitesinden düştüdüştü

yemeğin kalitesi düştü şef yemeği bıraktıktan sonra düştü

after the chef left the food at

after the chef left the food at the restaurant fell off

şef yemeğibıraktıktan sonra

şef restoranda yemeği bıraktıktan sonra restorandan düştü restorandan

the restaurant fell off

düştü

the restaurant fell off excellent work

restorandan düştü mükemmel iş mükemmel

excellent work

excellent work keep reviewing and using what

iş

mükemmel iş incelemeye devam et ve neyi kullanmak

keep reviewing and using what

keep reviewing and using what you've learned in your writing

gözden geçirmeye devam etmek ve neyi kullanmak

gözden geçirmeye devam etmek ve yazarken öğrendiklerinizi kullanmak yazınızda

you've learned in your writing

you've learned in your writing and conversations and you'll

öğrendikleriniz

yazılarınızda ve konuşmalarınızda öğrendikleriniz ve

and conversations and you'll

and conversations and you'll master these phrasal verbs in no

konuşmalarınız vesiz

ve konuşmalar ve siz Bu deyimsel fiillerde ustalaşmadan ustalaşacağım

master these phrasal verbs in no

master these phrasal verbs in no time

time

bu deyimsel fiillerde

ustalaşmadan bu deyimsel fiillerde çok kısa

time see you in the next video

sürede ustalaşacağız bir sonraki videoda görüşmek üzere